Kalbimin Tatlı Sevdası
herkesten
uzakta evimin köşesinde iken
fark
edemem ama sanki her cihetten
senin
kokunu duyar… heyecandan sıçrar kendimden geçerim
uzun
bir müddet…
bazen
de bir tıkırtı duymuş gibi hissederim
ne
güzeldir o nalinlerin
öyle ki
bütün hallerin sarmış beni
galiba
aşkın beni deli divane mi etti
kalbimin
içine öyle yerleştin ki
dolanıyorum
sıkı sıkı sarmaşıklar gibi
görmez
miyim güzelliğini
yanaklarından
terler gibi sızıyor
hayret
ender hayretimden aklım gidiyor
nedense
düştüm sana…son adresim sen olmalı
ama
yalnızlıktan başka eser kimseler bırakmadın
mükafatını
istiyorum yanımda sürekli olsan
sevinçten
ağlasam sebepsizce
sonra
gelip düşsen bir bir rüyama
acılı
hayallerimi tatlı sevdası
beni
uyutmaz ol ve ciğerimi eritsen
karşı
koymam sana
başkasıyla
meşgul edemem ki gözümü ve gönlümü
artık
hep seni ister, hep seni anarım
sen
nerede ve kiminle ve hangi haldesin
sorun
etmem…içimde sen varsın ya
diğerleri
gölgen gibi kalsın
bende
bu arzu… gözümde hayal yine sen olacaksın
ah
güzelliğinle âleme sığmayan sevdam
nasıl
açabilirim sana bu dar kucağımı ellerimi
ele
geçiremeyeceğimi biliyorum…yine de istiyorum
sonsuz
bir aşkla
saçının
kıvrımlarını çok sevdim
o kızıl
dudağından kan damlarken
kadehime
dolsa içsem doya doya derim
içime
misk saçılır… ay yüzün, kucağıma düşerde
gecelerim
gider gün doğar her yerimden bilirim
her
zaman güneşi kıskandıracak kadar
ortaya
çıksan olmaz mı
yıldızları
görmek…üstünde tül bile görmek istemiyorum
elbiseler
mi…hayır asla
aramızda
olmasın engel namına bu tür şeyler
tutunmak
için elime geçmese eteğin bile
yine de
seni istiyorum
âlemimde
başka şeyler neden olsun ki
nerde
bir güzellik gördüm, onun sahibi sensin
bilmez
miyim
aşkımı
bilmediğin günler vardı ya
ah o
ömrüme yüzlerce yazıklar olsun
keşke
daha önce cesaret edip söylemiş
ve
gamına yakalanmış olsaydım
bil
yolumu kesen sevdam hakk’ın kendisi
seni o
niyetle seviyorum
nasıl
olur deme
o sen
değil… bu sen değil… diye dolandım durdum
bazen
kırılsanda herşeyimi sana söyleyip durdum
yine
yalvarıyorum canımın içi
yandım,
kül oldum, kavruldum
başında
bu sevda hali olana acınmaz mı
kora
dönmüşüm dumanım yok diye da aldanma
bilmem
ki ben… kaç kere ölüp ölüp dirildim
solup
vakitsiz zamanda dökülüverdim
acıda
hâlimi bir sorsana
isteğime
bakmayıp canımı acıtsan da
yokluğun
yüzünü gösterme
elleri
bana yâr tutma
tomurcukken
ilk sana açılmadım,ve serpilip de saçılmadım diye
aman
deyip kapatma kapını
başkalarını
bulur beni unutur sanma
böyleyken
sana kavuşmadan ölürsem
aşktan
öldü diye toprak inliler
yine de
tozlara karışır, sana uçar gelirim
dilek
çeşmem…hatam olursa başkasının olsun diye bakma
güzelliğinle
âleme sığmaz
her an
senin aşkından bahsedip duruyorum,
ben
seni bırakamam ki
seni
hiçbir şey hakkında incitemem…
bu
ayrılık lafı çok ağır geliyor
her
zaman…beni affetmeni isterim…
belki
mümkün olmayacak..bu fakirin dar kucağına girmen
ben ise
sözlerin şarkıların içinde gizlenir
sen
okuyunca, dudağına ulaşır
doya
doya öperim
umudu
hayat veriyor bana
her
şeyinle kalbimdesin ümitsizliğim de dahil
dilimin
altında ne çok şeyler saklıyorum
sen
incinirsin diye içimden içime bile gizliyorum
çare
arıyorum bu tenden kurtulup yanına gelmek
kollarında
ölmek için …
az
hatıramı çoklara say
utanma
yüzüm de kalmadı
karışıklık
olmasın diye
senle
neyimiz varsa hep saklıyorum
kendimden
bile
el atıp
karıştırmıyorum
kimsin
diye
aslında
sen bensin değil mi
kör ve
sağır olmak lazım…bilmemek için
sözüm söz
tanrıdan dileğim sensin …
inancım
sonsuz sevdam benim…
kavuşmamızın
sonu ne ise
var mı yok mu
bilmek dahi istemiyorum
İsmail Hakkı Altuntaş
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar