Kokunun İşlevi
Jung,
bilinçaltının değişmez, kesiksiz, sürekliliği durmuş bir yapıya sahip olduğunu belirtmiştir.
Bilinç her zamanki düzeyinde ya da daha yükseldiğinde bile bilinçaltı kendi etkinliğini
sürdürmektedir. Kitap okurken, konuşurken, bir şeyler yazarken bilinçaltı hiçbir
şey fark ettirmeyerek işlevini sürdürmeye devam etmektedir. Bilinçaltı
gerçekten bilincin altındadır ve doğrudan bilgi edinilmesi mümkün değildir.
Jung
bilinçaltının etkilerini aşağıdaki örnekle açıklamıştır;
“Kırlarda
dolaşan bir ruh bilimci bir çiftliğin önünden geçer. Gezisine devam ederken birden
bire çok canlı bir biçimde çocukluk anıları canlanır. Şaşırır ve kendi kendine
“düşünsel olarak niye o döneme sürüklendim? Ne zaman başladı bu sürüklenme?”
diye sorar. Belleğini zorladığında çocukluk anılarının beş dakika önce,
çiftliğin önünden geçerken başladığını anlar. Bulanık anıların ne nedenle
canlandığını çözmek için geri döner. Çiftliğe yaklaştığında burnuna kaz kümesinin
kokusu gelir. Onu yeni yetmelik günlerine geri götüren ve izini hala sakladığı
bu kokudur. Çiftliğin önünden ilk kez geçtiğinde kokuyu farkına varmadan
algılamıştır, koku bilinçaltını uyarmış, bilinçaltı da eski anılarını su yüzüne
çıkarmıştır”
(Jung,
C. G. (1996). Bilinç ve Bilinçaltının İşlevi. (3. Basım). (Çev. Engin
Büyükinal). İstanbul: Say Yayınları.s.:66).
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar