Print Friendly and PDF

Bayramımız, Arefemiz Senin Gülüşün

 


LXIV

Nûr-ı dil-i mâ rûy-ı hoş-ı tu

Bâl-o per-i mâ hûy-ı hoş-ı tu

Gönlümüzün ışığı güzelim yüzün; kolumuz kanadımız güzelim huyun.

Bayramımız, arefemiz senin gülüşün...

Miskimiz, gülümüz senin güzelim kokun.

Talihimiz değirmi Ay’a benzeyen yüzün. 

Gölgeliğimiz güzelim saçların.

Secde ettiğimiz yer kapının toprağı. 

Gezip tozduğumuz yer güzelim köyün.

Bir kere senin güzelim yanına gitmiş; başkalarına gidemiyor gönül.

Gitse bile senin güzelim çekişin, tutar, çeker onu.

A varlığıyla bizi sarhoş eden; senin güzelim ırmağında yüzer, dalgalanırız biz.

Gümüşe benzeyen göğsün, altına döndürdü beni; senin birliğin yüzünden yalınkat oldum, tek kaldım.

Baş komadayım; senin güzelim topun, nasıl olur da çevgenine baş komaz?

Susayım; çünkü güzelim varlığı beni hay­huylara salmıştı; şarabı hay-huyumu yok etti gitti.

Kaynak: Cilt 7-2

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar