HİLYE-İ ÇİHÂR-YÂR-I GÜZÎN
1) Adem’e yüz güzelliği suretiyle onu
mükemmel bir şekilde yaratan Allah’a şükürler olsun, Allah’a hamd olsun.
2) Onun güzel, benzersiz şeklini varlık
âleminde tasvir etti.
3) Örneksiz yaratan sanat kalemi eserini var
kılmak adına insanın varlığını nakış gibi işledi.
4) Onu kudret eliyle süsleyip, güzelliğinde
onu hikmetle yarattı.
5) En güzel sûret üzre yaratıp saygıyla
adını yazdı.
6) Onun şan ve şerefini yükseltti, onun
hakkında ‘‘biz onu şerefli kıldık’’ dedi.
7) Adem bu şekilde yaratılınca o anda bütün
melekler ona secde ettiler.
8) Onu bizzat izzet, şan ve şerefe lâyık
kılıp, insanın zâtını kendi zâtına ayna kıldı.
9) Cenab-ı Hakk (c.c.)’ın Kudreti ne
yücedir, Yüceler yücesi Hüda’ın yaratması ne güzeldir.
N‘T-I HAZRET-İ NEBİ (Salla'llâhü aleyhi ve
sellem) HZ. PEYGAMBERE NÂ’T
1) Bu güzel nazım, peygamberi tasvîr etmekle
kıymet bulsa uygundur.
2) Hilye, mânâ güzelliğinin süsüdür, mânâ
mükemmelliğinin göstergesidir.
3) O (Peygamber), ezelî güzellik aynasının
cevherdir, Hüdâ Azze ve Celle’nin nûrunun ziyâsıdır
4) İmkân sarayının en güzel süsü, can ve
gönlün en parlak kubbesidir.
5) O, Varlık bahçesinin gölgesi olmayan
selvisi(servi ağacı), Varlık eyvanını süsleyen nakışıdır, süsüdür.
6) Ahmed Allah’ın peygamberi, elçisi ve
sevgilisidir.
7) Güzelliğinde, şirinliğinde O’na denk
yoktur ‘‘Ben en güzelim’’ sözü buna delil olmuştur.
8) Cenab-ı Hakk, O’na kendi güzelliğinden
nasip ederek, O’nu kendine sevgili kılmıştır.
9) Tasvîri, gönül ve ruha safa veren,
hilyesi, imanın bekâsını koruyan oldu.
10) Salât ve selâmın kıyâmet gününe kadar onun
vasfının anlatıldığı levhaya süs olsun
ÖNSÖZ
1) Bundan önce Hâkânî kalemi, mananın sUretine hayat(can)
vermiştir.
2) O temiz uslûplu şâir Hüdâ’nın
sevgilisinin hilyesinin nâzımı olmuştur.
3) O hilye yazma devletine kâbiliyet(hüner)
bulmuş ve Hilye-i nazmında onun adı anılmıştır.
4) Resûlün övgüsünün mûcîzesi etkisi onu
makbul ve beğenilir kılmıştır.
5) İnsaflı davranma adetini yerine
getirenler, onu taklîd etmeseler daha iyidir.
6) Lakin ben bu esere gıpta ederek baktıkça
şevkimi artırdı
7) Sonsuz minnet ve şükürler olsun ki
Fazîlet ve ihsân sahibi Cenâb-ı Hakk bu sebeple bana çokça feyz ve bereket
verdi.
8) Dört Halîfenin sıfat ve süretini, tek tek
hilyesini, şekl-i şemâlini
9) Toplayıp bir yere, düzenledim, lafız ve
mana olarak da terkîp ettim
10) Gücüm nisbetinde onu nazm edip hilyelerini
açıkladım
EBÜ BEKR SIDDIK-I ‘ÂTÎK’İN TEMÎZ HİLYESİ
Hz.
Ebû Bekir (Allah ondan razı olsun), uzun boylu nahîf, ince yapılı, sıska etli,
beyaz tenli, seyrek sakallı, ince yüzlü, çıkık alınlı, çökük gözlü, parmak
dipleri etsiz biriydi. Kına ve ketem otunu yakardı. Kemerini sıkıca bağlamaz,
bel kısmında sarkardı.
1) Hazreti Ebû Bekir Sıddîk-ı Atîk’in
hilyesi kesin olarak böyle nakledildi.
2) Hilyesini tasvir eden söz erbâbı, onun
uyumlu(ölçülü) boyundan başlamış söze
3) Yani Allah’ın kudreti onun boyunu salınan
sidre ağacı gibi uzun yaptı
4) O boy doğruluk bahçesine sürüdü, o uzundu
çok da uzun değildi.
5) Dinin mescidine onu imam eden onun boyunu
İslâmın direği kıldı
6) Teni o kadar boyuyla uyumlu olmuştu,
zannetme zayıf olmuştu
7) O uzun boyuna ve ince yapısına rağmen
cesur, yiğit ve kuvvet sahibiydi.
8) Latîf bedeninde eti az olup vücûdunun
yağı normaldi.
Yüzünün
rengi bembeyazdı, güneşin nuru ona gıpta ederdi
Hem
açık sakalının üst kısmı seyrekti
Hem
böyle tahkîk olundu ki; yanaklarının derisi inceydi
Alnını
tasvîr eden büyüklerin dediğine göre hidayet nurları saçan sabah güneşinin
aydınlığı gibiydi.
Allah’ın
yaratmadaki hikmetindendir ki alnı çıkıkalınlı idi. Eğer görsen o nurlu alnı
sanırsın ay gibi olmuş.
Onun
sûreti keşke etrafı nurla doldursa.
Göz
çukurları derindi gözleri nurla dolmuştu
Şeklen
ayıp-kusurdan arî seçilmiş gözlerdi göz bebekleri tastamam oturmuştu
Onun
keramet sahibi iki gözü halka kerem nazarıyla bakarlardı
Parmaklarını
tasvîr ederken kalem yazdıkça bu düğümü böyle çözdü
Celîl
olan Allah öyle uyumlu koymuş ki onda gayet az kılmış etini
Her
parmağının ucu kudret kalemi gibi öyle uyumlu ki hikmet topu gibiydi
Her
zaman temiz sakalını kına ve ketem tohumuyla süslerdi.
O
beyaz saçlı insan fecr-i sâdık gibi şafak kızıllığıyla ortaya çıkardı.
Öyle
ince yapılıydı ki kemerİni sıkı bağlamazdı.
Zayıf
bedeniyle beli kıl gibiydi, kemer ona ağır yük gibiydi.
O
yüce ahlâk sahibi Mevlâ’ya itaat kemerini bağlamıştı.
HİLYE-İ PÂK-İ ‘ÖMER HZ. ÖMER’İN TEMİZ HİLYESİ
Hz.
Ömer (Allah ondan razı olsun), Birçoklarına göre o, esmerdi, koyu esmerdi.
Bazılarınca onun bembeyaz olduğu da söylenmiştir. O, uzun boylu, cüsseli, saçı
çok dökülmüş biriydi. Sakalları seyrek ve gözleri kan kırmızısıydı,
bıyıklarının uçlarında kızılllık vardı.
1) Hz. Ömer’in temiz hilyesini tasvîr eden
kişi bu konuda doğru bilgi verdi.
2) O son derece buğday tenliydi, Allah’ın
benzersiz yaratması ne güzeldir!
3) Bu konuda büyükler ihtilaf ettiler
çoğunluğu bu söz üzre ittifak ettiler
4) Hem denilmiş ki o parlak yüzlü, aydınlık
yüzlüdür, (saçının) kıvrımları parlak, süt (gibi) beyaz renklidir.
5) Yanaklarının rengi sanki baharın
aydınlığı gibi dinin nevruz gülü olmuştu
6) Hüdavend-i Celîl olan Allah onun boyunu
posunu ölçülü ve uzun kılmıştı
7) O boy dini mübînin alemiydi sancağı),
ebediyete kadar gölgesi etkisi uzansa ne olur
8) Dinin faydasına çalışınca İslam sancağı
yüksedi.
9) Hem bu boyuyla heybetliydi, bu kol-kanat
sahibi sağlam yapılıydı.
10) Bu heybetiyle her ne zaman görünse İblis o
anda kaçardı ondan
11) Bu haberin gerçekliğinden şüphe etme ki,
Şeytan Hz. Ömer’in gölgesinden bile kaçardı
12) Nakşına dikkat eden kimse, başının ön
tarafı saçsızdı
13) İki yanında çok az idi kıl, her biri miski
utandırırdı.
14) Yüzünün iki tarafında sakalları seyrekti,
böyle tavsîf edilmişti o zât-ı şerîf
15) Yanağı su gibi izzetliydi, rengi saf cennet
sütü gibiydi.
16) Kudret-i Teala iki gözünü kıpkırmızı iki
yaküt eylemişti
17) Kader şarabının sâkîsi, iki gözü iki
kırmızı kadeh etmişdi.
18) Gözleri sürekli kırmızıysa ne zararı var,
muhabbet kadehiyle tamamen sarhoştu.
19) Ne olur ki gözleri gül renginde olsa Allah
korkusundan gözleri kanlı yaşlarla doluydu
20) Ona süs olan güzellikler, cennet
bahçesinden bir demet yasemin idi.
21) Dünyanın kokuları ona benzemez cennet
kokuları denilse ne olur
22) Allah onun iki elini hikmetli yaratmasıyla
amelde tek eyledi.
23) O güzel tavırlara sahip kişi tutarlıydı,
Ona sağ-sol birdi
24) Bıyıkları gür idi, sünneti kendine adet ve
huy edinmişti.
25) Hem bıyıklarını tasvîr edenler dediler ki,
onun uçları kızıla meyilliydi.
HİLYE-İ PÂKİ OSMAN HZ. OSMAN’IN TEMÎZ HİLYESİ
Hz.
Osman (Allah ondan razı olsun), orta boylu, güzel yüzlü, ince derili, gür
sakallı, esmer, gür saçlı, eklemler iri yapılı(iri kemikli), geniş omuzlu,
dişleri altınla kaplı biriydi. Yanağında çiçekten eser benekler vardı. Saçı
omzundan kulak memelerinden aşağı düşerdi, burnu kemerliydi, o insanların en
güzeliydi.
1) Hz.Osman’ın güzel hilyesi şöyle beyan
buyuruldu ki hakikatte
2) O âlim orta boylu idi, baştan ayağa sırf
iyilikle doluydu
3) Boyu posu orta idi, endamı boyuyla
ölçülüydü
4) Onun duruşu cennette gül ağacı gibiydi,
dinin bahçesini süslerdi
5) O eşsiz insana güzel yüzlü ince tenli
demişlerdi
6) Gül yanağı mesrur idi, haya ve edebin çiğ
tanesi gibiydi
7) Gerçi o gül bahçesinin haya gülü,
edebinden gülmezdi bile
8) Öyle güzel yüzlü bir selvi boylu idi ki
güzelliği dünyayı esîr ederdi
9) Hem sakalları gür olup, ona aşıktı misk ü
amber
10) Sakallarına kına sürse, suya kanmış çayır
gibi olurdu
11) O güzel yüzü esmer tenliydi, bütün
renklerden daha güzel idi
12) Her zaman o nurlu yüz utanma ve arlanmadan
burka gibi örtülüydü
13) Edebinden dolayı ona melekler bile
baktığında ondan utanırlardı
14) Davranışlarına bir karar vermişti, vakar ve
ışığı yumuşak huyluluğuna süs
katardı.
15) Teni çok kıllıydı bedeni karanlıkta bile
nurlu idi
16) Onun cismi bembeyaz idi güneşten parça gibi
saçı güneşin ışıklı gibiydi
17) Hüdâvend-i Kadîm olan Allah yaratma
kudretiyle başındaki uzuvların hepsini yüce kılmıştı.
18) Mecîd olan Allah’ın takdîriyle iki omuz
arası oldukça geniş idi
19) Dişlerinin dizisi altın sırası gibiydi, bu
benzersizlik ona has idi
20) Kıymetli olan bütün dişleri birer inci
tanesinin cevheri hükmündeydi
21) Altın tel ile bağlamış gibi birbirine
muttasıl idi konuşurken
22) Hasılı bütün dişleri böyle altın tele
dizilmiş inciler gibiydi
23) Yüzüne baktığında pak yüzünde çiçekten
kalan izi görünürdü
24) Yer yeryüzündeki bu iz, güzelliğine bir
ışık ve süs idi
25) Pazuların tüyleri örterdi, O’nun vasfı bu
şekilde kaleme alınmıştı
26) Ta kulaklarına kadar telli giysi olup sanki
gülün üstünde sümbül olmuş
HZ. ALİ’NİN TEMÎZ HİLYESİ
Hz.
Ali (Allah ondan razı olsun kerrem'allahü veche), Esmer, koyu esmertenliydi,
boyu uzundan kısaya yakındı, gür saçlı, geniş ve sarı sakallı, kılsız temiz ve
güzel yüzlü biriydi. Göbekli, şişmana meyleden, iri karagözlü, geniş omuzlu, ,
pazuları bilekleriyle bir(aynı) kalınlıktaydı, sırtı enli, avuçları etli, iri
kemikli(yapılı) idi. Boynu gümüş ibrik gibiydi, başının arkası hariç başında
saç yoktu. O yürüdüğünde önüne eğilerek yürürdü.
1) Ezelî olan Allah’ın yüzünün aynasının
levhası, Hz. Peygamber’in gizli mahremiydi yani Ali,
2) Bu sıfatlarla tasvir olunan Hz. Ali’nin
şeklini naklederek ederek yazayım,
3) Eşsiz hikmet sahibi olan Allah onun temiz
rengini esmer renkli yapmıştı
4) Bakmayı iyi bilenler, onun mübarek yüzünü
görenler ona‘‘Kerrem’llahu Teala (Allah yüce/kerim kıldı)’’ dediler
5) Dikkat edildiğinde boyu göze uzundan
kısaya daha yakın görünürdü
6) Ki ne kısa boylu ne de uzun boylu idi, o
seçkin orta boylu idi
7) Onun sakalını şerh eden mâhirlere göre,
sakalı sarı ve geniş idi
8) Gerçi o mübârek adam çoğu zaman sakalını
kınayla süslerdi
9) Fakat sonra bu adeti bırakıp güzellikler
süslemekten vazgeçti
10) Başında saçtan eser yoktu, hemen başının
arkasında saçları vardı
11) O güzellik ayı, güzel yüzlüydü, güzellik
onda kemâle erdi
12) Onun karnı hikmet dolu olsa şaşılır mı?
Çünkü karnı genişti
13) Nurla dolu olan o mübarek karın, şişmanlığa
meyilliydi
14) Aslan gibi gözleri, ok gibi bakışları
heybetliydi
15) O mübârek zât iri siyah gözlüydü, gözleri
azametli idi
16) Yani akı bembeyaz idi, hem siyahı da bir o
kadar idi bunu bil
17) O serverin sırtı yassı, sinesi(göğsü) geniş
olmuştu
18) Hem pazusu ve bilekleri güzel olup,
birbirinden ayırt edilmezdi
19) Ayrıca iki avucu etliydi, her biri inci
dolu bir denizdi
20) Allah’ın Aslanının bedeninin kemiği, baştan
ayağa tam bir azamet ve keremli idi
21) Heybetini Sam ve Rüstem görseydi korkusundan o an olurdu sersem
22) Gerdanı(boynu) gümüş gibi temiz idi ona
gümüş ibrik diyen doğru dedi
23) O gerdan(boyun) sanki süzülmüş beyaz bir
mum gibiydi, dinin tamamını aydınlatırdı
24) O cihanın başı dik, alnı açık galibi önüne
eğilerek yolda yürürdü
25) Her zaman tevazu ile ayağa kalkardı,
gururlu kimseler gibi naz ve eda ile yürümezdi
26) O sıfat gül bahçesinin fidanı her zaman
yumuşak hareket ederdi
27) Hareket ve tarzını da gayet mütevazıca
olduğundan onun sevgisi sultanların kalbine girmişti
28) Süretinde Hüda’nın nuru vardı, zengin fakir
herkes ona meyletse ne olur, buna şaşılır mı?
SON SÖZ
1. Rasülullah bu evrenin padişahı olup
Rasülullah’ın bütün ashabı onun dergâhındadır
1) Her biri Hüda’nın semasına birer yıldız
oldular Allah onların hepsinden razı
olsun
2) Ümmeti Hakk’a irşâd ettiler, bu yüzden bu
şerefe nail oldular
3) Her biri bir önderdir, din yolunda takip
edilecek, hakikate rehberlik eden bir kılavuzdur
4) Her biri resüller sultânının ardından
giden olup, her biri ümmete yol gösterendir
5) O saadet verenlere, malına, mevkisine
(rütbesine), yüceliğine hürmetli ol!
6) Mevlâ lutûf ve yardımım esirgemeyip,
Mevlâ’ya hidâyeti Cevrî’ye de nasîp etse
7) Onu bağışlanmaya layık görse, tüm
isyam(günahları) affolsa,
8) Peygamber ve ashâbını övmek ona dünyada
sevap kazandırmış olsa.
Sözün
burasında kalem, bin elli senesinde nazma nizam verdi.
Kaynak:
Sema GÜLMEZ, Cevrî İbrahim Çelebi Ve Hilye-İ Çihâr-Yâr-I Güzîn Adlı Eseri, T.C
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi Ve Sanatları (
Türk-İslâm Edebiyâtı) Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi,2006, İZMİR
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar