Print Friendly and PDF

Miraç Etti De Eşsiz, Benzersiz Bir Hale Geldi

 



XLVIII

Vakit gecikti, vakit gecikti, güneş kuyuya girdi; ey bahtı yar, talihi yaver kişiler, ayın doğacağı çağ geldi çattı.

Sâkî kadehe doğru yürü; bekçi dama çık, ey rahatı, kararı kalmayan can yürü, o padişah halvet istiyor.

Gözleri aydınlatan gözyaşları, harmanımı yakıp kül eden sabır, hattâ hani o yol yordam öğrettiğin akıl, hepsi de gece yarısı yollarını sapıtıp gitti.

*          Gönülleri aydın erlerin canları gönül nuruyla geceyi aydınlattılar, Hintli’ye benzeyen gece, o Türk çadıra geldi diye naralar atarak kaçtı.

*          Güzelim oyunlarla beydak gider, ferzin olur; o kutlu yüzlünün sayesindeyse beydak gitti de şah oldu.

Geceleyin rûhlar makamlarına ulaşır; maksadlar hasıl olur, gecenin kadrini bilip anlayan kişi, gündüz gibi aydın bir gönül elde eder.

*           Ey gündüz, mahşer günü müsün yoksa? Ey gece, kadir gecesi misin, yahut da Mûsa’nın Tanrı tecellisine mazhar olduğu ağaç mısın sen?

*             Geceleyin Ay, yıldızları harman eder, ey gün, yürü git artık, bak, Samanuğrusu’nun yolu Sünbüle burcunun yüzünden samanlarla doldu.

*            Beden kuyusunda gaflete dalma, gökyüzü kovasına yapış; Yusuf o kovayı tuttu da kuyudan kurtuldu, mevkie erdi, devlete erişti.

*             Mustafâ gibi karanlık gecede arılık aramaya bak; çünkü o padişah bir gece miraç etti de eşsiz, benzersiz bir hale geldi.

Gece yüzünden âlem sustu, sen de artık tezcanla aramaya, aktarmaya koyul; çünkü ses, gürültü, halvet yurdunun huzurunu kaçırır.

*              Ey Tebrizli Şems, sen gece perdesine de muhtaç değilsin, ondan da sıyrılmışsın; ne doğudasın, ne batıda; işte şimdi söz kısaldı.

 

Kaynak: Cilt 1

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar