Print Friendly and PDF

UYUR HALDEKİ MİKROPLAR




101 Milyon Yıl Sonra Canlandırıldılar

BBC ve V O A

Bilim insanları 101.5 milyon yıldır uyku durumundaki mikropları yeniden canlandırmayı başardı. 10 büyük ve bazı küçük bakteri gruplarına ait bu mikroplar gezegenin bilinen en eski organizmaları olabilir. Tortu içinde hapsolmuş ve dinozorların yaşadığı dönemden kalma mikropların yüzde 99’u bunca zaman boyunca hiçbir besleyici olmadan hayatta kalmış. Küçük organizmalar. Güney Pasifik'de denizin dibinde, besin açısından zayıf ve ama hayatta tutacak kaçar oksijen içeren tortu katmanlarında uyku halindeydi.

Araştırmayı Japonya Deniz-Yeryüzü Bilim ve Teknoloji Ajansı öncülüğündeki ekip yürüttü. Araştırma, yeryüzünde az oksijen ve besinle on milyonlarca yıl var olabilen bazı ilkel türlere de ışık tutuyor. Bilim insanları Güney Pasifik deniz yatağındaki 100 milyondan uzun süredir var olan tortu katmanlarını inceledi.

Araştırmanın öncülerinden Yuri Morono’nun liderliğindeki araştırmacılar mikroplan 557 gün boyunca karbon ve nitrojen sağlayarak, gıda olarak da amonyak asetat ve amino asitler vererek uygun laboratuvar ortamında tuttu. Mikroplar bu ortamda büyüdü, çoğaldı ve birçok metabolik aktivite sergiledi.

Araştırmacılar, neredeyse bütün bir çağ boyunca uyku halinde kalan mikropları uyandırmak için örnekleri kuluçkaya yatırdı ve mikroplan canlandırabildi. Ekip, bulduklan hemen hemen tüm mikroplan canlandırabilmelerinin kendileri için de şaşırtıcı olduğunu söyledi. Morono. "Geniş bir grup mikrobu, aşın seviyede düşük gıda ve enerji koşullarında çok uzun süre gömülü kaldıktan sonra canlandıra- bilmek hem şaşırtıcı hem de biyolojik olarak zor" yorumunu yaptı. Mikroplar yeryüzündeki en basit organizmalar arasında yer alıyor ve denizaltında oksijen bulunmayan hava boşluktan gibi olağan dışı çevre koşullarında yaşayabiliyor. Daha gelişmiş mikroplar ise bu ortamlarda da hayatta kalamıyor.

Morono, "Mikroplan bulduğumda önce bulgulardan şüphelendim bir hata ya da deneyin başarısız olması sonucu ortaya çıktıklarını düşündüm" dedi. Morono "Deniz altındaki biyosferdeki organizmalar için yaş sınırı olmadığım biliyoruz" diye ekledi. URI Okyanus Bilimleri Enstitüsü'nden araştırmaya katılan Profesör Steven D'Hondt. mikropların deniz yatağında delinen en eski tortu katmanından çıkaklarını söyledi. D'Hondt. "Deldiğimiz en eski tortu katmanı aynı zamanda en az besine sahip katman, hala canlı organizmalar var ve uyanıp büyüyüp çoğalabilirler" dedi. S I9’da

D'i loodt. "Deldiğimiz en eski tortu katmanı aynı zamanda en az besine sahip katman, hala canlı organizmalar var ve uyanıp büyüyüp çoğalabilirler'' dedi. Morono da, tortulardaki oksijenin, mikroplar için hiçbir enerji harcamadan milyonlarca yıl canlı kalabilmelerini sağladığını ifade etti. Yaşamak için oksijene ihtiyaç duyan mikropların, bu kez içinde gömülü oldukları tortu örneklerinde oksijen bulunuyordu. Araştırmacılara göre tortu, okyanus tabanında her milyon yıl-da, kademeli olarak bir metreden daha fazla birikmezse mikropların içinde uzun süre hayatta kalabilecekleri kadar oksijen barındırabiliyor.

Rhode Island Üniversitesi denizbilimcisi Steven D'Hondt. “Çalışmanın en heyecan verici tarafı okyanusların tabanındaki eski tortuların söz konusu canlı yaşam olduğunda sınır tanımıyor olduğunu görmüş olmak” diye konuştu. Morono, araştırmanrn yeryüzündeki en basit canlı yapılarının hayatta kalabilme yeteneklerine işaret ettiğini söyledi ve "Bizim aksimize, mikroplar bölünerek çoğalıyor dolayısıyla belirli bir ömürleri yok" dedi. Araştırmacılar 2000 yılında da Teksas'ta 250 milyon yaşında tuz kristallerinin içinden canlı bakteri elde ettikleri bir çalışmayı yayınlamıştı, ancak bu mikropların yaşı tartışma konusu olmuştu.

(Amerikanın Sesi ve BBC, 28 Temmuz 2020)

100 Yıldır Aranan Bakteri Tesadüfen Bulundu

 

Bilim insanları bir asırdan uzun bir süredir var olduğunu düşündükleri ancak varlığını kanıtlayamadıkları metal yiyen bakterileri tesadüf eseri keşfetti. Bakteri. Califomia Teknoloji Enstitusu'nde (Caltech) tebeşire benzer bir manganez türüyle yapılan başka bir deney sırasında bulundu. CNNln haberine göre Dr. Jared Leadbetter. deneyden sonra manganez bulaşmış bir kavanoza, çözülmesi için ofisindeki lavabosunda su doldurdu. Dr. Leadbetter. birkaç ay sonra kampüse döndüğünde. kavanozun koyu bir maddeyle kaplandığını gördü.

Dr. Leadbetter. basın açıklamasında “Kendi kendime 'Bu da ne?’ dedim. Bunun uzun zamandır aranan mikroplardan kaynaklamış olabileceğini düşündüm. Bunu anlamak için sistematik testler yaptık" dedi.

Enerji kaynağı olarak metali kullanan ilk bakteri

Araştırmacılar daha sonra bu siyah maddenin oksitlenmiş manganez olduğunu ve bunun büyük olasılıkla çeşme suyunda bulunan bakteriden kaynaklandığını keşfetti.

Dr. Leadbetter "Yer altı sularında bu canlıların akrabalarının olduğuna dair bulgular mevcut" dedi ve yaşadıkları Pasadena kentinin sularının bir kısmının yerel kayaklardan geldiğini söyledi.

Araştırmanın sonuçları Salı günü Nature Journal adlı bilim dergisinde yayımlandı. Uzmanlar, bunun enerji kaynağı olarak manganezi kullanan ilk bakteri olduğuna dikkat çekiyor. Leadbetter. "Doğadaki mikropların muhteşem yanlarından biri hücre için gerekli olan enerjilerini sıra dışı maddelerden elde edebilmeleri" diye konuştu.

Yeni araştırma, bu bakterilerin, karbondioksidi biokutleye dönüştüren kemosentez için manganez kullandığını ortaya koyuyor.

Uzmanlar, bu buluşun yer altı sularını ve manganez oksitle tıkanan su sistemlerini daha iyi anlamalarına yardımcı olacağını belirtiyor.

Dr. Leadbetter. şunları söyledi:

"Çevre mühendisliğinde içme suyu şebekelerinin manganez oksitle tıkandığına dair geniş bir literatür var. Ama bu malzemenin nasıl ve neden oluştuğu hep bir muamma olarak kalmıştır.

Birçok bilim insanı, bunun enerji kaynağı olarak manganez kullanan bakterilerden kaynaklanmış olabileceğini düşünuyordu ama şimdiye kadar kanıtımız yoktu."

Bilim insanları bu buluş sayesinde deniz tabanlarında, greyfurt büyüklüğündeki "manganez nodülü" olarak bilinen metal toplarının sırrını da açığa çıkarılabileceğini söylüyor. Bu toplar, içerdiği nadir metaller için okyanus tabanından toplanıyor,

(bbc. 17 Temmuz 2020)

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar