Müridlere Lüzumsuz Vazifeler Yükleyen Şeyh Olamaz
Ebu’l-Hasan Şâzilî’ye göre isteyen her kişi insanları irşâd
edemez. Onları irşâd edecek kişide bulunması gereken bir takım vasıflar vardır.
Bunların en önemlisi, mürîdi lüzumsuz vazifelerle uğraştırıp oyalamamaktır. Çünkü
bir mürşidin elinde terbiye olmak için gelen kişi meş’ale gibi parlayan bir
himmet ile gelir. Eğer mürşid bu kişiye, “Şurada bir saat dur bekle.”
derse, getirdiği meş’ale söner. Artık o meş’aleyi tekrar tutuşturmak zor olur.
Bu açıdan Şâzilî’ye göre, “Muhâtabını zora koşup yoran kişi, mürşid
değildir. Gerçek mürşid, muhâtabına kolayı gösteren ve onun rahatını
sağlayandır.”
Ebu’l-Hasan Şâzilî’ye göre insanları faydasız vazifelerle
yormamanın ve onlara zaman kaybettirmemenin yolu da, ferâset sahibi olmaktan
geçer. Mürşid, önüne gelen kişinin simasına baktığı zaman onun kalp ve akıl
gibi derûnî latifelerine muttali’ olabilmelidir. Eğer mürşid de bu özellik var
ise karşısındakinin psikolojik ve fizyolojik bütün özelliklerini tahlil eder. Bu
tahlil neticesinde teşhis konur ve ihtiyaç olan tedâvîye başlanır. Böylece muhâtabı yormadan kısa sürede
sonuca ulaşma imkânı doğar.
Şâzilî’nin böyle bir yolu tercih etmesinin sebebi,
eğitilmeye ihtiyaç duyulan yönlerin kişiye göre farklılık arzetmesidir. Bir
kişinin nefis terbiyesi ve irâde eğiti-mine ihtiyacı varken, diğerinin kalp
tasfiyesine ihtiyâcı olabilir. Bazen de bir kaç yönlü eğitime ihtiyâcı olan
kişiler çıkabilir. Dolayısı ile mürşid, bu kişilerin her birini ayrı metotlar
kullanarak eğitmek zorundadır. Hepsine aynı metotları uygulayamaz. Mürşîd, tek
tek muhâtablarının ihtiyacına göre ayrı ayrı vazifeler verebilme ve ayrı ayrı
egzersizler yaptırabilme seviyesine sahip olmalıdır.
Kaynak: Mustafa Salim GÜVEN, Ebu’l-Hasan Şâzilî Ve
Şâzilîyye
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar