Geç Gelen Mektup
Canımın İçi Sevgilim!
Nasılsın?
Gönderdiğin şarkıların
yankısı, üzgün gecelerimde beni daha çok sessizleştiriyor. Birde görseydin
yanaklarımdaki gözyaşlarımı, sende beraber akayım derdin.
Hala bendeki iyileşmeyen
yaramdan kan sızmakta…
Aynanın karşısında
duruyor…gözlerime bakıyorum. Sevdiğim…gözlerim seni bir kez görmüştü. Çünkü
elim değmedi ki tenine sıcaklığını hissedeyim. Öpüşemedim ki dudaklarının
lezzetini bileyim veya sarılmadım ki boynundaki enfes, içi eriten kokuna erişmiş
oluvereyim. Bunları bilemediğimden onlar hakkında çok söz söyleyemiyorum. Ama
gözlerime teşekkür ederim… sana olan tek olan bağım benim.
Resim göndermişsin
kırmızı elbisen içindeki bedenin ruhlar alemini bile kıskandıracak beyazlıkta
idi… Sen aslında buğday tenli olmalıydın ancak bembeyaz nur gibiydin.
Sana bakan ben..kendime
ah ediyorum, bir duyuverseydin.
Gözlerime teşekkür etmem
mi, tek görebildiğim ve tatlı sevgine beni ulaştırıverenim. Yıllarımı mahkum
eden… yadellerde acılar içinde dayanma gücünü veren tek kuvvetim
Hülyalım inan ki…
usandım beklemekten. Gözümün önünde yıllar yaprak döküyor.. ve gün sayıyorum tatlı hayalim.
Neyin günleri…sensizlik
ve çaresizliğini.
Unutamam bir kere ceylan
gözlerinden yaşlar akmış, tazelik ve parıltılar içinde gonca gül yanaklarında
çiçekler dökülmüş ve çok üzülüvermiştim.
Sevgilim ben sana toz
konduramam.
Bu tür şeyler beni çılgın
eden bu durumlar ve çare bulamadım diye…öteki dünyaya gidecek hale istemeden geliveriyorum.
Olmaz desende denemek
istedim çok kez ölmeyi.
Tamam dedim…bitsin
dedim. Fakat sen hep geldin… hayal mi gerçek mi anlamadım. Vazgeçiverdim.
Biliyor musun veya
bilmiyor musun… ama beni kucakladın sonsuz bir sevgi ile, bedenimde güç kuvvet kalmadı…sızıverdim.
Seninleyim her halimde.
Elimi açtım mı semaya, dualarla dilimdesin.
Kalbimi parçalayıncaya
kadar Rahman katını yoklayıverdim… Neden neden… ikimiz beraber olamadık diye
Çok üzgünüm.
Sen belki beni tatlı
vakit geçiriyor sanmasan iyi olur.
Dün söylemedim ama, sana
hastalandım, zamana kahrediverdim.
Önceden bir öpücük
gönderdiğin mektubuna dudağımı değdirdimde içimi eritiverdin.
Bu ara radyoda çalan
türküde
“yar ile öpüştün”
“Ürperesin
titreyesin” diyordu.
Dudaklarına güzel
sözler…diyemesem de en güzel şiirlerimi gözlerine yazıvermiştim.
Güzel gözlerin…sadece
gözlerin… bana değdi de ondan…ah o seviştiğim gözlerin.
Sana diyorum ki…eninde
sonunda bu canımız bedenden ayrılacak. Gel istersen bu fırsatı Azrail’e bırakmayalım.
Ruhumu al, şimdiden ben seninim diyeyim. Belki kat kat daha mutlu oluveririm.
Güzel kollarında can
vermek…düşünüyorum da kelimeler yetmiyor.
Söyle canımın içi!
Neden?
Beni yalnız bırakıverdin…
Bak günden güne soluyorum, gözlerim üzgün ve bakışlarım nemleniverdi.
Hasta kalbim gecenin bir
tarafında hep sessizliğe çöküyor. Aslında günüm de yorgun kesilverdim.
Bilmem ki gerekli mi ki hayat…
dünyamda şifa verecek biri olmalı mı?
Düşünüyorum da,
dudakların öpse beni, kalbimin yaraları iyileşir... değil mi?
Ancak yoksun.
Bir olsaydık…ne güzeldi..
Üzüleceğini bilmesem
inan kendime kıyıverirdim.
Yaşamak bana zor
geliyor… bağrımı sızlatıyor. Senden ayrı kalacağım günlerin varlığını
hissettikçe, ötekiler mi dedin …o an hep ölmek istedim.
Kalbimi hayalinle tatlı
hoşça sar. Bende kucağına doğru bitkince yıkılıp, dizlerinde uyuvermek isterdim.
Bıktım hep sürekli yeminler ve sensizliğe isyan etmekten.
Tatlım sevgilim.
Şu an biraz mutluyum
çünkü sana ulaşacak bir mektup yazabildim. Onun büyülü gücüyle dermansızlığım
gitti…ayağa kalkıp sana gelmek isteyiverdim.
Penceremden uçan kuşun
arkasına gözlerim donuk bakık kaldıysa. O kuş canım benden mi çıkıverdi.
Bir hoşum. şimdi neredeyim
… merak ediverdim…
Sevgilim
…….
İsmail Hakkı Altuntaş
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar