Print Friendly and PDF

HADÎKA...Kur'ân-ı Kerim'i Yaşamak

Bunlarada Bakarsınız

 

Kur'ân-ı Kerim'i Duymak "Yaşamak" Üzerine

Allah Teâlâ emriyle, abdestsiz Kur'ân-ı Kerim'e dokunmayı yasaklamıştır.

Şaşkın bir şekilde dizlerine otururken, okuduğun zamanda  "ona dokunmama "ya dikkat et.

Bir fakir okuyucu bir kuruş için, sanki bir mısır tanesi için kumru gibi şehvetli bir çığlık atıyor.

Allah Teâlâ'nın kelâmını, kendisinden dinleyin, çünkü okuyucunun emeği/sesi sadece bir örtüdür

Arif, kelamı Hakk'tan işitir; bu yüzden hasretten biraz uyuklamasında bir suç yoktur.

Sesinde çatlama, bükülme ve hassasiyet varken, yumuşak bir hayal gücü ile gizlice konuşur.

Sözlerin doğası genellikle naziktir ve çünkü aşk, içten gelen zevkten kaynaklanır.

Bil ki, ses, kabuk ve müzik olan her şey, dış şeyler içindir.

Kafam karışık olsa bile, anlamını anlamadığın sürece sesin - benim için -beni aptal yerine koyuyor.

Şarkısında bir anlam olsaydı, bülbül iki bakıra satılmazdı;

Mecazi olarak, birkaç renk göz için, ses ise kulak için olduğunu bil.  

Maddenin özünü yazılı sözlerde değil manada ara, bir amber kokusunu resminde bulmazsın.

Ruhun meclisi, duymanın olmadığı bir yerdir ve orada şarkı sessizliktir.

 Akşamın yarısından itibaren, görülmeye değer şeylere sahip olacaksan ve o tadı hak eden dile sahip olmalısın.

Aşk, tadılabilen bir tatlıyı nasıl lâyık görür ki?

Şarkı söylemekle tabiatınızı sevindirmeyin, çünkü şarkı söylemek zina dışında bir şey (bahsi) söylemez.

Köprüde bile olsan dostunu, yanındaki sudan ayırma;

Ya onu suda inadına boğ ya da toprağa veda edip otur.

Aşkta ne kadar iyi ya da kötü olursa olsun, akıl yargısının ağırlığını taşır.

Maddi dünyanın armağanlarını alevlere verin, kalbinize de gülümsemeler yerine gülen bir ağıt çığlığı;

Mutlu kalple biri yalvarınca ayağından yakalayın ve cehenneme sürükleyin.

Yüzlerce hile, sahtekarlık ve hile kullanarak, aşağı tabiatının bütün o şeytanlarının, aklın ve hislerin seni terk edinceye kadar, içinde patlayacaklarını bilmiyor musun,?

Ey bu adaletsizlik çölünde 'savaşmayı 'göz kırpma' diye okuyan sen, yazıklar olsun sana!

Ey Müslümanlar! belki bu ansızın olacak...Kur'an bir gün tekrar göğe çekilecek;

Çünkü adı bizimle olsa da, artık aramızda onun yasalarına ve emirlerine uyulmuyor.

**

ذكر سماع القرآن

-إذن فالقرآن محرم اللمس على الجنب وهذا بأمر الله.

إذ يجلس على ركبتى الحيرة، حينما يقراً =لا يمسه= على دقتيه.

فيأتى مقرىء فقير من أجل دانق، ويطلق الصوت كالقمرى السمين.

فاستمع إلى قول البارىء من البارىء ، وذلك أن الحجاب هو صنعة القارىء .

٢١٦٥-ويستمع الرجل العارف إلى الكلام من الحق، فلا جرم أنه قليل النعاس من الاشتياق.

فهو يتحدث بالسر مع الخيال اللطيف، أما التكسر والالتواء والرقة ففى الصوت.

فضع الخال فى قلب النفس لا على الوجه، حتى يبدو جمالك منه فى الحال..

فالقوال غالباً ما يكون رقيقاً بطبعه، وللعشق ينبع ما يطرب من الداخل.

وكل ماهوصوت وقشر وموسيقى، اعلم أنه من لأمورالخارجية.

٢١٧٠-ومادمت لاتفهم المعنى فإن صوتك –بالنسبة لى-لا يسارى دانقين حتى ولوكنت بلبلاً.

-وفى سراى المجاز أعلم أن اللون عدة العين والصوت عدة الأذن.

وأطلب المعنى من القلب ولا تبحث عن الحرف، فإنك لا تجد منصورة النرجس رائحة.

ومجلس الروح مكان من لا أذن له، ذلك أن الساع هناك صمت.

فمن شطر العشى يكون لك ما هو جدير بالرؤية، وتكون لك تلك اللغة الجديرة بالذوق.

٢١٧٥ - ولا تجعل الطبع مسروراً بالغناء ، ذلك أن الغناء لا ( يتداعى من ذكره ) إلا الزنا.

و الصديق الذى يأتى على رأس الجر من أجل العون لا تحتفظ به بعيداً عن الماء.

فإما أن تغرقه فى الماء حاقداً ، وإما أن تودعه التراب وتجلس هانئاً .

ومهما كان فى العشق من طيب وقبيح، فإن تحمل ثقل حكمه من العقل.

وكل ما تعطيه الصوره ألقه فى الماء ، واستحسن نغمة النواح فى قلبك.

٢١٨٠-وحينما يخرج النواح من القلب السعيد، أمسك بقدميه وجره إلى جهنم.

فأنت لا تعرف أيها النسناس، الذى يملك الف قيد وحيلة وخداع؛

-إنمن هذا يولد فيك شيطان النفب، حتى يريب منك العقل والفهم -

وليس طريق الدين صفة ولا عبارة، وليس نحوا ولا صرفا ولا إستعارة.

فهذه الصفات بعيدة عن كلام الحق، ومضمونا لقرآن كأنه الدر ا لمتثور.

٢١٨٥ -وأنت فى هذه البادية المليئة بالظلم، تقراً ال =مغز= و=غمزاً= فلتخجل

ويكون هذا فجأة أيها المسلمون، أن يأخذ القرآن طريقه إلى السماء .

ذلك أنه ولو كان اسمه قد بقى لنا، فإن شرائعه وأحكامه لم تبق.

**

On The Hearing Of The Qur’an.

When the pious reader  has set the book with reverence upon his lap, and has recited ‘ Let no one touch it • over both his hands, for a single copper he gives forth a lusty cry, like a turtledove for a grain of corn.  Hear God’s word from God Himself, for the labour of the reader is only a veil. The Knower hears the word from the  Truth ;  the force of his desire denies him sleep. The feelings may be captive to the professional reciter, but Love has its songster in the heart itself. Set a mole in thy inmost heart, and not upon thy cheek ; for it is thy thoughts are the true index of thy state. The Qur’an tells its secret to the discerning thought; turn and twist and pause  are only matters of the voice, and whatso are matters of voice and written character and sound, reside outside the gate.       .

If there were any meaning in its song, a nightingale would not be sold for two coppers ; seek for the essence of the matter in the meaning, not in the written words,—thou wilt find no scent in a picture of ambergris. The time of waiting  in this transitory world deem but colour to the eye, and sound to the ear ; but the session of the Soul is a place where hearing is not, and song is silence there. How shall  Love deem worthy notice a sweet that can be tasted ? Make not thy soul glad with song, for song brings no memories but of heaviness.

The friend who becomes thy friend at the bridge, take him not away from the water with thee;  either drown him in thy hatred, or put him under ground, and then rest happy ; but in Love, to bear the burden of its commands, whether good or whether evil, is wisdom.  Give to the flames the gifts of the material world,—in thy smiling heart place instead of smiles a cry of lamentation ; and when one of smiling heart gives forth a plaint, seize him by the foot and drag him off to Hell.    

Knowest thou not, thou monster, that all those devils of thy lower nature, by using a hundred tricks and frauds and deceits, will break forth within thee, till thy reason and sense desert thee ?  Thou, who in this desert of injustice readest ‘ prosperity ’ for ‘ a whirlpool,’ shame on thee !  The path of religion consists not in works and words, not in syntax and accidence and metaphor; these  kinds of things are far from God’s word,—the contents of the Qur’an are like scattered pearls. O Musalmans, it may be the Qur’an will one day depart again skywards ; for though now its name is with us, its laws and commands are obeyed among us no longer.


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar