Sevgi Ve Muhabbet Üzerine
Aşıkların
huzurunda sarhoş, akılları kollarında, canları ellerinde.
İşte,
kalplerindeki Burak'ı O'na yönelttikleri zaman, hepsini O'nun ayakları altına
sererler;
O'nun
yoluna canı ve kalbi atarlar ve O'nun yanında yer alırlar.
Birliğe
olan inancı karşısında onun için eski ve yeni yoktur; her şey boş, hiçtir;
Ne
değeri var akıl ve hayat onun gözünde? Kalp ve gerçek iman ve küfür birlikte
yol alır.
Âşıkların
peçesi çok şeffaftır; bu peçelerdeki izler çok hassastır.
Aşkın
fatihi, aşk tarafından fethedilen kişidir; Ters çevrilmiş 'aşk' bunu sana
açıklayacaktır.
Bulutlar
Güneş'ten uzaklaştığında, aşk dünyası ışıkla dolar.
Bulut bir Mecusi kadar karanlık ve bulanık,
ama su zararlı olduğu kadar faydalı da olabilir;
Biraz
insanın hayatıdır, ama ruhun hayatı fazlasıyla mahvolur;
O
halde, tevhid'e iman eden, O'nun Zâtının sevgilisidir, oysa sevgi de O'nun
şanına bir perdedir?
Kendi
talimatını verdiği kimse kötü durumda değildir. O halde kötülük nedir?
Ve telkinlerine
sevgi dolu bir gözle bakın, tüm bu çile nedeniyle düzeltildi (yani hibe).
Ey
gaybın güzelliğini âşık, yeter ki gaybın nazarıyla bağlantı arama.
Ey
gaybın cemalini sevenler, O'nun yüzüne kavuşmayı dileyinceye kadar, O'nunla
asla şerbet içmeyeceksin ve O'nunla sohbetin lezzetini tatmayacaksın.
Onun
tevhidi karşısında ne kıdem ne de hadis/yaratılmış vardır, hepsi bir fenada bir
yok olmuştur ve O, O'dur
Madem
bir bilip bir diyorsun, neden ikiye, üçe, dörde acele ediyorsun?
Ey
hadis! (yaratılan)
Madem
ki seni kibir ve utançtan kurtardı, kıdemle ne derdin var
Muhabbet
harflerine bakın;
Elif
ile birlikte, ba ve te harfi iki arkadaştır, o halde ba ve t'yi bir put sayın,
elif'e gelince, Allah diye itibar edin.
Daima
ellerin ve ayakların derede çabala ve denize ulaştığında dereyi düşünme.
Baa
ve Taa: Farsça'da put anlamına gelen " بت " kelimesine
bir göndermedir.
Hâlâ
elinizin açık olduğunu söylüyorsunuz ve durumunuz hâlâ ayağı tuzağa düşmüş biri
gibi.
Bir
an için adalet ve din denizinde, buğday kadar çıplak ve adem gibi bir bedenle olun.
böylece senin tamamen tövbeni kabul eder; o
zaman bir daha bu gereksiz yüklere karışmamaya dikkat et.
Henüz
Şeytan'ın bir takipçisisin; tövbe etmeden nasıl insan olursun?
Ey
Hadis, bir an için kıdem hakkında konuşma, ah konuşta bu kafayla kıdemi bilemezsin.
Yolunda
yüz bin perde var ama himmetin/kuvvetin sınırlı ve kısa kalır.
Seni
kendi sarayına kabul ettiği zaman, O'ndan hiçbir arzu nesnesi isteme,
Kendinden
iste; Rabbin seni dost edindiği zaman, senin arsız gözün her şeyi görür.
Aşk dünyası ikiliğe tahammül edemez, Ben ve
Sen hakkında bu konuşma ne?
Bir
ittihat akitinde dost olduğunu iddia etmek iyi değil, sonra söz, "sen"
ve "O" dur
Hür
olan nasıl köle olur? Zaten dolu bir kabı nasıl doldurabilirsin?
Hepiniz
O'nun kapısına gidin; çünkü dünyada dünyada kim değilse, ne kadar kalabalık
olursa olsun küçüktür.
Dostun
öpücüğüne, sevgi bakışına ulaştığın zaman, O'ndan zehiri bal, dikeni de çiçek
say.
Kalbinin
aynasında ve pas bulunmasından dolayı sıcağı,=Hayır=tırnak makası varlığını
keser
Bir
geminin dolması gibi, acizliğinle her defasında yük olma;
İyiyi
ve kötüyü, güzeli ve çirkini, Allah'ın sana verdiği her şeyi ruhunda tuttuğunu
düşün
Allah'tan
hem rahmetini hem de lanetini alan Azâzil, ikisini de aynı saymadı mı?
Tanrı'dan
ne elde ettiyse, iyi ya da kötü, ikisini de eşit tutuyordu.
Bu
emirin kapısında bekleyenin hali, sanki yelken elindeymiş ve rüzgâr
elverişliymiş gibi
**
في الحب والمحبة
٨٥٠-
العاشقون نحو حضرته سكارى الرؤوس، العقل فى الجيب والروح على اليد.
وما داموا يسوقون نحوه براق القلب، فإغهم جميعا
يتفرقون بددا فى ركابه.
والروح والقلب يبذلان فى طريقه، ويعدان نفسيهما جديرين بذلك.
وأى خطر للعقل والروح لديه، انهم يضحون بالقلب
والدين والكفر.
وحجاب العاشقين أكثر رقة، وصورة هذا الحجاب أكثر دقة.
٨٥٥- وغالب
العشق يكون مغلوبا له، ومقلوب ذلك قد شرح لك وهذا صحيح.
وحين يبتعد السحاب عن الشمس، يكون عالم العشق
مليئا بالنور.
فالسحاب كا لمجوسى مظلم وكدر، وا لماء فى جملته
نافع ومضر.
فالقليل منه حياة الإ نسان، والكثير منه آفة
الروح.
فا لموحد إذن محب لحضرته، إذ أن ا لمحبة حجاب
عزته.
٠ ٨٦ -
فالتلقين لا يكون بالنسبة للمحدث، أما الطيب فهو المحب الممتحن.
وانظر بعين المحبة إلى تأليفه، فمن كل هذه المحنة
يكون تصحيفها ( أى المنحة ) .
ويا أيها المحب لجمال حضرة الغيب، ( إنك ) ما
دمت لا تبحث عن الوصال مع طلعة الغيب.
فإنك لا تحسو شربة ملاقاته، ولا تذوق إذن لذة مناجاته.
وفى مواجهة توحيده لا قديم هناك ولا حديث، كلهم
فناء فى فناء وهو هو.
٨٦٥-وما
دمت تعرف الواحد وتقول الواحد، فلماذا تسرع إلى الاثنين والثلاثة والأربعة ؟
وما دام قد خلصك من الفخر والعار، فأى شأن لك
بالقدم أيها الحديث.
ومع الألف تكون الباء والتاء رفيقتين داثما،
فاعتبر الباء والتاء صنما أما الألف ( فاعتبرها ) الله(١) .
ودوام على السعى بيديك وقدميك فى الجدول، وحين تصل
إلى البحر لا تفكر فى الجدول.
الباء
والتاء : إشارة إلى كلمة ٠ بت= بالفارسية ومعناها صنم.
ولا زلت تقول أن يديك ممدودتان، ولا زالت حالتك كمن سقطت قدمه فى شراك.
٠ ٨٧ - فكن ببحر
العدل والدين لحظة واحدة، بجسد عريان كالحنطة وكآدم.
وهكذا حتى تتوب ويكون لك جملة القبول، وحتى لا تطوف مرة أخرى حول الفضول.
وأنت لا زلت حتى ا لآن من متابعى الشيطان، ولم تتب إذن فكيف تكو ن إنسانا ؟
ولا تتحدث للحظة واحدة عن القدم أيها الحديث،يامن لا تعرف رأسك من قدمك.
وهناك فى طريقك مائة ألف حجاب، ولكن همتك قاصرة وقصيرة.
٥ ٨٧ - وحينما
يسمح لك با لمثول على عتبته، لا تطلب رغائبك منه بل فارغبه.
ذلك أن الله حينما يختارك لصداقته، ترى عيناك الجريئتان ما يرى.
وحينما تفرط أنتيك فى ذاتها، فإن الإقبال يرفع مقامك وموضعك.
ودنيا الحب لا تتحمل الا ثنينية، فأى حديث هذا عن ذاتى وذاتيتك.
وليس من شرط الاتحاد الطيب، دعوى الصداقة ثم القول ب=أنت=و=هو=.
,٨٨ - وكيف يصير
عبدا ذلك الذى هر حر، ومتى استطاع أحد أن يملاً الإناء الممتلىء .
فكندائماعلى بابه ففىهذاالعالم،كل من ليس=هو فهو قليل مهماكان فى جمع.
وحينما تتوصل إلى تقبيل غازة الحبيب، اعتبر وخزه عسلا وشوكه وردا.
ومن أجل وجود الصدأ على مرآة قلب الحر، فإن =لا= مقلمة الأظافر قاطعة
للوجود.
ولاتتحول عن طريق العجز، وكن اكالسفينة=فىكل لحظة حبلى.
٨٨٥ - واعتبر
سواء الخير والشر والجميل والقبيح، وكل ما يعطيكه الله فاحفظه فى روحك.
لا كعزازيل الذى رأى من الرحمن الرحمة واللعنة واعتبرهما سواء.
وذلك الذى على باب الأمير، كأنما الشراع فى يده والريح مواتية.
**
On Affection And Isolation.
The lovers are
drunk in His Presence, their reason in their sleeve and their soul in their
hand. Lo, when they urge the Buraq of their heart
on towards Him, they cast all away under his feet; they throw down life and heart in His path,
and make themselves of His company. In the face of his belief in the Unity,
there exists for him no old or new; all is naught, naught ; He alone is. What
worth have reason and life in his eyes ? the heart and the true faith pursue
the road together. The veil of the
lovers is very transparent; the tracings on these veils are very delicate. Love’s conqueror is he who is conquered by love; ‘ love’ inverted will itself explain this to
thee.
When the
clouds fall away from the Sun, the world of love is filled with light. The cloud is dark and murky as a Magian, but
water may be useful as well as harmful;—a little of it is man’s life, but his
life is destroyed by too much of it; so he who believes in the Unity is the
beloved of His Presence, though affection, too, is a veil over His glory?
He is not in
evil plight to whom He addresses His instruction. What then is evil ?—to be the
friend who toils. Look at the letters
oimahabbat (friendship); the very wordmi’/zna/ (labour) is shown in its
characters. 0 thou who lovest the Beauty of the Presence of the Invisible,
till thou seek for the meeting with His face thou wilt never drink the draught
of communion with Him, nor taste the sweetness of inward converse with Him.8
Since thou knowest the One, and assertest the One, why search after the two,
and three, and four ? Together with alif go be and te,—count be and te an idol,
and alif God.
Continue to
ply hand and foot in search ; when thou reachest the sea’, talk not of the
rill. Since glory and shame have made
of thee a slave, youth, what hast thou to do with
the Eternal ? Thou art but newly come
into existence,—talk not of the Eternal, thou who dost not know thy head from
thy foot. There are a hundred thousand obstructions in thy path; thy courage
fails, and falls short; thy talk is trickery still, still thou remainest in the
snare. Betake thyself at once to the ocean of righteousness and true religion,
thy body naked like wheat-grains, or
like Adam; that so He may approve thy complete renunciation; then see that thou
meddle not again with these useless encumbrances. Thou art as yet a follower of
Satan ; how canst thou become a man without repenting ?
When He admits
thee in His court, ask from Him no object of desire,—ask Himself; when thy Lord
has chosen thee for friendship, thy unabashed eye has seen all there is to see.
The world of love suffers not duality,—what talk is this of Me and Thee ?
When thy
Thee-ness leaves thee, fortune will uplift thy state and seat; in a compact of
intimacy it is not well to claim to be a friend, and then—still Me and Thee\
How shall he that is free become a slave ?
How canst thou fill a vessel already full ? Go thou, all of thee, to His
door; for whoso in the world shall present himself there in part only, is
wholly naught. When thou hast reached
to the kiss and love-glance of the Friend, count poison honey from Him, and the
thorn a flower.
For the rust
on the mirror of the free, No is the nail-parer, —with it cut off existence.6
Be not filled with thy incapacity time after time, as a boat is filled; dost
thou not read in God’s book that those who die are not dead but living ?
Receive alike
good and evil, fair and foul; whatever God sends thee, take it to thy soul.
Did not ‘Azazil, receiving from God both
His mercy and His curse, deem them both alike ? Whatsoever he obtained from
God, good or evil, he held both equal. But the hkeness of him who waits at the
door of princes is as a sail in unskilled hands.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar