Ben İnsanım… Sevmek Zorundayım… Daniel Keyes'in Algernon'a Çiçekler…adlı romanı
Yazan:
Nurbek Alimov
Çocukken
çok fantastik okurdum. Daniel Keyes'ın eserleriyle ilk kez öğrenciyken
tanıştım. Bunun tarihi çok ilginç. O zamanlar St1m lakaplı bir rapçinin şarkılarını
dinliyordum. Daha sonra bir alter ego edindi. Yani yüzünü bir maskeyle gizledi
ve tamamen farklı bir takma ad altında yaratmaya başladı. Yeni takma adı Billy
Milligan'dı. Billy Milligan'ın internette kim olduğunu merak ettim. Billy
Milligan adında bir adam, psikiyatride eşi görülmemiş bir fenomene sahip bir
adamdı. Onun hakkında daha fazla okumak için merak ettiğim Daniel Keys'in Billy
Milligan'ın Gizemli Tarihi kitabını buldum. Çalışma beni çok etkiledi. Sonra
onun daha da iyi olan kitabını aldım, Algernon için Çiçekler.
…
Daniel
Keyes'in bu bilim kurgu öyküsü, Fantasy and Science Fiction'ın Nisan 1959
sayısında yayınlandı. 1960 yılında En İyi Kısa Bilimsel Öykü dalında Hugo
Ödülü'ne layık görüldü.
İleride
Kız, hikayeyi aynı başlık altında tam bir roman olarak yazdı. Roman, 1966
Nebula Ödülü'nü kazandı.
Romanın
fikrinin oluşması 14 yıl sürdü. Kız yazarken, yaşam olaylarından ilham aldı. Her
şey 1945'te, ailesinin Daniel'in yazar olmasına karşı çıkmasıyla ilgili bir
anlaşmazlık çıktığında başladı. Kız, bunun ailesiyle olan ilişkisine zarar
vereceğini hissetti. Daha sonra insan zihnini dış etkenlerle yükseltme fikri
ilk kez aklına geldi. Ana olaylar 1957'de, kızın zihinsel engelli çocuklar için
bir okulda İngilizce öğrettiği zaman gerçekleşti; Öğrencilerden biri ona,
"Çok çalışıp zeki olursam normal bir okula geçebilir miyim?" diye
sordu. sonra sordu.
Açıklama
Otuz
iki yaşındaki Charlie Gordon zihinsel engellidir. Bir işi, arkadaşları ve çok
güçlü bir öğrenme arzusu var. Daha akıllı olma umuduyla tehlikeli bir bilimsel
deneye katılmayı kabul eder...
Bu
fantastik hikayenin inanılmaz bir psikolojik gücü var. Bizi ahlakın evrensel
sorunları hakkında düşünmeye zorlar. Birbirimizi denemeye hakkımız var mı, bu
ne gibi sonuçlar doğurabilir ve “en akıllı” ya da “en yalnız” olarak kalmak
için ödemeye hazır olduğumuz bedel nedir? Daniel Keys, Bulgakov'un Ityurak ve
Jack London'ın Martin Eden'inde ortaya çıkan sorulara net cevaplar veriyor.
Analiz
Bu,
zayıf bir zihni olan ve fırın zemini temizleyicisi olarak çalışan otuz iki
yaşındaki Charlie Gordon'un hikayesidir. Charlie, gelişimsel engelli zihinsel
engelli çocuklar için bir okulda öğretmen olan Alice Kinnian'ın dikkatini
çekiyor. Alice, deney yapmak isteyen üniversite araştırmacılarına tavsiye
ediyor. Cerrahi teknikleri kullanarak insan zihnini geliştirmenin bir yolunu
bulmuşlardı. Charlie bu deneyimde test edilecek ilk kişi olur. Daha önce laboratuvarda
ameliyat olmuş deneysel bir fare olan Elgernon ile tanışır.
Charlie
hayatını kaydetmek için bir günlük tutar ve gelişiminin gerçekleştiği sırayı
takip eder. Yazısı başta anlaşılmaz ve imla hatalarıyla dolu. Ameliyattan sonra
Charlie'nin algısı ile birlikte günlük kayıtları da yavaş yavaş düzelmeye
başlar. Bunu hissedeceksin. Onu neler bekliyor...
Transandantal
zihin nasıl tarif edilebilir? Yazar onu betimleme yeteneğine sahip olsa bile,
okuyucu onu nasıl anlayabilir ve karakterle empati kurabilir? Daniel Keys'in
Flowers for Elgernon'daki dikkate değer başarısı, tam da bunu başarmak için
ortaya konan retorikteydi.
Bence
o zamanlar romanın bu formatta çok orijinal bir fikri olmalı. Bugün bu fikir
etrafında inşa edilmiş ve tarihlerini anlatmak için bu tür gazete tekniklerini
kullanan birçok kitap var.
Şimdi
bu format pek yeni sayılmaz ama yine de bu tarzı seviyorum. Zamanla bu kitap
fantastik olmayan, basit ve duygusal bir kitap olacak ve sesi tüm dünyaya
ulaşacak. Mark Heddon'ın Geceleri Köpeğin Gizemli Öldürülmesi gibi.
Özellikle
Elizabeth Moon'un daha önce okuduğum Karanlığın Hızı adlı romanı bu romana çok
benzer bir temaya sahiptir. Bu roman aynı zamanda tedavi gören genç bir otistik
hasta hakkındaydı. Elgernon için Çiçekler'i okuduktan sonra, yukarıdaki eser
neredeyse 50 yıl sonra yazıldığı için intihal gibi görünüyor.
"Elgernon
için Çiçekler" bilim kurgu olarak sınıflandırılsa da, buradaki tek
"kurgu" işlemin kendisidir. Hikayenin geri kalanı, kesinlikle gerçek
olan insan psikolojisine adanmış bir destandır.
Size
gerçeği söyleyeyim, bu çok üzücü bir hikaye. Sayfalar boyunca, kahraman sonunda
anılarını korurken, hayatta ne kadar acı çektiğini anlıyorsunuz. Hepsinden
kötüsü, insanların ona nasıl davrandığının farkında değildi.
Daha
da kötüsü, Charlie çevresinde neler olup bittiğini anlamaya başladığında ve
arkadaşları olduğunu düşündüğü insanlar ona gülüyordu.
Karakter,
çalışma boyunca etrafındakilerin garip muamelesi ile takip edilir. Zihinsel
engelli olması normal ilişkileri engellediğinde ve daha sonra deha yeteneğini
kazandığında bile araştırma konusu oldu ve bilim adamları tarafından satılan
bir ürün haline geldi.
Romanın
bir diğer önemli yönü, zekanın yanı sıra duygusal gelişimin de önemidir.
Kahramanın uyum sağlaması gereken sorunlardan biri, 32 yaşındaki zihinsel
yeteneğinin ve zihinsel durumunun küçük bir çocuğunki gibi olmasıydı.
Bu
nedenle, aniden zeki hale geldiğinde kısa sürede yeni duygusal kavramlara uyum
sağlayamaz. İlk başta Charlie bunu nasıl yapacağını bilmese de psikiyatristin
rolü burada çok önemlidir.
Yukarıda
da bahsettiğim gibi romanı okurken kahramanı hissetmemek mümkün değil. Bu,
okuyucuyu hikayeye müdahale etmeye zorlar. Okur, Charlie'nin etrafını saran ve
onu acı çekmeye zorlayan insanlardan nefret eder... Charlie farkında olmasa da.
Benim
için Elgernon'a Çiçekler, insan zihninin gelişimini konu alan dünyadaki en iyi
iki kitaptan biridir (ikincisi Paul Anderson'ın Beyin Dalgası). Kişisel
entelektüel yeteneği geliştirmek, bilimkurgu için doğal bir konudur, çünkü
duyular dışı algı veya kavramsal biçimde diğer imkansız zihinsel güçler
hakkında birçok hikaye bu tür tarafından bir şekilde maskelenir. Ancak
belirsizliği ele almak kurgunun görevidir.
Sonuç
Heyecanlı,
güzel, acımasız ve mantıklı bir yolculuk. İnsan zihni karanlıktan çıkarılır ve
aydınlanır; kısa bir netlik döneminden sonra tekrar karanlığa atılır. Herkes
kendi içindeki alçakgönüllü Charlie Gordon'u tanımlayabilir: ve onun hikayesi,
içinde bulunduğumuz insanlık durumu hakkında bir meseldir.
Roman
bizi arkadaşlarımızla sık sık yaptığımız klasik tartışmaya davet ediyor:
"Bilge mutlu mu, aptal mı?" Farklı görüşler var ve her iki
seçeneğin de savunucularını tanıyorum. Ve yazara katılıyorum, çünkü aptal bir
insan (kendisi bundan habersiz), bir nedenden dolayı insanların olasılıklarını
ve tutumlarını görebilen insanlardan daha mutludur. Yazarın anlatım tarzı
çekici, ancak eser de çok büyük değil.
Eserin sonuna gelince, onu okuyanlar, sonunun farklı olamayacağı konusunda kuşkusuz hemfikir olacaktır. Eser, istediğiniz gibi bittiği zaman, asla dünya edebiyatının başyapıtlarından biri olmayacak ve sadece güzel bir peri masalı olacaktır. Teknik olarak kitabın okunması çok kolay ama psikolojik olarak okunması en zor eserlerden biri olduğu ortaya çıkıyor.
Alıntılar
·
Cahilliğimden ve aptallığımdan nefret
ederlerdi, şimdi aklımdan ve bilgimden nefret ediyorlar. Tanrım! Benden ne
istiyorlar?
·
Sonsuza kadar çocuk olmak istemiyorsanız,
başkalarının size rehberlik etmesini bekleyemezsiniz. Kendiniz için bir çözüm
bulmanız gerekiyor - doğru olanı hissedin. Kendinize inanmayı öğrenin;
·
Kuşkusuz televizyon sevgisi, düşünme
isteksizliğinin bir sonucu olarak ortaya çıkar; kadar aptaldım ki aptallığımı
bile anlayamadım;
·
Ben
insanım. Sevmek zorundayım.
İlginç
Gerçekler
-
Amerika'da bu çalışma okul müfredatına dahil edilmiştir;
-
1968'de yönetmen Ralph Nelson, "Algernon için Çiçekler" romanına
dayanan çok başarılı bir "Charlie" filmi yaptı. Aktör Cliff
Robertson, Charlie Gordon rolüyle Oscar kazandı.
https://daryo.uz/2019/12/16/men-insonman-men-sevishim-kerak-eljernon-uchun-gullar-romani-haqida/
Charly (1968) Film
103
dk
Yönetmen:Ralph
Nelson
Senaryo:Daniel
Keyes, Stirling Silliphant
Ülke:ABD
Tür:Dram,
Bilim-Kurgu
Vizyon
Tarihi:01 Haziran 1968 (Batı Almanya)
Dil:İngilizce
Müzik:Ravi
Shankar
Oyuncular
Cliff
Robertson
Claire
Bloom
Lilia
Skala
Leon
Janney
Ruth
White
Tüm
Kadro
Özet
Film,
bir psikiyatri kliniğinde tedavi gören Charly’nin geliştirilen yeni bir
yöntemle zekâ geriliğinden kurtulmasının öyküsünü anlatıyor. Zekâsı tahmin
edilenden çok daha hızlı bir şekilde ve beklenmedik derecede gelişen Charly,
yaşadığı dünyanın tahammül edilemez yanlışlıklarıyla yüzleşecek ve yeni
algılayışı onu eskisinden çok daha mutsuz edecektir. Dehaya yaklaşan zekâsıyla
etrafına uyum sağlamakta sıkıntı çeken Charly’nin en çok zorlanacağı konuysa
aşk olacaktı
Altyazı
CHARLY
Daniel Keyes'in "Algernon'a
Çiçekler" adlı romanından uyarlanmıştır.
Goethe, Faust'un sonu germeyen arayışının
hedefleri için olduğunu görmüştü.
Sonunda
Faust kurtuldu, çünkü hiç elde etmediği amacı için durmadan uğraşmıştı.
Çok güzel, Bayan Gardner.
- Gece okuluna gidiyorum.
- Çok iyi.
Tek bir yanlış var.
"Gece" kelimesi.
Kulağa "Geje" gibi geliyor,
biliyorum.
Ama bunu şöyle heceliyoruz.
G - E - C - E.
Gece.
Tamam mı?
Şu kelimeyi hiç yapamıyorum,
"okul".
- Yanlış oldu, değil mi?
- Evet.
O - K - U - L, Charly, K - H değil.
O - K - U - L.
Tamam.
Gelecek Çarşamba 20'inci sayfayı çalışacağız.
İyi geceler.
Çok sıkı çalışmanı istiyorum.
Ne zaman gelebilirsen.
Gelecek Çarşamba gelmelisin.
- Her hafta, tamam mı?
- Çok teşekkür ederim.
İyi geceler, Bayan Kinnian.
Charly, seni özledik.
Klinikte.
Doktorlar bazı testler yapmak istiyor.
Evet.
Şey, unutmuşum.
Kütüphaneye gittim.
Hayatımda hiç bu kadar çok kitap görmemiştim.
Yarın gece kliniğe gelmeyi unutma.
Unutmam.
Tahtama iki kere yazacağım, söz veriyorum.
- İyi geceler.
- İyi geceler, Bayan Kinnian.
Selam hayatım.
Beni beklediğin için teşekkürler.
İyi geceler.
Örneğin, elmalar ve armutlar.
Her ikisi de benzerdir, çünkü ikisi de
meyvedir.
- Anladın mı?
- Evet.
Tamam, başlayalım.
Ayakkabı ve eldiven.
Charly, ayakkabı ve eldiven.
- Tavşan ayağım.
- Çok güzel, Charly.
Ayakkabı.
Ayakkabı, eldiven.
Ayakkabı ve eldiven.
- Onları giyeriz.
- Doğru.
Uçak, otomobil.
Uçak.
Uçak, otomobil.
Otomobil.
Onlara binilir.
Sabah, öğleden sonra.
Sabah, öğleden sonra.
Sabah.
Charly, başarı konusunda kaygılanmana gerek
yok.
Bunlar test değil.
Çok komik bir yüz, Charly.
Charly, sana bazı resimler göstereceğim.
Bana bak.
Bu resimde olan nedir?
Ne görüyorsun?
- Eksik bir şey mi var?
- Hayır.
Bu insanlarla ilgili bir hikâye uydurmanı
istiyorum.
Ben hikâye uyduramam.
- Yani tanımadığım insanlar hakkında.
- Evet, yapabilirsin.
Hayal edebilirsin.
Bir hikâye uydur.
Bu bir aile mi?
Bir aile.
Bu kim?
- O bir baba.
- Doğru.
Eğer bu bir babaysa, o zaman bu kim?
Bu bir anne.
Eğer bu bir anneyse- Anneni mi hatırlıyorsun?
Evet, bazen onu hatırlıyorum.
Sanırım onu hatırlıyorum.
Bir yatağın kenarında oturuyor.
Elini alnıma koyuyor ve "ateşi var"
diyor.
Ama, sonra, belki de bu enstitüdeki bir kadındı, bilmiyorum.
Belki enstitüdeki bir kadındı.
Belki de enstitüdeki bir kadındı.
Charly!
Saat 5:00, Charly.
Ne yapman gerektiğini unuttun mu?
Yerleri bitirdim.
Haydi, Charly, düşün.
Eve bir şey götürecektin.
Evet.
Bir dakika orada dur, Charly, beni
kaygılandırdın.
Her zaman böyle derin düşüncelere dalıyorsun.
Ev sahibenin doğum günü gibi küçük bir şeyi
nasıl hatırlayacaksın?
Evet, Bayan Apple gerçekten mutlu olacak.
Hatırlattığın için teşekkürler, Gimp.
Dostlar ne içindir, Charly?
Bana süpürgeni ver.
Ben ve çocuklar temizlik için sana yardımcı
oluruz.
- Değil mi, dostlar?
- Evet.
Haydi, Charly.
Gimp, ne oluyor?
Bu sabah, kovasını çiğ hamurla doldurduk.
Kabarmış.
Çok büyümüş.
Kabarmış.
Çok büyümüş.
Evet, Charly yine geliyor.
Onun için muhteşem bir fırsat olacak.
Erkek mi, dişi mi?
- Ona Algernon diyoruz.
- Algernon.
- 4 Numara'yı hazırla lütfen.
- Tamam.
Artık bunu götürebilirsin.
Şimdi gel, Charly, sana bir şey göstereceğim.
Tamam, canım.
9:00 'da görüşürüz.
Hoşçakal.
Doktor, neden fare testi kullanıyorsunuz?
Sadece denekten en iyi performansı almak üzere onu teşvik etmek
için bir laboratuvar hayvanı
kullanıyoruz, Bayan Kinnian.
Şimdi sen ve Algernon bir yarış yapacaksınız.
Onu yenebilirim, çünkü ondan büyüğüm.
Bu, o tür bir yarış değil.
- Charly, bu neye benziyor?
- Bir bulmaca.
Çok iyi, bu doğru.
Şimdi izle.
Başlaması için Algernon'u buraya koyuyoruz.
Sonra buraya, bitişe biraz yiyecek koyuyoruz.
Ve Algernon, eğer yiyeceği almak istiyorsa labirentin içinde yolunu bulması gerektiğini
biliyor.
- Peki ya bulamazsa?
- O zaman yiyeceği yiyemez.
Öyle mi?
Endişelenme, Charly.
Aç kalmayacak.
Şimdi, Charly.
Bu bir diyagram.
Diyagram.
Algernon'un labirentiyle birebir aynı.
Bu kalemi alacaksın ve başlangıçtan
bitişe kadar çizeceksin.
Hiçbir çizginin üstünden geçmeyeceksin.
Algernon'la aynı anda başlayacaksın.
Ve kimin önce bitirdiğine bakacağız.
Anladın mı, Charly?
Hazır mısın?
Başla.
Çok iyi.
Beni yendi.
Beni yendi.
Farelerin bu kadar akıllı olduğunu bilmiyordum.
Haydi, Charly, neşelen.
Bir fareden daha aptal olsaydın nasıl
hissederdin?
İyi geceler, Bayan Kinnian.
Charly, beni evine davet etmeyecek misin?
Daha önce daireni hiç görmedim.
Görmeyi çok isterim.
- Şey, sadece bir oda.
- Önemi yok.
Üst katta.
İnanabiliyor musun, Monty?
Charly Gordon bir kızla birlikte.
Saat 10:00'a kadar onu gönderse iyi olur.
Evimde üçkâğıt istemiyorum.
- Sadece bir oda, Bayan Kinnian.
- Çok hoş.
Bunlar kim?
Gimpy ve fırındaki çocuklar.
En iyi arkadaşlarım.
Charly, bir bardak su alabilir miyim, lütfen?
Tabii.
- Gazoz ister misiniz?
- Evet.
İyi olur.
- Ya sen?
- Yok, böyle iyi.
- Oturmak ister misiniz?
- Evet, isterim.
Bir sandalye alın.
Teşekkürler.
Ben bu sandalyeye oturacağım.
Küçük, ama iyidir.
Bir radyom vardı, fakat kırıldı.
- Charly?
- Evet?
Sır tutabilir misin?
Evet.
Ben iyi bir sır tutucuyum.
Bugün yarıştığın şu fare.
Evet, Algernon.
Çok özel bir fareydi.
Bir ameliyat geçirdi.
Ameliyattan sonra, daha akıllı oldu.
Doktorlar bu ameliyatı bir insan üzerinde
denemek istiyorlar.
Şimdi birisini seçmek için hazırlar.
Sana uygulanan bütün testler bu yüzdendi.
Bana söylemeleri gerekirdi.
Daha çok çalışırdım.
- Böyle bir ameliyat ister miydin?
- Evet.
Neden?
Daha zeki olmak istiyorum.
Böylece Gimpy ve fırındaki diğer arkadaşları
anlayabilirdim.
Onların anlamadığım birçok sözü oluyor.
Böylece onlarla daha yakın olabilirdim,
bilirsiniz.
Sanırım Algernon'la seni yine bir yarışa
alabiliriz.
Bilmiyorum.
Algernon akıllı, küçük bir fare.
Hazır mısın?
Başla.
Sakin ol.
Hazır mısın?
Başla.
İşte sonuçlar.
IQ'su 59.
Sözel 69, totalde 70.
Çok düşük, en azından ilk deneğimiz için.
Daha uygun olabilecek başka deneklerimiz var.
Charly'deki motivasyonu bugüne kadar başka
kimsede görmedim.
İki yıl boyunca gece okuluna kendi
başına sırf okumasını geliştirmek için
geldi.
Bu çok güzel, Bayan Kinnian.
Fakat sanırım- Doktor, ortalama özürlülerin
fazla hassas ve bazen düşmanca olduğu doğru değil mi?
- Doğru.
- Güzel.
Charly'nin çalışma ortamında kendisine her türlü şaka yapılıyor ve
bazıları zalimce.
Yine de her zaman neşeli ve güler yüzlü
kalıyor.
Gerçek olan, onun yetişkin bir adam olduğu.
Doktor, ameliyat tehlikeli mi?
Alışılmadık bir cerrahi risk gerektirmiyor.
Bizim kaygımız ameliyat sonrası dönem.
Genç deneklerimizin iyileşme sürecinde duygusal adaptasyonları daha az sorunlu
olur.
Yine de Charly'nin lehine olan bir nokta var.
Bayan Kinnian.
Kime karar verirsek verelim, hızlandırılmış
bir eğitim programı koymamız gerekecek.
Tam zamanlı çalışan bir öğretmene ihtiyaç
duyacak.
Bayan Kinnian gibi deneyimli birisi, daha da
önemlisi onun güveneceği birisi.
Sizce uygun mudur?
Nişanlım ve ben doktoramız için ortak bir tez üzerinde çalışmayı
planlıyorduk.
Pekâlâ, şu anda, bunların hepsi varsayım
zaten.
Elbette.
- Teşekkürler, Bayan Kinnian.
- Teşekkürler, Doktor.
Haydi, Charly.
Gidelim.
Tamam, bir kere daha, Bayan Kinnian.
Pek iyi değil.
Sen kesinlikle akıllı bir faresin, Algernon.
İyi geceler, Bert.
- İyi geceler, Bert.
- Keyfine bak, Charly.
İyi geceler, Algernon.
Şimdi de şu Peder Callahan.
Ona dikkat et, Monty.
O, şu yeni nesil liberal rahiplerden biri.
Genç neslin ruhlarını şeytana satması hiç de
şaşırtıcı değil.
Günaydın bayanlar ve baylar.
Boston tarihsel turuna hoş geldiniz.
Burası amatör yatçıların 365 gün yelken
açabileceği Charles Nehri Havzası.
Öğleden sonraları, Harward'lı kürekçileri
görebilirsiniz.
MIT ve diğer üniversiteler yıllık yarışları
için antrenman yapıyor.
Solda Gelecek Merkezi.
Gelecek Kulesi, 52 katlı bir bina
yüksekliğinde ve eğer Birleşik
Devletler dışında kalan Manhattan adasını düşünürsek Birleşik Devletler anakarasındaki en büyük
yapıdır.
İşte Banker Hill Anıtı.
67 metre uzunluğunda, altı 9 metrekare üstü 4,5 metrekare ve 294 sarmal merdiveni
bulunmakta.
Çıkması yaklaşık olarak 20 dakika, inmesi 15
dakika ve etkisini yitirmesi 10 gün
sürüyor.
Boston-Cambridge alanında toplamda 189
üniversite ve küçük kolejler vardır.
Şu anda Boston Üniversitesinden geçiyoruz.
Burada bir Hukuk Fakültesi, bir Siyasal
Bilgiler Fakültesi, bir Felsefe
Fakültesi, bir İktisat Fakültesi, bir
Hemşirelik Yüksekokulu, bir İşletme Fakültesi,
bir Güzel Sanatlar Akademisi ve diğerleri bulunmaktadır.
Biz sağa dönerken, sol tarafa bir bakın.
Boston Halk Kütüphanesini göreceksiniz.
Amerika'daki en eski üçüncü kütüphane.
2 milyon cildin üzerinde kitap bulunmakta.
Sol tarafınızda Eski Güney Kilisesi var.
Boston Caddesi'nden sağa dönerken, sağınıza
bakın.
1877'de kurulan Trinity Kilisesi'ni
göreceksiniz.
Tasarımı Henry Hobson Richardson tarafından
yapılmıştır.
Phillip Brooks 22 yıl üst üste bu kilisenin
papazlığını yaptı.
Papazken, Massachusetts Piskoposu yapıldı.
Çoğunuz Philip Brooks'u meşhur kilise
ilahileriyle hatırlar.
En ünlü Noel şarkılarından birisi
"Bethlehem'in Küçük Kasabası"dır.
Yolcuları indirmek için Güney Boston'da kısa
bir mola vereceğiz.
- Gelecek Pazar görüşürüz, Charly.
- Tamam.
- Haydi, Charly.
Sadece bir bira.
- Hayır, yapamam.
Bu gece olmaz, Gimp.
Bahse girerim, şu okul öğretmenini görmeye
gideceksin.
Çocuklar, ona bir ders verebilir miyim?
- Senin fahişelere gittiğini düşünmezdim.
- Elbette gitmiyorum.
Öyleyse onunla ne yapıyorsunuz?
Ona söz verdim.
Bu konuda konuşamam.
Bu konuda konuşamam, ne demek, Charly?
- Ben senin en iyi dostun değil miyim?
- Elbette öylesin.
- Büyük sır nedir?
- Ona söz verdim.
Bu konuda konuşamam.
- Charly, beni hayal kırıklığına uğrattın.
- Bana kızma, Gimp.
Öyleyse gel ve bir bira iç.
Sadece bir bira.
Tamam.
- Charly, biraz müzik çalmaya ne dersin?
- Şey, tamam.
- Hey, buraya bıraktım.
- Orada dur, Hank.
- Charly'nin çokça hamuru var.
Değil mi, Charly?
- Evet, onları saklıyorum.
Bahse girerim yatağının altında gizlenmiş bir
bohça vardır.
Onu ne için saklıyorsun, Charly?
- Şey, bilmiyorum.
Bir şeyler.
- Ne?
- O zaman bir parçasını harca, Charly.
-
Tamam.
İzleyin şunu.
Charly, ne yaptın?
Yumruk mu vurdun yoksa?
Hayır, Gimp.
Bir çeyreklik attım.
Gerçek bir çeyreklik.
Müzik kutusuyla konuş, Charly, hep yaptığın
gibi.
Evet, tamam.
Müzik Kutusu, oraya bir çeyreklik attım ve
çalsan iyi olur.
Duyuyor musun?
Charly, Müzik Kutusu azar işitmekten
hoşlanmaz.
Müzik Kutusu hoş, tatlı bir ses tonunu sever.
Tamam, Müzik Kutusu.
Sen güzel bir müzik kutususun ve güzel
ışıkların var ve çok hoşsun.
- Gel buraya, şampiyon.
- Yapabileceğini biliyorduk.
- Charly, bu gece kar yağabileceğini duydun
mu?
- Bilmiyorum.
Duymadım, Gimp.
Öyle diyorlar.
Bak ne diyeceğim?
Eve giderken Manning ve Standish'in köşesinde
durmaya ne dersin?
- Olur, orada ne yapacağım?
- Anlatacağım, Charly.
Birçok insan bunu bilmez.
Ama ben sana anlatacağım.
Orası her zaman karın yağmaya başladığı
yerdir.
Tam Manning'le Standish'in birleştiği köşe.
Şimdi orada bir süre bekle ve ilk kar yağmaya başladığında hemen bizi
ara.
Bu şekilde kar iyice yağmaya başlamadan önce
zamanında evde oluruz.
- Tamam mı, Charly?
- Evet.
Kimi arayayım?
Paddy, Charles'a bir kartını ver.
- Başlasak iyi olur, Charly.
- Tamam.
Buna hiç gerek yok.
Sanırım yaşlı, iyi Charly için bir bira
ısmarlayabilirim.
Pekâlâ.
Git oraya kaplan, git oraya.
Hoşçakal dostum.
Sonra görüşürüz.
Pekâlâ, kar fırtınası başlamak üzere.
Ne yapıyorsun, ahbap?
Ne yapıyorsun?
Karın yağmasını bekliyorum.
Hadi gidelim.
Aptal.
Charly.
Ameliyat.
- Ameliyat mı?
- Evet.
- Testi geçtim mi?
- Evet.
Başardım!
Yaptım!
Başardım!
- Bayan Kinnian?
- Evet.
Kendimi daha akıllı hissetmiyorum.
Hazır mısın?
Başla.
Tekrar, Charly.
Tekrar.
Dene.
Lütfen.
Gece dersleri nasıl gitti?
- Sadece bir kere daha
-
Tekrar tekrar devam ediyorum ama Ama
denemelisin, Charly.
Ameliyat sonrası iyileşme tamamlanıyor.
Şu beş farenin zihinsel eğrilerine bak.
Benzer bir entelektüel ilerleme gösteriyor
mu?
Hayır.
Charly, bunu yapabileceğini biliyorum.
Ben de yapamayacağımı biliyorum, Doktor.
Dün ve önceki gün yapabileceğimi söylediniz.
Ve Bayan Kinnian da yapabileceğimi söylüyor,
herkes yapabileceğimi söylüyor.
Ama ben yapamayacağımı biliyorum.
- Fakat biz yapabileceğini biliyoruz.
- Ben yapamayacağımı biliyorum.
Dene, Charly.
Ortaya hoş, güzel bir figür çıkacak.
Yapamam, Doktor Straus, yapamayacağımı
biliyorsunuz.
Yapamayacağımı biliyorum ve yapmak
istemiyorum.
- Hiçbir şey öğrenemiyorum.
- Charly!
- Bu ameliyat beni daha mı aptal yaptı?
- Bu, öyle bir şey değil.
Hiçbir bulmacayı yapamıyorum, ve başka bir şey daha söyleyeceğim.
Artık Algernon'la yarışmayacağım.
Bir fare tarafından yenilmekten bıktım.
- İnsanlar bana gülüyorlar.
- Hiç kimse sana gülmüyor.
Umurumda değil!
Artık buradan gidiyorum.
"Benim adım Dick.
Bir evde yaşıyorum.
" "Jane adında bir kız kardeşim ve
Spot adında bir köpeğim var.
" Benim adım Charly Gordon ve bir odada
yaşıyorum.
Kız kardeşim yok, köpeğim yok, ve ben
aptalım!
Ve sen burada ne yapıyorsun?
Seninle yarışmayacağım.
Seni buraya neden getirdiklerini biliyorum,
ama seninle yarışmayacağım.
Çünkü seni sevmiyorum.
Sen benim arkadaşım değilsin!
Charly Gordon.
Odanda bir kız mı var?
Hayır, bir erkek!
Charly Gordon.
Bir fare.
Genç adam, bu evde hiç fare olmaz.
Odamda bir tane var.
Onu bir kafeste getirmişler.
Ama onunla yarışmayacağım.
Kafes mi?
Charly.
Seninle konuşmak istiyorum.
Lütfen buraya gelebilir misin?
Monty.
Şu hoş çocuk Charly Gordon bizi ziyarete
geliyor.
Bir kafes mi dedin?
Bir ev hayvanı mı?
Evet, ama onunla yarışmayacağım.
Bir dakika içeri gel.
Otur, Charly.
Monty'nin üzerine oturma.
Otursana, Charly.
- Charly.
- Evet.
Charly, evcil bir hayvan, Tanrı'dan bir
hediyedir.
- Doğru değil mi, Monty?
- Bilmiyorum, Bayan Apple.
Benimle tartışma genç adam.
Sana anlatıyorum.
Bu küçük fare, kutsal bir nimet.
Her şeyden önce, evcil bir hayvan sana arkadaşlık eder.
Arkandan konuşmazlar.
Sadık ve sevgi doludurlar.
İnsanın gerçekten en iyi dostudurlar.
Küçük bir hayvan Tanrı'nın yaratıklarından biridir.
Onlar, sadece seni rahatlatmak için yaşarlar.
Şimdi, Charly, yukarı git ve onun gönlünü al.
Ona, onu besleyeceğini kafesini
temizleyeceğini ve su vereceğini söyle.
Bütün istediği bu.
Ve senin sevgin.
Karşılığında ise sana mutlu saatler versin.
Monty, neden Charly'ye küçük faresine vermesi için senin
kemiklerinden birini vermiyoruz?
Sakıncası var mı?
Farelerin etobur mu otobur mu olduuğunu
bilmiyorum.
Neyse, Charly.
Buyur.
- Ona ne ad koyacaksın?
- Ona Algernon diyorlar.
Sen ve Algernon istediğiniz zaman buraya
gelebilirsiniz.
Teşekkürler, Bayan Apple.
Algernon.
Bu konu hakkında ne düşünüyorsun, Montgomery?
Selam, Alg.
Yarışmak ister misin?
Tamam.
Hazır mısın, dostum?
Başla.
Seni yendim.
Seni yendim!
Seni yendim!
Seni yendim!
Onu yendim!
Onu yendim!
Onu yendim!
Onu yendim!
Onu yendim!
Profesör, Doktor Straus, Bayan Kinnian!
Onu yendim!
Charly!
Bayan Kinnian, onu yendim.
Odamdaydım
Onu bırakmışlar Birileri Bir fare
Kâğıdı aldım, ve "okul" kelimesini heceledim.
Onu koydum, ve onu yendim.
Onu hezimete uğrattım!
Bayan Kinnian, şimdi sırada ne var?
Noktalama işaretlerini koy.
Devam et, noktalama işaretlerini koy.
Şimdi de, sizin noktalama işaretlerini
koymanız için ben bir şey hazırladım.
Yap bunu.
Bunun bir anlamı yok.
"Bu, buysa budur.
Bu,
bu değise bu değildir.
Bu
o mu?
Budur.
" Öğrenci öğretmeni geçti.
- Bayan Kinnian.
- Evet.
Bay Kinnian nerede?
O öldü.
Frank'e aşık mısınız?
Yarının çalışmaları.
Temel kimya.
- İyi geceler, Charly.
- İyi geceler, Bayan Kinnian.
Burası Birleşik Devletler'in kongre binası.
Yönetimimiz üç ana bölüme ayrılmıştır.
Yürütme, Yasama ve Yargı.
Kongrenin iki yasama organına ne ad verilir?
Cevap vermek için makineyi kapatın.
Temsilciler Meclisi ve Senato.
Ülkemizin en önemli olaylarından birinin
filmine bakıyorsunuz.
Bu adamlar kim?
Neden buraladar?
Yaklaşık 200 yıl önce sizin bugünkü
yaşamınızı etkileyecek ne yaptılar?
Bu adamlar, Bağımsızlık Bildirgesini imzalamaya ve ülkemizin İngiltere'den
bağımsızlığını ilan etmeye
hazırlanıyorlar.
Ve ben de işe gitmek için hazırlanıyorum.
- Hey, Charly.
- Evet?
- Bugün ne günü olduğunu biliyor musun?
- Bilmiyorum, Gimp.
Seni ayık tutamıyoruz, ha?
Yoksa şu piliç mi?
Yalnız kalmana izin vermiyor mu?
- Bugün 1 Nisan Ahmaklar Günü.
- Charly'nin doğum günü.
İngiliz Anayasası.
- Hey, Gimp!
- Evet?
- Magna Carta'nın ne olduğunu biliyor musun?
- Puro markası, değil mi?
Haydi, Hank.
Ona ihtiyacım var.
Gerçekten buraki bütün şeyleri biliyor musun,
Charly?
Yoksa sadece resimlere mi bakıyorsun?
Bazılarını biliyorum.
Lanet olsun, Charly, sen çok zekisin.
Evet, neden olmasın.
İşte.
- Bu makineyi görüyor musun, Charly?
- Evet.
- Ne olduğunu biliyor musun?
- Senin çalıştırdığın makine.
Onu çalıştırmak ister miydin?
- Gimp, şaka mı yapıyorsun?
- Ne demek istiyorsun, Joey?
Magna Carta'nın ne olduğunu bilen adam pasta karıştırıcısı gibi basit bir makineyi
çalıştırabilir.
Bunu öğrenmek senin iki haftanı almıştı.
Çok karmaşık bir makine.
Charly için değil.
Daha yakına gel.
Bak, bütün yapman gereken bu.
Birinci adım.
Suyu açıyorsun.
Gördün mü?
Sıcaklığın 78 derece olduğundan emin ol.
Sonra buraya gelip, su basıncımızı 140'a
ayarlıyoruz.
Burası, tam burası.
Geriye getiriyoruz ve su düğmesini açıyoruz.
Buraya kadar anladın, değil mi?
Şimdi tatlı suyu şu çizgi boyunca bu kapağa
kadar takip ediyoruz.
Afedersin, Joey.
Oraya çıkmak istiyorum.
Buraya çıkıyoruz ve un haznemizi açıyoruz.
Buradan unumuzu aşağı döküyoruz.
Bunu suyla karıştırıyorsun, tamam mı?
Buraya gel.
Kasêmizi açıyoruz.
Bu hamura bir göz atmanı istiyorum.
Sonra karıştırıcıyı başlatıyoruz.
Bu, hamuru içeride karıştırıyor.
Anladın mı?
Tamam.
Sonra kapatıyoruz.
Şimdi çok önemli bir yere geliyoruz.
Bunlar zamanlama düğmeleri.
Zamanlama düğmelerini ayarlıyorsun.
Bunlar çok önemli.
Bunları unutma.
Şimdi, Charly, hepsini bir araya koyuyorsun
ve hamur haline geliyor.
- Ne diyorsun?
- Bilmiyorum.
- Bozmayacağından emin misin?
- O zaman bir gün izin yaparız.
1 Nisan
Ahmaklar Günü.
İzleyin!
Charly'yi izle.
- Charly, bu harikaydı.
- Muhteşem.
Bunu sevdim.
Sen bile bundan daha iyisini yapamazdın.
Bayan Kinnian.
Buraya gelin çabuk.
İçinde yepyeni bir dünya var.
Şuna bakın.
- Heyecan verici, değil mi?
- Evet.
Bu slaytlardaki aktiviteleri belirleyebilecek misin, bir bakalım.
Sana aşık mı?
Frank.
Charly, eğer sakıncası yoksa, özel hayatımı
konuşmak istemiyorum.
Bu konuda sıra dışı ya da gizli bir şey yok.
Senin öğrenme programınla da bir ilgisi yok.
- İlk slayt.
- Bir doğum günü hediyesi aldım.
- Bugün benim doğum günüm değil.
- Senin için değil.
Algernon için.
Onun doğum günü peyniri.
Onun doğum günü olduğunu sana düşündüren şey
nedir?
Olmadığını nereden biliyorsun?
Bu doğru.
Mutlu yıllar, Algernon.
Mutlu yıllar, Algernon.
Çok naziksin, Charly.
Evet, o çok özel.
Güzel resimler.
Şimdi, Judy- Ben bir ev boyadım.
Çok güzel, değil mi tatlım?
Ve sizinki ne
Bayan Kinnian.
Buraya gelmeniz ne hoş.
Dean, bir iyilik yapıp Cathy'nin yanına
gitmek ister miydin?
Kabaklarla oynayın.
Oturabilirsiniz, Bayan Kinnian.
Bunu yapar mısın, Dean, lütfen?
Çok teşekkür ederim.
Çok teşekkürler.
Boyamaların çok güzel, Dean.
- Yaptığıma bak.
- Çok güzel.
Mektubunuzu aldım, Bayan Kinnian.
Korkarım ki, mazeretlerinizi kabul
edemeyeceğim.
Onu zor tutuyorum.
Ben daha kitabı açmadan önce soruları ve
cevapları biliyor.
- Ve?
- Ve ne?
Gergin görünüyorsunuz.
Bu projeden istifa etmeniz sizin için çok mu
önemli?
Mazeretlerimi bildirmiştim.
Bunu reddetmeliyim.
Siz bir psikologsunuz.
Biliyorsunuz ki, Charly'ye bir aktarım
yapıldı ve bu noktada tamamen size
bağımlı.
Evet.
Duygusal açıdan size bağlanmış durumda.
Bu normal, öyle değil mi?
Siz de
ona duygusal olarak bağlı mısınız?
Bunu neden soruyorsunuz?
- Biliyorsunuz, ben nişanlıyım.
- Nişanlınızla tanıştım.
Çok çekici biri.
Ne zamandan beri nişanlısınız?
Kongreye kadar kalacağım, Doktor.
Daha fazla değil.
Gitmem gerek.
Hoşçakalın.
- Güle güle.
- Güle güle, Bayan Kinnian.
Faneuil Binası.
1740'ların başında yapılmış ve tüccar Peter Faneuil tarafından şehre
bağışlanmış.
1761 yılında yanmış ama yeniden yapılmış.
Hâlâ bir pazar yeri ve toplantı salonu olarak
kullanılıyor.
Charly, neden burası özgürlüğün beşiği olarak
biliniyor?
Charly?
Charly.
Eğer söylenenlere göre burada 1774 yılında
yürüyor olsaydık bir protesto
toplantısına rastlayabilirdik.
- Ne oldu?
- Hiçbir şey.
Özgürlük yolculuğu boyunca sonraki durağımız
Kuzey Kilisesi.
1723'de yapılmış.
Boston'daki en eski kilise.
Kuzey Kilisesi'nin bilinen en tarihi olayı
nedir?
Özür dilerim, dinlemedim.
Burada, ulusal mirasımızın bir parçası haline
gelen şey nedir?
Çan kulesindeki iki fener İngilizlerin Concord yolunda olduğunu haber verdi.
Doğru.
Bir sorun var mı?
İnsanların neden bir köre ya da bir kötürüme değil de, bir morona güldüklerini merak ediyorum.
Ne oldu?
Fırındaki arkadaşlarım bir dilekçe verdiler
ve kovuldum.
Bu,
yerçekimi gibi otomatik işleyen bir yasa mı?
Zekânın artması, eşittir dostlarını
kaybetmek.
İşini kaybettiğin için endişelenmene gerek yok.
Doktorlar klinikte tam zamanlı olarak
çalışmanı eğitim almanı ve öğrenmeni
istiyorlar.
Para da ödeyecekler.
Sen de sürekli orada olacak mısın?
Evet.
Öyle sanırım.
En azından kongreye kadar.
Doktorlar, bir sempozyuma başkanlık etmemi
istedi.
Beyin Araştırmaları Derneği yıllık
toplantısı.
Sen ve Algernon'un onların temel sunumu
olmasını planladıklarından şüpheleniyorum.
Ne yapmamız gerekiyor?
Belki yabancı bir dil konuşursun.
Neo-Boolean matematiğinden bir problem
çözersin.
İkimizde mi?
George Bernard Shaw bir zamanlar bir şey
yazmıştı.
Ketçapı uzatır mısın, lütfen?
- Ne yazdığını bilmiyorum.
- Ne?
Ketçapı uzatır mısınız, lütfen?
- Çorbanız, efendim.
- Bayanın.
Hayır, cidden.
Teşekkürler.
Demişti ki:
"Ne zaman bir şey öğrenirseniz, önceleri
sanki bir şeyi yitirmiş gibi olursunuz. "
Önünde
koca bir evren açılıyor.
Her
zaman orada duruyordu.
Ama senin için değildi.
Şimdiye kadar.
Krema, lütfen.
Artık büyüyorsun,
ve büyümek acı veriyor.
İşini çok iyi yapıyorsun.
Bert, gelir misin lütfen?
Charly'nin Rorschach testlerinin
değerlendirme sonuçlarından emin misin?
Bence hiç şüphe yok.
Teşekkürler.
İlk atılım hemen kendini gösterdi.
Denek, bütün ilköğretim müfredatını 5 hafta
içinde tamamladı.
Lise evresi boyunca kapasitesi hızla arttı.
Ve bütün bu çalışmalar 3 hafta içinde
başarıyla tamamlandı.
Daha sonra derslere
hız verildi.
Onu çok fazla zorluyorsun.
Denek, ezberci bir eğitimden soyut teoriyi
kavramaya doğru bir sıçrama yaptı.
Bir sonraki adım, güçlü algılamaya ve yeniden
yapılanma yeteneğine erişmekti.
- Daha sonra- - Richard.
Dikkatini bir şeye çekebilir miyim?
Duygusal olarak, o hâlâ bir çocuk.
Korkak.
Güvensiz.
Şu çizimlere bak.
Ona çizdirdim.
Bunlar, onun son iki ayını temsil ediyorlar.
- Her biri giderek daha rahatsız edici
oluyor.
- Rahatsız edici mi?
Resim yapmayı seviyor.
Kendisi hâlâ öğrenmekten, çizmekten ve
gelişmekten başka bir şey yapmadan maaş
aldığına inanamıyor.
Ama göremiyor musun?
Seni bunun hakkında daha önce uyarmıştım.
Bunlar rahatsız edici değil.
Daha çok, sofistike.
Sadece birkaç ay önce yaptıklarından daha
soyut.
Kanıtları göz ardı ederek ilerliyorsun.
Gel.
Gel.
Anna, çalışmalarını kesmemiz gerektiğini
düşünmüyorum.
Timin, guanin ve sitozin.
İnsülin molekülün yapısı.
Çift-zincirli, 51 amino asitli.
Sülfür atomlarıyla çapraz bağlı 17 amino
asit.
Isıyı elektriğe dönüştürmek için hangi
metali ve gazı birleştirirsin?
- Tantal ve sezyum buharı.
Evet.
Bir cebir türü olarak adlandırılan teknik ne-
Onu neye dönüştürmeye çalışıyorsun?
- Bir çeşit küçük gösteri ucubesine mi?
- Saçmalama.
Entelektüel gelişimi için
kendi programını çok zorluyorsun.
Onun duygusal gelişimi benim programımla aynı
düzeyde olmak zorunda.
Yoksa bu dengesizlik, tehlikeli hale gelir.
Küçük bir mucizeyle, özürlü bir insanın
toplumun
- Neden korkuyorsun?
- daha
üretken bir üyesi haline gelmesinin
bizi memnun edeceğini düşünmüştüm.
Şu ana kadar zihinsel limitlerinin
belirtilerini göstermedi.
Öyleyse bu limitlerine ulaşabilmesinden neden
korkuyorsun?
Her halükârda, Bayan Kinnian'ın istifasını
istemek zorundayız.
Ne?
Şu anda bütün yaptığı, kitaplardan zaten
Charly'nin bildiği sorular sormak.
Bu noktada ona gereken, ileriye doğru
atılacak dev bir adım.
Yeni kavramsallar.
Tümevarımsal düşünme.
Buysa uzmanların işi, Alice Kinnian'ın değil.
Sana bunu bir kez daha söyleyeceğim, Richard.
Charly Gordon, duygusal açıdan hâlâ bir
çocuk.
Ben aynı fikirde değilim.
Evet?
Charly, bu nedir?
Sana bir hediye getirdim.
Tamam, içeri gir.
Çok kibarsın, Charly.
Sebebi nedir?
Sadece sana hediye almak istedim.
Otur.
Güzel ambalaj, Charly.
Charly, çok güzel.
Korkunç pahalı olmalı.
Beğendin mi?
Çok güzel, ama bu çok fazla.
Çok güzel.
Teşekkür ederim.
Seni sadece yanağından öptü.
Kim?
Frank.
Charly, beni mi gözetliyordun?
Sana aşık oldum.
Hayır.
Bu duygular, senin gerçek düşüncelerin değil.
Bu aşk değil.
Seninle çalışırken eğleniyoruz.
Ancak şunu anlamalısın ki, aramızda
-
Aptal!
Herkesin seni isteyeceğini mi düşünüyorsun?
Seni aptal moron!
Dışarıda motorsikletini gördüm.
Satılık.
Ne öğrendin?
Geri döndüm.
Sen ne öğrendin?
Buradayım.
- Evlen benimle, Alice.
- Charly.
Sana asla ayak
uyduramıyorum, ama seni yavaşlatmak da istemiyorum.
- Ama arkanda da kalmak istemiyorum.
- Einstein'in da karısı vardı.
Her şeyin hareketli olduğunu hiçbir şeyin hareketsiz kalmadığını Einstein
söylememiş miydi?
Evlen benimle güzel kız, evlen benimle.
Kasım ayının 74'ünde Çarşambayı çeyrek geçe evleneceğiz ve evlilik yıldönümümüz, her ikimiz de o günleri hatırladığımızda çok güzel olacak.
Bir yerlerde olacak mıyız?
Bir gün.
Portekiz tam ilerimizde.
Zeytinlerin kokusunu alabiliyorum.
Gemiye geldik.
Terk edilmiş yelkenlinin sancak tarafındayız.
Yelkenliye çıkmak ister misin?
Tamam, yelkenler nerede?
Yelkenlere kimin ihtiyacı var ki?
Bu geminin kaptanı olarak bizi karı koca ilan
ediyorum.
Sadece ilk erkeğim olarak kabul ediyorum.
2018 yılında ne olacağını biliyor musun?
Bu yılın sonunda ne olacağını bile
bilmiyorum.
Bizin 50'inci evlilik yıldönümümüz olacak.
Charly, kahvaltı edelim.
Algernon'un bir eş bulduğunu düşünüyor musun?
Ya da gerçek aşkını.
Farenin çoğulu fareler.
Eşin çoğulu eşler olmalı.
Derler ki, Charly, gerçek aşk
daima gidermiş.
Gerçek aşk nedir?
Hiç kimsenin bulamadığından her zaman biraz daha fazlası.
Lütfen bu atışmaları kesip zamanı yarının programına karar vermek için
kullanabilir miyiz?
Tamam, gerçekten hâlâ onun burada olacağına
inanıyor musun?
Elbette.
Onlarla sen konuştun.
Onları duydun.
Son dört haftada Charly'ye neler olduğunu
nasıl bilebiliriz?
Daha fazla öğrenip öğrenmediği hakkında
hiçbir değerlendirmemiz yok.
Sunuma konsantre olabilir miyiz?
Pekâlâ, program hakkındaki fikirlerin nedir?
Algernon ve diğer 5 fareye ne kadar zaman
ayıracağız?
Sunumun o kısmını çıkartma konusunda
anlaştığımızı düşünüyordum.
Hayır, bunu kabul etmedim.
Bu, Algernon'un bütün temel aşamalarını
göstermek için şart.
Bence, Charly'nin ameliyat öncesine yoğunlaşmamız gerekiyor, ve sonra sen
onu sahneye getirince her şeyi
sonlandırırız.
Neden sadece programı bana bırakmıyorsun?
Biliyor musun, bazen bana Stockholm'deki
törenler için kabul konuşmanı çoktan
yazdığın hissini veriyorsun.
Bravo!
Bize birçok değerli zaman kaybettirdiniz.
Zaman, çoğu zaman bana öğrettiğiniz gibi,
Profesör, göreceli olup kendi küçük
adımlarıyla günden güne sürünüp durur.
- Zaman vurgusu kayda geçirildi.
- Edgar Allen Shakespeare.
- İkiniz de mutlu görünüyorsunuz!
- Hiç daha mutlu hissetmemiştim.
Bulunduğunuz yerde hiç telefon yok muydu,
Bayan Kinnian?
Ya da düne kadar hiç postane yok muydu?
Param yoktu, pulum yoktu, isteğim yoktu!
Parası, zamanı ya da isteği yoktu.
- Merhaba, Charly, Bayan Kinnian!
- Bert, nasılsın?
Algernon nasıl?
Geçen hafta bana Sanskritçe
"merhaba" dedi.
Sen ona ne dedin?
Sanskritçe "merhaba" diyen bir
fareye ne diyebilirsiniz ki?
Merhaba dedim!
Yuvaya dönüş!
Hâlâ biraz şampanyamız kalmış.
Plastik toplu bir şampanya.
Çağımızın sembolü.
Şimdi burada olduğunuza göre, yarının
programını çalışmak istiyorum.
Çok güzel.
Ne isterdin?
Fotosentez ve onun dördüncü nesil
bilgisayarlara etkileri üzerine bir tez mi?
Yeri gelmişken, sizin cerrahi
teknikleriniz geri kalmış
bilgisayarlarınızda nasıl çalışıyor?
Ve siz, Doktor Straus.
Duygusal etkiler için ne isterdiniz?
Düşünsel bir faaliyet mi yoksa parçalanmış
bir öz saygı mı istersiniz?
Bir içki istiyorum.
- Parçalanmış üzüm.
- Teşekkür ederim.
Haydi, Profesör, neşelenin.
Yarından sonra Time ve Newsweek dergilerinin kapağında
olacaksınız.
Ve siz, Doktor Straus, Playboy dergisinin
orta sayfasında olacaksınız.
Bayanlar ve baylar; şimdi sizlere
Algernon-Gordon Etkisi'nin başındaki
isimler ünlü Doktor Richard Nemur ve
meslektaşı Doktor Anna Straus'u
sunmaktan onur duyuyorum.
Yayınladıkları yazılar ile, onların ünlü
niteliklerinden hepiniz haberdarsınız.
Size 5'inci evre fareleri getirmemenizi
söylemiştim.
Onları getirmesini Bert'ten ben istedim.
Davranış bilimcilerden bazıları bunları
görmek isteyebilir.
Bu akla uygun mu?
Kesinlikle önemli olduğunu düşünüyorum.
Doktor Anna Straus ve Doktor Richard Nemur.
Değerli meslektaşlarım.
Bugünkü sunumumuz ilk olarak ortağımın Bana bir sigara ver.
üzerinde çalıştığı Algernon-Gordon
Etkisi'nin bakış açısına değinecek.
- Teşekkürler.
- Sigara içtiğini bilmiyordum.
İçmem.
Lütfen dinleyin.
- Gergin olmaya hiç gerek yok.
- Hayır.
Orada dünyanın önde gelen bilim adamlarından
sadece birkaç yüz tane var.
- Gergin olmak için
sebep yok.
- Onlara aldırma.
- Sen doğrudan bana konuşursun.
- Evet.
Seni görebileceğim bir yerde durur musun.
Tam şurada Haberim olsun.
Kontrol edilemeyen enzimler bir çeşit kusurlu biyokimyasal
reaksiyona sebep olmakta ve beyin hasarı
oluşturmaktadır.
Neyse ki; doku yıkımı geri
döndürülemezken protein süreci böyle
değildir.
Birçok araştırmacı arızalı enzimleri kombine
ederek kimyasalların kontrolü yoluyla
süreci tersine çevirebilmekte ve müdahale yoluyla bir bakıma anahtarın moleküler şeklini
değiştirebilmektedir.
Bu, aynı zamanda bizim tekniğimizin de odak
noktasıdır.
Fakat biz önce beynin hasar görmüş
kısımlarını çıkararak hıızlandırılmış
ve süpernormal orandaki beyin
proteinini üretmek için kimyasal olarak
canlandırılmış dokuların nakledilmesine
izin veriyoruz.
Doktor Straus.
Şimdi de size kliniğimize ilk geldiği
zaman Charly Gordon'un
çalışmalarından bir film göstermek
istiyorum.
Şunu çıkarayım.
Tavşan ayağım.
Çok güzel.
Ayakkabı, eldiven.
Ayakkabı ve eldiven.
Ayakkabı ve eldiven.
- Onları giyeriz.
- Doğru.
Sabah, öğleden sonra.
Başarı konusunda kaygılanmana gerek yok.
Bunlar test değil.
Sabah, öğleden sonra.
Çok komik bir yüz, Charly.
O zamanki Charly Gordon buydu.
Bayanlar ve baylar, sizleri şimdiki Charly Gordon'la tanıştırmak istiyorum.
Charly, Charly.
Herhangi bir sorusu olan var mı?
Filmi sevdiniz mi?
Bay Gordon.
Şu anda, gelişiminiz hakkında ne
hissediyorsunuz?
Şükran dolu, efendim.
- Bu konuda mutlu musunuz?
- Evet.
Neden?
Çünkü görmemi sağladı.
Neyi görmenizi?
Dünyayı.
Peki bu dünyada ne görüyorsunuz?
Gözlerim henüz yeni, Doktor.
Gözleriniz ne görüyorlar, Bay Gordon?
Her şeyi olduğu gibi.
Ve?
Ve ne hale geldiklerini.
Bir örnek verebilir misiniz, Bay Gordon?
Hayır, efendim, siz bana söyleyin.
- Çok güzel.
- Çok güzel.
Modern bilim.
Yaygın teknoloji.
Bilgisayarların vicdanı.
Modern sanat.
Duygusuz ressamlar.
- Dış politika.
- Meydan okuyan yeni silahlar.
- Bugünün gençliği.
- Neşesiz, rehbersiz.
- Bugünkü din.
- Popüler anketlerle sıkıcı vaazlar.
- Hayat standardı.
- Her odada bir televizyon.
- Eğitim.
- Her odada bir televizyon!
Dünyanın geleceği, Bay Gordon.
Görkemli yeni nefretler, görkemli yeni
bombalar, görkemli yeni savaşlar.
- Gelecek nesil.
- Deney tüpleri anlayışı, laboratuvar
doğumları.
TV eğitimi, görkemli yeni rüyalar, görkemli
yeni nefretler, görkemli yeni savaşlar.
Toplum intiharının güzel, amaçsız bir süreci.
Başka sorusu olan?
Her şeyin ne olduğu ve ne hale geldiği
hakkında arka sıralardan başka sorusu
olan var mı?
Yok mu?
Benim bir sorum var.
Profesör Nemur.
Charly Gordon?
Haydi Profesör, biliyorsunuz.
Biliyorsunuz, ama bana söylemediniz.
Burada "Charly Gordon" sorusuna
cevap verecek var mı?
Arkada "Charly Gordon" sorusuna
cevap verecek var mı?
Yok mu?
Beni hayal kırıklığına uğrattınız, doktorlar.
Çok da zeki değilsiniz.
Bir fare kadar bile akıllı değilsiniz.
Çünkü o biliyor.
Bana bunu Algernon gösterdi.
"Charly Gordon" sorusunun cevabı şudur ki: Charly Gordon çok kısa bir süre sonra eskiden neyse yine o olacak adamdır.
Profesör Nemur.
Ameliyatın başarısının geçici olduğunu neden bana söylemediniz?
- Teşekkür ederim.
- Rica ederim.
- Size bir içki ısmarlayayım.
- Hayır.
- İçmenizi isterim.
- Garson.
Bütün 5'inci evre fareleri tıpkı Algernon gibi oldu.
Farelerin hiçbiri artık en basit problemi
çözecek kapasiteye sahip değil.
Onu buldunuz mu?
Neden bana söylemediniz?
Neden bunu gizlediniz?
Fakat bu durumun belirtilerini sadece geçen
hafta keşfettik, Bayan Kinnian.
Ve sadece 5'inci evre farelerin birkaçında
görüldü.
Bunların sadece bireysel, hatalı
davranışlar olduğunu düşünmüştüm.
Charly'yi tedirgin etmeye gerek yoktu.
Kongre yaklaşırken her ikiniz de neden bu
zafer anını kaçıracaktınız ki?
Kontrolleri daha ileri götürmeden bunu ilan
etmeye hakkımız yoktu.
- Hakkınız yok muydu?
- Bilim dünyasında onun bizim
itibarımıza ne yaptığı hakkında bir
fikrin var mı?
Sakin olalım, duygularımıza kapılmadan ne
yapacağımıza karar verelim.
- Bu durum hakkında.
- Hangi durum?
- Sizin itibarınız mı, yoksa Charly mi?
- Bunlar birbirine bağlı, biliyorsun.
Bütün bunlar sizce o anlama mı geliyor?
Anlamıyor musunuz, Bayan Kinnian?
Algernon'un gerilemesi, bunun Charly'ye de
olacağı anlamına gelmez.
Charly bir insan, bir laboratuvar hayvanı
değil.
Bu gerileme sendromu belki de sadece farelerle
sınırlıdır.
Sizlere teşekkür ederim.
Bir şeylere yakın mısınız, yoksa yeterince
yakın değil misiniz?
Ona yapabileceğiniz ikinci bir ameliyat var
mı?
Bunu düzeltebilecek bir ameliyat.
- Hayır.
- Anlıyorum.
Başarısız örnekleri burada ne yapıyorsunuz?
Önce dondurucuya koyup, sonra yakıyor
musunuz?
Nasıl yardımcı olabilirim?
Birkaç parçayı bilgi işlemeye tabi tutan insan beynini düşün.
Lojik sistemin dağıtımını içeren kortikal
yüzey, sinaptik belleği DNA deposuna
dönüştürmek için dönüştürücü dağıtıcılarının
ve birçok çok yönlü taşıyıcının dizilimini sağlar.
Doktorların ana araştırma alanı, ameliyat ve
enzim zenginleştirme suretiyle beynin
kullanılmayan bölümlerini kullanarak
zekânın kalıcı olarak
geliştirilebileceği hipoteziydi.
Bunu programlayabilir misin?
Bu biraz belirsiz, Bay Gordon.
Biraz daha detaylı özellikler verebilir
misiniz?
DNA dönüşümü üzerinde zaten önceden
yaptığımız çalışmalarla ilişkili.
Anlıyorum.
Aynı sistemi kullanabiir miyiz?
Kesinlikle.
Sadece değerleri değiştir.
Zihinsel gelişimin geçici olması, depo
sınırından dolayı DNA dönüşümü
eksikliğinden mi, onarılmış alanların
sakatlanması ve aşırı yüklemeye yol açmasından mı kaynaklanıyor?
Yoksa bu etkenlerin bir karışımı mı?
Çalıştırın.
Beyin nöronlarının yalnızca geçici temeller
üzerindeki bilgiyi depoladığını göz
önüne alırsak- Teşekkürler, bu bitti.
Beyin nöronlarının yalnızca geçici temeller
üzerindeki bilgiyi depoladığını göz
önüne alırsak, bu bilginin sonradan
sinirlerin kendi tuttuğundan çok daha fazla materyalin depolanmasına izin veren DNA moleküllerini
kodladığını farzedelim.
Bu dönüşüm uyku sırasında meydana
gelebilir ve aslında uyumanın ve rüya
görmenin amaç ve ihtiyaçlarından biri
olabilir.
Beyin hasarı simülasyonu.
Hayvanların dokularındaki türdeş
lezyonları kıyaslarsak ve buna karşılık
gelen- ve buna karşı- ve buna karşı- ve- ve
buna karşı- Aralarındaki muhtemel bir bağlantıyı göz önünde canlandırmak
için hayal gücünü çok fazla zorlamak
gerekmez.
Protein sentezi ve şey arasındaki- Ve ne?
Belki de sorumuzun tek olası cevabı,
zekânın ne olduğunu söylersek
söyleyelim, bunun böyle olmadığını keşfedeceğimizdir.
Belki de, doğası gereği bilimsel olarak henüz zamanı gelmeyen bilimsel bir şeyi yakalamaya çalışıyoruz.
Charly, haydi git artık.
Eve git, Charly.
Sabah çalışsan daha iyi olur.
İşim bitti.
Çalışmayı bitirdim.
Çok iyi.
Öyleyse eve gidip en azından 2 gün uyu.
Bu kayıtların düzenlenmesi gerekiyor.
Bu gece yapabilir misiniz?
Eğer eve gidip uyursan.
Beklemeyi tercih ederim.
Bütün gece sürebilir.
Beklerim.
Charly.
Değerlendirmelerin doğruymuş.
Bu çok kötü.
- Gelecek vaat eden bir teori idi.
- Evet.
Hâlâ öyle.
Teşekkürler.
Merhaba.
Merhaba.
Canım kahve çekti.
Her yer kapalı.
Charly Gordon'un evi değil.
24 saat açık, bunu biliyorsun.
- Aç mısın?
Yumurta ister misin?
- Hayır, sadece kahve.
Umarım çok sert değildir.
Evlen benimle, Charly.
Şimdi.
Bu gece.
Sana bir kaşık getireyim.
Evlen benimle.
Tamam, benimle evlenme.
Öneri kabul edildi.
Ama kalacağım.
Tam burada.
Ne zaman gitmemi istersen, sadece söyle.
Giderim.
Git.
Lütfen git.
Tamam.
İyi geceler.
İyi geceler.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar