Print Friendly and PDF

Gül Bahçesinden Sırlar Duy

Bunlarada Bakarsınız

 


67

Dostlar bahar geldi, selviliğe konalım da yüzüstü uyuyakalmış bahtı selviliğin bahtı gibi uyandıralım.

Çimen gelinleri nasıl bir hileyle ayaksız olarak yürüyüp koştu farsa biz de, hem ayağımız bağlı, hem de adım atarak o gariplik yurduna gidelim.

Toprak yurdundan kurtulan canın -adı revan (akan, yürüyüp giden) dır. Biz de dizi bağlı canı tutalım, onların kondukları yere götürelim.

Ey yaprak, elbette bir kuvvet buldun da dalı yarıp çıktın. Ne yaptın da zindandan kurtuldun? Söyle, söyle de biz de şu mahpushanede senin yaptığını yapalım, şu hapisten kurtulalım.

840. Ey selvi, boy atıp yüceldin, yerden bitip yücelere çıktın. Ulu, sana ne seyir, ne seyran gösterdi? Bilelim de biz de seyredelim.

Ey gonca, gül rengine boyanıp çıktın, kendinden geçip geldin, geldin amma nasıl geldin? Söyle de ne yaptıysan biz de onu yapalım.

Bu ak renk nerden ,o amber kokusu ne yandan gelmede? Nerde bu evin kapısı ki kapıcıya kullukta bulunalım?

Ev bülbül, imdadına yetiştiler, feryadına kul olayım. Sen gül yüzünden neşelisin, ben senin yüzünden neşeliyim. O ihsana nasıl şükredebilirim ki? .

Bahçenin Hızır'a dönmüş selvisi ,ey gizli sırlar söyliyen, söyle de kulağıma senin sözlerini inciden, mercandan yapılmış küpe gibi takayım.

Gül bahçesinden sırlar duy, harfsiz, sessiz hakikatler işit ey bülbül ,o masalı anlıyabilirsem sen de sazına düzen ver, çal dur.

Kumrunun sesi ayadek yüceldi, dudu şekere ulaştı, güzel, yeni nağmelerle ırlamada. Biz de canımızı nağmelerle sarhoş edelim. [1]



[1] Cilt 1, Gazel, 67

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI, İstanbul Remzi Kitabevî , Yükselen Matbaası İstanbul — 1957

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar