Print Friendly and PDF

Çizgi film/ Canlandırma Sinemasında İdeolojik Söylem

 


Hazırlayan: Ezgi Toraman

Televizyon ve sinema filmleri kurgulanmış bir senaryoyu izleyiciye görsel ve işitsel olarak aktaran iletişim araçlarıdır. Filmin çekildiği mekanlar, karakterlerin kurduğu cümleler, kullanılan görseller, renkler filmin ana temasını izleyiciye sunarak anlatılmak istenileni doğrudan hedef kitleyle paylaşmaktadır. Bilinç paylaşılan bilgiyi fark ederek anlamlandırmaktadır. Irkçılık, sevgi, savaş, gençlik, cinsellik, uyuşturucu kullanımı, tarihi olaylar, kadın hakları gibi birçok konuda izleyiciye kendi fikirlerini doğrudan gösteren filmler, izleyici tarafından bilinç düzeyinde algılanıp yorumlanmaktadır. Ancak filmlerde doğrudan iletilen mesajların dışında doğrudan ve belirgin olmayan, izleyiciye dolaylı olarak sunulan mesajlar da bulunmaktadır. Bu mesajlar bazen kelimeler ya da görseller aracılığıyla yapılan göndermelerle, bazen de bilinçaltına yönlendirilen mesajlarla iletilmektedir. Göndermelerin fark edilme oranı daha yüksekken bilinçaltı mesajların fark edilme oranı çok düşük, hatta bilinçaltı araştırması yapan Freud, Jung gibi alanında önemli teorileri bulunan psikanalistlere göre imkansızdır. Bilinçaltı psikanalistlerine göre bilinçaltı, bilincin algılayamadığı mesajları da fark ederek anlamlandırmakta ve hayatın her alanında, kararlarda, beğenilerde aktif olarak kullanmaktadır. Ancak birey bunun farkında değildir; çünkü bilinçaltı fark edilemeyecek kadar derindedir.

Canlandırma Filmlerinde Yönlendirme

Filmlerdeki göndermeler karakterlerin kurduğu cümleler, giydiği kıyafetler, arka planda çalan müzikler, kullanılan isimler, mimari yapılar gibi birçok şekilde yapılabilmektedir. 1997 yılında ABD’de yayınlanmaya başlamış, halen çekimleri yapılan çizgi dizi South Park’ın 6. Sezon 13. bölümü Yüzüklerin Efendisi (Lord of The Rings) filmi aracılığıyla göndermeler yapmaktadır. Yüzük kardeşliğinin iki kuleye dönüşü (The Return of the Fellowship of the Ring to the Two Towers) adlı bölümde çocuk karakterlerin film üzerinden göndermeler yapmak amacıyla filmdekiler gibi giydirildikleri ve konuşturuldukları görülmektedir.

Bahsi geçen bölümde çocuklardan birinin babası olarak görülen karakter çocuklardan elindeki video kaseti komşularına götürmelerini rica eder. Çocuklar da bu ricayı bir görev olarak kabul edip kaseti komşu eve götürmek için yola çıkarlar. Komşu eve giderken filmde "GandalU adındaki büyücünün kılığına girmiş olan çocuk konuşmaya başlar:

Büyücü kılığındaki çocuk: Ve topluluğun yolculuğu iyi gitti: Yüce büyücü, çevik Ranger ve Uyanık Yahudi.

Yahudi olarak bahsedilen çocuk: Ben bir Paladin’im, Cartman

Büyücü kılığındaki çocuk: Yahudiler Paladin olamaz.

Bu konuşmada adı geçen Paladin, Ortaçağ olarak adlandırılan fantastik dünyada ve Yüzüklerin Efendisi filminde asil, iyilik için savaşan, insanlar için kendisini feda edebilen, güçlü ama kibirsiz, iyi niyetli bir şövalyedir. Çocukların arasında geçen diyalogda ise Yahudilerin Paladinler gibi bir kişiliğe sahip olamayacakları Paladin ve Yahudi ilişkisi üzerinden yapılan göndermeyle izleyiciye doğrudan aktarmıştır. Karakterler arasındaki diyalog aracılığıyla yapılan bu gönderme tüm izleyiciler tarafından bilinç düzeyinde algılanabilecek seviyededir.

South Park’ın 10. sezon 8. bölümünde de insanların bilgisayar oyunlarına kendilerini kaptırarak dünyayla iletişimlerini kesmeleri sonucu sosyal olmayan, sorunlu, umursamaz, asosyal insanlara dönüşmeleri konu alınmıştır. Bölümde birçok ülkede aynı anda oynanan, ilk bir aylık satışında ortalama 5 milyon kişiye ulaşmış olan dünyaca ünlü bilgisayar oyunu “World of the Warcraft”a göndermeler yapılmaktadır. Göndermeler için kullanılan bilgisayar görselleri doğrudan Warcraft oyununa aittir.

Filmlerde yapılan göndermeler bilinçli ve tesadüfi göndermeler olarak iki ayrı başlıkta incelenmelidir. Bilinçli göndermeler, filmin içerisine filmi çeken ekip tarafından bilinerek yerleştirilmiş göndermelerdir. Bu göndermelerde sunulan bilginin izleyici tarafından doğrudan fark edilmesi istenilmektedir. South Park’ta World of Warcraft oyununun birebir kullanılan görselleri, Yüzüklerin Efendisi bölümünde çocukların arasındaki diyalogda “Yahudiler Paladin olamaz” cümlesi izleyicinin doğrudan fark etmesinin istenildiği göndermelerdendir.

Bazı göndermeler ise bölümler arasında tamamen tesadüfi olarak bağlantı kurulmasına neden olmaktadır. Tesadüfi bağlantılar film ekibi tarafından bilinerek yerleştirilmemiş, ancak belirli sahneler arasında bağlantı kurduğu fark edilmiş göndermelerdir. Bu tür göndermeler zaman ya da mekan açısından tutarsızlık sağlayarak tesadüfi olduklarını belli etmektedirler.

1989 yılından ABD’de yayınlanmaya başlayan ve günümüzde bir çok ülkede yayınlanmasına izin verilen çizgi dizlerden Simpsonlar (Simpsons)’da tesadüfi göndermeler mevcuttur. Çizgi dizinin 2. sezon Kanlı Feud (Blood Feud) isimli 22. bölümünde Beavis and Butt-Head adlı çizgi dizinin jenerik melodisine gönderme yapıldığı düşünülmektedir. Ancak bu gönderme tamamen tesadüfi bir göndermedir. Çünkü Beavis and Butt-Head 1993 tarihinde çekilmiştir. Simpsonların 2. sezonu ise 1990 yılında yayınlanmıştır (Gürel, Alem, 2010: 337). Çekim yılları arasında göndermenin bilinçli yerleştirilmediğini gösteren bir tutarsızlık söz konusudur. 1993 yılında çekilmiş olan Beavis and Butt-Head’in müziği, Simpsonlar’ın 1990 yılında çekilmiş 2. sezon bölümüne eklenemeyeceği için, bu gönderme tamamen tesadüfidir.

Filmlerde yapılan tesadüfi göndermelerin fark edilmesi bilinçli göndermelere göre daha zordur. Simpsonlar’daki müziğin fark edilmesi için kişinin önce Beavis and Butt- Head, sonra Simpsonlar’ın 2. sezonundaki ilgili bölümü izlemesi gerekmektedir. Bu aynı zamanda göndermenin fark edilmesi için izleyicinin belirli bir birikime sahip olması gerektiğini de göstermektedir. Kişinin hem Beavis and Butt-Head hem de Simpsonlar’ı izlemiş olması tesadüfi göndermeyi anlamlandırmasını sağlayacaktır. Bu nedenle göndermeler gönderme yapılan konuda bilgiye sahip olan kişilerin daha rahat anlamlandırabileceği yapılardır. Bu durum aynı zamanda hedef kitleye göre gönderme yapılması anlamına gelmektedir.

Canlandırma sinemasının hedef kitlesi ilk yıllarında büyük oranda çocukları kapsarken, 21. yüzyılda bilgisayar teknolojilerinin de canlandırmada kullanılmasıyla, yetişkinleri de bünyesine dahil etmiştir. 2000’lerden itibaren bazı çizgi diziler 18 yaş üstü bireylerin izlemesini için “+18” ibaresiyle yayınlanmaktadır.

Bölüm bölüm yayınlanan ve yüksek izlenme oranlarına sahip olan çizgi dizilerin, çocuk ya da yetişkin fark etmeden, sabit izleyicileri bulunmaktadır. +18 ibaresiyle yayınlanan canlandırma filmleri dahil çizgi seriler özellikle çocuklar için vazgeçilmez bir alandır. Çocuklar sevdikleri canlandırma filmleriyle aralarında fark etmedikleri bir bağ kurmaktadırlar. Bu bağ o kadar kuvvetlidir ki, gerçek hayatlarında hayali kahramanların davranışlarına yer verdiklerini görmek bile mümkündür.

Çocuklar için gerçekle hayallerinde oluşturdukları yaşantı arasında ince bir çizgi bulunmaktadır. Birçok çocuğun hayali karakterleri gerçek hayatta kendisiymiş gibi davranışlarına yansıttığını görmek mümkündür. Kendisini pokemon zannederek camdan, örümcek adam zannederek balkondan atlama potansiyeline sahip olan çocuklar, gerçek dünyayla hayalleri arasında kocaman bir alanda yaşamaktadırlar. Bu alan yanlış yönlendirildiği takdirde yetişkinlik döneminde aşılamayacak psikolojik, kültürel ya da davranışsal sorunlara yol açabilmektedir.

İlk çocukluk döneminden ergenlik döneminin sonuna kadar çocuklar yaşam nedenlerini anlamlandırmaya ve kişilik özelliklerini oluşturmaya çalışmaktadırlar. Son çocukluk döneminde düşünme becerisi somut özellikler taşımaya başlayarak etrafında algıladığı her şeye karşı akıl yürütebilmelerini sağlamaktadır. Bu süreçte de çocuklar dışardan gelen tüm bilgileri hayatlarındaki bir yere yerleştirmeye çalışmaktadırlar (Aydın, 2004:42).

İlk çocukluk döneminden ergenlik döneminin sonuna kadar birey gördüğü, öğrendiği her şeyi kendi fikirlerini, görüşlerini oluşturmak için biriktirmektedir. Bu dönemde biriktirdiği bilgiler yetişkinlik döneminde kişiliklerini ve kararlarını etkilemektedir. Canlandırma filmlerinin hayali dünyası ise çocukluk döneminde oldukça etkilidir. Sevimli yapıları, eğlenceli konuları, rengarenk görüntüleriyle canlandırma filmleri çocukların dünyasına açılabilen bir koridordur.

Canlandırma filmlerinin sevimli, hareketli ve rengarenk dünyası da, doğaları gereği onlara ılımlı yaklaşılmasına neden olmaktadır. Bahsettiği konu ne olursa olsun, özellikle çocuklar tarafından, olumsuz yaklaşılmasını önleyen sevimliliği canlandırma filmlerinin eleştirilere maruz kalmasını da engellemektedir. Ancak dikkat edilmediği taktirde canlandırma filmleri yanlış bilgilerin pekişmesine neden olabilecek bir yapıya sahiptir.

Canlandırma filmleri çeken firmalardan Disney’in çalışmaları hakkında araştırmalar yapmış olan Dorfman ve Mattelart, Disney çizgi romanlarının Amerikan emperyalizminin ideolojik birer aracı olduğunu ve bu aracın çocukların tüketiminde zararsız bir eğlence aracı maskesinin altına gizlendiğini savunmaktadırlar (Sungur, 2007: 135) Bu gibi nedenlerden dolayı canlandırma sinemasının ideolojik söylemler üzerine kurulu emperyalist eğilimlerle insanları, özellikle çocukları, etkileyebileceği ve kültür kaymalarına neden olabileceği düşünülebilir. 21. yüzyılda sinema filmleri tüm dünya ülkeleriyle aynı anda gösterime girmektedir. Küreselleşmenin sağladığı olanaklarla da kültürler arası kaymalar, özellikle yeterli bilince sahip olmayan bireyler ve henüz kişilik gelişimini tamamlamamış çocuklar üzerinde etkili olabilmektedir.

Canlandırma filmlerinde iletilen mesajlarda çocukların yaklaşımı çok esnektir. Özellikle ilk ve son çocukluk dönemindeki çocuklarda sunulanı doğrudan kabul etme söz konusudur. İçerisinde yaşadığı ortamı tanımak için her şeyi anlamlandırmaya çalışan bu dönem çocukları, bilgiyi sorgulamaktan ziyade kabul etme eğilimindedir (pokemoncocuk, 2013).

Canlandırma filmleri karmaşık olayları net, sade ve anlaşılır olarak görselleştirip sunabildiği için, insanların olayları doğrudan anlayıp yorumlayabilmesini sağlayarak özellikle çocuklarda çabuk ve etkili bir öğrenme sağlamaktadır. Anlatılmak istenilen konunun esprili ve eğlenceli olarak sunulması da öğrenim sürecine karşı isteği arttırmaktadır. Hem görselliğin hem sesin aynı anda kullanılmasıyla öğrenmenin kalıcılık oranı daha yükselmektedir (Güler, 1998: 168).

Canlandırma filmlerinin algılamayı kolaylaştıran sadeliği, sevimliliği, beğeni oluşturan ve yönlendiren yapısıyla insan hayatına müdahil olduğu gerçeği, emperyalist eğilimli etnik gruplar tarafından kullanılabilmektedir. Özellikle sevimliliğinden dolayı olumsuz eleştirilere kapalı yapısı, sorgulanmadan pekiştirmeye izin vermektedir. Bu pekiştirme de yarının yetişkin bireyleri olacak ve henüz kişiliği oluşmamış çocuklar üzerinde fazlasıyla etkilidir.

Dorfman ve Mattelart kapitalizmin tahakküm altına aldığı insanları, istedikleri şeyin Amerikan hayat tarzı olduğuna ikna etmeye çalıştığını ve bu durumu insanların yararınaymış gibi benimsettiğini savunmuşlardır. Bu nedenle kültür ve medya üzerine çalışmalar yapan Profesör John Tomlinson, 1940’lardan itibaren yaygın olarak tüketilen çizgi romanların ve çizgi filmlerin Amerikan kapitalist kültür değerlerinin potansiyel taşıyıcısı olduğunu belirtmektedir (Aktaran Sungur, 2007: 221).

İzleyici üzerindeki etkisi nedeniyle canlandırmalar, insanları farkında olmadan, sevimli görüntüsü altında yönlendirmek için kullanıma çok uygun alanlardır. Bu anlamda emperyalist etnik gruplar, benimsetmek istediği beğeni, davranış, kültür, yaşam biçimi gibi değerleri aktarmak için film sektörünü aktif olarak kullanabilmektedirler. Özellikle en kolay etkilenebilecek henüz kişiliği oluşmamış çocuklar, bu alanda en savunmasız izleyici kitlesini oluşturmaktadırlar.

Filmlerin izleyici üzerindeki etkisinin farkında olunması, bilinçli olarak izleyici üzerinde etki sağlayacak formların oluşturulmasını da beraberinde getirmektedir. Örneğin satışı yapılacak bir ürünün satılabilmesi için sevilen karakterler tarafından kullanılması, hedef kitlenin de ürüne karşı sempati kazanmasını sağlayacaktır. Özellikle çocuklar ürün tercihlerinde canlandırma filmlerinde gördükleri objelere karşı fazlasıyla eğilim göstermektedirler.

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar