Print Friendly and PDF

HADÎKA...Namaz Kılma Arzusu

Bunlarada Bakarsınız

 


Hakkın icabetine ve kabulüne kadar, doğru tövbe, dua ile birlikte, İlliyyin cenneti için amel ve sevap artırmaya hazırlanın.

Arada bir farz namaz kılıyorsun, mecazın yoldaşı olarak hakikatten kopuyorsun.

Sonra bir veya iki rek'atı farkında olmadan gafilce, yalvarmadan bunu caiz, Allah Teâlâ için bir namaz olduğunu düşündün.

Ve sensiz, saflığa yükseltildi, temiz şey desenin tarafından kirletildi.

Ve acının dilinden çıkan söz, insanlık âleminden giden bir habercidir.

Ve o zaman Elçiye ihtiyaç kalmadığında, Senden "Ya Rabbi" olunca, ondan  sana karşılık "Lebbeyk"  olacak.

Bu harfle yazılan cevap değil, ruhu rahatlatan cevaptır.

Ve ayağa kalkarak dua eden binlerce gammazın duasını engelledi.

Bundan ve bundan yol arama zorunluluğu, çünkü acınız hedefinizin rehberidir.

Ve böylece Tanrı'nın lütfuyla olursun, ayaklarınızın altına gururunuzu  alın .

Kuluna veya hizmetçisine yaslanan efendinin örneği budur.

Minnetinin ağırlığını her zaman güzelleştirir (ve yapar), her zaman: "Ben aziz, yüce arkadaşınım" der.

  Ve kendini kul olmadan sadık bir arkadaş olarak görüyorsun ve bu akil  bir adamın alışkanlığıdır, nedense[bu mu akil bir adamın tavrı?]

Ey Oğlum, senin için böyle bir itaat etmemen senin için daha hayırlıdır, öyleyse git ve şüphe etme.

Hidayet kavuşmayan insan hayvandan daha aşağıdır ve hidayet edilmeyen herkeste heba/boşunadır.

Ey cahil, bu itaatten tövbe et ve bir daha kendine köle deme.

Eğer dünyada güçlü olsaydın, Firavun'dan daha az olmazdın!

Çünkü (Firavun) şaşkınlığının şiddetinden, kibir ve cehaletinin mükemmelliğindendir.

Kölelik ve acizliğin sırrına sahip olmadığı halde, eyleminin önündeki perdeyi kaldırdı.

Dedi ki: Ben sizin Rabbinizim, yüceler yücesiyim ve bu dünyada ben yüksek derecelilerdenim.

Bu kibir ve gurur herkeste vardır ve Firavun kelimesi her cibilliyet/zürriyet [huy ve ahlâk bakımından) Yaradılış, maya.] için geçerlidir.

Fakat korkudan sırlarını söylemeye cesaret edemezler, bunu kendilerinden bile saklarlar.

**

فى الصلاة رغبة

أعد للزاد عدته وعتاده من أجل حديقة عليين.

وصاحب بالدعاء انابة الحق، حتى تقبلك إجابة الحق.

١٤٢٥-فإنك تدخل بين الحين والحين من أجل فريضة الصلاة، وأنت منفصل عن الحقيقة قرين للمجاز.

ثم تقوم بركعة أو ركعتين غافلا، وبدون دعاء أو تضرع أو شكوى.

وهكذا ظننت أن هذه صلاة لله ما داموا قد أجازوها لك.

وهى بدونك ترفع إلى الطاهر، ذلك أغها قد لوثت منك .

والخطاب الذى يذهب من لسان الألم، هو رسول يذهب من دنيا البشر.

١٤٣٠-وحين يكون الرسول من لدن الاحتياج، منك تكون =يارب= ومنه تكون =لبيك=.

-ليس ذلك الجواب المللوث بالحرف، بل ذلك الجواب الذى يريح الروح.

ولقد جعل فى طريق دعائنا مثات الألوف من الأعوان المتغنين بأصواتهم قائمين.

فأى وجوب للبحث عن الطريق من هذا وذاك، فإن ألمك هو دليل مقصدك.

وهكذا تصير برعونتك عند الله، جارا ثوب الكبرياء فى قدميك.

١٤٣٥- وذلك مثل السيد لذى يتوكاً فى سيره على عبده أو غلامه.

 -فهويجمل دائما ثقل المنة، (ويجعله) دائما قائلاً:انا صديق العزيز العلى.

 -وأنت تعتبرنفسك صديقا لاعبدا، وهذه هى عادة الرجل العاقل

. - وخير لك يا بنى ألا تقدم مثل هذه الطاعة إليه فاذهب ولا تشك.

والإنسان الذى لا هدى له أقل من الحيوان،وكل من لا هدى له فهر هباء.

. ١٤٤ - فتب عن هذه الطاعة أيها الجاهل، ولا تسم نفسك عبداً ثانية.

فلو صار لك من الزمان عون، لماكنت أقل بالفعل من فرعون.

ذلك أن( فرعون ) من شدة اضطرابه ومن كما ل غروره وجهله.

رفع الحجاب عن وجه فعله، حينما لم يملك سر العبودية والعجز.

فقال : أنا ربكم الأعلى، وأنا فى هذه الدنيا من ذوى الشأن الرفيع.

١٤٤٥-وهذا الغرور والكبرياء موجود عند الجميع، ولفظ فرعون على كل جبلة.

ولكنه من الخوف لا يجرؤ على البوح بالسر، فحفظ السر مخفيا فى نفسه.

**

Desire To Pray

When thou callest on God, bring supplication meet for Him, that His good pleasure may receive thee. From time to time, divided from the real and bound up in the phenomenal, thou comest to pray the obligatory prayers ; calling not on God, without self-abasement, without humility, thou carelessly performest a rak‘ah or two.

Thou deemest it prayer,—I marvel if thou art listened to at all ! Thou comest before God in thy pride,—how shall God hear thee when thou callest ? Let thy prayer be free from Self, and He will accept Las pure ; if it be smirched with Self He will not receive it. The message that the tongue of anguish utters is an envoy from this world of men to Him ; when it is thy helplessness that sends the messenger, thy cry is ‘   Lord ’, and His is ‘ Labbeyk.’ [here you go sir]

As a proud lord marches to the arms of his servants and slaves  so thou layest the load of obligation on Him ;—“ I am Thy friend,” sayest thou, honour be mine ! ” Thou deemest thyself a friend, not a slave ; is this the manner of a man of wisdom ? Better were  it, son, that thou offer not such service to Him ; go, strive not with Him. Without right guidance man is less than a beast; whoso is without guidance labours in vain.

Have done with this service, thou fool ! Never again call thy­self a slave I If thou wert mighty in the world, thou wouldst say ’  what Pharaoh did, every word !   who in his surpassing fatuity, and his supreme insolence and folly, averse from service and submission, drew aside the veil from before his deeds,’  saying, “I am greater than the kings, I am above the princes of the world.” All have this insolence and pride; Pharaoh’s words are instinct in everyone; but daring not through fear to utter their secret, they hide it away even from themselves.

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar