Bülbül Benim Derdimi Sen Anlat
Hafez sang:
بلبلى خون جگر خورد و گلى حاصل كردباد غيرت به صادش خار پريشان دل كردطوطيى را به خيال شكرى دل خوش بودناگهش سيل فنا نقش امل باطل كرد
Bir bülbül, gönül kanları yuttu da bir gül elde etti ama kıskançlık
rüzgârı, gönlünü yüzlerce dikenle perişan bir hale getirdi.
Dudunun, şeker hayaliyle gönlü hoştu, onu elde ederim diye avunuyordu.
Ansızın yokluk seli gelip emel nakşını bozuverdi!
Gertrude Bell’s translation:
The nightingale with drops of his heart’s blood
Had nourished the red rose, then came a wind,
And catching at the boughs in envious mood,
a hundred thorns about his heart entwined.
Like to the parrot crunching sugar, good
Seemed the world to me who could not stay
The wind of Death that swept my hopes away.
Compare with this beautiful recitation of Keats’ Ode to a Nightingale:
Ode to a Nightingale/ Bülbüle Övgü
Hafez
Translation:
Weep, O Nightingale, if you wish to be my friend
For we are two helpless lovers, whose work is weeping
In that land where the breeze blows from the beloved’s locks
what room is there for boasting of the musk of Tartar?
Bring wine so we can dye our cloak of hypocrisy
We are drunk form the cup of arrogance and we call it sobriety
Cherishing the thought of your hair is not for the novice
going under the chain is the way of the elite
There is a hidden subtlety that gives rise to love
whose name is neither ruby lip nor auburn cheek’s down
A person’s beauty is not in the eye nor face, nor cheek, nor hair
there are a thousand fine points in this work of beauties
The Qalandars of Truth do not buy, for half a barley corn,
the silk robe of the person who is without art
It is difficult to reach your doorstep
ascension to the heaven of joy is difficult
At dawn I dreamt of the seductive glance of your eye
Ah, some stages of sleep are better than being awake…
Do not harm his heart with your wailing, hush now Hafez
For eternal salvation lies in doing the least harm
Ey bülbül, benimle yoldaş olmak niyetindeysen, bana dost olmak hevesini
güdüyorsan ağla, inle. İkimiz de âşıkız, işimiz ağlayıp inleme.
Sevgilinin saçlarından esip gelen rüzgârların estiği yerde artık Tatar
diyarındaki nafelerden bahsedilir mi?
Şarabı sun da riya elbisesini boyayalım. Çünkü adımız ayık ama gurur
kadehinin sarhoşlarıyız.
Zülfüne tutulmayı düşünmek, her ham kişinin harcı değil. Zincirlere
bağlanıp yürümek ayyarlık yoludur.
Aşkı meydana getiren, gizli ve lâtif bir şeydir. Onun adı ne lâl
dudaktır, ne yeni terlemiş bıyık ve sakal!
Kişinin güzelliği gözle, saçla, yanakla, benle olmaz. Gönül elde etmede
binlerce nükte var!
* Hakikat kalenderleri, hünersiz kişinin giydiği atlas kaftanı yarım
arpaya bile almazlar!
Eşiğine ulaşmak müşkül. Evet, ululuk göğüne çıkmak güç bir iş!
Seher çağı, gözünün vuslata işaret ettiğini rüyada görüyorduk. Ne
güzeldir uyanıklıktan yeğ olan öyle bir uyku!
Hâfız, sevgilinin gönlünü ağlayıp inlemenle incitme... yeter artık.
Ebedî kurtuluş,, kimseyi incitmemededir.
Binâl bülbül eğer bâ
menet ser-i yârist
Ki mâ du âşık-ı
zârim-u kâr-ı mâ zârist
66
Original:
بنال بلبل اگر با منت سر یاریست
که ما دو عاشق زاریم و کار ما زاریست
در آن زمین که نسیمی وزد ز طره دوست
چه جای دم زدن نافههای تاتاریست
بیار باده که رنگین کنیم جامه زرق
که مست جام غروریم و نام هشیاریست
خیال زلف تو پختن نه کار هر خامیست
که زیر سلسله رفتن طریق عیاریست
لطیفهایست نهانی که عشق از او خیزد
که نام آن نه لب لعل و خط زنگاریست
جمال شخص نه چشم است و زلف و عارض و خال
هزار نکته در این کار و بار دلداریست
قلندران حقیقت به نیم جو نخرند
قبای اطلس آن کس که از هنر عاریست
بر آستان تو مشکل توان رسید آری
عروج بر فلک سروری به دشواریست
سحر کرشمه چشمت به خواب میدیدم
زهی مراتب خوابی که به ز بیداریست
دلش به ناله میازار و ختم کن حافظ
که رستگاری جاوید در کم آزاریست
`
Translation:
At dawn, the nightingale complained to the breeze, saying:
“Oh the things that loving the rose’s face has done to me…”
It pulled off the veil of the rose and brushed away the tress of the hyacinth
and opened the knot of the cord of the bud’s robe
The lover nightingale cried out in all directions
But it was the breeze that was blessed from this
Blessed be the morning breeze that
remedied the pain of those who stay awake at night
No more will I complain of strangers
for any wrong to me was done my that dear one
If I coveted a favor from the sultan, it was a mistake
If I sought faithfulness from the beloved, she was cruel.
I am the slave of the generous spirit of that dear one
Who did good deeds without pretension and hypocrisy
take the good news to the winesellers’ street
That Hafez repented of pretentious abstinence
Seher çağında bülbül, sabah rüzgârına, gülün cemaline olan aşkımız bize
neler etti, neler diye hikâyeye başladı:
Yüzünün renginden gönlüm kanlara bulandı, bu gül bahçesi yüzünden de
dikenlere müptelâ oldum.
O nazlı sevgilinin himmetine kul olayım... yaptığı hayrı riyasız yaptı
doğrusu.
Var olsun seher rüzgârı! Geceleri uyumayıp aşkla, dertle vakit
geçirenlerin derdine deva buldu!
Gayrı yabancılardan, derdimi bilmeyenlerden feryat etmem. Çünkü bana ne
yaptıysa o âşinâ sevgili yaptı.
Padişahtan ihsan ummam hatadan ibaret. Sevgiliden de vefa diledim ama o
bana cefa etti!
Seher yeli, gülün nikabını açtı; sümbülün zülüflerini dağıttı, goncanın
elbisesindeki düğmeleri çözdü!
Âşık bülbül, her yanda feryat ede dursun.. bu arada faydalanan seher
yelinden başkası değil!
Bana, şehir ulularından vefa eden, ancak devlet ve dinin kemali
Ebülvefa’dır.
Şarap satanların mahallesine müjde verin! Hâfız, riyakârane zahitlikten
tövbe etti.
Sabâ bülbül hikâyet bâ sabâ kerd
Ki ışk-ı rüy-ı gul bâ mâ çihâ kerd
130
Original:
سحر بلبل حکایت با صبا کرد
که عشق روی گل با ما چهها کرد
از آن رنگ رخم خون در دل افتاد
وز آن گلشن به خارم مبتلا کرد
غلام همت آن نازنینم
که کار خیر بی روی و ریا کرد
من از بیگانگان دیگر ننالم
که با من هر چه کرد آن آشنا کرد
گر از سلطان طمع کردم خطا بود
ور از دلبر وفا جستم جفا کرد
خوشش باد آن نسیم صبحگاهی
که درد شب نشینان را دوا کرد
نقاب گل کشید و زلف سنبل
گره بند قبای غنچه وا کرد
به هر سو بلبل عاشق در افغان
تنعم از میان باد صبا کرد
بشارت بر به کوی می فروشان
که حافظ توبه از زهد ریا کرد
Translation:
I went to the garden one morning to pick a rose
and suddenly heard a nightingale’s song.
Like me, the poor bird had fallen in love with a rose
and in the field, raised a commotion with his cries.
And as I walked through that field and garden
I thought on that rose and nightingale.
The rose befriended beauty, and the nightingale, love
neither showed any signs of changing.
As the song of the nightingale entered my heart,
it got to the point where I could stand it no longer.
Many roses bloom in this garden, but
none plucks a rose without the pain of a thorn.
Hafez, harbor hope of deliverance from this cycle of existence
It has a thousand flaws and not one redeeming virtue.
Bülbülün Sesi, Gönlüme Öyle Bir Tesir Etti Ki Tahammülüm Kalmadı.
498. •
Bir seher çağı, gül dermek için gül bağına gittim; ansızın kulağıma bir
bülbül sesi geldi.
Zavallı, benim gibi bir gülün aşkına düşmüş çimenliği feryadü figanla
doldurmuş.
O bağda, o yeşillikte hem gezer, hem de zaman zaman o gülle bülbülün
halini düşünürdüm.
' Gül. güzelliğin dostu
olmuş, bülbül aşkın dostu., ne bunda bir fazlalık var, ne onda bir değişiklik!
Bülbülün sesi, gönlüme öyle bir tesir etti ki tahammülüm kalmadı.
Bu bağda nice güller açılır., fakat hiç kimse diken cefasını çekmeden
bir gül bile koparamaz!
Hâfız, feleğin dönüşünden ferah umma., bin aybı vardır da
bir ihsanı bile yok!
Reftem bebâğ ta ki biçimen seher guli
Âmed begüş nagehem âvâzı bulbuli
465
Original:
رفتم به باغ صبحدمی تا چنم گلی
آمد به گوش ناگهم آواز بلبلی
مسکین چو من به عشق گلی گشته مبتلا
و اندر چمن فکنده ز فریاد غلغلی
میگشتم اندر آن چمن و باغ دم به دم
میکردم اندر آن گل و بلبل تاملی
گل یار حسن گشته و بلبل قرین عشق
آن را تفضلی نه و این را تبدلی
چون کرد در دلم اثر آواز عندلیب
گشتم چنان که هیچ نماندم تحملی
بس گل شکفته میشود این باغ را ولی
کس بی بلای خار نچیدهست از او گلی
حافظ مدار امید فرج از مدار كون
دارد هزار عیب و ندارد تفضلی
Translation:
“Ask for wine and throw flowers. What else do you want from time?”
The rose said this at dawn, O nightingale, what do you say?
Take your seat in the rose garden so that you may kiss
the beauty and the Saqi on the lip and cheek and drink wine and smell roses
Upon whom will your smiling bud bestow its fortune
O elegant rose, for whose sake do you grow?
Each bird comes to the king’s rose garden with a tale
The nightingale with his song and Hafez with his prayer.
Gül, seher çağı şu sözleri söyledi: Şarap iste, gülleri saç, felekten
ne şikâyet edip durur, ne istersin? Ey bülbül, sen ne diyorsun?
Gül bahçesine git, orada otur da güzelin dudağını em, sâkinin yanağını
öp, şarap iç, gül kokla!
Sevgili, şimşad boyunla salın, gül bahçesine doğru yürü de selvi,
boyundan gönül alma tarzını öğrensin!
Ey gülü rânâ fidanı, bakalım, gülümseyen goncan kimi devlete erdirecek;
kimin için boy atmakta, kimin için yetişip gelişmedesin!
Güzellik mumu, rüzgâr uğrağı olan bir yerdedir, bir nefeste sönüp gider.
Kendine gel de iyilik sermayesiyle bir hüner elde et!
Bugün alışveriş pazarın revaçta, alıcılar kaynaşıp duruyor., ticaret
etmeye bak, iyilik sermayesiyle bir hazine elde et!
Her büklümü yüzlerce Çin miskine değen o saçların güzel huydan da bir
nasibi olsaydı ne hoş olurdu!
Her kuş padişahın gülşenine bir nağmeyle geldi: Bülbül şakıyarak, Hâfız
dualar ederek!.
Mey hâhu gul efşan kun ezdehr çi micüyi
İn guft sehergeh gul bülbül tu çi migûyi
495
Original:
می خواه و گل افشان کن از دهر چه میجویی
این گفت سحرگه گل بلبل تو چه میگویی
مسند به گلستان بر تا شاهد و ساقی را
لب گیری و رخ بوسی می نوشی و گل بویی
تا غنچه خندانت دولت به که خواهد داد
ای شاخ گل رعنا از بهر که میرویی
هر مرغ به دستانی در گلشن شاه آمد
بلبل به نواسازی حافظ به غزل گویی
Camaron
Translation:
Step into that corner
where the gnats do not bite
I do not care about anyone
but you, my little dear
In the Moorish quarter
Juanola le puso el cura
Juanola pa to la vía.
I saw the flowers cry
when you entered the garden,
because the flowers would all like
to look like you.
Keep away from the people
who do not know our love,
the farther you are from the saint,
the closer to devotion.
And the day you were born
all the flowers bloomed
and at the baptismal font
nightingales sang.
Original:
Lerelere lele…aay
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar