Bilinçli Rüyalar ve Rüya Yoga’sı /İlhan Ermete
Sokrates: "Diyelim ki tam şu anda
bize uyuyor mu uyanık mı olduğumuz sorulmuş olsun, buna hangi kanıtı
gösterebiliriz?
Theaetetıus: 'Doğrusu Sokrates, bunun hangi
kanıtla kanıtlanabileceğini bilmiyorum, çünkü bu ikisi birbirine benzemektedir.”
Platon, Theaetetııs
Batı'da ve Tasavvufta Bilinçli
Rüyalar
Bilinçli
rüyaların varlığım bilenler yalnızca uzak doğulular değildi, bu rüyaların
varlığı Batı'da da Aristo'nun zamanından beri bilinmekteydi. Hastalıklarına
rüyalarında çare bulmayı uman Yunanlılar eski Yunanistan'ın her yanma yayılmış
olan binlerce rüya yerine giderek rüya görmeye çalışırlardı. Kutsal savılan bu
yerlerde tanrıların hastaya rüyasında görünerek tedavi olması için ne yapması
gerektiğini söyleyeceğine inanılırdı. Batı'da modem tıbbın babası olarak
bilinen Yunanlı doktor Hippokrates tarafından kurulan hastane ve tıp
akademisinin olduğu Asklepion'da da. içinde hastaların gece uyumaları için
odalar olan böyle rüya tapınakları vardı. İ.Ö. 4. yüzyılda yaşamış ünlü Yunan
düşünürü Aristo Rüyalar Üzerine (Peri Enhypnion) adlı
eserinde. ‘Çoğu zaman, kişi uyurken bilinçte, kendini göstermekte olamn bir
rüya olduğunu söyleyen bir şey bulunur." der.
Bununla birlikte. Batı'da bir
bilinçli rüyayı anlatan ilk vazıh kayıt İ.S. 4. yüzyıla aittir. Bu kayıt Aziz
Augustine tarafmdan yazılmış olan bir mektuptur. Aziz Augustine ölümden soma
yaşamın olup olmadığım tartıştığı bu mektubunda. Kartaca'h doktor Gennadius'tan
söz eder. Gennadius bir gece rüyasında bir genç adam görür, adam Gennadius'u
ilahi bir müziğin duyulduğu bir yere götürür. Ertesi gece Gennadius uyurken
yine aynı adamı görür, genç onu yine aynı yere götürür ve burayı daha önce
görüp görmedigini sorar. Gennadius bura)! görmüş olduğunu söyleyince, genç adam
ona bu yeri nerede gördüğünü sorar. Gennadius buna yanıt veremeyince. bura>ı
uyanıkken mi yoksa rüyasında mı gördüğünü sorar, bunun üzerine Gennadius rüya
görmekte olduğunun fark ma varır. Gennadius tann Nod’un Diyarında, yani rüyalar
alemindedir.
Bundan birkaç yüzyıl soma,
İslam uygarlığının gelişme döneminde, bilinçli rüyalarla ilgili bir başka
kaynakla karşılaşıyoruz. Bu 12. yüzyılda İspanyada yaşamış olan ve Arapların
kendisinden Büyük Şeyh (Şeyhül Ekber) olarak söz ettikleri Muhyiddini Arabi dir
(1165-1240). Muhyiddini Arabi bilinçli rüyalar üzerine şu sözleri
söylemektedir: "Kişi bir rüyada düşüncelerini kontrol etmelidir. Bu
farkındalığını geliştirilmesi kişiye büyük yararlar sağlar. Herkes kendisini
böyle büyük bir değere sahip olan bu yeteneğin
kazanılmasına vermelidir.”
Muhyiddini
Arabi den söz etmişken, sufilerin rüyalarla ilgili düşüncelerine de kısaca
değinelim. Tasavvufta aslolan rüyaya değer vermemektir. Rüyalarla fazla
ilgilenen müritlere. “Rüyayı bırak, rü’yete (Allah'ı görmeye) bak,” denilir.
Tasavvuf inancına göre üç çeşit rüya vardır: ilahi, meleki, ve şeytani rüyalar.
İlahi
ve
meleki rüyalar son derece nadirdir. Şeytanı rüyalarsa kişiyi korkutan, bazen
tekrar tekrar görülen rüyalardır. Bu rüyalar tabir olunmaz. şerrinden Allah’a
sığınılır. Bununla birlikte, ruhunu arındırmış olan kişiler çoğunlukla şeytani
rüya görmezler.
Sufiler
çoğunlukla rüyalarla uğraşmaya hayalle, boş işlerle uğraşmak gözüyle
baktıkları halde, içlerinden rüya tabiri (yorumu) ilmini derinlemesine
inceleyenler ve bu konuda eserler
yazanlar da çıkmıştır. Bu eserlerin arasında en ünlüleri, büyük bilgin
Abdulgani bin İsmail En-Nablusınin (1641-1731) Ta'tirü'l-Enâm
fi Tabiril Menâm’ı (Rüyaların Tabiri)
(ki
bu
İslam
dünyasında rüya yorumunda en çok kullanılan eserdir) ve Halvetilik
tarikatından Seyyid Süleyman el-Hüseyni'nın yazdığı Kenz'ül
Menâm (Rüyalar Hâzinesi) adlı kitabıdır. Necmettin Kübra
(1145-1220) ve Nakşibendi tarikatına adım veren büyük mutasavvıf Bahaeddin
Nakşbend (ö. 1389) de rüya
tabin ilmindeki bilgileriyle ünlüdür. Tasavvufta rüyaların onu gören kişinin
içini yansıttığına manii irdi ve rüya tabirinin başlı başma bir yetenek olduğu
düşünülürdü. Ancak rüyalar yalnızca şeyhe ya da rüya tabiri yapanlara
anlatılır, başkalarına anlatılmazdı. Örneğin Şeyh Aziz Mahmud Hüdayi'nin (ö.
1628)
kurduğu Celvetilikte dervişler gördükleri rüyaları şeyhlerine anlatırlardı.
Yukarıda söz edilen ünlü sufi şeyhi Muhyiddini Arabi ve Aziz Mahmud Hüdayi
Efendi (1543/1544-1628) gibi bazı sufilerin de bilinçli rüyalarla
ilgilendikleri biliniyor.
Muhyiddini
Arabfden bir yüzyıl sonra, ünlü dinbilimci Aziz Aquino'lu Thomas (Thomas
Aquinas. 1225-1274) bilinçli rüyalardan söz eder. Aziz Thomas. Aristo'nun geniş
bilgi sınıflandırması ve evrenin yapısı ile ilgili kuramlarım Hıristiyanlık
öğretileriyle birleştirmek amacıyla yazdığı ünlü eseri Summa Theologicada şöyle
yazar: yalnızca hayal gücü serbest olmakla kalmaz, aynı zamanda sağduyu da
kısmen serbest kalır, öyle ki bazen uyuyan birisi gördüğünün bir rüya olduğuna
hükmedebilir ve varlıklarla onların hayallerini birbirinden ayırabilir/' Aziz
Thomas ayrıca bilinçli rüyaların özellikle "rüyanın sonuna dognı, kendine
hakim kişilerde ve güçlü bir hayal gücüne sahip olanlarda” ortaya çıktığım
söyler. Buradan bilinçli rüyaların ortaçağ Avrupa’sında bilinmekte olduğunu
anlıyoruz. Bununla birlikte, ortaçağda rüyalara fazla değer verilmemekteydi.
rüyaların Tanrı dan çok şeytanın işi olduğuna inanılırdı. Halkın içinde
bilinçli rüyalardan söz etmek Engizisyon mahkemelerinde yargılanmaya neden
olabileceğinden bu konuda fazla kaynağa rastlanmamak ta dır.
19. yüzyılda, gündüzleri Çin
edebiyatı profesörü olarak çalışan Markiz d’Hervey de Saint- Denys, gecelerini
bilinçli rüyalarla ilgili yaptığı deney ve araştırmalara adamıştı. Saint-Denys
1867’de basılan Rüyalar ve Rüyaların Yönlendirilmesi
adlı eserinde, yirmi yıldan uzun süren araştırmalarının sonuçlarından söz
etmiştir. Saint-Denys bu kitapta bilinçli rüya görme yeteneğini nasıl
geliştirdiğini anlatır ve rüyalarla ilgili eski kuramlarla kendi deneyimlerine
dayanarak ortaya attığı kendi kuramım açıklar. Bu kitabın orijinal baskısının
bulunması çok zordu, hatta modem psikolojinin kurucusu Sigmund Freud (1856-
1939) Düşlerin Yorumu adlı
kitabında 'bütün çabalarma karşın' bu eserin bir kopyasını eline
geçiremediğinden söz etmiştir. Saint-Denys'den başka, Cambridge Üniversitesinde
çalışan bir bilim adamı olan Frederic W. H. Myers, ve Viyana Üniversitesinden
Erast Mach da bilinçli rüyaları deneyım- lemiş ve yazılarında bu deneyimleri
anlatmışlardır. Yine 19. yüzyılda yaşamış olan ünlü düşünür Friedrich Nietzsche
(1844-1900) de gördüğü bilinçli rüyalardan söz etmiştir.
Freud 1900 yılında basılan
önemli eseri Düşlerin Yorumu' nda
bilinçli rüyalardan söz etmemekle birlikte, eserin 1909 yılında çıkan ikinci
baskısında şunlan yazar: geceleri bir hayli açık bir biçimde, uyumakta ve rüya
görmekte olduklarının farkında olan ve böylelikle rüyalarım bilinçli olarak
yönlendirme yetisine sahip olan bazı kişiler bulunmaktadır.”
Bilinçli rüyalardan söz eden
bir başka psiki- yatrist de Hollanda'lı Frederick Willems van Eeden'dir. Van
Eeden bilinçli rüyalarında yaptığı deneylerden birinde, bir kadehi eliyle
vurarak kumaya çalıştığım, önce bunu başaramadığım, ama az soma masaya
baküğmda kadehin kırılmış olduğunu gördüğünü anlatır. Van Eeden kırılan
parçalardan birini eline alıp inceler ve soma bunun yere çarptığında çıkardığı
sesi duyup duymayacağını görmek için onu pencereden dışarıya atar. Cam parçası
yere çarpınca ses çıkarmakla kalmaz oradaki iki sokak köpeğinin de korkup
kaçmasma neden olur. (Bilinçli rüyalarda neyin olup neyin olamayacağı, rüyayı
gören kişiye bağlıdır; örneğin yukarıdaki olayda Van Eeden'in kadehi önce
kıramaması büyük olasılıkla elini yaralamaktan duyduğu korkudandır. Kişi rüya
görmekte olduğu halde, uyanıkkenki yaşamında yapmamaya şartlanmış olduğu bazı
şeyleri yapmakta güçlük çekebilir. Ama bu korkuyu duymayan birisi bu gibi bir
şeyi kolaylıkla yapabilir, örneğin istediği şeyi kınp dökebilir. Bilinçli
rüyalar kişinin istenci doğrultusunda gerçekleştiği için, Van Eeden masaya
tekrar baktığında. biraz önce kıramadığı kadehin kınlmış olduğunu görmüştür.)
Yine
Fransız biyolog Yves Delage. İngiliz Mary Amold-Forster. ve kitaplarını Oliver
Fos takma adıyla yazan İngiliz Hugh Callovvay de, 20. yüzyılda bilinçli
rüyaları deneyimleyen kişiler arasındadır. Modem gizemci GJ. Gurdjıeffın yakın
arkadaşı, Rus bilimci ve düşünürü P. D. Ouspensky (1878-1947) de kitaplarında
yan-rüya durumları adım verdiği bilinçli rüyalardan söz etmiştir. Modem
psikoloji çevrelerinde bilinçli rüyalardan söz eden ilk makale 1936'da Ahvard
Emburry Brown’m Anormal Psikoloji Dergisinde çıkan “Rüya Görenin Uyumakta
Olduğunu Bildiği Rüyalar' adlı makaledir. Bundan iki yıl soma, bir Alman
psikoloji dergisinde Dr. Harold von Moers-Messmer'in aynı konudaki makalesi
yayınlanmıştır. 1948’de Amerikalı psikiyatrisi Nathan Rapport "İyi
Rüyalar!” adlı makalesinde bilinçli rüya deneyimlerini anlatmıştır. Daha soma
birçok yazar kendi deneyimlerinden yola çıkarak bilinçli rüyalar konusunda
çeşidi kitaplar yayınlamıştır.
Notlar:
İngilizcede bilinçli rüyalara lucid dreams deniliyor. Lucid
sözcüğü, aklı başında, berrak, açık gibi anlamlara geliyor. Bazı kitaplarda
lüsid rüyalar terimi kullanılıyor. Biz burada bilinçli rüyalar demeyi daha
uygun gördük
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar