Print Friendly and PDF

Böcek Filmleri Neden Çekilir

 

Ne zaman böcek ilaçlarına karşı yürütülen kampanyalar artar ve kâr marjı düşerse, bu filmler sağdan soldan çıkmaya başlar. TV lerde bu ilaçlar bizi zehirliyor şu oluyor bu oluyor denildi mi anlayın ki, böcek ilaçları piyasa değerinde bir düşme olmuştur. Bu kanıya nerden sahip oldum.

Araştırmamda 1988 yılında ve ondan sonraki 10 yıllarda böcek ilaçlarındaki kimyasallar üzerinde yasaklamanın arttığı görülüyor. Filme bakıyorum saçma demek yetmez bile, öylesine korku ayaklı bir senaryo. Çok zayıf kalmış bir oyunculuk, ne denirse, öyle bir şey. Finaldeki C. Jung tan alınmış bir alıntıdan başka neyi bilimsel...  

Böcekler karşı insan fobisi olunca, bu tür filmler çekildiğini düşünüyorum. Bu normal. İnsanlar korkularıyla yüzleşmekle tedavi oldukları düşünüldüğü için buna da tamam diyebiliriz.

Filmin konusunda  geçen şu kısım dikkatimi çekti...

"Bu şirket adaya araştırma laboratuvarı kurmuştur. Burada hamam böceklerini kimyasal ilaç olmadan ortadan kaldırmalarının yollarını ararken farklı bir tür ortaya çıkar, bu tür koloni halinde hareket eden, avlarına saldıran bir türdür."

Yani böcek ilacı alın yoksa...başınıza gelmedik kalmaz...Organik olsun diye ısrar etmeyin...

İnsanlık para, hırs ekseninde öğütülüyor. Ayakta kalma şansımızı artırmak ayık olmak gerek. Organik hayat furyası da ayrı bir kazanç kapısı


The Nest (1988)

Yönetmen:Terence H. Winkless

Senaryo:Eli Cantor, Robert King

Ülke:ABD

Tür:Korku, Bilim-Kurgu, Gerilim

Vizyon Tarihi:13 Mayıs 1988

Dil:İngilizce

Müzik:Rick Conrad

 Oyuncular

Robert   Lansing

Lisa   Langlois

Franc LuzFranc Luz

Terri   Treas

Stephen  n Davies

 

Özet

North Port adında küçük ada kasabasında Şerifin evinde hamam böceği problemi vardır. Sonrasında anlaşılır ki sadece bu sorun onda değildir. Adanın ilaçlamadan sorumlusu, Homer’in iş yükü ağırlaşmaya başlamıştır. Adanın belediye Başkanı olan Elias Johnson aslında adaya geliştirme güzelleştirmeye katkı sağlaması için INTEC isimli bir kimya şirketiyle anlaşmıştır.Turizmden para kazanan adada organik hayat olmalı. Bu nedenle ilaçsız bir önlem almalıyız. Bu şirket adaya araştırma laboratuvarı kurmuştur. Burada hamam böceklerini kimyasal ilaç olmadan ortadan kaldırmalarının yollarını ararken farklı bir tür ortaya çıkar, bu tür koloni halinde hareket eden, avlarına saldıran bir türdür. Yavaş yavaş insanlar ve hayvanlar ortadan kaybolmaya başlar...

Altyazı

06:45 burası North Port.

 Ve adadaki sıcaklık 17 derece.

 Kesintisiz hizmet eden WNPT'yi dinliyorsunuz.

 Light Rock ve White Lavander'den haberler var.

 Hepiniz için

 Sabah kahvesini içenler için.

 Bazı teknik zorluklar yaşanıyor gibi görünüyor.

 Kitabınızda her zaman hafif gülümseme için yer olmalı.

 Ancak, cesur mühendisimiz  Lütfen bekleyin  Lütfen bekleyin  North Port Polisi.

 - Sen mi aradın, Millie?

 -  Seni uyandırdım demek.

 Dinle, Richard, santrale gelen çağrılar çok garip.

 İlki, Roger Gordon dün gece eve gelmemiş.

 - Ve  - Tahmin etmeme izin ver.

 Şu turist kız kayıp mı?

 Eski deniz fenerine gideceksin, değil mi?

 Her neyse, annesine orayı kontrol edeceğini söylemiştim.

 İkincisi Intec karavanın oradaki o köpek hala havlıyor.

 Bir şey düşündüm!

 Köpeği Gordon'u bulmak için gönder.

 Üç, dört ve beşinci sıradakiler  Bayan Pennington.

 Üçüncü kez kitaplarından sayfaların eksildiğini söylüyor.

 Richard!

 Hala benimle misin?

 Evet, Millie, buradayım, buradayım.

 Deniz fenerine gidiyorum, tamam mı?

 Şimdilik bu kadar.

 -  Ah, değil.

 - Ne oldu?

 Pazar Belediye başkanının doğum günü.

 Ve VİP birisi, sabah uçakla geliyor.

 Biliyorsun, bir sürpriz.

 Anladığım kadarıyla onunla sen ilgileneceksin.

 Ben hallederim, Millie.

 Homer?

 - Hey, bugün avlanmak ister misin, Homer?

 - Ben hep avlanıyorum, Jake.

 Evet.

 Homer?

 Haşerelerin mi var, Şef?

 Evet.

 Haşereler hakkında bir şey biliyorum.

 Onları durdurmak istiyorsan, tek bir şey yapmalısın  - O nedir?

 - Yapman gereken  Ortada yiyecek bırakma.

 Sağ ol, Jake.

 Günaydın - Selam, Richard.

 - Lillian.

 Şefin haşereleri var.

 Bırak şimdi bunu baba.

 Bahse girerim böceklerdir.

 Eğer sıçanlar değilse böceklerdir.

 Sıçanlar en kötüsüdür ve bana farklı bir şey söyleme.

 Bana sorarsanız, North Port, şaşalı bir lağıma dönüştü.

 Burada yemek yiyoruz.

 Özür dilerim.

 Dün anakaraya gittim.

 Nerede olduğunu merak etmiştim.

 Sana bir şey aldım.

 - Öyle mi?

 - Evet.

 Bir yasa uygulayıcısının önemli parçası, Şerif.

 Bahse girerim öyledir?

 Sonra yine gelecek misin?

 Bu acımasız sokakları evcilleştirdikten sonra.

 SERVİSİ RET ETME HAKKIMIZ SAKLIDIR HOŞGELDİNİZ NORTH PORT BAŞKAN ELİAS JOHNSON NÜFUS:700 Merhaba.

 Merhaba.

 - Pekâlâ, çok teşekkürler  - Yani, ben  Sen söyle.

 Hayır, ne diyeceğimi bilmiyorum, çok uzun zaman oldu.

 "Seni özledim “nasıl?

 Seni özledim.

 İyi görünüyorsun.

 Teşekkürler, sen de öyle.

 Yani, şimdi Şerif misin?

 Baban emekli mi oldu?

 O öldü.

 Üzgünüm.

 Bir süre önce.

 Dan'ın barına ne oldu?

 Onu yıkacaklarmış.

 Her şey değişmiş.

 Bu dört yıl oldu, Beth.

 Richard, Richard!

 Buradayım.

 Geldiğine mutlu oldum.

 Gelmen yeterince uzun sürdü.

 Millie acil durum çağrılarına bakmıyor mu?

 Richard, şuna bak, sadece şuna bak.

 Çocuklar, hiç saygılı değiller.

 Merhaba, Bayan Pennington.

 Selam, Beth.

 Her sayfa, tek tek yırtılmış.

 Bunu sadece fareler ya da böcekler yapar, Bayan Pennington.

 Bağlayıcı tutkalı yiyorlar.

 Bir gecede kütüphanedeki her kitabı mı?

 O kim  Neden yanında?

 Bu yeğenim  Bu yaz Bay Perkins'le çalışıyor.

 Bunu, kontrol edeceğim.

 Kütüphane komitesi bana cehennemi yaşatacak, Richard.

 Cehennemi.

 Babana benden selam söyle, Beth.

 Sizin ve belediye meclisinin yapmamı istediği iyileştirmeler.

 Neredeyse bitti.

 Zaman ilerliyor.

 Turistler neredeyse gelecek.

 Biliyoruz ki, bu adanın her tarafında dolaşacaklar.

 Ve sermayeye ihtiyacım var.

 Sen ve Intec ikiniz de bana o parayı vaat ettiniz.

 Kredi.

 Evet, evet, kredi, para  Her neyse.

 Üç hafta önce buna ihtiyacım vardı.

 Bu sezon için hazır olmalıydı.

 Dinle, Başkan, diyorum ki.

 Böyle olmaz, fiyatları yükseltmek lazım.

 Hayır, fiyatları yükseltmeyeceksin.

 Sen kredini alacaksın.

 Intec sana vermek istediğinde, daha önce değil.

 Bak, sana bir şey söyleyeceğim  Bunu yapmak için vakit ayıracağım.

 Intec bu küçük adayı 20. yüzyıla götürecek.

 Dar görüşlü, taşralı açgözlü küçük   tüccara bunu yapmasına izin vermeyeceğim.

 Turistleri kaçırmasına.

 Öğlen yemeğimi kaçırtacaksın.

 Bay Başkan.

 Bu adadaki her şeyi kontrol edemezsin.

 Git buradan, Sy.

 Ne kadar kalacaksın?

 Henüz bilmiyorum.

 Babamla biraz vakit geçirmeliyim.

 Bu akşama ne dersin?

 - 566 - 2728.

 Tamam.

 Babanın doğum günün kutlu olsun.

 Baba?

 Yasal emirler üzerine bir kitap arıyordum  Emsal teşkil eden  Lanet olası ada avukatları.

 Yaşlanmış görünüyorsun, baba.

 Doğum günüm için istediğim tek şeysin.

 Buna sevindim.

 Millie, deniz fenerlerinde Roger'dan bir iz yok.

 Ben de batırdım.

 Dinle, beş tane daha köpek şikayeti var.

 Kontrol etmek mi istiyorsun yoksa açıklayayım mı?

 Doğa harikasının bir parçası olduğunu.

 Bilmem anladın mı?

 Gidiyorum.

 Kahretsin, Jake!

 Ya silahımı ateşleseydim?

 Casuslar da sinsice yaklaşır, Şef.

 Bir gözünü açık tutmalısın.

 Nasıl bu kadar hızlı geldin?

 Asla yüzme havuzunda yüzmem.

 Sadece güvendiğin bir kadına öp.

 Jake, konuşmamız lazım.

 Evet, evet.

 Diğer insanların malıyla ilgili konuşmuştuk, Jake.

 Evet, evet.

 Tamam, bak, işte bunu yapmanı istiyorum.

 Bugün onu geri götürmeni istiyorum.

 Bu konuda başka bir şey söylemeyeceğim, tamam mı?

 Bugün, bugün geri götüreceğim.

 Teşekkürler, Jake.

 Kızımla evlenecek misin Şef?

 Onu seviyorum, Jake.

 Annemin kabuk koleksiyonuna ne oldu?

 Cenazeden sonra her şeyi bodruma kaldırdım.

 Demek istediğim  Bir süre sonra, biliyorsun.

 Beth.

 Üzgünüm, sana daha fazla yardımcı olamadığım için, üzgünüm.

 Lütfen beni dinle.

 Acı çektiğini biliyordum.

 Kendime bile yardım edemedim.

 Beth.

 Sanırım sadece seni bir daha kaybetmek istemiyorum.

 Biliyorum.

 Sonra, goril Lady Di'ye bakar ve der ki  "Richard, Intec için henüz yola çıkmadın mı?

" İZİNSİZ GİRİLMEZ INTEC GELİŞTİRME Ne zamandan beri?

 Tanrım, Richard.

 Kim bunu yapabilir?

 Tamam, iyi olacaksın.

 Evet, Richard.

 Başkan Elizabeth'in iyi olup olmadığını görmek için uğradım.

 O iyi.

 Ne olduğunu düşünüyorsun?

 Bilmiyorum.

 Simpson'la oraya gitmeden konuşmuştum.

 Eskiden dağ aslanları varmış.

 Neden bir dağ hayvanı olduğunu mu düşünüyorsun?

 Umarım öyledir.

 - Baba?

 - İyi akşamlar, Richard.

 Elizabeth, merhaba.

 Merhaba.

 Richard, ben Simpson'la konuşmanı istiyorum.

 Intec'in arazisine, muhtemelen girmek isteyecektir.

 Bunu yapmasın, olur mu?

 Bana göre, bu herkesin sorunu.

 Evet, onları sabah ilk iş onları arayacağım.

 Temiz hava almak ister misin?

 Biliyorsun, her zaman, büyüdüğümde.

 Tek düşünebildiğim şehre taşınmaktı.

 Sonra şehre taşındığımda.

 Tek düşünebildiğim burası oldu.

 Neden?

 Peki, neden o eski saklandığımız yer, çitle çevrili.

 Intec'in araştırma binaları orada.

 Baban adayı geliştirmek için onlarla anlaşma yaptı.

 North Port, yaşasın yeni cennet.

 Elias insanlara burada kalmaları için bir sebep vermeye çalışıyor.

 Hayır, sakın beni oyalamaya kalkma.

 Hayır, bunun ne olduğundan emin değilim.

 Fakat eminim ikimiz de etkilerini biliyoruz.

 Bir gazetede çalıştım.

 Trafik kazaları ve duman seviyeleri hakkında yazmıştım.

 Mark, editörüm, hep şöyle derdi: "Gerçekten Los Angeles'i sevenler.

" "Başka hiçbir yerde yaşayamaz.

" İstifa mı ettin?

 Sona erdi  O kadar.

 Mark arkadaşımdı.

 Gitsem iyi olur.

 Richard, özür dilerim.

 Neden ayrıldığını hiç bilmiyorum, Beth.

 Ayrıldım çünkü  Çünkü her zaman burada 17 yaşımdaki gibi muamele görecektim.

 Ayrıldım çünkü adadan ayrı kalmak istedim.

 Ve babamdan ayrı olmaya ihtiyacım vardı.

 Peki ya benden?

 Hayır, Richard, senden değil.

 Babam bunu mahvediyordu.

 Richard, bana kızma.

 Evine hoş geldin.

 YAGERS'İN HURDALIĞI Zehirli sıçan son nefesini al!

 Kendini göster!

 Ölüm, koşanlara yavaş, yavaş gelir.

 Beni rahat bırakın!

 Homer?

 Vay canına!

 Selam şerif.

 Evet, Homer, bak  Tanrım, biliyor musun?

 Dün gece çok garip bir şey okudum.

 Bir erkeğin Alaska'da ne kadar dayanabileceğini biliyor musun?

 Yaz ortasında çırılçıplak.

 Bilmecelerde pekiyi değilim, Homer.

 Bu bilmece değil, bunu American Entomolog raporunda okudum.

 Üç gün.

 Pes ediyorum.

 - Yirmi dakika.

 - Çok iyi, Homer.

 Neden sadece 20 dakika, biliyor musun?

 Bilmiyorum Homer!

 20 dakika sonra.

 Sivrisinekler tüm kanı emer bitirirler.

 Vay canına!

 Dinle, Homer.

 Benim yerimi ilaçlamayacak mısın?

 Bugün değil, Şerif, kulübeleri ilaçlamam gerekiyor.

 Ne yapacağımı sana söyleyeyim.

 Kruptonetta.

 İşte.

 Bunu al.

 Ve sabah beni ara, tamam mı?

 Tamam, kalmak isterdim ama gitmeliyim, Şerif!

 Kemiğine kadar soyulmuş.

 Bir şey köpeği fena benzetmiş.

 Kemik mi?

 Dört yıl uzun bir zaman.

 Şerif ne yaptı?

 Sizi bölmeyeyim.

 Merhaba.

 Burası bu sabah çok sakin.

 Günaydın Şerif.

 Elizabeth'in döndüğünü duydum.

 Ne zamandan beri  Denver omleti.

 Şimdi!

 Elbette, tamam, hemen.

 Gitmeliyim.

 Belediye başkanı Johnson.

 Hayır, lütfen bana Elias deyin.

 Burada, adada çok resmi değiliz.

Dr. Hubbard.

 Elbette, bunu değiştirebiliriz.

 Bana izin ver.

 Başka birimlerde gelecek mi?

 Hayır, benden talep ettiler.

 Ne oldu, Elias?

Dr. Hubbard, bu Richard Tarbell.

 - Kahve, Başkan?

 - Richard bizim  Hayır teşekkürler.

 O yeni Şerifimiz sayılır babasından devraldı.

Dr. Hubbard, köpek üzerindeki hayvan ısırıklarını kontrol etmek için burada.

 Karkas.

 Simpson yukarı çıkmaya ve iz takibine hazırlanıyor.

 Richard  Bu özel mülkiyet.

 Intec,Dr. Hubbard'ı tercih etmiş.

 Araştırmasına buradan devam edecek.

 Hiç avlandın mı, Doktor?

 Sık sık.

 Teşekkür ederim.

 Hiç köpeğiniz oldu mu,Dr. Hubbard?

 Şu ana kadar olmadı.

 Ne bulduğunuzu bana bildirin.

 Richard, orada olduğunu biliyorum, nefes aldığını duyabiliyorum.

 Dinle, Jenny Pennington aradı.

 Perkins pazarında çalışan, biliyor musun?

 Et bölümünde bir çeşit problem varmış.

 Millie, Intec şirketinin boynuzlarından bağla.

Dr. Morgan Hubbard'ın resmi kapasitesini öğren.

 Morgan Hubbard, bu gerçek adı mı?

 Ne oluyor orada, Richard?

 Çiziğin üzerindeki kaşıntı.

 Onlar mı?

 Bu sabah geldiğimde hepsi böyleydi.

 Tuhaf ha?

 Perkins nerede, Jen?

 Patron balık tutuyor, mağazayı tek başıma yürütüyorum.

 Tanrım, çok kızacak.

 Bunun şaka falan olduğunu düşünüyor musun?

 Demek istediğim, okuldaki yurtta şakalar yapılardı.

 Bilirsin işte.

 Turistlerin bazılarının tuhaf mizah anlayışı var.

 - Perkins'in fareleri var mı, Jen?

 - Ben de bunu düşündüm.

 Ama biliyor musun ne diyeceğim.

 Acayip.

 İğrenç!

 Burada neler oluyor, Şerif?

 Kendimize bir tuzak kuruyoruz.

 Yerleştirme döngüsünü başlatırken, rezonatörü yere batırın.

 Tamam.

 Bu yeterli.

 Şimdi biraz yem koyacağız.

 Kedi!

 Bu çok uzun sürecek mi?

 Umarım sürmez.

 Eğer istersen, adada iyi bir restoran var.

 Yüce Tanrım!

 Çalışacak bir yere ihtiyacım olacak.

 Çok cesur, çok tuhaf yaratıklar.

 Onlardan beklenemeyecek şekilde ışığa çıkarmama biçimi.

 Evet.

 Doktor  Parçaları birleştir.

 Mesele, onları kontrol etmemiz, değil mi?

 Karkas üzerinde toplanma biçimi, onlar  Savaş meydanındalar.

 Neredeyse savaş gibi.

 Henüz halletmedin mi, Bay Yok Edici Lillian, sana anlatmaya çalışıyorum ben yok edici değilim.

 Ben haşere kontrol birimiyim.

 Bu türün yok edilmesi çok zordur.

 Onlar yaklaşık 25 milyon süredir burada.

 Benim doğal yırtıcı olduğum düşünülürse.

 Ben, onun ayağındaki yapışkan kağıdım.

 Ve eminim hepsi sahilde güneşlenmeye gelecekler.

 İnsanlık hepimizi havaya uçurduktan sonra.

 Bitir işini, Homer.

 Merhaba.

 - Görüşmeyeli uzun zaman oldu.

 - Merhaba.

 Geri döndüğünü duymuştum.

 Evet.

 Kalacak mısın?

 Henüz bilmiyorum.

 Daha karar vermedim.

 Tatlım.

 Ben kırılmışların tarafındayım.

 Hayatımı kırılmış yumurtalarla kazanıyorum.

 Babam boş zamanlarını bir hurdalıkta geçiriyor.

 Ve sen yokken.

 Kasabadaki caddenin karşısındaki tek adam.

 Beni görmeye geliyordu.

 Yani, karar ver.

 - Sen bittin mi, Homer?

 - Evet, evet.

 Tamam, tamam.

 Açık mısın, Lilly?

 Evet.

 Kahve?

 Evet, lütfen.

 Bana neşteri verir misin?

 O tarafta.

 Bu peri saçlı hamamböceklerine hayranım.

 Üreme yeteneklerine.

 Erkek cinsinin katkısı olmadan.

 Ne oluyor?

 Elim.

 Elimi ısırıyorlar.

 Elini dışarı çıkar.

 Elini çek!

 Tanrım.

 Bu inanılmaz.

 BAŞKANIN KARISI DOZ AŞIMINDAN ÖLDÜ INTEC ARAŞTIRMA & GELİŞTİRME

Northport projesi Lütfen, oyalanmayı bırak ve şunları öldür.

 Yapmak istediğim şey tam olarak bu.

 Güzel, yap.

 Bu tam olarak nedir?

 Buna Retenone denir.

 Tamam, ne zaman sen söyle.

 Şimdi.

 Daha yüksek bir konsantrasyon denemek zorunda kalacağız.

 Hepsi için yeterince gaz var mı?

 Az önce kullandığım dozajdaki, Retenone.

 İnsanlar için öldürücüdür.

 Tanrım.

 Yüce Tanrım.

 Lanet olsun!

 Neden onları dinledim?

 Bunu  Kontrol etmeliyiz.

 Tamam, adayı boşaltacağım.

 Hayır, başka bir yol var!

 Bana 24 saat ver.

 Sakın  Sakın bana yalan söyleme!

 24 saat, tek istediğim bu.

 Pekâlâ.

 Sorun nedir, Şerif?

 Homer?

 Evet.

 Şerif!

 Homer!

 Evet?

 Bir şeyler var bakmanı istiyorum.

 Evet, evet.

 Ne olduğunu söyleyecek misin?

 Periplaneta.

 Onlar büyük periplaneta, ancak periplanetalar aynıdır.

 - Bu düz İngilizcede ne oluyor?

 - Hamamböceği boku.

 Buraya gel.

 Hamamböcekleri bunu yapabilir mi?

 Evet, bıçakları ve çatalları varsa.

 Şerif?

 Şerif Tarbell?

 Evet, Millie.

 Morgan Hubbard'ın bilgilerini aldım.

 Intec'ten bir şey alamadım.

 Çok tatsız insanlar.

 Yani başka yoldan, Bayan Pennington'u Tıbbi kayıtlarına ulaştım.

 Bu benim için zor olmazdı, ha?

 Neyse, görünüşe göre, Hubbard genetikte çok başarılıymış.

 Birkaç yıl önce MIT'de çalışmış.

 Onu dışarı atana kadar.

 Ne için?

 Yasa dışı deneyler.

 Tanrım, ne tür deneyler yasadışıdır?

 Bu Şerifi benim kadar zararlı buluyor musun?

 Tanrı aşkına yeterince vakit kaybettik, Elias.

 Dışarıda yabancıları getirmek çözüm değil.

 Pekala, yarın, şafakta.

 Mağaraları arama ekibi kuracağım.

 Ve ben buna son vereceğim!

 Hayır yapmayacaksın.

 Durum kontrol altında ve onu rahat bırakacaksın.

 Pek kontrol altında görünmüyor.

 Sana söyleyene kadar o lanet olası mağaralardan uzak dur, tamam mı?

 MIT'den atılmadım Şerif.

 Gönüllü olarak bıraktım.

 Benim orada bulunduğum konum  boğucuydu.

 Biliyor musun?

 Bir gün gelecek.

 Böcek ilacı ve kimyasallara gerek kalmayacak.

 Bütün bunlar bize zarar veriyor.

 Genetik mühendisliği geleceğimizin bir parçası.

 Kuzey Port'ta burada bazı deneyler yapmış olduğum doğru.

 Tabii ki, sana deneylerin tam niteliğini söyleyemem.

 Ancak sizi temin ederim ki her şey tamamen kontrol altında.

 Ve yarına kadar hepsi bitecek.

 Baba.

 bizimle geliyor musun?

 Elias, ben mantıklı olduğunu düşünüyorum.

 Doktor, kapa çeneni!

 Bak, alışılmadık bir şey olduğunu düşünüyorsan.

 Neden, mağaralara bir göz atmıyoruz?

 - Hayır.

 - Baba, bana bir bak!

 Bu çok kötü.

 Mağaralarda neler olduğunu bilmiyorum.

 Neler döndüğünü bilmiyorum, Ama bir şey beni o mağaralardan kovaladı!

 Bebeğim, bebeğim, bak, özür dilerim.

 Üzgünüm ama sadece bana güvenmek zorundasın.

 Keşke yapabilseydim.

 Tarbell, o mağaralardan uzak dur!

 Babam hep bunun bir gün geleceğini söylerdi.

 Ve umarım bunu yaparım diyordum  Teşekkürler.

 Pekâlâ, Church takımından ileri fırladı 3 puan çizisi üzerinde… Ve sayı!

 Church, çöp ile oynama.

 Sen rakun değilsin.

 Evet, tamam, Lillian.

 S...r  Tanrım!

 Intec Sanayii.

 - Evet, ben Johnson.

 - Johnston.

 Hayır, hayır t  değil.

 - Şey, Bay Johnson.

 - Evet.

 Üzgünüm, fakat Bay Hauser şu anda ulaşılamıyor.

 Evet, şimdi beni dinle.

 Bay Hauser'e derhal beni aramasını söyleyin.

 Bu bir ölüm kalım meselesi.

 Richard, giyebileceğim bir gömlek var mı?

 Bir saniye.

 Tak, tak.

 Teşekkürler.

 Daha iyi misin?

 İyiyim.

 Biliyorsun, baban bir baş belası.

 Ama North Port tehlikeye atacak bir şey yapacağına inanamıyorum.

 Çok iyi tanıdığını sanmıyorum.

 Annemin cenazesinden sonra.

 Sadece beni teselli etmesini istedim.

 Sıkı tutun.

 Babamın odasına gittim.

 Ve orada değildi.

 Ancak masasında bir mektup vardı.

 Annemdendi.

 Onun intihar notuydu.

 Beth, bu bir kazaydı.

 Bir sürü hap içtiğini biliyordu.

 Yalan söyledi, Richard.

 Bana yalan söyledi ve kasabaya yalan söyledi.

 Çünkü onun için, intihar bir utanç kaynağı.

 Seni özledim, Richard.

 Bende seni özledim.

 Evet.

 Jake?

 Hazır ya da değilsin işte geliyorum!

 Jake?

 Kadınları eve gönder, kontrol zamanı geldi.

 Şurada doğru dürüst yer yok, Jake.

 Dünyadan göçtün, ha?

 Lillian iyi şeyler gönderdi.

 Wakey, Wakey, Jakey, Jakey.

 Pekâlâ, Hauser, konsantre olmaya çalış.

 Bunu anlamıyorsun.

 Eğer bunlar anakaraya ulaşırsa, Onları kimse durduramaz.

 Aşırı tepki gösteriyor olman mümkün mü, Elias?

 Eğer Retenon insanlar için öldürücü ise, Bu boşaltılma demektir.

 Bu resmi inceleme demektir.

 Hauser, inceleme alternatifle karşılaştırıldığında bu hiçbir şey değil.

 Los Angeles'a geri dönme.

 Benimle dön.

 Bana hala borçlusun, biliyorsun.

 Sana göstereyim.

 Stres altındasın bunu anlıyorum, Ama açık bir kafaya ihtiyacım var.

 Tamam, şunu dinle.

 Bununla yeterince açık olup olmadığıma bak.

 Anında harekete geçmezseniz, bir sonraki aramam.

 "New York Times" a olacak, açık mı?

 Bu bir hata olur, Elias.

 Burada doğrama tahtasının üzerinde birçok kafa olur.

 Beni denedin.

 Elias, şimdi bak, geceleri ilaçlamayı tercih edelim.

 Şimdi çaresine bakacağım, Bekle.

 Evet.

 Los Angeles'a gel, ödeşelim.

 Orayı seveceksin.

 Her yerde güneş var ve her üç blokta da sağlık kulübü var.

 Ve her yerde palmiye ağaçları ve kayalar olmayan gerçek bir plaj.

 Sadece senin olduğun yerde olmak istiyorum.

 Richard!

 Millie?

 Mil?

 Richard, sana ulaşmaya çalışıyordum.

 Millie, Homer ulaş.

 Richard, bekle.

 Perkins sahile yakın balık avlıyormuş.

 Gordon'un çocuğunu bulduğunu düşünüyor.

 Ve kaybolan turist kız.

 Ölü.

 Ateşi, unuttum  Hayır, bu önemli değil.

 Tamam.

 Yaptın!

 Evet yaptım.

 Hiç gerek yoktu.

 Ortalığı dağıttın mı?

 Eğer yapsaydım, temizlerdim biliyorsun.

 Buna, şüpheliyim.

 Haydi, Clara Teyze, ben her zaman o kadar da kötü değilim.

 Bu senin işinin bir parçası, Jenny.

 Kalmaya geldiğimden beri acı çektiğini biliyorum.

 Umarım sana yardımcı oluyorumdur.

 Pekâlâ, şimdi çok geç yatma.

 Ha?

 Şu kulaklık seni sağır edecek.

 Ne?

 Hayır.

 Hayır, dağılın!

 Dağılın, dağılın!

 Dağılın, dağılın!

  Jenny!

 Jenny!

 Jenny, hayır!

 Jenny!

 127 numaralı kayıt.

 Melez periplaneta kararsız.

 Hayır, düzeltiyorum, düzeltiyorum.

 Gelişmiş.

 Orijinal melezden son derece üstün.

 Şimdi yumurta kapsüllerini büyütüp bakalım.

 Retenon'dan sağ kurtulan yumurta kapsülleri.

 Yumurtadan çıkmışlar Bağışıklıkları var.

 Ağır ol, ağır ol şimdi, kafasını tutuyorum.

 Pekala.

 Onlarla ne yapmamı istiyorsun?

 Onları, Doktor Bimstein'ın evine götür.

 Tamam, şehirde görüşürüz.

 Ne karışıklık.

 Richard, babama geri dönmeliyim.

 Neler olduğunu söylemeye zorlamalıyım.

 DNA'sı adaptasyon için dikkate değer bir kapasitede olduğunu kanıtlıyor.

 Ben yaptım.

 Alo?

 İlaçlayacağız.

 Alo, Hauser?

 Bu sabah 5 te.

 Tamam, saat 5 de.

 Dinle, beni duyuyor musun?

 Bu hat kesiliyor.

  anladın mı?

 Hauser, herkesi tahliye edemem  Dinle beni, Hauser, eğer herkesi adadan çıkaramazsam.

 Deniz fenerini yakacağız.

 Onayla!

   deniz feneri yanarsa ilaçlamayacağız.

 Evet, eğer helikopterler deniz feneri tarafından bir ışık görürse.

 İlaçlama yapılmayacak!

 Anladın mı?

 Hayır, yüzlüğü bozamam.

 Tanrım!

 Tatlı isteyen?

 Kahve doldurayım mı efendim?

 Ne bakıyorsun öyle?

 Hayır bayan, vaktiniz doldu.

 Adayı boşaltacağım.

 Saat 5'de ilaçlayacaklar.

 Hamamböceği Retenon'a karşı bağışıklı.

 İstersen ilaçlatabilirsin, Elias.

 Ancak sonuç, yumurta açıldığında.

 Yeni bir tür hamamböceği olacak.

 Bilinen hiçbir kimyasalın öldüremediği.

 Ne?

 Onların öldüğünü gördüm!

 Evet, ama yumurtaları bağışıklık kazanmış.

 Deniz feneri.

 Fenerin, ışığı yak.

 Işığı görürlerse püskürtmezler.

 Oldu, Elias.

 Elias  Başka bir şey yapma.

 Tamam, parti zamanı, böcekler.

 Kokteylleri hazırlıyorum.

 Ve boku yiyeceksiniz.

 Gidiyoruz.

 Babanı öldürdüm, dedeni öldürdüm.

 Şimdi, Tanrının yardımıyla seni öldüreceğim.

 Lanet olsun!

 Hubbard, ışık nerede?

 Baba, bu adada neler oluyor?

 Yukarı git ve toparlan.

 Şimdi.

 Bu adada neler döndüğünü bilmem gerekiyor.

 Hubbard!

 Baba?

 Bağlantıdayım, ben Richard.

 Millie.

 Nerede?

 Tanrım!

 Lillian?

 Lillian  Huzur içinde uyu.

 Özür dilerim, bebeğim.

 Şerif, Şerif, Jake'i öldürdüler.

 Patladılar  Evimi havaya uçurdular.

 Hamamböcekleri yaptı, her yerdedeler.

 Bütün kasaba öllüyor, Şerif.

 Lillian öldü.

 Aman Tanrım.

 Ne yapacağız, Şerif, ha?

 Ne yapacağız?

 Elias, deniz feneri ışığında bir arıza var.

 Elias, cevap ver.

 Tekrar ediyorum, deniz feneri ışığında bir arıza var.

 Elias, cevap ver.

 Lanet olsun, Elias!

 Beth, anneni sevdim, bunu bilmek zorundasın.

 Bunu biliyorum baba.

 Sevdiğini biliyorum.

 Baba  Neden kaçıyorsun?

 Bu hata oldu.

 Ada'ya zarar vermemesi gerekiyordu, sadece yardım etmesi gerekiyordu.

 Herkese yardım etmesi gerekiyordu.

 Ne oldu?

 Senin bir erkek olmanı isterdim.

 Olmadığına göre.

 Neden böcekler insanları öldürüyor ve biz onları nasıl durdururuz?

 O silahı bırak, Şerif.

 Normal bir Intec araştırma çalışmasıydı.

 Tahmin edemediğimiz bir hal aldı.

 İlaç için bir alternatif bulmaya çalışıyordum.

 Ancak zamanla, hamamböceği ilaçlara karşı bağışıklı hale geldi.

 Bu konuda haklı, Şerif.

 Yani, bir şeyler icat ettin.

 Diğer böcekleri yiyen bir böcek.

 Neslinin sonunda ölmesi gerekiyordu.

 Sadece aç kalmaya devam etti.

 Bakın, moleküler yapıları gelişmeye başlamış durumda.

 Her ev sahibi yeni bir türe dönüşüyor.

 Birlikte hareket etme yeteneği ile.

 Gerçek sosyal içgüdüleri geliştirmeye başlıyorlar.

 Aslında oldukça güzel.

 Zeki olduklarını söylemeye mi çalışıyorsun?

 Muhtemelen.

 - Veya  - Ya da bir kraliçe var.

 Yani bir yuva var demektir.

 Homer P.

 Birum.

 Bağımsız Haşere Kontrol birimi.

 Neden deneyi burada yaptılar?

 Çünkü burada test etmelerine izin verirsem, Adaya yatırım yapacaklarını söylediler.

 Beth, bana öyle bakma.

 Tanrım, III. Dünya savaşı başlatmıyordum.

 Bu nükleer bir tesis değildi.

 Bunun insanlığa bir nimet olması gerekiyordu.

 Dünyayı zararlıdan kurtulma şansıydı.

 Antik, eski  Anneme yaptıklarını North Port'a yaptın.

 İkisini de yok ettin.

 Aman Tanrım.

 Şunu açıklığa kavuşturalım  Intec birkaç saat içinde adayı ilaçlayacak.

 Fener çalışmadığı sürece.

 Ve ilaçlarsa.

 Böcekler ölecek, ama biz de öyle.

 Ya yumurtadaki hamamböcekleri?

 Beth'in gördüğü yuva püskürtme işleminden etkilenmeyecek.

 Ama zaten üzerinde çalışılan tür ilaçtan etkilenmiyor.

 - Harika.

 - Harika.

 Şu mumu yakalım.

 Hadi ama.

 Buradalar.

 Bunu kapının altına koy, baba!

 Richard'ı arayacağım.

 Richard Tarbell, Richard Tar  Şerif Tarbell.

 Lütfen gel Bu acil bir durum.

 Şerif Tarbell, lütfen gel!

 Evet, ne var?

 Tarbell' ı ver.

 Bunu yapmak isterdim, Elias.

 Fakat ışığın yanması çok önemli.

 Ne yaptığını düşünüyorsun?

 Burada yardıma ihtiyacımız var, bana Tarbell'i ver!

 Yangın söndürücüleri.

 CO2, böcekleri dondurur.

 Tamam, dene.

 Vay!

  Kapat şunu, tamam.

 Sadece denemeye devam et.

 Beth'i kontrol edeceğim.

 Telsizde, Elias ile konuştum.

 O ve Elizabeth iyiler.

 Seni sevdiğini ve sana güvendiğini söyledi.

 Zamanımız tükeniyor, Pal.

 Hey, bu tost makinesi değil, Şerif.

 Tamam, tamam, tamam.

 Ver şunu.

 Baba?

 Bekle, bekle!

 Halı, baba, halı!

 Dolabın içinde başka bir söndürücü var, al onu!

 - Yakaladı.

 - Tamam.

 Kahretsin.

 Uzak dur!

 - Çok fazlalar.

 - Baba, izin ver sana yardım edeyim.

 Geri çekil, çık dışarı!

 Dışarı çık!

 Kendini kurtar.

 Baba!

 Aç!

 Hayır!

 Hayır, baba!

 Hubbard, devre kesiciyi kapa dedim!

 Belki kaybolmuştur.

 Hubbard?

 Hala burada.

 Homer, Yukarı çık ve silahımı getir.

 Hayır, onu öldürme.

 Ne yapayım, onunla dost mu olalım, Doktor?

 Homer?

 Bu inanılmaz, melez bir melez.

 Onlar her neyi yiyiyorsa dönüştürüyorlar.

 Homer?

 Homer, üçe kadar saydığımda.

 Yukarı çık ve silahı al.

 Onu oyalamaya çalışacağım.

 - Hazır mısın?

 - Hayır.

 Bir!

 İki, Üç!

 Hubbard, söndürücü!

 Hubbard!

 Sık şunu!

 Hiç böcek yok mu, ha?

 Asla değişmiyorsun.

 Yüzünde hiçbir duygu yok.

 Ölmek üzereydim.

 Hiç fark etmedi.

 Belki de öğrenme şansını bulurum.

 Saat 4, Helikopterlere 1 saat kala yaktım.

 Tamam, Hubbard, sana lanet yuvanın yerini göstermenin zamanı geldi.

 Elizabeth, Elias, cevap verin.

 Elizabeth?

 Elizabeth, Elias, lütfen cevap verin.

 - Richard?

 - Elizabeth, Elias, cevap verin.

 Richard  Ben buradayım.

 Beth  Sen misin?

 Evet, lütfen cevap ver.

 Bağlantı bozuluyor, Beth.

 İkinci kanala geç.

 Beni daha iyi duyuyor musun?

 Beth, iyi misin?

 Richard, babam öldü.

 Üzgünüm, Beth.

 Güvende misin?

 Evet.

 Richard, sana ihtiyacım var.

 Güvende olduğuna emin misin?

 Böcekler,  gitti mi?

 Beth, onayla, lütfen.

 Beth.

 Baba.

 Aman Tanrım.

 Hayır, yapma!

 Hayır!

 Elizabeth, beni duyuyor musun?

 Hey, Şerif.

 Deniz feneri kapandı.

 S...r!

 Bekle, Homer, Homer.

 Fenere gitmenizi istiyorum.

 Sihir yapıp çalışmanı istiyorum.

 20 dakika daha var.

 Evet, Şerif.

 Pekâlâ  Beth, Homer ile gitmeni istiyorum.

 Hayır, mağaraları tanıyor, bana mağaraları göstermesi lazım.

 Mağaraları biliyorum!

 Evet, ama yuvaları o gördü.

 Nerede olduğunu biliyor.

 Buranın yetkilisi kim, Şerif?

 Şu anda benim!

 Şerif, arabayı nasıl kullanacağımı bilmiyorum.

 Af edersin.

 - Tamam, şu anahtarı al.

 - Evet.

 Hey, hey!

 Hey!

 Kadınlar ha?

 - Arabanın içine kay, hareket et!

 - Kayıyorum.

 Erkekler.

 Sağa dön.

 Ne kadar kaldı?

 On beş dakika.

 Kahretsin, nereden çıktılar, şimdi?

 Sorun değil.

 Tamam,  buraya ulaşamazlar.

 Arka camı kapa!

 Anladım!

 - Homer?

 - Evet.

 Arkadaki söndürücüyü ver.

 Evet.

 Kahretsin, hadi!

 Yuva nerede?

 Biraz ileride.

 - Orada buluşuruz.

 - Ne?

 Hey, hey!

 Homer, söndürücüyü rahat bırakır mısın?

 Burada hava alamaya ihtiyacımız var.

 Tamam, böceklere daha yavaş saldırmalarını söylerim.

 Böcek!

 Becerdim!

 Nereye gittiler Umarım bunu bana söyleyebilirsin.

 Tam buradaydılar.

 Şimdi patlayıcıları ayarlayalım ve hemen gidelim.

 Tam noktasını bulmak zorunda değiliz.

 Mağara yok olursa yuvayı da yok ederiz.

 Tamam, gerçek kontroller bozulmamış.

 Zamanlayıcıyı ayarla.

 Geber!

 Ne?

 - Bu, bu

 - Nereye gidiyorlar?

 Lanet olası bir kraliçe var.

 Bir kraliçe hakkındaki şeyi bilirim.

 Bir çeşit sinyaller gönderiyor.

 Bunu alan diğer böcekler talimatlara uyuyor.

 Bir çeşit  Bilinçsiz kolektif gibi.

 Biliyorsun, insanlarda da var  İçindeki derin his.

 Tanrı'nın ne olduğunu bilirsin.

 Ve şeytan.

 İyilik ve kötülük nedir.

 Sen neden bahsediyorsun?

 Ben bunu uydurmuyorum.

 Bu, Jung'un temel teorisidir.

 Bu kraliçeyi nerede bulacağız?

 Yuva da.

 Elizabeth orada.

 Tamam, Hubbard, zamanlayıcıyı beş dakikaya ayarladım, başlatıyorum.

 Hubbard?

 Hubbard!

 Homer, o şeyi aydınlatmak için yapman gereken her şeyi yapmalısın, tamam mı?

 Hey, nereye gidiyorsun?

 Görüşürüz, Rich.

 Bunların hangisi  Tamam.

 Benim için bir şeyler yap, bebeğim.

 Lütfen?

 Hubbard?

 Hubbard?

 Harika, erken geldiler.

 Tanrım, böceklerden nefret ediyorum!

 Elizabeth!

 Richard?

 Hadi!

 Eğer gidersem seni de yanımda götüreceğim.

 Homer P. Birum, Yok Edici.

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar