Print Friendly and PDF

Mektup

 


 

Sevgili!

Yazmak için geç kaldım. Geçen aramızda geçen konudan dolayı, senden af dilenirim. Benim gelgitlerim sonuçta. Sen üzülme…

İçimin dalgaları çok zaman serseri… Lütfen..seni boğmasına izin verme.

Seni çok seviyorum…gurur ve kibir etmeden. Her zaman diyorum, canımsın benimsin…

Güneş gibi doğdun karanlık dünyama… yarınlarıma düşecek karanlıklar korksun. Nerden bilecektim yıllar yılı bekleyen aşıkların hasreti gibi seni bu kadar özleyeceğimi, yolunu bekleyeceğimi.

Son nefesimi elinde vereceğimi düşünerek bir tesellim var. Her ne olursa olsun kanım gibi damarlarımda dolaşan aşkını nasıl silebilirim.

Sana hasret ile gidebilir miyim?

Bitirdim gönlümde geçmişin savaşını.

Affetmen zor oluyor, üzme kendini biçarem dersin.

Aşkına kurban olmuşum ezelden. Ve içimdeki ay kırıntıları gibi yıldızları tarif edemem ki?

Aşkla dolan kalbe söz geçmiyor. Günahkar oldun diyorlar, çok zaman duymuyor kalbim. Ruhum hissetmiyor bunları.

Gözümü ne yana çevirsem seni arıyor. Tanrım Tanrım…

Seninle bir olduğumuz zamandan beri derdimsin. Şimdi uzaklığın ile beni ağlatıyorsun. Ama mecburluğun var. Her akşam sensiz bir sofranın başında, kapıyı gözleyen gözler ile lokmalarım, bana zorla yutturulan acı topları.

Kaderime tekrar tekrar küsüyorum.

Aşk bir yangın olmuş kasıp kavursa….ne fayda.

Buralarda her şeyi herkesi sen yaptım. Gözlerine ellerine baktım. Yine de biri sen olmadı. Hiç olmaz deme yılanlara bile sevgiyle baktım. Canımı almak pahasına sarıldım onlara. Bana değer verip sokmadılar bile…acayip bir duygu değil mi?

İnsanlar birini sevmeyi ister. Etrafında ihtiyaç duyduğu aşk için biri yoksa onu yaratır. Yapamadım senin bir benzerini. Bir tane olsun şu kadarı benziyor biri diyemedim.

Ey mektup!

Buralardayım yalnız başına, ona söz söyleyemiyorum;

Halimin tercümanı ol.

Gönül dilim ol.

Acımdan  bahset…

İçimdeki yangının yazılı şahidi sensin.

Akan gözyaşlarıma tanık sen oldun…o da sızlayan yüreğimi sayende işitir.

Senden başka kimsesi aşkı yok de…

Hani derse.

Acımasın…yatırsın beni kara toprağa.

Kalbimde ayrılığın kanattığı yerden sızan kanımdan, damla damla dökülen kanın kardığı, kızıl toprağı görsün.

Bana belki biraz acır mısın, daha ne çok istiyorsun, beklemeyi, dersin.

Ey zaman, söyle, iki nokta üst üste ne zaman konacak kaderimize…

Ah…

:

 

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar