Print Friendly and PDF

Şah İsmail’in Elindeki Kan

 


 

Safevî müelliflerinin verdikleri bilgileri hem çağdaşı Batılı seyyahlar hem de Osmanlı tarihçileri doğrular. 904-5/1499 ile 920-21/1515 yıllarında İran’da bulunan Venedikli seyyah Angiolello, kendisini Tebriz hâkimi ilan eden Şah İsmail’in, şehre girdiğinde Tebriz’in ileri gelenleri, kadınlar ve çocuklarında aralarında bulunduğu halktan çok sayıda sünnînin katledildiğini kaydeder. Öyle ki, bu mücadelede 20.000’den fazla kişi öldürülmüştür[1] [2].

 Venedikli bir tüccar ise, rakam vermeksizin Şah İsmail’in Tebrîz halkının çoğunu katlettiğini yazar ve şunu ekler: “Neron’un zamanından bugüne kadar böylesine kana susamış zalim bir hükümdarın var olduğunu hiç sanmıyorum”[3].

Safevi devletinin kuruluş yıllarına tanıklık etmiş Osmanlı tarihçilerinden Kemâlpaşazâde ise, Tevârîh-i Âl­i Osmân adlı eserinde, Şah İsmail’in savaş olmaksızın girdiği Tebrîz’de atasının intikamını almak amacıyla Akkoyunlulardan 40-50.000 kişiyi öldürdüğünü bildirir[4].

 Bu sırada Şeyh Haydar ile yapılan savaşa katılanlar tespit edilerek hepsi katledilirken[5] [36], Akkoyunlu sultanı Elvend Mirza’nın sekiz yüzden fazla hassa askeri de kılıçtan geçirilmiştir[6]. Öte yandan anonim eser Âlem-ârâ-yi Şah İsmail’de 907/1502’de Şah İsmail’in şehirde olmadığı sırada Tebrîz’e dönen Elvend Mirza’nın ise Şî‘î olduğunu öğrendiği 7.000 Tebrîzliyi öldürdüğünden bahsedilir[7].

 

Asıl Kaynak: LEYLA YILDIZ , SAFEVÎ DÖNEMİNDE TEBRÎZ KENTİ



[1]  Hvândemîr, Zeyl-i Târîh-i Habîbü's-siyer, 66.

[2]   Giovanni Maria Angiolello, “A Short Narrative of the Life and Acts of the King Ussun Cassano”, 105; Türkçe terc. Tufan Gündüz, Seyyahların Gözüyle Sultanlar ve Savaşlar, 79. Angiolello, 1507-1510 yıllarını İran coğrafyasında geçiren ve Şah İsmail’i bizzat görmüş nadir kişilerden Domenico Romano’dan önce buraya gelmiş ve ondan daha sonra, 1515 yılında İran’dan ayrılmıştır. Ancak Safevi devrine ilişkin verdiği bilgilerde daha çok Romano’nun kayıtlarından faydalanmıştır (bkz. Tufan Gündüz, Seyyahların Gözüyle Sultanlar ve Savaşlar, 11-14). Benzer tespitler için bkz. Solakzâde, Târîh-i Solakzâde, I, 427-428; Târîh-i Solakzâde, II, 14.

[3]  A Merchant, “The Travels of a Merchant in Persia”, 190-191; Türkçe terc. Tufan Gündüz, Seyyahların Gözüyle Sultanlar ve Savaşlar, 185, ayrıca bkz. 185 nr. 452.

[4]  Ahmet Uğur, Kemal Paşa-zade İbn-Kemal, 70.

[5]  Faruk Sümer, Safevî Devletinin Kuruluşu ve Gelişmesinde Anadolu Türklerinin Rolü, 24 nr. 37.

[6]  A Merchant, “The Travels of a Merchant in Persia”, 191; Türkçe terc. Tufan Gündüz, Seyyahların Gözüyle Sultanlar ve Savaşlar, 185; Tufan Gündüz, Son Kızılbaş Şah İsmail, 67; Menuçihr Parsadûst, Şah İsmail-i Evvel, 760.

[7] Anonim,Âlem-ârâ-yi Şah İsmail, 64; Anonim, Âlem-ârâ-yi Safevî, 68. Olay hakkında ayrıca bkz. Anonim, Cihângüşâ-yı Hakanî, 160.



Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar