The Ta-Sin of the Prophetic Lamp
Tavasin Kütüphanesi
HALLÂC’IN ŞİİRİ
“لبّيكَ لبّيكَ يا سرّي و نجوائـــي لبّيك لبّيك يا قصدي و
معنائـي
Ey Sırrım,
Emrindeyim,
buyurun demez miyim!
Ey
gizliliğimdeki nefesim [fısıltım]
Emredersin,
emrine âmedeyim,
Ey Gayem
ve içimdeki ma’nam
أدعوك بلْ
أنت تدعوني إليك فهـلْ ناديتُ إيّاك أم ناجيتَ إيّائـــي
Çağıran
ben miyim, yoksa sen misin?
Benden çıkan
bu feryâdım yoksa senden mi çıkıyor,?
يا عين عين
وجودي يا مدى هممي يا منطقي و عباراتي و إيمائـي
Ey aslımın
aslı, ey gayemdeki son nokta!
Ey sözüm
ve işaretim her konuşmam olanım!
يا كلّ كلّي
يا سمعي و يا بصري يا جملتي و تباعيضي و أجزائي
Ey küll-i
küll,
Ey
kulağım, ey gözüm
Ey bütünüm
ve parçalarım ve cüzlerim
يا كلّ كـلّي
و كلّ الكـلّ ملتبس و كل كـلّك ملبوس بمعنائــي
Ey bütünlüğümün
bütünü,
Ey
bütünüm, bendeki mânan bütünlüğünle örtülüdür,
يا من به
عُلقَتْ روحي فقد تلفت وجدا فصرتَ رهينا تحت أهوائي
Ey ruhumun
bağlı olduğu, cezbenle perişan durumdayım
Sevdân
altında rehîn bulunuyorum!
أبكي على
شجني من فرقتي وطني طوعاً و يسعدني بالنوح أعدائـي
Figanlarım
yükselip düşmanlarım sevinseler de,
Asıl
vatanımdan ayrılışın endişesiyle ağlıyorum
أدنو فيبعدني
خوف فيقلقنــي شوق تمكّن في مكنون أحشائـي
Yaklaştıkça
korku uzaklaşır fakat endişeleniyorum
Damarlarımdaki
şevk titretirken gövdemi
فكيف أصنع في
حبّ كَلِفْتُ به مولاي قد ملّ من سقمي أطبّائـي
Ey Mevlâm
Nasıl oldu
da aşkına tutulduğum dostum, elinden
Tabib bu
derdin dilinden anlamıyor
قالوا تداوَ
به منه فقلت لهـم يا قوم هل يتداوى الداء بالدائـي
Dediler
:Ondan derman iste
Onlara
dedim: Ey Kavim, derdin, dermanı dert mi olur?
حبّي لمولاي
أضناني و أسقمني فكيف أشكو إلى مولاي مولائـي
Muhabbetim
Mevlâyadır. Dertlerle beni eritir
Nasıl
Mevlâmı Mevlâya şikâyet edeyim?
اّني لأرمقه
و القلب يعرفـه فما يترجم عنه غير ايمائـــي
Bil ki, göz
tam göremezse de kalb O’nu tanıyor,
Anlatmak
için imâdan başka yol kalmadı:
يا ويحَ روحي
من روحي فوا أسفي عليَّ منّي فإنّي اصل بلوائـــي
Eyvâh, rûhum
rûhumda perişân, kederli
Esef
ederim ki, bende bu derde benden gayrı sebep yoktur
كانّني غَرق
تبدو أناملــه تَغوثُّاً و هو في بحر من المـاء
O, sonsuzluğunun denizinde
Ben ise, yüzeyde parmaklarıyla
çırpınıp yardım dileniyorum
وليس يَعْلَم
ما لاقيت من احدٍ إلا الذي حلَّ منّي في سويدائـي
Bendeki
kayıtsızlığı bilen olmadı,
ancak bir
siyahlık bende ayırılık nedeniydi.
ذاك العليم
بما لاقيت من دنفٍ و في مشيئِتِه موتي و إحيائــي
Bana dedin ki, Seni kendime fedâ ettim?
Eğer Sen gözlerimden gizlenirsen, kalbim de uzak kalsa, kötü
haberimi duyacaksın.
Kaynak: http://www.goodreads.com/quotes/602922
“لبّيكَ لبّيكَ يا سرّي و نجوائـــي لبّيك لبّيك يا قصدي و
معنائـي
Emrindeyim,
buyurun derim,
Ey Sırrım,
Ey gizliliğimdeki nefesim [fısıltım]
Emredersin,
emrine âmedeyim,
Ey Gayem ve
içimdeki ma’nam
Çağıran
ben miyim, yoksa sen mi?
Benden çıkan
bu feryâdım yoksa senden mi çıkıyor,?
يا عين عين
وجودي يا مدى هممي يا منطقي و عباراتي و إيمائـي
Ey aslımın
aslı, ey gayemdeki son nokta
Ey sözüm
ve işaretim her konuşmam olan
يا كلّ كلّي
يا سمعي و يا بصري يا جملتي و تباعيضي و أجزائي
Ey küll-i
küll,
Ey kulağım,
ey gözüm
Ey bütünüm
ve parçalarım ve cüzlerim
يا كلّ كـلّي
و كلّ الكـلّ ملتبس و كل كـلّك ملبوس بمعنائــي
Bendeki
mânan bütünlüğüne örtü,
Ey
varlığımın bütünü,
Ey bütünüm,
bütünündür!
يا من به
عُلقَتْ روحي فقد تلفت وجدا فصرتَ رهينا تحت أهوائي
Ey ruhum
bağlı olduğu, cezbenle perişan durumdayım
Ey sevdâm,
elinde rehîn kaldım!
Asıl
vatanımdan ayrılışın endişesiyle ağlıyorum
Figanlarım
yükselip düşmanlarım sevinselerde,
http://www.goodreads.com/quotes/602922
Yaklaştıkça
uzak tutar korku beni
Damarlarımdaki
arzu titretir gövdemi
Neyleyim
aşkına tutulduğum dostum, elinden
Yâ Rabbî!
Tabib
anlamıyor bu derdin dilinden
Derler
:Ondan iste derman ey âvâre
Ey Sizler!
Derde,
dertten mi olur çâre?
Mevlâyadır
aşkım. Dertlerle eritir
Ondan O’na
şikâyet mi edeyim?
Asla!
Kalbim
tanır O’nu, lâkin göz tam göremedi.
Anlatmak
için tek yol kaldı: İmâ ve söz
Ah ben,
benle perişân, rûhum rûhumla kederde
Ah ben,
benden gayrı sebep yoktur bu dertde
Ben, nehre
gömülmüş, yalnız parmakları yüzde
Çırpınmayı
haykırma sanan, sonsuz denizde...
Yazdım
sana, hayır sana değil O’na;
Ruhumla
konuştum, kalemsiz, harfsiz
Ayrılık
yok, ruhla dost arasında
Ne kâğıt,
ne yazı, ne ses, ne hitap
O senin
yazdığın mektup aslında
Senden
sana, kendi dilinle cevaplamıştın
Seni
istiyorum, Ey rûhum seni
Gayem
sevâp değil, hasret ve azap
Erdirdin
her emelime ey Mevlâ beni
Tek arzum
kaldı : Vecdimdeki tatlı ıstırap
**************
Yoksun
gözce, gönlümce hep varsın
İsmin bana
rahat ve sevinç
Hicrân ile
vasl oldu bana Faslın
Baştan
başa gaybetim huzurdur.
Sensin
düşüncemin sır kuyusunda
Hayâlimin
o varılmaz burcunda
Sen,
gündüzler boyu en yakın dostum
Geceleri
okşayanım başucumda
Kaynak:Not:
Yaşar Nuri Öztük tarafından tercümesi üzerine değişiklikler yapılmıştır.
Bkz. Hürriyet
Gazetesi Haziran 1984 (Ramazan ilâvesi)
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar