Print Friendly and PDF

Aşkıyla Renkten Renge Giren Şu Yüzüme Bak

 


LXXXI

Ey Cem’in kadehi gibi tertemiz yürüyüp giden, ey o ay yüzlünün aşkıyla töhmet altına giren; bu ölüm, zaten senin temizliğini meydana çıkarır, o kadar gam yeme.

Ey cancağızım, canım canınla beraber kan denizi içinde araştırıp durmada, bakalım inciyi kim elde edecek, kim elde ederse meydana çıkacak a amcasının canı ciğeri.

Ben nasıl göz yumarım, nasıl ümitsiz bir hale gelirim o inci denizinden ki can denizinin kıyısından andan ana, durmadan muştuluk geliyor.

Ben aşka düştüm de tembelleştim, o tembellikle üstünlükten de geçtim, üstünlük dâvasından da; çünkü padişahın aşkıyla az, çok olmada, çok az sayılmada.

Gönül göğü, onun sofrasından şarap içti de yüzü sarardı; aşkı, benzimi görünce bu bizdendir, bizimdir diye seçti, ayırdı beni.

O renkten renge girmeyen padişahın aşkıyla renkten renge giren şu yüzüme bak; gâh gamıyla safran gibi sapsarı, gâh utançtan bakam gibi kıpkırmızı.

Ben varlığımdan tamamıyla sıyrıldım, tam yok oldum da Tanrı tercümanı kesildim; ister sarhoş olayım, ister ayık, artık, eksik, onun sözünden başka bir söz duyamaz kimse benden.

*        Mısır pazarına girdim, bir ulu kişinin katma dek gittim; bir Yusuf yüzlü gördüm, gördüm de gafletle bu kaça dedim.

Mısır azizi, sen âşıksın dedi, onu bağışladım sana; bu ya olağanüstü ihsanmdandı, ya cömertliğinden, ya kereminden.

Bense kadrini bilmedim onun, bu isteği heves sandım; ah ayrılığıyla çektiğim hasretten, ah gafletimden, ah ne de pişmanım şimdi.

Ey gücüyle, kuvvetiyle yüzlerce olmayacak şey gerçekleşen sevgili, and olsun Tanrı’ya iki dünyada da senin gibi işe sarılıp başaran, kesin olarak derim ki yoktur.

*        Ey Tebriz bu ululamayı sen, ta Elest deminden elde etmişsin; hem de benim övündüğüm Şemseddin’den ta önceden kalem yazmış bunu ve kurumuş artık kalem.

 

 

Kaynak: Cilt 1

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar