O’na ben tapıyorum, sanırdım. Meğer O bana itaat ediyormuş
“İnsaf ve hakikat gözüyle baktım, tüm perestişler Hak’tandı, benden değildi. Halbuki önceleri, O’na ben tapıyorum, sanırdım.
‘Ya Rab! Bu ne hal, dedim. “O, hep
benim, benden gayrisi değil” buyurdu. Yani fiilleri doğrudan icra eden sensin
ama (onları) takdir edip sana nasip eden benim. Benim tevfikim yüz göstermezse,
hem senden hem de taatinden hiçbir şey husule gelmez.”[2]
Bir rivayete göre Ebû Musa, şeyhe, “Sabahın nasıldır?”
diye sordu, şeyh ise “Benim ne sabahım var ne de akşamım (Allah nezdinde akşam
sabah yoktur) diyerek cevap verdi.[3]
Rabbim beni gayrından ayırdıktan, kalbimi nuruyla nurlandırdıktan ve bana Hüviyetini ve pek çok acayiplikleri gösterdikten sonra Rabbime yakîn gözüyle nazar ettim. Kendi hüviyetimle onun hüviyetine nazar ettim ve onun hüviyetinin müşâhedesiyle şaşırdım ve şüpheye düştüm. Şüpheye düştüğümde ona Hakk gözüyle baktım ve
“Kimdir bu, bu ben miyim?” diye sordum. O,
“Hayır, o benim, izzetime yemin
olsun ki benden başka ilah yoktur” buyurdular. Sonra beni kendi hüviyetimden
ayırıp, Hakk’ın hüviyetine tebdil ettiler. Beni, Hakk’ın hüviyetiyle, kendi
hüviyetimden ayırdılar. Böylece bana ferdâniyeti ile kendi hüviyetini
gösterdiler. O’na, kendi hüviyetiyle baktım. Hakk’a, Hakk’la nazar ettim,
Hakk’ı, Hakk ile gördüm. Böylece bir zaman nefsim, lisanım, izin veya ilmim
olmadan, Hakk’ta Hakk’la kaldım. Sonra Allah, bana kendi ilminden bir ilim,
lütfundan da bir lisan verdi. Bana kendi nurundan bir göz verdi ve bu göz ile
Hakk’a nazar edince Onu olduğu gibi gördüm, bildim.[4]
“Ben,
ben değilim. Çünkü ben O’yum. O ve ben ise benim. O, (yalnızca) O.”[5]
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar