Print Friendly and PDF

İçi Boşun Dolu Noktası

 


Sevginin karşılık bulduğu husus karşındakinin sana yönelişi ile bir oluyorsa, bizim düşüncemizde olan onda da oluyorsa, bu sevginin çıkışı, karşımız mı kendimiz miyiz, sorusunun cevabını vermek için, hangi doğru soruyu soracağız.

Doğru soru diye bir şeyin olması ancak doğru cevap verilince açığa çıkar. Doğru cevapta bizim kendimize göre ise, hangi cevabı bulmak istiyorsak, o soruyu sorduğumuzda, isabet edemiyorsak, cevabın hatalı ve doğru olmasının bir manası yoktur.

Doğru cevabı bulmak mümkün olmadığı zamanlarda neyin eğrisini doğru tutmaya çalışalım. Bir çocuğun aşkı bir büyük için doğru olmadığına göre, küçük ve küçüklüğünü bilmeyen çocuk, kimine göre doğru kimine göre yanlış yapmış olacaktır.

Allah'ın kulunu sevmesiyle kulun sevmesinde doğru olan yani hangisinin önce olduğunu düşünelim. Öncelik Allah Teâlâ'ya aitse, kul sevmediğinde suç ve yanlış kulun olmayacağına göre doğru cevabı vermek için hangi tercihi yapmak hatalı/doğru olacaktır.  Allah Teâlâ'yı sevemedi denilen kul hata ve yanlış yapmaktan çok, doğru olanı yapınca kovulması neden hatalı oluyor?

Birini sevdiğinizi düşünün o sizi seviyor veya sevmiyorundan çok sevgi bize ait olan üzerinde olmalıyız. Karşımızdakinin verdiği değer bizimle alakalı göründüğünü düşünmekten çok tercihimizi karıştırmaktan çok kirlenmeyen düşüncemizi sevdiğimizle temizlemek çaremizdir. Onlu ve onsuz olamamak suçu bizi yok etmeden kendimizi yok etmek doğru olacaktır. Tüketen ve tükenen arasında kaldığımızda, -benzer olarak- güneşe karşı çıkan su ne kadar buz olsa da erimeye mahkumdur. Güneş erittiği buzu su eder, peşinden buhar kılar daha sonra buhar ve bulut olan su gölge etmek için güneşin karşılığına geldiğinde, güneş onu suya çevirdiğinde veya sebeplerinden biri olunca bu gidiş gelişin arasında olan bütün olaylar bir yerde güneşin varlığını inkar ettirmese de varlığınıda isbat etmeye değerli olamaz. Sonuçta su yaşadığı bu hikayeden haberli döngüsünde gidiş gelişinden güneş habersiz gibi gaflet içindeyken ağlayan gözü dindirmeye çalışan su hangi amaçla gözden ayrılmayı düşünür ki? Gözyaşı ayrılacağını bildiği gözünden neden ayrılmak istemiştir, ayrılmak istenilen husus değildi.

Ayrılığın durdurulması gereklidir. Bunda sebep olmanın değil, nedeni kaldırmak büyük olana aittir. Büyük küçüğün karşısında hep suçlu konumundan kurtulması gerekir. –nedensizlikler bizi yıkıyor- Eğer bir sonucu yoksa neden sevgi denen alışveriş sebepli veya sebepsiz başlayıp inatla devam etmektedir. Doktorun verdiği ilacın acı değeri olmadıktan sonra vitamin gibi şeker ilaçlar etki etmedikleri gibi aldanmanın bir işaretidir.-tatlı sözler- Acı ilaç içmeye alışmış diye doktorun oralı olmaması ise hastayı yıkar gider. Bazen beklenenin tersini yapmak doğru olan hareket değil mi, olmasını beklediğimiz hareketi karşımızdaki anlar/anlamaz olduğu halde; lakin biz onu anlamadıktan sonra karşımız bize uzak ve yakın olması çokta değerli değildir. Bize düşen hisse karşımızdakinin sırlı ve gizli dünyasından çok kendimizdekinin gerçeğine varınca onun alemi kendimizde kaybolup gider. Benim dediğimiz bütün şeyler bize ait olmaktan çok ortak olduğumuz şeyler olduğunu bilince merhametli olmak en güzel yoldur.

Acıdığımız veya sevdiğimiz her şey bir ayrılık ve birleşmenin arasında kaybolacaktır. Hepimizin birbirine yakın olması düşünülmez. Ancak birleştiğimiz sevgide buluşma bize ait olmaktan çok Allah Teâlâ'nın muradı olunca bazı sevgilerin ifadesinin gerçeğini tam bulmadığımızda suçlunun kim olduğunu ararsak, o hakikatte yine Allah Teâlâ'ya ait gibi görünecektir. Çünkü  o da bazen kıskanır, bu kıskançlık nedeniyle kendinden uzaklaşmasını istemediğini, istediğinden uzak tutar. Ancak bu bazen yine onun iradesiyle askıdan indirilirse de herşey olduğundan çok değişik durum gösterince, sevgililer birbirlerini arar olsa da bir engel onları sürekli buluşturmaz. Bu sevgi ile oluşan şuleler bedenleri kavururken aslında birleşme yolunu açığa  çıkarmıştır. Çünkü aşk ateşi bedenleri yakarken çıkan küller birbirine muhalif olmadan bir tas içinde birleşir. Bu birleşmeyi ayıran rüzgarlar onları dağıtsada her zerrede onları buluruz.  Her şey bitmiştir. Birleşme olmuş ayrılma olmuş kalan ise yine ilahi yalnızlıktır. Diyorum ki, bütün bunlar olacağını bilirken sevenlerin uzak kalmasının unutmanın bir değeri var mıdır?

Ey dostum ey sevgilim sözleri her şekilde yalan olacağını bildiğimizden içi boş noktayı doldurmaktan vazgeçersek, kara veya ak deliğin içinde kaybolacağımız işaretini gördüğümüzde ne yapmalıyız?

 İçi dolu ile içi boş nokta birleştiğinde yine nokta kalıyorsa ayrı durmanın gereği yoktur.

İsmail Hakkı Altuntaş

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar