Print Friendly and PDF

İ'den İ'ye...



Pirim Başıma Bir Taç Koydu Adını İman Taktı



Kadir gecesinde şarap içti diye beni ayıplama.
Sevgili sarhoş geldi, rafta da bir kadeh vardı... dayanamadık! (144)
Hafız

Sâki döksün şarap, ateş yaksın
Canım Efendim geldi, bir kadeh sundu…
ben içmem dedim, “hatırım için iç” dedi.
kadehinden öptürdü ve içirdi
“hasretim bitti, gecem kadir”

sunduğu ne biçim şaraptı  
tıpkı gönlümün vefası
hoş bir beyaz su, acıda değildi,
içme nöbetim geldi mi, dayanamıyorum
bütün dostlarıma diyorum
“birkaç kadeh sizde için  ne olur ki?”

o bizdendir dedi, seçti beni
ıssına daldığım suretlerden kurtarıverdi
içinde bembeyaz selsebil suyu
onun şehrinde dönüp dolaşmadayım
“iki dünyâda, bu böyle”

Ayık değilsin, bari gizlen diyorlar
ayıklık kör olsun, sağraksız içmekteyim
sevgilinin  duvarındaki resimlerden her biri,
kızıl şarap içip sarhoş olmuşlar,
benim vazomda beyaz şarapla dolsun
“ne efsâneden kalsın,  ne afsundan “

Pîr-i Mugândan gizlice sordum.
“Sesini kıs, sırrı gözet “
“Tanrı’nın rahmetini bekle!”
“Mahremsin ama, bu söz herkese söylenmez”
” içmeye bak kar beyazsuyunu”

dün bir sofi, bana tevbe ettirdi,
bir gün geçmedi, tevbemi yine bozuverdim
şarap kulaklarımı bir o yana, bir bu yana çekiyor…
sofi!  şarap içmemek büyük bir meziyet mi…
“hayvan da içmiyor, ama insan değil ki!”

Her şey cana bakmada,
birde elinden  şarap içtin mi
katre can dirilir, gönül onda,
ısırır durursun  dudaklarını
” ha batmış-ha boğulmuş gibi”

iyi huylu sarhoşların müridiyim
erenlerin has işaretini gördüm
Selsebil çeşmesi dudakları  öpüverdim
duymaz olsun kulak, görmez olsun gözler
jurnal davulunu az değil, çok çalın
“artık rindiyim meyhânenin “

şarabla doldurdu içimi, mekânsızlık kadehi
köpüğü dışarı vurmada
pirim başıma bir taç koydu adını iman taktı
belime zünnar bağlayıp, zâhitliği attı,
“sofilerse  “bu kafirdir” dediler”

sarhoş başımda sivrisinekler uçuyor
devran, canlara fitneler saldı diye korkuyorlar
ne yapayım Nemrud’u devireceklerse
derdalan yüzünü görünce
varlığım mı kaldı
” bari sarhoş öleyim, ayık değil “

sarhoş anıldım şarap içtim diye
Gizli gizli yanıp-yakıldım
“Ezeldeki taksimi biz yokken yaptılar”
dışarı vurdu alevim  sırrım  faş oldu
” kaderime itiraz edemem ki”

içtim şarabı,  ciğer kanı değil
şarap koksada elbisem, tertemiz eteğim,
şeytanıma lânet edemem
döndü Âdem’e içtiğimden beri
o da  seçilip yücelere karıştı
” cennetin karşılığı değil mi”

uykusuz gecelerde, dostum bir mumdur  
o da efsaneleriyle yanar durur
görünüşte yıkıldık ama içimiz mâmur
halimiz garip,  çalışmakla, kazanılmaz  
” usandım sofiliğin asık suratından ”

Yürü be sofi, beni kınayıp durma
Ben o eski kişi değilim
Elest günü hatırasını unuttun mu
kadehimize ne döktüyse içtik,
ayırmadık dünde bugünde
” bu ihsan, bize ezelden mirastır”

İsmail Hakkı Altuntaş

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar