Kevser
Enes İbn-i Malik,
Resulullah‟ın (salla'llâhü aleyhi ve sellem) ona şöyle buyurduğunu rivayet
eder:
“Ey Enes, Allah (cc.) bu gece bana Kevser‟i
ata etti (bağışladı); uzunluğu altı yüz yıllık bir mesafe, genişliği ise doğu
ve batının genişliği kadardır. Benden önce (ey Enes) kimse ondan içemez. Bana
verdiği ahdi bozarak sözünde durmayanlar, itretimi korkutan ve Ehl-i Beytimi öldürenler Kevser
havuzunun suyundan içemezler” (Suyuti, 1981 (1401): Kenzü‟l-ummal 557/2;
Dürrü‟l Mensur: 695-699/15).
İlgili bu hadis ışığında
Fuzuli, Kevser suyu ile ilgili Hasan-ı Basri‟den (ö. MS 728) bir hadiseyi şöyle
nakleder:
“Tahkik-i mesayil-i
şeriyye içün bir müteallim benim meclisime tereddüt ederdi ve hemişe onda bir
rayiha-i mekruh zahir olup ehl-i meclise küduret yetirirdi amma men„ine haya mâni
olurdu. Akıbetü‟l-emr ol rayihanun sebebini sual edince münfail olup eyitti:
“Ey azizler, ben
ol tayifedenem ki vakıa-i Kerbela‟da muhafaza-i Fırat içün memur etmişlerdi.
Muharebeden sonra bir gece vakıamda gördüm kıyamet olmuş ve ben gayet de teşneem.
Nâgâh gördüm ki Hazret-i Resul ve Ali ve Hasan ve Hüseyn havz-ı Kevser
kenarında cem olmışlar ve bazı mülazımları ol havzdan ashab u ahbaba su verirler.
Ben dahi ilhah edip bir cüra su istedüm, virmediler; feryad ettim ki:
“Teşneem.” Hazret-i
Resul muttali olup dedi ki: “Nice bu fakire su vermezsiz?” Eyitdiler:
“Ya Resulallah, bu
şahs ol tayifedendür ki muharebe-i Kerbela‟da hıfz-ı Fırat içün tayin olunmuşlardı.”
Hazret-i Resul dedi ki: “Eskuhü katranen” ( اسقوه قطرانا ) “Ben katranı su tasavvur edip
tecerru edince rayihasından nefret edip hevl u hirasla bidar oldukda bu zahmet bende
peyda oldu.” İmam-ı Hasan-ı Basri ol hâlden vâkıf oldukda anı meclisden men
edip ol bed-baht akreb zamanda asab beliyyatla dünyadan gitti.”
((1987). Fuzuli,Hadikatü‟s-Süeda,
(haz. Şeyma Güngör), Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay., Ankara..475)
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar