Print Friendly and PDF

Zebur

Bunlarada Bakarsınız

 


MEZMURLAR

 

1.KİTAP



1. Mezmur

 

1.Bölüm


    1:1 Ne mutlu o insana ki, kötülerin öğüdüyle yürümez,
      Günahkârların yolunda durmaz,
      Alaycıların arasında oturmaz.
    1:2 Ancak zevkini RAB'bin Yasası'ndan alır
      Ve gece gündüz onun üzerinde derin derin düşünür.
    1:3 Böylesi akarsu kıyılarına dikilmiş ağaca benzer,
      Meyvesini mevsiminde verir,
      Yaprağı hiç solmaz.
      Yaptığı her işi başarır.

    1:4 Kötüler böyle değil,
      Rüzgarın savurduğu saman çöpüne benzerler.
    1:5 Bu yüzden yargılanınca aklanamaz,
      Doğrular topluluğunda yer bulamaz günahkârlar.
    1:6 Çünkü RAB doğruların yolunu gözetir,
      Kötülerin yolu ise ölüme götürür.

2. Mezmur

 

2.Bölüm


    2:1 Nedir uluslar arasındaki bu kargaşa,
      Neden boş düzenler kurar bu halklar?
    2:2 Dünyanın kralları saf bağlıyor,
      Hükümdarlar birleşiyor
      RAB'be ve meshettiği krala  karşı.
    2:3 «Koparalım onların kayışlarını» diyorlar,
      «Atalım üzerimizden bağlarını.»

    2:4 Göklerde oturan Rab gülüyor,
      Onlarla eğleniyor.
    2:5 Sonra öfkeyle uyarıyor onları,
      Gazabıyla dehşete düşürüyor
    2:6 Ve, «Ben kralımı
      Kutsal dağım Siyon'a oturttum» diyor.

    2:7 RAB'bin bildirisini ilan edeceğim:
      Bana, «Sen benim oğlumsun» dedi,
      «Bugün ben sana baba oldum.
    2:8 Dile benden, miras olarak sana ulusları,
      Mülk olarak yeryüzünün dört bucağını vereyim.
    2:9 Demir çomakla kıracaksın  onları,
      Çömlek gibi parçalayacaksın.»

    2:10 Ey krallar, akıllı olun!
      Ey dünya önderleri, ders alın!
    2:11 RAB'be korkuyla hizmet edin,
      Titreyerek sevinin.
    2:12 Oğulu öpün ki öfkelenmesin,
      Yoksa izlediğiniz yolda mahvolursunuz.
      Çünkü öfkesi bir anda alevleniverir.
      Ne mutlu O'na sığınanlara!

3. Mezmur

 

3.Bölüm

3:0 Davut'un oğlu Avşalom'dan kaçtığı zaman yazdığı mezmur
    3:1 Ya RAB, düşmanlarım ne kadar çoğaldı,
      Hele bana karşı ayaklananlar!
    3:2 Birçoğu benim için:
      «Tanrı katında ona kurtuluş yok!» diyor. Sela 

    3:3 Ama sen, ya RAB, çevremde kalkansın,
      Onurum, başımı yukarı kaldıran sensin.
    3:4 RAB'be seslenirim,
      Yanıtlar beni kutsal dağından. Sela

    3:5 Yatar uyurum,
      Uyanır kalkarım, RAB destektir bana.
    3:6 Korkum yok
      Çevremi saran binlerce düşmandan.

    3:7 Ya RAB, kalk, ey Tanrım, kurtar beni!
      Vur bütün düşmanlarımın çenesine,
      Kır kötülerin dişlerini.
    3:8 Kurtuluş RAB'dedir,
      Halkının üzerinde olsun bereketin! Sela

4. Mezmur

 

4.Bölüm

4:0 Müzik şefi için - Telli sazlarla - Davut'un mezmuru
    4:1 Sana seslenince yanıtla beni,
      Ey adil Tanrım!
      Ferahlat beni sıkıntıya düştüğümde,
      Lütfet bana, kulak ver duama.

    4:2 Ey insanlar, ne zamana dek
      Onurumu utanca çevireceksiniz?
      Ne zamana dek boş şeylere gönül verecek,
      Yalan peşinde koşacaksınız? Sela

    4:3 Bilin ki, RAB sadık kulunu kendine ayırmıştır,
      Ne zaman seslensem, duyar beni.

    4:4 Öfkelenebilirsiniz, ama günah işlemeyin;
      İyi düşünün yatağınızda, susun. Sela
    4:5 Doğruluk kurbanları sunun RAB'be,
      O'na güvenin.

    4:6 «Kim bize iyilik yapacak?» diyen çok.
      Ya RAB, yüzünün ışığıyla bizi aydınlat!
    4:7 Öyle bir sevinç verdin ki bana,
      Onların bol tahıl ve yeni şaraptan aldığı sevinçten fazla.

    4:8 Esenlik içinde yatar uyurum,
      Çünkü yalnız sen, ya RAB,
      Güvenlik içinde tutarsın beni.

5. Mezmur

 

5.Bölüm

5:0 Müzik şefi için - Ney için - Davut'un mezmuru
    5:1 Sözlerime kulak ver, ya RAB,
      İniltilerimi işit.
    5:2 Feryadımı dinle, ey Kralım ve Tanrım!
      Duam sanadır.

    5:3 Sabah sesimi duyarsın, ya RAB,
      Her sabah sana duamı sunar, umutla beklerim.

    5:4 Çünkü sen kötülükten hoşlanan Tanrı değilsin,
      Kötülük senin yanında barınmaz.
    5:5 Böbürlenenler önünde duramaz,
      Bütün suç işleyenlerden nefret duyar,
    5:6 Yalan söyleyenleri yok edersin;
      Ya RAB, sen eli kanlılardan,
      Aldatıcılardan tiksinirsin.

    5:7 Bense bol sevgin sayesinde
      Kutsal tapınağına gireceğim;
      Oraya doğru saygıyla eğileceğim.
    5:8 Yol göster bana doğruluğunla, ya RAB,
      Düşmanlarıma karşı!
      Yolunu önümde düzle.

    5:9 Çünkü onların sözüne güvenilmez,
      Yürekleri yıkım dolu.
      Ağızları açık birer mezardır,
      Yaltaklanır dururlar.
    5:10 Ey Tanrı, onları suçlu çıkar!
      Kurdukları düzen yıkımlarına yol açsın.
      Kov onları sayısız isyanları yüzünden.
      Çünkü sana karşı ayaklandılar.

    5:11 Sevinsin sana sığınan herkes,
      Sevinç çığlıkları atsın sürekli,
      Kanat ger üzerlerine;
      Sevinçle coşsun adını sevenler sende.
    5:12 Çünkü sen doğru kişiyi kutsarsın, ya RAB,
      Çevresini kalkan gibi lütfunla sararsın.

6. Mezmur

 

6.Bölüm

6:0 Müzik şefi için - Sekiz telli sazlarla  Davut'un mezmuru
    6:1 Ya RAB, öfkeyle azarlama beni,
      Gazapla yola getirme.
    6:2 Lütfet bana, ya RAB, bitkinim;
      Şifa ver bana, ya RAB, kemiklerim sızlıyor,
    6:3 Çok acı çekiyorum.
      Ah, ya RAB!
      Ne zamana dek sürecek bu?

    6:4 Gel, ya RAB, kurtar beni,
      Yardım et sevginden dolayı.
    6:5 Çünkü ölüler arasında kimse seni anmaz,
      Kim şükür sunar sana ölüler diyarından?

    6:6 İnleye inleye bittim,
      Döşeğim su içinde bütün gece ağlamaktan,
      Yatağım sırılsıklam gözyaşlarımdan.
    6:7 Kederden gözlerimin feri sönüyor,
      Zayıflıyor gözlerim düşmanlarım yüzünden.

    6:8 Ey kötülük yapanlar,
      Uzak durun benden,
      Çünkü RAB ağlayışımı işitti.
    6:9 Yalvarışımı duydu,
      Duamı kabul etti.
    6:10 Bütün düşmanlarım utanacak,
      Hepsini dehşet saracak,
      Ansızın geri dönecekler utanç içinde.

7. Mezmur

 

7.Bölüm

7:0 Benyaminli Kûş'un sözlerine ilişkin Davut'un RAB'be okuduğu şigayon  
    7:1 Sana sığınıyorum, ya RAB Tanrım!
      Peşime düşenlerden kurtar beni,
      Özgür kıl.
    7:2 Yoksa aslan gibi parçalayacaklar beni,
      Kurtaracak biri yok diye,
      Lime lime edecekler etimi.

    7:3 Ya RAB Tanrım, eğer şunu yaptıysam:
      Birine haksızlık ettiysem,
    7:4 Dostuma ihanet ettiysem,
      Düşmanımı nedensiz soyduysam,
    7:5 Ardıma düşsün düşman,
      Yakalasın beni,
      Canımı yerde çiğnesin,
      Ayak altına alsın onurumu. Sela

    7:6 Öfkeyle kalk, ya RAB!
      Düşmanlarımın gazabına karşı çık!
      Benim için uyan!
      Buyur, adalet olsun.
    7:7 Uluslar topluluğu çevreni sarsın,
      Onları yüce katından yönet.
    7:8 RAB halkları yargılar;
      Beni de yargıla, ya RAB,
      Doğruluğuma, dürüstlüğüme göre.
    7:9 Ey adil Tanrım!
      Kötülerin kötülüğü son bulsun,
      Doğrular güvene kavuşsun,
      Sen ki akılları, gönülleri sınarsın.

    7:10 Tanrı kalkan gibi yanıbaşımda,
      Temiz yüreklileri O kurtarır.
    7:11 Tanrı adil bir yargıçtır,
      Öyle bir Tanrı ki, her gün öfke saçar.
    7:12 Kötüler yola gelmezse,
      Tanrı kılıcını biler,
      Yayını gerip hedefine kurar.
    7:13 Hazır bekler ölümcül silahları,
      Alevli okları.

    7:14 İşte kötü insan kötülük sancıları çekiyor,
      Fesada gebe kalmış,
      Yalan doğuruyor.
    7:15 Bir kuyu açıp kazıyor,
      Kazdığı kuyuya kendisi düşüyor.
    7:16 Kötülüğü kendi başına gelecek,
      Zorbalığı kendi tepesine inecek.

    7:17 Şükredeyim doğruluğu için RAB'be,
      Yüce RAB'bin adını ilahilerle öveyim.

8. Mezmur

 

8.Bölüm

8:0 Müzik şefi için - Gittit  üzerine - Davut'un mezmuru
    8:1 Ey Egemenimiz RAB,
      Ne yüce adın var yeryüzünün tümünde!
      Gökyüzünü görkeminle kapladın.
    8:2 Çocukların, hatta emziktekilerin sesiyle
      Set çektin hasımlarına,
      Düşmanı, öç alanı yok etmek için.

    8:3 Seyrederken ellerinin eseri olan gökleri,
      Oraya koyduğun ayı ve yıldızları,
    8:4 Soruyorum kendi kendime:
      «İnsan ne ki, onu anasın,
      Ya da insanoğlu ne ki, ona ilgi gösteresin?»

    8:5 Nerdeyse bir tanrı yaptın onu, 
      Başına yücelik ve onur tacını koydun.
    8:6 Ellerinin yapıtları üzerine onu egemen kıldın,
      Her şeyi ayaklarının altına serdin;
    8:7 Davarları, sığırları,
      Yabanıl hayvanları,
    8:8 Gökteki kuşları, denizdeki balıkları,
      Denizde kıpırdaşan bütün canlıları.

    8:9 Ey Egemenimiz RAB,
      Ne yüce adın var yeryüzünün tümünde!

9. Mezmur  

 

9.Bölüm

9:0 Müzik şefi için - «Oğulun Ölümü» makamında - Davut'un mezmuru
    9:1 Ya RAB, bütün yüreğimle sana şükredeceğim,
      Yaptığın harikaların hepsini anlatacağım.
    9:2 Sende sevinç bulacak, coşacağım,
      Adını ilahilerle öveceğim, ey Yüceler Yücesi!

    9:3 Düşmanlarım geri çekilirken,
      Sendeleyip ölüyorlar senin önünde.
    9:4 Çünkü hakkımı, davamı sen savundun,
      Adil yargıç olarak tahta oturdun.

    9:5 Ulusları azarladın, kötüleri yok ettin,
      Sonsuza dek adlarını sildin.
    9:6 Yok olup gitti düşmanlar sonsuza dek,
      Kökünden söktün kentlerini,
      Anıları bile silinip gitti.

    9:7 Oysa RAB sonsuza dek egemenlik sürer,
      Yargı için kurmuştur tahtını;
    9:8 O yönetir doğrulukla dünyayı,
      O yargılar adaletle halkları.

    9:9 RAB ezilenler için bir sığınak,
      Sıkıntılı günlerde bir kaledir.
    9:10 Seni tanıyanlar sana güvenir,
      Çünkü sana yönelenleri hiç terk etmedin, ya RAB.

    9:11 Siyon'da oturan RAB'bi ilahilerle övün!
      Yaptıklarını halklar arasında duyurun!
    9:12 Çünkü dökülen kanın hesabını soran anımsar,
      Ezilenlerin feryadını unutmaz.

    9:13 Acı bana, ya RAB!
      Ey beni ölümün eşiğinden kurtaran,
      Benden nefret edenler yüzünden çektiğim sıkıntıya bak!
    9:14 Öyle ki, övgüye değer işlerini anlatayım,
      Siyon Kenti'nin kapılarında
      Sağladığın kurtuluşla sevineyim.

    9:15 Uluslar kendi kazdıkları kuyuya düştü,
      Ayakları gizledikleri ağa takıldı.
    9:16 Adil yargılarıyla RAB kendini gösterdi,
      Kötüler kendi kurdukları tuzağa düştü. Higayon  sela

    9:17 Kötüler ölüler diyarına gidecek,
      Tanrı'yı unutan bütün uluslar...
    9:18 Ama yoksul büsbütün unutulmayacak,
      Mazlumun umudu sonsuza dek kırılmayacak.

    9:19 Kalk, ya RAB! İnsan galip çıkmasın,
      Huzurunda yargılansın uluslar!
    9:20 Onlara dehşet saç, ya RAB!
      Sadece insan olduklarını bilsin uluslar. Sela

10. Mezmur

 

10.Bölüm


    10:1 Ya RAB, neden uzak duruyorsun,
      Sıkıntılı günlerde kendini gizliyorsun?
    10:2 Kötüler gururla mazlumları avlıyor,
      Mazlumlar kötülerin kurduğu tuzağa düşüyor.

    10:3 Kötü insan içindeki isteklerle övünür,
      Açgözlü insan RAB'be lanet okur, O'nu hor görür.
    10:4 Kendini beğenmiş kötü insan Tanrı'ya yönelmez,
      Hep, «Tanrı yok!» diye düşünür.

    10:5 Kötülerin yolları her zaman başarıya götürür.
      Öyle yücedir ki senin yargıların,
      Kötüler anlayamaz, düşmanına burun kıvırır.
    10:6 İçinden, «Ben sarsılmam» der,
      «Hiçbir zaman sıkıntıya düşmem.»
    10:7 Ağzı lanet, hile ve zulüm dolu,
      Dilinin altında kötülük ve fesat saklı.

    10:8 Köylerin çevresinde pusu kurar,
      Masumu gizli yerlerde öldürür,
      Çaresizi sinsice gözler.
    10:9 Gizli yerlerde pusuya yatar
      Çalılıktaki aslan gibi,
      Kapmak için mazlumu bekler
      Ve ağına düşürüp yakalar.

    10:10 Kurbanları çaresiz çöker,
      Saldıranın üstün gücü altında ezilir.
    10:11 Kötü insan içinden, «Tanrı unuttu» der,
      «Örttü yüzünü, asla göremez.»

    10:12 Kalk, ya RAB, kaldır elini, ey Tanrı!
      Mazlumları unutma!
    10:13 Neden kötü insan seni hor görsün,
      İçinden, «Tanrı hesap sormaz» desin?

    10:14 Oysa sen sıkıntı ve acı çekenleri görürsün,
      Yardım etmek için onları izlersin;
      Çaresizler sana dayanır,
      Öksüzün yardımcısı sensin.

    10:15 Kötünün, haksızın kolunu kır,
      Sormadık hesap kalmasın yaptığı kötülükten.

    10:16 RAB sonsuza dek kral kalacak,
      Uluslar O'nun ülkesinden temizlenecek.

    10:17 Mazlumların dileğini duyarsın, ya RAB,
      Yüreklendirirsin onları,
      Kulağın hep üzerlerinde;
    10:18 Öksüze, düşküne hakkını vermek için,
      Bir daha dehşet saçmasın ölümlü insan.

11. Mezmur

 

11.Bölüm

11:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
    11:1 Ben RAB'be sığınırım,
      Nasıl dersiniz bana,
      «Kuş gibi kaç dağlara.
    11:2 Bak, kötüler yaylarını geriyor,
      Temiz yürekli insanları
      Karanlıkta vurmak için
      Oklarını kirişine koyuyor.
    11:3 Temeller yıkılırsa,
      Ne yapabilir doğru insan?»

    11:4 RAB kutsal tapınağındadır,
      O'nun tahtı göklerdedir,
      Bütün insanları görür,
      Herkesi sınar.
    11:5 RAB doğru insanı sınar,
      Kötüden, zorbalığı sevenden tiksinir.

    11:6 Kötülerin üzerine kızgın korlar ve kükürt yağdıracak,
      Paylarına düşen kâse kavurucu rüzgar olacak.
    11:7 Çünkü RAB doğrudur, doğruları sever;
      Dürüst insanlar O'nun yüzünü görecek.

12. Mezmur

 

12.Bölüm

12:0 Müzik şefi için - Sekiz telli sazlarla  - Davut'un mezmuru
    12:1 Kurtar beni, ya RAB, sadık kulun kalmadı,
      Güvenilir insanlar yok oldu.
    12:2 Herkes birbirine yalan söylüyor,
      Dalkavukluk, ikiyüzlülük ediyor.

    12:3 Sustursun RAB dalkavukların ağzını,
      Büyüklenen dilleri.
    12:4 Onlar ki, «Dilimizle kazanırız,
      Dudaklarımız emrimizde,
      Kim bize efendilik edebilir?» derler.

    12:5 «Şimdi kalkacağım» diyor RAB,
      «Çünkü mazlumlar eziliyor,
      Yoksullar inliyor,
      Özledikleri kurtuluşu vereceğim onlara.»

    12:6 RAB'bin sözleri pak sözlerdir;
      Toprak ocakta eritilmiş,
      Yedi kez arıtılmış gümüşe benzer.

    12:7 Sen onları koru, ya RAB,
      Bu kötü kuşaktan hep uzak tut!
    12:8 İnsanlar arasında alçaklık rağbet görünce,
      Kötüler her yanda dolaşır oldu.

13. Mezmur

 

13.Bölüm

13:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
    13:1 Ne zamana dek, ya RAB,
      Sonsuza dek mi beni unutacaksın?
      Ne zamana dek yüzünü benden gizleyeceksin?
    13:2 Ne zamana dek içimde tasa,
      Yüreğimde hep keder olacak?
      Ne zamana dek düşmanım bana üstün çıkacak?

    13:3 Gör halimi, ya RAB, yanıtla Tanrım,
      Gözlerimi aç, ölüm uykusuna dalmayayım.
    13:4 Düşmanlarım, «Onu yendik!» demesin,
      Sarsıldığımda hasımlarım sevinmesin.

    13:5 Ben senin sevgine güveniyorum,
      Yüreğim kurtarışınla coşsun.
    13:6 Ezgiler söyleyeceğim sana, ya RAB,
      Çünkü iyilik ettin bana.

14. Mezmur

 

14.Bölüm

14:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
    14:1 Akılsız içinden, «Tanrı yok!» der.
      İnsanlar bozuldu, iğrençlik aldı yürüdü,
      İyilik eden yok.

    14:2 RAB göklerden bakar oldu insanlara,
      Akıllı, Tanrı'yı arayan biri var mı diye.
    14:3 Hepsi saptı,
      Tümü yozlaştı,
      İyilik eden yok,
      Bir kişi bile!

    14:4 Suç işleyenlerin hiçbiri görmüyor mu?
      Halkımı ekmek yer gibi yiyor,
      RAB'be yakarmıyorlar.

    14:5 Dehşete düşecekler yeryüzünde,
      Çünkü Tanrı doğruların yanındadır.
    14:6 Mazlumun tasarılarını boşa çıkarırdınız,
      Ama RAB onun sığınağıdır.

    14:7 Keşke İsrail'in kurtuluşu Siyon'dan gelse!
      RAB halkını eski gönencine kavuşturunca,
      Yakup soyu sevinecek, İsrail halkı coşacak.

15. Mezmur

 

15.Bölüm

15:0 Davut'un mezmuru
    15:1 Ya RAB, çadırına kim konuk olabilir?
      Kutsal dağında kim oturabilir?

    15:2 Kusursuz yaşam süren, adil davranan,
      Yürekten gerçeği söyleyen.
    15:3 İftira etmez,
      Dostuna zarar vermez,
      Komşusuna kara çalmaz böylesi.
    15:4 Aşağılık insanları hor görür,
      Ama RAB'den korkanlara saygı duyar.
      Kendi zararına ant içse bile, dönmez andından.
    15:5 Parasını faize vermez,
      Suçsuza karşı rüşvet almaz.
      Böyle yaşayan asla sarsılmayacak.

16. Mezmur

 

16.Bölüm

16:0 Davut'un Miktamı 
    16:1 Koru beni, ey Tanrı,
      Çünkü sana sığınıyorum.
    16:2 RAB'be dedim ki, «Efendim sensin.
      Senden öte mutluluk yok benim için.»

    16:3 Ülkedeki kutsallara gelince,
      Soyludur onlar, biricik zevkim onlardır.

    16:4 Başka ilahların ardınca koşanların derdi artacak.
      Onların kan sunularını dökmeyeceğim,
      Adlarını ağzıma almayacağım.

    16:5 Benim payıma,
      Benim kâseme düşen sensin, ya RAB;
      Yaşamım senin ellerinde.
    16:6 Payıma ne güzel yerler düştü,
      Ne harika bir mirasım var!

    16:7 Övgüler sunarım bana öğüt veren RAB'be,
      Geceleri bile vicdanım uyarır beni.
    16:8 Gözümü RAB'den ayırmam,
      Sağımda durduğu için sarsılmam.

    16:9 Bu nedenle içim sevinç dolu, yüreğim coşuyor,
      Bedenim güven içinde.
    16:10 Çünkü sen beni ölüler diyarına terk etmezsin,
      Sadık kulunun çürümesine izin vermezsin. 

    16:11 Yaşam yolunu bana bildirirsin.
      Bol sevinç vardır senin huzurunda,
      Sağ elinden mutluluk eksilmez.

17. Mezmur

 

17.Bölüm

17:0 Davut'un duası
    17:1 Haklı davamı dinle, ya RAB,
      Feryadımı işit!
      Hilesiz dudaklardan çıkan duama kulak ver!
    17:2 Haklı çıkar beni,
      Çünkü sen gerçeği görürsün.

    17:3 Yüreğimi yokladın,
      Gece denedin,
      Sınadın beni,
      Kötü bir şey bulmadın;
      Kararlıyım, ağzımdan kötü söz çıkmaz,
    17:4 Başkalarının yaptıklarına gelince,
      Ben senin sözlerine uyarak
      Şiddet yollarından kaçındım.
    17:5 Sıkı adımlarla senin yollarını tuttum,
      Kaymadı ayaklarım.

    17:6 Sana yakarıyorum, ey Tanrı,
      Çünkü beni yanıtlarsın;
      Kulak ver bana, dinle söylediklerimi!
    17:7 Göster harika sevgini,
      Ey sana sığınanları saldırganlardan sağ eliyle kurtaran!

    17:8 Koru beni gözbebeği gibi;
      Kanatlarının gölgesine gizle
    17:9 Kötülerin saldırısından,
      Çevremi saran ölümcül düşmanlarımdan.

    17:10 Yürekleri yağ bağlamış,
      Ağızları büyük laflar ediyor.
    17:11 İzimi buldular, üzerime geliyorlar,
      Yere vurmak için gözetliyorlar.
    17:12 Tıpkı parçalamak için sabırsızlanan bir aslan,
      Pusuya yatan genç bir aslan gibi.

    17:13 Kalk, ya RAB, kes önlerini, eğ başlarını!
      Kılıcınla kurtar canımı kötülerden,
    17:14 Elinle bu insanlardan, ya RAB,
      Yaşam payı bu dünyada olan insanlardan.
      Varsın karınları vereceğin cezalara doysun,
      Çocukları da yiyip doysun,
      Artanı torunlarına kalsın!

    17:15 Ama ben doğruluk sayesinde yüzünü göreceğim senin,
      Uyanınca suretini görmeye doyacağım.

18. Mezmur

 

18.Bölüm

18:0 Müzik şefi için - RAB'bin kulu Davut'un mezmuru - RAB kendisini bütün düşmanlarının pençesinden ve Saul'un elinden kurtardığı gün Davut RAB'be şu ezgiyi okudu:
    18:1 Seni seviyorum, gücüm sensin, ya RAB!

    18:2 RAB benim kayam, sığınağım, kurtarıcımdır,
      Tanrım, kayam, sığınacak yerimdir,
      Kalkanım, güçlü kurtarıcım, korunağımdır!
    18:3 Övgüye değer RAB'be seslenir,
      Kurtulurum düşmanlarımdan.

    18:4 Ölüm iplerine dolanmıştım,
      Yıkım selleri basmıştı beni,
    18:5 Ölüler diyarının bağları sarmıştı,
      Ölüm tuzakları çıkmıştı karşıma.
    18:6 Sıkıntı içinde RAB'be yakardım,
      Yardıma çağırdım Tanrım'ı.
      Tapınağından sesimi duydu,
      Haykırışım kulaklarına ulaştı.

    18:7 O zaman yeryüzü sarsılıp sallandı,
      Titreyip sarsıldı dağların temelleri,
      Çünkü RAB öfkelenmişti.

    18:8 Burnundan duman yükseldi,
      Ağzından kavurucu ateş
      Ve korlar fışkırdı.
    18:9 Kara buluta basarak
      Gökleri yarıp indi.
    18:10 Bir Keruv'a binip uçtu,
      Rüzgar kanatlar takarak hızla geldi.
    18:11 Karanlığı örtündü,
      Kara bulutları kendine çardak yaptı.
    18:12 Varlığının parıltısından,
      Bulutlardan dolu ve korlar savruluyordu.
    18:13 RAB göklerden gürledi,
      Duyurdu sesini Yüceler Yücesi,
      Dolu ve alevli korlarla.
    18:14 Savurup oklarını düşmanlarını dağıttı,
      Şimşek çaktırarak onları şaşkına çevirdi.
    18:15 Denizin dibi göründü,
      Yeryüzünün temelleri açığa çıktı, ya RAB,
      Senin azarlamandan,
      Burnundan çıkan güçlü soluktan.

    18:16 RAB yukarıdan elini uzatıp tuttu,
      Çıkardı beni derin sulardan.
    18:17 Beni zorlu düşmanımdan,
      Benden nefret edenlerden kurtardı,
      Çünkü onlar benden güçlüydü.
    18:18 Felaket günümde karşıma dikildiler,
      Ama RAB bana destek oldu.
    18:19 Beni huzura kavuşturdu,
      Kurtardı, çünkü benden hoşnut kaldı.

    18:20 RAB doğruluğumun karşılığını verdi,
      Beni temiz ellerime göre ödüllendirdi.
    18:21 Çünkü RAB'bin yolunda yürüdüm,
      Tanrım'dan uzaklaşarak kötülük yapmadım.
    18:22 O'nun bütün ilkelerini göz önünde tuttum,
      Kurallarından ayrılmadım.
    18:23 O'nun gözünde kusursuzdum,
      Suç işlemekten sakındım.
    18:24 Bu yüzden RAB beni doğruluğuma
      Ve gözünde pak olan ellerime göre ödüllendirdi.

    18:25 Sadık kuluna sadakat gösterir,
      Kusursuz olana kusursuz davranırsın.
    18:26 Pak olanla pak olur,
      Eğriye eğri davranırsın.
    18:27 Alçakgönüllüleri kurtarır,
      Gururluların başını eğersin.
    18:28 Işığımın kaynağı sensin, ya RAB, Tanrım!
      Karanlığımı aydınlatırsın.
    18:29 Desteğinle akıncılara saldırır,
      Seninle surları aşarım, Tanrım.

    18:30 Tanrı'nın yolu kusursuzdur,
      RAB'bin sözü arıdır.
      O kendisine sığınan herkesin kalkanıdır.
    18:31 Var mı RAB'den başka tanrı?
      Tanrımız'dan başka kaya var mı?
    18:32 Tanrı beni güçle donatır,
      Yolumu kusursuz kılar.
    18:33 Ayaklar verdi bana, geyiklerinki gibi,
      Doruklarda tutar beni.
    18:34 Bana savaşmayı öğretti,
      Kollarımla tunç bir yayı gereyim diye.
    18:35 Bana zafer kalkanını bağışlarsın,
      Sağ elin destekler,
      Alçakgönüllülüğün yüceltir beni.
    18:36 Bastığım yerleri genişletirsin,
      Burkulmaz bileklerim.

    18:37 Kovalayıp yetiştim düşmanlarıma,
      Hepsi yok olmadan geri dönmedim.
    18:38 Ezdim onları, kalkamaz oldular,
      Ayaklarımın altına serildiler.
    18:39 Savaş için beni güçle donattın,
      Bana başkaldıranları önümde yere serdin.
    18:40 Düşmanlarımı kaçmak zorunda bıraktın,
      Benden nefret edenleri yok ettim.
    18:41 Feryat ettiler, ama kurtaran çıkmadı;
      RAB'bi çağırdılar, ama O yanıt vermedi.
    18:42 Ezdim onları, rüzgarın savurduğu toza döndüler,
      Sokak çamuru gibi savurup attım.

    18:43 Halkımın çekişmelerinden beni kurtardın,
      Ulusların önderi yaptın,
      Tanımadığım halklar bana kulluk ediyor.
    18:44 Duyar duymaz sözümü dinlediler,
      Yabancılar bana yaltaklandılar.
    18:45 Yabancıların betleri benizleri attı,
      Titreyerek çıktılar kalelerinden.

    18:46 RAB yaşıyor! Kayam'a övgüler olsun!
      Yücelsin kurtarıcım Tanrı!
    18:47 O'dur öcümü alan,
      Halkları bana bağımlı kılan.
    18:48 Düşmanlarımdan kurtarır,
      Başkaldıranlardan üstün kılar beni,
      Zorbaların elinden alır.
    18:49 Bunun için uluslar arasında sana şükredeceğim, ya RAB,
      Adını ilahilerle öveceğim.

    18:50 RAB kralını büyük zaferlere ulaştırır,
      Meshettiği krala, Davut'a ve soyuna
      Sonsuza dek sevgi gösterir.

19. Mezmur

 

19.Bölüm

19:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
    19:1 Gökler Tanrı'nın görkemini açıklamakta,
      Gökkubbe ellerinin eserini duyurmakta.
    19:2 Gün güne söz söyler,
      Gece geceye bilgi verir.
    19:3 Ne söz geçer orada, ne de konuşma,
      Sesleri duyulmaz.
    19:4 Ama sesleri yeryüzünü dolaşır,
      Sözleri dünyanın dört bucağına ulaşır.

    Güneş için göklerde çadır kurdu Tanrı.
    19:5 Gerdekten çıkan güveye benzer güneş,
      Koşuya çıkacak atlet gibi sevinir.
    19:6 Göğün bir ucundan çıkar,
      Öbür ucuna döner,
      Hiçbir şey gizlenmez sıcaklığından.

    19:7 RAB'bin yasası yetkindir, cana can katar,
      RAB'bin buyrukları güvenilirdir,
      Saf adama bilgelik verir,
    19:8 RAB'bin kuralları doğrudur, yüreği sevindirir,
      RAB'bin buyrukları arıdır, gözleri aydınlatır.
    19:9 RAB korkusu paktır, sonsuza dek kalır,
      RAB'bin ilkeleri gerçek, tamamen adildir.
    19:10 Onlara altından, bol miktarda saf altından çok istek duyulur,
      Onlar baldan, süzme petek balından tatlıdır.
    19:11 Uyarırlar kulunu,
      Onlara uyanların ödülü büyüktür.

    19:12 Kim yanlışlarını görebilir?
      Bağışla göremediğim kusurlarımı,
    19:13 Bilerek işlenen günahlardan koru kulunu,
      İzin verme bana egemen olmalarına!
      O zaman büyük isyandan uzak,
      Kusursuz olurum.

    19:14 Ağzımdan çıkan sözler,
      Yüreğimdeki düşünceler,
      Kabul görsün senin önünde,
      Ya RAB, kayam, kurtarıcım benim! 

20. Mezmur

 

20.Bölüm

20:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
    20:1 Sıkıntılı gününde RAB seni yanıtlasın,
      Yakup'un Tanrısı'nın adı seni korusun!
    20:2 Yardım göndersin sana kutsal yerden,
      Siyon'dan destek versin.
    20:3 Bütün tahıl sunularını anımsasın,
      Yakmalık sunularını kabul etsin! Sela
    20:4 Gönlünce versin sana,
      Bütün tasarılarını gerçekleştirsin!
    20:5 O zaman zaferini sevinç çığlıklarıyla kutlayacağız,
      Tanrımız'ın adıyla sancaklarımızı dikeceğiz.
      RAB senin bütün dileklerini yerine getirsin.

    20:6 Şimdi anladım ki, RAB meshettiği kralı kurtarıyor,
      Sağ elinin kurtarıcı gücüyle
      Kutsal göklerinden ona yanıt veriyor.
    20:7 Bazıları savaş arabalarına,
      Bazıları atlarına güvenir,
      Bizse Tanrımız RAB'be güveniriz.
    20:8 Onlar çöküyor, düşüyorlar;
      Bizse kalkıyor, dimdik duruyoruz.

    20:9 Ya RAB, kralı kurtar!
      Yanıtla bizi sana yakardığımız gün!

21. Mezmur

 

21.Bölüm

21:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
    21:1 Ya RAB, kral seviniyor gösterdiğin güce.
      Sevinçten coşuyor verdiğin zaferle!
    21:2 Gönlünün istediğini verdin,
      Ağzından çıkan dileği geri çevirmedin. Sela
    21:3 Onu güzel armağanlarla karşıladın,
      Başına saf altından taç koydun.
    21:4 Senden yaşam istedi, verdin ona:
      Uzun, sonsuz bir ömür.
    21:5 Sağladığın zaferle büyük yüceliğe erişti,
      Onu görkem ve büyüklükle donattın.
    21:6 Üzerine sürekli bereket yağdırdın,
      Varlığınla onu sevince boğdun.
    21:7 Çünkü kral RAB'be güvenir,
      Yüceler Yücesi'nin sevgisi sayesinde sarsılmaz.

    21:8 Elin bütün düşmanlarına erişecek,
      Sağ elin senden nefret edenlere uzanacak.
    21:9 Öfkelendiğin an, ya RAB,
      Kızgın fırına döndüreceksin onları;
      Gazapla yutacak,
      Ateşle tüketeceksin.
    21:10 Yok edeceksin çocuklarını yeryüzünden,
      Soylarını insanlar arasından.

    21:11 Düzenler kursalar sana,
      Aldatmaya çalışsalar,
      Yine de başarılı olamazlar.
    21:12 Çünkü sırtlarını döndüreceksin,
      Yayını yüzlerine doğru gerince.

    21:13 Yüceliğini göster, ya RAB, gücünle!
      Ezgiler söyleyip ilahilerle öveceğiz kudretini.

22. Mezmur

 

22.Bölüm

22:0 Müzik şefi için - «Tan Geyiği» makamında - Davut'un mezmuru
    22:1 Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?
      Niçin bana yardım etmekten,
      Haykırışıma kulak vermekten uzak duruyorsun?
    22:2 Ey Tanrım, gündüz sesleniyorum, yanıt vermiyorsun,
      Gece sesleniyorum, yine rahat yok bana.
    22:3 Oysa sen kutsalsın,
      İsrail'in övgüleri üzerine taht kuran sensin.
    22:4 Sana güvendiler atalarımız,
      Sana dayandılar, onları kurtardın.
    22:5 Sana yakarıp kurtuldular,
      Sana güvendiler, aldanmadılar.

    22:6 Ama ben insan değil, toprak kurduyum,
      İnsanlar beni küçümsüyor, halk hor görüyor.
    22:7 Beni gören herkes alay ediyor,
      Sırıtıp baş sallayarak diyorlar ki,
    22:8 «Sırtını RAB'be dayadı, kurtarsın bakalım onu,
      Madem onu seviyor, yardım etsin!»

    22:9 Oysa beni ana rahminden çıkaran,
      Ana kucağındayken sana güvenmeyi öğreten sensin.
    22:10 Doğuşumdan beri sana teslim edildim,
      Ana rahminden beri Tanrım sensin.
    22:11 Benden uzak durma! Çünkü sıkıntı yanıbaşımda,
      Yardım edecek kimse yok.

    22:12 Boğalar kuşatıyor beni,
      Azgın Başan boğaları sarıyor çevremi.
    22:13 Kükreyerek avını parçalayan aslanlar gibi
      Ağızlarını açıyorlar bana.
    22:14 Su gibi dökülüyorum,
      Bütün kemiklerim oynaklarından çıkıyor;
      Yüreğim balmumu gibi içimde eriyor.
    22:15 Gücüm çömlek parçası gibi kurudu,
      Dilim damağıma yapışıyor;
      Beni ölüm toprağına yatırdın.
    22:16 Köpekler kuşatıyor beni,
      Kötüler sürüsü çevremi sarıyor,
      Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar.
    22:17 Bütün kemiklerimi sayar oldum,
      Gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar.
    22:18 Giysilerimi aralarında paylaşıyor,
      Elbisem için kura çekiyorlar.

    22:19 Ama sen, ya RAB, uzak durma;
      Ey gücüm benim, yardımıma koş!
    22:20 Canımı kılıçtan,
      Biricik hayatımı köpeğin pençesinden kurtar!
    22:21 Kurtar beni aslanın ağzından,
      Yaban öküzlerinin boynuzundan.
      Yanıt ver bana!
    22:22 Adını kardeşlerime duyurayım,
      Topluluğun ortasında sana övgüler sunayım:
    22:23 Ey sizler, RAB'den korkanlar, O'na övgüler sunun!
      Ey Yakup soyu, O'nu yüceltin!
      Ey İsrail soyu, O'na saygı gösterin!
    22:24 Çünkü O mazlumun çektiği sıkıntıyı hafife almadı,
      Ondan tiksinmedi, yüz çevirmedi;
      Kendisini yardıma çağırdığında ona kulak verdi.

    22:25 Övgü konum sen olacaksın büyük toplulukta,
      Senden korkanların önünde yerine getireceğim adaklarımı.
    22:26 Yoksullar yiyip doyacak,
      RAB'be yönelenler O'na övgü sunacak.
      Sonsuza dek ömrünüz tükenmesin!
    22:27 Yeryüzünün dört bucağı anımsayıp RAB'be dönecek,
      Ulusların bütün soyları O'nun önünde yere kapanacak.
    22:28 Çünkü egemenlik RAB'bindir,
      Ulusları O yönetir.

    22:29 Yeryüzündeki bütün zenginler doyacak
      Ve O'nun önünde yere kapanacak,
      Toprağa gidenler,
      Ölümlerine engel olamayanlar,
      Eğilecekler O'nun önünde.
    22:30 Gelecek kuşaklar O'na kulluk edecek,
      Rab yeni kuşaklara anlatılacak.
    22:31 O'nun kurtarışını,
      «Rab yaptı bunları» diyerek,
      Henüz doğmamış bir halka duyuracaklar.

23. Mezmur

 

23.Bölüm

23:0 Davut'un mezmuru
    23:1 RAB çobanımdır,
      Eksiğim olmaz.
    23:2 Beni yemyeşil çayırlarda yatırır,
      Sakin suların kıyısına götürür.
    23:3 İçimi tazeler,
      Adı uğruna bana doğru yollarda öncülük eder.
    23:4 Karanlık ölüm vadisinden geçsem bile,
      Kötülükten korkmam.
      Çünkü sen benimlesin.
      Çomağın, değneğin güven verir bana.

    23:5 Düşmanlarımın önünde bana sofra kurarsın,
      Başıma yağ sürersin,
      Kâsem taşıyor.
    23:6 Ömrüm boyunca yalnız iyilik ve sevgi izleyecek beni,
      Hep RAB'bin evinde oturacağım.

24. Mezmur

 

24.Bölüm

24:0 Davut'un mezmuru
    24:1 RAB'bindir yeryüzü ve içindeki her şey,
      Dünya ve üzerinde yaşayanlar;
    24:2 Çünkü O'dur denizler üzerinde onu kuran,
      Sular üzerinde durduran.

    24:3 RAB'bin dağına kim çıkabilir,
      Kutsal yerinde kim durabilir?
    24:4 Elleri pak, yüreği temiz olan,
      Gönlünü putlara kaptırmayan,
      Yalan yere ant içmeyen.
    24:5 RAB kutsar böylesini,
      Kurtarıcısı Tanrı aklar.
    24:6 O'na yönelenler,
      Yakup'un Tanrısı'nın yüzünü arayanlar
      İşte böyledir. Sela

    24:7 Kaldırın başınızı, ey kapılar!
      Açılın, ey eski kapılar!
      Yüce Kral girsin içeri!
    24:8 Kimdir bu Yüce Kral?
      O RAB'dir, güçlü ve yiğit,
      Savaşta yiğit olan RAB.
    24:9 Kaldırın başınızı, ey kapılar!
      Açılın, ey eski kapılar!
      Yüce Kral girsin içeri!
    24:10 Kimdir bu Yüce Kral?
      Her Şeye Egemen
      RAB'dir bu Yüce Kral! Sela

25. Mezmur

 

25.Bölüm

25:0 Davut'un mezmuru
    25:1 Ya RAB, bütün varlığımla sana yaklaşıyorum,
    25:2 Ey Tanrım, sana güveniyorum, utandırma beni,
      Düşmanlarım zafer kahkahası atmasın!
    25:3 Sana umut bağlayan hiç kimse utanca düşmez;
      Nedensiz hainlik edenler utanır.

    25:4 Ya RAB, yollarını bana öğret,
      Yönlerini bildir.
    25:5 Bana gerçek yolunda öncülük et, eğit beni;
      Çünkü beni kurtaran Tanrı sensin.
      Bütün gün umudum sende.
    25:6 Ya RAB, sevecenliğini ve sevgini anımsa;
      Çünkü onlar öncesizlikten beri aynıdır.
    25:7 Gençlik günahlarımı, isyanlarımı anımsama,
      Sevgine göre anımsa beni,
      Çünkü sen iyisin, ya RAB.

    25:8 RAB iyi ve doğrudur,
      Onun için günahkârlara yol gösterir.
    25:9 Alçakgönüllülere adalet yolunda öncülük eder,
      Kendi yolunu öğretir onlara.
    25:10 RAB'bin bütün yolları sevgi ve sadakate dayanır
      Antlaşmasındaki buyruklara uyanlar için.

    25:11 Ya RAB, adın uğruna
      Suçumu bağışla, çünkü suçum büyük.
    25:12 Kim RAB'den korkarsa,
      RAB ona seçeceği yolu gösterir.
    25:13 Gönenç içinde yaşayacak o insan,
      Soyu ülkeyi sahiplenecek.
    25:14 RAB kendisinden korkanlarla paylaşır sırrını,
      Onlara açıklar antlaşmasını.
    25:15 Gözlerim hep RAB'dedir,
      Çünkü ayaklarımı ağdan O çıkarır.
    25:16 Halime bak, lütfet bana;
      Çünkü garip ve mazlumum.
    25:17 Yüreğimdeki sıkıntılar artıyor,
      Kurtar beni dertlerimden!
    25:18 Üzüntüme, acılarıma bak,
      Bütün günahlarımı bağışla!
    25:19 Düşmanlarıma bak, ne kadar çoğaldılar,
      Nasıl da benden nefret ediyorlar!
    25:20 Canımı koru, kurtar beni!
      Hayal kırıklığına uğratma, çünkü sana sığınıyorum!
    25:21 Dürüstlük, doğruluk korusun beni,
      Çünkü umudum sendedir.

    25:22 Ey Tanrı, kurtar İsrail'i
      Bütün sıkıntılarından!

26. Mezmur

 

26.Bölüm

26:0 Davut'un mezmuru
    26:1 Beni haklı çıkar, ya RAB,
      Çünkü dürüst bir yaşam sürdüm;
      Sarsılmadan RAB'be güvendim.
    26:2 Dene beni, ya RAB, sına;
      Duygularımı, düşüncelerimi yokla.
    26:3 Çünkü sevgini hep göz önünde tutuyor,
      Senin gerçeğini yaşıyorum ben.
    26:4 Yalancılarla oturmam,
      İkiyüzlülerin suyuna gitmem.
    26:5 Kötülük yapanlar topluluğundan nefret ederim,
      Fesatçıların arasına girmem.
    26:6 Suçsuzluğumu göstermek için ellerimi yıkar,
      Sunağının çevresinde dönerim, ya RAB,
    26:7 Yüksek sesle şükranımı duyurmak
      Ve bütün harikalarını anlatmak için.
    26:8 Severim, ya RAB, yaşadığın evi,
      Görkeminin bulunduğu yeri.

    26:9 Günahkârların,
      Eli kanlı adamların yanısıra canımı alma.
    26:10 Onların elleri kötülük aletidir,
      Sağ elleri rüşvet doludur.
    26:11 Ama ben dürüst yaşarım,
      Kurtar beni, lütfet bana!

    26:12 Ayağım emin yerde duruyor.
      Topluluk içinde sana övgüler sunacağım, ya RAB.

27. Mezmur

 

27.Bölüm

27:0 Davut'un mezmuru
    27:1 RAB benim ışığım, kurtuluşumdur,
      Kimseden korkmam.
      RAB yaşamımın kalesidir,
      Kimseden yılmam.
    27:2 Hasımlarım, düşmanlarım olan kötüler,
      Beni yutmak için üzerime gelirken
      Tökezleyip düşerler.
    27:3 Karşımda bir ordu konaklasa,
      Kılım kıpırdamaz,
      Bana karşı savaş açılsa,
      Yine güvenimi yitirmem.

    27:4 RAB'den tek dileğim, tek isteğim şu:
      RAB'bin güzelliğini seyretmek,
      Tapınağında O'na hayran olmak için
      Ömrümün bütün günlerini O'nun evinde geçirmek.
    27:5 Çünkü O kötü günde beni çardağında gizleyecek,
      Çadırının emin yerinde saklayacak,
      Yüksek bir kaya üzerine çıkaracak beni.
    27:6 O zaman çevremi saran düşmanlarıma karşı
      Başım yukarı kalkacak,
      Sevinçle haykırarak kurbanlar sunacağım O'nun çadırında,
      O'nu ezgilerle, ilahilerle öveceğim.

    27:7 Sana yakarıyorum, ya RAB, kulak ver sesime,
      Lütfet, yanıtla beni!
    27:8 Ya RAB, içimden bir ses duydum:
      «Yüzümü ara!» dedin,
      İşte yüzünü arıyorum.
    27:9 Yüzünü benden gizleme,
      Kulunu öfkeyle geri çevirme!
      Bana hep yardımcı oldun;
      Bırakma, terk etme beni,
      Ey beni kurtaran Tanrı!
    27:10 Annemle babam beni terk etseler bile,
      RAB beni kabul eder.
    27:11 Ya RAB, yolunu öğret bana,
      Düşmanlarıma karşı
      Düz yolda bana öncülük et.
    27:12 Beni hasımlarımın keyfine bırakma,
      Çünkü yalancı tanıklar dikiliyor karşıma,
      Ağızları şiddet saçıyor.

    27:13 Yaşam diyarında
      RAB'bin iyiliğini göreceğimden kuşkum yok.
    27:14 Umudunu RAB'be bağla,
      Güçlü ve yürekli ol;
      Umudunu RAB'be bağla!

28. Mezmur

 

28.Bölüm

28:0 Davut'un mezmuru
    28:1 Ya RAB, sana yakarıyorum,
      Kayam benim, kulak tıkama sesime;
      Çünkü sen sessiz kalırsan,
      Ölüm çukuruna inen ölülere dönerim ben.
    28:2 Seni yardıma çağırdığımda,
      Ellerimi kutsal konutuna doğru açtığımda,
      Kulak ver yalvarışlarıma.
    28:3 Beni kötülerle, haksızlık yapanlarla
      Aynı kefeye koyup cezalandırma.
      Onlar komşularıyla dostça konuşur,
      Ama yüreklerinde kötülük beslerler.

    28:4 Eylemlerine, yaptıkları kötülüklere göre onları yanıtla;
      Yaptıklarının, hak ettiklerinin karşılığını ver.
    28:5 Onlar RAB'bin yaptıklarına,
      Ellerinin eserine önem vermezler;
      Bu yüzden RAB onları yıkacak,
      Bir daha ayağa kaldırmayacak.

    28:6 RAB'be övgüler olsun!
      Çünkü yalvarışımı duydu.
    28:7 RAB benim gücüm, kalkanımdır,
      O'na yürekten güveniyor ve yardım görüyorum.
      Yüreğim coşuyor,
      Ezgilerimle O'na şükrediyorum.

    28:8 RAB halkının gücüdür,
      Meshettiği kralın zafer kalesidir.
    28:9 Halkını kurtar, kendi halkını kutsa;
      Çobanlık et onlara, sürekli destek ol!

29. Mezmur

 

29.Bölüm

29:0 Davut'un mezmuru
    29:1 Ey ilahi varlıklar, RAB'bi övün,
      RAB'bin gücünü, yüceliğini övün,
    29:2 RAB'bin görkemini adına yaraşır biçimde övün,
      Kutsal giysiler içinde RAB'be tapının!

    29:3 RAB'bin sesi sulara hükmediyor,
      Yüce Tanrı gürlüyor,
      RAB engin sulara hükmediyor.
    29:4 RAB'bin sesi güçlüdür,
      RAB'bin sesi görkemlidir.
    29:5 RAB'bin sesi sedir ağaçlarını kırar,
      Lübnan sedirlerini parçalar.
    29:6 Lübnan'ı buzağı gibi,
      Siryon Dağı'nı yabanıl öküz yavrusu gibi sıçratır.
    29:7 RAB'bin sesi şimşek gibi çakar,
    29:8 RAB'bin sesi çölü titretir,
      RAB Kadeş Çölü'nü sarsar.
    29:9 RAB'bin sesi geyikleri doğurtur, 
      Ormanları çıplak bırakır.
      O'nun tapınağında herkes «Yücesin!» diye haykırır.
    29:10 RAB tufan üstünde taht kurdu,
      O sonsuza dek kral kalacak.
    29:11 RAB halkına güç verir,
      Halkını esenlikle kutsar!

30. Mezmur

 

30.Bölüm

30:0 Tapınak adanırken söylenen bir ilahi - Davut'un mezmuru
    30:1 Seni yüceltmek istiyorum, ya RAB,
      Çünkü beni kurtardın,
      Düşmanlarımı bana güldürmedin.
    30:2 Ya RAB Tanrım,
      Sana yakardım, bana şifa verdin.
    30:3 Ya RAB, beni ölüler diyarından çıkardın,
      Yaşam verdin bana, ölüm çukuruna düşürmedin.
    30:4 Ey RAB'bin sadık kulları, O'nu ilahilerle övün,
      Kutsallığını anarak O'na şükredin.
    30:5 Çünkü öfkesi bir an sürer,
      Lütfu ise bir ömür;
      Gözyaşlarınız belki bir gece akar,
      Ama sabahla sevinç doğar.

    30:6 Huzur duyunca dedim ki,
      «Asla sarsılmayacağım!»
    30:7 Ya RAB, lütfunla beni güçlü bir dağ gibi
      Sarsılmaz kıldın;
      Ama sen yüzünü gizleyince,
      Dehşete düştüm.

    30:8 Ya RAB, sana sesleniyorum,
      Rab'be yalvarıyorum:
    30:9 «Ne yararı olur senin için dökülen kanımın,
      Ölüm çukuruna inersem?
      Toprak sana övgüler sunar mı,
      Senin sadakatini ilan eder mi?
    30:10 Dinle, ya RAB, acı bana;
      Yardımcım ol, ya RAB!»

    30:11 Yasımı şenliğe döndürdün,
      Çulumu çıkarıp beni sevinçle kuşattın.
    30:12 Öyle ki, gönlüm seni ilahilerle övsün, susmasın!
      Ya RAB Tanrım, sana sürekli şükredeceğim.

31. Mezmur

 

31.Bölüm

31:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
    31:1 Ya RAB, sana sığınıyorum.
      Utandırma beni hiçbir zaman!
      Adaletinle kurtar beni!
    31:2 Kulak ver bana,
      Çabuk yetiş, kurtar beni;
      Bir kaya ol bana sığınmam için,
      Güçlü bir kale ol kurtulmam için!
    31:3 Madem kayam ve kalem sensin,
      Öncülük et, yol göster bana
      Kendi adın uğruna.
    31:4 Bana kurdukları tuzaktan uzak tut beni,
      Çünkü sığınağım sensin.
    31:5 Ruhumu ellerine bırakıyorum,
      Ya RAB, sadık Tanrı, kurtar beni.

    31:6 Değersiz putlara bel bağlayanlardan tiksinirim,
      RAB'be güvenirim ben.
    31:7 Sadakatinden ötürü sevinip coşacağım,
      Çünkü düşkün halimi görüyor,
      Çektiğim sıkıntıları biliyorsun,
    31:8 Beni düşman eline düşürmedin,
      Bastığım yerleri genişlettin.

    31:9 Acı bana, ya RAB, sıkıntıdayım,
      Üzüntü gözümü, canımı, içimi kemiriyor.
    31:10 Ömrüm acıyla,
      Yıllarım iniltiyle tükeniyor,
      Suçumdan ötürü gücüm zayıflıyor,
      Kemiklerim eriyor.
    31:11 Düşmanlarım yüzünden rezil oldum,
      Özellikle komşularıma.
      Tanıdıklarıma dehşet salar oldum;
      Beni sokakta görenler benden kaçar oldu.
    31:12 Gönülden çıkmış bir ölü gibi unutuldum,
      Kırılmış bir çömleğe döndüm.
    31:13 Birçoğunun fısıldaştığını duyuyorum,
      Her yer dehşet içinde,
      Bana karşı anlaştılar,
      Canımı almak için düzen kurdular.

    31:14 Ama ben sana güveniyorum, ya RAB,
      «Tanrım sensin!» diyorum.
    31:15 Hayatım senin elinde,
      Kurtar beni düşmanlarımın pençesinden,
      Ardıma düşenlerden.
    31:16 Yüzün kulunu aydınlatsın,
      Sevgi göster, kurtar beni!
    31:17 Utandırma beni, ya RAB, sana sesleniyorum;
      Kötüler utansın, ölüler diyarında sesleri kesilsin.
    31:18 Sussun o yalancı dudaklar;
      Doğru insana karşı
      Gururla, tepeden bakarak,
      Küçümseyerek konuşan dudaklar.

    31:19 İyiliğin ne büyüktür, ya RAB,
      Onu senden korkanlar için saklarsın,
      Herkesin gözü önünde,
      Sana sığınanlara iyi davranırsın.
    31:20 İnsanların düzenlerine karşı,
      Koruyucu huzurunla üzerlerine kanat gerersin;
      Saldırgan dillere karşı
      Onları çardağında gizlersin.

    31:21 RAB'be övgüler olsun,
      Kuşatılmış bir kentte
      Sevgisini bana harika biçimde gösterdi.
    31:22 Telaş içinde demiştim ki,
      «Huzurundan atıldım!»
      Ama yardıma çağırınca seni,
      Yalvarışımı işittin.

    31:23 RAB'bi sevin, ey O'nun sadık kulları!
      RAB kendisine bağlı olanları korur,
      Büyüklenenlerin ise tümüyle hakkından gelir.
    31:24 Ey RAB'be umut bağlayanlar,
      Güçlü ve yürekli olun!

32. Mezmur

 

32.Bölüm

32:0 Davut'un mezmuru - Maskil 
    32:1 Ne mutlu isyanı bağışlanan,
      Günahı örtülen insana!
    32:2 Suçu RAB tarafından sayılmayan,
      Ruhunda hile bulunmayan insana ne mutlu!

    32:3 Sustuğum sürece
      Kemiklerim eridi,
      Gün boyu inlemekten.
    32:4 Çünkü gece gündüz
      Elin üzerimde ağırlaştı.
      Dermanım tükendi yaz sıcağında gibi. Sela
    32:5 Günahımı açıkladım sana,
      Suçumu gizlemedim.
      «RAB'be isyanımı itiraf edeceğim» deyince,
      Günahımı, suçumu bağışladın. Sela

    32:6 Bu nedenle her sadık kulun
      Ulaşılır olduğun zaman sana dua etsin.
      Engin sular taşsa bile ona erişemez.
    32:7 Sığınağım sensin,
      Beni sıkıntıdan korur,
      Çevremi kurtuluş ilahileriyle kuşatırsın. Sela

    32:8 Eğiteceğim seni, gideceğin yolu göstereceğim,
      Öğüt vereceğim sana,
      Gözüm sendedir.
    32:9 At ya da katır gibi anlayışsız olmayın;
      Onları idare etmek için gem ve dizgin gerekir,
      Yoksa sana yaklaşmazlar.
    32:10 Kötülerin acısı çoktur,
      Ama RAB'be güvenenleri O'nun sevgisi kuşatır.
    32:11 Ey doğru insanlar, sevinç kaynağınız RAB olsun, coşun;
      Ey yüreği temiz olanlar,
      Hepiniz sevinç çığlıkları atın!

33. Mezmur

 

33.Bölüm


    33:1 Ey doğru insanlar, RAB'be sevinçle haykırın!
      Dürüstlere O'nu övmek yaraşır.
    33:2 Lir çalarak RAB'be şükredin,
      On telli çenk eşliğinde O'nu ilahilerle övün.
    33:3 O'na yeni bir ezgi söyleyin,
      Sevinç çığlıklarıyla sazınızı konuşturun.

    33:4 Çünkü RAB'bin sözü doğrudur,
      Her işi sadakatle yapar.
    33:5 Doğruluğu, adaleti sever,
      RAB'bin sevgisi yeryüzünü doldurur.

    33:6 Gökler RAB'bin sözüyle,
      Gök cisimleri ağzından çıkan solukla yaratıldı.
    33:7 Deniz sularını bir araya toplar,
      Engin suları ambarlara depolar.
    33:8 Bütün yeryüzü RAB'den korksun,
      Dünyada yaşayan herkes O'na saygı duysun.
    33:9 Çünkü O söyleyince, her şey var oldu;
      O buyurunca, her şey belirdi.
    33:10 RAB ulusların planlarını bozar,
      Halkların tasarılarını boşa çıkarır.
    33:11 Ama RAB'bin planları sonsuza dek sürer,
      Yüreğindeki tasarılar kuşaklar boyunca değişmez.

    33:12 Ne mutlu Tanrısı RAB olan ulusa,
      Kendisi için seçtiği halka!
    33:13 RAB göklerden bakar,
      Bütün insanları görür.
    33:14 Oturduğu yerden,
      Yeryüzünde yaşayan herkesi gözler.
    33:15 Herkesin yüreğini yaratan,
      Yaptıkları her şeyi tartan O'dur.

    33:16 Ne büyük ordularıyla zafer kazanan kral var,
      Ne de büyük gücüyle kurtulan yiğit.
    33:17 Zafer için at boş bir umuttur,
      Büyük gücüne karşın kimseyi kurtaramaz.
    33:18 Ama RAB'bin gözü kendisinden korkanların,
      Sevgisine umut bağlayanların üzerindedir;
    33:19 Böylece onları ölümden kurtarır,
      Kıtlıkta yaşamalarını sağlar.

    33:20 Umudumuz RAB'dedir,
      Yardımcımız, kalkanımız O'dur.
    33:21 O'nda sevinç bulur yüreğimiz,
      Çünkü O'nun kutsal adına güveniriz.
    33:22 Madem umudumuz sende,
      Sevgin üzerimizde olsun, ya RAB!

34. Mezmur

 

34.Bölüm

34:0 Davut'un mezmuru Avimelek'in önünde kendini deli gösterip kovulduğu, gittiği zaman
    34:1 Her zaman RAB'be övgüler sunacağım,
      Övgüsü dilimden düşmeyecek.
    34:2 RAB'le övünürüm,
      Mazlumlar işitip sevinsin!
    34:3 Benimle birlikte RAB'bin büyüklüğünü duyurun,
      Adını birlikte yüceltelim.

    34:4 RAB'be yöneldim, yanıt verdi bana,
      Bütün korkularımdan kurtardı beni.
    34:5 O'na bakanların yüzü ışıl ışıl parlar,
      Yüzleri utançtan kızarmaz.
    34:6 Bu mazlum yakardı, RAB duydu,
      Bütün sıkıntılarından kurtardı onu.
    34:7 RAB'bin meleği O'ndan korkanların çevresine ordugah kurar,
      Kurtarır onları.

    34:8 Tadın da görün, RAB ne iyidir,
      Ne mutlu O'na sığınan adama!
    34:9 RAB'den korkun, ey O'nun kutsalları,
      Çünkü O'ndan korkanın eksiği olmaz.
    34:10 Genç aslanlar bile aç ve muhtaç olur;
      Ama RAB'be yönelenlerden hiçbir iyilik esirgenmez.

    34:11 Gelin, ey çocuklar, dinleyin beni:
      Size RAB korkusunu öğreteyim.
    34:12 Kim yaşamdan zevk almak,
      İyi günler görmek istiyorsa,
    34:13 Dilini kötülükten,
      Dudaklarını yalandan uzak tutsun.
    34:14 Kötülükten sakının, iyilik yapın;
      Esenliği amaçlayın, ardınca gidin.

    34:15 RAB'bin gözleri doğru kişilerin üzerindedir,
      Kulakları onların yakarışına açıktır.
    34:16 RAB kötülük yapanlara karşıdır,
      Onların anısını yeryüzünden siler.

    34:17 Doğrular yakarır, RAB duyar;
      Bütün sıkıntılarından kurtarır onları.
    34:18 RAB gönlü kırıklara yakındır,
      Ruhu ezginleri kurtarır.

    34:19 Doğrunun dertleri çoktur,
      Ama RAB hepsinden kurtarır onu.
    34:20 Bütün kemiklerini korur,
      Hiçbiri kırılmaz.

    34:21 Kötü insanın sonu kötülükle biter,
      Cezasını bulur doğrulardan nefret edenler.
    34:22 RAB kullarını kurtarır,
      O'na sığınanların hiçbiri ceza görmez.

35. Mezmur

 

35.Bölüm

35:0 Davut'un mezmuru
    35:1 Ya RAB, benimle uğraşanlarla sen uğraş,
      Benimle savaşanlarla sen savaş!
    35:2 Al küçük kalkanla büyük kalkanı,
      Yardımıma koş!
    35:3 Kaldır mızrağını, kargını beni kovalayanlara,
      «Seni ben kurtarırım» de bana!

    35:4 Canıma kastedenler utanıp rezil olsun!
      Utançla geri çekilsin bana kötülük düşünenler!
    35:5 Rüzgarın sürüklediği saman çöpüne dönsünler,
      RAB'bin meleği artlarına düşsün!
    35:6 Karanlık ve kaygan olsun yolları,
      RAB'bin meleği kovalasın onları!

    35:7 Madem neden yokken bana gizli ağlar kurdular,
      Nedensiz çukur kazdılar,
    35:8 Başlarına habersiz felaket gelsin,
      Gizledikleri ağa kendileri tutulsun,
      Felakete uğrasınlar.

    35:9 O zaman RAB'de sevinç bulacağım,
      Beni kurtardığı için coşacağım.
    35:10 Bütün varlığımla şöyle diyeceğim:
      «Senin gibisi var mı, ya RAB,
      Mazlumu zorbanın elinden,
      Mazlumu ve yoksulu soyguncudan kurtaran?»

    35:11 Kötü niyetli tanıklar türüyor,
      Bilmediğim konuları soruyorlar.
    35:12 İyiliğime karşı kötülük ediyor,
      Yalnızlığa itiyorlar beni.
    35:13 35:14 Oysa onlar hastalanınca ben çula sarınır,
      Oruç tutup alçakgönüllü olurdum.
      Duam yanıtsız kalınca,
      Bir dost, bir kardeş yitirmiş gibi dolaşırdım.
      Kederden belim bükülürdü,
      Annesi için yas tutan biri gibi.
    35:15 Ama ben sendeleyince toplanıp sevindiler,
      Toplandı bana karşı tanımadığım alçaklar,
      Durmadan didiklediler beni.
    35:16 Tanrıtanımaz, alaycı soytarılar gibi,
      Diş gıcırdattılar bana.
    35:17 Ne zamana dek seyirci kalacaksın, ya Rab?
      Kurtar canımı bunların saldırısından,
      Hayatımı bu genç aslanlardan!
    35:18 Büyük toplantıda sana şükürler sunacağım,
      Kalabalığın ortasında sana övgüler dizeceğim.

    35:19 Sevinmesin boş yere bana düşman olanlar,
      Göz kırpmasınlar birbirlerine
      Nedensiz benden nefret edenler.
    35:20 Çünkü barış sözünü etmez onlar,
      Kurnazca düzen kurarlar ülkenin sakin insanlarına.
    35:21 Beni suçlamak için ağızlarını ardına kadar açtılar:
      «Oh! Oh!» diyorlar, «İşte kendi gözümüzle gördük yaptıklarını!»

    35:22 Olup biteni sen de gördün, ya RAB, sessiz kalma,
      Ya Rab, benden uzak durma!
    35:23 Uyan, kalk savun beni,
      Uğraş hakkım için, ey Tanrım ve Rab'bim!
    35:24 Adaletin uyarınca haklı çıkar beni, ya RAB, Tanrım benim!
      Gülmesinler halime!
    35:25 Demesinler içlerinden:
      «Oh! İşte buydu dileğimiz!»,
      Konuşmasınlar ardımdan:
      «Yedik başını!» diye.

    35:26 Utansın kötü halime sevinenler,
      Kızarsın yüzleri hepsinin;
      Gururla karşıma dikilenler
      Utanca, rezalete bürünsün.

    35:27 Benim haklı çıkmamı isteyenler,
      Sevinç çığlıkları atıp coşsunlar;
      Şöyle desinler sürekli:
      «Kulunun esenliğinden hoşlanan RAB yücelsin!»
    35:28 O zaman gün boyu adaletin,
      Övgülerin dilimden düşmeyecek.

36. Mezmur

 

36.Bölüm

36:0 Müzik şefi için - RAB'bin kulu Davut'un mezmuru
    36:1 Günah fısıldar kötü insana,
      Yüreğinin dibinden:
      Tanrı korkusu yoktur onda.
    36:2 Kendini öyle beğenmiş ki,
      Suçunu görmez, ondan tiksinmez.
    36:3 Ağzından kötülük ve yalan akar,
      Akıllanmaktan, iyilik yapmaktan vazgeçmiş.
    36:4 Yatağında bile fesat düşünür,
      Olumsuz yolda direnir, reddetmez kötülüğü.
    36:5 Ya RAB, sevgin göklere,
      Sadakatin gökyüzüne erişir.
    36:6 Doğruluğun ulu dağlara benzer,
      Adaletin uçsuz bucaksız enginlere.
      İnsanı da, hayvanı da koruyan sensin, ya RAB.

    36:7 Sevgin ne değerli, ey Tanrı!
      Kanatlarının gölgesine sığınır insanoğlu.
    36:8 Evindeki bolluğa doyarlar,
      Zevklerinin ırmağından içirirsin onlara.
    36:9 Çünkü yaşam kaynağı sensin,
      Senin ışığınla aydınlanırız.

    36:10 Sürekli göster
      Seni tanıyanlara sevgini,
      Yüreği temiz olanlara doğruluğunu.
    36:11 Gururlunun ayağı bana varmasın,
      Kötülerin eli beni kovmasın.

    36:12 Kötülük yapanlar oracıkta düştüler,
      Yıkıldılar, kalkamazlar artık.

37. Mezmur

 

37.Bölüm

37:0 Davut'un mezmuru
    37:1 Kötülük edenlere kızıp üzülme,
      Suç işleyenlere özenme!
    37:2 Çünkü onlar ot gibi hemen solacak,
      Yeşil bitki gibi kuruyup gidecek.

    37:3 Sen RAB'be güven, iyilik yap,
      Ülkede otur, sadakatle çalış.
    37:4 RAB'den zevk al,
      O senin içindeki istekleri yerine getirecektir.

    37:5 Her şeyi RAB'be bırak,
      O'na güven, O gerekeni yapar.
    37:6 O senin doğruluğunu ışık gibi,
      Hakkını öğle güneşi gibi
      Aydınlığa çıkarır.

    37:7 RAB'bin önünde sakin dur, sabırla bekle;
      Kızıp üzülme işi yolunda olanlara,
      Kötü amaçlarına kavuşanlara.
    37:8 Kızmaktan kaçın, bırak öfkeyi,
      Üzülme, yalnız kötülüğe sürükler bu seni.
    37:9 Çünkü kötülerin kökü kazınacak,
      Ama RAB'be umut bağlayanlar ülkeyi miras alacak.

    37:10 Yakında kötünün sonu gelecek,
      Yerini arasan da bulunmayacak.
    37:11 Ama alçakgönüllüler ülkeyi miras alacak,
      Derin bir huzurun zevkini tadacak.
    37:12 Kötü insan doğru insana düzen kurar,
      Diş gıcırdatır.
    37:13 Ama Rab kötüye güler,
      Çünkü bilir onun sonunun geldiğini.

    37:14 Kılıç çekti kötüler, yaylarını gerdi,
      Mazlumu, yoksulu yıkmak,
      Doğru yolda olanları öldürmek için.
    37:15 Ama kılıçları kendi yüreklerine saplanacak,
      Yayları kırılacak.

    37:16 Doğrunun azıcık varlığı,
      Pek çok kötünün servetinden iyidir.
    37:17 Çünkü kötülerin gücü kırılacak,
      Ama doğrulara RAB destek olacak.

    37:18 RAB yetkinlerin her gününü gözetir,
      Onların mirası sonsuza dek sürecek.
    37:19 Kötü günde utanmayacaklar,
      Kıtlıkta karınları doyacak.

    37:20 Ama kötüler yıkıma uğrayacak;
      RAB'bin düşmanları kır çiçekleri gibi kuruyup gidecek,
      Duman gibi dağılıp yok olacak.

    37:21 Kötüler ödünç alır, geri vermez;
      Doğrularsa cömertçe verir.
    37:22 RAB'bin kutsadığı insanlar ülkeyi miras alacak,
      Lanetlediği insanların kökü kazınacak.

    37:23 RAB insana sağlam adım attırır,
      İnsanın yolundan hoşnut olursa.
    37:24 Düşse bile yıkılmaz insan,
      Çünkü elinden tutan RAB'dir.

    37:25 Gençtim, ömrüm tükendi,
      Ama hiç görmedim doğru insanın terk edildiğini,
      Soyunun ekmek dilendiğini.
    37:26 O hep cömertçe ödünç verir,
      Soyu kutsanır.

    37:27 Kötülükten kaç, iyilik yap;
      Sonsuz yaşama kavuşursun.
    37:28 Çünkü RAB doğruyu sever,
      Sadık kullarını terk etmez.
      Onlar sonsuza dek korunacak,
      Kötülerinse kökü kazınacak.
    37:29 Doğrular ülkeyi miras alacak,
      Orada sonsuza dek yaşayacak.
    37:30 Doğrunun ağzından bilgelik akar,
      Dilinden adalet damlar.
    37:31 Tanrısı'nın yasası yüreğindedir,
      Ayakları kaymaz.

    37:32 Kötü, doğruya pusu kurar,
      Onu öldürmeye çalışır.
    37:33 Ama RAB onu kötünün eline düşürmez,
      Yargılanırken mahkûm etmez.

    37:34 RAB'be umut bağla, O'nun yolunu tut,
      Ülkeyi miras almak üzere seni yükseltecektir.
      Kötülerin kökünün kazındığını göreceksin.

    37:35 Kötü ve acımasız adamı gördüm,
      İlk dikildiği toprakta yeşeren ağaç gibi
      Dal budak salıyordu;
    37:36 Geçip gitti, yok oldu,
      Aradım, bulunmaz oldu.

    37:37 Yetkin adamı gözle, doğru adama bak,
      Çünkü yarınlar barışseverindir.
    37:38 Ama başkaldıranların hepsi yok olacak,
      Kötülerin kökü kazınacak.

    37:39 Doğruların kurtuluşu RAB'den gelir,
      Sıkıntılı günde onlara kale olur.
    37:40 RAB onlara yardım eder, kurtarır onları,
      Kötülerin elinden alıp özgür kılar,
      Çünkü kendisine sığınırlar.

38. Mezmur

 

38.Bölüm

38:0 Anma sunusu için Davut'un mezmuru
    38:1 Ya RAB, öfkelenip azarlama beni,
      Gazapla yola getirme!
    38:2 Okların içime saplandı,
      Elin üzerime indi.
    38:3 Öfken yüzünden sağlığım bozuldu,
      Günahım yüzünden rahatım kaçtı.
    38:4 Çünkü suçlarım başımdan aştı,
      Taşınmaz bir yük gibi sırtımda ağırlaştı.

    38:5 Akılsızlığım yüzünden
      Yaralarım iğrenç, irinli.
    38:6 Eğildim, iki büklüm oldum,
      Gün boyu yaslı dolaşıyorum.
    38:7 Çünkü belim ateş içinde,
      Sağlığım bozuk.
    38:8 Tükendim, ezildim alabildiğine,
      İnliyorum yüreğimin acısından.

    38:9 Ya Rab, bütün özlemlerimi bilirsin,
      İniltilerim senden gizli değil.
    38:10 Yüreğim çarpıyor, gücüm tükeniyor,
      Gözlerimin feri bile söndü.
    38:11 Eşim dostum kaçar oldu derdimden,
      Yakınlarım uzak duruyor benden.
    38:12 Canıma susayanlar bana tuzak kuruyor,
      Zararımı isteyenler kuyumu kazıyor,
      Gün boyu hileler düşünüyorlar.

    38:13 Ama ben bir sağır gibi duymuyorum,
      Bir dilsiz gibi ağzımı açmıyorum;
    38:14 Duymaz,
      Ağzında yanıt bulunmaz bir adama döndüm.
    38:15 Umudum sende, ya RAB,
      Sen yanıtlayacaksın, ya Rab, Tanrım benim!
    38:16 Çünkü dua ediyorum: «Halime sevinmesinler,
      Ayağım kayınca böbürlenmesinler!»

    38:17 Düşmek üzereyim,
      Acım hep içimde.
    38:18 Suçumu itiraf ediyorum,
      Günahım yüzünden kaygılanıyorum.
    38:19 Ama düşmanlarım güçlü ve dinç,
      Yok yere benden nefret edenler çok.
    38:20 İyiliğe karşı kötülük yapanlar bana karşı çıkar,
      İyiliğin peşinde olduğum için.

    38:21 Beni terk etme, ya RAB!
      Ey Tanrım, benden uzak durma!
    38:22 Yardımıma koş,
      Ya Rab, kurtuluşum benim!

39. Mezmur

 

39.Bölüm

39:0 Müzik Şefi Yedutun için - Davut'un mezmuru
    39:1 Karar verdim: «Adımlarıma dikkat edeceğim,
      Dilimi günahtan sakınacağım;
      Karşımda kötü biri oldukça,
      Ağzıma gem vuracağım.»
    39:2 Dilimi tutup sustum,
      Hep kaçındım konuşmaktan, yararı olsa bile.
      Acım alevlendi,
    39:3 Yüreğim tutuştu içimde,
      Ateş aldı derin derin düşünürken,
      Şu sözler döküldü dilimden:

    39:4 «Bildir bana, ya RAB, sonumu,
      Sayılı günlerimi;
      Bileyim ömrümün ne kadar kısa olduğunu!
    39:5 Yalnız bir karış ömür verdin bana,
      Hiç kalır hayatım senin önünde.
      Her insan bir soluktur sadece,
      En güçlü çağında bile. Sela

    39:6 «Bir gölge gibi dolaşır insan,
      Boş yere çırpınır,
      Mal biriktirir, kime kalacağını bilmeden.

    39:7 «Ne bekleyebilirim şimdi, ya Rab?
      Umudum sende.
    39:8 Kurtar beni bütün isyanlarımdan,
      Aptalların hakaretine izin verme.
    39:9 Sustum, açmayacağım ağzımı;
      Çünkü sensin bunu yapan.
    39:10 Uzaklaştır üzerimden yumruklarını,
      Tokadının altında mahvoldum.
    39:11 Sen insanı suçundan ötürü
      Azarlayarak yola getirirsin,
      Güve gibi tüketirsin sevdiği şeyleri.
      Her insan bir soluktur sadece. Sela

    39:12 «Duamı işit, ya RAB,
      Kulak ver yakarışıma,
      Gözyaşlarıma kayıtsız kalma!
      Çünkü ben bir garibim senin yanında,
      Bir yabancı, atalarım gibi.
    39:13 Uzaklaştır üzerimden bakışlarını,
      Göçüp yok olmadan mutlu olayım!»

40. Mezmur

 

40.Bölüm

40:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
    40:1 RAB'bi sabırla bekledim;
      Bana yönelip yakarışımı duydu.
    40:2 Ölüm çukurundan,
      Balçıktan çıkardı beni,
      Ayaklarımı kaya üzerinde tuttu,
      Kaymayayım diye.
    40:3 Ağzıma yeni bir ezgi,
      Tanrımız'a bir övgü ilahisi koydu.
      Çokları görüp korkacak
      Ve RAB'be güvenecekler.

    40:4 Ne mutlu RAB'be güvenen insana,
      Gururluya, yalana sapana ilgi duymayana.
    40:5 Ya RAB, Tanrım,
      Harikaların, düşüncelerin ne çoktur bizim için;
      Sana eş koşulmaz!
      Duyurmak, anlatmak istesem yaptıklarını,
      Saymakla bitmez.

    40:6 Kurbandan, sunudan hoşnut olmadın,
      Ama kulaklarımı açtın.
      Yakmalık sunu, günah sunusu da istemedin.
    40:7 40:8 O zaman şöyle dedim: «İşte geldim;
      Kutsal Yazı tomarında benim için yazılmıştır.
      Ey Tanrım, senin isteğini yapmaktan zevk alırım ben,
      Yasan yüreğimin derinliğindedir.»

    40:9 Büyük toplantıda müjdelerim senin zaferini,
      Sözümü esirgemem,
      Ya RAB, bildiğin gibi!
    40:10 Zaferini içimde gizlemem,
      Bağlılığını ve kurtarışını duyururum,
      Sevgini, sadakatini saklamam büyük topluluktan.

    40:11 Ya RAB, esirgeme sevecenliğini benden!
      Sevgin, sadakatin hep korusun beni!
    40:12 Sayısız belalar çevremi sardı,
      Suçlarım bana yetişti, önümü göremiyorum;
      Başımdaki saçlardan daha çoklar,
      Çaresiz kaldım.

    40:13 Ne olur, ya RAB, kurtar beni!
      Yardımıma koş, ya RAB!
    40:14 Utansın canımı almaya çalışanlar,
      Yüzleri kızarsın!
      Geri dönsün zararımı isteyenler,
      Rezil olsunlar!
    40:15 Bana, «Oh! Oh!» çekenler
      Dehşete düşsün utançlarından!

    40:16 Sende neşe ve sevinç bulsun
      Bütün sana yönelenler!
      «RAB yücedir!» desin hep
      Senin kurtarışını özleyenler!

    40:17 Bense mazlum ve yoksulum,
      Düşün beni, ya Rab.
      Yardımcım ve kurtarıcım sensin,
      Geç kalma, ey Tanrım!

41. Mezmur

 

41.Bölüm

41:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
    41:1 Ne mutlu yoksulu düşünene!
      RAB kurtarır onu kötü günde.
    41:2 Korur RAB, yaşatır onu,
      Ülkede mutlu kılar,
      Terk etmez düşmanlarının eline.
    41:3 Destek olur RAB ona
      Yatağa düşünce;
      Hastalandığında sağlığa kavuşturur onu.

    41:4 «Acı bana, ya RAB!» dedim,
      «Şifa ver bana, çünkü sana karşı günah işledim!»
    41:5 Kötü konuşuyor düşmanlarım ardımdan:
      «Ne zaman ölecek adı batası?» diyorlar.
    41:6 Biri beni görmeye geldi mi, boş laf ediyor,
      Fesat topluyor içinde,
      Sonra dışarı çıkıp fesadı yayıyor.

    41:7 Benden nefret edenlerin hepsi
      Fısıldaşıyor aralarında bana karşı,
      Zararımı düşünüyorlar,
    41:8 «Başına öyle kötü bir şey geldi ki» diyorlar,
      «Yatağından kalkamaz artık.»
    41:9 Ekmeğimi yiyen, güvendiğim yakın dostum bile
      İhanet etti bana.

    41:10 Bari sen acı bana, ya RAB, kaldır beni.
      Bunların hakkından geleyim.
    41:11 Düşmanım zafer çığlığı atmazsa,
      O zaman anlarım benden hoşnut kaldığını.
    41:12 Dürüstlüğümden ötürü bana destek olur,
      Sonsuza dek beni huzurunda tutarsın.

    41:13 Öncesizlikten sonsuza dek,
      Övgüler olsun İsrail'in Tanrısı RAB'be!
      Amin! Amin!

2.KİTAP


42. Mezmur  

 

42.Bölüm

42:0 Müzik şefi için - Korahoğulları'nın Maskili
    42:1 Geyik akarsuları nasıl özlerse,
      Canım da seni öyle özler, ey Tanrı!
    42:2 Canım Tanrı'ya, yaşayan Tanrı'ya susadı;
      Ne zaman görmeye gideceğim Tanrı'nın yüzünü?
    42:3 Gözyaşlarım ekmeğim oldu gece gündüz,
      Gün boyu, «Nerede senin Tanrın?» dedikleri için.
    42:4 Anımsayınca içim içimi yiyor,
      Nasıl toplulukla birlikte yürür,
      Tanrı'nın evine kadar alaya öncülük ederdim,
      Sevinç ve şükran sesleri arasında,
      Bayram eden bir kalabalıkla birlikte.

    42:5 Neden üzgünsün, ey gönlüm,
      Neden içim huzursuz?
      Tanrı'ya umut bağla,
      Çünkü O'na yine övgüler sunacağım;
      O benim kurtarıcım ve Tanrım'dır.

    42:6 42:7 Gönlüm üzgün,
      Bu yüzden seni anımsıyorum, ey Tanrım.
      Şeria yöresinde, Hermon ve Misar dağlarında
      Çağlayanların gümbürdeyince,
      Enginler birbirine sesleniyor,
      Bütün dalgaların, sellerin üzerimden geçiyor.

    42:8 Gündüz RAB sevgisini gösterir,
      Gece ilahi söyler, dua ederim
      Yaşamımın Tanrısı'na.

    42:9 Kayam olan Tanrım'a diyorum ki,
      «Neden beni unuttun?
      Niçin düşmanlarımın baskısı altında
      Yaslı gezeyim?»
    42:10 Gün boyu hasımlarım: «Nerede senin Tanrın?» diyerek
      Bana sataştıkça,
      Kemiklerim kırılıyor sanki.

    42:11 Neden üzgünsün, ey gönlüm,
      Neden içim huzursuz?
      Tanrı'ya umut bağla,
      Çünkü O'na yine övgüler sunacağım;
      O benim kurtarıcım ve Tanrım'dır.

43. Mezmur

 

43.Bölüm


    43:1 Hakkımı ara, ey Tanrı,
      Savun beni vefasız ulusa karşı,
      Kurtar hileci, haksız insandan.
    43:2 Çünkü sen Tanrım, kalemsin;
      Neden beni reddettin?
      Niçin düşmanlarımın baskısı altında
      Yaslı gezeyim?
    43:3 Gönder ışığını, gerçeğini,
      Yol göstersinler bana,
      Senin kutsal dağına, konutuna götürsünler beni.
    43:4 O zaman Tanrı'nın sunağına,
      Neşe, sevinç kaynağım Tanrı'ya gideceğim
      Ve sana, ey Tanrı, Tanrım benim,
      Lirle şükredeceğim.

    43:5 Neden üzgünsün, ey gönlüm,
      Neden içim huzursuz?
      Tanrı'ya umut bağla,
      Çünkü O'na yine övgüler sunacağım;
      O benim kurtarıcım ve Tanrım'dır.

44. Mezmur

 

44.Bölüm

44:0 Müzik şefi için - Korahoğulları'nın Maskili
    44:1 Ey Tanrı, kulaklarımızla duyduk,
      Atalarımız anlattı bize,
      Neler yaptığını onların gününde, eski günlerde.
    44:2 Elinle ulusları kovdun,
      Ama atalarımıza yer verdin;
      Halkları kırdın,
      Ama atalarımızın yayılmasını sağladın.
    44:3 Onlar ülkeyi kılıçla kazanmadılar,
      Kendi bilekleriyle zafere ulaşmadılar.
      Senin sağ elin, bileğin, yüzünün ışığı sayesinde oldu bu;
      Çünkü sen onları sevdin.
    44:4 Ey Tanrı, kralım sensin,
      Buyruk ver de Yakup soyu kazansın!
    44:5 Senin sayende düşmanlarımızı püskürteceğiz,
      Senin adınla karşıtlarımızı ezeceğiz.
    44:6 Çünkü ben yayıma güvenmem,
      Kılıcım da beni kurtarmaz;
    44:7 Ancak sensin bizi düşmanlarımızdan kurtaran,
      Bizden nefret edenleri utanca boğan.
    44:8 Her gün Tanrı'yla övünür,
      Sonsuza dek adına şükran sunarız. Sela

    44:9 Ne var ki, reddettin bizi, aşağıladın,
      Artık ordularımızla savaşa çıkmıyorsun.
    44:10 Düşman karşısında bizi gerilettin,
      Bizden tiksinenler bizi soydu.
    44:11 Kasaplık koyuna çevirdin bizi,
      Ulusların arasına dağıttın.
    44:12 Yok pahasına sattın halkını,
      Üstelik satıştan hiçbir şey kazanmadan.
    44:13 Bizi komşularımızın yüzkarası,
      Çevremizdekilerin eğlencesi, alay konusu ettin.
    44:14 Ulusların diline düşürdün bizi,
      Gülüyor halklar halimize.
    44:15 Rezilliğim gün boyu karşımda,
      Utancımdan yerin dibine geçtim
    44:16 Hakaret ve sövgü duya duya,
      Öç almak isteyen düşman karşısında.

    44:17 Bütün bunlar başımıza geldi,
      Yine de seni unutmadık,
      Antlaşmana ihanet etmedik,
    44:18 Döneklik etmedik,
      Adımlarımız senin yolundan sapmadı.
    44:19 Oysa sen bizi ezdin, ülkemizi çakalların uğrağı ettin,
      Üstümüzü koyu karanlıkla örttün.

    44:20 Eğer Tanrımız'ın adını unutsaydık,
      Yabancı bir ilaha ellerimizi açsaydık,
    44:21 Tanrı bunu ortaya çıkarmaz mıydı?
      Çünkü O yürekteki gizleri bilir.
    44:22 Senin uğruna her gün öldürülüyoruz,
      Kasaplık koyun sayılıyoruz.

    44:23 Uyan, ya Rab! Niçin uyuyorsun?
      Kalk! Sonsuza dek terk etme bizi!
    44:24 Niçin yüzünü gizliyorsun?
      Neden mazlum halimizi, üzerimizdeki baskıyı unutuyorsun?

    44:25 Çünkü yere serildik,
      Bedenimiz toprağa yapıştı.
    44:26 Kalk, yardım et bize!
      Kurtar bizi sevgin uğruna!

45. Mezmur

 

45.Bölüm

45:0 Müzik şefi için - «Zambaklar» makamında Korahoğulları'nın Maskili - Aşk ilahisi
    45:1 Yüreğimden güzel sözler taşıyor,
      Kral için söylüyorum şiirlerimi,
      Dilim usta bir yazarın kalemi gibi olsun.
    45:2 Sen insanların en güzelisin,
      Lütuf saçılmış dudaklarına.
      Çünkü Tanrı seni sonsuza dek kutsamış.
    45:3 Ey yiğit savaşçı, kuşan kılıcını beline,
      Görkemine, yüceliğine bürün.
    45:4 At sırtında görkeminle, zaferle ilerle,
      Gerçek ve adalet uğruna 
      Sağ elin korkunç işler göstersin.
    45:5 Okların sivridir,
      Kral düşmanlarının yüreğine saplanır,
      Halklar ayaklarının altına serilir.
    45:6 Ey Tanrı, tahtın sonsuzluklar boyunca kalıcıdır, 
      Krallığının asası adalet asasıdır.
    45:7 Doğruluğu sever, kötülükten nefret edersin.
      Bunun için Tanrı, senin Tanrın,
      Seni sevinç yağıyla
      Arkadaşlarından daha çok meshetti.
    45:8 Giysilerinin tümü mür, öd, tarçın kokuyor;
      Fildişi saraylardan gelen çalgı sesleri seni eğlendiriyor!
    45:9 Kral kızları senin saygın kadınların arasında,
      Kraliçe, Ofir altınları içinde senin sağında duruyor.

    45:10 Dinle, ey kral kızı, bak, kulak ver,
      Halkını, baba evini unut.
    45:11 Kral senin güzelliğine vuruldu,
      Efendin olduğu için önünde eğil.
    45:12 Sur halkı armağan getirecek,
      Halkın zenginleri lütfunu kazanmak isteyecek.

    45:13 Kral kızı odasında ışıl ışıl parıldıyor,
      Giysisi altınla dokunmuş.
    45:14 İşlemeli giysiler içinde kralın önüne çıkarılacak,
      Arkadaşları, ona eşlik eden kızlar sana getirilecek.
    45:15 Sevinç ve coşkuyla götürülecek,
      Kralın sarayına girecekler.

    45:16 Atalarının yerini oğulların alacak,
      Onları önder yapacaksın bütün ülkeye.
    45:17 Adını kuşaklar boyunca yaşatacağım,
      Böylece halklar sonsuza dek övecek seni.

46. Mezmur

 

46.Bölüm

46:0 Müzik şefi için - Tiz sesliler  için - Korahoğulları'nın ezgisi
    46:1 Tanrı sığınağımız ve gücümüzdür,
      Sıkıntıda hep yardıma hazırdır.
    46:2 Bu yüzden korkmayız yeryüzü altüst olsa,
      Dağlar denizlerin bağrına devrilse,
    46:3 Sular kükreyip köpürse,
      Kabaran deniz dağları titretse bile. Sela

    46:4 Bir ırmak var ki, suları sevinç getirir Tanrı kentine,
      Yüceler Yücesi'nin kutsal konutuna.
    46:5 Tanrı onun ortasındadır,
      Sarsılmaz o kent.
      Gün doğarken Tanrı ona yardım eder.
    46:6 Uluslar kükrüyor, krallıklar sarsılıyor,
      Tanrı gürleyince yeryüzü eriyip gidiyor.

    46:7 Her Şeye Egemen RAB bizimledir,
      Yakup'un Tanrısı kalemizdir. Sela

    46:8 Gelin, görün RAB'bin yaptıklarını,
      Yeryüzüne getirdiği yıkımları.
    46:9 Savaşları durdurur yeryüzünün dört bucağında,
      Yayları kırar, mızrakları parçalar,
      Kalkanları  yakar.
    46:10 «Sakin olun, bilin ki, Tanrı benim!
      Uluslar arasında yüceleceğim,
      Yeryüzünde yüceleceğim!»

    46:11 Her Şeye Egemen RAB bizimledir,
      Yakup'un Tanrısı kalemizdir. Sela

47. Mezmur

 

47.Bölüm

47:0 Müzik şefi için - Korahoğulları'nın mezmuru
    47:1 Ey bütün uluslar, el çırpın!
      Sevinç çığlıkları atın Tanrı'nın onuruna!
    47:2 Ne müthiştir yüce RAB,
      Bütün dünyanın ulu Kralı.
    47:3 Halkları altımıza,
      Ulusları ayaklarımızın dibine serer.
    47:4 Sevdiği Yakup'un gururu olan mirasımızı
      O seçti bizim için. Sela

    47:5 RAB Tanrı sevinç çığlıkları,
      Boru sesleri arasında yükseldi.
    47:6 Ezgiler sunun Tanrı'ya, ezgiler;
      Ezgiler sunun Kralımız'a, ezgiler!
    47:7 Çünkü Tanrı bütün dünyanın kralıdır,
      Maskil  sunun!

    47:8 Tanrı kutsal tahtına oturmuş,
      Krallık eder uluslara.
    47:9 Ulusların önderleri
      İbrahim'in Tanrısı'nın halkıyla bir araya gelmiş;
      Çünkü Tanrı'ya aittir yeryüzü kralları.
      O çok yücedir.

48. Mezmur

 

48.Bölüm

48:0 İlahi - Korahoğulları'nın mezmuru
    48:1 RAB büyüktür ve yalnız O övülmeye değer
      Tanrımız'ın kentinde, kutsal dağında.
    48:2 Yükselir zarafetle,
      Bütün yeryüzünün sevinci Siyon Dağı,
      Safon'un  doruğu, ulu Kral'ın kenti.
    48:3 Tanrı onun kalelerinde
      Sağlam kule olarak gösterdi kendini.

    48:4 Krallar toplandı,
      Birlikte Siyon'un üzerine yürüdüler.
    48:5 Ama onu görünce şaşkına döndüler,
      Dehşete düşüp kaçtılar.
    48:6 Doğum sancısı tutan kadın gibi,
      Bir titreme aldı onları orada.
    48:7 Doğu rüzgarının parçaladığı ticaret gemileri gibi
      Yok ettin onları.

    48:8 Her Şeye Egemen RAB'bin kentinde,
      Tanrımız'ın kentinde,
      Nasıl duyduksa, öyle gördük.
      Tanrı onu sonsuza dek güvenlik içinde tutacak. Sela

    48:9 Ey Tanrı, tapınağında,
      Ne kadar vefalı olduğunu düşünüyoruz.
    48:10 Adın gibi, ey Tanrı, övgün de
      Dünyanın dört bucağına varıyor.
      Sağ elin zafer dolu.
    48:11 Sevinsin Siyon Dağı,
      Coşsun Yahuda beldeleri
      Senin yargılarınla!

    48:12 Siyon'un çevresini gezip dolanın,
      Kulelerini sayın,
    48:13 Surlarına dikkatle bakın,
      Kalelerini yoklayın ki,
      Gelecek kuşağa anlatasınız:
    48:14 Bu Tanrı sonsuza dek bizim Tanrımız olacak,
      Bize hep yol gösterecektir.

49. Mezmur

 

49.Bölüm

49:0 Müzik şefi için - Korahoğulları'nın mezmuru
    49:1 Ey bütün halklar, dinleyin!
      Kulak verin hepiniz, ey dünyada yaşayanlar,
    49:2 Halk çocukları, bey çocukları,
      Zenginler, yoksullar!
    49:3 Bilgelik dökülecek ağzımdan,
      Anlayış sağlayacak içimdeki düşünceler,
    49:4 Kulak vereceğim özdeyişlere,
      Lirle yorumlayacağım bilmecemi.

    49:5 Niçin korkayım kötü günlerde
      Niyeti bozuk düşmanlarım çevremi sarınca?
    49:6 Onlar varlıklarına güvenir,
      Büyük servetleriyle böbürlenirler.
    49:7 Kimse kimsenin hayatının bedelini ödeyemez,
      Tanrı'ya fidye veremez.
    49:8 Çünkü hayatın fidyesi büyüktür,
      Kimse ödemeye yeltenmemeli.
    49:9 Böyle olmasa,
      Sonsuza dek yaşar insan,
      Mezar yüzü görmez.

    49:10 Kuşkusuz herkes biliyor bilgelerin öldüğünü,
      Aptallarla budalaların yok olduğunu.
      Mallarını başkalarına bırakıyorlar.
    49:11 Mezarları, sonsuza dek evleri,
      Kuşaklar boyu konutları olacak, 
      Topraklarına kendi adlarını verseler bile.
    49:12 Bütün gösterişine karşın geçicidir insan,
      Ölüp giden hayvanlar gibi.

    49:13 Budalaların yolu,
      Onların sözünü onaylayanların sonu budur. Sela
    49:14 Sürü gibi ölüler diyarına sürülecekler,
      Ölüm güdecek onları.
      Tan ağarınca doğrular onlara egemen olacak,
      Cesetleri çürüyecek,
      Ölüler diyarı onlara konut olacak.
    49:15 Ama Tanrı beni
      Ölüler diyarının pençesinden kurtaracak
      Ve yanına alacak. Sela

    49:16 Korkma biri zenginleşirse,
      Evinin görkemi artarsa.
    49:17 Çünkü ölünce hiçbir şey götüremez,
      Görkemi onunla mezara gitmez.
    49:18 Yaşarken kendini mutlu saysa bile,
      Başarılı olunca övülse bile.
    49:19 Atalarının kuşağına katılacak,
      Onlar ki asla ışık yüzü görmeyecekler.
    49:20 Bütün gösterişine karşın anlayışsızdır insan,
      Ölüp giden hayvanlar gibi.

50. Mezmur

 

50.Bölüm

50:0 Asaf'ın mezmuru
    50:1 Güçlü olan Tanrı, RAB konuşuyor;
      Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar
      Yeryüzünün tümüne sesleniyor.
    50:2 Güzelliğin doruğu Siyon'dan
      Parıldıyor Tanrı.

    50:3 Tanrımız geliyor, sessiz kalmayacak,
      Önünde yanan ateş her şeyi kül ediyor,
      Çevresinde şiddetli bir fırtına esiyor.
    50:4 Halkını yargılamak için
      Yere göğe sesleniyor:
    50:5 «Toplayın önüme sadık kullarımı,
      Kurban keserek benimle antlaşma yapanları.»
    50:6 Gökler O'nun doğruluğunu duyuruyor,
      Çünkü yargıç Tanrı'nın kendisidir. Sela

    50:7 «Ey halkım, dinle de konuşayım,
      Ey İsrail, sana karşı tanıklık edeyim:
      Ben Tanrı'yım, senin Tanrın'ım!
    50:8 Kurbanlarından ötürü seni azarlamıyorum,
      Yakmalık sunuların sürekli önümde.
    50:9 Ne evinden bir boğa,
      Ne de ağıllarından bir teke alacağım.
    50:10 Çünkü bütün orman yaratıkları,
      Dağlardaki bütün hayvanlar benimdir.
    50:11 Dağlardaki bütün kuşları korurum,
      Kırlardaki bütün yabanıl hayvanlar benimdir.
    50:12 Acıksam sana söylemezdim,
      Çünkü bütün dünya ve içindekiler benimdir.
    50:13 Ben boğa eti yer miyim?
      Ya da keçi kanı içer miyim?
    50:14 Tanrı'ya şükran kurbanı sun,
      Yüceler Yücesi'ne adadığın adakları yerine getir.
    50:15 Sıkıntılı gününde seslen bana,
      Seni kurtarırım, sen de beni yüceltirsin.

    50:16 Ama Tanrı kötüye şöyle diyor:
      «Kurallarımı ezbere okumaya
      Ya da antlaşmamı ağzına almaya ne hakkın var?
    50:17 Çünkü yola getirilmekten nefret ediyor,
      Sözlerimi arkana atıyorsun.
    50:18 Hırsız görünce onunla dost oluyor,
      Zina edenlere ortak oluyorsun.
    50:19 Ağzını kötülük için kullanıyor,
      Dilini yalana koşuyorsun.
    50:20 Oturup kardeşine karşı konuşur,
      Annenin oğluna kara çalarsın.
    50:21 Sen bunları yaptın, ben sustum,
      Beni kendin gibi sandın.
      Seni azarlıyorum,
      Suçlarını gözünün önüne seriyorum.

    50:22 «Dikkate alın bunu, ey Tanrı'yı unutan sizler!
      Yoksa parçalarım sizi, kurtaran olmaz.
    50:23 Kim şükran kurbanı sunarsa beni yüceltir;
      Yolunu düzeltene kurtarışımı göstereceğim.»

51. Mezmur

 

51.Bölüm

51:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru Davut Bat-Şeva'yla yattıktan sonra Peygamber Natan kendisine geldiği zaman
    51:1 Ey Tanrı, lütfet bana,
      Sevgin uğruna;
      Sil isyanlarımı,
      Sınırsız merhametin uğruna.
    51:2 Tümüyle yıka beni suçumdan,
      Arıt beni günahımdan.

    51:3 Çünkü biliyorum isyanlarımı,
      Günahım sürekli karşımda.
    51:4 Sana karşı, yalnız sana karşı günah işledim,
      Senin gözünde kötü olanı yaptım.
      Öyle ki, konuşurken haklı,
      Yargılarken adil olasın.
    51:5 Nitekim suç içinde doğdum ben,
      Günah içinde annem bana hamile kaldı.

    51:6 Madem sen gönülde sadakat istiyorsun,
      Bilgelik öğret bana yüreğimin derinliklerinde.
    51:7 Beni mercanköşkotuyla arıt, paklanayım,
      Yıka beni, kardan beyaz olayım.
    51:8 Neşe, sevinç sesini duyur bana,
      Bayram etsin ezdiğin kemikler.
    51:9 Bakma günahlarıma,
      Sil bütün suçlarımı.

    51:10 Ey Tanrı, temiz bir yürek yarat,
      Yeniden kararlı bir ruh var et içimde.
    51:11 Beni huzurundan atma,
      Kutsal Ruhun'u benden alma.
    51:12 Geri ver bana sağladığın kurtuluş sevincini,
      Bana destek ol, istekli bir ruh ver.
    51:13 Başkaldıranlara senin yollarını öğreteyim,
      Günahkârlar geri dönsün sana.

    51:14 Kurtar beni kan dökme suçundan,
      Ey Tanrı, beni kurtaran Tanrı,
      Dilim senin kurtarışını ilahilerle övsün.
    51:15 Ya Rab, aç dudaklarımı,
      Ağzım senin övgülerini duyursun.

    51:16 Çünkü sen kurbandan hoşlanmazsın,
      Yoksa sunardım sana,
      Yakmalık sunudan hoşnut kalmazsın.
    51:17 Senin kabul ettiğin kurban alçakgönüllü bir ruhtur,
      Alçakgönüllü ve pişman bir yüreği hor görmezsin, ey Tanrı.

    51:18 Lütfet, Siyon'a iyilik yap,
      Yeruşalim'in surlarını onar.
    51:19 O zaman doğru sunulan kurbanlar,
      Yakmalık sunular, tümüyle yakmalık sunular,
      Seni hoşnut kılar;
      O zaman sunağında boğalar sunulur.

52. Mezmur

 

52.Bölüm

52:0 Müzik şefi için - Davut'un Maskili Edomlu Doek gelip Saul'a «Davut Ahimelek'in evine girdi» diye bildirdiği zaman
    52:1 52:2 Niçin kötülüğünle böbürlenirsin, ey kabadayı,
      Tanrı'nın sadık kullarına karşı
      Bütün gün dilin yıkım tasarlar
      Keskin ustura gibi, ey hilekâr.
    52:3 İyilikten çok kötülüğü,
      Doğru konuşmaktan çok yalanı seversin. Sela
    52:4 Seni hileli dil seni!
      Her yıkıcı sözü seversin.

    52:5 Ama Tanrı seni sonsuza dek yıkacak,
      Seni kapıp çadırından fırlatacak,
      Yaşam diyarından kökünü sökecek. Sela
    52:6 Doğrular bunu görünce korkacak,
      Gülerek şöyle diyecekler:
    52:7 «İşte bu adam, Tanrı'ya sığınmak istemedi,
      Servetinin bolluğuna güvendi,
      Başkalarını yıkarak güçlendi!»

    52:8 Ama ben Tanrı'nın evinde yeşeren zeytin ağacı gibiyim,
      Sonsuza dek Tanrı'nın sevgisine güvenirim.
    52:9 Sürekli sana şükrederim yaptıkların için,
      Sadık kullarının önünde umut bağlarım,
      Çünkü adın iyidir.

53. Mezmur

 

53.Bölüm

53:0 Müzik şefi için - Mahalat   makamında Davut'un Maskili
    53:1 Akılsız içinden, «Tanrı yok!» der.
      İnsanlar bozuldu, iğrençlik aldı yürüdü,
      İyilik eden yok.

    53:2 Tanrı göklerden bakar oldu insanlara,
      Akıllı, Tanrı'ya yönelen biri var mı diye.
    53:3 Hepsi saptı,
      Tümü yozlaştı,
      İyilik eden yok,
      Bir kişi bile!

    53:4 Suç işleyenler görmüyor mu?
      Halkımı ekmek yer gibi yiyor,
      Tanrı'ya yakarmıyorlar.

    53:5 Ama korkulmayacak yerde korkacaklar,
      Çünkü Tanrı seni kuşatanların kemiklerini dağıtacak,
      Onları reddettiği için hepsini utandıracak.

    53:6 Keşke İsrail'in kurtuluşu Siyon'dan gelse!
      Tanrı halkını eski gönencine kavuşturunca,
      Yakup soyu sevinecek, İsrail halkı coşacak.

54. Mezmur

 

54.Bölüm

54:0 Müzik şefi için - Telli sazlarla Davut'un Maskili Zifliler gelip Saul'a: «Davut aramızda gizleniyor» dedikleri zaman
    54:1 Ey Tanrı, beni adınla kurtar,
      Gücünle akla beni!
    54:2 Ey Tanrı, duamı dinle,
      Kulak ver ağzımdan çıkan sözlere.
    54:3 Çünkü küstahlar bana saldırıyor,
      Zorbalar canımı almak istiyor,
      Tanrı'ya aldırmıyorlar. Sela

    54:4 İşte Tanrı benim yardımcımdır,
      Tek desteğim Rab'dir.
    54:5 Düşmanlarım yaptıkları kötülüğün cezasını bulsun,
      Sadakatin uyarınca yok et onları.

    54:6 Ya RAB, sana gönülden bir kurban sunacağım,
      Adına şükredeceğim, çünkü adın iyidir.
    54:7 Beni bütün sıkıntılarımdan kurtardın,
      Gözlerim düşmanlarımın yok oluşunu gördü.

55. Mezmur

 

55.Bölüm

55:0 Müzik şefi için - Telli sazlarla Davut'un Maskili
    55:1 Ey Tanrı, kulak ver duama,
      Sırt çevirme yalvarışıma!
    55:2 Dikkatini çevir, yanıt ver bana.
      Düşüncelerim beni rahatsız ediyor, şaşkınım
    55:3 Düşman sesinden, kötünün baskısından;
      Çünkü sıkıntıya sokuyorlar beni,
      Öfkeyle üstüme üstüme geliyorlar.

    55:4 Yüreğim sızlıyor içimde,
      Ölüm dehşeti çöktü üzerime.
    55:5 Korku ve titreme sardı beni,
      Ürperti kapladı içimi.
    55:6 «Keşke güvercin gibi kanatlarım olsaydı!»
      Dedim kendi kendime, «Uçar, rahatlardım.
    55:7 Uzaklara kaçar,
      Çöllerde konaklardım. Sela
    55:8 Sert rüzgara, kasırgaya karşı
      Hemen bir barınak bulurdum.»
    55:9 Şaşkına çevir kötüleri, ya Rab, karıştır dillerini,
      Çünkü kentte şiddet ve çatışma görüyorum.
    55:10 Gece gündüz kent surları üzerinde dolaşırlar,
      Haksızlık, fesat dolu kentin içi.
    55:11 Yıkıcılık kentin göbeğinde,
      Zorbalık, hile eksilmez meydanından.

    55:12 Beni aşağılayan bir düşman olsaydı,
      Katlanabilirdim;
      Bana küstahlık eden bir hasım olsaydı,
      Gizlenebilirdim.
    55:13 Ama sensin, bana denk,
      Yoldaşım, yakın arkadaşım.
    55:14 Birlikte tatlı tatlı yarenlik eder,
      Toplulukla Tanrı'nın evine giderdik.
    55:15 Ölüm yakalasın düşmanlarımı ansızın,
      Diri diri ölüler diyarına insinler;
      Çünkü içleri ve evleri kötülük dolu.

    55:16 Bense Tanrı'ya seslenirim,
      RAB kurtarır beni.
    55:17 Sabah, öğlen, akşam kederimden feryat ederim,
      O işitir sesimi.
    55:18 Bana karşı girişilen savaştan
      Esenlikle kurtarır canımı,
      Sayısı çok da olsa karşıtlarımın.
    55:19 Öncesizlikten bu yana tahtında oturan Tanrı,
      Duyacak ve ezecek onları. Sela
      Çünkü hiç değişmiyor
      Ve Tanrı'dan korkmuyorlar.

    55:20 Yoldaşım dostlarına saldırarak
      Yaptığı antlaşmayı bozdu.
    55:21 Ağzından bal damlar,
      Ama yüreğinde savaş var.
      Sözleri yağdan yumuşak,
      Ama yalın birer kılıçtır.

    55:22 Yükünü RAB'be bırak,
      O sana destek olur.
      Asla izin vermez
      Doğru insanın sarsılmasına.

    55:23 Ama sen, ey Tanrı, ölüm çukuruna atacaksın kötüleri,
      Günlerinin yarısını görmeyecek katillerle hainler;
      Bense sana güveniyorum.

56. Mezmur

 

56.Bölüm

56:0 Müzik şefi için «Uzak Yabanıl Fıstık Ağaçlarındaki Güvercin» makamında Davut'un Miktamı - Gat Kenti'nde Filistliler kendisini yakaladığı zaman
    56:1 Acı bana, ey Tanrı,
      Çünkü ayak altında çiğniyor insanlar beni,
      Gün boyu saldırıp eziyorlar.
    56:2 Düşmanlarım ayak altında çiğniyor beni her gün,
      Küstahça saldırıyor çoğu.
    56:3 Sana güvenirim korktuğum zaman.
    56:4 Tanrı'ya, sözünü övdüğüm Tanrı'ya
      Güvenirim ben, korkmam.
      İnsan bana ne yapabilir?

    56:5 Gün boyu sözlerimi çarpıtıyorlar,
      Hakkımda hep kötülük tasarlıyorlar.
    56:6 Fesatlık için uğraşıyor, pusuya yatıyor,
      Adımlarımı gözlüyor, canımı almak istiyorlar.
    56:7 Kötülüklerinin cezasından kurtulacaklar mı?
      Ey Tanrı, halkları öfkeyle yere çal!

    56:8 Çektiğim acıları kaydettin,
      Gözyaşlarımı tulumunda biriktirdin!
      Bunlar defterinde yazılı değil mi?
    56:9 Seslendiğim zaman,
      Düşmanlarım geri çekilecek.

    Biliyorum, Tanrı benden yana.
    56:10 Sözünü övdüğüm Tanrı'ya,
      Sözünü övdüğüm RAB'be,
    56:11 Tanrı'ya güvenirim ben, korkmam;
      İnsan bana ne yapabilir?

    56:12 Ey Tanrı, sana adaklar adamıştım,
      Şükran kurbanları sunmalıyım şimdi.
    56:13 Çünkü canımı ölümden kurtardın,
      Ayaklarımı tökezlemekten korudun;
      İşte yaşam ışığında, Tanrı huzurunda yürüyorum.

57. Mezmur

 

57.Bölüm

57:0 Müzik şefi için - «Yok Etme» makamında Davut'un Miktamı - Saul'dan kaçıp mağaraya sığındığı zaman
    57:1 Acı bana, ey Tanrı, acı,
      Çünkü sana sığınıyorum;
      Felaket geçinceye kadar,
      Kanatlarının gölgesine sığınacağım.

    57:2 Yüce Tanrı'ya,
      Benim için her şeyi yapan Tanrı'ya sesleniyorum.
    57:3 Gökten gönderip beni kurtaracak,
      Beni ezmek isteyenleri azarlayacak, Sela
      Sevgisini, sadakatini gösterecektir.

    57:4 Aslanların arasındayım,
      Alev kusan insanlar arasında yatarım,
      Mızrak gibi, ok gibi dişleri,
      Keskin kılıç gibi dilleri.

    57:5 Yüceliğini göster göklerin üstünde, ey Tanrı,
      Görkemin bütün yeryüzünü kaplasın!

    57:6 Ayaklarım için ağ serdiler,
      Çöktüm;
      Yoluma çukur kazdılar,
      İçine kendileri düştüler. Sela

    57:7 Kararlıyım, ey Tanrı, kararlıyım,
      Ezgiler, ilahiler söyleyeceğim.
    57:8 Uyan, ey canım,
      Uyan, ey lir, ey çenk,
      Seheri ben uyandırayım!
    57:9 Halkların arasında sana şükürler sunayım, ya Rab,
      Ulusların arasında seni ilahilerle öveyim.
    57:10 Çünkü sevgin göklere erişir,
      Sadakatin gökyüzüne ulaşır.
    57:11 Yüceliğini göster göklerin üstünde, ey Tanrı,
      Görkemin bütün yeryüzünü kaplasın!

58. Mezmur

 

58.Bölüm

58:0 Müzik şefi için - «Yok Etme» makamında Davut'un Miktamı
    58:1 Ey yöneticiler,  gerçekten adil mi karar verirsiniz?
      Doğru mu yargılarsınız insanları?
    58:2 Hayır! Hep haksızlık tasarlarsınız içinizde,
      Zorbalık saçar elleriniz yeryüzüne.

    58:3 Kötüler daha ana rahmindeyken yoldan çıkar,
      Doğdu doğalı yalan söyleyerek sapar.
    58:4 Zehirleri yılan zehiri gibidir.
      Kulakları tıkalı bir kobrayı andırırlar,
    58:5 Usta büyücülerin,
      Afsuncuların sesini duymak istemeyen bir kobrayı.

    58:6 Ey Tanrı, kır onların ağzında dişlerini,
      Sök genç aslanların azı dişlerini, ya RAB!
    58:7 Akıp giden su gibi yok olsunlar.
      Yaylarını gerince oklarının ucu kırılsın.
    58:8 Süründükçe eriyen sümüklüböceğe dönsünler.
      Düşük çocuk gibi güneş yüzü görmesinler.
    58:9 Kazanlarınız diken ateşini daha duymadan,
      Yaşı da kurusu da kasırgayla savrulacak kötülerin.

    58:10 Doğru adam alınan öcü görünce sevinecek
      Ve ayaklarını kötünün kanında yıkayacak.
    58:11 O zaman insanlar, «Gerçekten doğrulara ödül var» diyecek,
      «Gerçekten dünyayı yargılayan bir Tanrı var.»

59. Mezmur

 

59.Bölüm

59:0 Müzik şefi için - «Yok Etme» makamında Davut'un Miktamı - Saul'un Davut'u öldürtmek için adam gönderip evini gözetlediği zaman
    59:1 Kurtar beni düşmanlarımdan, ey Tanrım,
      Kalem ol hasımlarıma karşı.
    59:2 Kurtar beni suç işleyenlerden,
      Uzak tut kanlı katillerden.

    59:3 Bak, canımı almak için pusu kuruyorlar,
      Güçlüler bana karşı birleşiyorlar,
      Oysa başkaldırmadım, günahım yok, ya RAB.
    59:4 Suç işlemediğim halde,
      Koşuşup hazırlanıyorlar.
      Kalk bana yardım etmek için, halime bak!
    59:5 Sen, ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı,
      İsrail'in Tanrısı,
      Uyan bütün ulusları cezalandırmak için,
      Acıma bu suçlu hainlere! Sela

    59:6 Akşam döner, köpek gibi hırlayıp
      Sinsi sinsi kenti dolaşırlar.
    59:7 Bak, neler dökülür ağızlarından,
      Kılıç çıkar dudaklarından.
      «Kim duyacak?» derler.
    59:8 Ama sen onlara gülersin, ya RAB,
      Bütün uluslarla eğlenirsin.
    59:9 Gücüm sensin, seni gözlüyorum,
      Çünkü kalemsin, ey Tanrı.
    59:10 Tanrım sevgisiyle karşılar beni,
      Bana düşmanlarımın yıkımını gösterir.

    59:11 Onları öldürme, yoksa halkım unutur,
      Gücünle dağıt ve alçalt onları,
      Ya Rab, kalkanımız bizim.
    59:12 Ağızlarının günahı, dudaklarından çıkan söz yüzünden,
      Gururlarının tuzağına düşsünler.
      Okudukları lanet, söyledikleri yalan yüzünden
    59:13 Yok et onları gazabınla, yok et, tükensinler;
      Bilsinler ki, Tanrı'nın egemenliği Yakup soyundan
      Yeryüzünün ucuna kadar ulaşır. Sela

    59:14 Akşam döner, köpek gibi hırlayıp
      Sinsi sinsi kenti dolaşırlar.
    59:15 Yiyecek bulmak için gezerler,
      Doymazlarsa ulurlar.

    59:16 Bense gücün için sabah ezgiler söyleyecek,
      Sevgini sevinçle dile getireceğim.
      Çünkü sen bana kale,
      Sıkıntılı günümde sığınak oldun.
    59:17 Gücüm sensin, seni ilahilerle öveceğim,
      Çünkü kalem, beni seven Tanrı sensin.

60. Mezmur

 

60.Bölüm

60:0 Müzik şefi için - «Antlaşma Zambağı» makamında Davut'un öğretici Miktamı Davut'un Aram-Naharayimliler ve Aram-Sovalılar'la çarpıştığı ve Yoav geri dönüp Tuz Vadisi'nde on iki bin Edomlu öldürdüğü zaman
    60:1 Bizi reddettin, parladın bize karşı, ey Tanrı,
      Öfkelendin; eski halimize döndür bizi!
    60:2 Salladın yeri, yarıklar açtın;
      Onar çatlaklarını, çünkü yer sarsılıyor.
    60:3 Halkına sıkıntı çektirdin,
      Sersemletici bir şarap içirdin bize.

    60:4 Sancak verdin senden korkanlara,
      Okçulara karşı  açsınlar diye. Sela
    60:5 Kurtar bizi sağ elinle, yardım et,
      Sevdiklerin özgürlüğe kavuşsun diye!

    60:6 Tanrı şöyle konuştu kutsal yerinde:
      «Şekem'i sevinçle bölüştürecek,
      Sukkot Vadisi'ni ölçeceğim.
    60:7 Gilat benimdir, Manaşşe de benim,
      Efrayim miğferim,
      Yahuda asam.
    60:8 Moav yıkanma leğenim,
      Edom'un üzerine çarığımı fırlatacağım, 
      Filist'e zaferle haykıracağım.»

    60:9 Kim beni surlu kente götürecek?
      Kim bana Edom'a kadar yol gösterecek?
    60:10 Ey Tanrı, sen bizi reddetmedin mi?
      Ordularımıza öncülük etmiyor musun artık?
    60:11 Yardım et bize düşmana karşı,
      Çünkü boştur insan yardımı.
    60:12 Tanrı'yla zafer kazanırız,
      O çiğner düşmanlarımızı.

61. Mezmur

 

61.Bölüm

61:0 Müzik şefi için - Telli sazlarla - Davut'un mezmuru
    61:1 Ey Tanrı, yakarışımı işit,
      Duama kulak ver!
    61:2 Sana seslenirim yeryüzünün öbür ucundan,
      Yüreğime hüzün çökünce.

    Erişemeyeceğim yüksek bir kayaya çıkar beni,
    61:3 Çünkü sen benim için sığınak,
      Düşmana karşı güçlü bir kule oldun.

    61:4 Çadırında sonsuza dek oturmak
      Ve kanatlarının gölgesine sığınmak isterim. Sela
    61:5 Çünkü sen, ey Tanrı, adaklarımı duydun,
      Adından korkanların mirasını bana verdin.

    61:6 Kralın günlerine gün kat,
      Yılları yüzyıllar olsun!
    61:7 Tanrı'nın huzurunda sonsuza dek tahtında otursun;
      Onu sevgin ve sadakatinle koru!

    61:8 O zaman adını hep ilahilerle öveceğim,
      Her gün adaklarımı yerine getireceğim.

62. Mezmur

 

62.Bölüm

62:0 Müzik Şefi Yedutun için - Davut'un mezmuru
    62:1 Canım yalnız Tanrı'da huzur bulur,
      Kurtuluşum O'ndan gelir.
    62:2 Tek kayam, kurtuluşum,
      Kalem O'dur, asla sarsılmam.

    62:3 Birini ezmek için daha ne vakte kadar
      Hep birlikte üstüne saldıracaksınız,
      Eğri bir duvara,
      Yerinden oynamış bir çite saldırır gibi?
    62:4 Tek düşünceleri onu doruktan indirmektir.
      Yalandan zevk alırlar.
      Ağızlarıyla hayırdua ederken,
      İçlerinden lanet okurlar. Sela

    62:5 Ey canım, yalnız Tanrı'da huzur bul,
      Çünkü umudum O'ndadır.
    62:6 Tek kayam, kurtuluşum,
      Kalem O'dur, sarsılmam.
    62:7 Kurtuluşum ve onurum Tanrı'ya bağlıdır,
      Güçlü kayam, sığınağım O'dur.

    62:8 Ey halkım, her zaman O'na güven,
      İçini dök O'na,
      Çünkü Tanrı sığınağımızdır. Sela

    62:9 Sıradan insan ancak bir soluk,
      Soylu insansa bir yalandır.
      Tartıya konduğunda ikisi birlikte soluktan hafiftir.
    62:10 Zorbalığa güvenmeyin, yağma malla övünmeyin;
      Varlığınız artsa bile, ona gönül bağlamayın.

    62:11 Tanrı bir şey söyledi,
      Ben iki şey duydum:
      Güç Tanrı'nındır,
    62:12 Sevgi de senin, ya Rab!
      Çünkü sen herkese, yaptığının karşılığını verirsin.

63. Mezmur

 

63.Bölüm

63:0 Yahuda kırlarında bulunduğu zaman - Davut'un mezmuru
    63:1 Ey Tanrı, sensin benim Tanrım,
      Seni çok özlüyorum,
      Canım sana susamış,
      Kurak, yorucu, susuz bir diyarda,
      Bütün varlığımla seni arıyorum.
    63:2 Kutsal yerde baktım sana,
      Gücünü, görkemini görmek için.
    63:3 Senin sevgin yaşamdan iyidir,
      Bu yüzden dudaklarım seni yüceltir.
    63:4 Ömrümce sana övgüler sunacağım,
      Senin adınla ellerimi kaldıracağım.
    63:5 Zengin yiyeceklere doyarcasına doyacağım sana,
      Şakıyan dudaklarla ağzım sana övgüler sunacak.

    63:6 Yatağıma uzanınca seni anarım,
      Gece boyunca derin derin seni düşünürüm.
    63:7 Çünkü sen bana yardımcı oldun,
      Kanatlarının gölgesinde sevincimi dile getiririm.
    63:8 Canım sana sımsıkı sarılır,
      Sağ elin bana destek olur.

    63:9 Ama canımı almak isteyenler,
      Yerin derinliklerine inecek,
    63:10 Kılıcın ağzına atılacak,
      Çakallara yem olacak.
    63:11 Kralsa Tanrı'da sevinç bulacak.
      Tanrı'nın adıyla ant içenlerin hepsi övünecek,
      Yalancıların ağzıysa kapanacak.

64. Mezmur

 

64.Bölüm

64:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
    64:1 Ey Tanrı, kulak ver sesime yakındığım zaman,
      Hayatımı düşman korkusundan koru.
    64:2 Kötülerin gizli tasarılarından,
      O suçlu güruhun şamatasından esirge beni.
    64:3 Onlar dillerini kılıç gibi bilemiş,
      Acı sözlerini ok gibi hedefe yöneltmişler,
    64:4 Pusularından masum insanın üzerine atmak için.
      Ansızın vururlar, hiç çekinmeden.
    64:5 Birbirlerini kötülük yapmaya iter,
      Gizli tuzaklar tasarlarken,
      «Kim görecek?» derler.
    64:6 Haksızlık yapmayı düşünür,
      «Kusursuz bir plan yaptık!» derler.
      İnsanın içi ve yüreği derin bir sırdır, bilinmez.

    64:7 Ama Tanrı onlara ok atacak,
      Ansızın yaralanacaklar.
    64:8 Dilleri yüzünden yıkıma uğrayacaklar,
      Hallerini gören herkes alayla baş sallayacak.
    64:9 Bütün insanlar korkuya kapılacak,
      Tanrı'nın işini duyuracak,
      O'nun yaptıkları üzerinde düşünecekler.
    64:10 Doğru insan RAB'de sevinç bulacak,
      O'na sığınacak,
      Bütün temiz yürekliler O'nu övecek.

65. Mezmur

 

65.Bölüm

65:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru - İlahi
    65:1 Ey Tanrı, Siyon'da seni övgü bekliyor, 
      Yerine getirilecek sana adanan adaklar.
    65:2 Ey sen, duaları işiten,
      Bütün insanlar sana gelecek.
    65:3 Suçlarımızın altında ezildik,
      Ama sen isyanlarımızı bağışlarsın.
    65:4 Ne mutlu avlularında otursun diye
      Seçip kendine yaklaştırdığın kişiye!
      Evinin, kutsal tapınağının
      Nimetlerine doyacağız.

    65:5 Ey bizi kurtaran Tanrı,
      Müthiş işler yaparak
      Zaferle yanıtlarsın bizi.
      Sen yeryüzünün dört bucağında,
      Uzak denizlerdekilerin umudusun;
    65:6 Kudret kuşanan,
      Gücüyle dağları kuran,
    65:7 Denizlerin kükremesini,
      Dalgaların gümbürtüsünü,
      Halkların kargaşasını yatıştıran sensin.
    65:8 Dünyanın öbür ucunda yaşayanlar
      Korkuya kapılır senin belirtilerin karşısında.
      Doğudan batıya kadar insanlara
      Sevinç çığlıkları attırırsın.

    65:9 Toprağa bakar, çok verimli kılarsın,
      Onu zenginliğe boğarsın.
      Ey Tanrı, ırmakların suyla doludur,
      İnsanlara tahıl sağlarsın,
      Çünkü sen toprağı şöyle hazırlarsın:
    65:10 Sabanın açtığı yarıkları bolca sular,
      Sırtlarını düzlersin.
      Yağmurla toprağı yumuşatır,
      Ürünlerine bereket katarsın.
    65:11 İyiliklerinle yılı taçlandırırsın,
      Arabalarının geçtiği yollardan bolluk akar,
    65:12 Otlaklar yeşillenir,
      Tepeler sevince bürünür,
    65:13 Çayırlar sürülerle bezenir,
      Vadiler ekinle örtünür,
      Sevinçten haykırır, ezgi söylerler.

66. Mezmur

 

66.Bölüm

66:0 Müzik şefi için - İlahi - Mezmur
    66:1 Ey yeryüzündeki bütün insanlar,
      Tanrı'ya sevinç çığlıkları atın!
    66:2 Adının yüceliğine ilahiler söyleyin,
      O'na görkemli övgüler sunun!
    66:3 «Ne müthiş işlerin var!» deyin Tanrı'ya,
      «Öyle büyük gücün var ki,
      Düşmanların eğiliyor önünde.
    66:4 Bütün yeryüzü sana tapınıyor,
      İlahiler okuyor, adını ilahilerle övüyor.» Sela

    66:5 Gelin, bakın Tanrı'nın neler yaptığına!
      Ne müthiş işler yaptı insanlar arasında:
    66:6 Denizi karaya çevirdi,
      Atalarımız yaya geçtiler ırmaktan.
      Yaptığına sevindik orada.
    66:7 Kudretiyle sonsuza dek egemenlik sürer,
      Gözleri ulusları süzer;
      Başkaldıranlar gurura kapılmasın! Sela

    66:8 Ey halklar, Tanrımız'a şükredin,
      Övgülerini duyurun.
    66:9 Hayatımızı koruyan,
      Ayaklarımızın kaymasına izin vermeyen O'dur.

    66:10 Sen bizi sınadın, ey Tanrı,
      Gümüş arıtır gibi arıttın.
    66:11 Ağa düşürdün bizi,
      Sırtımıza ağır yük vurdun.
    66:12 İnsanları başımıza çıkardın,
      Ateşten, sudan geçtik.
      Ama sonra bizi bolluğa kavuşturdun.

    66:13 Yakmalık sunularla evine gireceğim,
      Adaklarımı yerine getireceğim,
    66:14 Sıkıntı içindeyken dudaklarımdan dökülen,
      Ağzımdan çıkan adakları.
    66:15 Yakılan koçların dumanıyla semiz hayvanlardan
      Sana yakmalık sunular sunacağım,
      Tekeler, sığırlar kurban edeceğim. Sela

    66:16 Gelin, dinleyin, ey sizler, Tanrı'dan korkanlar,
      Benim için neler yaptığını size anlatayım.
    66:17 Ağzımla O'na yakardım,
      Övgüsü dilimden düşmedi.
    66:18 Yüreğimde kötülüğe yer verseydim,
      Rab beni dinlemezdi.
    66:19 Oysa Tanrı dinledi beni,
      Kulak verdi duamın sesine.
    66:20 Övgüler olsun Tanrı'ya,
      Çünkü duamı geri çevirmedi,
      Sevgisini benden esirgemedi.

67. Mezmur

 

67.Bölüm

67:0 Müzik şefi için - Telli sazlarla - Mezmur - İlahi
    67:1 Tanrı bize lütfetsin, bolluk versin,
      Yüzünün ışığı üzerimize parlasın. Sela
    67:2 Öyle ki, yeryüzünde yolun,
      Bütün uluslar arasında kurtarıcı gücün bilinsin.

    67:3 Halklar sana şükretsin, ey Tanrı,
      Bütün halklar sana şükretsin!

    67:4 Uluslar sevinsin, sevinçten çığlık atsın,
      Çünkü sen halkları adaletle yargılarsın,
      Yeryüzündeki uluslara yol gösterirsin. Sela

    67:5 Halklar sana şükretsin, ey Tanrı,
      Bütün halklar sana şükretsin!

    67:6 Toprak ürününü verdi,
      Tanrı, Tanrımız, bizi bolluğa kavuştursun.
    67:7 Tanrı bize bolluk versin,
      Dünyanın dört bucağındakiler O'ndan korksun!

68. Mezmur

 

68.Bölüm

68:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru - İlahi
    68:1 Kalksın Tanrı, dağılsın düşmanları,
      Kaçsın önünden O'ndan nefret edenler!
    68:2 Dağıtsın onları dağılan duman gibi;
      Ateşin karşısında eriyen balmumu gibi
      Yok olsun kötüler Tanrı'nın önünde!
    68:3 Ancak doğrular sevinsin,
      Bayram etsinler Tanrı'nın önünde,
      Neşeyle coşsunlar.

    68:4 Tanrı'ya ezgiler söyleyin, adını ilahilerle övün,
      Çölleri geçecek biniciye yol hazırlayın; 
      O'nun adı RAB'dir, bayram edin önünde!
    68:5 Kutsal konutundaki Tanrı,
      Öksüzlerin babası, dul kadınların savunucusudur.
    68:6 Tanrı kimsesizlere ev verir,
      Tutsakları özgürlüğe ve gönence kavuşturur,
      Ama başkaldıranlar kurak yerde oturur.

    68:7 Ey Tanrı, sen halkına öncülük ettiğinde,
      Çölde yürüdüğünde, Sela
    68:8 Yer sarsıldı,
      Göklerden yağmur boşandı Tanrı'nın önünde,
      Sina Dağı sarsıldı
      Tanrı'nın, İsrail'in Tanrısı'nın önünde.
    68:9 Bol yağmurlar yağdırdın, ey Tanrı,
      Canlandırdın yorgun düşen yurdunu.
    68:10 Halkın oraya yerleşti,
      İyiliğinle mazlumların geçimini sağladın, ey Tanrı.

    68:11 Rab buyruk verdi,
      Büyük bir kadın topluluğu duyurdu müjdeyi:
    68:12 «Kaçıyor, kaçıyor orduların kralları!
      Evi bekleyen kadınlar ganimeti paylaşıyor.
    68:13 Ağılların arasında uyurken,
      Kanatları gümüş, tüyleri pırıl pırıl altınla kaplı
      Bir güvercine benzersiniz.»
    68:14 Her Şeye Gücü Yeten, kralları dağıtırken,
      Sanki Salmon Dağı'na kar yağıyordu.

    68:15 Ey Başan Dağı, Tanrı Dağı!
      Ey Başan Dağı, dorukları ulu dağ!
    68:16 Ey ulu dağlar, niçin yan gözle bakıyorsunuz
      Tanrı'nın yerleşmek için seçtiği dağa?
      Evet, RAB orada sonsuza dek oturacaktır.

    68:17 Tanrı'nın savaş arabaları sayısızdır,
      Rab kutsallık içinde Sina'dan geldi.
    68:18 Sen yükseğe çıktın, tutsakları peşine taktın,
      İnsanlardan, başkaldıranlardan bile armağanlar aldın,
      Oraya yerleşmek için, ya RAB Tanrı.

    68:19 Her gün yükümüzü taşıyan Rab'be,
      Bizi kurtaran Tanrı'ya övgüler olsun. Sela
    68:20 Tanrımız kurtarıcı bir Tanrı'dır,
      Ölümden kurtarış yalnız Egemen RAB'be özgüdür.

    68:21 Kuşkusuz Tanrı düşmanlarının başını,
      Suçlu yaşayanların kıllı kafasını ezer.
    68:22 Rab, «Onları Başan'dan,
      Denizin derinliklerinden geri getireceğim» der,
    68:23 «Öyle ki, ayaklarını düşmanlarının kanına batırasın,
      Köpeklerinin dili de onlardan payını alsın.»

    68:24 Ey Tanrı, senin zafer alayını,
      Tanrım'ın, Kralım'ın kutsal yere törenle gelişini gördüler:
    68:25 Başta okuyucular, arkada çalgıcılar,
      Ortada tef çalan genç kızlar.
    68:26 «Ey sizler, İsrail soyundan gelenler,
      Toplantılarınızda Tanrı'ya, RAB'be övgüler sunun!»
    68:27 Önde en küçük oymak Benyamin,
      Kalabalık halinde Yahuda önderleri,
      Zevulun ve Naftali önderleri oradalar!

    68:28 68:29 Ey Tanrı, Yeruşalim'deki tapınağından göster gücünü,
      Bizim için kullandığın gücünü, ey Tanrı.
      Krallar sana armağanlar sunacak.
    68:30 Azarla kamışlar arasında yaşayan hayvanı,
      Halkların buzağılarıyla boğalar sürüsünü, 
      Çiğne ayaklarınla gümüşe gönül verenleri,
      Dağıt savaştan zevk alan halkları!
    68:31 Mısır'dan elçiler gelecek,
      Kûşlular ellerini Tanrı'ya doğru kaldırıverecek.

    68:32 Ey yeryüzünün krallıkları, Tanrı'ya ezgiler söyleyin,
      İlahilerle övün Rab'bi, Sela
    68:33 Göklere, kadim göklere binmiş olanı.
      İşte sesiyle, güçlü sesiyle gürlüyor!
    68:34 Tanrı'nın gücünü tanıyın;
      O'nun yüceliği İsrail'in üzerinde,
      Gücü göklerdedir.
    68:35 Ne heybetlisin, ey Tanrı, tapınağında!
      İsrail'in Tanrısı'na,
      Halkına güç, kudret veren Tanrı'ya övgüler olsun!

69. Mezmur

 

69.Bölüm

69:0 Müzik şefi için - «Zambaklar» makamında - Davut'un mezmuru
    69:1 Kurtar beni, ey Tanrı,
      Sular boyuma ulaştı.
    69:2 Dipsiz batağa gömülüyorum,
      Basacak yer yok.
      Derin sulara battım,
      Sellere kapıldım.
    69:3 Tükendim feryat etmekten,
      Boğazım kurudu;
      Gözlerimin feri sönüyor
      Tanrım'ı beklemekten.

    69:4 Yok yere benden nefret edenler
      Saçlarımdan daha çok.
      Kalabalıktır canıma kasteden haksız düşmanlarım.
      Çalmadığım malı nasıl geri verebilirim?
    69:5 Akılsızlığımı biliyorsun, ey Tanrı,
      Suçlarım senden gizli değil.

    69:6 Ya Rab, Her Şeye Egemen RAB,
      Utanmasın sana umut bağlayanlar benim yüzümden!
      Ey İsrail'in Tanrısı,
      Benim yüzümden sana yönelenler rezil olmasın!
    69:7 Senin uğruna hakarete katlandım,
      Utanç kapladı yüzümü.
    69:8 Kardeşlerime yabancı,
      Annemin öz oğullarına uzak kaldım.
    69:9 Çünkü evin için gösterdiğim gayret beni yiyip bitirdi,
      Sana edilen hakaretlere ben uğradım.
    69:10 Oruç tutup ağlayınca,
      Yine hakarete uğradım.
    69:11 Çula büründüğüm zaman
      Alay konusu oldum.
    69:12 Kent kapısında oturanlar beni çekiştiriyor,
      Sarhoşların türküsü oldum.

    69:13 Ama benim duam sanadır, ya RAB.
      Ey Tanrı, sevginin bolluğuyla,
      Güvenilir kurtarışınla uygun gördüğünde
      Yanıtla beni.
    69:14 Beni çamurdan kurtar,
      İzin verme batmama;
      Benden nefret edenlerden,
      Derin sulardan kurtulayım.
    69:15 Seller beni sürüklemesin,
      Engin beni yutmasın,
      Ölüm çukuru ağzını üstüme kapamasın.
    69:16 Yanıt ver bana, ya RAB,
      Çünkü sevgin iyidir.
      Yüzünü çevir bana büyük merhametinle!
    69:17 Kulundan yüzünü gizleme,
      Çünkü sıkıntıdayım, hemen yanıtla beni!
    69:18 Yaklaş bana, kurtar canımı,
      Al başımdan düşmanlarımı.

    69:19 Bana nasıl hakaret edildiğini,
      Utandığımı, rezil olduğumu biliyorsun;
      Düşmanlarımın hepsi senin önünde.
    69:20 Hakaret kalbimi kırdı, dertliyim,
      Acılarımı paylaşacak birini bekledim, çıkmadı,
      Avutacak birini aradım, bulamadım.
    69:21 Yiyeceğime zehir kattılar,
      Sirke içirdiler susadığımda.

    69:22 Önlerindeki sofra tuzak olsun onlara,
      Yandaşları için kapan olsun!
    69:23 Gözleri kararsın, göremesinler!
      Bellerini hep bükük tut!
    69:24 Gazabını yağdır üzerlerine,
      Öfkenin ateşi yapışsın yakalarına!
    69:25 Issız kalsın konakları,
      Çadırlarında oturan olmasın!
    69:26 Çünkü senin vurduğun insanlara zulmediyor,
      Yaraladığın insanların acısını konuşuyorlar.
    69:27 Ceza yağdır başlarına,
      Senin tarafından aklanmasınlar!
    69:28 Yaşam kitabından silinsin adları,
      Doğrularla yan yana yazılmasınlar!

    69:29 Bense ezilmiş ve kederliyim,
      Senin kurtarışın, ey Tanrı, bana bir kale olsun!
    69:30 Tanrı'nın adını ezgilerle öveceğim,
      Şükranlarımla O'nu yücelteceğim.
    69:31 RAB'bi bir öküzden,
      Boynuzlu, tırnaklı bir boğadan
      Daha çok hoşnut eder bu.
    69:32 Mazlumlar bunu görünce sevinsin,
      Ey Tanrı'ya yönelen sizler, yüreğiniz canlansın.
    69:33 Çünkü RAB yoksulları işitir,
      Kendi tutsak halkını hor görmez.

    69:34 O'na övgüler sunun, ey yer, gök,
      Denizler ve onlardaki bütün canlılar!
    69:35 Çünkü Tanrı Siyon'u kurtaracak,
      Yahuda kentlerini onaracak;
      Halk oraya yerleşip sahibi olacak.
    69:36 Kullarının çocukları orayı miras alacak,
      O'nun adını sevenler orada oturacak.

70. Mezmur

 

70.Bölüm

70:0 Müzik şefi için - Anma sunusu için - Davut'un mezmuru
    70:1 Ey Tanrı, kurtar beni!
      Yardımıma koş, ya RAB!
    70:2 Utansın canımı almaya çalışanlar,
      Yüzleri kızarsın!
      Geri dönsün zararımı isteyenler,
      Rezil olsunlar!
    70:3 Bana, «Oh! Oh!» çekenler
      Geri çekilsin utançlarından!

    70:4 Sende neşe ve sevinç bulsun
      Bütün sana yönelenler!
      «Tanrı yücedir!» desin hep
      Senin kurtarışını özleyenler!

    70:5 Bense, mazlum ve yoksulum,
      Ey Tanrı, yardımıma koş!
      Yardımcım ve kurtarıcım sensin,
      Geç kalma, ya RAB!

71. Mezmur

 

71.Bölüm

71:0
    71:1 Ya RAB, sana sığınıyorum,
      Utandırma beni hiçbir zaman!
    71:2 Adaletinle kurtar beni, tehlikeden uzaklaştır,
      Kulak ver bana, kurtar beni!
    71:3 Sığınacak kayam ol,
      Her zaman başvurabileceğim;
      Buyruk ver, kurtulayım,
      Çünkü kayam ve kalem sensin.

    71:4 Ey Tanrım, kurtar beni
      Kötünün elinden, haksızın, gaddarın pençesinden!
    71:5 Çünkü umudum sensin, ey Egemen RAB,
      Gençliğimden beri dayanağım sensin.
    71:6 Doğduğum günden beri sana güveniyorum,
      Beni ana rahminden çıkaran sensin.
      Övgülerim hep sanadır.

    71:7 Birçokları için iyi bir örnek oldum,
      Çünkü sen güçlü sığınağımsın.
    71:8 Ağzımdan sana övgü eksilmez,
      Gün boyu yüceliğini anarım.
    71:9 Yaşlandığımda beni reddetme,
      Gücüm tükendiğinde beni terk etme!
    71:10 Çünkü düşmanlarım benden söz ediyor,
      Beni öldürmek isteyenler birbirine danışıyor,
    71:11 «Tanrı onu terk etti» diyorlar,
      «Kovalayıp yakalayın,
      Kurtaracak kimsesi yok!»

    71:12 Ey Tanrı, benden uzak durma,
      Tanrım, yardımıma koş!
    71:13 Utansın, yok olsun beni suçlayanlar,
      Utanca, rezalete bürünsün kötülüğümü isteyenler.
    71:14 Ama ben her zaman umutluyum,
      Sana övgü üstüne övgü dizeceğim.
    71:15 Gün boyu senin zaferini,
      Kurtarışını anlatacağım,
      Ölçüsünü bilmesem de.
    71:16 Ey Egemen RAB, gelip yiğitliklerini,
      Senin, yalnız senin zaferini duyuracağım.

    71:17 Ey Tanrı, çocukluğumdan beri beni sen yetiştirdin,
      Senin harikalarını hâlâ anlatıyorum.
    71:18 Yaşlanıp saçlarıma ak düşse bile
      Terk etme beni, ey Tanrı,
      Gücünü gelecek kuşağa,
      Kudretini sonrakilere anlatana dek.

    71:19 Ey Tanrı, doğruluğun göklere erişiyor,
      Büyük işler yaptın,
      Senin gibisi var mı, ey Tanrı?
    71:20 Sen ki, bana birçok kötü sıkıntı gösterdin,
      Bana yeniden yaşam verecek,
      Beni toprağın derinliklerinden çıkaracaksın.
    71:21 Saygınlığımı artıracak,
      Yine beni avutacaksın.

    71:22 Ben de seni,
      Senin sadakatini çenkle öveceğim, ey Tanrım,
      Lir çalarak seni ilahilerle öveceğim,
      Ey İsrail'in Kutsalı!
    71:23 Seni ilahilerle överken,
      Dudaklarımla, varlığımla sevincimi dile getireceğim,
      Çünkü sen beni kurtardın.
    71:24 Dilim gün boyu senin zaferinden söz edecek,
      Çünkü kötülüğümü isteyenler
      Utanıp rezil oldu.

72. Mezmur

 

72.Bölüm

72:0 Süleyman'ın mezmuru
    72:1 Ey Tanrı, adaletini krala,
      Doğruluğunu kral oğluna armağan et.
    72:2 Senin halkını doğrulukla,
      Mazlum kullarını adilce yargılasın!
    72:3 Dağlar, tepeler,
      Halka adilce gönenç getirsin!
    72:4 Mazlumlara hakkını versin,
      Yoksulların çocuklarını kurtarsın,
      Zalimleriyse ezsin!
    72:5 Güneş ve ay durdukça,
      Kral kuşaklar boyunca yaşasın; 
    72:6 Yeni biçilmiş çayıra düşen yağmur gibi,
      Toprağı sulayan bereketli yağmurlar gibi olsun!
    72:7 Onun günlerinde doğruluk serpilip gelişsin,
      Ay ışıdığı sürece esenlik artsın!

    72:8 Egemenlik sürsün denizden denize,
      Fırat'tan yeryüzünün ucuna dek!
    72:9 Çöl kabileleri diz çöksün önünde,
      Düşmanları toz yalasın.
    72:10 Tarşiş'in ve kıyı ülkelerinin kralları
      Ona haraç getirsin,
      Saba ve Seva kralları armağanlar sunsun!
    72:11 Bütün krallar önünde yere kapansın,
      Bütün uluslar ona kulluk etsin!

    72:12 Çünkü yardım isteyen yoksulu,
      Dayanağı olmayan düşkünü o kurtarır.
    72:13 Yoksula, düşküne acır,
      Düşkünlerin canını kurtarır.
    72:14 Baskıdan, zorbalıktan özgür kılar onları,
      Çünkü onun gözünde onların kanı değerlidir.

    72:15 Yaşasın kral!
      Ona Saba altını versinler;
      Durmadan dua etsinler onun için,
      Gün boyu onu övsünler!
    72:16 Ülkede bol buğday olsun,
      Dağ başlarında dalgalansın!
      Başakları Lübnan gibi verimli olsun,
      Kent halkı ot gibi serpilip çoğalsın!
    72:17 Kralın adı sonsuza dek yaşasın,
      Güneş durdukça adı var olsun,
      Onun aracılığıyla insanlar kutsansın,
      Bütün uluslar «Ne mutlu ona» desin!

    72:18 RAB Tanrı'ya, İsrail'in Tanrısı'na övgüler olsun,
      Harikalar yaratan yalnız O'dur.
    72:19 Yüce adına sonsuza dek övgüler olsun,
      Bütün yeryüzü O'nun yüceliğiyle dolsun!
      Amin! Amin!

    72:20 İşay oğlu Davut'un duaları burada bitiyor.

3.KİTAP


73. Mezmur

 

73.Bölüm

73:0 Asaf'ın mezmuru
    73:1 Tanrı gerçekten İsrail'e,
      Yüreği temiz olanlara karşı iyidir.
    73:2 Ama benim ayaklarım neredeyse tökezlemiş,
      Adımlarım az kalsın kaymıştı.
    73:3 Çünkü kötülerin gönencini gördükçe,
      Küstahları kıskanıyordum.

    73:4 Onlar acı nedir bilmezler,
      Bedenleri sağlıklı ve semizdir. 
    73:5 Başkalarının derdini bilmez,
      Onlar gibi çile çekmezler.
    73:6 Bu yüzden gurur onların gerdanlığı,
      Zorbalık onları örten bir giysi gibidir.
    73:7 Şişmanlıktan gözleri dışarı fırlar,
      İçleri kötülük kazanı gibi kaynar.
    73:8 İnsanlarla eğlenir, kötü niyetle konuşur,
      Tepeden bakar, baskıyla tehdit ederler.
    73:9 Göklere karşı ağızlarını açarlar,
      Boş sözleri yeryüzünü dolaşır.
    73:10 Bu yüzden halk onlardan yana döner,
      Sözlerini ağzı açık dinler.
    73:11 Derler ki, «Tanrı nasıl bilir?
      Bilgisi var mı Yüceler Yücesi'nin?»
    73:12 İşte böyledir kötüler,
      Hep tasasız, sürekli varlıklarını artırırlar.

    73:13 Anlaşılan boş yere yüreğimi temiz tutmuşum,
      Ellerimi yıkamışım suçsuzum diye.
    73:14 Gün boyu içim içimi yiyor,
      Her sabah azap çekiyorum.

    73:15 «Ben de onlar gibi konuşayım» deseydim,
      Senin çocuklarına ihanet etmiş olurdum.
    73:16 Bunu anlamak için düşündüğümde,
      Zor geldi bana,
    73:17 Tanrı'nın Tapınağı'na girene dek;
      O zaman anladım sonlarının ne olacağını.
    73:18 Gerçekten onları kaygan yere koyuyor,
      Yıkıma sürüklüyorsun.
    73:19 Nasıl da bir anda yok oluyor,
      Siliniveriyorlar dehşet içinde!
    73:20 Uyanan birisi için rüya nasılsa,
      Sen de uyanınca, ya Rab,
      Hor göreceksin onların görüntüsünü.

    73:21 Kalbim kırıldığında,
      İçim acı dolduğunda,
    73:22 Akılsız ve bilgisizdim,
      Karşında bir hayvan gibi.
    73:23 Yine de sürekli seninleyim,
      Sağ elimden tutarsın beni.
    73:24 Öğütlerinle yol gösterir,
      Beni sonunda yüceliğe eriştirirsin.
    73:25 Senden başka kimim var göklerde?
      İstemem senden başkasını yeryüzünde.
    73:26 Bedenim ve yüreğim tükenebilir,
      Ama Tanrı yüreğimde güç,
      Bana düşen paydır sonsuza dek.

    73:27 Kuşkusuz yok olacak senden uzak duranlar,
      Ortadan kaldıracaksın sana vefasızlık edenleri.
    73:28 Ama benim için en iyisi Tanrı'ya yakın olmaktır;
      Bütün işlerini duyurayım diye
      Sığınak yaptım Egemen RAB'bi kendime.

74. Mezmur

 

74.Bölüm

74:0 Asaf'ın Maskili
    74:1 Ey Tanrı, neden bizi sonsuza dek reddettin?
      Niçin otlağının koyunlarına karşı öfken tütmekte?
    74:2 Anımsa geçmişte sahiplendiğin topluluğu,
      Kendi halkın olsun diye kurtardığın oymağı
      Ve üzerine konut kurduğun Siyon Dağı'nı.
    74:3 Yönelt adımlarını şu onarılmaz yıkıntılara doğru,
      Düşman kutsal yerdeki her şeyi yıktı.

    74:4 Düşmanların bizimle buluştuğun yerde kükredi,
      Zafer simgesi olarak kendi bayraklarını dikti.
    74:5 Gür bir ormana
      Baltayla dalar gibiydiler.
    74:6 Baltayla, balyozla kırdılar,
      Bütün oymaları.
    74:7 Ateşe verdiler tapınağını,
      Yerle bir edip kutsallığını bozdular
      Adının yaşadığı konutun.
    74:8 İçlerinden, «Hepsini ezelim!» dediler.
      Ülkede Tanrı'yla buluşma yerlerinin tümünü yaktılar.

    74:9 Artık kutsal simgelerimizi görmüyoruz,
      Peygamberler de yok oldu,
      İçimizden kimse bilmiyor ne zamana dek...
    74:10 Ey Tanrı, ne zamana dek düşman sana sövecek,
      Hasmın senin adını hor görecek?
    74:11 Niçin geri çekiyorsun elini?
      Çıkar sağ elini bağrından, yok et onları!

    74:12 Ama geçmişten bu yana kralım sensin, ey Tanrı,
      Yeryüzünde kurtuluş sağladın.
    74:13 Gücünle denizi yardın,
      Canavarların kafasını sularda parçaladın.
    74:14 Livyatan'ın başlarını ezdin,
      Çölde yaşayanlara onu yem ettin.
    74:15 Kaynaklar, dereler fışkırttın,
      Sürekli akan ırmakları kuruttun.
    74:16 Gün senindir, gece de senin,
      Ay  ve güneşi sen yerleştirdin,
    74:17 Yeryüzünün bütün sınırlarını sen saptadın,
      Yazı da kışı da yaratan sensin.

    74:18 Anımsa, ya RAB, düşmanın sana nasıl sövdüğünü,
      Akılsız bir halkın, adını nasıl hor gördüğünü.
    74:19 Canavara teslim etme kumrunun canını,
      Asla unutma düşkün kullarının yaşamını.

    74:20 Yaptığın antlaşmayı gözönüne al,
      Çünkü ülkenin her karanlık köşesi
      Zorbaların inleriyle dolmuş.
    74:21 Düşkünler boynu bükük geri çevrilmesin,
      Mazlumlar, yoksullar adına övgüler dizsin.

    74:22 Kalk, ey Tanrı, davanı savun!
      Anımsa akılsızların gün boyu sana nasıl sövdüğünü!
    74:23 Unutma hasımlarının yaygarasını,
      Sana başkaldıranların durmadan yükselen patırtısını!

75. Mezmur

 

75.Bölüm

75:0 Müzik şefi için - «Yok Etme» makamında - Asaf'ın mezmuru - İlahi
    75:1 Sana şükrederiz, ey Tanrı,
      Şükrederiz, çünkü sen yakınsın, 
      Harikaların bunu gösterir.

    75:2 «Belirlediğim zaman gelince,
      Doğrulukla yargılayacağım» diyor Tanrı,
    75:3 «Yeryüzü altüst olunca üzerindekilerle,
      Ben pekiştireceğim onun direklerini. Sela
    75:4 Övünenlere, `Övünmeyin artık!' dedim;
      Kötülere, `Kaldırmayın başınızı! 
    75:5 Kaldırmayın başınızı! 
      Tepeden konuşmayın!'»

    75:6 Çünkü ne doğudan, ne batıdan,
      Ne de çöldeki dağlardan doğar yargı.
    75:7 Yargıç ancak Tanrı'dır,
      Birini alçaltır, birini yükseltir.
    75:8 RAB elinde dolu bir kâse tutuyor,
      Köpüklü, baharat karıştırılmış şarap döküyor;
      Yeryüzünün bütün kötüleri
      Tortusuna dek yalayıp onu içiyor.

    75:9 Bense sürekli duyuracağım bunu,
      Yakup'un Tanrısı'nı ilahilerle öveceğim:
    75:10 «Kıracağım kötülerin bütün gücünü,
      Doğruların gücüyse yükseltilecek.»

76. Mezmur

 

76.Bölüm

76:0 Müzik şefi için - Telli sazlarla - Asaf'ın mezmuru - İlahi
    76:1 Yahuda'da Tanrı bilinir,
      İsrail'de adı uludur;
    76:2 Konutu Şalem'dedir, 
      Yaşadığı yer Siyon'da.
    76:3 Orada kırdı alevli okları,
      Kalkanı, kılıcı, savaş silahlarını. Sela

    76:4 Işıl ışıl parıldıyorsun,
      Avı bol dağlardan daha görkemli.
    76:5 Yağmaya uğradı yiğitler,
      Uykularına daldılar,
      En güçlüleri bile elini kıpırdatamaz oldu.
    76:6 Ey Yakup'un Tanrısı, sen kükreyince,
      Atlarla atlılar son uykularına daldılar.

    76:7 Yalnız sensin korkulması gereken,
      Öfkelenince kim durabilir karşında?
    76:8 Yargını göklerden açıkladın,
      Yeryüzü korkup sessizliğe büründü,
    76:9 Ey Tanrı, sen yargılamaya,
      Ülkedeki mazlumları kurtarmaya kalkınca. Sela

    76:10 İnsanların gazabı bile sana övgüler doğuruyor,
      Gazabından kurtulanları çevrene topluyorsun.

    76:11 Adaklar adayın Tanrı'nız RAB'be,
      Yerine getirin adaklarınızı,
      Armağanlar sunun korkulması gereken Tanrı'ya,
      Bütün çevresindekiler.
    76:12 RAB önderlerin soluğunu keser,
      Korku salar yeryüzü krallarına.

77. Mezmur

 

77.Bölüm

77:0 Müzik Şefi Yedutun için - Asaf'ın mezmuru
    77:1 Yüksek sesle Tanrı'ya yakarıyorum,
      Haykırıyorum beni duysun diye.
    77:2 Sıkıntılı günümde Rab'be yönelir,
      Gece hiç durmadan ellerimi açarım,
      Gönlüm avunmaz bir türlü.
    77:3 Tanrı'yı anımsayınca inlerim,
      Düşündükçe içim daralır. Sela

    77:4 Açık tutuyorsun göz kapaklarımı,
      Sıkıntıdan konuşamıyorum.
    77:5 Geçmiş günleri,
      Yıllar öncesini düşünüyorum.
    77:6 Gece ilahilerimi anacağım,
      Kendi kendimle konuşacağım,
      İnceden inceye soracağım:
    77:7 «Rab sonsuza dek mi bizi reddedecek?
      Lütfunu bir daha göstermeyecek mi?
    77:8 Sevgisi sonsuza dek mi yok oldu?
      Sözü geçerli değil mi artık?
    77:9 Tanrı unuttu mu acımayı?
      Sevecenliğinin yerini öfke mi aldı?» Sela
    77:10 Sonra kendi kendime, «İşte benim derdim bu!» dedim,
      «Yüceler Yücesi gücünü göstermiyor artık.»

    77:11 RAB'bin işlerini anacağım,
      Evet, geçmişteki harikalarını anacağım.
    77:12 Yaptıkları üzerinde derin derin düşüneceğim,
      Bütün işlerinin üzerinde dikkatle duracağım.

    77:13 Ey Tanrı, yolun kutsaldır!
      Hangi ilah Tanrı kadar uludur?
    77:14 Harikalar yaratan Tanrı sensin,
      Halklar arasında gücünü gösterdin.
    77:15 Güçlü bileğinle kendi halkını,
      Yakup ve Yusuf oğullarını kurtardın. Sela

    77:16 Sular seni görünce, ey Tanrı,
      Sular seni görünce çalkalandı,
      Enginler titredi.
    77:17 Bulutlar suyunu boşalttı,
      Gökler gürledi,
      Her yanda okların uçuştu.
    77:18 Kasırgada gürleyişin duyuldu,
      Şimşekler dünyayı aydınlattı,
      Yer titreyip sarsıldı.
    77:19 Kendine denizde,
      Derin sularda yollar açtın,
      Ama ayak izlerin belli değildi.
    77:20 Musa ve Harun'un eliyle
      Halkını bir sürü gibi güttün.

78. Mezmur

 

78.Bölüm

78:0 Asaf'ın Maskili
    78:1 Dinle, ey halkım, öğrettiklerimi,
      Kulak ver ağzımdan çıkan sözlere.
    78:2 Özdeyişlerle söze başlayacağım,
      Eski sırları anlatacağım,
    78:3 Duyduğumuzu, bildiğimizi,
      Atalarımızın bize anlattığını.
    78:4 Torunlarından bunları gizlemeyeceğiz;
      RAB'bin övgüye değer işlerini,
      Gücünü, yaptığı harikaları
      Gelecek kuşağa duyuracağız.

    78:5 RAB Yakup soyuna koşullar bildirdi,
      İsrail'e yasa koydu.
      Bunları çocuklarına öğretsinler diye
      Atalarımıza buyruk verdi.
    78:6 Öyle ki, gelecek kuşak, yeni doğacak çocuklar bilsinler,
      Onlar da kendi çocuklarına anlatsınlar,
    78:7 Tanrı'ya güven duysunlar,
      Tanrı'nın yaptıklarını unutmasınlar,
      O'nun buyruklarını yerine getirsinler;
    78:8 Ataları gibi inatçı, başkaldırıcı,
      Yüreği kararsız,
      Tanrı'ya sadakatsiz bir kuşak olmasınlar.

    78:9 Oklarla, yaylarla kuşanmış Efrayimoğulları
      Savaş günü sırtlarını döndüler.
    78:10 Tanrı'nın antlaşmasına uymadılar,
      O'nun yasasına göre yaşamayı reddettiler.
    78:11 Unuttular O'nun işlerini,
      Kendilerine gösterdiği harikaları.
    78:12 Mısır'da, Soan  bölgesinde
      Tanrı harikalar yapmıştı atalarının önünde.
    78:13 Denizi yarıp geçirmişti onları,
      Bir duvar gibi ayakta tutmuştu suları.
    78:14 Gündüz bulutla,
      Gece ateş ışığıyla onlara yol göstermişti.
    78:15 Çölde kayaları yarmış,
      Sanki dipsiz kaynaklardan
      Onlara kana kana su içirmişti.
    78:16 Kayadan akarsular fışkırtmış,
      Suları ırmak gibi akıtmıştı.

    78:17 Ama onlar çölde Yüceler Yücesi'ne başkaldırarak
      Günah işlemeye devam ettiler.
    78:18 Canlarının çektiği yiyeceği isteyerek
      İçlerinde Tanrı'yı denediler.
    78:19 «Tanrı çölde sofra kurabilir mi?» diyerek,
      Tanrı'ya karşı konuştular.
    78:20 «Bak, kayaya vurunca sular fışkırdı,
      Dereler taştı.
      Peki, ekmek de verebilir mi,
      Et sağlayabilir mi halkına?»

    78:21 RAB bunu duyunca çok öfkelendi,
      Yakup'a ateş püskürdü,
      Öfkesi tırmandı İsrail'e karşı;
    78:22 Çünkü Tanrı'ya inanmıyorlardı,
      O'nun kurtarıcılığına güvenmiyorlardı.
    78:23 Yine de RAB buyruk verdi bulutlara,
      Kapaklarını açtı göklerin;
    78:24 Man yağdırdı onları beslemek için,
      Göksel tahıl verdi onlara.
    78:25 Meleklerin  ekmeğini yedi her biri,
      Doyasıya yiyecek gönderdi onlara.
    78:26 Doğu rüzgarını estirdi göklerde,
      Gücüyle güney rüzgarına yol gösterdi.
    78:27 Toz gibi et yağdırdı başlarına,
      Deniz kumu kadar kuş;
    78:28 Ordugahlarının ortasına,
      Konakladıkları yerin çevresine düşürdü.
    78:29 Yediler, tıka basa doydular,
      İsteklerini yerine getirdi Tanrı.
    78:30 Ancak onlar isteklerine doymadan,
      Daha ağızları doluyken,
    78:31 Tanrı'nın öfkesi parladı üzerlerine.
      En güçlülerini öldürdü,
      Yere serdi İsrail yiğitlerini.

    78:32 Yine de günah işlemeye devam ettiler,
      O'nun harikalarına inanmadılar.
    78:33 Bu yüzden Tanrı onların günlerini boşluk,
      Yıllarını dehşet içinde bitirdi.
    78:34 Tanrı onları öldürdükçe O'na yönelmeye,
      İstekle O'nu yeniden aramaya başlıyorlardı.
    78:35 Tanrı'nın kayaları olduğunu,
      Yüce Tanrı'nın kurtarıcıları olduğunu anımsıyorlardı.
    78:36 Oysa ağızlarıyla O'na yaltaklanıyor,
      Dilleriyle yalan söylüyorlardı.
    78:37 O'na yürekten bağlı değillerdi,
      Antlaşmasına sadık kalmadılar.
    78:38 Yine de Tanrı sevecendi,
      Suçlarını bağışlıyor, onları yok etmiyordu;
      Çok kez öfkesini tuttu,
      Bütün gazabını göstermedi.
    78:39 Onların yalnızca insan olduğunu anımsadı,
      Geçip giden, dönmeyen bir rüzgar gibi.
    78:40 Çölde kaç kez O'na başkaldırdılar,
      Issız yerlerde O'nu gücendirdiler!
    78:41 Defalarca denediler Tanrı'yı,
      İncittiler İsrail'in Kutsalı'nı.
    78:42 Anımsamadılar O'nun güçlü elini,
      Kendilerini düşmandan kurtardığı günü,
    78:43 Mısır'da gösterdiği belirtileri,
      Soan bölgesinde yaptığı şaşılası işleri.
    78:44 Mısır'ın kanallarını kana çevirdi,
      Sularını içemediler.
    78:45 Gönderdiği at sinekleri yedi halkı,
      Gönderdiği kurbağalar yok etti ülkeyi.
    78:46 Ekinlerini tırtıllara,
      Emeklerinin ürününü çekirgelere verdi.
    78:47 Asmalarını doluyla,
      Yabanıl incir ağaçlarını iri dolu taneleriyle yok etti.
    78:48 Büyükbaş hayvanlarını kırgına,
      Küçükbaş hayvanlarını yıldırıma teslim etti.
    78:49 Üzerlerine kızgın öfkesini,
      Gazap, hışım, bela
      Ve bir alay kötülük meleği gönderdi.
    78:50 Yol verdi öfkesine,
      Canlarını ölümden esirgemedi,
      Onları salgın hastalığın pençesine düşürdü.
    78:51 Mısır'da bütün ilk doğanları,
      Ham'ın çadırlarında bütün ilk çocukları vurdu.

    78:52 Kendi halkını davar gibi götürdü,
      Çölde onları bir sürü gibi güttü.
    78:53 Onlara güvenlik içinde yol gösterdi, korkmadılar;
      Düşmanlarınıysa deniz yuttu.
    78:54 Böylece onları kendi kutsal topraklarının sınırına,
      Sağ elinin kazandığı dağlık bölgeye getirdi.
    78:55 Önlerinden ulusları kovdu,
      Mülk olarak topraklarını
      İsrail oymakları arasında bölüştürdü.
      Halkını konutlarına yerleştirdi.

    78:56 Ama onlar yüce Tanrı'yı denediler,
      O'na başkaldırdılar,
      Koşullarına uymadılar.
    78:57 Döneklik edip ataları gibi ihanet ettiler,
      Güvenilmez bir yay gibi bozuk çıktılar.
    78:58 Puta taptıkları yerlerle O'nu kızdırdılar,
      Putlarıyla O'nu kıskandırdılar.
    78:59 Tanrı bunları duyunca çok öfkelendi,
      İsrail'i büsbütün reddetti.
    78:60 İnsanlar arasında kurduğu çadırı,
      Şilo'daki konutunu terk etti.
    78:61 Kudretini  tutsaklığa,
      Görkemini  düşman eline teslim etti.
    78:62 Halkını kılıç önüne sürdü,
      Öfkesini kendi halkından çıkardı.
    78:63 Gençlerini ateş yuttu,
      Kızlarına düğün türküsü söylenmez oldu.
    78:64 Kâhinleri kılıç altında öldü,
      Dul kadınları ağlayamadı.
    78:65 O zaman Rab uykudan uyanır gibi,
      Şarabın rehavetinden ayılan bir yiğit gibi oldu.
    78:66 Düşmanlarını püskürttü,
      Onları sonsuz utanca boğdu.

    78:67 Tanrı Yusuf soyunu reddetti,
      Efrayim oymağını seçmedi;
    78:68 Ancak Yahuda oymağını,
      Sevdiği Siyon Dağı'nı seçti.
    78:69 Tapınağını doruklar gibi,
      Sonsuzluk için kurduğu yeryüzü gibi yaptı.
    78:70 Kulu Davut'u seçti,
      Onu koyun ağılından aldı.
    78:71 Halkı Yakup'u, kendi halkı İsrail'i gütmek için,
      Onu yavru kuzuların ardından getirdi.
    78:72 Böylece Davut onlara dürüstçe çobanlık etti,
      Becerikli elleriyle onlara yol gösterdi.

79. Mezmur

 

79.Bölüm

79:0 Asaf'ın mezmuru
    79:1 Ey Tanrı, uluslar senin yurduna saldırdı,
      Kutsal tapınağını kirletti,
      Yeruşalim'i taş yığınına çevirdi.
    79:2 Kullarının ölülerini yem olarak yırtıcı kuşlara,
      Sadık kullarının etini yabanıl hayvanlara verdiler.
    79:3 Kanlarını su gibi akıttılar Yeruşalim'in çevresine,
      Onları gömecek kimse yok.
    79:4 Komşularımıza yüzkarası,
      Çevremizdekilere eğlence ve oyuncak olduk.

    79:5 Ne zamana dek, ya RAB?
      Sonsuza dek mi sürecek öfken,
      Alev gibi yanan kıskançlığın?
    79:6 Öfkeni seni tanımayan ulusların,
      Adını anmayan ülkelerin üzerine dök.
    79:7 Çünkü onlar Yakup soyunu yiyip bitirdiler,
      Yurdunu viraneye çevirdiler.

    79:8 Atalarımızın suçlarını artık önümüze sürme,
      Sevecenliğini hemen göster bize,
      Çünkü tükendikçe tükendik.
    79:9 Yardım et bize yüce adın uğruna, ey bizi kurtaran Tanrı,
      Kurtar bizi adın uğruna, bağışla günahlarımızı!
    79:10 Niçin uluslar, «Nerede onların Tanrısı?» diye konuşsun,
      Kullarının dökülen kanının öcünü alacağını bilsinler,
      Gözlerimizle bunu görelim!

    79:11 Tutsakların iniltisi senin katına erişsin,
      Koru büyük gücünle ölüme mahkûm olanları.
    79:12 Komşularımızın sana ettikleri hakareti
      Yedi kat iade et bağırlarına, ya Rab!
    79:13 Bizler, kendi halkın, otlağının koyunları
      Sonsuza dek şükredeceğiz sana,
      Kuşaklar boyunca övgülerini dilimizden düşürmeyeceğiz.

80. Mezmur

 

80.Bölüm

80:0 Müzik şefi için - «Zambaklar Antlaşması» makamında - Asaf'ın mezmuru
    80:1 Kulak ver, ey İsrail'in çobanı,
      Ey Yusuf'u bir sürü gibi güden,
      Keruvlar arasında taht kuran,
      Saç ışığını,
    80:2 Efrayim, Benyamin, Manaşşe önünde
      Uyandır gücünü,
      Gel, kurtar bizi!

    80:3 Bizi eski halimize kavuştur, ey Tanrı,
      Yüzünün ışığıyla aydınlat, kurtulalım!

    80:4 Ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı,
      Ne zamana dek halkının dualarına ateş püsküreceksin?
    80:5 Onlara ekmek yerine gözyaşı verdin,
      Ölçekler dolusu gözyaşı içirdin.
    80:6 Kavga nedeni ettin bizi komşularımıza,
      Düşmanlarımız alay ediyor bizimle.

    80:7 Bizi eski halimize kavuştur,
      Ey Her Şeye Egemen Tanrı,
      Yüzünün ışığıyla aydınlat, kurtulalım!

    80:8 Mısır'dan bir asma çubuğu getirdin,
      Ulusları kovup onu diktin.
    80:9 Onun için toprağı hazırladın,
      Kök saldı, bütün ülkeye yayıldı.
    80:10 Gölgesi dağları,
      Dalları koca sedir ağaçlarını kapladı.
    80:11 Sürgünleri Akdeniz'e,
      Filizleri Fırat'a dek uzandı.
    80:12 Niçin yıktın bağın duvarlarını?
      Yoldan geçen herkes üzümünü koparıyor,
    80:13 Orman domuzları onu yoluyor,
      Yabanıl hayvanlar onunla besleniyor.

    80:14 Ey Her Şeye Egemen Tanrı, ne olur, dön bize!
      Göklerden bak ve gör,
      İlgilen bu asmayla.
    80:15 İlgilen sağ elinin diktiği filizle,
      Kendine seçtiğin oğulla!
    80:16 Asman kesilmiş, yakılmış,
      Öfkeli bakışların yok etsin düşmanlarını!
    80:17 Elin, sağ kolun olan adamın üzerinde,
      Kendine seçtiğin insanın üzerinde olsun!
    80:18 O zaman senden asla ayrılmayacağız;
      Yaşam ver bize, adını analım!

    80:19 Ya RAB, ey Her Şeye Egemen Tanrı,
      Bizi eski halimize kavuştur,
      Yüzünün ışığıyla aydınlat, kurtulalım!

81. Mezmur

 

81.Bölüm

81:0 Müzik şefi için - Gittit üzerine - Asaf'ın mezmuru
    81:1 Sevincinizi dile getirin gücümüz olan Tanrı'ya,
      Sevinç çığlıkları atın Yakup'un Tanrısı'na!
    81:2 Çalgıya başlayın, tef çalın,
      Tatlı sesli lir ve çenk çınlatın.
    81:3 Yeni Ay'da, dolunayda,
      Boru çalın bayram günümüzde.
    81:4 Çünkü bu İsrail için bir kuraldır,
      Yakup'un Tanrısı'nın ilkesidir.
    81:5 Tanrı Mısır'a karşı yürüdüğünde,
      Yusuf soyuna koydu bu koşulu.

    Orada tanımadığım bir ses işittim:
    81:6 «Sırtındaki yükü kaldırdım,
      Ellerin küfeden kurtuldu» diyordu,
    81:7 «Sıkıntıya düşünce seslendin, seni kurtardım,
      Gök gürlemesinin ardından sana yanıt verdim,
      Meriva  sularında seni sınadım. Sela

    81:8 «Dinle, ey halkım, seni uyarıyorum;
      Ey İsrail, keşke beni dinlesen!
    81:9 Aranızda yabancı ilah olmasın,
      Başka bir ilaha tapmayın!
    81:10 Seni Mısır'dan çıkaran
      Tanrın RAB benim.
      Ağzını iyice aç, doldurayım!

    81:11 «Ama halkım sesimi dinlemedi,
      İsrail bana boyun eğmek istemedi.
    81:12 Ben de onları inatçı yürekleriyle baş başa bıraktım,
      Bildikleri gibi yaşasınlar diye.
    81:13 Keşke halkım beni dinleseydi,
      İsrail yollarımda yürüseydi!
    81:14 Düşmanlarını hemen yere serer,
      Hasımlarına el kaldırırdım!
    81:15 Benden nefret edenler bana boyun eğerdi,
      Bu böyle sonsuza dek sürerdi.
    81:16 Oysa sizleri en iyi buğdayla besler,
      Kayadan akan balla doyururdum.»

82. Mezmur

 

82.Bölüm

82:0 Asaf'ın mezmuru
    82:1 Tanrı yerini aldı tanrısal kurulda, 
      Yargısını açıklıyor ilahların ortasında:
    82:2 «Ne zamana dek haksız karar verecek,
      Kötüleri kayıracaksınız? Sela
    82:3 Zayıfın, öksüzün davasını savunun,
      Mazlumun, yoksulun hakkını arayın.
    82:4 Zayıfı, düşkünü kurtarın,
      Onları kötülerin elinden özgür kılın.»

    82:5 Bilmiyor, anlamıyorlar,
      Karanlıkta dolaşıyorlar.

    Yeryüzünün temelleri sarsılıyor.
    82:6 «`Siz ilahlarsınız' diyorum,
      `Yüceler Yücesi'nin oğullarısınız hepiniz!'
    82:7 Yine de insanlar gibi öleceksiniz,
      Sıradan bir önder gibi düşeceksiniz!»

    82:8 Kalk, ey Tanrı, yargıla yeryüzünü!
      Çünkü bütün uluslar senindir.

83. Mezmur

 

83.Bölüm

83:0 İlahi - Asaf'ın mezmuru
    83:1 Ey Tanrı, susma,
      Sessiz, hareketsiz kalma!
    83:2 Bak, düşmanların kargaşa çıkarıyor,
      Senden nefret edenler boy gösteriyor.
    83:3 Halkına karşı kurnazlık peşindeler,
      Koruduğun insanlara dolap çeviriyorlar.
    83:4 «Gelin, bu ulusun kökünü kazıyalım» diyorlar,
      «İsrail'in adı bir daha anılmasın!»
    83:5 Hepsi sözbirliği etmiş, düzen kuruyor,
      Sana karşı anlaşmaya vardı:
    83:6 Edomlular, İsmaililer,
      Moavlılar, Hacerliler,
    83:7 Geval, Ammon, Amalek,
      Filist ve Sur halkı.
    83:8 Asur da onlara katıldı,
      Lutoğulları'na güç verdiler. Sela

    83:9 Onlara Midyan'a,
      Kişon Vadisi'nde Sisera'ya ve Yavin'e yaptığını yap:
    83:10 Onlar Eyn-Dor'da yok oldular,
      Toprak için gübreye döndüler.
    83:11 Onların soylularına Orev ve Zeev'e yaptığını,
      Beylerine Zevah ve Salmunna'ya yaptığını yap.
    83:12 Onlar: «Gelin, sahiplenelim
      Tanrı'nın otlaklarını» demişlerdi.

    83:13 Ey Tanrım, savrulan toza,
      Rüzgarın sürüklediği saman çöpüne çevir onları!
    83:14 Orman yangını gibi,
      Dağları tutuşturan alev gibi,
    83:15 Fırtınanla kovala,
      Kasırganla dehşete düşür onları!
    83:16 Utançla kapla yüzlerini,
      Sana yönelsinler, ya RAB.
    83:17 Sonsuza dek utanç ve dehşet içinde kalsınlar,
      Rezil olup yok olsunlar.
    83:18 Senin adın RAB'dir,
      Anlasınlar yalnız senin yeryüzüne egemen en yüce Tanrı olduğunu.

84. Mezmur

 

84.Bölüm

84:0 Müzik şefi için - Gittit üzerine - Korahoğulları'nın mezmuru
    84:1 Ey Her Şeye Egemen RAB,
      Ne kadar severim konutunu!
    84:2 Canım senin avlularını özlüyor,
      İçim çekiyor,
      Yüreğim, bütün varlığım
      Sana, yaşayan Tanrı'ya sevinçle haykırıyor.
    84:3 Kuşlar bile bir yuva,
      Kırlangıç, yavrularını koyacak bir yer buldu
      Senin sunaklarının yanında,
      Ey Her Şeye Egemen RAB, Kralım ve Tanrım!
    84:4 Ne mutlu senin evinde oturanlara,
      Seni sürekli överler! Sela

    84:5 Ne mutlu gücünü senden alan insana!
      Aklı hep Siyon'u ziyaret etmekte.
    84:6 Baka Vadisi'nden geçerken,
      Pınar başına çevirirler orayı,
      İlk yağmurlar orayı berekete boğar.
    84:7 Gittikçe güçlenir,
      Siyon'da Tanrı'nın huzuruna çıkarlar.

    84:8 Ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı, duamı dinle,
      Kulak ver, ey Yakup'un Tanrısı! Sela
    84:9 Ey Tanrı, kalkanımıza bak,
      Meshettiğin krala lütfet!

    84:10 Senin avlularında bir gün,
      Başka yerdeki bin günden iyidir;
      Kötülerin çadırında yaşamaktansa,
      Tanrım'ın evinin eşiğinde durmayı yeğlerim.
    84:11 Çünkü RAB Tanrı bir güneş, bir kalkandır.
      Lütuf ve yücelik sağlar;
      Dürüstçe yaşayanlardan hiçbir iyiliği esirgemez.
    84:12 Ey Her Şeye Egemen RAB,
      Ne mutlu sana güvenen insana!

85. Mezmur

 

85.Bölüm

85:0 Müzik şefi için - Korahoğulları'nın mezmuru
    85:1 Ya RAB, ülkenden hoşnut kaldın,
      Yakup soyunu eski gönencine kavuşturdun.
    85:2 Halkının suçlarını bağışladın,
      Bütün günahlarını yok saydın. Sela
    85:3 Bütün gazabını bir yana koydun,
      Kızgın öfkenden vazgeçtin.

    85:4 Ey bizi kurtaran Tanrı, bizi eski halimize getir,
      Bize karşı öfkeni dindir!
    85:5 Sonsuza dek mi öfkeleneceksin bize?
      Kuşaktan kuşağa mı sürdüreceksin öfkeni?
    85:6 Halkın sende sevinç bulsun diye
      Bize yeniden yaşam vermeyecek misin?
    85:7 Ya RAB, sevgini göster bize,
      Kurtarışını bağışla!

    85:8 Kulak vereceğim RAB Tanrı'nın ne diyeceğine;
      Halkına, sadık kullarına esenlik sözü verecek,
      Yeter ki, bir daha akılsızlık etmesinler.
    85:9 Evet, O kendisinden korkanları kurtarmak üzeredir,
      Görkemi ülkemizde yaşasın diye.

    85:10 Sevgiyle sadakat buluşacak,
      Doğrulukla esenlik öpüşecek.
    85:11 Sadakat yerden bitecek,
      Doğruluk gökten bakacak.
    85:12 Ve RAB iyi olan neyse, onu verecek,
      Toprağımızdan ürün fışkıracak.
    85:13 Doğruluk önüsıra yürüyecek,
      Adımları için yol yapacak.

86. Mezmur

 

86.Bölüm

86:0 Davut'un duası
    86:1 Kulak ver, ya RAB, yanıtla beni,
      Çünkü mazlum ve yoksulum.
    86:2 Koru canımı, çünkü senin sadık kulunum.
      Ey Tanrım, kurtar sana güvenen kulunu!
    86:3 Acı bana, ya Rab,
      Çünkü gün boyu sana yakarıyorum.
    86:4 Sevindir kulunu, ya Rab,
      Çünkü dualarımı sana yükseltiyorum.
    86:5 Sen iyi ve bağışlayıcısın, ya Rab,
      Sana yakaran herkese bol sevgi gösterirsin.
    86:6 Kulak ver duama, ya RAB,
      Yalvarışlarımı dikkate al!
    86:7 Sıkıntılı günümde sana yakarırım,
      Çünkü yanıtlarsın beni.

    86:8 İlahlar arasında senin gibisi yok, ya Rab,
      Eşsizdir işlerin.
    86:9 Yarattığın bütün uluslar gelip
      Sana tapınacaklar, ya Rab,
      Adını yüceltecekler.
    86:10 Çünkü sen ulusun, harikalar yaratırsın,
      Tek Tanrı sensin.
    86:11 Ya RAB, yolunu bana öğret,
      Senin gerçeğine göre yürüyeyim,
      Kararlı kıl beni, yalnız senin adından korkayım.
    86:12 Ya Rab Tanrım, bütün yüreğimle sana şükredeceğim,
      Adını sonsuza dek yücelteceğim.
    86:13 Çünkü bana sevgin büyüktür,
      Canımı ölüler diyarının derinliklerinden sen kurtardın.

    86:14 Ey Tanrı, küstahlar bana saldırıyor,
      Zorbalar sürüsü, sana aldırmayanlar
      Canımı almak istiyor,
    86:15 Oysa sen, ya Rab,
      Sevecen, lütfeden, tez öfkelenmeyen,
      Sevgisi ve sadakati bol bir Tanrı'sın.
    86:16 Yönel bana, acı halime,
      Kuluna kendi gücünü ver,
      Kurtar hizmetçinin oğlunu.
    86:17 İyiliğinin bir belirtisini göster bana;
      Benden nefret edenler görüp utansın;
      Çünkü sen, ya RAB, bana yardım ettin,
      Beni avuttun.

87. Mezmur

 

87.Bölüm

87:0 Korahoğulları'nın mezmuru - İlahi
    87:1 RAB Siyon'u kutsal dağlar üzerine kurdu.
    87:2 Siyon'un kapılarını
      Yakup soyunun bütün konutlarından daha çok sever.
    87:3 Ey Tanrı kenti, senin için ne yüce sözler söylenir: Sela

    87:4 «Beni tanıyanlar arasında
      Rahav  ve Babil'i anacağım,
      Filist'i, Sur'u, Kûş'u da;
      `Bu da Siyon'da doğdu' diyeceğim.»

    87:5 Evet, Siyon için şöyle denecek:
      «Şu da orada doğmuş, bu da,
      Yüceler Yücesi onu sarsılmaz kılacak.»
    87:6 RAB halkları kaydederken,
      «Bu da Siyon'da doğmuş» diye yazacak. Sela

    87:7 Okuyucular, kavalcılar,
      «Bütün kaynaklarım sendedir!» diyecek.

88. Mezmur

 

88.Bölüm

88:0 Korahoğulları'nın mezmuru - İlahi - Müzik şefi için - «Mahalat Leannot» makamında - Ezrahlı Heman'ın Maskili
    88:1 Ya RAB, beni kurtaran Tanrı,
      Gece gündüz sana yakarıyorum.
    88:2 Duam sana erişsin,
      Kulak ver yakarışıma.

    88:3 Çünkü sıkıntıya doydum,
      Canım ölüler diyarına yaklaştı.
    88:4 Ölüm çukuruna inenler arasında sayılıyorum,
      Tükenmiş gibiyim;
    88:5 Ölüler arasına atılmış,
      Artık anımsamadığın,
      İlginden yoksun,
      Mezarda yatan cesetler gibiyim.
    88:6 Beni çukurun dibine,
      Karanlıklara, derinliklere attın.
    88:7 Öfken üzerime çöktü,
      Dalga dalga kızgınlığınla beni ezdin. Sela

    88:8 Yakınlarımı benden uzaklaştırdın,
      İğrenç kıldın beni gözlerinde.
      Kapalı kaldım, çıkamıyorum.
    88:9 Üzüntüden gözlerimin feri sönüyor,
      Her gün sana yakarıyorum, ya RAB,
      Ellerimi sana açıyorum.

    88:10 Harikalarını ölülere mi göstereceksin?
      Ölüler mi kalkıp seni övecek? Sela
    88:11 Sevgin mezarda,
      Sadakatin yıkım diyarında duyurulur mu?
    88:12 Karanlıklarda harikaların,
      Unutulmuşluk diyarında doğruluğun bilinir mi?

    88:13 Ama ben, ya RAB, yardıma çağırıyorum seni,
      Sabah duam sana varıyor.
    88:14 Niçin beni reddediyorsun, ya RAB,
      Neden yüzünü benden gizliyorsun?
    88:15 Düşkünüm, gençliğimden beri ölümle burun burunayım,
      Dehşetlerinin altında tükendim.
    88:16 Şiddetli gazabın üzerimden geçti,
      Saçtığın dehşet beni yedi bitirdi.
    88:17 Bütün gün su gibi kuşattılar beni,
      Çevremi tümüyle sardılar.
    88:18 Eşi dostu benden uzaklaştırdın,
      Tek dostum karanlık kaldı.

89. Mezmur

 

89.Bölüm

89:0 Ezrahlı Eytan'ın Maskili
    89:1 RAB'bin sevgisini sonsuza dek ezgilerle öveceğim,
      Sadakatini bütün kuşaklara bildireceğim.
    89:2 Sevgin sonsuza dek ayakta kalır diyeceğim,
      Sadakatini gökler kadar kalıcı kıldın.
    89:3 Dedin ki, «Seçtiğim adamla antlaşma yaptım,
      Kulum Davut'a şöyle ant içtim:
    89:4 `Soyunu sonsuza dek sürdüreceğim,
      Tahtını kuşaklar boyunca sürekli kılacağım.'» Sela

    89:5 Ya RAB, gökler över harikalarını,
      Kutsallar topluluğunda övülür sadakatin.
    89:6 Çünkü göklerde RAB'be kim eş koşulur?
      Kim benzer RAB'be ilahi varlıklar arasında?
    89:7 Kutsallar topluluğunda Tanrı korku uyandırır,
      Çevresindekilerin hepsinden ulu ve müthiştir.
    89:8 Ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı,
      Senin gibi güçlü RAB var mı?
      Sadakatin çevreni sarar.
    89:9 Sen kudurmuş denizler üzerinde egemenlik sürer,
      Dalgalar kabardıkça onları dindirirsin.
    89:10 Sen Rahav'ı  leş ezer gibi ezdin,
      Güçlü kolunla düşmanlarını dağıttın.
    89:11 Gökler senindir, yeryüzü de senin;
      Dünyanın ve içindeki her şeyin temelini sen attın.
    89:12 Kuzeyi, güneyi sen yarattın,
      Tavor ve Hermon dağları
      Sana sevincini dile getiriyor.
    89:13 Kolun güçlüdür,
      Elin kudretli, sağ elin yüce.
    89:14 Tahtın adalet ve doğruluk üzerine kurulu,
      Sevgi ve sadakat önünsıra gider.
    89:15 Ne mutlu sevinç çığlıkları atmasını bilen halka, ya RAB!
      Yüzünün ışığında yürürler.
    89:16 Gün boyu senin adınla sevinir,
      Doğruluğunla yücelirler.
    89:17 Çünkü sen onların gücü ve yüceliğisin,
      Lütfun sayesinde gücümüz artar.
    89:18 Kalkanımız RAB'be,
      Kralımız İsrail'in Kutsalı'na aittir.

    89:19 Geçmişte bir görüm aracılığıyla,
      Sadık kullarına şöyle dedin:
      «Bir yiğide yardım ettim,
      Halkın içinden bir genci yükselttim.
    89:20 Kulum Davut'u buldum,
      Kutsal yağımla onu meshettim.
    89:21 Elim ona destek olacak,
      Kolum güç verecek.
    89:22 Düşman onu haraca bağlayamayacak, 
      Kötüler onu ezmeyecek.
    89:23 Düşmanlarını onun önünde kıracağım,
      Ondan nefret edenleri vuracağım.
    89:24 Sadakatim, sevgim ona destek olacak,
      Benim adımla gücü yükselecek.
    89:25 Sağ elini denizin,
      Irmakların üzerine egemen kılacağım.
    89:26 `Babam sensin' diye seslenecek bana,
      `Tanrım, kurtuluşumun kayası.'
    89:27 Ben de onu ilk oğlum,
      Dünyadaki kralların en yücesi kılacağım.
    89:28 Sonsuza dek ona sevgi göstereceğim,
      Onunla yaptığım antlaşma hiç bozulmayacak.
    89:29 Soyunu sonsuza dek,
      Tahtını gökler durduğu sürece sürdüreceğim.

    89:30 «Çocukları yasamdan ayrılır,
      İlkelerime göre yaşamazsa;
    89:31 Kurallarımı bozar,
      Buyruklarıma uymazsa,
    89:32 İsyanlarını sopayla,
      Suçlarını dayakla cezalandıracağım.
    89:33 Ama onu sevmekten vazgeçmeyecek,
      Sadakatime sırt çevirmeyeceğim.
    89:34 Antlaşmamı bozmayacak,
      Ağzımdan çıkan sözü değiştirmeyeceğim.
    89:35 Bir kez kutsallığım üstüne ant içtim,
      Davut'a yalan söylemeyeceğim.
    89:36 Onun soyu sonsuza dek sürecek,
      Tahtı karşımda güneş gibi duracak,
    89:37 Göklerde güvenilir bir tanık olan ay gibi
      Sonsuza dek kalacak.» Sela

    89:38 Ama sen reddettin, sırt çevirdin,
      Çok öfkelendin meshettiğin krala.
    89:39 Kulunla yaptığın antlaşmadan vazgeçtin,
      Onun tacını yere atıp kirlettin.
    89:40 Yıktın bütün surlarını,
      Viran ettin kalelerini.
    89:41 Yoldan geçen herkes onu yağmaladı,
      Yüzkarası oldu komşularına.
    89:42 Hasımlarının sağ elini onun üstüne kaldırdın,
      Bütün düşmanlarını sevindirdin.
    89:43 Kılıcının ağzını başka yöne çevirdin,
      Savaşta ona yan çıkmadın.
    89:44 Görkemine son verdin,
      Tahtını yere çaldın.
    89:45 Gençlik günlerini kısalttın,
      Onu utanca boğdun. Sela

    89:46 Ne zamana dek, ya RAB?
      Sonsuza dek mi gizleneceksin?
      Ne zamana dek öfken alev alev yanacak?
    89:47 Anımsa ömrümün ne çabuk geçtiğini,
      Ne boş yaratmışsın insanoğlunu!
    89:48 Var mı yaşayıp da ölümü görmeyen,
      Ölüler diyarının pençesinden canını kurtaran? Sela

    89:49 Ya Rab, nerede o eski sevgin?
      Davut'a göstereceğine ant içtiğin o sadık sevgin!
    89:50 89:51 Anımsa, ya Rab, kullarının nasıl rezil olduğunu,
      Bütün halkların hakaretini bağrımda nasıl taşıdığımı,
      Düşmanlarının hakaretini, ya RAB,
      Meshettiğin kralın attığı adıma edilen hakaretleri.

    89:52 Sonsuza dek övgüler olsun RAB'be!
      Amin! Amin!

4.KİTAP


90. Mezmur

 

90.Bölüm

90:0 Tanrı adamı Musa'nın duası
    90:1 Ya Rab, barınak oldun bize
      Kuşaklar boyunca.
    90:2 Dağlar var olmadan,
      Daha evreni ve dünyayı yaratmadan,
      Öncesizlikten sonsuzluğa dek Tanrı sensin.

    90:3 İnsanı toprağa döndürürsün,
      «Ey insanoğulları, toprağa dönün!» diyerek.
    90:4 Çünkü senin gözünde bin yıl
      Geçmiş bir gün, dün gibi,
      Bir gece nöbeti gibidir.
    90:5 İnsanları bir düş gibi siler, süpürürsün,
      Sabah biten ot misali:
    90:6 Sabah filizlenir, büyür,
      Akşam solar, kurur.

    90:7 Eriyip bitiyoruz senin öfkenden,
      Kızgınlığından dehşete düşüyoruz.
    90:8 Suçlarımızı önüne,
      Gizli günahlarımızı yüzünün ışığına çıkardın.

    90:9 Gazabından kısalıyor günlerimiz,
      Bir soluk gibi tükeniyor yıllarımız.
    90:10 Ömrümüz yetmiş yıl sürüyor,
      Bilemedin seksen, o da sağlıklıysak;
      En güzel yıllar da zahmetle, kederle geçiyor,
      Çabucak bitiyor, uçup gidiyoruz.

    90:11 Kim bilir gazabının gücünü?
      Çünkü öfken sana duyulan korku kadar güçlüdür.
    90:12 Bu yüzden günlerimizi saymayı bize öğret ki,
      Bilgelik kazanalım.

    90:13 Vazgeç, ya RAB! Öfken ne zamana dek sürecek?
      Acı kullarına!
    90:14 Sabah bizi sevginle doyur,
      Ömrümüz boyunca sevinçle haykıralım.
    90:15 Kaç gün bizi sıkıntıya soktunsa,
      Kaç yıl çile çektirdinse,
      O kadar sevindir bizi.
    90:16 Yaptıkların kullarına,
      Görkemin onların çocuklarına görünsün.
    90:17 Tanrımız Rab bizden hoşnut kalsın.
      Ellerimizin emeğini boşa çıkarma.
      Evet, ellerimizin emeğini boşa çıkarma.

91. Mezmur

 

91.Bölüm


    91:1 Yüceler Yücesi'nin barınağında oturan,
      Her Şeye Gücü Yeten'in gölgesinde barınır.
    91:2 «O benim sığınağım, kalemdir» derim RAB için,
      «Tanrım'dır, O'na güvenirim.»
    91:3 Çünkü O seni avcı tuzağından,
      Ölümcül hastalıktan kurtarır.
    91:4 Seni kanatlarının altına alır,
      Onların altına sığınırsın.
      O'nun sadakati senin kalkanın, siperin olur.
    91:5 91:6 Ne gecenin dehşetinden korkarsın,
      Ne gündüz uçan oktan,
      Ne karanlıkta dolaşan hastalıktan,
      Ne de öğleyin yok eden kırgından.

    91:7 Yanında bin kişi,
      Sağında on bin kişi kırılsa bile,
      Sana dokunmaz.
    91:8 Sen yalnız kendi gözlerinle seyredecek,
      Kötülerin cezasını göreceksin.

    91:9 Sen RAB'bi kendine sığınak,
      Yüceler Yücesi'ni konut edindiğin için,
    91:10 Başına kötülük gelmeyecek,
      Çadırına felaket yaklaşmayacak.
    91:11 Çünkü Tanrı meleklerine buyruk verecek,
      Gideceğin her yerde seni korusunlar diye.
    91:12 Elleri üzerinde taşıyacaklar seni,
      Ayağın bir taşa çarpmasın diye.
    91:13 Aslanın, kobranın üzerine basıp geçeceksin,
      Genç aslanı, yılanı çiğneyeceksin.

    91:14 «Beni sevdiği için
      Onu kurtaracağım» diyor RAB,
      «Beni iyi tanıdığı için
      Ona kale olacağım.
    91:15 Bana seslenince onu yanıtlayacağım,
      Sıkıntıda onun yanında olacağım,
      Kurtarıp yücelteceğim onu.
    91:16 Onu uzun ömürle doyuracak,
      Ona kurtarışımı göstereceğim.»

92. Mezmur

 

92.Bölüm

92:0 Mezmur - Şabat Günü için ilahi
    92:1 92:2 92:3 Ya RAB, sana şükretmek,
      Ey Yüceler Yücesi, adını ilahilerle övmek,
      Sabah sevgini,
      Gece sadakatini,
      On telli sazla, çenk ve lirle duyurmak ne güzel!
    92:4 Çünkü yaptıklarınla beni sevindirdin, ya RAB,
      Ellerinin işi karşısında sevinç ilahileri okuyorum.

    92:5 Yaptıkların ne büyüktür, ya RAB,
      Düşüncelerin ne derin!
    92:6 Aptal insan bilemez,
      Budala akıl erdiremez:
    92:7 Kötüler mantar gibi bitse,
      Suçlular pıtrak gibi açsa bile,
      Bu onların sonsuza dek yok oluşu demektir.
    92:8 Ama sen sonsuza dek yücesin, ya RAB.

    92:9 Ya RAB, düşmanların kesinlikle,
      Evet, kesinlikle yok olacak,
      Suç işleyen herkes dağılacak.
    92:10 Beni yaban öküzü kadar güçlü kıldın,
      Taze zeytinyağını başıma döktün.
    92:11 Gözlerim düşmanlarımın bozgununu gördü,
      Kulaklarım bana saldıran kötülerin sonunu duydu.

    92:12 Doğru insan hurma ağacı gibi serpilecek,
      Lübnan sediri gibi yükselecek.
    92:13 RAB'bin evinde dikilmiş,
      Tanrımız'ın avlularında serpilecek.
    92:14 Böyleleri yaşlanınca da meyve verecek,
      Taptaze ve yeşil kalacaklar.
    92:15 «RAB doğrudur! Kayamdır benim!
      O'nda haksızlık bulunmaz!» diye duyuracaklar.

93. Mezmur

 

93.Bölüm


    93:1 RAB egemenlik sürüyor, görkeme bürünmüş,
      Kudret giyinip kuşanmış.
      Dünya sağlam kurulmuş, sarsılmaz.
    93:2 Ya RAB, tahtın öteden beri kurulmuş,
      Varlığın öncesizliğe uzanır.

    93:3 Denizler gürlüyor, ya RAB,
      Denizler gümbür gümbür gürlüyor,
      Denizler dalgalarını çınlatıyor.
    93:4 Yücelerdeki RAB engin suların gürleyişinden,
      Denizlerin azgın dalgalarından
      Daha güçlüdür.

    93:5 Koşulların hep geçerlidir;
      Tapınağına kutsallık yaraşır
      Sonsuza dek, ya RAB.

94. Mezmur

 

94.Bölüm


    94:1 Ya RAB, öç alıcı Tanrı,
      Saç ışığını, ey öç alıcı Tanrı!
    94:2 Kalk, ey yeryüzünün yargıcı,
      Küstahlara hak ettikleri cezayı ver!
    94:3 Kötüler ne zamana dek, ya RAB,
      Ne zamana dek sevinip coşacak?

    94:4 Ağızlarından küstahlık dökülüyor,
      Suç işleyen herkes övünüyor.
    94:5 Halkını eziyorlar, ya RAB,
      Kendi halkına eziyet ediyorlar.
    94:6 Dulu, garibi boğazlıyor,
      Öksüzleri öldürüyorlar.
    94:7 «RAB görmez» diyorlar,
      «Yakup'un Tanrısı dikkat etmez.»

    94:8 Ey halkın içindeki budalalar, dikkat edin;
      Ey aptallar, ne zaman akıllanacaksınız?
    94:9 Kulağı yaratan işitmez mi?
      Göze biçim veren görmez mi?
    94:10 Ulusları yola getiren yargılamaz mı?
      İnsanı eğiten bilmez mi?
    94:11 RAB insanın düşüncelerinin
      Boş olduğunu bilir.

    94:12 Ne mutlu, ya RAB, yola getirdiğin,
      Yasanı öğrettiğin insana!
    94:13 Kötüler için çukur kazılıncaya dek,
      Onu sıkıntılı günlerden kurtarıp rahatlatırsın.
    94:14 Çünkü RAB halkını reddetmez,
      Kendi halkını terk etmez.
    94:15 Adalet yine doğruluk üzerine kurulacak,
      Yüreği temiz olan herkes ona uyacak.

    94:16 Kötülere karşı beni kim savunacak?
      Kim benim için suçlulara karşı duracak?
    94:17 RAB yardımcım olmasaydı,
      Şimdiye dek sessizlik diyarına göçmüştüm bile.
    94:18 «Ayağım kayıyor» dediğimde,
      Sevgin ayakta tutar beni, ya RAB.
    94:19 Kaygılar içimi sarınca,
      Senin avutmaların gönlümü sevindirir.
    94:20 Yasaya dayanarak haksızlık yapan koltuk sahibi
      Seninle bağdaşır mı?
    94:21 Onlar doğruya karşı birleşiyor,
      Suçsuzu ölüme mahkûm ediyorlar.
    94:22 Ama RAB bana kale oldu,
      Tanrım sığındığım kaya oldu.
    94:23 Tanrımız RAB yaptıkları kötülüğü
      Kendi başlarına getirecek,
      Kötülükleri yüzünden köklerini kurutacak,
      Evet, köklerini kurutacak.

95. Mezmur

 

95.Bölüm


    95:1 Gelin, RAB'be sevinçle haykıralım,
      Bizi kurtaran kayaya sevinç çığlıkları atalım,
    95:2 Şükranla huzuruna çıkalım,
      O'na sevinç ilahileri yükseltelim!
    95:3 Çünkü RAB ulu Tanrı'dır,
      Bütün ilahların üstünde ulu kraldır.
    95:4 Yerin derinlikleri O'nun elindedir,
      Dağların dorukları da O'nun.
    95:5 Deniz O'nundur, çünkü O yarattı,
      Karaya da O'nun elleri biçim verdi.

    95:6 Gelin, tapınalım, eğilelim,
      Bizi yaratan RAB'bin önünde diz çökelim.
    95:7 Çünkü O Tanrımız'dır,
      Bizse O'nun otlağının halkı,
      Elinin altındaki koyunlarız.

    Bugün sesini duyarsanız,
    95:8 Meriva'da,  o gün çölde, Massa'da  olduğu gibi,
      Yüreklerinizi nasırlaştırmayın.
    95:9 Yaptıklarımı görmelerine karşın,
      Atalarınız orada beni sınayıp denediler.
    95:10 Kırk yıl o kuşaktan hep iğrendim,
      «Yüreği kötü yola sapan bir halktır» dedim,
      «Yollarımı bilmiyorlar.»
    95:11 Bu yüzden öfkeyle ant içtim:
      «Huzur diyarıma  asla girmeyecekler!»

96. Mezmur

 

96.Bölüm

96:0
    96:1 Yeni bir ezgi söyleyin RAB'be!
      Ey bütün dünya, RAB'be ezgiler söyleyin!
    96:2 Ezgi söyleyin, RAB'bin adını övün,
      Her gün duyurun kurtarışını!
    96:3 Görkemini uluslara,
      Harikalarını bütün halklara anlatın!

    96:4 Çünkü RAB uludur, yalnız O övgüye değer,
      İlahlardan çok O'ndan korkulur.
    96:5 Halkların bütün ilahları bir hiçtir,
      Oysa gökleri yaratan RAB'dir.
    96:6 Yücelik, ululuk O'nun huzurundadır,
      Güç ve güzellik O'nun tapınağındadır.

    96:7 Ey bütün halklar, RAB'bi övün,
      RAB'bin gücünü, yüceliğini övün,
    96:8 RAB'bin görkemini adına yaraşır biçimde övün,
      Sunular getirip avlularına girin!
    96:9 Kutsal giysiler içinde RAB'be tapının!
      Titreyin O'nun önünde, ey bütün yeryüzündekiler!

    96:10 Uluslara, «RAB egemenlik sürüyor» deyin.
      Dünya sağlam kurulmuş, sarsılmaz.
      O halkları adaletle yargılar.
    96:11 Sevinsin gökler, coşsun yeryüzü!
      Gürlesin deniz içindekilerle birlikte!
    96:12 96:13 Bayram etsin kırlar ve üzerindekiler!
      O zaman RAB'bin önünde bütün orman ağaçları
      Sevinçle haykıracak.
      Çünkü O geliyor!
      Yeryüzünü yargılamaya geliyor.
      Dünyayı adaletle,
      Halkları kendi gerçeğiyle yönetecek.

97. Mezmur

 

97.Bölüm


    97:1 RAB egemenlik sürüyor, coşsun yeryüzü,
      Bütün kıyı halkları sevinsin!
    97:2 Bulut ve zifiri karanlık sarmış çevresini,
      Doğruluk ve adalettir tahtının temeli.
    97:3 Ateş yürüyor O'nun önünde,
      Düşmanlarını yakıyor çevrede.
    97:4 Şimşekleri dünyayı aydınlatır,
      Yeryüzü görüp titrer.
    97:5 Dağlar balmumu gibi erir,
      RAB'bin, bütün yeryüzünün Rab'bi önünde.
    97:6 Gökler O'nun doğruluğunu duyurur,
      Bütün halklar görkemini görür.

    97:7 Utansın puta tapanlar,
      Değersiz putlarla övünenler!
      RAB'be tapın, ey bütün ilahlar!
    97:8 Siyon seviniyor yargılarını duyunca, ya RAB,
      Yahuda kentleri coşuyor.
    97:9 Çünkü sensin, ya RAB, bütün yeryüzünün en yücesi,
      Bütün ilahların üstündesin, çok ulusun.

    97:10 Ey sizler, RAB'bi sevenler, kötülükten tiksinin.
      O sadık kullarının canını korur,
      Onları kötülerin elinden kurtarır.
    97:11 Doğrulara ışık,
      Temiz yüreklilere sevinç saçar.
    97:12 Ey doğrular, RAB'de sevinç bulun,
      Kutsallığını anarak O'na şükredin!

98. Mezmur

 

98.Bölüm

98:0 Mezmur
    98:1 Yeni bir ezgi söyleyin RAB'be.
      Çünkü harikalar yaptı,
      Zaferler kazandı sağ eli ve kutsal koluyla.
    98:2 RAB ulusların gözü önüne serdi kurtarışını,
      Zaferini bildirdi.
    98:3 İsrail halkına sevgisini,
      Sadakatini anımsadı;
      Tanrımız'ın zaferini gördü dünyanın dört bucağı.

    98:4 Sevinç çığlıkları yükseltin RAB'be, ey yeryüzündekiler!
      Sevinç ilahileriyle yeri göğü çınlatın!
    98:5 Lirle ezgiler sunun RAB'be,
      Lir ve müzik eşliğinde!
    98:6 Boru ve borazan eşliğinde
      Sevinç çığlıkları atın Kral olan RAB'bin önünde.

    98:7 Gürlesin deniz ve içindekiler,
      Gürlesin yeryüzü ve üzerindekiler.
    98:8 98:9 El çırpsın ırmaklar,
      Sevinçle haykırsın dağlar
      RAB'bin önünde!
      Çünkü O geliyor
      Yeryüzünü yönetmeye.
      Dünyayı adaletle,
      Halkları doğrulukla yönetecek.

99. Mezmur

 

99.Bölüm


    99:1 RAB egemenlik sürüyor, titresin halklar!
      Keruvlar arasında tahtına oturmuş,
      Sarsılsın yeryüzü!
    99:2 RAB Siyon'da uludur,
      Yücedir O, bütün halklara egemendir.
    99:3 Övsünler büyük, müthiş adını!
      O kutsaldır.

    99:4 Ey adaleti seven güçlü kral,
      Eşitliği sen sağladın,
      Yakup soyunda doğru ve adil olanı sen yaptın.
    99:5 Yüceltin Tanrımız RAB'bi,
      Ayaklarının taburesi önünde tapının!
      O kutsaldır.

    99:6 Musa'yla Harun O'nun kâhinlerindendi,
      Samuel de O'na yakaranlar arasında.
      RAB'be seslenirlerdi,
      O da yanıtlardı.
    99:7 Bulut sütunu içinden onlarla konuştu,
      Uydular O'nun buyruklarına,
      Kendilerine verdiği kurallara.

    99:8 Ya RAB Tanrımız, yanıt verdin onlara;
      Bağışlayıcı bir Tanrı oldun,
      Ama yaptıkları kötülüğü cezasız bırakmadın.
    99:9 Tanrımız RAB'bi yüceltin,
      Tapının O'na kutsal dağında!
      Çünkü Tanrımız RAB kutsaldır.

100. Mezmur

 

100.Bölüm

100:0 Mezmur - Şükretmek için
    100:1 Ey bütün dünya, RAB'be sevinç çığlıkları yükseltin!
    100:2 O'na neşeyle kulluk edin,
      Sevinç ezgileriyle çıkın huzuruna!

    100:3 Bilin ki RAB Tanrı'dır.
      Bizi yaratan O'dur, biz de O'nunuz, 
      O'nun halkı, otlağının koyunlarıyız.

    100:4 Kapılarına şükranla,
      Avlularına övgüyle girin!
      Şükredin O'na, adına övgüler sunun!

    100:5 Çünkü RAB iyidir,
      Sevgisi sonsuzdur.
      Sadakati kuşaklar boyunca sürer.

101. Mezmur

 

101.Bölüm

101:0 Davut'un mezmuru
    101:1 Sevgini ve adaletini ezgilerle anacağım,
      Seni ilahilerle öveceğim, ya RAB.
    101:2 Dürüst davranmaya özen göstereceğim,
      Ne zaman geleceksin bana?

    Temiz bir yaşam süreceğim evimde,
    101:3 Önümde alçaklığa izin vermeyeceğim.
      Tiksinirim döneklerin işinden,
      Etkilemez beni.
    101:4 Uzak olsun benden sapıklık,
      Tanımak istemem kötülüğü.
    101:5 Yok ederim dostunu gizlice çekiştireni,
      Katlanamam tepeden bakan, gururlu insana.

    101:6 Gözüm ülkenin sadık insanları üzerinde olacak,
      Yanımda oturmalarını isterim;
      Bana dürüst yaşayan kişi hizmet edecek.

    101:7 Dolap çeviren evimde oturmayacak,
      Yalan söyleyen gözümün önünde durmayacak.
    101:8 Her sabah ülkedeki kötüleri yok ederek
      Bütün haksızları RAB'bin kentinden söküp atacağım.

102. Mezmur

 

102.Bölüm

102:0 Zayıf düşünce derdini RAB'be döken mazlumun duası
    102:1 Ya RAB, duamı işit,
      Yakarışım sana erişsin.
    102:2 Sıkıntılı günümde yüzünü benden gizleme,
      Kulak ver sesime,
      Seslenince yanıt ver bana hemen.

    102:3 Çünkü günlerim duman gibi yok oluyor,
      Kemiklerim ateş gibi yanıyor.
    102:4 Yüreğim kırgın yemiş ot gibi kurudu,
      Ekmek yemeyi bile unuttum.
    102:5 Bir deri bir kemiğe döndüm
      Acı acı inlemekten.
    102:6 Issız yerlerdeki ishakkuşunu andırıyorum,
      Viranelerdeki kukumav gibiyim.
    102:7 Gözüme uyku girmiyor,
      Damda yalnız kalmış bir kuş gibiyim.
    102:8 Düşmanlarım bütün gün bana hakaret ediyor,
      Bana dil uzatanlar adımı lanet için kullanıyor.

    102:9 102:10 Kızıp öfkelendiğin için
      Külü ekmek gibi yiyor,
      İçeceğime gözyaşı katıyorum.
      Beni kaldırıp bir yana attın.
    102:11 Günlerim akşam uzayan gölge gibi yitmekte,
      Ot gibi sararmaktayım.

    102:12 Ama sen, sonsuza dek tahtında oturursun, ya RAB,
      Ünün kuşaklar boyu sürer.
    102:13 Kalkıp Siyon'a sevecenlik göstereceksin,
      Çünkü onu kayırmanın zamanıdır, beklenen zaman geldi.
    102:14 Kulların onun taşlarından hoşlanır,
      Tozunu bile severler.
    102:15 Uluslar RAB'bin adından,
      Yeryüzü kralları görkeminden korkacak.
    102:16 Çünkü RAB Siyon'u yeniden kuracak,
      Görkem içinde görünecek.
    102:17 Yoksulların duasına kulak verecek,
      Yalvarışlarını asla hor görmeyecek.

    102:18 Bunlar gelecek kuşak için yazılsın,
      Öyle ki, henüz doğmamış insanlar
      RAB'be övgüler sunsun.
    102:19 RAB yücelerdeki kutsal katından aşağı baktı,
      Göklerden yeryüzünü gözetledi,
    102:20 Tutsakların iniltisini duymak,
      Ölüm mahkûmlarını kurtarmak için.
    102:21 102:22 Böylece halklar ve krallıklar
      RAB'be tapınmak için toplanınca,
      O'nun adı Siyon'da,
      Övgüsü Yeruşalim'de duyurulacak.

    102:23 RAB gücümü kırdı yaşam yolunda,
      Ömrümü kısalttı.
    102:24 «Ey Tanrım, ömrümün ortasında canımı alma!» dedim.
      «Senin yılların kuşaklar boyu sürer!

    102:25 «Çok önceden attın dünyanın temellerini,
      Gökler de senin ellerinin yapıtıdır.
    102:26 Onlar yok olacak, ama sen kalıcısın.
      Hepsi bir giysi gibi eskiyecek.
      Onları bir kaftan gibi değiştireceksin,
      Geçip gidecekler.
    102:27 Ama sen hep aynısın,
      Yılların tükenmeyecek.
    102:28 Gözetiminde yaşayacak kullarının çocukları,
      Senin önünde duracak soyları.»

103. Mezmur

 

103.Bölüm

103:0 Davut'un mezmuru
    103:1 RAB'be övgüler sun, ey gönlüm!
      O'nun kutsal adına övgüler sun, ey bütün varlığım!
    103:2 RAB'be övgüler sun, ey canım!
      İyiliklerinin hiçbirini unutma!
    103:3 Bütün suçlarını bağışlayan,
      Bütün hastalıklarını iyileştiren,
    103:4 Canını ölüm çukurundan kurtaran,
      Sana sevgi ve sevecenlik tacı giydiren,
    103:5 Yaşam boyu seni iyiliklerle doyuran O'dur,
      Bu nedenle gençliğin kartalınki gibi tazelenir.

    103:6 RAB bütün düşkünlere
      Hak ve adalet sağlar.
    103:7 Kendi yöntemlerini Musa'ya,
      İşlerini İsrailliler'e açıkladı.
    103:8 RAB sevecen ve lütfedendir,
      Tez öfkelenmez, sevgisi engindir.
    103:9 Sürekli suçlamaz,
      Öfkesini sonsuza dek sürdürmez.
    103:10 Bize günahlarımıza göre davranmaz,
      Suçlarımızın karşılığını vermez.
    103:11 Çünkü gökler yeryüzünden ne kadar yüksekse,
      Kendisinden korkanlara karşı sevgisi de o kadar büyüktür.
    103:12 Doğu batıdan ne kadar uzaksa,
      O kadar uzaklaştırdı bizden isyanlarımızı.
    103:13 Bir baba çocuklarına nasıl sevecen davranırsa,
      RAB de kendisinden korkanlara öyle sevecen davranır.
    103:14 Çünkü mayamızı bilir,
      Toprak olduğumuzu anımsar.

    103:15 İnsana gelince, ota benzer ömrü,
      Kır çiçeği gibi serpilir;
    103:16 Rüzgar üzerine esince yok olur gider,
      Bulunduğu yer onu tanımaz.
    103:17 103:18 Ama RAB kendisinden korkanları sonsuza dek sever,
      Antlaşmasına uyan
      Ve buyruklarına uymayı anımsayan soylarına adil davranır.

    103:19 RAB tahtını göklere kurmuştur,
      O'nun egemenliği her yeri kapsar.
    103:20 RAB'be övgüler sunun, ey sizler, O'nun melekleri,
      O'nun sözünü dinleyen,
      Söylediklerini yerine getiren güç sahipleri!
    103:21 RAB'be övgüler sunun, ey sizler,
      O'nun bütün göksel orduları,
      İsteğini yerine getiren kulları!
    103:22 RAB'be övgüler sunun,
      Ey O'nun egemen olduğu yerlerdeki bütün yaratıklar!
      RAB'be övgüler sun, ey gönlüm!

104. Mezmur

 

104.Bölüm


    104:1 RAB'be övgüler sun, ey gönlüm!
      Ya RAB Tanrım, ne ulusun!
      Görkem ve yücelik kuşanmışsın,
    104:2 Bir kaftana bürünür gibi ışığa bürünmüşsün.
      Gökleri bir çadır gibi geren,
    104:3 Evini yukarıdaki sular üzerine kuran,
      Bulutları kendine savaş arabası yapan,
      Rüzgarın kanatları üzerinde gezen,
    104:4 Rüzgarları kendine haberci,
      Yıldırımları hizmetkâr eden sensin. 

    104:5 Yeryüzünü temeller üzerine kurdun,
      Asla sarsılmasın diye.
    104:6 Engini ona bir giysi gibi giydirdin,
      Sular dağların üzerinde durdu.
    104:7 Sen kükreyince sular kaçtı,
      Göğü gürletince hemen çekildi.
    104:8 Dağları aşıp derelere aktı,
      Onlar için belirlediğin yerlere doğru.
    104:9 Bir sınır koydun önlerine,
      Geçmesinler, gelip yeryüzünü bir daha kaplamasınlar diye.

    104:10 Vadilerde fışkırttığın pınarlar,
      Dağların arasından akar.
    104:11 Bütün kır hayvanlarını suvarır,
      Yaban eşeklerinin susuzluğunu giderirler.
    104:12 Kuşlar yanlarında yuva kurar,
      Dalların arasında ötüşürler.
    104:13 Gökteki evinden dağları sularsın,
      Yeryüzü işlerinin meyvesine doyar.

    104:14 Hayvanlar için ot,
      İnsanların yararı için bitkiler yetiştirirsin;
      İnsanlar ekmeğini topraktan çıkarsın diye,
    104:15 Yüreklerini sevindiren şarabı,
      Yüzlerini güldüren zeytinyağını,
      Güçlerini arttıran ekmeği hep sen verirsin.

    104:16 RAB'bin ağaçları,
      Kendi diktiği Lübnan sedirleri suya doyar.
    104:17 Kuşlar orada yuva yapar,
      Leyleğin evi ise çamlardadır.
    104:18 Yüksek dağlar dağ keçilerinin uğrağı,
      Kayalar kaya tavşanlarının sığınağıdır.
    104:19 Mevsimleri göstersin diye ayı,
      Batacağı zamanı bilen güneşi yarattın.
    104:20 Karartırsın ortalığı, gece olur,
      Başlar kıpırdamaya orman hayvanları.
    104:21 Genç aslan av peşinde kükrer,
      Tanrı'dan yiyecek ister.
    104:22 Güneş doğunca
      İnlerine çekilir, yatarlar.
    104:23 İnsan işine gider,
      Akşama dek çalışmak için.

    104:24 Ya RAB, ne çok eserin var!
      Hepsini bilgece yaptın;
      Yeryüzü yarattıklarınla dolu.
    104:25 İşte uçsuz bucaksız denizler,
      İçinde kaynaşan sayısız canlılar,
      Büyük küçük yaratıklar.
    104:26 Orada gemiler dolaşır,
      İçinde oynaşsın diye yarattığın Livyatan da orada.

    104:27 Hepsi seni bekliyor,
      Yiyeceklerini zamanında veresin diye.
    104:28 Sen verince onlar toplar,
      Sen elini açınca onlar iyiliğe doyar.
    104:29 Yüzünü gizleyince dehşete kapılırlar,
      Soluklarını kesince ölüp toprak olurlar.
    104:30 Ruhun'u gönderince var olurlar,
      Yeryüzüne yeni yaşam verirsin.

    104:31 RAB'bin görkemi sonsuza dek sürsün!
      Sevinsin RAB yaptıklarıyla!
    104:32 O bakınca yeryüzü titrer,
      O dokununca dağlar tüter.
    104:33 Ömrümce RAB'be ezgiler söyleyecek,
      Var oldukça Tanrım'ı ilahilerle öveceğim.
    104:34 Düşüncem ona hoş görünsün,
      Sevincim RAB olsun!
    104:35 Tükensin dünyadaki günahlılar,
      Yok olsun artık kötüler!
      RAB'be övgüler sun, ey gönlüm!
      RAB'be övgüler sunun!

105. Mezmur

 

105.Bölüm

105:0
    105:1 RAB'be şükredin, O'na yakarın,
      Halklara duyurun yaptıklarını!
    105:2 O'nu ezgilerle, ilahilerle övün,
      Bütün harikalarını anlatın!
    105:3 Kutsal adıyla övünün,
      Sevinsin RAB'be yönelenler!
    105:4 RAB'be ve O'nun gücüne bakın,
      Durmadan O'nun yüzünü arayın!
    105:5 105:6 Ey sizler, kulu İbrahim'in soyu,
      Seçtiği Yakupoğulları,
      O'nun yaptığı harikaları,
      Olağanüstü işlerini
      Ve ağzından çıkan yargıları anımsayın!

    105:7 Tanrımız RAB O'dur,
      Yargıları bütün yeryüzünü kapsar.
    105:8 105:9 O antlaşmasını,
      Bin kuşak için verdiği sözü,
      İbrahim'le yaptığı antlaşmayı,
      İshak için içtiği andı sonsuza dek anımsar.
    105:10 105:11 «Hakkınıza düşen mülk olarak
      Kenan ülkesini size vereceğim» diyerek,
      Bunu Yakup için bir kural,
      İsrail'le sonsuza dek geçerli bir antlaşma yaptı.

    105:12 O zaman bir avuç insandılar,
      Sayıca az ve ülkeye yabancıydılar.
    105:13 Bir ulustan öbürüne,
      Bir ülkeden ötekine dolaşıp durdular.
    105:14 RAB kimsenin onları ezmesine izin vermedi,
      Onlar için kralları bile payladı:
    105:15 «Meshettiklerime dokunmayın,
      Peygamberlerime kötülük etmeyin!» dedi.

    105:16 Ülkeye kıtlık gönderdi,
      Bütün yiyeceklerini yok etti.
    105:17 Önlerinden bir adam göndermişti,
      Köle olarak satılan Yusuf'tu bu.
    105:18 Zincir vurup incittiler ayaklarını,
      Demir halka geçirdiler boynuna,
    105:19 Söyledikleri gerçekleşinceye dek,
      RAB'bin sözü onu sınadı.
    105:20 Kral adam gönderip Yusuf'u salıverdi,
      Halklara egemen olan onu özgür kıldı.
    105:21 Onu kendi sarayının efendisi,
      Bütün varlığının sorumlusu yaptı;
    105:22 Önderlerini istediği gibi eğitsin,
      İleri gelenlerine akıl versin diye.

    105:23 O zaman İsrail Mısır'a gitti,
      Yakup Ham ülkesine yerleşti.
    105:24 RAB halkını alabildiğine çoğalttı,
      Düşmanlarından sayıca arttırdı onları.
    105:25 Sonunda tutumunu değiştirdi düşmanlarının:
      Halkından tiksindiler,
      Kullarına kurnazca davrandılar.

    105:26 Kulu Musa'yı,
      Seçtiği Harun'u gönderdi aralarına.
    105:27 Onlar gösterdiler RAB'bin belirtilerini,
      Ham ülkesinde şaşılası işlerini.
    105:28 Karanlık gönderip ülkeyi karanlığa bürüdü RAB,
      Çünkü Mısırlılar O'nun sözlerine karşı gelmişti.
    105:29 Kana çevirdi sularını,
      Öldürdü balıklarını.
    105:30 Ülkede kurbağalar kaynaştı
      Krallarının odalarına kadar.
    105:31 RAB buyurunca sinek sürüleri,
      Sivrisinekler üşüştü ülkenin her yanına.
    105:32 Dolu yağdırdı yağmur yerine,
      Şimşekler çaktırdı ülkelerinde.
    105:33 Bağlarını, incir ağaçlarını vurdu,
      Parçaladı ülkenin ağaçlarını.
    105:34 O buyurunca çekirgeler,
      Sayısız yavrular kaynadı.
    105:35 Ülkenin bütün bitkilerini yediler,
      Toprağın ürününü yiyip bitirdiler.
    105:36 RAB ülkede ilk doğanların hepsini,
      İlk çocuklarını öldürdü.

    105:37 İsrailliler'i ülkeden altın ve gümüşle çıkardı,
      Oymaklarından tek kişi bile tökezlemedi.
    105:38 Onlar gidince Mısır sevindi,
      Çünkü İsrail korkusu çökmüştü Mısır'ın üzerine.
    105:39 RAB bulutu bir örtü gibi yaydı üzerlerine,
      Gece ateş verdi yollarını aydınlatsın diye.
    105:40 İstediler, bıldırcın gönderdi,
      Göksel ekmekle doyurdu karınlarını.
    105:41 Kayayı yardı, sular fışkırdı,
      Çorak topraklarda bir ırmak gibi aktı.
    105:42 Çünkü kutsal sözünü,
      Kulu İbrahim'e verdiği sözü anımsadı.

    105:43 Halkını sevinç içinde,
      Seçtiklerini sevinç çığlıklarıyla ülkeden çıkardı.
    105:44 Ulusların topraklarını verdi onlara.
      Halkların emeğini miras aldılar;
    105:45 Kurallarını yerine getirsinler,
      Yasalarına uysunlar diye.

      RAB'be övgüler sunun!

106. Mezmur

 

106.Bölüm

106:0
    106:1 Övgüler sunun, RAB'be!
      RAB'be şükredin, çünkü O iyidir,
      Sevgisi sonsuzdur.
    106:2 RAB'bin büyük işlerini kim anlatabilir,
      Kim O'na yeterince övgü sunabilir?
    106:3 Ne mutlu adalete uyanlara,
      Sürekli doğru olanı yapanlara!

    106:4 Ya RAB, halkına lütfettiğinde anımsa beni,
      Onları kurtardığında ilgilen benimle.
    106:5 Öyle ki, seçtiklerinin gönencini göreyim,
      Ulusunun sevincini,
      Kendi halkının kıvancını paylaşayım.

    106:6 Atalarımız gibi biz de günah işledik,
      Suç işledik, kötülük ettik.
    106:7 Atalarımız Mısır'dayken
      Yaptığın harikaları anlamadı,
      Çok kez gösterdiğin sevgiyi anımsamadı,
      Denizde, Kızıldeniz'de başkaldırdılar.
    106:8 Buna karşın RAB gücünü göstermek için,
      Adı uğruna kurtardı onları.
    106:9 Kızıldeniz'i azarladı, kurudu deniz,
      Yürüdüler enginde O'nun öncülüğünde,
      Çölde yürür gibi.
    106:10 Kendilerinden nefret edenlerin elinden aldı onları,
      Düşmanlarının pençesinden kurtardı.
    106:11 Sular yuttu hasımlarını,
      Hiçbiri kurtulmadı.
    106:12 O zaman atalarımız O'nun sözlerine inandılar,
      Ezgiler söyleyerek O'nu övdüler.

    106:13 Ne var ki, RAB'bin yaptıklarını çabucak unuttular,
      Öğüt vermesini beklemediler.
    106:14 Özlemle kıvrandılar çölde,
      Tanrı'yı denediler ıssız yerlerde.
    106:15 Tanrı onlara istediklerini verdi,
      Ama üzerlerine yıpratıcı bir hastalık gönderdi.

    106:16 Onlar ordugahlarında Musa'yı,
      RAB'bin kutsal kulu Harun'u kıskanınca,
    106:17 Yer yarıldı ve Datan'ı yuttu,
      Aviram'la yandaşlarının üzerine kapandı.
    106:18 Ateş kavurdu onları izleyenleri,
      Alev yaktı kötüleri.

    106:19 Bir buzağı heykeli yaptılar Horev'de,
      Dökme bir puta tapındılar.
    106:20 Tanrı'nın yüceliğini,
      Ot yiyen öküz putuna değiştirdiler.
    106:21 Unuttular kendilerini kurtaran Tanrı'yı,
      Mısır'da yaptığı büyük işleri,
    106:22 Ham ülkesinde yarattığı harikaları,
      Kızıldeniz kıyısında yaptığı müthiş işleri.
    106:23 Bu yüzden onları yok edeceğini söyledi Tanrı,
      Ama seçkin kulu Musa O'nun önündeki gedikte durarak,
      Yok edici öfkesinden vazgeçirdi O'nu.

    106:24 Ardından hor gördüler güzelim ülkeyi,
      Tanrı'nın verdiği söze inanmadılar.
    106:25 Çadırlarında söylendiler,
      Dinlemediler RAB'bin sesini.
    106:26 106:27 Bu yüzden RAB elini kaldırdı
      Ve çölde onları yere sereceğine,
      Soylarını ulusların arasına saçacağına,
      Onları öteki ülkelere dağıtacağına ant içti.

    106:28 Sonra Baal-Peor'a bel bağladılar,
      Ölülere sunulan kurbanları yediler.
    106:29 Öfkelendirdiler RAB'bi yaptıklarıyla,
      Salgın hastalık çıktı aralarında.
    106:30 Ama Pinehas kalkıp araya girdi,
      Felaketi önledi.
    106:31 Bu doğruluk sayıldı ona,
      Kuşaklar boyu, sonsuza dek sürecek bu.

    106:32 Yine RAB'bi öfkelendirdiler Meriva suları yanında,
      Musa'nın başına dert açıldı onlar yüzünden;
    106:33 Çünkü onu sinirlendirdiler,
      O da düşünmeden konuştu.

    106:34 RAB'bin onlara buyurduğu gibi
      Yok etmediler halkları,
    106:35 Tersine öteki uluslara karıştılar,
      Onların törelerini öğrendiler.
    106:36 Putlarına taptılar,
      Bu da onlara tuzak oldu.
    106:37 Oğullarını, kızlarını
      Cinlere kurban ettiler.
    106:38 Kenan putlarına kurban olsun diye
      Oğullarının, kızlarının kanını,
      Suçsuzların kanını döktüler;
      Ülke onların kanıyla kirlendi.
    106:39 Böylece yaptıklarıyla kirli sayıldılar,
      Vefasız duruma düştüler töreleriyle.

    106:40 RAB'bin öfkesi parladı halkına karşı,
      Tiksindi kendi halkından.
    106:41 Onları ulusların eline teslim etti.
      Onlardan nefret edenler onlara egemen oldu.
    106:42 Düşmanları onları ezdi,
      Boyun eğdirdi hepsine.
    106:43 RAB onları birçok kez kurtardı,
      Ama akılları fikirleri başkaldırmaktaydı
      Ve alçaltıldılar suçları yüzünden.
    106:44 RAB yine de ilgilendi sıkıntılarıyla
      Yakarışlarını duyunca.
    106:45 Antlaşmasını anımsadı onlar uğruna,
      Eşsiz sevgisinden ötürü vazgeçti yapacaklarından.
    106:46 Merhamet koydu onları tutsak alanların yüreğine.

    106:47 Kurtar bizi, ey Tanrımız RAB,
      Topla bizi ulusların arasından.
      Kutsal adına şükredelim,
      Yüceliğinle övünelim.

    106:48 Öncesizlikten sonsuza dek,
      İsrail'in Tanrısı RAB'be övgüler olsun!
      Bütün halk, «Amin!» desin.
      RAB'be övgüler olsun!

5.KİTAP


107. Mezmur

 

107.Bölüm


    107:1 RAB'be şükredin, çünkü O iyidir,
      Sevgisi sonsuzdur.
    107:2 Böyle desin RAB'bin kurtardıkları,
      Düşman pençesinden özgür kıldıkları,
    107:3 Doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden, 
      Bütün ülkelerden topladıkları.

    107:4 Issız çöllerde dolaştılar,
      Yerleşecekleri kente giden bir yol bulamadılar.
    107:5 Aç, susuz,
      Sefil oldular.
    107:6 O zaman sıkıntı içinde RAB'be yakardılar,
      RAB kurtardı onları dertlerinden.
    107:7 Yerleşecekleri bir kente varıncaya dek,
      Onlara doğru yolda öncülük etti.
    107:8 Şükretsinler RAB'be sevgisi için,
      İnsanlar yararına yaptığı harikalar için.
    107:9 Çünkü O susamış canın susuzluğunu giderir,
      Aç canı iyiliklerle doyurur.

    107:10 Zincire vurulmuş, acıyla kıvranan tutsaklar,
      Karanlıkta, zifiri karanlıkta oturmuştu.
    107:11 Çünkü Tanrı'nın buyruklarına karşı çıkmışlardı,
      Küçümsemişlerdi Yüceler Yücesi'nin öğüdünü.
    107:12 Ağır işlerle hayatı onlara zehir etti,
      Çöktüler, yardım eden olmadı.
    107:13 O zaman sıkıntı içinde RAB'be yakardılar,
      RAB kurtardı onları dertlerinden;
    107:14 Çıkardı karanlıktan, zifiri karanlıktan,
      Kopardı zincirlerini.
    107:15 Şükretsinler RAB'be sevgisi için,
      İnsanlar yararına yaptığı harikalar için!
    107:16 Çünkü tunç kapıları kırdı,
      Demir kapı kollarını parçaladı O.

    107:17 Cezalarını buldu aptallar,
      Suçları, isyanları yüzünden.
    107:18 İğrenir olmuşlardı bütün yemeklerden,
      Ölümün kapılarına yaklaşmışlardı.
    107:19 O zaman sıkıntı içinde RAB'be yakardılar,
      RAB kurtardı onları dertlerinden.
    107:20 Sözünü gönderip iyileştirdi onları,
      Kurtardı ölüm çukurundan.
    107:21 Şükretsinler RAB'be sevgisi için,
      İnsanlar yararına yaptığı harikalar için!
    107:22 Şükran kurbanları sunsunlar
      Ve sevinç çığlıklarıyla duyursunlar O'nun yaptıklarını!

    107:23 Gemilerle denize açılanlar,
      Okyanuslarda iş yapanlar,
    107:24 RAB'bin işlerini,
      Derinliklerde yaptığı harikaları gördüler.
    107:25 Çünkü O buyurunca şiddetli bir fırtına koptu,
      Dalgalar şaha kalktı.
    107:26 Göklere yükselip diplere indi gemiler,
      Sıkıntıdan canları burunlarına geldi gemicilerin,
    107:27 Sarhoş gibi sallanıp sendelediler,
      Ustalıkları işe yaramadı.
    107:28 O zaman sıkıntı içinde RAB'be yakardılar,
      RAB kurtardı onları dertlerinden.
    107:29 Fırtınayı limanlığa çevirdi,
      Yatıştı dalgalar;
    107:30 Rahatlayınca sevindiler,
      Diledikleri limana götürdü RAB onları.
    107:31 Şükretsinler RAB'be sevgisi için,
      İnsanlar yararına yaptığı harikalar için!
    107:32 Yüceltsinler O'nu halk topluluğunda,
      Övgüler sunsunlar ileri gelenlerin toplantısında.

    107:33 Irmakları çöle çevirir,
      Pınarları kurak toprağa,
    107:34 Verimli toprağı çorak alana,
      Orada yaşayanların kötülüğü yüzünden.
    107:35 Çölü su birikintisine çevirir,
      Kuru toprağı pınara.
    107:36 Açları yerleştirir oraya;
      Oturacak bir kent kursunlar,
    107:37 Tarlalar ekip bağlar diksinler,
      Bol ürün alsınlar diye.
    107:38 RAB'bin kutsamasıyla,
      Çoğaldılar alabildiğine,
      Eksiltmedi hayvanlarını.

    107:39 Sonra azaldılar, alçaldılar,
      Baskı, sıkıntı ve acı yüzünden.
    107:40 RAB rezalet saçtı soylular üzerine,
      Yolu izi belirsiz bir çölde dolaştırdı onları.
    107:41 Ama yoksulu sefaletten kurtardı,
      Davar sürüsü gibi çoğalttı ailelerini.
    107:42 Doğru insanlar görüp sevinecek,
      Kötülerse ağzını kapayacak.

    107:43 Aklı olan bunları göz önünde tutsun,
      RAB'bin sevgisini dikkate alsın.

108. Mezmur

 

108.Bölüm

108:0 Ezgi - Davut'un mezmuru
    108:1 Kararlıyım, ey Tanrı,
      Bütün varlığımla sana ezgiler, ilahiler söyleyeceğim!
    108:2 Uyan, ey lir, ey çenk,
      Seheri ben uyandırayım!
    108:3 Halkların arasında sana şükürler sunayım, ya RAB,
      Ulusların arasında seni ilahilerle öveyim.
    108:4 Çünkü sevgin göklere erişir,
      Sadakatin gökyüzüne ulaşır.

    108:5 Yüceliğini göster göklerin üstünde, ey Tanrı,
      Görkemin bütün yeryüzünü kaplasın!
    108:6 Kurtar bizi sağ elinle, yardım et,
      Sevdiklerin özgürlüğe kavuşsun diye!

    108:7 Tanrı şöyle konuştu kutsal yerinde:
      «Şekem'i sevinçle bölüştürecek,
      Sukkot Vadisi'ni ölçeceğim.
    108:8 Gilat benimdir, Manaşşe de benim,
      Efrayim miğferim,
      Yahuda asam.
    108:9 Moav yıkanma leğenim,
      Edom'un üzerine çarığımı fırlatacağım, 
      Filist'e zaferle haykıracağım.»

    108:10 Kim beni surlu kente götürecek?
      Kim bana Edom'a kadar yol gösterecek?
    108:11 Ey Tanrı, sen bizi reddetmedin mi?
      Ordularımıza öncülük etmiyor musun artık?
    108:12 Yardım et bize düşmana karşı,
      Çünkü boştur insan yardımı.
    108:13 Tanrı'yla zafer kazanırız,
      O çiğner düşmanlarımızı.

109. Mezmur

 

109.Bölüm

109:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
    109:1 Ey övgüler sunduğum Tanrı,
      Sessiz kalma!
    109:2 Çünkü kötüler, yalancılar
      Bana karşı ağzını açtı,
      Karalıyorlar beni.
    109:3 Nefret dolu sözlerle beni kuşatıp
      Yok yere bana savaş açtılar.
    109:4 Sevgime karşılık bana düşman oldular,
      Bense dua etmekteyim.
    109:5 İyiliğime kötülük,
      Sevgime nefretle karşılık verdiler.

    109:6 Kötü bir adam koy düşmanın başına,
      Sağında onu suçlayan biri dursun!
    109:7 Yargılanınca suçlu çıksın,
      Duası bile günah sayılsın!
    109:8 Ömrü kısa olsun,
      Görevini bir başkası üstlensin!
    109:9 Çocukları öksüz,
      Karısı dul kalsın!
    109:10 Çocukları avare gezip dilensin,
      Yıkık evlerinden uzakta yiyecek arasın!
    109:11 Bütün malları tefecinin ağına düşsün,
      Emeğini yabancılar yağmalasın!
    109:12 Kimse ona sevgi göstermesin,
      Öksüzlerine acıyan olmasın!
    109:13 Soyu kurusun,
      Bir kuşak sonra adı silinsin!
    109:14 Atalarının suçları RAB'bin önünde anılsın,
      Annesinin günahı silinmesin!
    109:15 Günahları hep RAB'bin önünde dursun,
      RAB anılarını yok etsin yeryüzünden!
    109:16 Çünkü düşmanım sevgi göstermeyi düşünmedi,
      Ölesiye baskı yaptı mazluma, yoksula,
      Yüreği kırık insana.
    109:17 Sevdiği lanet başına gelsin!
      Madem kutsamaktan hoşlanmıyor,
      Uzak olsun ondan kutsamak!
    109:18 Laneti bir giysi gibi giydi,
      Su gibi içine, yağ gibi kemiklerine işlesin lanet!
    109:19 Bir giysi gibi onu örtünsün,
      Bir kuşak gibi hep onu sarsın! 

    109:20 Düşmanlarıma, beni kötüleyenlere,
      RAB böyle karşılık versin!
    109:21 Ama sen, ey Egemen RAB,
      Adın uğruna bana ilgi göster;
      Kurtar beni, iyiliğin, sevgin uğruna!
    109:22 Çünkü düşkün ve yoksulum,
      Yüreğim yaralı içimde.
    109:23 Batan güneş gibi geçip gidiyorum,
      Çekirge gibi silkilip atılıyorum.
    109:24 Dizlerim titriyor oruç tutmaktan;
      Bir deri bir kemiğe döndüm.
    109:25 Düşmanlarıma yüzkarası oldum;
      Beni görünce kafalarını sallıyorlar!

    109:26 Yardım et bana, ya RAB Tanrım;
      Kurtar beni sevgin uğruna!
    109:27 Bilsinler bu işte senin elin olduğunu,
      Bunu senin yaptığını, ya RAB!
    109:28 Varsın lanet etsin onlar, sen kutsa beni,
      Bana saldıranlar utanacak,
      Ben kulunsa sevineceğim.
    109:29 Rezilliğe bürünsün beni suçlayanlar,
      Kaftan giyer gibi utançlarıyla örtünsünler!

    109:30 RAB'be çok şükredeceğim,
      Kalabalığın arasında O'na övgüler dizeceğim;
    109:31 Çünkü O yoksulun sağında durur,
      Onu yargılayanlardan kurtarmak için.

110. Mezmur

 

110.Bölüm

110:0 Davut'un mezmuru
    110:1 RAB efendime:
      «Ben düşmanlarını ayaklarının altına serinceye dek 
      Sağımda otur» diyor.

    110:2 RAB Siyon'dan uzatacak kudret asanı,
      Düşmanlarının ortasında egemenlik sür!
    110:3 Savaşacağın gün
      Gönüllü gidecek askerlerin.
      Seherin bağrından doğan çiy gibi
      Kutsal giysiler içinde
      Sana gelecek gençlerin.
    110:4 RAB ant içti, kararından dönmez:
      «Melkisedek düzeni uyarınca
      Sonsuza dek kâhinsin sen!» dedi.

    110:5 Rab senin sağındadır,
      Kralları ezecek öfkelendiği gün.
    110:6 Ulusları yargılayacak, ortalığı cesetler dolduracak,
      Dünyanın dört bucağında başları ezecek.
    110:7 Yol kenarındaki dereden su içecek;
      Bu yüzden başını dik tutacak.

111. Mezmur

 

111.Bölüm


    111:1 Övgüler sunun RAB'be!

    Doğru insanların toplantısında,
      Topluluk içinde,
      Bütün yüreğimle RAB'be şükredeceğim.
    111:2 RAB'bin işleri büyüktür,
      Onlardan zevk alanlar hep onları düşünür.
    111:3 O'nun yaptıkları yüce ve görkemlidir,
      Doğruluğu sonsuza dek sürer.

    111:4 RAB unutulmayacak harikalar yaptı,
      O sevecen ve lütfedendir.
    111:5 Kendisinden korkanları besler,
      Antlaşmasını sonsuza dek anımsar.
    111:6 Ulusların topraklarını kendi halkına vermekle
      Gösterdi onlara işlerinin gücünü.

    111:7 Yaptığı her işte sadık ve adildir,
      Bütün koşulları güvenilirdir;
    111:8 Sonsuza dek sürer,
      Sadakat ve doğrulukla yapılır.
    111:9 O halkının kurtuluşunu sağladı,
      Antlaşmasını sonsuza dek geçerli kıldı.
      Adı kutsal ve müthiştir.
    111:10 Bilgeliğin temeli RAB korkusudur,
      O'nun kurallarını yerine getiren herkes
      Sağduyu sahibi olur.
      O'na sonsuza dek övgü sunulur!

112. Mezmur

 

112.Bölüm


    112:1 Övgüler sunun RAB'be!

    Ne mutlu RAB'den korkan insana,
      O'nun buyruklarından büyük zevk alana!
    112:2 Soyu yeryüzünde güç kazanacak,
      Doğruların kuşağı kutsanacak.
    112:3 Bolluk ve zenginlik eksilmez evinden,
      Sonsuza dek sürer doğruluğu.

    112:4 Karanlıkta ışık doğar dürüstler için,
      Lütfeden, sevecen, doğru insanlar için.
    112:5 Ne mutlu eli açık olan, ödünç veren,
      İşlerini adaletle yürüten insana!
    112:6 Asla sarsılmaz,
      Sonsuza dek anılır doğru insan.

    112:7 Kötü haberden korkmaz,
      Yüreği sarsılmaz, RAB'be güvenir.
    112:8 Gözü pektir, korku nedir bilmez,
      Sonunda düşmanlarının yenilgisini görür.
    112:9 Armağanlar dağıttı, yoksullara verdi;
      Doğruluğu sonsuza dek kalıcıdır,
      Gücü ve saygınlığı artar.
    112:10 Kötü kişi bunu görünce kudurur,
      Dişlerini gıcırdatır, kendi kendini yer, bitirir.
      Kötülerin dileği boşa çıkar.

113. Mezmur

 

113.Bölüm


    113:1 Övgüler sunun RAB'be!

    Övgüler sunun, ey RAB'bin kulları,
      RAB'bin adına övgüler sunun!

    113:2 Şimdiden sonsuza dek
      RAB'bin adına şükürler olsun!
    113:3 Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar
      RAB'bin adına övgüler sunulmalı!
    113:4 RAB bütün uluslara egemendir,
      Görkemi gökleri aşar.

    113:5 Var mı Tanrımız RAB gibi,
      Yücelerde oturan,
    113:6 Göklerde ve yeryüzünde olanlara
      Bakmak için eğilen?
    113:7 Düşkünü yerden kaldırır,
      Yoksulu çöplükten çıkarır;
    113:8 Soylularla,
      Halkının soylularıyla birlikte oturtsun diye.
    113:9 Kısır kadını evde oturtur,
      Çocuk sahibi mutlu bir anne kılar.

    RAB'be övgüler sunun!

114. Mezmur

 

114.Bölüm


    114:1 İsrail Mısır'dan çıktığında,
      Yakup'un soyu yabancı dil konuşan bir halktan ayrıldığında,
    114:2 Yahuda Rab'bin kutsal yeri oldu,
      İsrail de O'nun krallığı.

    114:3 Deniz olanı görüp geri çekildi,
      Şeria Irmağı tersine aktı.
    114:4 Dağlar koç gibi,
      Tepeler kuzu gibi sıçradı.

    114:5 Ey deniz, sana ne oldu da kaçtın?
      Ey Şeria, neden tersine aktın?
    114:6 Ey dağlar, niçin koç gibi,
      Ey tepeler, niçin kuzu gibi sıçradınız?

    114:7 114:8 Titre, ey yeryüzü,
      Kayayı havuza,
      Çakmaktaşını pınara çeviren Rab'bin önünde,
      Yakup'un Tanrısı'nın huzurunda.

115. Mezmur


115.Bölüm


    115:1 Bizi değil, ya RAB, bizi değil,
      Sevgin ve sadakatin uğruna,
      Kendi adını yücelt!

    115:2 Niçin uluslar:
      «Hani, nerede onların Tanrısı?» desin.
    115:3 Bizim Tanrımız göklerdedir,
      Ne isterse yapar.
    115:4 Oysa onların putları altın ve gümüşten yapılmış,
      İnsan elinin eseridir.
    115:5 Ağızları var, konuşmazlar,
      Gözleri var, görmezler,
    115:6 Kulakları var, duymazlar,
      Burunları var, koku almazlar,
    115:7 Elleri var, hissetmezler,
      Ayakları var, yürümezler,
      Boğazlarından ses çıkmaz.
    115:8 Onları yapan, onlara güvenen herkes
      Onlar gibi olacak!

    115:9 Ey İsrail halkı, RAB'be güven,
      O'dur yardımcınız ve kalkanınız!
    115:10 Ey Harun soyu, RAB'be güven,
      O'dur yardımcınız ve kalkanınız!
    115:11 Ey RAB'den korkanlar, RAB'be güvenin,
      O'dur yardımcınız ve kalkanınız!

    115:12 RAB bizi anımsayıp kutsayacak,
      İsrail halkını,
      Harun soyunu kutsayacak.
    115:13 Küçük, büyük,
      Kendisinden korkan herkesi kutsayacak.

    115:14 RAB sizi,
      Sizi ve çocuklarınızı çoğaltsın!
    115:15 Yeri göğü yaratan RAB
      Sizleri kutsasın.

    115:16 Göklerin öteleri RAB'bindir,
      Ama yeryüzünü insanlara vermiştir.
    115:17 Ölüler, sessizlik diyarına inenler,
      RAB'be övgüler sunmaz;
    115:18 Biziz RAB'bi öven,
      Şimdiden sonsuza dek.

    RAB'be övgüler sunun!

116. Mezmur

 

116.Bölüm


    116:1 RAB'bi seviyorum,
      Çünkü O feryadımı duyar.
    116:2 Bana kulak verdiği için,
      Yaşadığım sürece O'na sesleneceğim.
    116:3 Ölüm iplerine dolaşmıştım,
      Ölüler diyarının kâbusu yakama yapışmıştı,
      Sıkıntıya, acıya gömülmüştüm.
    116:4 O zaman RAB'be yakardım,
      «Aman, ya RAB, kurtar canımı!» dedim.

    116:5 RAB lütufkâr ve adildir,
      Sevecendir Tanrımız.
    116:6 RAB saf insanları korur,
      Tükendiğim zaman beni kurtardı.
    116:7 Ey canım, yine huzura kavuş,
      Çünkü RAB sana iyilik etti.

    116:8 Sen, ya RAB, canımı ölümden,
      Gözlerimi yaştan,
      Ayaklarımı sürçmekten kurtardın.
    116:9 Yaşayanların diyarında,
      RAB'bin huzurunda yürüyeceğim.
    116:10 İman ettim,
      «Büyük acı çekiyorum» dediğim zaman bile. 
    116:11 Şaşkınlık içinde,
      «Bütün insanlar yalancı» dedim.

    116:12 Ne karşılık verebilirim RAB'be,
      Bana yaptığı onca iyilik için?
    116:13 Kurtuluş sunusu olarak kadeh kaldırıp
      RAB'be sesleneceğim.
    116:14 Bütün halkının önünde,
      RAB'be adadıklarımı yerine getireceğim.
    116:15 RAB'bin gözünde değerlidir 
      Sadık kullarının ölümü.
    116:16 Ya RAB, ben gerçekten senin kulunum;
      Kulun, hizmetçinin oğluyum,
      Sen çözdün bağlarımı.
    116:17 Ya RAB, sana seslenecek,
      Şükran kurbanı sunacağım.
    116:18 RAB'be adadıklarımı yerine getireceğim
      Bütün halkının önünde,
    116:19 RAB'bin Tapınağı'nın avlularında,
      Senin orta yerinde, ey Yeruşalim!

    RAB'be övgüler sunun!

117. Mezmur

 

117.Bölüm


    117:1 Ey bütün uluslar, RAB'be övgüler sunun!
      Ey bütün halklar, O'nu yüceltin!
    117:2 Çünkü bize beslediği sevgi büyüktür,
      RAB'bin sadakati sonsuza dek sürer.

    RAB'be övgüler sunun!

118. Mezmur

 

118.Bölüm


    118:1 RAB'be şükredin, çünkü O iyidir,
      Sevgisi sonsuzdur.
    118:2 «Sonsuzdur sevgisi!» desin İsrail halkı.
    118:3 «Sonsuzdur sevgisi!» desin Harun'un soyu.
    118:4 «Sonsuzdur sevgisi!» desin RAB'den korkanlar.

    118:5 Sıkıntı içinde RAB'be seslendim;
      Yanıtladı, rahata kavuşturdu beni.
    118:6 RAB benden yana, korkmam;
      İnsan bana ne yapabilir?
    118:7 RAB benden yana, benim yardımcım,
      Benden nefret edenlerin sonuna zaferle bakacağım.
    118:8 RAB'be sığınmak
      İnsana güvenmekten iyidir.
    118:9 RAB'be sığınmak
      Soylulara güvenmekten iyidir.

    118:10 Bütün uluslar beni kuşattı,
      RAB'bin adıyla püskürttüm onları.
    118:11 Kuşattılar, sardılar beni,
      RAB'bin adıyla püskürttüm onları.
    118:12 Arılar gibi sardılar beni,
      Ama diken ateşi gibi sönüverdiler;
      RAB'bin adıyla püskürttüm onları.
    118:13 İtilip kakıldım,  düşmek üzereydim,
      Ama RAB yardım etti bana.
    118:14 RAB gücüm ve ezgimdir,
      O kurtardı beni.

    118:15 Sevinç ve zafer çığlıkları
      Çınlıyor doğruların çadırlarında:
      «RAB'bin sağ eli güçlü işler yapar!
    118:16 RAB'bin sağ eli üstündür,
      RAB'bin sağ eli güçlü işler yapar!»
    118:17 Ölmeyecek, yaşayacağım,
      RAB'bin yaptıklarını duyuracağım.
    118:18 RAB beni şiddetle yola getirdi,
      Ama ölüme terk etmedi.

    118:19 Açın bana adalet kapılarını,
      Girip RAB'be şükredeyim.

    118:20 İşte budur RAB'bin kapısı!
      Doğrular girebilir oradan.

    118:21 Sana şükrederim, çünkü bana yanıt verdin,
      Kurtarıcım oldun.
    118:22 Yapıcıların reddettiği taş,
      Köşenin baş taşı oldu.
    118:23 RAB'bin işidir bu,
      Gözümüzde harika bir iş!
    118:24 Bugün RAB'bin yarattığı gündür,
      Onun için sevinip coşalım!
    118:25 Ne olur, ya RAB, kurtar bizi,
      Ne olur, başarılı kıl bizi!

    118:26 Kutsansın RAB'bin adıyla gelen!
      Kutsuyoruz sizi RAB'bin evinden.
    118:27 RAB Tanrı'dır, aydınlattı bizi.
      İplerle bağlayın bayram kurbanını, 
      İlerleyin sunağın boynuzlarına kadar.

    118:28 Tanrım sensin, şükrederim sana,
      Tanrım sensin, yüceltirim seni.

    118:29 RAB'be şükredin, çünkü O iyidir,
      Sevgisi sonsuzdur.

119. Mezmur


(ALEF)  

 

119.Bölüm


    119:1 Ne mutlu yolları temiz olanlara,
      RAB'bin yasasına göre yaşayanlara!
    119:2 Ne mutlu O'nun öğütlerine uyanlara,
      Bütün yüreğiyle O'na yönelenlere!
    119:3 Hiç haksızlık etmezler,
      O'nun yolunda yürürler.
    119:4 Koyduğun koşullara
      Dikkatle uyulmasını buyurdun.
    119:5 Keşke kararlı olsam
      Senin kurallarına uymakta!
    119:6 Hiç utanmayacağım,
      Bütün buyruklarını izledikçe.
    119:7 Şükredeceğim sana temiz yürekle,
      Adil hükümlerini öğrendikçe.
    119:8 Kurallarını yerine getireceğim,
      Bırakma beni hiçbir zaman!

(BEYT)



    119:9 Genç insan yolunu nasıl temiz tutar?
      Senin sözünü tutmakla.
    119:10 Bütün yüreğimle sana yöneliyorum,
      İzin verme buyruklarından sapmama!
    119:11 Aklımdan çıkarmam sözünü,
      Sana karşı günah işlememek için.
    119:12 Övgüler olsun sana, ya RAB,
      Bana kurallarını öğret.
    119:13 Ağzından çıkan bütün hükümleri
      Dudaklarımla yineliyorum.
    119:14 Sevinç duyuyorum öğütlerini izlerken,
      Sanki benim oluyor bütün hazineler.
    119:15 Koşullarını derin derin düşünüyorum,
      Yollarını izlerken.
    119:16 Zevk alıyorum kurallarından,
      Sözünü unutmayacağım.

(GİMEL)



    119:17 Ben kuluna iyilik et ki yaşayayım,
      Sözüne uyayım.
    119:18 Gözlerimi aç,
      Yasandaki harikaları göreyim.
    119:19 Garibim bu dünyada,
      Buyruklarını benden gizleme!
    119:20 İçim tükeniyor,
      Her an hükümlerini özlemekten.
    119:21 Buyruklarından sapan
      Lanetli küstahları azarlarsın.
    119:22 Uzaklaştır benden küçümsemeleri, hakaretleri,
      Çünkü öğütlerini tutuyorum.
    119:23 Önderler toplanıp beni kötüleseler bile,
      Ben kulun senin kurallarını derin derin düşüneceğim.
    119:24 Öğütlerin benim zevkimdir,
      Bana akıl verirler.

(DALET)



    119:25 Toza toprağa serildim,
      Sözün uyarınca yaşam ver bana.
    119:26 Yaptıklarımı açıkladım, beni yanıtladın;
      Kurallarını öğret bana!
    119:27 Koşullarını anlamamı sağla ki,
      Harikalarının üzerinde düşüneyim.
    119:28 İçim eriyor kederden,
      Sözün uyarınca güçlendir beni!
    119:29 Yalan yoldan uzaklaştır,
      Yasan uyarınca lütfet bana.
    119:30 Ben sadakat yolunu seçtim,
      Hükümlerini uygun gördüm.
    119:31 Öğütlerine dört elle sarıldım, ya RAB,
      Utandırma beni!
    119:32 İçime huzur verdiğin için
      Buyrukların doğrultusunda koşacağım.

(HE)



    119:33 Kurallarını nasıl izleyeceğimi öğret bana, ya RAB,
      Öyle ki, onları sonuna kadar izleyeyim.
    119:34 Anlamamı sağla, yasana uyayım,
      Bütün yüreğimle onu yerine getireyim.
    119:35 Buyrukların doğrultusunda yol göster bana,
      Çünkü yolundan zevk alırım.
    119:36 Yüreğimi haksız kazanca değil,
      Kendi öğütlerine yönelt.
    119:37 Gözlerimi boş şeylerden  çevir,
      Beni kendi yolunda yaşat.
    119:38 Senden korkulması için
      Ben kuluna verdiğin sözü yerine getir.
    119:39 Korktuğum hakaretten uzak tut beni,
      Çünkü senin ilkelerin iyidir.
    119:40 Çok özlüyorum senin koşullarını!
      Beni doğruluğunun içinde yaşat!

(VAV)



    119:41 Bana sevgini göster, ya RAB,
      Sözün uyarınca kurtar beni!
    119:42 O zaman beni aşağılayanlara
      Gereken yanıtı verebilirim,
      Çünkü senin sözüne güvenirim.
    119:43 Gerçeğini ağzımdan düşürme,
      Çünkü senin hükümlerine umut bağladım.
    119:44 Yasana sürekli,
      Sonsuza dek uyacağım.
    119:45 Özgürce yürüyeceğim,
      Çünkü senin koşullarına yöneldim ben.
    119:46 Kralların önünde senin öğütlerinden söz edecek,
      Utanç duymayacağım.
    119:47 Senin buyruklarından zevk alıyor,
      Onları seviyorum.
    119:48 Saygı ve sevgi duyuyorum buyruklarına,
      Derin derin düşünüyorum kurallarını.

(ZAYİN)



    119:49 Kuluna verdiğin sözü anımsa,
      Bununla umut verdin bana.
    119:50 Acı çektiğimde beni avutan budur,
      Sözün bana yaşam verir.
    119:51 Çok eğlendiler küstahlar benimle,
      Yine de yasandan şaşmadım.
    119:52 Geçmişte verdiğin hükümleri anımsayınca,
      Avundum, ya RAB.
    119:53 Çileden çıkıyorum,
      Yasanı terk eden kötüler yüzünden.
    119:54 Senin kurallarındır ezgilerimin konusu,
      Konuk olduğum bu dünyada.
    119:55 Gece adını anarım, ya RAB,
      Yasana uyarım.
    119:56 Tek yaptığım,
      Senin koşullarına uymak.

(HET)



    119:57 Benim payıma düşen sensin, ya RAB,
      Sözlerini yerine getireceğim, dedim.
    119:58 Bütün yüreğimle sana yakardım.
      Lütfet bana, sözün uyarınca.
    119:59 Tuttuğum yolları düşündüm,
      Senin öğütlerine göre adım attım.
    119:60 Buyruklarına uymak için
      Elimi çabuk tuttum, oyalanmadım.
    119:61 Kötülerin ipleri beni sardı,
      Yasanı unutmadım.
    119:62 Doğru hükümlerin için
      Gece yarısı kalkıp sana şükrederim.
    119:63 Dostuyum bütün senden korkanların,
      Koşullarına uyanların.
    119:64 Yeryüzü sevginle dolu, ya RAB,
      Kurallarını öğret bana!

(TET)



    119:65 Ya RAB, iyilik ettin kuluna,
      Sözünü tuttun.
    119:66 Bana sağduyu ve bilgi ver,
      Çünkü inanıyorum buyruklarına.
    119:67 Acı çekmeden önce yoldan sapardım,
      Ama şimdi sözüne uyuyorum.
    119:68 Sen iyisin, iyilik edersin;
      Bana kurallarını öğret.
    119:69 Küstahlar yalanlarla beni lekeledi,
      Ama ben bütün yüreğimle senin koşullarına uyarım.
    119:70 Onların yüreği yağ bağladı,
      Bense zevk alırım yasandan.
    119:71 İyi oldu acı çekmem;
      Çünkü kurallarını öğreniyorum.
    119:72 Ağzından çıkan yasa benim için
      Binlerce altın ve gümüşten daha değerlidir.

(YOD)



    119:73 Senin ellerin beni yarattı, biçimlendirdi.
      Anlamamı sağla ki buyruklarını öğreneyim.
    119:74 Senden korkanlar beni görünce sevinsin,
      Çünkü senin sözüne umut bağladım.
    119:75 Biliyorum, ya RAB, hükümlerin adildir;
      Bana acı çektirirken bile sadıksın.
    119:76 Ben kuluna verdiğin söz uyarınca,
      Sevgin beni avutsun.
    119:77 Sevecenlik göster bana, yaşayayım,
      Çünkü yasandan zevk alıyorum.
    119:78 Utansın küstahlar beni yalan yere suçladıkları için.
      Bense senin koşullarını düşünüyorum.
    119:79 Bana dönsün senden korkanlar,
      Öğütlerini bilenler.
    119:80 Yüreğim kusursuz uysun kurallarına,
      Öyle ki, utanç duymayayım.

(KAF)



    119:81 İçim tükeniyor senin kurtarışını özlerken,
      Senin sözüne umut bağladım ben.
    119:82 Gözümün feri sönüyor söz verdiklerini beklemekten,
      «Ne zaman avutacaksın beni?» diye soruyorum.
    119:83 Dumandan kararmış tuluma döndüm,
      Yine de unutmuyorum kurallarını.
    119:84 Daha ne kadar bekleyecek kulun?
      Ne zaman yargılayacaksın bana zulmedenleri?
    119:85 Çukur kazdılar benim için
      Yasana uymayan küstahlar.
    119:86 Bütün buyrukların güvenilirdir;
      Haksız yere zulmediyorlar, yardım et bana!
    119:87 Nerdeyse sileceklerdi beni yeryüzünden,
      Ama ben senin koşullarından ayrılmadım.
    119:88 Koru canımı sevgin uyarınca,
      Tutayım ağzından çıkan öğütleri.

(LAMET)



    119:89 Ya RAB, sözün
      Göklerde sonsuza dek duruyor.
    119:90 Sadakatin kuşaklar boyu sürüyor,
      Kurduğun yeryüzü sapasağlam duruyor.
    119:91 Bugün hükümlerin uyarınca ayakta duran her şey
      Sana kulluk ediyor.
    119:92 Eğer yasan zevk kaynağım olmasaydı,
      Çektiğim acılardan yok olurdum.
    119:93 Koşullarını asla unutmayacağım,
      Çünkü onlarla bana yaşam verdin.
    119:94 Kurtar beni, çünkü seninim,
      Senin koşullarına yöneldim.
    119:95 Kötüler beni yok etmeyi beklerken,
      Ben senin öğütlerini inceliyorum.
    119:96 Kusursuz olan her şeyin bir sonu olduğunu gördüm,
      Ama senin buyruğun sınır tanımaz.

(MEM)



    119:97 Ne kadar severim yasanı!
      Bütün gün düşünürüm onun üzerinde.
    119:98 Buyrukların beni düşmanlarımdan bilge kılar,
      Çünkü her zaman aklımdadır onlar.
    119:99 Bütün öğretmenlerimden daha akıllıyım,
      Çünkü öğütlerin üzerinde düşünüyorum.
    119:100 Yaşlılardan daha bilgeyim,
      Çünkü senin koşullarına uyuyorum.
    119:101 Sakınırım her kötü yoldan,
      Senin sözünü tutmak için.
    119:102 Ayrılmam hükümlerinden,
      Çünkü bana sen öğrettin.
    119:103 Ne tatlı geliyor verdiğin sözler damağıma,
      Baldan tatlı geliyor ağzıma!
    119:104 Senin koşullarına uymakla bilgelik kazanıyorum,
      Bu yüzden nefret ediyorum her yanlış yoldan.

(NUN)



    119:105 Sözün adımlarım için çıra,
      Yolum için ışıktır.
    119:106 Adil hükümlerini izleyeceğime ant içtim,
      Andımı tutacağım.
    119:107 Çok sıkıntı çektim, ya RAB;
      Koru hayatımı sözün uyarınca.
    119:108 Ağzımdan çıkan içten övgüleri
      Kabul et, ya RAB,
      Bana hükümlerini öğret.
    119:109 Hayatım her an tehlikede,
      Yine de unutmam yasanı.
    119:110 Kötüler tuzak kurdu bana,
      Yine de sapmadım senin koşullarından.
    119:111 Öğütlerin sonsuza dek mirasımdır,
      Yüreğimin sevincidir onlar.
    119:112 Kararlıyım
      Sonuna kadar senin kurallarına uymaya.

(SAMEK)



    119:113 Döneklerden tiksinir,
      Senin yasanı severim.
    119:114 Sığınağım ve kalkanım sensin,
      Senin sözüne umut bağlarım.
    119:115 Ey kötüler, benden uzak durun,
      Tanrım'ın buyruklarını yerine getireyim.
    119:116 Sözün uyarınca destek ol bana, yaşam bulayım;
      Umudumu boşa çıkarma!
    119:117 Sıkı tut beni, kurtulayım,
      Her zaman kurallarını dikkate alayım.
    119:118 Kurallarından sapan herkesi reddedersin,
      Çünkü onların hileleri boştur.
    119:119 Dünyadaki kötüleri cüruf gibi atarsın,
      Bu yüzden severim senin öğütlerini.
    119:120 Bedenim ürperiyor dehşetinden,
      Korkuyorum hükümlerinden.

(AYİN)



    119:121 Adil ve doğru olanı yaptım,
      Gaddarların eline bırakma beni!
    119:122 Güven altına al kulunun mutluluğunu,
      Baskı yapmasın bana küstahlar.
    119:123 Gözümün feri sönüyor,
      Beni kurtarmanı,
      Adil sözünü yerine getirmeni beklemekten.
    119:124 Kuluna sevgin uyarınca davran,
      Bana kurallarını öğret.
    119:125 Ben senin kulunum, bana akıl ver ki,
      Öğütlerini anlayabileyim.
    119:126 Ya RAB, harekete geçmenin zamanıdır,
      Yasanı çiğniyorlar.
    119:127 Bu yüzden senin buyruklarını,
      Altından, saf altından daha çok seviyorum;
    119:128 Koyduğun koşulların hepsini doğru buluyorum,
      Her yanlış yoldan tiksiniyorum.

(PE)



    119:129 Harika öğütlerin var,
      Bu yüzden onlara candan uyuyorum.
    119:130 Sözlerinin açıklanışı aydınlık saçar,
      Saf insanlara akıl verir.
    119:131 Ağzım açık, soluk soluğayım,
      Çünkü buyruklarını özlüyorum.
    119:132 Bana lütufla bak,
      Adını sevenlere her zaman yaptığın gibi.
    119:133 Adımlarımı pekiştir verdiğin söz uyarınca,
      Hiçbir suç bana egemen olmasın.
    119:134 Kurtar beni insan baskısından,
      Koşullarına uyabileyim.
    119:135 Yüzün aydınlık saçsın kulunun üzerine,
      Kurallarını öğret bana.
    119:136 Oluk oluk yaş akıyor gözlerimden,
      Çünkü uymuyorlar yasana.

(SADE)



    119:137 Sen adilsin, ya RAB,
      Hükümlerin doğrudur.
    119:138 Buyurduğun öğütler doğru
      Ve tam güvenilirdir.
    119:139 Gayretim beni tüketti,
      Çünkü düşmanlarım unuttu senin sözlerini.
    119:140 Sözün çok güvenilirdir,
      Kulun onu sever.
    119:141 Önemsiz ve horlanan biriyim ben,
      Ama koşullarını unutmuyorum.
    119:142 Adaletin sonsuza dek doğrudur,
      Yasan gerçektir.
    119:143 Sıkıntıya, darlığa düştüm,
      Ama buyrukların benim zevkimdir.
    119:144 Öğütlerin sonsuza dek doğrudur;
      Bana akıl ver ki, yaşayayım.

(KOF)



    119:145 Bütün yüreğimle haykırıyorum,
      Yanıtla beni, ya RAB!
      Senin kurallarına uyacağım.
    119:146 Sana sesleniyorum,
      Kurtar beni,
      Öğütlerine uyayım.
    119:147 Gün doğmadan kalkıp yardım dilerim,
      Senin sözüne umut bağladım.
    119:148 Verdiğin söz üzerinde düşüneyim diye,
      Gece boyunca uyku girmiyor gözüme.
    119:149 Sevgin uyarınca sesime kulak ver,
      Hükümlerin uyarınca, ya RAB, yaşam ver bana!
    119:150 Yaklaşıyor kötülük ardınca koşanlar,
      Yasandan uzaklaşıyorlar.
    119:151 Oysa sen yakınsın, ya RAB,
      Bütün buyrukların gerçektir.
    119:152 Çoktan beri anladım
      Öğütlerini sonsuza dek verdiğini.

(REŞ)



    119:153 Çektiğim sıkıntıyı gör, kurtar beni,
      Çünkü yasanı unutmadım.
    119:154 Davamı savun, özgür kıl beni,
      Sözün uyarınca koru canımı.
    119:155 Kurtuluş kötülerden uzaktır,
      Çünkü senin kurallarına yönelmiyorlar.
    119:156 Çok sevecensin, ya RAB,
      Hükümlerin uyarınca koru canımı.
    119:157 Bana zulmedenler, düşmanlarım çok,
      Yine de sapmadım senin öğütlerinden.
    119:158 Tiksinerek bakıyorum hainlere,
      Çünkü uymuyorlar senin sözüne.
    119:159 Bak, ne kadar seviyorum koşullarını,
      Sevgin uyarınca, ya RAB, koru canımı.
    119:160 Sözlerinin temeli gerçektir,
      Doğru hükümlerinin tümü sonsuza dek sürecektir.

(SİN ve ŞİN)



    119:161 Yok yere zulmediyor bana önderler,
      Oysa yüreğim senin sözünle titrer.
    119:162 Ganimet bulan biri gibi
      Verdiğin sözlerde sevinç bulurum.
    119:163 Tiksinir, iğrenirim yalandan,
      Ama senin yasanı severim.
    119:164 Doğru hükümlerin için
      Seni günde yedi kez överim.
    119:165 Yasanı sevenler büyük esenlik bulur,
      Hiçbir şey sendeletmez onları.
    119:166 Ya RAB, kurtarışına umut bağlar,
      Buyruklarını yerine getiririm.
    119:167 Öğütlerine candan uyar,
      Onları çok severim.
    119:168 Öğütlerini, koşullarını uygularım,
      Çünkü bütün davranışlarımı görürsün sen.

(TAV)



    119:169 Feryadım sana erişsin, ya RAB,
      Sözün uyarınca akıl ver bana!
    119:170 Yalvarışım sana ulaşsın;
      Verdiğin söz uyarınca kurtar beni!
    119:171 Dudaklarımdan övgüler aksın,
      Çünkü bana kurallarını öğretiyorsun.
    119:172 Dilimde sözün ezgilere dönüşsün,
      Çünkü bütün buyrukların doğrudur.
    119:173 Elin bana yardıma hazır olsun,
      Çünkü senin koşullarını seçtim ben.
    119:174 Kurtarışını özlüyorum, ya RAB,
      Yasan zevk kaynağımdır.
    119:175 Beni yaşat ki, sana övgüler sunayım,
      Hükümlerin bana yardımcı olsun.
    119:176 Kaybolmuş koyun gibi avare dolaşıyordum;
      Kulunu ara,
      Çünkü buyruklarını unutmadım ben.

120. Mezmur

 

120.Bölüm

120:0 Hac ilahisi 
    120:1 Sıkıntıya düşünce RAB'be seslendim;
      Yanıtladı beni.
    120:2 Ya RAB, kurtar canımı yalancı dudaklardan,
      Aldatıcı dillerden!

    120:3 Ey aldatıcı dil,
      RAB ne verecek sana,
      Daha ne verecek?
    120:4 Yiğidin sivri oklarıyla
      Retem çalısından alevli korlar!

    120:5 Vay bana, Meşek'te garip kaldım sanki,
      Kedar çadırları arasında oturdum.
    120:6 Fazla kaldım
      Barıştan nefret edenler arasında.
    120:7 Ben barış yanlısıyım,
      Ama söze başladığımda,
      Onlar savaşa kalkıyor!

121. Mezmur

 

121.Bölüm

121:0 Hac ilahisi
    121:1 Gözlerimi dağlara kaldırıyorum,
      Nereden yardım gelecek?
    121:2 Yeri göğü yaratan
      RAB'den gelecek yardım.

    121:3 O ayaklarının kaymasına izin vermez,
      Seni koruyan uyuklamaz.
    121:4 İsrail'in koruyucusu ne uyur ne uyuklar.

    121:5 Senin koruyucun RAB'dir,
      O sağ yanında sana gölgedir.
    121:6 Gündüz güneş,
      Gece ay sana zarar vermez.

    121:7 RAB her kötülükten seni korur,
      Esirger canını.
    121:8 Şimdiden sonsuza dek
      RAB koruyacak gidişini, gelişini.

122. Mezmur

 

122.Bölüm

122:0 Davut'un hac ilahisi
    122:1 Bana: «RAB'bin evine gidelim» dendikçe
      Sevinirim.
    122:2 Ayaklarımız senin kapılarında,
      Ey Yeruşalim!

    122:3 Bitişik nizamda kurulmuş bir kenttir
      Yeruşalim!
    122:4 Oymaklar çıkar oraya, RAB'bin oymakları,
      İsrail'e verilen öğüt uyarınca,
      RAB'bin adına şükretmek için.
    122:5 Çünkü orada yargı tahtları,
      Davut soyunun tahtları kurulmuştur.

    122:6 Esenlik dileyin Yeruşalim'e:
      «Huzur bulsun seni sevenler!
    122:7 Surlarına esenlik,
      Saraylarına huzur egemen olsun!»
    122:8 Kardeşlerim, dostlarım için,
      «Esenlik olsun sana!» derim.
    122:9 Tanrımız RAB'bin evi için
      İyilik dilerim sana.

123. Mezmur

 

123.Bölüm

123:0 Hac ilahisi
    123:1 Gözlerimi sana kaldırıyorum,
      Ey göklerde taht kuran!
    123:2 Nasıl kulların gözleri efendilerinin,
      Hizmetçinin gözleri hanımının eline bakarsa,
      Bizim gözlerimiz de RAB Tanrımız'a öyle bakar,
      O bize acıyıncaya dek.

    123:3 Acı bize, ya RAB, acı;
      Gördüğümüz hakaret yeter de artar.
    123:4 Rahat yaşayanların alayları,
      Küstahların hakareti
      Canımıza yetti.

124. Mezmur

 

124.Bölüm

124:0 Davut'un hac ilahisi
    124:1 RAB bizden yana olmasaydı,
      Desin şimdi İsrail:
    124:2 RAB bizden yana olmasaydı,
      İnsanlar bize saldırdığında,
    124:3 Diri diri yutarlardı bizi,
      Öfkeleri bize karşı alevlenince.
    124:4 Sular silip süpürürdü bizleri,
      Seller geçerdi üzerimizden.
    124:5 Kabaran sular
      Aşardı başımızdan.

    124:6 Övgüler olsun
      Bizi onların ağzına yem etmeyen RAB'be!
    124:7 Bir kuş gibi
      Kurtuldu canımız avcının tuzağından,
      Kırıldı tuzak, kurtulduk.
    124:8 Yeri göğü yaratan
      RAB'bin adı yardımcımızdır.

125. Mezmur

 

125.Bölüm

125:0 Hac ilahisi
    125:1 RAB'be güvenenler Siyon Dağı'na benzer,
      Sarsılmaz, sonsuza dek durur.
    125:2 Dağlar Yeruşalim'i nasıl kuşatmışsa,
      RAB de halkını öyle kuşatmıştır,
      Şimdiden sonsuza dek.

    125:3 Kalmayacak kötülerin asası,
      Doğruların payına düşen toprakta,
      Yoksa doğrular haksızlığa el uzatabilir.
    125:4 İyilik et, ya RAB,
      İyilere, yüreği temiz olanlara.
    125:5 Ama kendi halkından eğri yollara sapanları,
      RAB kötü uluslarla birlikte kovacak.

    İsrail'e esenlik olsun!

126. Mezmur

 

126.Bölüm

126:0 Hac ilahisi
    126:1 RAB sürgünleri Siyon'a geri getirince, 
      Rüya gibi geldi bize.
    126:2 Ağzımız gülüşlerle,
      Dilimiz sevinç çığlıklarıyla doldu.
      «RAB onlar için büyük işler yaptı»
      Diye konuşuldu uluslar arasında.
    126:3 RAB bizim için büyük işler yaptı,
      Sevinç doldu içimiz.

    126:4 Ya RAB, eski gönencimize kavuştur bizi,
      Negev'de suya kavuşan vadiler gibi.
    126:5 Gözyaşları içinde ekenler,
      Sevinç çığlıklarıyla biçecek;
    126:6 Ağlayarak tohum çuvalını taşıyıp dolaşan,
      Sevinç çığlıkları atarak demetlerle dönecek.

127. Mezmur

 

127.Bölüm

127:0 Süleyman'ın hac ilahisi
    127:1 Evi RAB yapmazsa,
      Yapıcılar boşuna didinir.
      Kenti RAB korumazsa,
      Bekçi boşuna bekler.
    127:2 Boşuna erken kalkıp
      Geç yatıyorsunuz.
      Ey zahmetle kazanılan ekmeği yiyenler,
      RAB sevdiklerinin rahat uyumasını sağlar.

    127:3 Çocuklar RAB'bin verdiği bir armağandır,
      Rahmin ürünü bir ödüldür.
    127:4 Yiğidin elinde nasılsa oklar,
      Öyledir gençlikte doğan çocuklar.
    127:5 Ne mutlu ok kılıfı onlarla dolu insana!
      Kent kapısında  hasımlarıyla tartışırken
      Utanç duymayacaklar.

128. Mezmur

 

128.Bölüm

128:0 Hac ilahisi
    128:1 Ne mutlu RAB'den korkana,
      O'nun yolunda yürüyene!

    128:2 Emeğinin ürününü yiyeceksin,
      Mutlu ve başarılı olacaksın.
    128:3 Eşin evinde verimli bir asma gibi olacak;
      Çocukların zeytin filizleri gibi sofranın çevresinde.
    128:4 İşte RAB'den korkan kişi
      Böyle kutsanacak.

    128:5 RAB seni Siyon'dan kutsasın!
      Yeruşalim'in gönencini göresin,
      Bütün yaşamın boyunca!
    128:6 Çocuklarının çocuklarını göresin!

    İsrail'e esenlik olsun!

129. Mezmur

 

129.Bölüm

129:0 Hac ilahisi
    129:1 Gençliğimden beri bana sık sık saldırdılar;
      Şimdi söylesin İsrail:

    129:2 «Gençliğimden beri bana sık sık saldırdılar,
      Ama yenemediler beni.
    129:3 Çiftçiler saban sürdüler sırtımda,
      Upuzun iz bıraktılar.»
    129:4 Ama RAB adildir,
      Kesti kötülerin bağlarını.

    129:5 Siyon'dan nefret eden herkes
      Utanç içinde geri çekilsin.
    129:6 Damlardaki ota,
      Büyümeden kuruyan ota dönsünler.
    129:7 Orakçı avucunu,
      Demetçi kucağını dolduramaz onunla.
    129:8 Yoldan geçenler de,
      «RAB sizi kutsasın,
      RAB'bin adıyla sizi kutsarız» demezler.

130. Mezmur

 

130.Bölüm

130:0 Hac ilahisi
    130:1 Derinliklerden sana sesleniyorum, ya RAB,
    130:2 Sesimi işit, ya Rab,
      Yalvarışıma iyi kulak ver!

    130:3 Ya RAB, sen suçların hesabını tutsan,
      Kim ayakta kalabilir, ya Rab?
    130:4 Ama sen bağışlayıcısın,
      Öyle ki senden korkulsun.

    130:5 RAB'bi gözlüyorum,
      Canım RAB'bi gözlüyor,
      Umut bağlıyorum O'nun sözüne.
    130:6 Sabahı gözleyenlerden,
      Evet, sabahı gözleyenlerden daha çok,
      Canım Rab'bi gözlüyor.

    130:7 Ey İsrail, RAB'be umut bağla!
      Çünkü RAB'de sevgi,
      Tam kurtuluş vardır.
    130:8 İsrail'i bütün suçlarından
      Fidyeyle O kurtaracaktır.

131. Mezmur

 

131.Bölüm

131:0 Davut'un hac ilahisi
    131:1 Ya RAB, yüreğimde gurur yok,
      Gözüm yükseklerde değil.
      Büyük işlerle,
      Kendimi aşan harika işlerle uğraşmıyorum.
    131:2 Tersine, ana kucağında sütten kesilmiş çocuk gibi,
      Kendimi yatıştırıp huzur buldum,
      Sütten kesilmiş çocuğa döndüm.
    131:3 Ey İsrail, RAB'be umut bağla
      Şimdiden sonsuza dek!

132. Mezmur

 

132.Bölüm

132:0 Hac ilahisi
    132:1 132:2 Ya RAB, Davut'un hatırı için,
      Çektiği bütün zorlukları,
      Sana nasıl ant içtiğini,
      Yakup'un güçlü Tanrısı'na adak adadığını anımsa:
    132:3 «Evime gitmeyeceğim,
      Yatağıma uzanmayacağım,
    132:4 Gözlerime uyku girmeyecek,
      Göz kapaklarım kapanmayacak,
    132:5 RAB'be bir yer,
      Yakup'un güçlü Tanrısı'na bir konut buluncaya dek.»

    132:6 Antlaşma Sandığı'nın Efrata'da olduğunu duyduk,
      Onu Yaar kırlarında bulduk.
    132:7 «RAB'bin konutuna gidelim,
      Ayağının taburesi önünde tapınalım» dedik.

    132:8 Çık, ya RAB, yaşayacağın yere,
      Gücünü simgeleyen sandıkla birlikte.
    132:9 Kâhinlerin doğruluğu kuşansın,
      Sadık kulların sevinç çığlıkları atsın.

    132:10 Kulun Davut'un hatırı için,
      Meshettiğin krala yüz çevirme.
    132:11 RAB Davut'a kesin ant içti,
      Andından dönmez:
      «Senin soyundan birini tahtına oturtacağım.
    132:12 Eğer oğulların antlaşmama,
      Vereceğim öğütlere uyarlarsa,
      Onların oğulları da sonsuza dek
      Senin tahtına oturacak.»

    132:13 Çünkü RAB Siyon'u seçti,
      Onu konut edinmek istedi.
    132:14 «Sonsuza dek yaşayacağım yer budur» dedi,
      «Burada oturacağım, çünkü bunu kendim istedim.
    132:15 Çok bereketli kılacağım erzakını,
      Yiyecekle doyuracağım yoksullarını.
    132:16 Kurtuluşla donatacağım kâhinlerini;
      Hep sevinç ezgileri söyleyecek sadık kulları.
    132:17 Burada Davut soyundan güçlü bir kral çıkaracağım,
      Meshettiğim kralın soyunu
      Işık olarak sürdüreceğim.
    132:18 Düşmanlarını utanca bürüyeceğim,
      Ama onun başındaki taç parıldayacak.»

133. Mezmur

 

133.Bölüm

133:0 Davut'un hac ilahisi
    133:1 Ne iyi, ne güzeldir,
      Birlik içinde kardeşçe yaşamak!
    133:2 Başa sürülen değerli yağ gibi,
      Sakaldan, Harun'un sakalından
      Kaftanının yakasına dek inen yağ gibi.
    133:3 Hermon Dağı'na yağan çiy
      Siyon dağlarına yağıyor sanki.
      Çünkü RAB orada bereketi,
      Sonsuz yaşamı buyurdu.

134. Mezmur

 

134.Bölüm

134:0 Hac ilahisi
    134:1 Ey sizler, RAB'bin bütün kulları,
      RAB'bin Tapınağı'nda gece hizmet edenler,
      O'na övgüler sunun!
    134:2 Ellerinizi kutsal yere doğru kaldırıp
      RAB'be övgüler sunun!

    134:3 Yeri göğü yaratan
      RAB kutsasın sizi Siyon'dan.

135. Mezmur

 

135.Bölüm

135:0
    135:1 135:2 RAB'be övgüler sunun!
      RAB'bin adına övgüler sunun,
      Ey RAB'bin kulları!
      Ey sizler, RAB'bin Tapınağı'nda,
      Tanrımız'ın Tapınağı'nın avlularında hizmet edenler,
      Övgüler sunun!
    135:3 RAB'be övgüler sunun,
      Çünkü RAB iyidir.
      Adını ilahilerle övün,
      Çünkü hoştur bu.
    135:4 RAB kendine Yakup soyunu,
      Öz halkı olarak İsrail'i seçti.

    135:5 Biliyorum, RAB büyüktür,
      Rabbimiz bütün ilahlardan üstündür.
    135:6 RAB ne isterse yapar,
      Göklerde, yeryüzünde,
      Denizlerde, bütün derinliklerde.
    135:7 Yeryüzünün dört bucağından bulutlar yükseltir,
      Yağmur için şimşek çaktırır,
      Ambarlarından rüzgar estirir.

    135:8 İnsanlardan hayvanlara dek
      Mısır'da ilk doğanları öldürdü.
    135:9 Ey Mısır, senin orta yerinde,
      Firavunla bütün görevlilerine
      Belirtiler, şaşılası işler gösterdi.
    135:10 Birçok ulusu bozguna uğrattı,
      Güçlü kralları öldürdü:
    135:11 Amorlu kral Sihon'u,
      Başan Kralı Og'u,
      Bütün Kenan krallarını.
    135:12 Topraklarını mülk,
      Evet, mülk olarak halkı İsrail'e verdi.

    135:13 Ya RAB, adın sonsuza dek sürecek,
      Bütün kuşaklar seni anacak.
    135:14 RAB halkını haklı çıkarır,
      Kullarına acır.

    135:15 Ulusların putları altın ve gümüşten yapılmış,
      İnsan elinin eseridir.
    135:16 Ağızları var, konuşmazlar,
      Gözleri var, görmezler,
    135:17 Kulakları var, duymazlar,
      Soluk alıp vermezler.
    135:18 Onları yapan, onlara güvenen herkes
      Onlar gibi olacak!

    135:19 Ey İsrail halkı, RAB'be övgüler sun!
      Ey Harun soyu, RAB'be övgüler sun!
    135:20 Ey Levi soyu, RAB'be övgüler sun!
      RAB'be övgüler sunun, ey RAB'den korkanlar!
    135:21 Yeruşalim'de oturan RAB'be
      Siyon'dan övgüler sunulsun!

    RAB'be övgüler sunun!

136. Mezmur

 

136.Bölüm


    136:1 Şükredin RAB'be, çünkü O iyidir,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:2 Şükredin tanrılar Tanrısı'na,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:3 Şükredin rabler Rabbi'ne,
      Sevgisi sonsuzdur;

    136:4 Büyük harikalar yapan tek varlığa,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:5 Gökleri bilgece yaratana,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:6 Yeri sular üzerine yayana,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:7 Büyük ışıklar yaratana,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:8 Gündüze egemen olsun diye güneşi,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:9 Geceye egemen olsun diye ayı ve yıldızları yaratana,
      Sevgisi sonsuzdur;

    136:10 Mısır'da ilk doğanları öldürene,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:11 136:12 Güçlü eli, kudretli koluyla
      Sevgisi sonsuzdur;
      İsrail'i Mısır'dan çıkarana,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:13 Kızıldeniz'i ikiye bölene,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:14 İsrail'i ortasından geçirene,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:15 Firavunla ordusunu Kızıldeniz'e dökene,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:16 Kendi halkını çölde yürütene,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:17 Büyük kralları vurana,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:18 Güçlü kralları öldürene,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:19 Amorlu kral Sihon'u,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:20 Başan Kralı Og'u öldürene,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:21 136:22 Topraklarını mülk olarak,
      Sevgisi sonsuzdur;
      Kulu İsrail'e mülk verene,
      Sevgisi sonsuzdur;

    136:23 Düşkün günlerimizde bizi anımsayana,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:24 Düşmanlarımızdan bizi kurtarana,
      Sevgisi sonsuzdur;
    136:25 Bütün canlılara yiyecek verene,
      Sevgisi sonsuzdur;

    136:26 Şükredin Göklerin Tanrısı'na,
      Sevgisi sonsuzdur.

137. Mezmur

 

137.Bölüm


    137:1 Babil ırmakları kıyısında oturup
      Siyon'u andıkça ağladık;
    137:2 Çevredeki kavaklara
      Lirlerimizi astık.
    137:3 Çünkü orada bizi tutsak edenler bizden ezgiler,
      Bize zulmedenler bizden şenlik istiyor,
      «Siyon ezgilerinden birini okuyun bize!» diyorlardı.

    137:4 Nasıl okuyabiliriz RAB'bin ezgisini
      El toprağında?
    137:5 Ey Yeruşalim, seni unutursam,
      Sağ elim kurusun.
    137:6 Seni anmaz,
      Yeruşalim'i en büyük sevincimden üstün tutmazsam,
      Dilim damağıma yapışsın!

    137:7 Yeruşalim'in düştüğü gün,
      «Yıkın onu, yıkın temellerine kadar!»
      Diyen Edomlular'ın tavrını anımsa, ya RAB.

    137:8 Ey sen, yıkılası Babil kızı,
      Bize yaptıklarını
      Sana ödetecek olana ne mutlu!
    137:9 Ne mutlu senin yavrularını tutup
      Kayalarda parçalayacak insana!

138. Mezmur

 

138.Bölüm

138:0 Davut'un mezmuru
    138:1 Bütün yüreğimle sana şükrederim, ya RAB,
      İlahlar önünde seni ilahilerle överim.
    138:2 Kutsal tapınağına doğru eğilir,
      Adına şükrederim,
      Sevgin, sadakatin için.
      Çünkü adını ve sözünü her şeyden üstün tuttun.
    138:3 Seslendiğim gün bana yanıt verdin,
      İçime güç koydun, beni yüreklendirdin.

    138:4 Şükretsin sana, ya RAB, yeryüzü krallarının tümü,
      Çünkü ağzından çıkan sözleri işittiler.
    138:5 Yaptığın işleri ezgilerle övsünler, ya RAB,
      Çünkü çok yücesin.

    138:6 RAB yüksekse de,
      Alçakgönüllüleri gözetir,
      Küstahları uzaktan tanır.

    138:7 Sıkıntıya düşersem, canımı korur,
      Düşmanlarımın öfkesine karşı el kaldırırsın,
      Sağ elin beni kurtarır.
    138:8 Ya RAB, her şeyi yaparsın benim için.
      Sevgin sonsuzdur, ya RAB,
      Elinin eserini bırakma!

139. Mezmur

 

139.Bölüm

139:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
    139:1 Ya RAB, sınayıp tanıdın beni.
    139:2 Oturup kalkışımı bilirsin,
      Niyetimi uzaktan anlarsın.
    139:3 Gittiğim yolu, yattığım yeri inceden inceye elersin,
      Bütün yaptıklarımdan haberin var.
    139:4 Daha sözü ağzıma almadan,
      Söyleyeceğim her şeyi bilirsin, ya RAB.
    139:5 Beni çepeçevre kuşattın,
      Elini üzerime koydun.
    139:6 Kaldıramam böylesi bir bilgiyi,
      Başa çıkamam, erişemem.

    139:7 Nereye gidebilirim senin Ruhun'dan,
      Nereye kaçabilirim huzurundan?
    139:8 Göklere çıksam, oradasın,
      Ölüler diyarına yatak sersem, yine oradasın.
    139:9 Seherin kanatlarını alıp uçsam,
      Denizin ötesine konsam,
    139:10 Orada bile elin yol gösterir bana,
      Sağ elin tutar beni.
    139:11 Desem ki, «Karanlık beni kaplasın,
      Çevremdeki aydınlık geceye dönsün.»
    139:12 Karanlık bile karanlık sayılmaz senin için,
      Gece, gündüz gibi ışıldar,
      Karanlıkla aydınlık birdir senin için.

    139:13 İç varlığımı sen yarattın,
      Annemin rahminde beni sen ördün.
    139:14 Sana övgüler sunarım,
      Çünkü müthiş ve harika yaratılmışım.
      Ne harika işlerin var!
      Bunu çok iyi bilirim.
    139:15 Gizli yerde yaratıldığımda,
      Yerin derinliklerinde örüldüğümde,
      Bedenim senden gizli değildi.
    139:16 Henüz döl yatağındayken gözlerin gördü beni;
      Bana ayrılan günlerin hiçbiri gelmeden,
      Hepsi senin kitabına yazılmıştı.
    139:17 Hakkımdaki düşüncelerin ne değerli, ey Tanrı,
      Sayıları ne çok!
    139:18 Kum tanelerinden fazladır saymaya kalksam.
      Uyanıyorum, hâlâ seninleyim.

    139:19 Ey Tanrı, keşke kötüleri öldürsen!
      Ey eli kanlı insanlar, uzaklaşın benden!
    139:20 Çünkü senin için kötü konuşuyorlar,
      Adını kötüye kullanıyor düşmanların.
    139:21 Ya RAB, nasıl tiksinmem senden tiksinenlerden?
      Nasıl iğrenmem sana başkaldıranlardan?
    139:22 Onlardan tümüyle nefret ediyor,
      Onları düşman sayıyorum.
    139:23 Ey Tanrı, yokla beni, tanı yüreğimi,
      Sına beni, öğren kaygılarımı.
    139:24 Bak, seni gücendiren bir yönüm var mı,
      Öncülük et bana sonsuz yaşam yolunda!

140. Mezmur

 

140.Bölüm

140:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
    140:1 Ya RAB, kurtar beni kötü insandan,
      Koru beni zorbadan.
    140:2 Onlar yüreklerinde kötülük tasarlar,
      Savaşı sürekli körükler,
    140:3 Yılan gibi dillerini bilerler,
      Engerek zehiri var dudaklarının altında. Sela

    140:4 Ya RAB, sakın beni kötünün elinden,
      Koru beni zorbadan;
      Bana çelme takmayı tasarlıyorlar.
    140:5 Küstahlar benim için tuzak kurdu,
      Haydutlar ağ gerdi;
      Yol kenarına kapan koydular benim için. Sela

    140:6 Sana diyorum, ya RAB: «Tanrım sensin.»
      Yalvarışıma kulak ver, ya RAB.
    140:7 Ey Egemen RAB, güçlü kurtarıcım,
      Savaş gününde başımı korudun.
    140:8 Kötülerin dileklerini yerine getirme, ya RAB,
      Tasarılarını ileri götürme!
      Yoksa gurura kapılırlar. Sela

    140:9 Beni kuşatanların başını,
      Dudaklarından dökülen fesat kaplasın.
    140:10 Kızgın korlar yağsın üzerlerine!
      Ateşe, dipsiz çukurlara atılsınlar,
      Bir daha kalkamasınlar.
    140:11 İftiracılara ülkede hayat kalmasın,
      Felaket zorbaları amansızca avlasın.
    140:12 Biliyorum, RAB mazlumun davasını savunur,
      Yoksulları haklı çıkarır.
    140:13 Kuşkusuz doğrular senin adına şükredecek,
      Dürüstler senin huzurunda oturacak.

141. Mezmur

 

141.Bölüm

141:0 Davut'un mezmuru
    141:1 Seni çağırıyorum, ya RAB, yardımıma koş!
      Sana yakarınca sesime kulak ver!
    141:2 Duam önünde yükselen buhur gibi,
      El açışım akşam sunusu gibi kabul görsün!

    141:3 Ya RAB, ağzıma bekçi koy,
      Dudaklarımın kapısını koru!
    141:4 Yüreğim kötülüğe eğilim göstermesin,
      Suç işleyenlerin fesadına bulaşmayayım;
      Onların nefis yemeklerini tatmayayım.

    141:5 Doğru insan bana vursa, iyilik sayılır,
      Azarlasa, başa sürülen yağ gibidir,
      Başım reddetmez onu.
      Çünkü duam hep kötülere karşıdır.
    141:6 Önderleri kayalardan aşağı atılınca,
      Dinleyecekler tatlı sözlerimi.

    141:7 Sabanla sürülüp yarılmış toprak gibi,
      Saçılmış kemiklerimiz ölüler diyarının ağzına.
    141:8 Ancak gözlerim sende, ey Egemen RAB,
      Sana sığınıyorum, beni savunmasız bırakma!
    141:9 Koru beni kurdukları tuzaktan,
      Suç işleyenlerin kapanlarından.
    141:10 Ben güvenlik içinde geçip giderken,
      Kendi ağlarına düşsün kötüler.

142. Mezmur

 

142.Bölüm

142:0 Davut'un Maskili - Mağaradayken ettiği dua
    142:1 Yüksek sesle yakarıyorum RAB'be,
      Yüksek sesle RAB'be yalvarıyorum.

    142:2 Önüne döküyorum yakınmalarımı,
      Önünde anlatıyorum sıkıntılarımı.
    142:3 Bunalıma düştüğümde,
      Gideceğim yolu sen bilirsin.
      Tuzak kurdular yürüdüğüm yola.
    142:4 Sağıma bak da gör,
      Kimse saymıyor beni,
      Sığınacak yerim kalmadı,
      Kimse aramıyor beni.

    142:5 Sana haykırıyorum, ya RAB:
      «Sığınağım,
      Yaşadığımız bu dünyada nasibim sensin» diyorum.
    142:6 Haykırışıma kulak ver,
      Çünkü çok çaresizim;
      Kurtar beni ardıma düşenlerden,
      Çünkü benden güçlüler.
    142:7 Çıkar beni zindandan,
      Adına şükredeyim.
      O zaman doğrular çevremi saracak,
      Bana iyilik ettiğin için.

143. Mezmur

 

143.Bölüm

143:0 Davut'un mezmuru
    143:1 Duamı işit, ya RAB,
      Yalvarışlarıma kulak ver!
      Sadakatinle, doğruluğunla yanıtla beni!
    143:2 Kulunla yargıya girme,
      Çünkü hiçbir canlı senin karşında aklanmaz.

    143:3 Düşman beni kovalıyor,
      Ezip yere seriyor.
      Çoktan ölmüş olanlar gibi,
      Beni karanlıklarda oturtuyor.
    143:4 Bu yüzden bunalıma düştüm,
      Yüreğim perişan.

    143:5 Geçmiş günleri anıyor,
      Bütün yaptıklarını derin derin düşünüyor,
      Ellerinin işine bakıp dalıyorum.
    143:6 Ellerimi sana açıyorum,
      Canım kurak toprak gibi sana susamış. Sela

    143:7 Çabuk yanıtla beni, ya RAB,
      Tükeniyorum.
      Çevirme benden yüzünü,
      Yoksa ölüm çukuruna inen ölülere dönerim.
    143:8 Sabahları duyur bana sevgini,
      Çünkü sana güveniyorum;
      Bana gideceğim yolu bildir,
      Çünkü duam sanadır.

    143:9 Düşmanlarımdan kurtar beni, ya RAB;
      Sana sığınıyorum.
    143:10 Bana istemini yapmayı öğret,
      Çünkü Tanrım'sın benim.
      Senin iyi Ruhun
      Düz yolda bana öncülük etsin!

    143:11 Ya RAB, adın uğruna yaşam ver bana,
      Doğruluğunla kurtar beni sıkıntıdan.
    143:12 Sevginden ötürü,
      Öldür düşmanlarımı,
      Yok et bütün hasımlarımı,
      Çünkü senin kulunum ben.

144. Mezmur

 

144.Bölüm

144:0 Davut'un mezmuru
    144:1 Ellerime vuruşmayı,
      Parmaklarıma savaşmayı öğreten
      Kayam RAB'be övgüler olsun!
    144:2 O'dur benim vefalı dostum, kalem,
      Kurtarıcım, kulem,
      Kalkanım, O'na sığınırım;
      O'dur halkları bana boyun eğdiren!

    144:3 Ya RAB, insan ne ki, onu gözetesin,
      İnsan soyu ne ki, onu düşünesin?
    144:4 İnsan bir soluğu andırır,
      Günleri geçici bir gölge gibidir.

    144:5 Ya RAB, gökleri yar, aşağıya in,
      Dokun dağlara, tütsünler.
    144:6 Şimşek çaktır, dağıt düşmanı,
      Savur oklarını, şaşkına çevir onları.
    144:7 Yukarıdan elini uzat, kurtar beni;
      Çıkar derin sulardan,
      Al eloğlunun elinden.
    144:8 Onların ağzı yalan saçar,
      Sağ ellerini kaldırır, yalan yere ant içerler.

    144:9 Ey Tanrı, sana yeni bir ezgi söyleyeyim,
      Seni on telli çenkle, ilahilerle öveyim.
    144:10 Sensin kralları zafere ulaştıran,
      Kulun Davut'u kötülük kılıcından kurtaran.
    144:11 Kurtar beni, özgür kıl
      Eloğlunun elinden.
      Onların ağzı yalan saçar,
      Sağ ellerini kaldırır, yalan yere ant içerler.

    144:12 O zaman gençliğinde
      Sağlıklı yetişen fidan gibi olacak oğullarımız,
      Sarayın oymalı sütunları gibi olacak kızlarımız.
    144:13 Her türlü ürünle dolup taşacak ambarlarımız;
      Binlerce, on binlerce yavrulayacak
      Çayırlarda davarlarımız.
    144:14 Semiz olacak sığırlarımız;
      Surlarımıza gedik açılmayacak,
      İnsanlarımız sürgün edilmeyecek,
      Meydanlarımızda feryat duyulmayacak!

    144:15 Ne mutlu bunlara sahip olan halka!
      Ne mutlu Tanrısı RAB olan halka!

145. Mezmur

 

145.Bölüm

145:0 Davut'un övgü ilahisi
    145:1 Ey Tanrım, ey Kral, seni yücelteceğim,
      Adını sonsuza dek öveceğim.
    145:2 Seni her gün övecek,
      Adını sonsuza dek yücelteceğim.
    145:3 RAB büyüktür, yalnız O övgüye yaraşıktır,
      Akıl ermez büyüklüğüne.

    145:4 Yaptıkların kuşaktan kuşağa şükranla anılacak,
      Güçlü işlerin duyurulacak.
    145:5 Düşüneceğim harika işlerini,
      İnsanlar büyüklüğünü, yüce görkemini konuşacak.
    145:6 Yaptığın müthiş işlerin gücünden söz edecekler,
      Ben de senin büyüklüğünü duyuracağım.
    145:7 Eşsiz iyiliğinin anılarını kutlayacak,
      Sevinç ezgileriyle övecekler doğruluğunu.
    145:8 RAB lütufkâr ve sevecendir,
      Tez öfkelenmez, sevgisi engindir.
    145:9 RAB herkese iyi davranır,
      Sevecenliği bütün yapıtlarını kapsar.

    145:10 Bütün yapıtların sana şükreder, ya RAB,
      Sadık kulların sana övgüler sunar.
    145:11 Krallığının yüceliğini anlatır,
      Kudretini konuşur;
    145:12 Herkes senin gücünü,
      Krallığının yüce görkemini bilsin diye.
    145:13 Senin krallığın ebedi krallıktır,
      Egemenliğin kuşaklar boyunca sürer.

    RAB verdiği bütün sözleri tutar,
      Her davranışı sadıktır.
    145:14 RAB her düşene destek olur,
      İki büklüm olanları doğrultur.
    145:15 Herkesin umudu sende,
      Onlara yiyeceklerini zamanında veren sensin.
    145:16 Elini açar,
      Bütün canlıları doyurursun dilediklerince.
    145:17 RAB bütün davranışlarında adil,
      Yaptığı bütün işlerde sevecendir.
    145:18 RAB kendisine yakaran,
      İçtenlikle yakaran herkese yakındır.
    145:19 Dileğini yerine getirir kendisinden korkanların,
      Feryatlarını işitir, onları kurtarır.
    145:20 RAB korur kendisini seven herkesi,
      Yok eder kötülerin hepsini.

    145:21 RAB'be övgüler sunsun ağzım!
      Bütün canlılar O'nun kutsal adına,
      Sonsuza dek övgüler dizsin.

146. Mezmur

 

146.Bölüm


    146:1 RAB'be övgüler sunun!
      Ey gönlüm, RAB'be övgüler sun.
    146:2 Yaşadıkça RAB'be övgüler sunacak,
      Var oldukça Tanrım'a ilahiler söyleyeceğim.

    146:3 Önderlere,
      Sizi kurtaramayacak insanlara güvenmeyin.
    146:4 O son soluğunu verince toprağa döner,
      O gün tasarıları da biter.

    146:5 Ne mutlu yardımcısı Yakup'un Tanrısı olan insana,
      Umudu Tanrısı RAB'de olana!
    146:6 Yeri göğü,
      Denizi ve içindeki her şeyi yaratan,
      Sonsuza dek sadık kalan,
    146:7 Ezilenlerin hakkını alan,
      Açlara yiyecek sağlayan O'dur.

    RAB tutsakları özgür kılar,
    146:8 Körlerin gözünü açar,
      İki büklüm olanları doğrultur,
      Doğruları sever.
    146:9 RAB garipleri korur,
      Öksüze, dul kadına yardım eder,
      Kötülerin yolunuysa saptırır.

    146:10 RAB Tanrın sonsuza dek, ey Siyon,
      Kuşaklar boyunca egemenlik sürecek.

    RAB'be övgüler sunun!

147. Mezmur

 

147.Bölüm


    147:1 RAB'be övgüler sunun!
      Ne güzel, ne hoş Tanrımız'ı ilahilerle övmek!
      O'na övgü yaraşır.
    147:2 RAB yeniden kuruyor Yeruşalim'i,
      Bir araya topluyor İsrail'in sürgünlerini.
    147:3 O kırık kalplileri iyileştirir,
      Yaralarını sarar.
    147:4 Yıldızların sayısını belirler,
      Her birini adıyla çağırır.
    147:5 Rabbimiz büyük ve çok güçlüdür,
      Sınırsızdır anlayışı.
    147:6 RAB mazlumlara yardım eder,
      Kötüleri yere çalar.

    147:7 RAB'be şükran ezgileri okuyun,
      Tanrımız'ı lirle, ilahilerle övün.
    147:8 O'dur gökleri bulutlarla kaplayan,
      Yeryüzüne yağmur sağlayan,
      Dağlarda ot bitiren.
    147:9 O yiyecek sağlar hayvanlara,
      Bağrışan kuzgun yavrularına.
    147:10 Ne atın gücünden zevk alır,
      Ne de insanın yiğitliğinden  hoşlanır.
    147:11 RAB kendisinden korkanlardan,
      Sevgisine umut bağlayanlardan hoşlanır.

    147:12 RAB'bi yücelt, ey Yeruşalim!
      Tanrın'a övgüler sun, ey Siyon!
    147:13 Çünkü senin kapılarının kol demirlerine güç katar,
      İçindeki halkı kutsar.
    147:14 Sınırlarını esenlik içinde tutar,
      Seni en iyi buğdayla doyurur.
    147:15 Yeryüzüne buyruğunu gönderir,
      Sözü çarçabuk yayılır.
    147:16 Yapağı gibi kar yağdırır,
      Kırağıyı kül gibi saçar.
    147:17 Aşağıya iri iri dolu savurur,
      Kim dayanabilir soğuğuna?
    147:18 Buyruk verir, eritir buzları,
      Rüzgarını estirir, sular akmaya başlar.
    147:19 Sözünü Yakup soyuna,
      Kurallarını, ilkelerini İsrail'e bildirir.
    147:20 Başka hiçbir ulus için yapmadı bunu,
      Onlar O'nun ilkelerini bilmezler.

    RAB'be övgüler sunun!

148. Mezmur

 

148.Bölüm


    148:1 RAB'be övgüler sunun!
      Göklerden RAB'be övgüler sunun,
      Yücelerde O'na övgüler sunun!
    148:2 Ey bütün melekleri, O'na övgüler sunun,
      Övgüler sunun O'na, ey bütün göksel orduları!
    148:3 Ey güneş, ay, O'na övgüler sunun,
      Övgüler sunun O'na, ey ışıldayan bütün yıldızlar!
    148:4 Ey göklerin gökleri
      Ve göklerin üstündeki sular,
      O'na övgüler sunun!
    148:5 RAB'bin adına övgüler sunsunlar,
      Çünkü O buyruk verince, var oldular;
    148:6 Bozulmayacak bir kural koyarak,
      Onları sonsuza dek yerlerine oturttu.

    148:7 Yeryüzünden RAB'be övgüler sunun,
      Ey deniz canavarları, bütün enginler,
    148:8 Şimşek, dolu, kar, bulutlar,
      O'nun buyruğuna uyan fırtınalar,
    148:9 Dağlar, bütün tepeler,
      Meyve ağaçları, sedir ağaçları,
    148:10 Yabanıl ve evcil hayvanlar,
      Sürüngenler, uçan kuşlar,
    148:11 Yeryüzünün kralları, bütün halklar,
      Önderler, yeryüzünün bütün yöneticileri,
    148:12 Delikanlılar, genç kızlar,
      Yaşlılar, çocuklar!
    148:13 RAB'bin adına övgüler sunsunlar,
      Çünkü yalnız O'nun adı yücedir.
      O'nun yüceliği yerin göğün üstündedir.
    148:14 RAB kendi halkını güçlü kıldı,
      Bütün sadık kullarına,
      Kendisine yakın olan halka,
      İsrailliler'e ün kazandırdı.

    RAB'be övgüler sunun!

149. Mezmur

 

149.Bölüm


    149:1 RAB'be övgüler sunun!
      RAB'be yeni bir ezgi söyleyin,
      Sadık kullarının toplantısında
      O'nu ezgilerle övün!
    149:2 İsrail Yaratıcısı'nda sevinç bulsun,
      Siyon halkı Kralları'yla coşsun!
    149:3 Dans ederek övgüler sunsunlar O'nun adına,
      Tef ve lir çalarak O'nu ilahilerle övsünler!

    149:4 Çünkü RAB halkından hoşlanır,
      Alçakgönüllüleri zafer tacıyla süsler.
    149:5 Bu onurla mutlu olsun sadık kulları,
      Sevinç ezgileri okusunlar yataklarında!
    149:6 Ağızlarında Tanrı'ya yüce övgüler,
      Ellerinde iki ağızlı kılıçla
    149:7 Uluslardan öç alsınlar,
      Halkları cezalandırsınlar,
    149:8 Krallarını zincire,
      Soylularını prangaya vursunlar!
    149:9 Yazılan kararı onlara uygulasınlar!
      Bütün sadık kulları için onurdur bu.

    RAB'be övgüler sunun!

150. Mezmur

 

150.Bölüm


    150:1 RAB'be övgüler sunun!

    Kutsal yerde Tanrı'ya övgüler sunun!
      Gücünü gösteren göklerde övgüler sunun O'na!
    150:2 Övgüler sunun O'na güçlü işleri için!
      Övgüler sunun O'na eşsiz büyüklüğüne yaraşır biçimde!

    150:3 Boru çalarak O'na övgüler sunun!
      Çenkle ve lirle O'na övgüler sunun!
    150:4 Tef ve dansla O'na övgüler sunun!
      Saz ve neyle O'na övgüler sunun!
    150:5 Zillerle O'na övgüler sunun!
      Çınlayan zillerle O'na övgüler sunun!
    150:6 Bütün canlı varlıklar RAB'be övgüler sunsun!

    RAB'be övgüler sunun!

 

 

ÖZDEYİŞLER

Sunuş

 

1.Bölüm


    1:1 Davut oğlu İsrail Kralı Süleyman'ın özdeyişleri:
    1:2 Bu özdeyişler, bilgeliğe ve terbiyeye ulaşmak,
      Akıllıca sözleri anlamak,
    1:3 Başarıya götüren terbiyeyi edinip
      Doğru, haklı ve adil olanı yapmak,
    1:4 Saf kişiyi ihtiyatlı,
      Genç adamı bilgili ve sağgörülü kılmak içindir.
    1:5 1:6 Özdeyişlerle benzetmeleri,
      Bilgelerin sözleriyle bilmecelerini anlamak için
      Bilge kişi dinlesin ve kavrayışını artırsın,
      Akıllı kişi yaşam hüneri kazansın.

Ayartmalardan Kaç



    1:7 RAB korkusudur bilginin temeli.
      Ahmaklarsa bilgeliği ve terbiyeyi küçümser.
    1:8 Oğlum, babanın uyarılarına kulak ver,
      Annenin öğrettiklerinden ayrılma.
    1:9 Çünkü bunlar başın için sevimli bir çelenk,
      Boynun için gerdanlık olacaktır.
    1:10 Oğlum, seni ayartmaya çalışan günahkârlara teslim olma.
    1:11 Şöyle diyebilirler:
      «Bizimle gel,
      Adam öldürmek için pusuya yatalım,
      Zevk uğruna masum kişileri tuzağa düşürelim.
    1:12 Onları ölüler diyarı gibi diri diri,
      Ölüm çukuruna inenler gibi
      Bütünüyle yutalım.
    1:13 Bir sürü değerli mal ele geçirir,
      Evlerimizi ganimetle doldururuz.
    1:14 Gel, sen de bize katıl,
      Tek bir kesemiz olacak.»
    1:15 Oğlum, böyleleriyle gitme,
      Onların tuttuğu yoldan uzak dur.
    1:16 Çünkü ayakları kötülüğe koşar,
      Çekinmeden kan dökerler.
    1:17 Kuşların gözü önünde ağ sermek boşunadır.
    1:18 Başkasına pusu kuran kendi kurduğu pusuya düşer.
      Yalnız kendi canıdır tuzağa düşürdüğü.
    1:19 Haksız kazanca düşkün olanların sonu böyledir.
      Bu düşkünlük onları canlarından eder.

Bilgeliğin Sesini Dinle



    1:20 Bilgelik dışarıda yüksek sesle haykırıyor,
      Meydanlarda sesleniyor.
    1:21 Kalabalık sokak başlarında bağırıyor,
      Kentin giriş kapılarında sözlerini duyuruyor:
    1:22 «Ey budalalar, budalalığı ne zamana dek seveceksiniz?
      Alaycılar ne zamana dek alay etmekten zevk alacak?
      Akılsızlar ne zamana dek bilgiden nefret edecek?
    1:23 Uyardığımda yola gelin, o zaman size yüreğimi açar,
      Sözlerimi anlamanıza yardım ederim.
    1:24 Ama sizi çağırdığım zaman beni reddettiniz.
      Elimi uzattım, umursayan olmadı.
    1:25 Duymazlıktan geldiniz bütün öğütlerimi,
      Uyarılarımı duymak istemediniz.
    1:26 1:27 Bu yüzden ben de felaketinize sevineceğim.
      Belaya uğradığınızda,
      Bela üzerinize bir fırtına gibi geldiğinde,
      Bir kasırga gibi geldiğinde felaketiniz,
      Sıkıntıya, kaygıya düştüğünüzde,
      Sizinle alay edeceğim.
    1:28 O zaman beni çağıracaksınız,
      Ama yanıtlamayacağım.
      Var gücünüzle arayacaksınız beni,
      Ama bulamayacaksınız.
    1:29 Çünkü bilgiden nefret ettiniz.
      RAB'den korkmayı reddettiniz.
    1:30 Öğütlerimi istemediniz,
      Uyarılarımın tümünü küçümsediniz.
    1:31 Bu nedenle tuttuğunuz yolun meyvesini yiyeceksiniz,
      Kendi düzenbazlığınıza doyacaksınız.
    1:32 Bön adamlar dönekliklerinin kurbanı olacak.
      Akılsızlar kaygısızlıklarının içinde yok olup gidecek.
    1:33 Ama beni dinleyen güvenlik içinde yaşayacak,
      Kötülükten korkmayacak, huzur bulacak.»

Bilgeliğin Yararları

 

2.Bölüm


    2:1 2:2 Oğlum, bilgeliğe kulak verip
      Yürekten akla yönelerek
      Sözlerimi kabul eder,
      Buyruklarımı aklında tutarsan,
    2:3 Evet, aklı çağırır,
      Ona gönülden seslenirsen,
    2:4 Gümüş ararcasına onu ararsan,
      Onu ararsan define arar gibi,
    2:5 RAB korkusunu anlar
      Ve Tanrı'yı yakından tanırsın.
    2:6 Çünkü bilgeliğin kaynağı RAB'dir.
      O'nun ağzından bilgi ve anlayış çıkar.
    2:7 Doğru kişileri başarıya ulaştırır,
      Kalkanıdır dürüst yaşayanların.
    2:8 Adil olanların adımlarını korur,
      Sadık kullarının yolunu gözetir.
    2:9 O zaman anlarsın her iyi yolu,
      Neyin doğru, haklı ve adil olduğunu.
    2:10 Çünkü yüreğin bilgelikle dolacak,
      Zevk alacaksın bilgiden.
    2:11 Sağgörü sana bekçilik edecek
      Ve akıl seni koruyacak.
    2:12 Bunlar seni kötü yoldan,
      Ahlaksızın sözlerinden kurtaracak.
    2:13 Onlar ki karanlık yollarda yürümek için
      Doğru yoldan ayrılırlar.
    2:14 Kötülük yapmaktan hoşlanır,
      Zevk alırlar kötülüğün aşırısından.
    2:15 Yolları dolambaçlı,
      Yaşayışları çarpıktır.
    2:16 2:17 Bilgelik, gençken evlendiği eşini terk eden,
      Tanrı'nın önünde içtiği andı unutan ahlaksız kadından,
      Sözleriyle yaltaklanan
      Vefasız kadından seni kurtaracak.
    2:18 O kadının evi insanı ölüme,
      Yolları ölülere götürür.
    2:19 Ona gidenlerden hiçbiri geri dönmez,
      Yaşam yollarına erişmez.
    2:20 Bu nedenle sen iyilerin yolunda yürü,
      Doğruların izinden git.
    2:21 Çünkü ülkede yaşayacak olan doğrulardır,
      Dürüst kişilerdir orada kalacak olan.
    2:22 Kötüler ülkeden sürülecek,
      Hainler sökülüp atılacak.

Bilgenin Yolu

 

3.Bölüm


    3:1 Oğlum, unutma öğrettiklerimi,
      Aklında tut buyruklarımı.
    3:2 Çünkü bunlar ömrünü uzatacak,
      Yaşam yıllarını, esenliğini artıracaktır.
    3:3 Sevgiyi, sadakati hiç yanından ayırma,
      Bağla onları boynuna,
      Yaz yüreğinin levhasına.
    3:4 Böylece Tanrı'nın ve insanların gözünde
      Beğeni ve saygınlık kazanacaksın.
    3:5 RAB'be güven bütün yüreğinle,
      Kendi aklına bel bağlama.
    3:6 Yaptığın her işte RAB'bi an,
      O senin yolunu düze çıkarır.
    3:7 Kendini bilge biri olarak görme,
      RAB'den kork, kötülükten uzak dur.
    3:8 Böylece bedenin sağlık
      Ve ferahlık bulur.
    3:9 Servetinle ve ürününün turfandasıyla
      RAB'bi onurlandır.
    3:10 O zaman ambarların tıka basa  dolar,
      Teknelerin yeni şarapla dolup taşar.
    3:11 Oğlum, RAB'bin terbiye edişini hafife alma,
      O'nun azarlamasından usanma.
    3:12 Çünkü RAB, oğlundan hoşnut bir baba gibi,
      Sevdiğini azarlar.

    3:13 Bilgeliğe erişene,
      Aklı bulana ne mutlu!
    3:14 Gümüş kazanmaktansa onu kazanmak daha iyidir.
      Onun yararı altından daha çoktur.
    3:15 Daha değerlidir mücevherden,
      Dileyeceğin hiçbir şey onunla kıyaslanamaz.
    3:16 Sağ elinde uzun ömür,
      Sol elinde zenginlik ve onur vardır.
    3:17 Yolları sevinç yollarıdır,
      Evet, bütün yolları esenliğe çıkarır.
    3:18 Bilgelik yaşam ağacıdır ona sarılanlara,
      Ne mutlu ona sımsıkı tutunanlara!

    3:19 RAB dünyanın temelini bilgelikle attı,
      Gökleri akıllıca yerleştirdi.
    3:20 Bilgisiyle enginler yarıldı,
      Bulutlar suyunu verdi.
    3:21 Oğlum, sağlam öğüde, sağgörüye tutun.
      Sakın gözünü ayırma onlardan.
    3:22 Onlar sana yaşam verecek
      Ve boynuna güzel bir süs olacak.
    3:23 O zaman güvenlik içinde yol alırsın,
      Sendelemeden.
    3:24 Korkusuzca yatar,
      Tatlı tatlı uyursun.
    3:25 Beklenmedik felaketten,
      Ya da kötülerin uğradığı yıkımdan korkma.
    3:26 Çünkü senin güvencen RAB'dir,
      Tuzağa düşmekten seni O koruyacaktır.

    3:27 Elinden geldikçe,
      İyiliğe hakkı olanlardan iyiliği esirgeme.
    3:28 Elinde varken komşuna,
      «Bugün git, yarın gel, o zaman veririm» deme.
    3:29 Sana güvenerek yanında yaşayan komşuna
      Kötülük tasarlama.
    3:30 Sana kötülük etmemiş biriyle
      Yok yere çekişme.
    3:31 Zorba kişiye imrenme,
      Onun yollarından hiçbirini seçme.
    3:32 Çünkü RAB sapkınlardan tiksinir,
      Ama doğruların candan dostudur.
    3:33 RAB kötülerin evini lanetler,
      Doğruların oturduğu yeriyse kutsar.
    3:34 RAB alaycılarla alay eder,
      Ama alçakgönüllülere lütfeder.
    3:35 Bilge kişiler onuru miras alacak,
      Akılsızlara yalnız utanç kalacak.

Bilgeliğin Üstünlüğü

 

4.Bölüm


    4:1 Çocuklarım, babanızın uyarılarına kulak verin.
      Dikkat edin ki anlayışlı olasınız.
    4:2 Çünkü size iyi ders veriyorum,
      Ayrılmayın öğrettiğimden.
    4:3 Ben bir çocukken babamın evinde,
      Annemin körpecik tek yavrusuyken,
    4:4 Babam bana şunu öğretti:
      «Söylediklerime yürekten sarıl,
      Buyruklarımı yerine getir ki yaşayasın.
    4:5 Bilgeliği ve aklı sahiplen,
      Söylediklerimi unutma, onlardan sapma.
    4:6 Bilgelikten ayrılma, o seni korur.
      Sev onu, seni gözetir.
    4:7 Bilgeliğe ilk adım onu sahiplenmektir.
      Bütün servetine mal olsa da akla sahip çık.
    4:8 Onu el üstünde tut, o da seni yüceltecek,
      Ona sarılırsan seni onurlandıracak.
    4:9 Başına zarif bir çelenk,
      Görkemli bir taç giydirecektir.»

    4:10 Dinle oğlum, sözlerimi benimse ki,
      Uzasın ömrün.
    4:11 Seni bilgelik yolunda eğitir,
      Doğru yollara yöneltirim.
    4:12 Ayakların takılmadan yürür,
      Sürçmeden koşarsın.
    4:13 Aldığın terbiyeye sarıl, bırakma,
      Onu uygula, çünkü odur yaşamın.
    4:14 Kötülerin yoluna ayak basma,
      Yürüme alçakların yolunda,
    4:15 O yoldan sakın, yakınından bile geçme,
      Yönünü değiştirip geç.
    4:16 Çünkü kötülük etmedikçe uyuyamaz onlar,
      Uykuları kaçar saptırmadıkça birilerini.
    4:17 Yedikleri ekmek kötülük,
      İçtikleri şarap zorbalık ürünüdür.
    4:18 Oysa doğruların yolu şafak ışığı gibidir,
      Giderek öğle güneşinin parlaklığına erişir.
    4:19 Kötülerin yoluysa zifiri karanlık gibidir,
      Neden tökezlediklerini bilmezler.
    4:20 Oğlum, sözlerime dikkat et,
      Dediklerime kulak ver.
    4:21 Aklından çıkmasın bunlar,
      Onları yüreğinde sakla.
    4:22 Çünkü onları bulan için yaşam,
      Bedeni için şifadır bunlar.
    4:23 Her şeyden önce de yüreğini koru,
      Çünkü yaşam ondan kaynaklanır.
    4:24 Yalan çıkmasın ağzından,
      Uzak tut dudaklarını sapık sözlerden.
    4:25 Gözlerin hep ileriye baksın,
      Dosdoğru önüne!
    4:26 Gideceğin yolu düzle,
      O zaman bütün işlerin sağlam olur.
    4:27 Sapma sağa sola,
      Ayağını kötülükten uzak tut.

Zinaya Karşı Uyarı

 

5.Bölüm


    5:1 Oğlum, bilgeliğime dikkat et,
      Akıllıca sözlerime kulak ver.
    5:2 Böylelikle her zaman sağgörülü olur,
      Dudaklarınla bilgiyi korursun.
    5:3 Zina eden kadının bal damlar dudaklarından,
      Ağzı daha yumuşaktır zeytinyağından.
    5:4 Ama sonu pelinotu kadar acı,
      İki ağızlı kılıç kadar keskindir.
    5:5 Ayakları ölüme gider,
      Adımları ölüler diyarına ulaşır.
    5:6 Yaşama giden yolu hiç düşünmez,
      Yolları dolaşıktır, ama farkında değil.
    5:7 Oğlum, şimdi beni dinle,
      Ağzımdan çıkan sözlerden ayrılma.
    5:8 Öyle kadınlardan uzak dur,
      Yaklaşma evinin kapısına.
    5:9 Yoksa onurunu başkalarına,
      Yıllarını bir gaddara kaptırırsın.
    5:10 Varını yoğunu yer bitirir yabancılar,
      Emeğin başka birinin evini bayındır kılar.
    5:11 Ah çekip inlersin ömrünün son günlerinde,
      Etinle bedenin tükendiğinde.
    5:12 «Eğitilmekten neden bu kadar nefret ettim,
      Yüreğim uyarıları neden önemsemedi?» dersin.
    5:13 «Öğretmenlerimin sözünü dinlemedim,
      Beni eğitenlere kulak vermedim.
    5:14 Halkın ve topluluğun arasında
      Tam bir yıkımın eşiğine gelmişim.»
    5:15 Suyu kendi sarnıcından,
      Kendi kuyunun kaynağından iç.
    5:16 Pınarların sokakları,
      Akarsuların meydanları mı sulamalı?
    5:17 Yalnız senin olsun onlar,
      Paylaşma yabancılarla.
    5:18 Çeşmen bereketli olsun
      Ve gençken evlendiğin karınla mutlu ol.
    5:19 Sevimli bir geyik, zarif bir ceylan gibi,
      Hep seni doyursun memeleri.
      Aşkıyla sürekli coş.
    5:20 Oğlum, neden ahlaksız bir kadınla coşasın,
      Neden başka birinin karısını koynuna alasın?
    5:21 RAB insanın tuttuğu yolu gözler,
      Attığı her adımı denetler.
    5:22 Kötü kişiyi kendi suçları ele verecek,
      Günahının kemendi kıskıvrak bağlayacak onu.
    5:23 Aşırı ahmaklığı onu yoldan çıkaracak,
      Terbiyeyi umursamadığı için ölecek.

Tuzaklara Dikkat Et!

 

6.Bölüm


    6:1 Oğlum, eğer birine kefil oldunsa,
      Onun borcunu yüklendinse,
    6:2 Düştünse tuzağa kendi sözlerinle,
      Ağzının sözleriyle yakalandınsa,
    6:3 O kişinin eline düştün demektir.
      Oğlum, şunu yap ve kendini kurtar:
      Git, yere kapan onun önünde,
      Ona yalvar yakar.
    6:4 Gözlerine uyku girmesin,
      Ağırlaşmasın göz kapakların.
    6:5 Avcının elinden ceylan gibi,
      Kuşbazın elinden kuş gibi kurtar kendini.

    6:6 Ey tembel kişi, git, karıncalara bak,
      Onların yaşamından bilgelik öğren.
    6:7 Başkanları, önderleri ya da yöneticileri olmadığı halde,
    6:8 Yazın erzaklarını biriktirirler,
      Yiyeceklerini toplarlar biçim mevsiminde.
    6:9 Ne zamana dek yatacaksın, ey tembel kişi?
      Ne zaman kalkacaksın uykundan?
    6:10 «Biraz kestireyim, biraz uyuklayayım,
      Ellerimi kavuşturup şöyle bir uyuyayım» demeye kalmadan,
    6:11 Yokluk bir haydut gibi,
      Yoksulluk bir akıncı gibi gelir üzerine.

    6:12 Ağzında yalanla dolaşan kişi,
      Soysuz ve fesatçıdır.
    6:13 Göz kırpar, bir sürü ayak oyunu,
      El kol hareketleri yapar,
    6:14 Ahlaksız yüreğinde kötülük tasarlar,
      Çekişmeler yaratır durmadan.
    6:15 Bu yüzden ansızın yıkıma uğrayacak,
      Birdenbire çaresizce yok olacak.
    6:16 RAB'bin nefret ettiği altı şey,
      İğrendiği yedi şey vardır:
    6:17 Gururlu gözler,
      Yalancı dil,
      Suçsuz kanı döken eller,
    6:18 Düzenbaz yürek,
      Kötülüğe seğirten ayaklar,
    6:19 Yalan soluyan yalancı tanık
      Ve kardeşler arasında çekişme yaratan kişi.

Zinaya Karşı Bir Uyarı Daha



    6:20 Oğlum, babanın buyruklarına uy,
      Annenin öğrettiklerinden ayrılma.
    6:21 Bunlar sürekli yüreğinin bağı olsun,
      Tak onları boynuna.
    6:22 Yolunda sana rehber olacak,
      Seni koruyacaklar yattığın zaman;
      Söyleşecekler seninle uyandığında.
    6:23 Bu buyruklar sana çıra,
      Öğretilenler ışıktır.
      Eğitici uyarılar yaşam yolunu gösterir.
    6:24 Seni kötü kadından,
      Başka birinin karısının yaltaklanan dilinden
      Koruyacak olan bunlardır.
    6:25 Böyle kadınların güzelliği seni ayartmasın,
      Bakışları seni tutsak etmesin.
    6:26 Çünkü fahişe yüzünden insan bir lokma ekmeğe muhtaç kalır, 
      Başkasının karısıyla yatmak da kişinin canına mal olur.
    6:27 İnsan koynuna ateş alır da,
      Giysisi yanmaz mı?
    6:28 Korlar üzerinde yürür de,
      Ayakları kavrulmaz mı?
    6:29 Başkasının karısıyla yatan adamın durumu budur.
      Böyle bir ilişkiye giren cezasız kalmaz.
    6:30 Aç hırsız karnını doyurmak için çalıyorsa,
      Kimse onu hor görmez.
    6:31 Ama yakalanırsa, çaldığının yedi katını ödemek zorunda;
      Varını yoğunu vermek anlamına gelse bile.
    6:32 Zina eden adam sağduyudan yoksundur.
      Yaptıklarıyla kendini yok eder.
    6:33 Payına düşen dayak ve onursuzluktur,
      Asla kurtulamaz utançtan.
    6:34 Çünkü kıskançlık kocanın öfkesini azdırır,
      Öç alırken acımasız olur.
    6:35 Hiçbir fidye kabul etmez,
      Gönlünü alamazsın armağanların çokluğuyla.

7.Bölüm


    7:1 Oğlum, sözlerimi yerine getir,
      Aklında tut buyruklarımı.
    7:2 Buyruklarımı yerine getir ki, yaşayasın.
      Öğrettiklerimi gözünün bebeği gibi koru.
    7:3 Onları yüzük gibi parmaklarına geçir,
      Yüreğinin levhasına yaz.
    7:4 Bilgeliğe, «Sen kızkardeşimsin»,
      Akla, «Akrabamsın» de.
    7:5 Zina eden kadından,
      Yaltaklanan ahlaksız kadından seni koruyacak olan bunlardır.

    7:6 Evimin penceresinden,
      Kafesin ardından dışarıyı seyrederken,
    7:7 Bir sürü toy gencin arasında,
      Sağduyudan yoksun bir delikanlı çarptı gözüme.
    7:8 7:9 Akşamüzeri, alaca karanlıkta,
      Akşam karanlığı çökerken,
      O kadının oturduğu sokağa saptığını,
      Onun evine yöneldiğini gördüm.
    7:10 Derken kadın onu karşıladı,
      Fahişe kılığıyla sinsice.
    7:11 Yaygaracı, dik başlı biriydi kadın.
      Bir an bile durmaz evde.
    7:12 Kâh sokakta, kâh meydanlardadır.
      Sokak başlarında pusuya yatar.
    7:13 Delikanlıyı tutup öptü,
      Yüzü kızarmadan ona şöyle dedi:
    7:14 «Esenlik kurbanlarımı kesmek zorundaydım,
      Adak sözümü bugün yerine getirdim.
    7:15 Bunun için seni karşılamaya, seni aramaya çıktım,
      İşte buldum seni!
    7:16 Döşeğime Mısır ipliğinden dokunmuş
      Renkli örtüler serdim.
    7:17 Yatağıma mür, öd
      Ve tarçın serptim.
    7:18 Haydi gel, sabaha dek doya doya sevişelim,
      Aşktan zevk alalım.
    7:19 Kocam evde değil,
      Uzun bir yolculuğa çıktı.
    7:20 Yanına para torbasını aldı,
      Dolunaydan önce eve dönmeyecek.»
    7:21 Onu bir sürü çekici sözlerle baştan çıkardı,
      Tatlı diliyle peşinden sürükledi.
    7:22 Kesimevine götürülen öküz gibi
      Hemen izledi onu delikanlı;
      Tuzağa düşen geyik gibi,
    7:23 Ciğerini bir ok delene kadar;
      Kapana koşan bir kuş gibi,
      Bunun yaşamına mal olacağını bilmeden.
    7:24 Çocuklarım, şimdi dinleyin beni,
      Kulak verin söylediklerime,
    7:25 Sakın o kadına gönül vermeyin,
      Onun yolundan gitmeyin.
    7:26 Yere serdiği bir sürü kurbanı var,
      Öldürdüğü kişilerin sayısı pek çok.
    7:27 Ölüler diyarına giden yoldur onun evi,
      Ölüm odalarına götürür.

Bilgeliğe Kulak Ver

 

8.Bölüm


    8:1 Bilgelik çağırıyor,
      Akıl sesini yükseltiyor.
    8:2 Yol kenarındaki tepelerin başında,
      Yolların birleştiği yerde duruyor o.
    8:3 Kentin girişinde, kapıların yanında,
      Sesini yükseltiyor:
    8:4 «Ey insanlar, size sesleniyorum,
      Çağrım insan soyunadır!
    8:5 Ey bön kişiler, ihtiyatlı olmayı öğrenin;
      Sağduyulu olmayı öğrenin, ey akılsızlar!
    8:6 Söylediğim yetkin sözleri dinleyin,
      Ağzımı doğruları söylemek için açarım.
    8:7 Ağzım gerçeği duyurur,
      Çünkü dudaklarım kötülükten iğrenir.
    8:8 Ağzımdan çıkan her söz doğrudur,
      Yoktur eğri ya da sapık olanı.
    8:9 Apaçıktır hepsi anlayana,
      Bilgiye erişen, doğruluğunu bilir onların.
    8:10 Gümüş yerine terbiyeyi,
      Saf altın yerine bilgiyi edinin.
    8:11 Çünkü bilgelik mücevherden değerlidir,
      Dilediğin hiçbir şey onunla kıyaslanamaz.

    8:12 Ben bilgelik olarak ihtiyatı kendime konut edindim.
      Bilgi ve sağgörü bendedir.
    8:13 RAB'den korkmak kötülükten nefret etmek demektir.
      Kibirden, küstahlıktan,
      Kötü yoldan, sapık ağızdan nefret ederim.
    8:14 Öğüt ve sağlam karar bana özgüdür.
      Akıl ve güç kaynağı benim.
    8:15 Krallar sayemde egemenlik sürer,
      Hükümdarlar adil kurallar koyar.
    8:16 Önderler, adaletle yöneten soylular
      Sayemde yönetirler.
    8:17 Beni sevenleri ben de severim,
      Gayretle arayan beni bulur.
    8:18 Zenginlik ve onur,
      Kalıcı değerler ve bolluk bendedir.
    8:19 Meyvem altından, saf altından,
      Ürünüm seçme gümüşten daha iyidir.
    8:20 Doğruluk yolunda,
      Adaletin izinden yürürüm.
    8:21 Böylelikle, beni sevenleri servet sahibi yapar,
      Hazinelerini doldururum.
    8:22 RAB yaratma işine başladığında
      İlk beni yarattı,
    8:23 Dünya var olmadan önce,
      Ta başlangıçta, öncesizlikte yerimi aldım.
    8:24 Enginler yokken,
      Suları bol pınarlar yokken doğdum ben.
    8:25 8:26 Dağlar daha oluşmadan,
      Tepeler belirmeden,
      RAB dünyayı, kırları
      Ve dünyadaki toprağın zerresini yaratmadan doğdum.
    8:27 RAB gökleri yerine koyduğunda oradaydım,
      Engin denizleri ufukla çevirdiğinde,
    8:28 Bulutları oluşturduğunda,
      Denizin kaynaklarını güçlendirdiğinde,
    8:29 Sular buyruğundan öte geçmesinler diye
      Denize sınır çizdiğinde,
      Dünyanın temellerini pekiştirdiğinde,
    8:30 Baş mimar olarak O'nun yanındaydım.
      Gün be gün sevinçle dolup taştım,
      Huzurunda hep coştum.
    8:31 O'nun dünyası mutluluğum,
      İnsanları sevincimdi.
    8:32 Çocuklarım, şimdi beni dinleyin:
      Yolumu izleyenlere ne mutlu!
    8:33 Uyarılarımı dinleyin ve bilge kişiler olun,
      Görmezlikten gelmeyin onları.
    8:34 Beni dinleyen,
      Her gün kapımı gözleyen,
      Kapımın eşiğinden ayrılmayan kişiye ne mutlu!
    8:35 Çünkü beni bulan yaşam bulur
      Ve RAB'bin beğenisini kazanır.
    8:36 Beni gözardı edense kendine zarar verir,
      Benden nefret eden, ölümü seviyor demektir.»

Bilgeliği mi, Akılsızlığı mı Seveceksin?

 

9.Bölüm


    9:1 Bilgelik kendi evini yaptı,
      Yedi direğini yonttu.
    9:2 Hayvanlarını kesti,
      Şarabını hazırlayıp sofrasını kurdu.
    9:3 Kentin en yüksek noktalarına gönderdiği
      Hizmetçileri aracılığıyla herkesi çağırıyor:
    9:4 9:5 «Kim safsa buraya gelsin» diyor.
      Sağduyudan yoksun olanlara da,
      «Gelin, yiyeceklerimi yiyin,
      Hazırladığım şaraptan için» diyor.
    9:6 «Saflığı bırakın da yaşayın,
      Aklın yolunu izleyin.

    9:7 «Alaycıyı paylayan aşağılanmayı hak eder,
      Kötü kişiyi azarlayan hakarete uğrar.
    9:8 Alaycıyı azarlama, yoksa senden nefret eder.
      Bilge kişiyi azarlarsan, seni sever.
    9:9 Bilge kişiyi eğitirsen
      Daha bilge olur,
      Doğru kişiye öğretirsen bilgisini artırır.
    9:10 RAB korkusudur bilgeliğin temeli.
      Akıl Kutsal Olan'ı tanımaktır.
    9:11 Benim sayemde günlerin çoğalacak,
      Ömrüne yıllar katılacak.
    9:12 Bilgeysen, bilgeliğinin yararı sanadır,
      Alaycı olursan acısını yalnız sen çekersin.»

    9:13 Akılsız kadın yaygaracı
      Ve saftır, hiçbir şey bilmez.
    9:14 9:15 Evinin kapısında,
      Kentin en yüksek yerinde bir iskemleye oturur;
      Yoldan geçenleri,
      Kendi yollarından gidenleri çağırmak için,
    9:16 «Kim safsa buraya gelsin» der.
      Sağduyudan yoksun olanlara da,
    9:17 «Çalıntı su tatlı,
      Gizlice yenen yemek lezzetlidir» der.
    9:18 Ne var ki, evine girenler ölüme gittiklerini,
      Ona konuk olanlar
      Ölüler diyarının dibine indiklerini bilmezler.

Doğrulukla Kötülüğün Karşılaştırılması

 

10.Bölüm


    10:1 Süleyman'ın özdeyişleri:
      Bilge çocuk babasını sevindirir,
      Akılsız çocuk annesini üzer.
    10:2 Haksızca kazanılan servetin yararı yoktur,
      Ama doğruluk ölümden kurtarır.
    10:3 RAB doğru kişiyi aç koymaz,
      Ama kötülerin isteğini boşa çıkarır.
    10:4 Tembel eller insanı yoksullaştırır,
      Çalışkan el zengin eder.
    10:5 Aklı başında evlat ürünü yazın toplar,
      Hasatta uyuyansa ailesinin yüzkarasıdır.
    10:6 Bereket doğru kişinin başına yağar,
      Kötülerse zorbalıklarını sözle gizler.
    10:7 Doğrular övgüyle,
      Kötüler nefretle anılır.
    10:8 Bilge kişi buyrukları kabul eder,
      Çenesi düşük ahmaksa yıkıma uğrar.
    10:9 Dürüst kişi güvenlik içinde yaşar,
      Ama hileli yoldan giden açığa vurulacaktır.
    10:10 Sinsice göz kırpan, acılara neden olur.
      Çenesi düşük ahmak da yıkıma uğrar. 
    10:11 Doğru kişinin ağzı yaşam pınarıdır,
      Kötülerse zorbalıklarını sözle gizlerler.
    10:12 Nefret çekişmeyi azdırır,
      Sevgi her suçu bağışlar.
    10:13 Akıllı kişinin dudaklarından bilgelik akar,
      Ama sağduyudan yoksun olan sırtına kötek yer.
    10:14 Bilge kişi bilgi biriktirir,
      Ahmağın ağzıysa onu yıkıma yaklaştırır.
    10:15 Zenginin serveti onun kalesidir,
      Fakirin yoksulluğu ise onu yıkıma götürür.
    10:16 Doğru kişinin ücreti yaşamdır,
      Kötünün geliriyse kendisine cezadır.
    10:17 Terbiyeye kulak veren yaşam yolunu bulur.
      Uyarıları reddedense başkalarını yoldan saptırır.
    10:18 Nefretini gizleyen kişinin dudakları yalancıdır.
      İftira yayan akılsızdır.
    10:19 Çok konuşanın günahı eksik olmaz,
      Sağduyulu kişiyse dilini tutar.
    10:20 Doğru kişinin dili saf gümüş gibidir,
      Kötünün niyetleriyse değersizdir.
    10:21 Doğru kişinin sözleri birçoklarını besler,
      Ahmaklarsa sağduyu yoksunluğundan ölür.
    10:22 RAB'bin bereketidir kişiyi zengin eden,
      RAB buna dert katmaz.
    10:23 Kötülük akılsızlar için eğlence gibidir.
      Aklı başında olanlar içinse bilgelik aynı şeydir.
    10:24 Kötü kişinin korktuğu başına gelir,
      Doğru kişiyse dileğine erişir.
    10:25 Kasırga gelince kötü kişiyi silip götürür;
      Ama doğru kişi sonsuza dek ayakta kalır.
    10:26 Dişler için sirke,
      Gözler için duman neyse,
      Tembel ulak da kendisini gönderen için öyledir.
    10:27 RAB korkusu ömrü uzatır,
      Kötülerin yıllarıysa kısadır.
    10:28 Doğrunun umudu onu sevindirir,
      Kötünün beklentileriyse boşa çıkar.
    10:29 RAB'bin yolu dürüst için sığınak,
      Fesatçı içinse yıkımdır.
    10:30 Doğru kişi hiçbir zaman sarsılmaz,
      Ama kötüler ülkede kalamaz.
    10:31 Doğru kişinin ağzı bilgelik üretir,
      Sapık dilse kesilir.
    10:32 Doğru kişinin dudakları söylenecek sözü bilir,
      Kötünün ağzındansa sapık sözler çıkar.

11.Bölüm


    11:1 RAB hileli teraziden iğrenir,
      Hilesiz tartıdansa hoşnut kalır.
    11:2 Küstahlığın ardından utanç gelir,
      Ama bilgelik alçakgönüllülerdedir.
    11:3 Erdemlinin dürüstlüğü ona yol gösterir,
      Hainin yalancılığıysa yıkıma götürür.
    11:4 Gazap günü servet işe yaramaz,
      Oysa doğruluk ölümden kurtarır.
    11:5 Dürüst insanın doğruluğu onun yolunu düzler,
      Kötü kişiyse kötülüğü yüzünden yıkılıp düşer.
    11:6 Erdemlinin doğruluğu onu kurtarır,
      Ama haini kendi hırsı ele verir.
    11:7 Kötü kişi öldüğünde umutları yok olur,
      Güvendiği güç de biter.
    11:8 Doğru kişi sıkıntıdan kurtulur,
      Onun yerine sıkıntıyı kötü kişi çeker.
    11:9 Tanrısız kişi başkalarını ağzıyla yıkıma götürür,
      Oysa doğrular bilgi sayesinde kurtulur.
    11:10 Doğruların başarısına kent bayram eder,
      Kötülerin ölümüne sevinç çığlıkları atılır.
    11:11 Dürüstlerin kutsamasıyla kent gelişir,
      Ama kötülerin ağzı kenti yerle bir eder.
    11:12 Başkasını küçük gören sağduyudan yoksundur,
      Akıllı kişiyse dilini tutar.
    11:13 Dedikoducu sır saklayamaz,
      Oysa güvenilir insan sırdaş olur.
    11:14 Yol göstereni olmayan ulus düşer,
      Danışmanı bol olan zafere gider.
    11:15 Yabancıya kefil olan mutlaka zarar görür,
      Kefaletten kaçınan güvenlik içinde yaşar.
    11:16 Sevecen kadın onur, 
      Zorbalarsa yalnızca servet kazanır.
    11:17 İyilikseverin yararı kendinedir,
      Gaddarsa kendi başına bela getirir.
    11:18 Kötü kişinin kazancı aldatıcıdır,
      Doğruluk ekenin ödülüyse güvenlidir.
    11:19 Yürekten doğru olan yaşama kavuşur,
      Kötülüğün ardından giden ölümünü hazırlar.
    11:20 RAB sapık yürekliden iğrenir,
      Dürüst yaşayandan hoşnut kalır.
    11:21 Bilin ki, kötü kişi cezasız kalmaz,
      Doğruların soyuysa kurtulur.
    11:22 Sağduyudan yoksun kadının güzelliği,
      Domuzun burnundaki altın halkaya benzer.
    11:23 Doğruların isteği hep iyilikle sonuçlanır,
      Kötülerin umutlarıysa gazapla.
    11:24 Eliaçık olan daha çok kazanır,
      Hak yiyenin sonuysa yoksulluktur.
    11:25 Cömert olan bolluğa erecek,
      Başkasına su verene su verilecek.
    11:26 Halk buğday istifleyeni lanetler,
      Ama buğday satanı kutsar.
    11:27 İyiliği amaç edinen beğeni kazanır,
      Kötülüğü amaç edinense kötülüğe uğrar.
    11:28 Zenginliğine güvenen tepetaklak gidecek,
      Oysa doğrular dalındaki yaprak gibi gelişecek.
    11:29 Ailesine sıkıntı çektirenin mirası yeldir,
      Ahmaklar da bilgelerin kulu olur.
    11:30 Doğru kişinin işleri yaşam ağacının meyvesine benzer,
      Bilge kişi insanları kazanır.
    11:31 Bu dünyada doğru kişi bile cezalandırılırsa,
      Kötülerle günahlıların cezalandırılacağı kesindir.

12.Bölüm


    12:1 Terbiye edilmeyi seven bilgiyi de sever,
      Azarlanmaktan nefret eden budaladır.
    12:2 İyi kişi RAB'bin lütfuna erer,
      Ama düzenbazı RAB mahkûm eder.
    12:3 Kötülük kişiyi güvenliğe kavuşturmaz,
      Ama doğruların kökü kazılamaz.
    12:4 Erdemli kadın kocasının tacıdır,
      Edepsiz kadınsa kocasını yer bitirir.
    12:5 Doğruların tasarıları adil,
      Kötülerin öğütleri aldatıcıdır.
    12:6 Kötülerin sözleri ölüm tuzağıdır,
      Doğruların konuşmasıysa onları kurtarır.
    12:7 Kötüler yıkılıp yok olur,
      Doğru kişinin evi ayakta kalır.
    12:8 Kişi sağduyusu oranında övülür,
      Çarpık düşünceliyse küçümsenir.
    12:9 Köle sahibi olup aşağılanan
      Büyüklük taslayıp ekmeğe muhtaç olandan yeğdir.
    12:10 Doğru kişi hayvanıyla ilgilenir,
      Ama kötünün sevecenliği bile zalimcedir.
    12:11 Toprağını işleyenin ekmeği bol olur,
      Hayal peşinde koşansa sağduyudan yoksundur.
    12:12 Kötü kişi kötülerin ganimetini ister,
      Ama doğru kişilerin kökü ürün verir.
    12:13 Kötü kişinin günahlı sözleri kendisi için tuzaktır,
      Ama doğru kişi sıkıntıyı atlatır.
    12:14 İnsan ağzının ürünüyle iyiliğe doyar,
      Elinin emeğine göre de karşılığını alır.
    12:15 Ahmağın yolu kendi gözünde doğrudur,
      Bilge kişiyse öğüde kulak verir.
    12:16 Ahmak sinirlendiğini hemen belli eder,
      Ama ihtiyatlı olan aşağılanmaya aldırmaz.
    12:17 Dürüst tanık doğruyu söyler,
      Yalancı tanıksa hile solur.
    12:18 Düşünmeden söylenen sözler kılıç gibi keser,
      Bilgelerin diliyse şifa verir.
    12:19 Gerçek sözler sonsuza dek kalıcıdır,
      Oysa yalanın ömrü bir anlıktır.
    12:20 Kötülük tasarlayanın yüreği hileci,
      Barışı öğütleyenin yüreğiyse sevinçlidir.
    12:21 Doğru kişiye hiç zarar gelmez,
      Kötünün başıysa beladan kurtulmaz.
    12:22 RAB yalancı dudaklardan iğrenir,
      Ama gerçeğe uyanlardan hoşnut kalır.
    12:23 İhtiyatlı kişi bilgisini kendine saklar,
      Oysa akılsızın yüreği ahmaklığını ilan eder.
    12:24 Çalışkanların eli egemenlik sürer,
      Tembellikse köleliğe götürür.
    12:25 Kaygılı yürek insanı çökertir,
      Ama güzel söz sevindirir.
    12:26 Doğru kişi arkadaşına da yol gösterir,
      Kötünün tuttuğu yolsa kendini saptırır.
    12:27 Tembel kişi işini bitirmez, 
      Oysa çalışkan değerli bir servet kazanır.
    12:28 Doğru yol yaşam kaynağıdır,
      Bu yol ölümsüzlüğe götürür.

13.Bölüm


    13:1 Bilge kişi terbiye edilmeyi sever,
      Alaycı kişi azarlansa da aldırmaz.
    13:2 İyi insan ağzından çıkan sözler için ödüllendirilir,
      Ama hainlerin soluduğu zorbalıktır.
    13:3 Dilini tutan canını korur,
      Ama boşboğazın sonu yıkımdır.
    13:4 Tembel canının çektiğini elde edemez,
      Çalışkanın istekleriyse tümüyle yerine gelir.
    13:5 Doğru kişi yalandan nefret eder,
      Kötünün sözleriyse iğrençtir, yüzkarasıdır.
    13:6 Doğruluk dürüst yaşayanı korur,
      Kötülük günahkârı yıkar.
    13:7 Kimi hiçbir şeyi yokken kendini zengin gösterir,
      Kimi serveti çokken kendini yoksul gösterir.
    13:8 Kişinin serveti gün gelir canına fidye olur,
      Oysa yoksul kişi tehdide aldırmaz.
    13:9 Doğruların ışığı parlak yanar,
      Kötülerin çırası söner.
    13:10 Kibirden ancak kavga çıkar,
      Öğüt dinleyense bilgedir.
    13:11 Havadan kazanılan para yok olur,
      Azar azar biriktirenin serveti çok olur.
    13:12 Ertelenen umut hayal kırıklığına uğratır,
      Yerine gelen dilekse yaşam verir.
    13:13 Uyarılara kulak asmayan bedelini öder,
      Buyruklara saygılı olansa ödülünü alır.
    13:14 Bilgelerin öğrettikleri yaşam kaynağıdır,
      İnsanı ölüm tuzaklarından uzaklaştırır.
    13:15 Sağduyulu davranış saygınlık kazandırır,
      Hainlerin yoluysa yıkıma götürür. 
    13:16 İhtiyatlı kişi işini bilerek yapar,
      Akılsız kişiyse ahmaklığını sergiler.
    13:17 Kötü ulak belaya düşer,
      Güvenilir elçiyse şifa getirir.
    13:18 Terbiye edilmeye yanaşmayanı
      Yokluk ve utanç bekliyor,
      Ama azara kulak veren onurlandırılır.
    13:19 Yerine getirilen dilek mutluluk verir.
      Akılsız kötülükten uzak kalamaz.
    13:20 Bilgelerle oturup kalkan bilge olur,
      Akılsızlarla dost olansa zarar görür.
    13:21 Günahkârın peşini felaket bırakmaz,
      Doğruların ödülüyse gönençtir.
    13:22 İyi kişi torunlarına miras bırakır,
      Günahkârın servetiyse doğru kişiye kalır.
    13:23 Yoksulun tarlası bol ürün verebilir,
      Ama haksızlık bunu alıp götürür.
    13:24 Oğlundan değneği esirgeyen, onu sevmiyor demektir.
      Seven baba özenle  terbiye eder.
    13:25 Doğru kişinin yeterince yiyeceği vardır,
      Kötünün karnıysa aç kalır.

14.Bölüm


    14:1 Bilge kadın evini yapar,
      Ahmak kadın evini kendi eliyle yıkar.
    14:2 Doğru yolda yürüyen, RAB'den korkar,
      Yoldan sapan, RAB'bi hor görür.
    14:3 Ahmağın sözleri sırtına kötektir,
      Ama bilgenin dudakları kendisini korur.
    14:4 Öküz yoksa yemlik boş kalır,
      Çünkü bol ürünü sağlayan öküzün gücüdür.
    14:5 Güvenilir tanık yalan söylemez,
      Yalancı tanıksa yalan solur.
    14:6 Alaycı bilgeliği arasa da bulamaz,
      Akıllı içinse bilgi edinmek kolaydır.
    14:7 Akılsız kişiden uzak dur,
      Çünkü sana öğretecek bir şeyi yok.
    14:8 İhtiyatlı kişinin bilgeliği, ne yapacağını bilmektir,
      Akılsızların ahmaklığıysa aldanmaktır.
    14:9 Ahmaklar suç sunusuyla  alay eder,
      Dürüstler ise iyi niyetlidir.
    14:10 Yürek kendi acısını bilir,
      Sevinciniyse kimse paylaşmaz.
    14:11 Kötü kişinin evi yerle bir edilecek,
      Doğru kişinin konutuysa bayındır olacak.
    14:12 Öyle yol var ki, insana düz gibi görünür,
      Ama sonu ölümdür.
    14:13 Gülerken bile yürek sızlayabilir,
      Sevinç bitince acı yine görünebilir.
    14:14 Yüreği dönek olan tuttuğu yolun,
      İyi kişi de yaptıklarının ödülünü alacaktır.
    14:15 Saf kişi her söze inanır,
      İhtiyatlı olansa attığı her adımı hesaplar.
    14:16 Bilge kişi korktuğu için kötülükten uzaklaşır,
      Akılsızsa büyüklük taslayıp kendine güvenir.
    14:17 Çabuk öfkelenen ahmakça davranır,
      Düzenbazdan herkes nefret eder.
    14:18 Saf kişilerin mirası akılsızlıktır,
      İhtiyatlı kişilerin tacı ise bilgidir.
    14:19 Alçaklar iyilerin önünde,
      Kötüler doğruların kapısında eğilirler.
    14:20 Komşusu bile yoksulu sevmez,
      Oysa zenginin dostu çoktur.
    14:21 Komşuyu hor görmek günahtır,
      Ne mutlu mazluma lütfedene!
    14:22 Kötülük tasarlayan yolunu şaşırmaz mı?
      Oysa iyilik tasarlayan sevgi ve sadakat kazanır.
    14:23 Her emek kazanç getirir,
      Ama boş lakırdı yoksulluğa götürür.
    14:24 Bilgelerin tacı servetleridir,
      Akılsızlarsa ahmaklıklarıyla tanınır. 
    14:25 Dürüst tanık can kurtarır,
      Yalancı tanık aldatıcıdır.
    14:26 RAB'den korkan tam güvenliktedir,
      RAB onun çocuklarına da sığınak olacaktır.
    14:27 RAB korkusu yaşam kaynağıdır,
      İnsanı ölüm tuzaklarından uzaklaştırır.
    14:28 Kralın yüceliği halkının çokluğuna bağlıdır,
      Halk yok olursa hükümdar da mahvolur.
    14:29 Geç öfkelenen akıllıdır,
      Çabuk sinirlenen ahmaklığını gösterir.
    14:30 Huzurlu yürek bedenin yaşam kaynağıdır,
      Hırs ise insanı için için yer bitirir.
    14:31 Muhtacı ezen, Yaradanı'nı hor görüyor demektir.
      Yoksula acıyansa Yaradan'ı yüceltir.
    14:32 Kötü kişi uğradığı felaketle yıkılır,
      Doğru insanın ölümde bile sığınacak yeri var.
    14:33 Bilgelik akıllı kişinin yüreğinde barınır,
      Akılsızlar arasında bile kendini belli eder.
    14:34 Doğruluk bir ulusu yüceltir,
      Oysa günah herhangi bir halk için utançtır.
    14:35 Kral sağduyulu kulunu beğenir,
      Utanç getirene öfkelenir.

15.Bölüm


    15:1 Yumuşak yanıt gazabı yatıştırır,
      Oysa yaralayıcı söz öfkeyi alevlendirir.
    15:2 Bilgenin dili bilgiyi iyi kullanır,
      Akılsızın ağzındansa ahmaklık akar.
    15:3 RAB'bin gözü her yerde olanı görür,
      Kötüleri de iyileri de gözler.
    15:4 Okşayıcı dil yaşam verir, 
      Çarpık dilse ruhu yaralar.
    15:5 Ahmak babasının uyarılarını küçümser,
      İhtiyatlı kişi azara kulak verir.
    15:6 Doğru kişinin evi büyük hazine gibidir,
      Kötünün geliriyse sıkıntı kaynağıdır.
    15:7 Bilgelerin dudakları bilgi yayar,
      Ama akılsızların yüreği öyle değildir.
    15:8 RAB kötülerin kurbanından iğrenir,
      Ama doğruların duası O'nu hoşnut eder.
    15:9 RAB kötü kişinin yolundan iğrenir,
      Doğruluğun ardından gideni sever.
    15:10 Yoldan sapan şiddetle cezalandırılır
      Ve azarlanmaktan nefret eden ölüme gider.
    15:11 RAB, ölüm ve yıkım diyarında olup biteni bilir,
      Nerde kaldı ki insanın yüreği!
    15:12 Alaycı kişi azarlanmaktan hoşlanmaz,
      Bilgelere gidip danışmaz.
    15:13 Mutlu yürek yüzü neşelendirir,
      Acılı yürek ruhu ezer.
    15:14 Akıllı yürek bilgi arar,
      Akılsızın ağzıysa ahmaklıkla beslenir.
    15:15 Mazlumun bütün günleri sıkıntı doludur,
      Mutlu bir yürekse sahibine sürekli ziyafettir.
    15:16 Yoksul olup RAB'den korkmak,
      Zengin olup kaygı içinde yaşamaktan yeğdir.
    15:17 Sevgi dolu bir ortamdaki sebze yemeği,
      Nefret dolu bir ortamdaki besili danadan yeğdir.
    15:18 Huysuz kişi çekişme yaratır,
      Sabırlı kişi kavgayı yatıştırır.
    15:19 Tembelin yolu dikenli çit gibidir,
      Doğrunun yoluysa ana caddeye benzer.
    15:20 Bilge çocuk babasını sevindirir,
      Akılsız çocuksa annesini küçümser.
    15:21 Sağduyudan yoksun kişi ahmaklığıyla sevinir,
      Ama akıllı insan dürüst bir yaşam sürer.
    15:22 Karşılıklı danışılmazsa tasarılar boşa çıkar,
      Danışmanların çokluğuyla başarıya ulaşılır.
    15:23 Uygun yanıt sahibini mutlu eder,
      Yerinde söylenen söz ne güzeldir!
    15:24 Sağduyulu kişi yukarıya, yaşama giden yoldadır,
      Bu da ölüler diyarına inmesini önler.
    15:25 RAB kibirlinin evini yıkar,
      Dul kadının sınırını korur.
    15:26 RAB kötünün tasarılarından iğrenir,
      Temiz düşüncelerden hoşnut kalır. 
    15:27 Kazanca düşkün kişi kendi evine sıkıntı verir,
      Rüşvetten nefret edense rahat yaşar.
    15:28 Doğru kişinin aklı yanıtını iyi tartar,
      Kötünün ağzı kötülük saçar.
    15:29 RAB kötülerden uzak durur,
      Oysa doğruların duasını duyar.
    15:30 Gülen gözler yüreği sevindirir,
      İyi haber bedeni ferahlatır.
    15:31 Yaşam veren uyarıları dinleyen,
      Bilgeler arasında konaklar.
    15:32 Terbiyeden kaçan kendine zarar verir,
      Azara kulak verense sağduyu kazanır.
    15:33 RAB korkusu bilgelik öğretir,
      Alçakgönüllülük de onurun önkoşuludur.

16.Bölüm


    16:1 İnsan aklıyla çok şey tasarlayabilir,
      Ama dilin vereceği yanıt RAB'dendir.
    16:2 İnsan her yaptığını temiz sanır,
      Ama niyetlerini tartan RAB'dir.
    16:3 Yapacağın işleri RAB'be emanet et,
      O zaman tasarıların gerçekleşir.
    16:4 RAB her şeyi amacına uygun yapar,
      Kötü kişinin yıkım gününü de O hazırlar.
    16:5 RAB yüreği küstah olandan iğrenir,
      Bilin ki, öyleleri cezasız kalmaz.
    16:6 Sevgi ve bağlılık suçları bağışlatır,
      RAB korkusu insanı kötülükten uzaklaştırır.
    16:7 RAB kişinin yaşayışından hoşnutsa
      Düşmanlarını bile onunla barıştırır.
    16:8 Doğrulukla kazanılan az şey
      Haksızlıkla kazanılan büyük gelirden iyidir.
    16:9 Kişi yüreğinde gideceği yolu tasarlar,
      Ama adımlarını RAB yönlendirir.
    16:10 Tanrı buyruklarını kralın ağzıyla açıklar,
      Bu nedenle kral adaleti çiğnememelidir.
    16:11 Doğru terazi ve baskül RAB'bindir,
      Bütün tartı ağırlıklarını O belirler.
    16:12 Krallar kötülükten iğrenir,
      Çünkü tahtın güvencesi adalettir.
    16:13 Kral doğru söyleyenden hoşnut kalır,
      Dürüst konuşanı sever.
    16:14 Kralın öfkesi ölüm habercisidir,
      Ama bilge kişi onu yatıştırır.
    16:15 Kralın yüzü gülüyorsa, yaşam demektir.
      Lütfu son yağmuru getiren bulut gibidir.
    16:16 Bilgelik kazanmak altından daha değerlidir,
      Akla sahip olmak da gümüşe yeğlenir.
    16:17 Dürüstlerin tuttuğu yol kötülükten uzaklaştırır,
      Yoluna dikkat eden, canını korur.
    16:18 Gururun ardından yıkım,
      Kibirli ruhun ardından da düşüş gelir.
    16:19 Mazlumlar arasında alçakgönüllü biri olmak,
      Kibirlilerle çapul malı paylaşmaktan iyidir.
    16:20 Öğüde kulak veren başarıya ulaşır,
      RAB'be güvenen mutlu olur.
    16:21 Bilge yüreklilere akıllı denir,
      Tatlı söz ikna gücünü artırır.
    16:22 Sağduyu, sahibine yaşam kaynağı,
      Ahmaklıksa ahmaklara cezadır.
    16:23 Bilgenin aklı diline yön verir,
      Dudaklarının ikna gücünü artırır.
    16:24 Hoş sözler petek balı gibidir,
      Cana tatlı ve bedene şifadır.
    16:25 Öyle yol var ki, insana düz gibi görünür,
      Ama sonu ölümdür.
    16:26 Emekçinin iştahıdır onu çalıştıran,
      Çünkü açlığı onu kamçılar.
    16:27 Alçaklar başkalarına kötülük tasarlar,
      Konuşmaları kavurucu ateş gibidir.
    16:28 Huysuz kişi çekişmeyi körükler,
      Dedikoducu can dostları ayırır.
    16:29 Zorba kişi başkalarını ayartır
      Ve onları olumsuz yola yöneltir.
    16:30 Göz kırpmak düzenbazlığa,
      Sinsi gülücükler kötülüğe işarettir.
    16:31 Ağarmış saçlar onur tacıdır,
      Doğru yaşayışla kazanılır.
    16:32 Sabırlı kişi yiğitten üstündür,
      Kendini denetleyen de kentler fethedenden üstündür.
    16:33 İnsan kura atar,
      Ama her kararı RAB verir.

17.Bölüm


    17:1 Huzur içinde kuru bir lokma,
      Kavga ve ziyafet dolu evden iyidir.
    17:2 Sağduyulu köle,
      Ailesini utanca sokan oğula egemen olur
      Ve kardeşlerle birlikte mirastan pay alır.
    17:3 Altın ocakta, gümüş potada arıtılır,
      Yüreği arıtansa RAB'dir.
    17:4 Kötü kişi fesat yüklü dudakları dinler,
      Yalancı da yıkıcı dile kulak verir.
    17:5 Yoksulla alay eden, onu yaratanı hor görür.
      Felakete sevinen cezasız kalmaz.
    17:6 Torunlar yaşlıların tacıdır,
      Çocukların övüncü anne babalarıdır.
    17:7 Kurumlu sözler ahmağa nasıl yakışmazsa,
      Soyluya da yalancı dudaklar hiç yakışmaz.
    17:8 Sahibinin gözünde rüşvet bir tılsımdır.
      Ne yapsa başarılı olur.
    17:9 Sevgi isteyen kişi suçları bağışlar,
      Olayı diline dolayansa can dostları ayırır.
    17:10 Akıllı kişiyi azarlamak,
      Akılsıza yüz darbe vurmaktan etkilidir.
    17:11 Kötü kişi ancak başkaldırmaya eğilimlidir,
      Ona gönderilecek ulak acımasız olacaktır.
    17:12 Azgınlığı üstünde bir akılsızla karşılaşmak,
      Yavrularından edilmiş dişi ayıyla karşılaşmaktan beterdir.
    17:13 İyiliğin karşılığını kötülükle ödeyenin
      Evinden kötülük eksik olmaz.
    17:14 Kavganın başlangıcı su sızıntısına benzer,
      Bir patlamaya yol açmadan çekişmeyi bırak.
    17:15 Kötüyü aklayan da, doğruyu mahkûm eden de
      RAB'bi tiksindirir.
    17:16 Akılsız biri bilgelik satın almak için niye para harcasın?
      Zaten sağduyudan yoksun!
    17:17 Dost her zaman sever,
      Kardeş sıkıntılı günde belli olur.
    17:18 Sağduyudan yoksun kişi el sıkışıp
      Başkasına kefil olur.
    17:19 Başkaldırıyı seven kavgayı sever,
      Kapısını yüksek yapan yıkımına davetiye çıkarır.
    17:20 Sapık yürekli kişi iyilik beklememeli.
      Diliyle aldatan da belaya düşer.
    17:21 Akılsız kendisini doğurana derttir,
      Ahmağın babası sevinç nedir bilmez.
    17:22 İç ferahlığı sağlık getirir,
      Ezik ruh ise bedeni yıpratır.
    17:23 Kötü kişi adaleti saptırmak için
      Gizlice rüşvet alır.
    17:24 Akıllı kişi gözünü bilgelikten ayırmaz,
      Akılsızın gözüyse hep sağda soldadır.
    17:25 Akılsız çocuk babasına üzüntü,
      Annesine acı verir.
    17:26 Ne suçsuza ceza kesmek iyidir,
      Ne de görevliyi dürüst davrandığı için dövmek...
    17:27 Bilgili kişi az konuşur,
      Akıllı kişi sakin ruhludur.
    17:28 Çenesini tutup susan ahmak bile
      Bilge ve akıllı sayılır.

18.Bölüm


    18:1 Geçimsiz kişi kendi çıkarı peşindedir,
      İyi öğüde hep karşı çıkar.
    18:2 Akılsız kişi bir şey anlamaktan çok
      Kendi düşüncelerini açmaktan hoşlanır.
    18:3 Kötülüğü aşağılanma,
      Ayıbı utanç izler.
    18:4 Bilge kişinin ağzından çıkan sözler derin sular gibidir,
      Bilgelik pınarı da coşkun bir akarsu.
    18:5 Kötüyü kayırmak da,
      Suçsuzdan adaleti esirgemek de iyi değildir.
    18:6 Akılsızın dudakları çekişmeye yol açar,
      Ağzı da dayağı davet eder.
    18:7 Akılsızın ağzı kendisini mahveder,
      Dudakları da canına tuzaktır.
    18:8 Dedikodu tatlı lokma gibidir,
      İnsanın ta içine işler.
    18:9 İşini savsaklayan kişi
      Yıkıcıya kardeştir.
    18:10 RAB'bin adı güçlü kuledir,
      Ona sığınan doğru kişi için korunaktır.
    18:11 Zengin servetini bir kale,
      Aşılmaz bir sur sanır.
    18:12 Yürekteki gururu düşüş,
      Alçakgönüllülüğü ise onur izler.
    18:13 Dinlemeden yanıt vermek
      Ahmaklık ve utançtır.
    18:14 İnsanın ruhu hastalıkta ona destektir.
      Ama ezik ruh nasıl dayanabilir?
    18:15 Akıllı kişi bilgiyi satın alır,
      Bilgenin kulağı da bilgi peşindedir.
    18:16 Armağan, verenin yolunu açar
      Ve kendisini büyüklerin önüne çıkartır.
    18:17 Duruşmada ilk konuşan haklı görünür,
      Başkası çıkıp onu sorgulayana dek.
    18:18 Kura çekişmeleri sona erdirir,
      Güçlü rakipleri uzlaştırır.
    18:19 Gücenmiş kardeş surlu kentten daha zor elde edilir.
      Çekişme sürgülü kale kapısı gibidir.
    18:20 İnsanın karnı ağzının meyvesiyle,
      Dudaklarının ürünüyle doyar.
    18:21 Dil ölüme de götürebilir, yaşama da;
      Konuşmayı seven, dilin meyvesine katlanmak zorundadır.
    18:22 İyi bir eş bulan iyilik bulur
      Ve RAB'bin lütfuna erer.
    18:23 Yoksul acınma dilenir,
      Zenginin yanıtıysa serttir.
    18:24 Yıkıma götüren dostlar vardır, 
      Ama öyle dost var ki, kardeşten yakındır insana.

19.Bölüm


    19:1 Dürüst yaşayan bir yoksul olmak,
      Yalancı bir akılsız olmaktan yeğdir.
    19:2 Bilgisiz heves işe yaramaz,
      Acelecilik insanı yanılgıya düşürür.
    19:3 İnsanın ahmaklığı yaşamını yıkar,
      Yine de içinden RAB'be öfkelenir.
    19:4 Zenginlik dost üstüne dost kazandırır.
      Oysa yoksulun dostu onu yüzüstü bırakır.
    19:5 Yalancı tanık cezasız kalmaz,
      Yalan soluyan kurtulamaz.
    19:6 Birçokları önemli kişinin gözüne girmek
      Ve eli açık olanın dostu olmak ister.
    19:7 Yoksulun akrabaları bile onu sevmezse,
      Dostlarının ondan uzak duracağı daha da kesindir.
      Ne kadar yalvarsa ona yaklaşmazlar.
    19:8 Sağduyulu olan canını sever,
      Aklı izleyen bolluğa kavuşur.
    19:9 Yalancı tanık cezasız kalmaz,
      Yalan soluyan yok olur.
    19:10 Akılsızın gösterişli bir yaşam sürmesi uygun değilse,
      Kölelerin önderlere egemen olması
      Hiç uygun değildir.
    19:11 Sağduyulu kişi sabırlıdır,
      Kusurları hoş görmesi ona onur kazandırır.
    19:12 Kralın öfkesi genç aslanın kükreyişine benzer,
      Lütfuysa otların üzerine düşen çiy gibidir.
    19:13 Akılsız çocuk babasının başına beladır,
      Dırdır eden kadın sürekli damlayan su gibidir.
    19:14 Ev ve servet babadan mirastır,
      Ama sağduyulu kadın RAB'bin armağanıdır.
    19:15 Tembellik insanı uyuşukluğa iter,
      Haylaz kişi de aç kalır.
    19:16 Tanrı buyruğuna uyan canını korur,
      Gitmesi gereken yolları umursamayan ölür.
    19:17 Yoksula acıyan kişi RAB'be ödünç vermiş olur,
      Yaptığı iyilik için RAB onu ödüllendirir.
    19:18 Henüz umut varken çocuğunu eğit,
      Onun yıkımına neden olma.
    19:19 Huysuz insan cezasını çekmelidir.
      Onu bir kere kurtarsan da, hep aynı şeyi yapman gerekir.
    19:20 Öğüde kulak ver, terbiyeyi kabul et ki,
      Ömrünün kalan kısmı boyunca bilge olasın.
    19:21 İnsan yüreğinde çok şey tasarlar,
      Ama gerçekleşen, RAB'bin amacıdır.
    19:22 İnsandan istenen vefadır,
      Yoksul olmak yalancı olmaktan yeğdir.
    19:23 RAB korkusu
      Doygun ve dertsiz bir yaşama kavuşturur.
    19:24 Tembel sahana daldırdığı elini
      Ağzına geri götürmek bile istemez.
    19:25 Alaycıyı döversen bön kişi ibret alır,
      Akıllı kişiyi azarlarsan bilgisine bilgi katar.
    19:26 Babasına saldıran, annesini kovan çocuk,
      Ailesinin utancı ve yüzkarasıdır.
    19:27 Oğlum, uyarılara kulağını tıkarsan,
      Bilgi kaynağı sözlerden saparsın.
    19:28 Niyeti bozuk tanık adaletle eğlenir,
      Kötülerin ağzı fesatla beslenir.
    19:29 Alaycılar için ceza,
      Akılsızların sırtı için kötek hazırdır.

20.Bölüm


    20:1 Şarap insanı alaycı, içki gürültücü yapar,
      Onun etkisiyle yoldan sapan bilge değildir.
    20:2 Kralın öfkesi genç aslanın kükreyişine benzer,
      Onu kızdıran canından olur.
    20:3 Kavgadan kaçınmak insan için onurdur,
      Oysa her ahmak tartışmaya hazırdır.
    20:4 Sonbaharda çift sürmeyen tembel,
      Hasatta aradığını bulamaz.
    20:5 İnsanın niyetleri derin bir kuyunun suları gibidir,
      Akıllı kişi onları açığa çıkarır.
    20:6 İnsanların çoğu, «Vefalıyım» der.
      Ama sadık birini kim bulabilir?
    20:7 Doğru ve dürüst bir babaya
      Sahip olan çocuklara ne mutlu!
    20:8 Yargı kürsüsünde oturan kral,
      Kötülüğü gözleriyle ayıklar.
    20:9 Kim, «Yüreğimi pak kıldım,
      Günahımdan arındım» diyebilir?
    20:10 RAB hileli tartıdan da, hileli ölçüden de tiksinir.
    20:11 Çocuk bile eylemleriyle kendini belli eder,
      Yaptıkları pak ve doğru mu, değil mi, anlaşılır.
    20:12 İşiten kulağı da gören gözü de
      RAB yaratmıştır.
    20:13 Uykuyu seversen yoksullaşırsın,
      Uyanık durursan ekmeğin bol olur.
    20:14 Alıcı, «İşe yaramaz, işe yaramaz» der,
      Ama alıp gittikten sonra aldığıyla övünür.
    20:15 Bol bol altının, mücevherin olabilir,
      Ama bilgi akıtan dudaklar daha değerlidir.
    20:16 Tanımadığı birine kefil olanın giysisini al;
      Bir yabancı için yapıyorsa bunu,
      Giysisini rehin tut.
    20:17 Hileyle kazanılan yiyecek insana tatlı gelir,
      Ama sonra ağza dolan çakıl gibidir.
    20:18 Tasarılarını danışarak yap,
      Yöntemlere uyarak savaş.
    20:19 Dedikoducu sır saklayamaz,
      Bu nedenle ağzı gevşek olanla arkadaşlık etme.
    20:20 Annesine ya da babasına sövenin
      Işığı zifiri karanlıkta sönecek.
    20:21 Tez elde edilen mirasın
      Sonu bereketli olmaz.
    20:22 «Bu kötülüğü sana ödeteceğim» deme;
      RAB'bi bekle, O seni kurtarır.
    20:23 RAB hileli tartıdan tiksinir,
      Hileli teraziden hoşlanmaz.
    20:24 İnsanın adımlarını RAB yönlendirir;
      Öyleyse insan tuttuğu yolu nasıl anlayabilir?
    20:25 Düşünmeden adakta bulunmak
      Sakıncalıdır.
    20:26 Bilge kral kötüleri ayıklar,
      Harman döver gibi cezalandırır.
    20:27 İnsanın ruhu RAB'bin ışığıdır,
      İç varlığın derinliklerine işler.
    20:28 Sevgi ve sadakat kralın güvencesidir.
      Onun tahtını sağlamlaştıran sevgidir.
    20:29 Gençlerin görkemi güçleri,
      Yaşlıların onuru ağarmış saçlardır.
    20:30 Yaralayan darbeler kötülüğü temizler,
      Kötek iç varlığın derinliklerini paklar.

21.Bölüm


    21:1 Kralın yüreği RAB'bin elindedir,
      Kanaldaki su gibi onu istediği yöne çevirir.
    21:2 İnsan izlediği her yolun doğru olduğunu sanır,
      Ama niyetlerini tartan RAB'dir.
    21:3 RAB kendisine kurban sunulmasından çok,
      Doğruluğun ve adaletin yerine getirilmesini ister.
    21:4 Küstah bakışlar ve kibirli yürek
      Kötülerin çırası ve günahıdır.
    21:5 Çalışkanın tasarıları hep bollukla,
      Her türlü acelecilik hep yoklukla sonuçlanır.
    21:6 Yalan dolanla yapılan servet,
      Sis gibi geçicidir ve ölüm tuzağıdır.
    21:7 Kötülerin zorbalığı kendilerini süpürüp götürür,
      Çünkü doğru olanı yapmaya yanaşmazlar.
    21:8 Suçlunun yolu dolambaçlı,
      Pak kişinin yaptıklarıysa dosdoğrudur.
    21:9 Kavgacı kadınla aynı evde oturmaktansa,
      Damın köşesinde oturmak yeğdir.
    21:10 Kötünün can attığı kötülüktür,
      Hiç kimseye acımaz.
    21:11 Alaycı cezalandırılınca bön kişi akıllanır,
      Bilge olan öğretilenden bilgi kazanır.
    21:12 Adil Olan, kötünün evini dikkatle gözler
      Ve kötüleri yıkıma uğratır.
    21:13 Yoksulun feryadına kulağını tıkayanın
      Feryadına yanıt verilmeyecektir.
    21:14 Gizlice verilen armağan öfkeyi,
      Koyna sokuşturulan rüşvet de kızgın gazabı yatıştırır.
    21:15 Hak yerine gelince doğru kişi sevinir,
      Fesatçı dehşete düşer.
    21:16 Sağduyudan uzaklaşan,
      Kendini ölüler arasında bulur.
    21:17 Zevkine düşkün olan yoksullaşır,
      Şaraba ve zeytinyağına düşkün kişi de zengin olmaz.
    21:18 Kötü kişi doğru kişinin fidyesidir,
      Hain de dürüstün.
    21:19 Çölde yaşamak,
      Can sıkıcı ve kavgacı kadınla yaşamaktan yeğdir.
    21:20 Bilgenin evi değerli eşya ve zeytinyağıyla doludur,
      Akılsızsa malını har vurup harman savurur.
    21:21 Doğruluğun ve sevginin ardından koşan,
      Yaşam, gönenç ve onur bulur.
    21:22 Bilge kişi güçlülerin kentine saldırıp
      Güvendikleri kaleyi yıkar.
    21:23 Ağzını ve dilini tutan
      Başını beladan korur.
    21:24 Gururlu, küstah ve alaycı:
      Bunlar kas kas kasılan insanın adlarıdır.
    21:25 Tembelin isteği onu ölüme götürür,
      Çünkü elleri çalışmaktan kaçınır;
    21:26 Bütün gün isteklerini sıralar durur,
      Oysa doğru kişi esirgemeden verir.
    21:27 Kötülerin sunduğu kurban iğrençtir,
      Hele bunu kötü niyetle sunarlarsa.
    21:28 Yalancı tanık yok olur,
      Dinlemeyi bilenin tanıklığıysa inandırıcıdır.
    21:29 Kötü kişi kendine güçlü bir görünüm verir,
      Erdemli insansa tuttuğu yoldan emindir.
    21:30 RAB'be karşı başarılı olabilecek
      Bilgelik, akıl ve tasarı yoktur.
    21:31 At savaş günü için hazır tutulur,
      Ama zafer sağlayan RAB'dir.

22.Bölüm


    22:1 İyi ad büyük servetten,
      Saygınlık gümüş ve altından yeğdir.
    22:2 Zenginle yoksulun ortak yönü şu:
      Her ikisini de RAB yarattı.
    22:3 İhtiyatlı kişi tehlikeyi görünce saklanır,
      Bönse öne atılır ve zarar görür.
    22:4 Alçakgönüllülüğün ve RAB korkusunun ödülü,
      Zenginlik, onur ve yaşamdır.
    22:5 Kötünün yolu diken ve tuzakla doludur.
      Canını korumak isteyen bunlardan uzak durur.
    22:6 Çocuğu tutması gereken yola göre yetiştir,
      Yaşlandığında o yoldan ayrılmaz.
    22:7 Zengin yoksullara egemen olur,
      Borç alan borç verenin kulu olur.
    22:8 Fesat eken dert biçer,
      Gazabının değneği yok olur.
    22:9 Cömert olan kutsanır,
      Çünkü yemeğini yoksullarla paylaşır.
    22:10 Alaycıyı kov, kavga biter;
      Çekişme ve aşağılamalar da sona erer.
    22:11 Yürek temizliğini ve güzel sözleri seven,
      Kralın dostluğunu kazanır.
    22:12 RAB bilgiyi gözetip korur,
      Hainin sözlerini ise altüst eder.
    22:13 Tembel der ki, «Dışarda aslan var,
      Sokağa çıksam beni parçalar.»
    22:14 Sokak kadınının ağzı dipsiz çukur gibidir,
      RAB'bin gazabına uğrayan oraya düşer.
    22:15 Akılsızlık çocuğun öz yapısındadır,
      Değnekle terbiye edilirse akılsızlıktan uzaklaşır.
    22:16 Servetini büyütmek için yoksulu ezenle
      Zengine armağan verenin sonu yoksulluktur.

Bilgeden Otuz Öğüt



    22:17 Kulak ver, bilgelerin sözlerini dinle,
      Öğrettiğimi zihnine işle.
    22:18 Sözlerimi yüreğinde saklarsan mutlu olursun,
      Onlar hep hazır olsun dudaklarında.
    22:19 RAB'be güvenmen için
      Bugün bunları sana, evet sana da bildiriyorum.
    22:20 Senin için otuz söz  yazdım,
      Bilgi ve öğüt sözleri...
    22:21 Öyle ki, güvenilir, doğru sözleri bilesin,
      Böylece seni gönderene güvenilir yanıt verebilesin.  
    22:22 Yoksulu, yoksul olduğu için soymaya kalkma,
      Düşkünü mahkemede ezme.
    22:23 Çünkü onların davasını RAB yüklenecek
      Ve onları soyanların canını alacak.
    22:24 Huysuz kişiyle arkadaşlık etme;
      Tez öfkelenenle yola çıkma.
    22:25 Yoksa onun yollarına alışır,
      Kendini tuzağa düşmüş bulursun.
    22:26 El sıkışıp
      Başkasının borcuna kefil olmaktan kaçın.
    22:27 Ödeyecek paran olmazsa,
      Altındaki döşeğe bile el koyarlar.
    22:28 Atalarının belirlediği
      Eski sınır taşlarının yerini değiştirme.
    22:29 İşinde usta birini görüyor musun?
      Öylesi sıradan kişilere değil,
      Krallara bile hizmet eder.

23.Bölüm


    23:1 Bir önderle yemeğe oturduğunda
      Önüne konulana dikkat et.
    23:2 İştahına yenilecek olursan,
      Daya bıçağı kendi boğazına.
    23:3 Onun lezzetli yemeklerini çekmesin canın,
      Böyle yemeğin ardında hile olabilir.
    23:4 Zengin olmak için didinip durma,
      Çıkar bunu aklından.
    23:5 Servet göz açıp kapayana dek yok olur,
      Kanatlanıp kartal gibi göklere uçar.
    23:6 Cimrinin verdiği yemeği yeme,
      Lezzetli yemeklerini çekmesin canın.
    23:7 Çünkü yediğin her şeyin hesabını tutar,
      «Ye, iç» der sana,
      Ama yüreği senden yana değildir.
    23:8 Yediğin azıcık yemeği kusarsın,
      Söylediğin güzel sözler de boşa gider.
    23:9 Akılsıza öğüt vermeye kalkma,
      Çünkü senin sözlerindeki sağduyuyu küçümser.
    23:10 Eski sınır taşlarının yerini değiştirme,
      Öksüzlerin toprağına el sürme.
    23:11 Çünkü onların Velisi  güçlüdür
      Ve onların davasını sana karşı O yürütür.
    23:12 Uyarıları zihnine işle,
      Bilgi dolu sözlere kulak ver.
    23:13 Çocuğunu terbiye etmekten geri kalma,
      Onu değnekle dövsen de ölmez.
    23:14 Onu değnekle döversen,
      Canını ölüler diyarından kurtarırsın.
    23:15 Oğlum, bilge yürekli olursan,
      Benim yüreğim de sevinir.
    23:16 Dudakların doğru konuştuğunda
      Gönlüm de coşar.
    23:17 Günahkârlara imrenmektense,
      Sürekli RAB korkusunda yaşa.
    23:18 Böylece bir geleceğin olur
      Ve umudun boşa çıkmaz.

    23:19 Oğlum, dinle ve bilge ol,
      Yüreğini doğru yolda tut.
    23:20 Aşırı şarap içenlerle,
      Ete düşkün oburlarla arkadaşlık etme.
    23:21 Çünkü ayyaş ve obur kişi yoksullaşır,
      Uyuşukluk da insana paçavra giydirir.
    23:22 Sana yaşam veren babanın sözlerine kulak ver,
      Yaşlandığı zaman anneni hor görme.
    23:23 Gerçeği satın al ve satma;
      Bilgeliği, terbiyeyi, aklı da.
    23:24 Doğru kişinin babası coştukça coşar,
      Bilgece davranan oğulun babası sevinir.
    23:25 Annenle baban seninle coşsun,
      Seni doğuran sevinsin.
    23:26 Oğlum, beni yürekten dinle,
      Gözünü gittiğim yoldan ayırma.
    23:27 Çünkü fahişe derin bir çukur,
      Ahlaksız kadın dar bir kuyudur.
    23:28 Evet, soyguncu gibi pusuda bekler
      Ve birçok erkeği yoldan çıkarır.
    23:29 Ah çeken kim? Vah çeken kim?
      Kimdir çekişip duran?
      Yakınan kim? Boş yere yaralanan kim?
      Gözleri kanlı olan kim?
    23:30 İçmeye oturup kalkamayanlar,
      Karışık şarapları denemeye gidenlerdir.
    23:31 Şarabın kızıl rengine,
      Kadehte ışımasına,
      Boğazdan aşağı süzülüvermesine bakma.
    23:32 Sonunda yılan gibi ısırır,
      Engerek gibi sokar.
    23:33 Gözlerin garip şeyler görür,
      Aklından ahlaksızlıklar geçer.
    23:34 Kendini kâh denizin ortasında,
      Kâh gemi direğinin tepesinde yatıyor sanırsın.
    23:35 «Dövdüler beni ama incinmedim,
      Vurdular ama farketmedim» dersin,
      «Yeniden içmek için ne zaman ayılacağım?»

24.Bölüm


    24:1 Kötülere imrenme,
      Onlarla birlikte olmayı isteme.
    24:2 Çünkü yürekleri zorbalık tasarlar,
      Dudakları belalardan söz eder.
    24:3 Ev bilgelikle yapılır,
      Akılla pekiştirilir.
    24:4 Bilgi sayesinde odaları
      Her türlü değerli, güzel eşyayla dolar.
    24:5 Bilgelik güçten,
      Bilgi kaba kuvvetten üstündür. 
    24:6 Savaşmak için yöntem,
      Zafer kazanmak için birçok danışman gerekli.
    24:7 Ahmak için bilgelik ulaşılamayacak kadar yüksektir,
      Kent kurulunda ağzını açamaz.
    24:8 Kötülük tasarlayan kişi
      Düzenbaz olarak bilinecektir.
    24:9 Ahmakça tasarılar günahtır,
      Alaycı kişiden herkes iğrenir.
    24:10 Sıkıntılı günde cesaretini yitirirsen,
      Gücün kıt demektir.
    24:11 Ölüm tehlikesi içinde olanları kurtar,
      Ölmek üzere olanları esirge.
    24:12 «İşte bunu bilmiyordum» desen de,
      İnsanın yüreğindekini bilen sezmez mi?
      Senin canını koruyan anlamaz mı?
      Ödetmez mi herkese yaptığını?
    24:13 Oğlum, bal ye, çünkü iyidir,
      Süzme bal damağa tatlı gelir.
    24:14 Bilgelik de canın için öyledir, bilmiş ol.
      Bilgeliği bulursan bir geleceğin olur
      Ve umudun boşa çıkmaz.
    24:15 Ey kötü adam, doğru kişinin evine karşı pusuya yatma,
      Konutunu yıkmaya kalkma.
    24:16 Çünkü doğru kişi yedi kez düşse yine kalkar,
      Ama kötüler felakette yıkılır.
    24:17 Düşmanın düşüşüne keyiflenme,
      Sendelemesine sevinme.
    24:18 Yoksa RAB görür ve hoşnut kalmaz
      Ve düşmanına duyduğu öfke yatışır.
    24:19 Kötülük edenlere kızıp üzülme,
      Onlara özenme.
    24:20 Çünkü kötülerin geleceği yok,
      Çırası sönecek onların.
    24:21 Oğlum, RAB'be ve krala saygı göster,
      Onlara başkaldıranlarla arkadaşlık etme.
    24:22 Çünkü onlar ansızın felakete uğrar,
      İnsanın başına ne belalar getireceklerini kim bilir?

Bilgelerin Öbür Özdeyişleri



    24:23 Şunlar da bilgelerin sözleridir:
      Yargılarken yan tutmak iyi değildir.
    24:24 Kötüye, «Suçsuzsun» diyen yargıcı
      Halklar lanetler, uluslar kınar.
    24:25 Ne mutlu suçluyu mahkûm edene!
      Herkes onu candan kutlar.
    24:26 Dürüst yanıt
      Gerçek dostluğun işaretidir. 
    24:27 İlkin dışardaki işini bitirip tarlanı hazırla,
      Ondan sonra evini yap.
    24:28 Başkalarına karşı nedensiz tanıklık etme
      Ve dudaklarınla aldatma.
    24:29 «Bana yaptığını ben de ona yapacağım,
      Ödeteceğim bana yaptığını» deme.

    24:30 Tembelin tarlasından,
      Sağduyudan yoksun kişinin bağından geçtiğimde
    24:31 Her yanı dikenlerin, otların
      Kapladığını gördüm;
      Taş duvar da yıkılmıştı.
    24:32 Gördüklerimi derin derin düşündüm,
      Seyrettiklerimden ibret aldım.
    24:33 «Biraz kestireyim, biraz uyuklayayım,
      Ellerimi kavuşturup şöyle bir uyuyayım» demeye kalmadan,
    24:34 Yokluk bir haydut gibi,
      Yoksulluk bir akıncı gibi gelir üzerine.

Süleyman'ın Özdeyişlerinin İkinci Bölümü

 

25.Bölüm


    25:1 Bundan sonrakiler de Süleyman'ın özdeyişleridir.
      Bunları Yahuda Kralı Hizkiya'nın adamları derledi.
    25:2 Tanrı'yı gizli tuttuğu şeyler için,
      Krallarıysa açığa çıkardıkları için yüceltiriz.
    25:3 Göğün yüksekliği, yerin derinliği gibi,
      Kralların aklından geçen de kestirilemez.
    25:4 Cürufu gümüşten ayırınca,
      Kuyumcunun işleyeceği madde kalır.
    25:5 Kötüleri kralın huzurundan uzaklaştırırsan
      Kralın tahtı adaletle pekişir.
    25:6 Kralın önünde kendini yüceltme,
      Önemli kişiler arasında yer edinmeye çalışma.
    25:7 Çünkü kralın seni bir soylunun önünde alaşağı etmesindense,
      Sana, «Yukarıya gel» demesi yeğdir.
    25:8 Gördüklerinle hemencecik mahkemeye başvurma;
      Çünkü başkası seni utandırabilir,
      Sonra ne yapacağını bilemezsin.
    25:9 Davanı doğrudan komşunla gör;
      Başkasının sırrını açıklama.
    25:10 Yoksa işiten seni utandırabilir
      Ve bu kötü ün yakanı bırakmaz.
    25:11 Yerinde söylenen söz,
      Gümüş oymalardaki altın elma  gibidir.
    25:12 Altın küpe ya da altın bir süs neyse,
      Dinleyen kulak için bilgenin azarlaması da öyledir.
    25:13 Hasatta kar serinliği nasılsa,
      Güvenilir ulak da kendisini gönderenler için öyledir.
      Böyle biri efendilerinin canına can katar.
    25:14 Yağmursuz bulut ve yel nasılsa,
      Vermediği armağanla övünen kişi de öyledir.
    25:15 Sabırla bir hükümdar bile ikna edilir,
      Tatlı dil en güçlü direnci  kırar.
    25:16 Bal buldun mu yeteri kadar ye,
      Fazla doyarsan kusarsın.
    25:17 Başkalarının evine seyrek git,
      Yoksa onları bezdirir, nefretini kazanırsın.
    25:18 Başkasına karşı yalancı tanıklık eden
      Topuz, kılıç ya da sivri ok gibidir.
    25:19 Sıkıntılı günde haine güvenmek,
      Çürük dişe ya da sakat ayağa güvenmek gibidir.
    25:20 Dertli kişiye ezgi söylemek,
      Soğuk günde giysilerini üzerinden almaya,
      Ya da sodaya sirke katmaya benzer.
    25:21 Düşmanın acıkmışsa doyur,
      Susamışsa su ver.
    25:22 Bunu yapmakla onu utanca boğarsın 
      Ve RAB seni ödüllendirir.
    25:23 Kuzeyden esen rüzgar nasıl yağmur getirirse,
      İftiracı dil de öfkeli bakışlara yol açar.
    25:24 Kavgacı kadınla aynı evde oturmaktansa,
      Damın köşesinde oturmak yeğdir.
    25:25 Susamış kişi için soğuk su neyse,
      Uzak ülkeden gelen iyi haber de öyledir.
    25:26 Kötünün önünde pes eden doğru kişi,
      Suyu bulanmış pınar, kirlenmiş kuyu gibidir.
    25:27 Fazla bal yemek iyi değildir;
      Hep yüceltilmeyi beklemek de...
    25:28 Kendini denetleyemeyen kişi
      Yıkılmış sursuz kent gibidir.

26.Bölüm


    26:1 Yaz ortasında kar, hasatta yağmur uygun olmadığı gibi,
      Akılsıza da onur yakışmaz.
    26:2 Öteye beriye uçuşan serçe
      Ve kırlangıç gibi,
      Hak edilmemiş lanet de tutmaz.
    26:3 Ata kırbaç, eşeğe gem,
      Akılsızın sırtına da değnek gerek.
    26:4 Akılsıza ahmaklığına göre karşılık verme,
      Yoksa sen de onun düzeyine inersin.
    26:5 Akılsıza ahmaklığına uygun karşılık ver,
      Yoksa kendini bilge sanır.
    26:6 Akılsızın eliyle haber gönderen,
      Kendi ayaklarını kesen biri gibi,
      Kendine zarar verir.
    26:7 Akılsızın ağzında özdeyiş,
      Kötürümün sarkan bacakları gibidir.
    26:8 Akılsızı onurlandırmak,
      Taşı sapana bağlamak gibidir.
    26:9 Sarhoşun elindeki dikenli dal ne ise,
      Akılsızın ağzında özdeyiş de odur.
    26:10 Oklarını gelişigüzel fırlatan okçu neyse,
      Yoldan geçen akılsızı ya da sarhoşu ücretle tutan da öyledir.
    26:11 Ahmaklığını tekrarlayan akılsız,
      Kusmuğuna dönen köpek gibidir.
    26:12 Kendini bilge gören birini tanıyor musun?
      Akılsız bile ondan daha umut vericidir.
    26:13 Tembel, «Yolda aslan var,
      Sokaklarda aslan dolaşıyor» der.
    26:14 Menteşeleri üzerinde dönen kapı gibi,
      Tembel de yatağında döner durur.
    26:15 Tembel elini sahana daldırır,
      Yeniden ağzına götürmeye üşenir.
    26:16 Tembel kendini,
      Akıllıca yanıt veren yedi kişiden daha bilge sanır.
    26:17 Kendini ilgilendirmeyen bir kavgaya bulaşan kişi,
      Yoldan geçen köpeği kulaklarından tutana benzer.
    26:18 26:19 Ateşli ve öldürücü oklar savuran bir deli neyse,
      Komşusunu aldatıp, «Şaka yapıyordum»
      Diyen de öyledir.
    26:20 Odun bitince ateş söner,
      Dedikoducu yok olunca kavga diner.
    26:21 Kor için kömür, ateş için odun neyse,
      Çekişmeyi alevlendirmek için kavgacı da öyledir.
    26:22 Dedikodu tatlı lokma gibidir,
      İnsanın ta içine işler.
    26:23 Okşayıcı dudaklarla kötü yürek,
      Sırlanmış toprak kaba benzer.
    26:24 Yüreği nefret dolu kişi sözleriyle niyetini gizlemeye çalışır,
      Ama içi hile doludur.
    26:25 Güzel sözlerine kanma,
      Çünkü yüreğinde yedi iğrenç şey vardır.
    26:26 Nefretini hileyle örtse bile,
      Kötülüğü toplumun önünde ortaya çıkar.
    26:27 Başkasının kuyusunu kazan içine kendi düşer,
      Taşı yuvarlayan altında kalır.
    26:28 Yalancı dil incittiği kişilerden nefret eder,
      Yaltaklanan ağızdan yıkım gelir.

27.Bölüm


    27:1 Yarınla övünme,
      Çünkü ne getireceğini bilemezsin.
    27:2 Seni kendi ağzın değil, başkaları övsün,
      Kendi dudakların değil, yabancı övsün.
    27:3 Taş ağırdır, kum bir yüktür,
      Ama ahmağın kışkırtması ikisinden de ağırdır.
    27:4 Öfke zalim, hiddet azgındır,
      Ama kıskançlığa kim dayanabilir?
    27:5 Açık bir azar,
      Gizli tutulan sevgiden iyidir.
    27:6 Düşmanın öpücükleri aldatıcıdır,
      Ama dostun seni iyiliğin için yaralar.
    27:7 Tok insanın canı balı bile çekmez,
      Aç kişiye en acı şey tatlı gelir.
    27:8 Yuvasından uzak kalan kuş nasılsa,
      Yurdundan uzak kalan insan da öyledir.
    27:9 Güzel koku ve buhur canı ferahlatır,
      Dostun verdiği öğüt insana tatlı gelir.
    27:10 Kendi dostunu da babanın dostunu da bırakma
      Ve felakete uğradığın gün kardeşinin evine gitme;
      Yakın komşun uzaktaki kardeşten yeğdir.
    27:11 Oğlum, bilgece davran ki yüreğim sevinsin,
      Beni ayıplayana yanıt vereyim.
    27:12 İhtiyatlı kişi tehlikeyi görünce saklanır,
      Bönse öne atılır ve zarar görür.
    27:13 Tanımadığı birine kefil olanın giysisini al;
      Bir yabancı için yapıyorsa bunu,
      Giysisini rehin tut.
    27:14 Sabah sabah komşuya verilen gürültülü bir selam
      Küfür sayılır.
    27:15 Kavgacı kadının dırdırı
      Yağmurlu günde damlaların dinmeyen sesi gibidir.
    27:16 Böyle bir kadını dizginlemeye kalkmak,
      Rüzgarı ya da yağı avuçta tutmaya çalışmak gibidir.
    27:17 Demir demiri biler,
      İnsan da insanı...
    27:18 İncir ağacını budayan meyvesini yer,
      Efendisine hizmet eden onurlandırılır.
    27:19 Su görüntümüzü nasıl yansıtıyorsa,
      Yürek de insanın içini yansıtır.
    27:20 Ölüm ve yıkım diyarı insana doymaz,
      İnsanın gözü de hiç doymaz.
    27:21 Altın ocakta, gümüş potada sınanır,
      İnsansa aldığı övgüyle sınanır.
    27:22 Ahmağı buğdayla birlikte dibekte tokmakla dövsen bile,
      Ahmaklığından kurtulmaz.
    27:23 Davarına iyi bak,
      Sığırlarına dikkat et.
    27:24 Çünkü zenginlik kalıcı değildir
      Ve taç kuşaktan kuşağa geçmez.
    27:25 Çayır biçilince, yeni çimen çıkınca,
      Dağlardaki otlar toplanınca,
    27:26 Kuzular seni giydirir,
      Tekeler tarlanın bedeli olur.
    27:27 Keçilerin sütü yalnız seni değil,
      Ev halkını, hizmetçilerini de doyurmaya yeter.

28.Bölüm


    28:1 Kötü kişi kendisini kovalayan olmasa bile kaçar,
      Doğrularsa genç aslan gibi yüreklidir.
    28:2 Ayaklanan ülke çok başlı olur,
      Ama akıllı, bilgili kişi düzeni sağlar.
    28:3 Yoksulu ezen yoksul,
      Ürünü harap eden sağanak yağmur gibidir.
    28:4 Yasayı terk eden kötüyü över,
      Yerine getirense kötüye karşı çıkar.
    28:5 Kötüler adaletten anlamaz,
      RAB'be yönelenlerse her yönüyle anlar.
    28:6 Dürüst bir yoksul olmak,
      Yolsuzlukla zengin olmaktan yeğdir.
    28:7 Kutsal Yasa'yı yerine getiren çocuk akıllıdır,
      Oburlarla arkadaşlık edense babasını utandırır.
    28:8 Faiz ve tefecilikle malına mal katan kişi,
      Bunu yoksullara acıyan için biriktirir.
    28:9 Yasaya kulağını tıkayanın
      Duası da iğrençtir.
    28:10 Dürüst kişileri kötü yola saptıran
      Kendi kazdığı çukura düşer.
      İyiliği, özü sözü bir olanlar miras alacak.
    28:11 Zengin kendini bilge sanır,
      Ama akıllı yoksul onun içini okur.
    28:12 Doğruların zaferi coşkuyla kutlanır,
      Ama kötüler egemen olunca insan kaçacak yer arar.
    28:13 Günahlarını gizleyen başarılı olmaz,
      İtiraf edip bırakansa merhamet bulur.
    28:14 Günahtan çekinen ne mutludur!
      İnatçılık edense belaya düşer.
    28:15 Yoksul halkı yöneten kötü kişi
      Kükreyen aslan, saldırgan ayı gibidir.
    28:16 Gaddar önderin aklı kıttır;
      Haksız kazançtan nefret edense uzun ömürlü olur.
    28:17 Adam öldürmekten vicdan azabı çeken, mezara dek kaçacaktır;
      Kimse ona yardım etmesin.
    28:18 Alnı ak yaşayan kurtulur,
      Yolsuzluk yapan ansızın yıkıma uğrar.
    28:19 Toprağını işleyenin ekmeği bol olur,
      Hayal peşinde koşansa yoksulluğa doyar.
    28:20 Güvenilir kişi bolluğa erer,
      Zengin olmaya can atansa beladan kurtulamaz.
    28:21 Hatır gözetmek iyi değildir,
      Çünkü insan bir lokma ekmek için bile suç işler.
    28:22 Cimri servet peşinde koşar,
      Yoksulluğa uğrayacağını düşünmez.
    28:23 Başkasını azarlayan sonunda
      Pohpohlayandan daha çok beğeni kazanır.
    28:24 Annesini ya da babasını soymayı günah saymayan,
      Haydutla birdir.
    28:25 Açgözlü kavga çıkarır,
      RAB'be güvenense bolluk içinde yaşar.
    28:26 Kendine güvenen akılsızdır,
      Bilgece davranan güvenlikte olur.
    28:27 Yoksula verenin eksiği olmaz,
      Yoksulu görmezden gelense bir sürü lanete uğrar.
    28:28 Kötüler egemen olunca insan kaçacak yer arar,
      Ama kötüler yok olunca doğrular çoğalır.

29.Bölüm


    29:1 Defalarca azarlandığı halde dikbaşlılık eden,
      Ansızın yıkıma uğrayacak, çare yok.
    29:2 Doğru kişiler çoğalınca halk sevinir,
      Kötü kişi hükümdar olunca halk inler.
    29:3 Bilgeliği seven babasını sevindirir,
      Fahişelerle dostluk eden malını yitirir.
    29:4 Adaletle yöneten kral ülkesini ayakta tutar,
      Ağır vergiler koyansa çökertir.
    29:5 Başkasını pohpohlayan kişi,
      Ona tuzak kurar.
    29:6 Kötünün başkaldırısı kendine tuzak olur,
      Doğru kişiyse ezgi söyler ve sevinir.
    29:7 Doğru kişi yoksulların hakkını verir,
      Kötü kişi hak hukuk nedir bilmez.
    29:8 Alaycı kişiler kentleri bile karıştırır,
      Bilgelerse öfkeyi yatıştırır.
    29:9 Bilge kişiyle davası olan ahmak
      Kızar, alay eder ve rahat vermez.
    29:10 Kana susamışlar dürüst kişiden nefret eder,
      Doğrularsa onun canını korur.
    29:11 Akılsız hep patlamaya hazırdır,
      Bilgeyse öfkesini dizginler.
    29:12 Hükümdar yalana kulak verirse,
      Bütün görevlileri de kötü olur.
    29:13 Zorbayla yoksulun ortak bir noktası var:
      İkisinin de gözünü açan RAB'dir.
    29:14 Yoksulları adaletle yöneten kralın
      Tahtı hep güvenlikte olur.
    29:15 Değnekle terbiye bilgelik kazandırır,
      Kendi haline bırakılan çocuksa annesini utandırır.
    29:16 Kötüler çoğalınca başkaldırı da çoğalır,
      Ama doğrular onların düşüşünü görecektir.
    29:17 Oğlunu terbiye et, o da sana huzur verecek
      Ve gönlünü hoşnut edecektir.
    29:18 Tanrısal esinden yoksun olan halk
      Sınır tanımaz olur.
      Ne mutlu Kutsal Yasa'yı yerine getirene!
    29:19 Köle salt sözle terbiye edilemez,
      Çünkü anlasa da kulak asmaz.
    29:20 Sözünü tartmadan konuşan birini tanıyor musun?
      Akılsızın durumu bile onunkinden daha umut vericidir.
    29:21 Çocukluğundan beri kölesini şımartan,
      Sonunda cezasını çeker.
    29:22 Öfkeli kişi çekişme yaratır,
      Huysuz kişinin başkaldırısı eksik olmaz.
    29:23 Kibir insanı küçük düşürür,
      Alçakgönüllülükse onur kazandırır.
    29:24 Hırsızla ortak olanın düşmanı kendisidir,
      Mahkemede yemin etse de bildiğini söylemez.
    29:25 İnsandan korkmak tuzaktır,
      Ama RAB'be güvenen güvenlikte olur.
    29:26 Hükümdarın gözüne girmek isteyen çoktur,
      Ama RAB'dir insana adalet sağlayan.
    29:27 Doğrular haksızlardan iğrenir,
      Kötüler de dürüst yaşayanlardan.

Agur'un Özdeyişleri

 

30.Bölüm


    30:1 Massalı Yake oğlu Agur'un sözleri:
      Bu adam şöyle diyor:
      «Yoruldum, ey Tanrım, yoruldum ve tükendim. 
    30:2 Gerçekten ben insanların en cahiliyim,
      Bende insan aklı yok.
    30:3 Bilgeliği öğrenmedim,
      Kutsal Olan'a ilişkin bilgiden de yoksunum.
    30:4 Kim göklere çıkıp indi?
      Kim yeli avuçlarında topladı?
      Suları giysisiyle sarıp sarmalayan kim?
      Kim belirledi dünyanın sınırlarını?
      Adı nedir, oğlunun adı nedir, biliyorsan söyle!
    30:5 Tanrı'nın her sözü güvenilirdir,
      O kendisine sığınan herkese kalkandır.
    30:6 O'nun sözüne bir şey katma,
      Yoksa seni azarlar, yalancı çıkarsın.
    30:7 Ey Tanrı, iki şey diledim senden:
      Ben ölmeden bunları esirgeme benden.
    30:8 Sahtekârlığı, yalanı benden uzak tut,
      Bana ne yoksulluk ne de zenginlik ver;
      Payıma düşen ekmeği ver, yeter.
    30:9 Yoksa bolluktan, `Kimmiş RAB?' diye seni yadsır,
      Ya da yoksulluktan çalar
      Ve Tanrım'ın adını lekelemiş olurum.

    30:10 «Köleyi efendisine çekiştirme,
      Yoksa sana lanet eder, sen de suçlu çıkarsın.
    30:11 Öyleleri var ki, babalarına lanet eder,
      Annelerine değer vermezler.
    30:12 Öyleleri var ki, kendilerini tertemiz sanırlar,
      Oysa kötülüklerinden arınmış değiller.
    30:13 Öyleleri var ki, kendilerinden üstün kimse yok sanır,
      Herkese tepeden bakarlar.
    30:14 Öyleleri var ki, dişleri kılıç, çeneleri bıçaktır,
      Mazlumlarla yoksulları yutup yeryüzünden yok ederler.
    30:15 Sülüğün iki kızı vardır, adları `Ver, ver'dir.
      Hiç doymayan üç şey,
      `Yeter' demeyen dört şey vardır:
    30:16 Ölüler diyarı, kısır rahim,
      Suya doymayan toprak ve `Yeter' demeyen ateş.
    30:17 Babasıyla alay edenin, annesinin sözünü hor görenin
      Gözünü vadideki kargalar oyacak;
      O akbabalara yem olacak.
    30:18 Aklımın ermediği üç şey,
      Anlamadığım dört şey var:
    30:19 Kartalın gökyüzünde,
      Yılanın kayada,
      Geminin denizde izlediği yol
      Ve erkeğin genç kızla tuttuğu yol.
    30:20 Zina eden kadının yolu da şöyledir:
      Yer, ağzını siler,
      Sonra da, `Suç işlemedim' der.
    30:21 Yeryüzü üç şeyin altında sarsılır;
      Katlanamadığı dört şey vardır:
    30:22 Kölenin kral olması,
      Budalanın doyması,
    30:23 Nefret edilen kadının evlenmesi
      Ve hizmetçinin hanımının yerine geçmesi.

    30:24 «Dünyada dört küçük yaratık var ki,
      Çok bilgece davranırlar:
    30:25 Karıncalar güçlü olmayan bir topluluktur,
      Ama yiyeceklerini yazdan biriktirirler.
    30:26 Kaya tavşanları da güçsüz bir topluluktur,
      Ama yuvalarını kaya kovuklarında yaparlar.
    30:27 Çekirgelerin kralı yoktur,
      Ama bölük bölük ilerlerler.
    30:28 Kertenkele elle bile yakalanır,
      Ama kral saraylarında bulunur.

    30:29 «Yürüyüşü gösterişli üç yaratık,
      Davranışı gösterişli dört yaratık var:
    30:30 Hayvanların en güçlüsü olan
      Ve hiçbir şeyin önünde pes etmeyen aslan,
    30:31 Tazı,  teke
      Ve ordusunun başındaki kral.

    30:32 «Eğer budala gibi kendini yücelttinse
      Ya da kötülük tasarladınsa,
      Dur ve düşün! 
    30:33 Çünkü nasıl sütü dövünce tereyağı,
      Burnu sıkınca kan çıkarsa,
      Öfkeyi kurcalayınca da kavga çıkar.»

Lemuel'in Özdeyişleri

 

31.Bölüm


    31:1 Massa Kralı Lemuel'in sözleri,
      Annesinin ona öğrettikleri:

    31:2 «Oğlum, rahmimin ürünü, ne diyeyim?
      Adaklarımın yanıtı oğlum, ne diyeyim?
    31:3 Gücünü kadınlara,
      Gençliğini kralları mahvedenlere kaptırma!

    31:4 «Şarap içmek krallara yakışmaz, ey Lemuel,
      Krallara yakışmaz!
      İçkiyi özlemek hükümdarlara yaraşmaz.
    31:5 Çünkü içince kuralları unutur,
      Mazlumun hakkını yerler.
    31:6 İçkiyi çaresize,
      Şarabı kaygı çekene verin.
    31:7 İçsin ki yoksulluğunu unutsun,
      Artık sefaletini anmasın.
    31:8 Ağzını hakkını savunamayan için,
      Kimsesizin davasını gütmek için aç.
    31:9 Ağzını aç ve adaletle yargıla,
      Mazlumun, yoksulun hakkını savun.»

Erdemli Kadın  



    31:10 Erdemli kadını kim bulabilir?
      Onun değeri mücevherden çok üstündür.
    31:11 Kocası ona yürekten güvenir
      Ve kazancı eksilmez.
    31:12 Kadın ona kötülükle değil,
      Yaşamı boyunca iyilikle karşılık verir.
    31:13 Yün, keten bulur,
      Zevkle elleriyle işler.
    31:14 Ticaret gemileri gibidir,
      Yiyeceğini uzaktan getirir.
    31:15 Gün ağarmadan kalkar,
      Ev halkına yiyecek, hizmetçilerine paylarını verir.
    31:16 Bir tarlayı gözüne kestirip satın alır,
      El emeğiyle kazandığı parayla bağ diker.
    31:17 Giyinip kollarını sıvar,
      Canla başla çalışır.
    31:18 Ticaretinin kârlı olduğunu bilir,
      Çırası gece boyunca yanar.
    31:19 Eliyle örekeyi tutar,
      Avucunda iği tutar.
    31:20 Mazluma kollarını açar,
      Yoksula elini uzatır.
    31:21 Kar yağınca ev halkı için kaygılanmaz,
      Çünkü hepsinin iki kat  giysisi vardır.
    31:22 Yatak örtüleri dokur,
      Kendi giysileri ince mor ketendendir.
    31:23 Kocası ülkenin ileri gelenleriyle oturup kalkar,
      Kent kurulunda iyi tanınır.
    31:24 Kadın diktiği keten giysilerle
      Ördüğü kuşakları tüccara satar.
    31:25 Güç ve onurla kuşanmıştır,
      Geleceğe güvenle bakar.
    31:26 Ağzından bilgelik akar,
      Dili iyilik öğütler.
    31:27 Ev halkının işlerini yönetir,
      Tembellik nedir bilmez.
    31:28 Çocukları önünde ayağa kalkıp onu kutlar,
      Kocası onu över.
    31:29 «Soylu işler yapan çok kadın var,
      Ama sen hepsinden üstünsün» der.
    31:30 Çekicilik aldatıcı, güzellik boştur;
      Ama RAB'be saygılı kadın övülmeye layıktır.
    31:31 Ellerinin hak ettiğini verin kendisine,
      Yaptıkları için kent kurulunda övülsün.

 

 

VAİZ

Her Şey Bomboş

 

1.Bölüm


    1:1 Bunlar Yeruşalim'de krallık yapan Davut oğlu Vaiz'in sözleridir:

    1:2 «Her şey boş, bomboş, bomboş!» diyor Vaiz.

    1:3 Ne kazancı var insanın
      Güneşin altında harcadığı onca emekten?
    1:4 Kuşaklar gelir, kuşaklar geçer,
      Ama dünya sonsuza dek kalır.
    1:5 Güneş doğar, güneş batar,
      Hep doğduğu yere koşar.
    1:6 Rüzgar güneye gider, kuzeye döner,
      Döne döne eserek
      Hep aynı yolu izler.
    1:7 Bütün ırmaklar denize akar,
      Yine de deniz dolmaz.
      Irmaklar hep çıktıkları yere döner.
    1:8 Her şey yorucu,
      Sözcüklerle anlatılamayacak kadar.
      Göz görmekle doymuyor,
      Kulak işitmekle dolmuyor.
    1:9 Önce ne olduysa, yine olacak.
      Önce ne yapıldıysa, yine yapılacak.
      Güneşin altında yeni bir şey yok.
    1:10 Var mı kimsenin, «Bak bu yeni!» diyebileceği bir şey?
      Her şey çoktan, bizden yıllar önce de vardı.
    1:11 Geçmiş kuşaklar anımsanmıyor,
      Gelecek kuşaklar da kendilerinden sonra gelenlerce anımsanmayacak.

Bilgelik Boştur

 

      1:12 Ben Vaiz, Yeruşalim'de İsrail kralıyken 1:13 kendimi göklerin altında yapılan her şeyi bilgece araştırıp incelemeye adadım. Tanrı'nın uğraşsınlar diye insanlara verdiği çetin bir zahmettir bu. 1:14 Güneşin altında yapılan bütün işleri gördüm; hepsi boştur, rüzgarı kovalamaya kalkışmaktır! 1:15 Eğri olan doğrultulamaz, eksik olan sayılamaz.

      1:16 Kendi kendime, «İşte, bilgeliğimi benden önce Yeruşalim'de krallık yapan herkesten çok artırdım» dedim, «Alabildiğine bilgi ve bilgelik edindim.» 1:17 Kendimi bilgi ve bilgeliği, deliliği ve akılsızlığı anlamaya adadım. Gördüm ki, bu da yalnızca rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış. 1:18 Çünkü çok bilgelik çok keder doğurur, bilgi arttıkça acı da artar.

Zevklerin Anlamsızlığı

 

2.Bölüm

      2:1 Kendi kendime, «Gel, zevki tat. İyi mi, değil mi, gör» dedim. Ama gördüm ki, o da boş. 2:2 Gülmeye, «Delilik», zevke, «Ne işe yarar?» dedim. 2:3 İnsanların göklerin altında geçirdiği birkaç günlük ömürleri boyunca, yapacakları iyi bir şey olup olmadığını görünceye dek, bilgeliğimin önderliğinde, bedenimi şarapla nasıl canlandırayım, akılsızlığı nasıl ele alayım diye düşündüm durdum.

      2:4 Büyük işlere girdim. Kendime evler inşa ettim, bağlar diktim. 2:5 Bahçeler, parklar yaptım, oralara türlü türlü meyve ağaçları diktim. 2:6 Dal budak salan orman ağaçlarını sulamak için havuzlar yaptım. 2:7 Kadın, erkek köleler satın aldım; evimde doğan kölelerim de vardı. Ayrıca benden önce Yeruşalim'de yaşayan herkesten çok sığıra, davara sahip oldum. 2:8 Altın, gümüş biriktirdim; kralların, illerin hazinelerini topladım. Kadın, erkek şarkıcılar ve erkeklerin özlemi olan bir harem edindim. 2:9 Böylece büyük üne kavuştum, benden önce Yeruşalim'de yaşayanların hepsini aştım. Bilgeliğimden de bir şey yitirmedim.
    2:10 Gözümün dilediği hiçbir şeyi kendimden esirgemedim.
      Gönlümü hiçbir zevkten alıkoymadım.
      Yaptığım her işten zevk aldı gönlüm.
      Bütün emeğimin ödülü bu oldu.
    2:11 Yaptığım bütün işlere,
      Çektiğim bütün emeklere bakınca,
      Gördüm ki, hepsi boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.
      Güneşin altında hiçbir kazanç yokmuş.

Bilgelik Akılsızlıktan Üstündür



    2:12 Sonra bilgelik, delilik, akılsızlık nedir diye baktım;
      Çünkü kralın yerine geçecek kişi
      Zaten yapılanın ötesinde ne yapabilir ki?
    2:13 Işığın karanlıktan üstün olduğu gibi
      Bilgeliğin de akılsızlıktan üstün olduğunu gördüm.
    2:14 Bilge nereye gittiğini görür,
      Ama akılsız karanlıkta yürür.
      İkisinin de aynı sonu paylaştığını gördüm.
    2:15 «Akılsızın başına gelen, benim de başıma gelecek»
      Dedim kendi kendime, «Öyleyse kazancım ne bilgelikten?»
      «Bu da boş» dedim içimden.
    2:16 Çünkü akılsız gibi, bilge de uzun süre anılmaz,
      Gelecekte ikisi de unutulur.
      Nitekim bilge de akılsız gibi ölür!

Çalışmanın Anlamsızlığı



    2:17 Böylece hayattan nefret ettim.
      Çünkü güneşin altında yapılan iş çetindi bence.
      Her şey boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.

      2:18 Güneşin altında harcadığım bütün emekten nefret ettim. Çünkü her şeyi benden sonra gelecek olana bırakmak zorundayım. 2:19 Kim bilir, bilge mi olacak, akılsız mı? Güneşin altında bilgeliğimi kullanarak harcadığım bütün emek üzerinde saltanat sürecek. Bu da boş. 2:20 Bu yüzden güneşin altında harcadığım onca emeğe üzülmeye başladım. 2:21 Çünkü biri bilgelik, bilgi ve beceriyle çalışır, sonunda her şeyini hiç emek vermemiş başka birine bırakmak zorunda kalır. Bu da boş ve büyük bir hüsrandır. 2:22 Çünkü ne kazancı var adamın, güneşin altında harcadığı bunca emekten, bunca kafa yormaktan? 2:23 Günler boyunca çektiği zahmet acı ve dert doğurur. Gece bile içi rahat etmez. Bu da boş.

      2:24 İnsan için yemekten, içmekten ve yaptığı işten zevk almaktan daha iyi bir şey yoktur. Gördüm ki, bu da Tanrı'dandır. 2:25 O'nsuz kim yiyebilir, kim zevk alabilir? 2:26 Çünkü Tanrı bilgiyi, bilgeliği, sevinci hoşnut kaldığı insana verir. Günahkâra ise, yığma, biriktirme zahmeti verir; biriktirdiklerini Tanrı'nın hoşnut kaldığı insanlara bıraksın diye. Bu da boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.

Her Şeyin Zamanı Var

 

3.Bölüm


    3:1 Her şeyin mevsimi, göklerin altındaki her olayın zamanı vardır.
    3:2 Doğmanın zamanı var, ölmenin zamanı var.
      Dikmenin zamanı var, sökmenin zamanı var.
    3:3 Öldürmenin zamanı var, şifa vermenin zamanı var.
      Yıkmanın zamanı var, yapmanın zamanı var.
    3:4 Ağlamanın zamanı var, gülmenin zamanı var.
      Yas tutmanın zamanı var, oynamanın zamanı var.
    3:5 Taş atmanın zamanı var, taş toplamanın zamanı var.
      Kucaklaşmanın zamanı var, kucaklaşmamanın zamanı var.
    3:6 Aramanın zamanı var, vazgeçmenin zamanı var.
      Saklamanın zamanı var, atmanın zamanı var.
    3:7 Yırtmanın zamanı var, dikmenin zamanı var.
      Susmanın zamanı var, konuşmanın zamanı var.
    3:8 Sevmenin zamanı var, nefret etmenin zamanı var.
      Savaşın zamanı var, barışın zamanı var.

      3:9 Çalışanın harcadığı emekten ne kazancı var? 3:10 Tanrı'nın uğraşsınlar diye insanlara verdiği zahmeti gördüm. 3:11 O her şeyi zamanında güzel yaptı. İnsanların yüreğine sonsuzluk kavramını koydu. Yine de insan Tanrı'nın yaptığı işi başından sonuna dek anlayamaz. 3:12 İnsan için yaşamı boyunca mutlu olmaktan, iyi yaşamaktan daha iyi bir şey olmadığını biliyorum. 3:13 Her insanın yiyip içmesi, yaptığı her işle doyuma ulaşması bir Tanrı armağanıdır. 3:14 Tanrı'nın yaptığı her şeyin sonsuza dek süreceğini biliyorum. Ona ne bir şey eklenebilir ne de ondan bir şey çıkarılabilir. Tanrı insanların kendisine saygı duymaları için bunu yapıyor.
    3:15 Şimdi ne oluyorsa, geçmişte de oldu,
      Ne olacaksa, daha önce de olmuştur.
      Tanrı geçmiş olayların hesabını soruyor.
    3:16 Güneşin altında bir şey daha gördüm:
      Adaletin ve doğruluğun yerini kötülük almış.
    3:17 İçimden «Tanrı doğruyu da, kötüyü de yargılayacaktır» dedim,
      «Çünkü her olayın, her eylemin zamanını belirledi.»

      3:18 İnsanlara gelince, «Tanrı hayvan olduklarını görsünler diye insanları sınıyor» diye düşündüm. 3:19 Çünkü insanların başına gelen hayvanların da başına geliyor. Aynı sonu paylaşıyorlar. Biri nasıl ölüyorsa, öbürü de öyle ölüyor. Hepsi aynı soluğu taşıyor. İnsanın hayvandan üstünlüğü yoktur. Çünkü her şey boş. 3:20 İkisi de aynı yere gidiyor; topraktan gelmiş, toprağa dönüyor. 3:21 Kim biliyor insan ruhunun  yukarıya çıktığını, hayvan ruhunun  aşağıya, yeraltına indiğini?

      3:22 Sonuçta insanın yaptığı işten zevk almasından daha iyi bir şey olmadığını gördüm. Çünkü onun payına düşen budur. Kendisinden sonra olacakları görmesi için kim onu geri getirebilir?

Dünyadaki Eziyetler

 

4.Bölüm


    4:1 Güneşin altında yapılan baskılara bir daha baktım,
      Ezilenlerin gözyaşlarını gördüm;
      Avutanları yok,
      Güç ezenlerden yana,
      Avutanları yok.
    4:2 Çoktan ölmüş ölüleri,
      Hâlâ sağ olan yaşayanlardan daha mutlu gördüm.
    4:3 Ama henüz doğmamış,
      Güneşin altında yapılan kötülükleri görmemiş olan
      İkisinden de mutludur.

      4:4 Harcanan her emeğin, yapılan her ustaca işin ardında kıskançlık olduğunu gördüm. Bu da boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.
    4:5 Akılsız ellerini kavuşturup kendi kendini yer.
    4:6 Rahat kazanılan bir avuç dolusu
      Zahmetle, rüzgarı kovalamaya kalkışarak kazanılan
      İki avuç dolusundan daha iyidir.

Yalnızlığın Anlamsızlığı



    4:7 Güneşin altında bir boş şey daha gördüm:
    4:8 Yalnız bir adam vardı,
      Oğlu da kardeşi de yoktu.
      Çabaları dinmek nedir bilmezdi,
      Gözü zenginliğe doymazdı.
      «Kimin için çalışıyorum,
      Neden kendimi zevkten yoksun bırakıyorum?» diye sormazdı.
      Bu da boş ve çetin bir zahmettir.

    4:9 İki kişi bir kişiden iyidir,
      Çünkü emeklerine iyi karşılık alırlar.
    4:10 Biri düşerse, öteki kaldırır.
      Ama yalnız olup da düşenin vay haline!
      Onu kaldıran olmaz.
    4:11 Ayrıca iki kişi birlikte yatarsa, biribirini ısıtır.
      Ama tek başına yatan nasıl ısınabilir?
    4:12 Yalnız biri yenik düşer,
      Ama iki kişi direnebilir.
      Üç kat iplik kolay kolay kopmaz.

Yükselmenin Anlamsızlığı

 

      4:13 Yoksul ama bilge bir genç artık öğüt almayı bilmeyen kocamış akılsız kraldan iyidir. 4:14 Çünkü genç, ülkesinde yoksulluk içinde doğsa bile cezaevinden krallığa yükselebilir. 4:15 Güneşin altında yaşayan herkesin kralın yerine geçen genci izlediğini gördüm. 4:16 Yeni kralın yönettiği halk sayısız olabilir. Yine de sonrakiler ondan hoşnut olmayabilir. Gerçekten bu da boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmaktır.

Tanrı'ya Karşı Tutumumuz

 

5.Bölüm

      5:1 Tanrı'nın evine gittiğinde davranışına dikkat et. Yaptıkları kötülüğün farkında olmayan akılsızlar gibi kurban sunmak için değil, dinlemek için yaklaş.

    5:2 Ağzını çabuk açma,
      Tanrı'nın önünde hemen konuya girme,
      Çünkü Tanrı gökte, sen yerdesin,
      Bu yüzden, az konuş.
    5:3 Çok tasa kötü düş,
      Çok söz akılsızlık doğurur.

      5:4 Tanrı'ya adak adayınca, yerine getirmekte gecikme. Çünkü O akılsızlardan hoşlanmaz. Adağını yerine getir! 5:5 Adamamak, adayıp da yerine getirmemekten iyidir. 5:6 Ağzının seni günaha sürüklemesine izin verme. Ulağın  önünde: «Adağım yanlıştı» deme. Tanrı niçin senin sözlerine öfkelensin, yaptığın işi yok etsin? 5:7 Çünkü çok düş kurmak hayalciliğe ve laf kalabalığına yol açar; Tanrı'ya saygı göster.

Zenginliğin Anlamsızlığı

 

      5:8 Bir yerde yoksullara baskı yapıldığını, adaletin ve doğruluğun çiğnendiğini görürsen şaşma; çünkü üstü gözeten daha üst biri var, onların da üstleri var. 5:9 Tarlaların sürülmesini isteyen bir kral ülke için her bakımdan yararlıdır.

    5:10 Parayı seven paraya doymaz,
      Zenginliği seven kazancıyla yetinmez.
      Bu da boştur.

    5:11 Mal çoğaldıkça yiyeni de çoğalır.
      Sahibine ne yararı var, seyretmekten başka?

    5:12 Az yesin, çok yesin işçi rahat uyur,
      Ama zenginin malı zengini uyutmaz.

    5:13 5:14 Güneşin altında acı bir kötülük gördüm:
      Sahibinin zararına biriktirilen
      Ve bir talihsizlikle yok olup giden servet.
      Böyle bir servet sahibi baba olsa bile,
      Oğluna bir şey bırakamaz.
    5:15 Annesinin rahminden çıplak çıkar insan.
      Dünyaya nasıl geldiyse öyle gider,
      Emeğinden hiçbir şey götürmez elinde.

    5:16 Dünyaya nasıl geldiyse öyle gider insan.
      Bu da acı bir kötülüktür.
      Ne kazancı var yel için zahmet çekmekten?
    5:17 Ömrü boyunca büyük üzüntü, hastalık, öfke içinde
      Karanlıkta yiyor.

      5:18 Gördüm ki, iyi ve güzel olan şu: Tanrı'nın insana verdiği birkaç günlük ömür boyunca yemek, içmek, güneşin altında harcadığı emekten zevk almak. Çünkü insanın payına düşen budur. 5:19 Üstelik Tanrı bir insana mal mülk veriyor, onu yemesi, ödülünü alması, yaptığı işten mutluluk duyması için ona güç veriyorsa, bu bir Tanrı armağanıdır. 5:20 Bu yüzden insan, geçen ömrünü pek düşünmez. Çünkü Tanrı onun yüreğini mutlulukla meşgul e

6.Bölüm

      6:1 Güneşin altında insana ağır gelen bir kötülük gördüm: 6:2 Adam vardır, Tanrı kendisine mal, mülk, saygınlık verir, yerine gelmeyecek isteği yoktur. Ama Tanrı yemesine izin vermez; bir yabancı yer. Bu da boş ve acı bir derttir.

      6:3 Bir adam yüz çocuk babası olup uzun yıllar yaşamış, ama uzun ömrüne karşılık, zenginliğin tadını çıkaramamış, bir mezara bile gömülmemişse, düşük çocuk ondan iyidir derim. 6:4 Çünkü düşük çocuk boş yere doğuyor, karanlık içinde geçip gidiyor, adı karanlığa gömülüyor. 6:5 6:6 Ne güneş yüzü görüyor, ne de bir şey tanıyor. Öbür adam iki kez biner yıl yaşasa bile mutluluk duymaz, düşük çocuk ondan rahattır. Hepsi aynı yere gitmiyor mu?

    6:7 İnsan hep boğazı için çalışır,
      Yine de doymaz.
    6:8 Bilgenin akılsızdan ne üstünlüğü var?
      Yoksul başkasına nasıl davranacağını bilmekle ne yarar sağlar?
    6:9 Gözün gördüğü gönlün çektiğinden iyidir.
      Bu da boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmaktır.

    6:10 Ne varsa, adı çoktan konmuştur,
      İnsanın da ne olduğu biliniyor.
      Kimse kendinden güçlü olanla çekişemez.
    6:11 Söz çoğaldıkça anlam azalır,
      Bunun kime yararı olur?

      6:12 Çünkü gölge gibi gelip geçen kısa ve boş ömründe insana neyin yararlı olduğunu kim bilebilir? Bir adama kendisinden sonra güneşin altında neler olacağını kim söyleyebilir?

Bilgelik

 

7.Bölüm


    7:1 İyi ad hoş kokulu yağdan,
      Ölüm günü doğum gününden iyidir.
    7:2 Yas evine gitmek, şölen evine gitmekten iyidir.
      Çünkü her insanın sonu ölümdür,
      Yaşayan herkes bunu aklında tutmalı.
    7:3 Üzüntü gülmekten iyidir,
      Çünkü yüz mahzun olunca yürek sevinir.
    7:4 Bilge kişinin aklı yas evindedir,
      Akılsızın aklıysa şenlik evinde.
    7:5 Bilgenin azarını işitmek,
      Akılsızın türküsünü işitmekten iyidir.
    7:6 Çünkü akılsızın gülmesi,
      Kazanın altındaki çalıların çatırtısı gibidir.
      Bu da boştur.

    7:7 Haksız kazanç bilgeyi delirtir,
      Rüşvet karakteri bozar.

    7:8 Bir olayın sonu başlangıcından iyidir.
      Sabırlı kibirliden iyidir.
    7:9 Çabuk öfkelenme,
      Çünkü öfke akılsızların bağrında barınır.

    7:10 «Neden geçmiş günler bugünlerden iyiydi?» diye sorma,
      Çünkü bu bilgece bir soru değil.

    7:11 Bilgelik miras kadar iyidir,
      Güneşi gören herkes için yararlıdır.
    7:12 Bilgelik siperdir, para da siper,
      Bilginin yararı ise şudur:
      Bilgelik ona sahip olan kişinin yaşamını korur.

    7:13 Tanrı'nın yaptığını düşün:
      O'nun eğrilttiğini kim doğrultabilir?
    7:14 İyi günde mutlu ol,
      Ama kötü günde dikkatle düşün;
      Tanrı birini öbürü gibi yaptı ki,
      İnsan kendisinden sonra neler olacağını bilmesin.

    7:15 Boş ömrümde şunları gördüm:
      Doğru insan doğruluğuna karşın ölüyor,
      Kötü insanın ise, kötülüğüne karşın ömrü uzuyor.
    7:16 Ne çok doğru ol ne de çok bilge.
      Niçin kendini yok edesin?
    7:17 Ne çok kötü ol ne de akılsız.
      Niçin vaktinden önce ölesin?
    7:18 Birini tutman iyidir,
      Öbüründen de elini çekme.
      Çünkü Tanrı'ya saygı duyan ikisini de başarır.

    7:19 Bilgelik, bilge kişiyi kentteki on yöneticiden daha güçlü kılar.
    7:20 Çünkü yeryüzünde hep iyilik yapan,
      Hiç günah işlemeyen doğru insan yoktur.

    7:21 İnsanların söylediği her söze aldırma,
      Yoksa uşağının bile sana sövdüğünü duyabilirsin.
    7:22 Çünkü sen de birçok kez
      Başkalarına sövdüğünü pekâlâ biliyorsun.

    7:23 Bütün bunları bilgelikle denedim:
      «Bilge olacağım» dedim.
      Ama bu beni aşıyordu.
    7:24 Bilgelik denen şey
      Uzak ve çok derindir, onu kim bulabilir?
    7:25 Böylece, bilgelik ve çözüm aramaya, incelemeye, kavramaya,
      Kötülüğün akılsızlık, akılsızlığın delilik olduğunu anlamaya kafa yordum.

    7:26 Kimi kadını ölümden acı buldum.
      O kadın ki, kendisi tuzak, yüreği kapan, elleri zincirdir.
      Tanrı'nın hoşnut kaldığı insan ondan kaçar,
      Günah işleyense ona tutsak olur.

    7:27 Vaiz diyor ki, «Şunu gördüm:
      Bir çözüm bulmak için
      Bir şeyi öbürüne eklerken
    7:28 -Araştırıp hâlâ bulamazken-
      Binde bir adam buldum,
      Ama aralarında bir kadın bulamadım.
    7:29 Bulduğum tek şey:
      Tanrı insanları doğru yarattı,
      Oysa onlar hâlâ karmaşık çözümler arıyorlar.»

8.Bölüm


    8:1 Bilge insan gibisi var mı?
      Kim olup bitenlerin anlamını bilebilir?
      Bilgelik insanın yüzünü aydınlatır,
      Sert görünüşünü değiştirir.

Kralı Dinle

 

      8:2 Kralın buyruğuna uy, diyorum. Çünkü Tanrı'nın önünde ant içtin. 8:3 Kralın huzurundan ayrılmak için acele etme. Kötülüğe bulaşma. Çünkü o dilediği her şeyi yapar. 8:4 Kralın sözünde güç vardır. Kim ona, «Ne yapıyorsun?» diyebilir?

    8:5 Onun buyruğuna uyan zarar görmez.
      Bilge kişi bunun zamanını ve yolunu bilir.
    8:6 Çünkü her işin bir zamanı ve yolu vardır.
      İnsanın derdi kendine yeter.
    8:7 Kimse geleceği bilmez,
      Kim kime geleceği bildirebilir?
    8:8 Rüzgarı  tutup ona egemen olmaya kimsenin gücü yetmediği gibi,
      Ölüm gününe egemen olmaya da kimsenin gücü yetmez.
      Savaştan kaçış olmadığı gibi, kötülük de sahibini kurtaramaz.

      8:9 Bütün bunları gördüm ve güneşin altında yapılan her iş üzerinde kafa yordum. Gün gelir, insanın insana egemenliği kendine zarar verir. 8:10 Bir de kötülerin gömüldüğünü gördüm. Kutsal yere girip çıkar, kötülük yaptıkları kentte övülürlerdi. Bu da boş.

      8:11 Suçlu çabuk yargılanmazsa, insanlar kötülük etmek için cesaret bulur. 8:12 Günahlı yüz kez kötülük edip uzun yaşasa bile, Tanrı'dan korkanların, O'nun önünde saygıyla duranların iyilik göreceğini biliyorum. 8:13 Oysa kötü, Tanrı'dan korkmadığı için iyilik görmeyecek, gölge gibi olan ömrü uzamayacaktır.

      8:14 Yeryüzünde boş bir şey daha var: Kötülerin hak ettiği doğruların, doğruların hak ettiğiyse kötülerin başına geliyor. Bu da boş, diyorum. 8:15 Mutluluğu övgüye değer buldum. Çünkü güneşin altında insan için yiyip içmekten, mutlu olmaktan daha iyi bir şey yoktur. Çünkü Tanrı'nın güneşin altında kendisine verdiği ömür boyunca çektiği zahmetten insana kalacak olan budur.

      8:16 Bilgeliği ve dünyada çekilen zahmeti anlamak için kafamı yorunca -öyleleri var ki, gece gündüz gözüne uyku girmez- 8:17 Tanrı'nın yaptığı her şeyi gördüm. İnsan güneşin altında olup bitenleri keşfedemez. Arayıp bulmak için ne kadar çaba harcarsa harcasın, yine de anlamını bulamaz. Bilge kişi anladığını söylese bile gerçekten kavrayamaz.

İnsanlar Tanrı'nın Elindedir

 

9.Bölüm

      9:1 Böylece bütün bunları düşünüp taşındım ve şu sonuca vardım: Doğrular, bilgeler ve yaptıkları her şey Tanrı'nın elindedir. Onları sevginin mi, nefretin mi beklediğini kimse bilmez.

      9:2 Herkesin başına aynı şey geliyor. Doğrunun, iyinin, kötünün, temizin, kirlinin, kurban sunanla sunmayanın başına gelen şey aynı.
    İyi insana ne oluyorsa, günahlıya da oluyor;
      Ant içene ne oluyorsa, ant içmekten korkana da aynısı oluyor.

      9:3 Güneşin altında yapılan işlerin tümünün kötü yanı şu ki, herkesin başına aynı şey geliyor. Üstelik insanların içi kötülük doludur, yaşadıkları sürece içlerinde delilik vardır. Ardından ölüp gidiyorlar. 9:4 Yaşayanlar arasındaki herkes için umut vardır. Evet, sağ köpek ölü aslandan iyidir!

    9:5 Çünkü yaşayanlar öleceğini biliyor,
      Ama ölüler hiçbir şey bilmiyor.
      Onlar için artık ödül yoktur,
      Anıları bile unutulmuştur.
    9:6 Sevgileri, nefretleri,
      Kıskançlıkları çoktan bitmiştir.
      Güneşin altında yapılanlardan
      Bir daha payları olmayacaktır.

      9:7 Git, sevinçle ekmeğini ye, neşeyle şarabını iç. Çünkü yaptıkların baştan beri Tanrı'nın hoşuna gitti. 9:8 Giysilerin hep ak olsun. Başından zeytinyağı eksilmesin. 9:9 Güneşin altında Tanrı'nın sana verdiği boş ömrün bütün günlerini, bütün anlamsız günlerini sevdiğin karınla güzel güzel yaşayarak geçir. Çünkü hayattan ve güneşin altında harcadığın emekten payına düşecek olan budur. 9:10 Çalışmak için eline ne geçerse, var gücünle çalış. Çünkü gitmekte olduğun ölüler diyarında iş, tasarı, bilgi ve bilgelik yoktur.

    9:11 Güneşin altında bir şey daha gördüm:
      Yarışı hızlı koşanlar,
      Savaşı yiğitler,
      Ekmeği bilgeler,
      Serveti akıllılar,
      Beğeniyi bilgililer kazanmaz.
      Ama zaman ve şans hepsinin önüne çıkar.

    9:12 Dahası insan kendi vaktini bilmez:
      Balığın acımasız ağa, kuşun kapana düştüğü gibi,
      İnsanlar da üzerlerine ansızın çöken kötü zamana yakalanırlar.

Bilgelik Akılsızlıktan İyidir

 

      9:13 Güneşin altında bilgelik olarak şunu da gördüm, beni çok etkiledi: 9:14 Çok az insanın yaşadığı küçük bir kent vardı. Güçlü bir kral saldırıp onu kuşattı. Karşısına büyük rampalar kurdu. 9:15 Kentte yoksul ama bilge bir adam vardı. Bilgeliğiyle kenti kurtardı. Ne var ki, kimse bu yoksul adamı anmadı. 9:16 Bunun üzerine, «Bilgelik güçten iyidir» dedim, «Ne yazık ki, yoksul insanın bilgeliği küçümseniyor, söyledikleri dikkate alınmıyor.»

    9:17 Bilgenin sessizce söylediği sözler,
      Akılsızlar arasındaki önderin bağırışından iyidir.
    9:18 Bilgelik silahtan iyidir,
      Ama bir deli çıkar, her şeyi berbat e

10.Bölüm


    10:1 Ölü sinekler attarın ıtırını kokutur.
      Biraz aptallık da bilgeliği ve saygınlığı bastırır.
    10:2 Bilgenin yüreği hep doğruya eğilimlidir,
      Akılsızın ise, hep yanlışa.
    10:3 Yolda yürürken bile akılsızın aklı kıttır,
      Akılsız olduğunu herkese gösterir.
    10:4 Yöneticinin öfkesi sana karşı alevlenirse,
      Yerinden ayrılma;
      Çünkü serinkanlılık büyük yanlışları bastırır.

    10:5 Güneşin altında gördüğüm bir haksızlık var,
      Yöneticiden kaynaklanan bir yanlışı andırıyor:
    10:6 Zenginler düşük makamlarda otururken,
      Aptallar yüksek makamlara atanıyor.
    10:7 Köleleri at sırtında,
      Önderleri yerde köleler gibi yürürken gördüm.

    10:8 Çukur kazan içine kendi düşer,
      Duvarda gedik açanı yılan sokar.
    10:9 Taş çıkaran taştan incinir,
      Odun yaran tehlikeye girer.

    10:10 Balta körse, ağzı bilenmemişse,
      Daha çok güç gerektirir;
      Ama bilgelik başarı doğurur.

    10:11 Yılan büyü yapılmadan önce sokarsa,
      Büyücünün yararı olmaz.

    10:12 Bilgenin ağzından çıkan sözler benimsenir,
      Oysa akılsız kendi ağzıyla yıkımına yol açar.
    10:13 Sözünün başı aptallık,
      Sonu zırdeliliktir.
    10:14 Akılsız konuştukça konuşur.

    Kimse ne olacağını bilmez.
      Kim ona kendisinden sonra ne olacağını bildirebilir?

    10:15 Akılsızın emeği kendini öylesine yıpratır ki,
      Kente bile nasıl gideceğini bilemez.

    10:16 Kralın bir çocuksa, 
      Önderlerin sabah şölen veriyorsa, vay sana, ey ülke!
    10:17 Kralın soyluysa,
      Önderlerin sarhoşluk için değil
      Güçlenmek için vaktinde yemek yiyorsa, ne mutlu sana, ey ülke!

    10:18 Tembellikten dam çöker,
      Miskinlikten çatı akar.
    10:19 Şölen eğlenmek için yapılır,
      Şarap yaşama sevinç katar,
      Paraysa her ihtiyacı karşılar.

    10:20 İçinden bile krala sövme,
      Yatak odanda zengine lanet etme,
      Çünkü gökte uçan kuşlar haber taşır,
      Kanatlı varlıklar söylediğini aktarır.

İyilik Yap, Denize At

 

11.Bölüm


    11:1 Ekmeğini suya at, 
      Çünkü günler sonra onu bulursun.
    11:2 Yedi, hatta sekiz kişiye pay ver,
      Çünkü ülkenin başına ne felaket geleceğini bilemezsin.
    11:3 Bulutlar su yüklüyse,
      Yeryüzüne döker yağmurlarını.
      Ağaç ister güneye ister kuzeye devrilsin,
      Devrildiği yerde kalır.
    11:4 Rüzgarı gözeten ekmez,
      Bulutlara bakan biçmez.

    11:5 Ana rahmindeki çocuğun nasıl ruh ve beden aldığını bilmediğin gibi,
      Her şeyi yaratan Tanrı'nın yaptıklarını da bilemezsin.

    11:6 Tohumunu sabah ek,
      Akşam da elin boş durmasın.
      Çünkü bu mu iyi, şu mu,
      Yoksa ikisi de aynı sonucu mu verecek, bilemezsin.

    11:7 Işık tatlıdır,
      Güneşi görmek güzeldir.
    11:8 Evet, insan uzun yıllar yaşarsa,
      Sevinçle yaşasın.
      Ama karanlık günleri unutmasın,
      Çünkü onlar da az değil.
      Gelecek her şey boştur.

Gençliğinin Değerini Bil



    11:9 Ey delikanlı, gençliğinle sevin,
      Bırak gençlik günlerinde yüreğin sevinç duysun.
      Gönlünün isteklerini, gözünün gördüklerini izle,
      Ama bil ki, bütün bunlar için Tanrı seni yargılayacaktır.
    11:10 Öyleyse at tasayı yüreğinden,
      Uzaklaştır derdi bedeninden.
      Çünkü gençlik de dinçlik de boştur.

12.Bölüm


    12:1 12:2 Bu yüzden zor günler gelmeden,
      «Zevk almıyorum» diyeceğin yıllar yaklaşmadan,
      Güneş, ışık, ay ve yıldızlar kararmadan
      Ve yağmurdan sonra bulutlar geri dönmeden,
      Gençlik günlerinde seni yaratanı anımsa.
    12:3 O gün, evi bekleyenler titreyecek,
      Güçlüler eğilecek,
      Öğütücüler azaldığı için duracak,
      Pencereden bakanlar kararacak.
    12:4 Değirmen sesi yavaşlayınca,
      Sokağa açılan çift kapı kapanacak,
      İnsanlar kuş sesiyle uyanacak, 
      Ama şarkıların sesini duyamayacaklar.
    12:5 Dahası yüksek yerden,
      Sokaktaki tehlikelerden korkacaklar;
      Badem ağacı çiçek açacak,
      Çekirge ağırlaşacak,
      Tutku zayıflayacak. 
      Çünkü insan sonsuzluk evine gidecek,
      Yas tutanlar sokakta dolaşacak.

    12:6 Gümüş tel kopmadan,
      Altın tas kırılmadan,
      Testi çeşmede parçalanmadan,
      Kuyu makarası kırılmadan,
    12:7 Toprak geldiği yere dönmeden,
      Ruh onu veren Tanrı'ya dönmeden,
      Seni yaratanı anımsa.
    12:8 «Her şey boş» diyor Vaiz, «Bomboş!»

Son Söz

 

      12:9 Vaiz yalnız bilge değildi, bildiklerini halka da öğretiyordu. Hesap etti, araştırdı ve birçok özdeyişi düzene soktu. 12:10 Güzel sözler bulmaya çalıştı. Yazdıkları gerçek ve doğrudur.

      12:11 Bilgelerin sözleri üvendire gibidir, derledikleri özdeyişlerse, iyi çakılan çivi gibi; bir tek Çoban  tarafından verilmişler. 12:12 Bunların dışındakilerden sakın, evladım. Çok kitap yazmanın sonu yoktur, fazla araştırma da bedeni yıpratır.
    12:13 Her şey duyuldu, sonuç şu:
      Tanrı'ya saygı göster, buyruklarını yerine getir,
      Çünkü her insanın görevi budur.
    12:14 Tanrı her işi, her gizli şeyi yargılayacaktır,
      İster iyi ister kötü olsun.

 

 

 

EZGİLER EZGİSİ

1.Bölüm


    1:1 Süleyman'ın Ezgiler Ezgisi.

Kız



    1:2 Beni dudaklarıyla öptükçe öpsün!
      Çünkü aşkın şaraptan daha tatlı.
    1:3 Ne güzel kokuyor sürdüğün esans,
      Dökülmüş esans sanki adın,
      Kızlar bu yüzden seviyor seni.
    1:4 Al götür beni, haydi koşalım!
    Kral beni odasına götürsün.

Kızın arkadaşları



    Seninle coşup seviniriz,
      Aşkını şaraptan çok överiz.

Kız



    Ne kadar haklılar seni sevmekte!
    1:5 Esmerim ben, ama güzelim,
      Ey Yeruşalim kızları!
      Kedar'ın çadırları gibi,
      Süleyman'ın çadır bezleri gibi kara.
    1:6 Bakmayın esmer olduğuma,
      Güneş kararttı beni.
      Çünkü kızdılar bana erkek kardeşlerim,
      Bağlara bakmakla görevlendirdiler.
      Ama kendi bağıma bakmadım.
    1:7 Ey sevgilim, söyle bana, sürünü nerede otlatıyorsun,
      Öğleyin nerede yatırıyorsun?
      Neden arkadaşlarının sürüleri yanında
      Yüzünü örten bir kadın durumuna düşeyim? 

Kızın Arkadaşları



    1:8 Ey güzeller güzeli,
      Bilmiyorsan,
      Sürünün izine çık,
      Çobanların çadırları yanında
      Oğlaklarını otlat.

Erkek



    1:9 Firavunun arabalarına koşulu kısrağa benzetiyorum seni, aşkım benim!
    1:10 Yanakların süslerle,
      Boynun gerdanlıklarla ne güzel!
    1:11 Sana gümüş düğmelerle altın süsler yapacağız.

Kız



    1:12 Kral divandayken, 
      Hintsümbülümün güzel kokusu yayıldı.
    1:13 Memelerim arasında yatan
      Mür dolu bir kesedir benim için sevgilim;
    1:14 Eyn-Gedi bağlarında
      Bir demet kına çiçeğidir benim için sevgilim.

Erkek



    1:15 Ah, ne güzelsin, aşkım, ah, ne güzel!
      Gözlerin tıpkı birer güvercin!

Kız



    1:16 Ne yakışıklısın, sevgilim, ah, ne çekici!
      Yeşilliktir yatağımız.

Erkek



    1:17 Sedir ağaçlarıdır evimizin kirişleri,
      Tavanımızın tahtaları ardıçlar.

Kız

 

2.Bölüm


    2:1 Ben Şaron  çiğdemiyim,
      Vadilerin zambağıyım.

Erkek



    2:2 Dikenlerin arasında bir zambağa benzer
      Kızların arasında aşkım.

Kız



    2:3 Orman ağaçları arasında bir elma ağacına benzer
      Delikanlıların arasında sevgilim.
      Onun gölgesinde oturmaktan zevk alırım,
      Tadı damağımda kalır meyvesinin.
    2:4 Ziyafet evine götürdü beni,
      Üzerimdeki sancağı aşktı.
    2:5 Güçlendirin beni üzüm pestiliyle,
      Canlandırın elmayla,
      Çünkü aşk hastasıyım ben.
    2:6 Sol eli başımın altında,
      Sağ eli sarsın beni.
    2:7 Dişi ceylanlar,
      Yabanıl dişi geyikler üstüne
      Ant içiriyorum size, ey Yeruşalim kızları!
      Aşkımı ayıltmayasınız, uyandırmayasınız diye,
      Gönlü hoş olana dek.

    2:8 İşte! Sevgilimin sesi!
      Dağların üzerinden sekerek,
      Tepelerin üzerinden sıçrayarak geliyor.
    2:9 Sevgilim ceylana benzer, sanki bir geyik yavrusu.
      Bakın, duvarımızın ardında duruyor,
      Pencerelerden bakıyor,
      Kafeslerden seyrediyor.
    2:10 Sevgilim şöyle dedi:
      «Kalk, gel aşkım, güzelim.
    2:11 Bak, kış geçti,
      Yağmurların ardı kesildi,
    2:12 Çiçekler açtı,
      Şarkı mevsimi geldi,
      Kumrular ötüşmeye başladı beldemizde.
    2:13 İncir ağacı ilk meyvesini verdi,
      Yeşeren asmalar mis gibi kokular saçmakta.
      Kalk, gel aşkım, güzelim.»

Erkek



    2:14 Kaya kovuklarında,
      Uçurum kenarlarında gizlenen güvercinim!
      Boyunu bosunu göster bana,
      Sesini duyur;
      Çünkü sesin tatlı, boyun bosun güzeldir.
    2:15 Yakalayın tilkileri bizim için,
      Bağları bozan küçük tilkileri;
      Çünkü bağlarımız yeşerdi.

Kız



    2:16 Sevgilim benimdir, ben de onun,
      Zambaklar arasında gezinir  durur.
    2:17 Ey sevgilim, gün serinleyip gölgeler uzayana dek,
      Engebeli dağlar üzerinde bir ceylan gibi,
      Geyik yavrusu gibi ol!

3.Bölüm


    3:1 Gece boyunca yatağımda
      Sevgilimi aradım,
      Aradım, ama bulamadım.
    3:2 «Kalkıp kenti dolaşayım,
      Sokaklarda, meydanlarda sevgilimi arayayım» dedim,
      Aradım, ama bulamadım.
    3:3 Kenti dolaşan bekçiler buldu beni,
      «Sevgilimi gördünüz mü?» diye sordum.
    3:4 Onlardan ayrılır ayrılmaz
      Sevgilimi buldum.
      Tuttum onu, bırakmadım;
      Annemin evine,
      Beni doğuran kadının odasına götürünceye dek.
    3:5 Dişi ceylanlar,
      Yabanıl dişi geyikler üstüne
      Ant içiriyorum size, ey Yeruşalim kızları!
      Aşkımı ayıltmayasınız, uyandırmayasınız diye,
      Gönlü hoş olana dek.

    3:6 Kimdir bu kırdan çıkan,
      Bir duman sütunu gibi,
      Tüccarın türlü türlü baharatıyla,
      Mür ve günnükle tütsülenmiş?
    3:7 İşte Süleyman'ın tahtırevanı!
      İsrailli yiğitlerden
      Altmış kişi eşlik ediyor ona.
    3:8 Hepsi kılıç kuşanmış, eğitilmiş savaşçı.
      Gecenin tehlikelerine karşı,
      Hepsinin kılıcı belinde.
    3:9 Kral Süleyman tahtırevanı
      Lübnan ağaçlarından yaptı.
    3:10 Direklerini gümüşten,
      Tabanını altından yaptı.
      Koltuğu mor kumaşla kaplıydı.
      İçini sevgiyle döşemişti Yeruşalim kızları.
    3:11 Dışarı çıkın, ey Siyon kızları!
      Düğününde, mutlu gününde
      Annesinin verdiği tacı giymiş Kral Süleyman'ı görün.

Erkek

 

4.Bölüm


    4:1 Ah, ne güzelsin, aşkım, ah, ne güzel!
      Peçenin ardındaki gözlerin güvercinler gibi.
      Siyah saçların Gilat Dağı'nın yamaçlarından inen
      Keçi sürüsü sanki.
    4:2 Yeni kırkılıp yıkanmış,
      Sudan çıkmış koyun sürüsü gibi dişlerin,
      Hepsinin ikizi var.
      Yavrusunu yitiren yok aralarında.
    4:3 Al kurdele gibi dudakların,
      Ağzın ne güzel!
      Peçenin ardındaki yanakların
      Nar parçası sanki.
    4:4 Boynun Davut'un kulesi gibi,
      Kakma taşlarla  yapılmış,
      Üzerine bin kalkan asılmış,
      Hepsi de birer yiğit kalkanı.
    4:5 Sanki bir çift geyik yavrusu memelerin
      Zambaklar arasında otlayan
      İkiz ceylan yavrusu.
    4:6 Gün serinleyip gölgeler uzayınca,
      Mür dağına,
      Günnük tepesine gideceğim.

    4:7 Tepeden tırnağa güzelsin, aşkım,
      Hiç kusurun yok.
    4:8 Benimle gel Lübnan'dan, yavuklum,
      Benimle gel Lübnan'dan!
      Amana doruğundan,
      Senir ve Hermon doruklarından,
      Aslanların inlerinden,
      Parsların dağlarından geç.
    4:9 Çaldın gönlümü kızkardeşim, yavuklum,
      Bir bakışınla,
      Gerdanlığının tek zinciriyle çaldın gönlümü!
    4:10 Aşkın ne güzel, kızkardeşim, yavuklum,
      Şaraptan çok daha tatlı;
      Esansının kokusu her türlü baharattan güzel!
    4:11 Ey yavuklum, bal damlar dudaklarından,
      Bal ve süt var dilinin altında,
      Lübnan'ın kokusu geliyor giysilerinden!
    4:12 Kapalı bahçesin sen, kızkardeşim, yavuklum,
      Kapalı bir kaynak, mühürlü bir pınar.
    4:13 Fidanların nar bahçesidir;
      Seçme meyvelerle,
      Kına ve hintsümbülüyle,
    4:14 Hintsümbülü ve safranla,
      Güzel kokulu kamış ve tarçınla, her türlü günnük ağacıyla,
      Mür ve ödle, her türlü seçme baharatla.
    4:15 Sen bir bahçe pınarısın,
      Bir taze su kuyusu,
      Lübnan'dan akan bir dere.

Kız



    4:16 Uyan, ey kuzey rüzgarı,
      Sen de gel, ey güney rüzgarı!
      Bahçemde es de güzel kokusu saçılsın.
      Sevgilim bahçesine gelsin, seçme meyvelerini yesin!

Erkek

 

5.Bölüm


    5:1 Bahçeme girdim, kızkardeşim, yavuklum,
      Mürümü topladım baharatımla,
      Gümecimi, balımı yedim,
      Şarabımı, sütümü içtim.

Kızın Arkadaşları



    Yiyin, için, ey dostlar!
      Mest olun aşktan, ey sevgililer!

Kız



    5:2 Ben uyuyordum ama yüreğim uyanıktı.
      Dinleyin! Sevgilim kapıyı vuruyor.
      «Aç bana, kızkardeşim, aşkım, eşsiz güvercinim!
      Sırılsıklam oldu başım çiyden,
      Kaküllerim gecenin neminden.»
    5:3 Entarimi çıkardım,
      Yine giyinmeli miyim?
      Ayaklarımı yıkadım,
      Yine kirletmeli miyim?
    5:4 Kapı deliğinden uzattı elini sevgilim,
      Aşk duygularım kabardı onun için.
    5:5 Kalktım, sevgilime kapıyı açayım diye,
      Mür elimden damladı,
      Parmaklarımdan aktı
      Sürgü tokmakları üzerine.
    5:6 Kapıyı açtım sevgilime,
      Ama sevgilim yoktu, gitmişti!
      Kendimden geçmişim o konuşurken.
      Aradım onu, ama bulamadım,
      Seslendim, ama yanıt vermedi.
    5:7 Kenti dolaşan bekçiler buldu beni,
      Dövüp yaraladılar.
      Sur bekçileri alıp götürdü şalımı.
    5:8 Size ant içiriyorum, ey Yeruşalim kızları!
      Eğer sevgilimi bulursanız,
      Söyleyin ona, aşk hastasıyım ben.

Kızın Arkadaşları



    5:9 Farkı ne sevgilinin öbürlerinden,
      Ey güzeller güzeli?
      Farkı ne ki, bize böyle ant içiriyorsun?

Kız



    5:10 Sevgilimin teni pembe-beyaz, ışıl ışıl yanıyor!
      Göze çarpıyor on binler arasında.
    5:11 Başı saf altın,
      Kakülleri kıvır kıvır, kuzgun gibi siyah.
    5:12 Akarsu kıyısındaki
      Güvercinler gibi gözleri;
      Sütle yıkanmış,
      Yuvasındaki mücevher sanki.
    5:13 Yanakları güzel kokulu tarhlar gibi,
      Nefis kokular saçıyor.
      Dudakları zambak gibi,
      Mür yağı damlatıyor.
    5:14 Elleri, üzerine sarı yakut kakılmış altın çubuklar,
      Gövdesi laciverttaşıyla süslenmiş cilalı fildişi.
    5:15 Mermer sütun bacakları
      Saf altın ayaklıklar üzerine kurulmuş.
      Boyu bosu Lübnan dağları gibi,
      Lübnan'ın sedir ağaçları gibi eşsiz.
    5:16 Ağzı çok tatlı,
      Tepeden tırnağa güzel.
      İşte böyledir sevgilim, böyledir yarim, ey Yeruşalim kızları!

Kızın Arkadaşları

 

6.Bölüm


    6:1 Nereye gitti sevgilin,
      Ey güzeller güzeli,
      Ne yana yöneldi?
      Biz de onu arayalım seninle birlikte!

Kız



    6:2 Bahçesine indi sevgilim,
      Güzel kokulu tarhlara,
      Bahçede gezinmek,  zambak toplamak için.
    6:3 Ben sevgilime aitim, sevgilim de bana,
      Gezinip  duruyor zambaklar arasında.

Erkek



    6:4 Sevgilim, Tirsa  kadar güzelsin,
      Yeruşalim kadar şirin,
      Sancak açmış bir ordu kadar görkemli.
    6:5 Çevir gözlerini benden,
      Çünkü şaşırtıyorlar beni.
      Gilat Dağı'nın yamaçlarından inen
      Keçi sürüsünü andırıyor siyah saçların.
    6:6 Yeni yıkanmış, sudan çıkmış dişi koyun sürüsü gibi dişlerin,
      Hepsinin ikizi var;
      Yavrusunu yitiren yok aralarında.
    6:7 Peçenin ardındaki yanakların
      Nar parçası sanki.
    6:8 Altmış kraliçe,
      Seksen cariye,
      Sayısız bakire kız olabilir;
    6:9 Ama bir tanedir benim eşsiz güvercinim,
      Biricik kızıdır annesinin,
      Gözbebeği kendisini doğuranın.
      Kızlar sevgilimi görünce, «Ne mutlu ona!» dediler.
      Kraliçeler, cariyeler onu övdüler.

Kızın Arkadaşları



    6:10 Kimdir bu kadın?
      Şafak gibi beliren,
      Ay kadar güzel,
      Güneş kadar parlak,
      Sancak açmış bir ordu kadar görkemli.

Kız



    6:11 Ceviz bahçesine indim,
      Yeşermiş vadiyi göreyim diye;
      Asma tomurcuk verdi mi,
      Narlar çiçek açtı mı bakayım diye.
    6:12 Nasıl oldu farkına varmadan,
      Tutkum bindirdi beni soylu halkımın savaş arabalarına.

Kızın Arkadaşları



    6:13 Dön, geri dön, ey Şulamlı kız,
      Dön, geri dön de seni seyredelim.

Erkek



    Niçin Şulamlı kızı seyretmek istiyorsunuz,
      Mahanayim oyununu  seyredercesine?

7.Bölüm


    7:1 Ne güzel sandaletli ayakların,
      Ey soylu kız!
      Mücevher gibi yuvarlak kalçaların,
      Usta ellerin işi.
    7:2 Karışık şarabın hiç eksilmediği
      Yuvarlak bir tas gibi göbeğin.
      Zambaklarla kuşanmış
      Buğday yığını gibi karnın.
    7:3 Sanki bir çift geyik yavrusu memelerin,
      İkiz ceylan yavrusu.
    7:4 Fildişi kule gibi boynun.
      Bat-Rabim Kapısı yanındaki
      Heşbon havuzları gibi gözlerin.
      Şam'a bakan
      Lübnan Kulesi gibi burnun.
    7:5 Karmel Dağı gibi duruyor başın,
      Pırıl pırıl mora çalar saçların.
      Kaküllerine tutsak oldu kral.
    7:6 Ne güzel, ne çekicidir aşk!
      Zevkten zevke sürükler.
    7:7 Hurma ağacına benziyor boyun,
      Salkım salkım memelerin.
    7:8 «Çıkayım hurma ağacına» dedim,
      «Tutayım meyveli dallarını.»
      Üzüm salkımları gibi olsun memelerin,
      Elma gibi koksun soluğun,
    7:9 En iyi şarap gibi ağzın.

Kız



    Sevgilimin dudaklarına, dişlerine  doğru kaysın.
    7:10 Ben sevgilime aitim,
      O da bana tutkun.
    7:11 Gel, sevgilim, kıra çıkalım,
      Köylerde  geceleyelim.
    7:12 Bağlara gidelim sabah erkenden,
      Bakalım, asma tomurcuk verdi mi?
      Dalları yeşerdi mi,
      Narlar çiçek açtı mı,
      Orada sevişeceğim seninle.
    7:13 Mis gibi koku saçıyor adamotları,
      Kapımızın yanıbaşında
      Taze, kuru,
      Her çeşit seçme meyve var.
      Senin için sakladım onları, sevgilim.

8.Bölüm


    8:1 Keşke kardeşim olsaydın,
      Annemin memelerinden süt emmiş.
      Dışarıda görünce öperdim seni,
      Kimse de kınamazdı beni.
    8:2 Önüne düşer,
      Beni eğiten
      Annemin evine götürürdüm seni;
      Sana baharatlı şarapla
      Kendi narlarımın suyundan içirirdim.
    8:3 Sol eli başımın altında,
      Sağ eli sarsın beni.
    8:4 Ant içiriyorum size, ey Yeruşalim kızları!
      Aşkımı ayıltmayasınız, uyandırmayasınız diye,
      Gönlü hoş olana dek.

Kızın Arkadaşları



    8:5 Kim bu,
      Sevgilisine yaslanarak çölden çıkan?

Kız



    Elma ağacı altında uyandırdım seni,
      Orada doğum sancıları çekti annen,
      Orada doğum sancıları çekip doğurdu seni.
    8:6 Beni yüreğinin üzerine bir mühür gibi,
      Kolunun üzerine bir mühür gibi yerleştir.
      Çünkü sevgi ölüm kadar güçlü,
      Tutku ölüler diyarı kadar katıdır.
      Alev alev yanar,
      Yakıp bitiren ateş gibi.
    8:7 Sevgiyi engin sular söndüremez,
      Irmaklar süpürüp götüremez.
      İnsan varını yoğunu sevgi uğruna verse bile,
      Yine de hor görülür!

Kızın Arkadaşları



    8:8 Küçük bir kızkardeşimiz var,
      Daha memeleri çıkmadı.
      Ne yapacağız kızkardeşimiz için,
      Söz kesileceği gün?
    8:9 Eğer o bir sursa,
      Üzerine gümüş mazgallı siper yaparız;
      Eğer bir kapıysa,
      Sedir tahtalarıyla onu kaplarız.

Kız



    8:10 Ben bir surum, memelerim de kuleler gibi,
      Böylece hoşnut eden biri oldum onun gözünde.
    8:11 Süleyman'ın bağı vardı Baal-Hamon'da,
      Kiraya verdi bağını;
      Her biri bin gümüş öderdi ürünü için.
    8:12 Benim bağım kendi emrimde,
      Bin gümüş senin olsun, ey Süleyman,
      İki yüz gümüş de ürününe bakan kiracıların.

Erkek



    8:13 Ey sen, bahçelerde oturan kadın,
      Arkadaşlar kulak veriyor sesine,
      Bana da duyur onu.

Kız



    8:14 Koş, sevgilim,
      Mis kokulu dağların üzerinde bir ceylan gibi,
      Geyik yavrusu gibi ol!

 

 

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar