Print Friendly and PDF

Almanların Yenilgisi ve Sürgünleri

Bunlarada Bakarsınız



 


"Hitler gelir ve gider, Alman halkı ve Alman devleti kalır."
Berlin/Stalin'den alıntı


Nazilere karşı Berlin'de Kızıl Ordu zaferi, açık açık tarihe yazılmış olmasına rağmen kara propaganda böylesi bir gerçekte bile Sovyetler'in yakasını bırakmıyor. Ne ilginçtir ki savaşın başından sonuna dünyanın her yanına yayılan vahşet, zulüm ve kan; 'Berlin'de Sovyet askerlerinin zulmü' iddiası kadar dikkat çekmiyor. Kimi medya ve tarih kurumları bugün, açıkça tarafı ve bilimselliği sorgulanır belgelerle Berlin'in düşüşünü Sovyet zaferiyle değil, 'Kızıl Ordu'nun 'sistematik' bir şekilde 2 milyon Berlinli kadına tecavüz ettiği iddiasını öne sürerek anmayı tercih ediyor. Bu iddialara da değineceğiz. Ama önce Kızıl Ordu'nun Nazilerin sonunu ilan ettiği 1945 Mayıs'ında Berlin'de neler yaşandığını o günlerden görüntüler eşliğine inceleyelim.

Sovyetler'in Berlin kuşatması, Hitler'in ve Goebbels'in intiharı, geri kalan Nazi subayların Kızıl Ordu karargahlarında kayıtsız şartsız teslim anlaşmalarını imzalamaları... Tüm bunlarla birlikte 1945 baharı, faşizmin Sovyetler tarafından resmen yenildiği an olarak tarihe geçer. Tabii sadece Berlin savaşının bile oldukça kanlı geçtiğini unutmamak gerekiyor. Sovyetler ellerini kollarını sallayarak Berlin'e giremediler. 2 buçuk milyona yakın Kızıl Ordu askeri kenti kuşattı ve çatışmalarda 70 bini askeri hayatını kaybetti. Bununla birlikte kenti savunan 700 bin kadar Alman askeri de 100 bine yakın kayıp verdi.

Gelelim incelerken en titiz olunması gereken konuya yani Kızıl Ordu'ya yönelik 'tecavüzcü' suçlamasına. Berlin zaferinden sonra kentteki 1. Belarus Cephesi askerlerine dağıtılan bir uyarı kağıdında yerel halkın rahatsız edilmesinin ciddi sonuçları olacağı hatırlatılıyor. Kadınlara yönelik böylesi bir yaklaşımın ülkeye, evde bırakılan aileye ve Kızıl Ordu'nun onuruna ihanetle eşit olduğu dile getiriliyor. Öncelikle bunun gibi ordu içinde yapılan uyarılardan, ortada böylesi bir sorun olduğunu anlayabiliyoruz. Kızıl Ordu askerlerinin kente girdikten sonra Berlin'de kimi taciz, tecavüz ve yağma vakaları yaşandığı gerçek olmasa, büyük ihtimalle ordudan böyle bir uyarı yapma gereği duyulmazdı. Savaşın tüm korkunçluğu gibi bu suçları aklamak, 'masum' görmek aynı korkunçluğa ortak olmaktır.

Özetle evet bazı tecavüz olayları yaşanmıştır. Ancak savaş yılları boyunca ABD ve İngiltere gibi 'müttefik' güçlerin askerlerinin de benzer suçlar işlediği ancak bunların Sovyetler kadar 'medyatik' olmadığı da bir gerçek. Savaş boyunca yaşanan kimi suçlardan bahsetmek gerekiyorsa baştan aşağı masum bir taraf olmadığını anlamak, milyonlarca insanın öldüğü, kentlerin yerle bir edildiği bir ortam hesaba katıldığında hiç zor olmasa gerek.

Genel olarak, Almanların, esas olarak Hitler'in saldırısından sonra kamplara ve sürgüne gittiklerine inanılmaktadır. Bu tamamen doğru değil. Alman tarihçi Julia Landau'ya göre, 1939'un başlarında (yani, en korkunç "Yezhovizm" dalgasının çoktan azaldığında) Sovyet kamplarında neredeyse 20 bin Alman vardı. 1941-1945'te yaklaşık aynı sayı vardı. Yüzde olarak, bu, Almanların SSCB'nin toplam nüfusundaki payının yaklaşık iki katıdır.



19 Yaşındaydım (1968) Ich war neunzehn

115 dk

Yönetmen:Konrad Wolf

Senaryo:Wolfgang Kohlhaase, Konrad Wolf

Ülke: Almanya 

Tür:Biyografi, Dram, Tarihi

Vizyon Tarihi:01 Şubat 1968 (Doğu Almanya)

Dil:Almanca, Rusça

Nam-ı Diğer:I Was Nineteen

Oyuncular

Jaecki   Schwarz

Vasili  Livanov

Aleksey   Eybozhenko

Galina  Polskikh

Rolf   Hoppe

Özet

Tüm zamanların en önemli 100 Alman filmi arasında yer alan, Konrad Wolf’un bu en otobiyografik filmi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Alman kimliğinin şiirsel bir incelemesi. Çocukken ailesiyle Nazilerden Sovyetler Birliği’ne kaçan Gregor Hecker, zafer kazanan Sovyet taburlarıyla birlikte 1945’te Almanya’ya döner. Şimdi on dokuz yaşındadır ve bir askerdir. Ülkenin durumuna tanık olup Almanlarla karşı karşıya geldikçe asker yoldaşlarından farklılaşır, çünkü bu yenik ülke aynı zamanda onun anavatanıdır. Yavaş yavaş, bu insanların vatandaşları olduğunu ve kendisinin hem galipler hem de mağluplar tarafında yer aldığını anladı

Yorum

1968'de Doğu Almanya'da çekilen bu filmde 2.Dünya Savaşı'nın son günlerinde Kızıl Ordu'nun Berlin’e doğru ilerlerken, Alman kökenli genç bir Rus askeri olan Gregor Hecker’in köklerini bulma girişimini ele alıyor. İnsanlık tarihinin en vahşi savaşındaki olayları yönetmen on dokuz yaşındaki bir çocuğun gözünden izleyiciye göstermekte. Bence mantıklı bir seçim çünkü gençlik masumiyetin yanı sıra gelecek için de umut getirir.

 

Başarılı ve özgün olmakla beraber filmin geri kalanı püfür püfür propaganda kokmakta. Kızıl Orduyu, Alman halkını Hitler'in yönetiminden kurtarıcısı olarak sunuluyor. Kızıl Ordu askerleri, Almanlarla arkadaş olmaya hevesli gibi tasvir edilmiş. Gerçekte, Sovyetler Birliği askerleri Almanya'yı işgal ederken korkulu bir intikam aldı. Sürekli Komünist propagandanın teşvik ettiği bir intikam yanı sıra Alman kadınlarına özgürce tecavüz etmek gibi birçok suç işlediler. "Ich war neunzehn" filminde bu durumların görmezden gelindiğini anlayacaksınız. Yine filmde, teslim olan Alman askerlerinin fazladan yemekle ödüllendirildiği ve daha sonra evlerine gönderildiği ima ediliyor. Maalesef bu da yalan Stalin eline geçirdiği tüm Almanları Nazi olsun veya olmasın hepsine Orta Asya’ya sürdü ve köle gibi yıllarca çalıştırdı. Sovyetler yıkıldığında anca Almanlar kendi öz vatanlarına dönebildi. Kazakistan’da çok sayıda Almanla tanıştım oradakiler bu durumu gerçekçi bir şekilde bana söylüyorlar. Teslim olanlar maalesef köle gibi çalıştırılmış ve asimile edilmek üzere Orta Asya’ya sürülmüşler. Doğu Almanya'da, Almanlara Rusların dostları olduğuna inandırmaya çalışan propagandayla kışkırtıldıkları bir dönemde çekilen bu filmin niyeti belli. Bu nedenle, potansiyel klasik bir film olmakla beraber en nihayetinde ideolojik yönden taraflıdır.

Elbette, bunu Yahudi soykırımı ve Rusya ve Polonya'daki Alman barbarlığı nedeniyle görmezden belki gelebiliriz. Ama Alman kadın ve çocukların suçu neydi? Film eziyetlerin, tecavüzlerin olduğunu bile ima etmiyor. Savaşı, birkaç şanssız insanın öldürüldüğü bir tür yarı zamanlı faaliyet olarak aktarılmış. Binaların tamamı sağlam. İnsanların hepsi iyi beslenmiş görünüyor. Yüzler tamamen dramatize edilmemiş görünüyor.

 "Ich war neunzehn" büyük ölçüde, yönetmen Konrad Wolf'un 1945'te Kızıl Ordu'da geçirdiği süre boyunca tuttuğu günlüğe dayanmaktadır ve bu nedenle, 2. Dünya Savaşı'nın son günlerinin çok kişisel, otantik, otobiyografik bir anlatımıdır. O bakımdan gerçeklikten uzaktır.

**

Yahudilere yapılan Alman zulmü beyinlere kazındı yıllar yılı. Ya Alman Halkına yapılanlar...kimse sahip çıkmıyor, onlara maalesef. Bu filmde ise bir teğmenin gelişigüzel  düzensiz şekilde yüksek rütbelileri teslim almasını suya sabuna dokunmadan gösterilen bu filmde birçok bilinmedik değil gizlenmiş hakikatler var. Yukarıda ki yorumun tekrarı olmasın ama Kızıl Ordunun girişi ve sonrasını okumanızı tavsiye ederim.

Bu filme kadar teslim sonrası Almanya'nın çektiği sıkıntıları hiç dikkate almamıştım. Yenilmenin acı yüzünü  filmde ne kadar yumuşatmaya çalışılsa da öyle olmadığı gün gibi aşikar. Film hakkında önemli bir değinimler olmayınca anladığım tek şey..."savaş nice güçlüleri zelil eder" hakikatini gözler önüne serdi.

Film sinematik yönünden noksanlığını anlatmaya gerek yok. Dikkatli gözle bakarsanız, içler acısı durum alttan alttan görünüyor. Tabii ki görene

Altyazı

  Konrad Wolf Kahretsin!

  Çok zor.

  Geri dön!

  İmkansız.

  Ne yapıyorsun?

  Hazırla!

  Burada dur!

  Sesssiz olun.

  Tekerlerin altına takozu koy.

  Sesssiz ol.

 Biraz su almalısın.

  Dinleyin, Alman askerleri

Şimdi yayınımız başlıyor.

  Savaşın sonu yaklaşıyor.

  Silahlarınızı bırakın.

  Lamsters.

  Dinle.

  Alman askerleri!

  Silahlarınızı bırakıp teslim olun!

  Size zarar vermeyeceğiz.

 Ben bir Almanım!

  19 yaşındaydım.

  16 Nisan 1944 Dinleyin!

  Alman halkı!

  Müttefikler hemen hemen tüm Avrupa'yı aldı.

  Tüm dünya savaşla boğuşuyor.

  Alman kanıyla sulanmış yollara bakıyoruz.

  Bu benim evimin yolu.

  8 yaşımdayken ailemle Moskova'ya gittim.

  Tüm askerler!

  Zafer için hepimiz acele ediyoruz!

  Moskova'da büyüdüm.

  Annem orada yaşadı.

  Orada pek çok arkadaşım vardı.

  Savaş tüm şehirleri bir birinden ayırdı.

  Savaş her yeri harabeye çevirdi.

  Hemen hemen tüm günleri  ilkokuldan  ve sonra da hayattan kopardı.

  Bunlar savaşın sonuçları.

  19 yaşındayım.

  Ayağa kalk.

 Direnme.

  22 nisan1944 Ordumuz 3 gün önce yola çıktı.

  Bern'i geçtik.

  Ne neredeyiz?

  Bern.

  -İsviçre'nin başkenti- Asteğmen Hegel!

  İlk önce.

  Tanklar geldiğinde burada yalnızdım.

  Askerler var mıydı?

  Hayır.

 Ne Alman ne de Sovyet askeri vardı.

  Düzeni nasıl sağlayacağız?

  Kahretsin!

  Devamlı tetikte olacağız.

  Ama takviye kuvvetler henüz gelmedi.

  Takviye kuvvetler iyi ama hepsi değil.

  Generalim, emredim!

  Nereden geldin asteğmen?

  Moskova'dan?

  Chohen, general Şimdi, seni Chohen'e gönderemem.

  Yankilerce alındı.

  Bern'e verildin.

  Emirlerime uyun.

  Çabuk olun.

  Haydi.

  Wartin Ben komutanım.

  Emirleri bekleyin, komutan.

  Gizli evraklar!

  Kızın yanına gidin Haydi.

  Ne bekliyor sun?

  Birisi intihar etti.

  Annen mi?

  Hayır.

  Burada mı yaşıyor sun?

  2 gündür buradayım.

  Niçin intihar ettiğini biliyor musun?

  Belki buradan götürülecek diye.

  Ne?

  Savaş bitiyor.

  Ailen var mı?

  Annem kaçtı.

  Ben de ona yetişemedim.

  Resmi yönetim 2 hafta veya daha sonra başlayacak.

  Ya sonra?

  O zaman normal olarak yaşar ve çalışırsın.

  Nasıl yaşayacak ve çalışacağım?

  Burada kalabilir miyim?

  Geri dön.

  Veya Heisen'e git.

  Sen almansın?

  Oradan geldin.

  Asteğmen!

  Evet.

  Binada bir bayrak var.

  Benimle gelin.

  Şimdilik yalnızca bunu yapabilirim.

  Umarım dostça karşılarsınız.

  Savaş pek çok insanın ölümüne neden oldu.

  Şehirdeki okulumda kalmanızı istiyorum.

  Yani  Eve bayrak asılmasına izin verilmez.

  Beni dinleyin!

  Karargah.

  İlk ziyaretçi!

  İyi günler diliyorum.

  Bir şeye izin vermeniz için yalvarıyorum.

  Yarın yayınlanacak.

  Tamam.

  Kahve?

  Hayır.

  Sana bir şeyler göstereceğim.

  Burada.

  28 ile 33 arasında.

  Kapitalist misin?

  Hayır.

  Muhalif misin?

 , Borocks Ne?

  Bir belediye başkanına ihtiyacımız var.

  Sen olabilirsin.

  Ben mi?

  Hayır, sen yap Ben çok yaşlıyım.

  Yapmak zorundasın.

  Bu nasıl bir imza?

  Benim kendi imzam.

  Başkaları anlayamaz.

  Yardıma ihtiyacın var mı asteğmen?

 Hayır Sana yardım edebilirim.

  Ben yaparım.

  Kapat şunu.

  Tamam.

  Gidebilirsin.

  Evet.

  Fena değil.

  Asteğmen, bir kız var.

  Sizi tanıyor.

  İçeri al.

  Ona ne oldu?

  Emriniz.

  Ne istiyor sun?

  Burada uyuyabilir miyim?

  Burası otel değil Gidecek bir yerim yok.

  Burası otel değil.

  Almanca biliyor musun?

  Ne istiyor sun?

  Burada uyumak istiyor.

  Almancan kötü değil.

  Korkutulmuş.

  Hayır, Senden korkuyor Bizim sovyetlerden korkuyor.

  Çok iyi iletişim kurduğumuzdan beri sana söylemiştim.

  Çok korkuyorum.

  Bu ölümcül terör.

  O korkak.

  Aynı zamanda bir asker.

  Evet ne?

  Bir askersen sana soruyor.

  Ona söyle.

  Orduya eğlence için katılmadım.

  Evsiz kaldığım için katıldım.

  Siz almanlar bu kışta saldırdınız.

  Eksi 30 derecede.

  Pek çok yaşlının ve çocuğun kaçtığını gözlerimle gördüm.

  Onunla konuş bakalım.

  Almanlar bu kışta saldırdılar ve katliam yaptılar.

  Söylediklerine inanmıyorum.

  O inanmıyor.

  Çünkü tam olarak söylemedin.

  Anlayamıyor musun?

  Nasıl anlatabilirim, kıçımla mı?

  Ne konuşuyor sun?

  Ben bir şey yapmadım.

  Halkımıza neden saldırdınız.

  Suçumuz neydi?

  Ben bir şey yapmadım.

  Ben saldırmadım.

  Hiç bir akrabam kalmadı.

  Görüyorsun değil mi?

  Şimdi daha çok korkuyor.

  Bunlar da ne böyle?

  Tanklarımız geçiyor.

  Ben bir göz atacağım.

  Nerede uyunabilir?

  Orada bir yatak odası var.

  Onu oraya götür.

  Biraz dinleneceğim.

  Durun.

  Nereye gidiyor sunuz?

  Durun.

  Nereye gidiyor sunuz?

  Nereye gidiyor sunuz?

  İlerliyoruz.

 Geriye dönmeyeceğiz.

  Çekil git.

  Ne yapıyor sun?

  Komutan olarak atandım.

  Anlıyor musun?

  Evet.

  Ben komutanım.

  Çok şanslısın komutan.

  Hem de çok şanslısın.

  Dikkatli ol.

  Orada kim var?

  Dur.

  Şimdi savaş hakkında en son haberleri bildiriyoruz.

  İki ordu çok şiddetli bir biçimde çatışıyor.

  Bu durumdan dolayı da pek çok insan zarar görüyor.

  Savaş devam ediyor.

  Qith, bir fincan çay getir.

  Uyan, Gecagle Gecagle,Tıpkı Zekututhif'in Napolyon'un istilasını durdurması gibi tabancan masada kalmış.

  Yerine koy arkadaşım Nasıl geldin?

  Kahvaltı için mi?

  Ellerini ve yüzünü yıkamaya git Gecagle.

  Piliç nerede?

  Ne pilici?

  Sana bir tane verdim.

  Sana vermiştim.

  Piliç yok.

  Onlar böyle bir şeyi komutana nasıl ikram ediyorlar?

  Onlar onun komutan olduğunu bilmiyorlar.

  Yakında nasılsa görecekler.

  Niçin basit bir işleyiş yok.

  23 Nisan,1944 Şehre konuşlanma çalışmaları çoktan tamamlanmıştı.

  Buraya niçin geldin?

  Ne var?

  Yönetimi devralmaya geldik.

  Bildiğim kadarıyla, kendi görevime devam etmeliyim.

  Tankların Almanya'ya çoktan girdiğini bilmiyor musun?

  Berlin Hükümeti için çalışıyorum.

  Şimdi burada komutan benim.

  Alman mısın?

  Malzemelerini topla.

  Buradaki her şeyi biliyor musun?

  Neden bahsediyor sun?

  Üstlerime durumu bildireceğim.

  Sasha, Berlin'i aramak istiyor izin veriyor musun?

  Arayabilirsiniz.

  Bana merkezi bağlayın.

  Bu şehir Sovyetler tarafından ele geçirildi.

  Bunu teyit edemem.

  Görevimi sovyet subaylar devralacak.

  Sen bir aptalsın.

  Ver ben konuşayım.

  Asteğmen, Hegel konuşuyor Hegel, sen misin?

  Ben asteğmen, Hegel Bundan daha saçma bir aptallık olmaz!

  Sen bir eşeksin.

  Şimdi beni dikkatlice dinle.

  Ben kaptan Czickamank.

  Sen  Sen bir faşistsin.

  Lanet olası nazi elebaşısının oğlusun.

  Hepsi bu kadar.

  24 Nisan,1944 Tanklarımız batıdan Berlin'in güneyine doğru ilerliyor.

  Bugün Sacksonhowth'a ulaştılar.

  Ona ne yaptınız?

  Kaçmıştı.

  Ve saklanmıştı .

  Başka?

  Depoda çalıştırabiliriz.

  İlk önce ifadesini almalıyım.

  Ne yaptın?

  Muhafız mısın?

  Neden buraların yakınındaydın?

  Açıkça anlat.

  O bir muhafız değil.

  Onun bir faşist olduğunu düşünüyor musun?

  İfadesini almalıyım.

  Depoda görmedin mi?

  Orada bildiğin başka ne var?

  Git kendin bir bak.

  Bunlar nedir?

  Aramada bulduğumuz gereksiz şeyler.

  Şunlara bak.

  Nereden geldin?

  Kiev.

  Ben Leningrad'dan geldim.

  Leningrad'dan nasıl gelebildin?

  Canın cehenneme!

  Yapma!

  Yapma!

  Depoda yaralılar ve hastalar dışında kimse yok.

  İlk önce yönetim hariç her şeyi bıraktık.

  Çok geç kalmıştık.

 Ve diğer birliklerce ele geçirilmişti.

  Üzgün olduğumuzu söylemenin haricinde ne yapabiliriz!

  Sacksonhowth'dan bir cellat anlatıyor.

  3 yıldır zehirli gazlarla öldürüyoruz.

  Nasıl yaptığınızı gösterebilir misin?

  Tamam.

  Bu kapağı  böyle kapatıyorsun.

  Sıvı sıkışıyor  daha sonra  bibcocka geliyor.

  Ve gaz yükseliyor.

  Bu şekilde zehirli gaz yükseliyor.

  Bir insanı ne kadar sürede öldürüyor?

  Çok kısa zamanda.

  10 dakikada içinde  pek çok insan ölebilir.

  Böyle boğuluyormuş gibi  ses çıkarırlar.

  Dış görünüşünden nasıl bir acı duyduklarını görebiliriz.

  Ölen pek çok insan gördüm.

  İçeriye nasıl geldiler?

  Şöyle ki  Tek tek.

  Elleri göğsüne bağlı bir şekilde  yavaşça gelirler.

  Burada dururlar.

  Vücütlarını bu şekilde  dayarlar  ve sonra da kenardaki adam malumatı okumaya başlar.

  En çok hangi milletten vardı?

  Her milletten vardı ama en çok da sovyetlerden vardı.

  Özellikle de 1941 yılının eylül ve ekim aylarında.

  Yaklaşık 13. 400 kişiyi gördüm.

  Ne zaman?

  1938'den beri.

  Bana burada gördüğünü söyleyebilir misin?

  Elbette.

  Burada yaşamaya devam edebilirsin.

  Acil bir şekilde başka bir yere gitmek istiyorum.

  Görevimizi biliyorsun.

  Ama buna benzemeyen bir problemi tahmin ediyorum.

  Almanlarla umduğumuzdan daha çok problemlerimiz var.

  Biraz tecrübeliyim.

  Almanlar tüm ulusları  fabrikalarda çalıştırmak için toplamak istiyor.

  Yeter, Wartin.

  Peki ya müzik  Bizi öldürmen sana şans mı getirecek?

  Kimseyi öldürmek istemiyoruz.

  Sadece içmek istiyorum.

  Belki de nazilerin manevrası farklı olacaktır.

  Alman tarihi hakkında konuşmak istiyorum.

  Latin harflerini anlıyor musun?

  Merkezi, merkezileştiren tüm kanunlara herkesçe itaat edilmesi anlamına gelir.

  Bu Hitler'in teorisinin temelidir.

  Onlar kendi sistemlerinin içine yerleştirdiler.

  Peki ne oldu?

  Pek çok insan bir kölelik sisteminde birleşti.

  Sonra da hareketleri dalga gibi yayıldı.

  Bu çok doğal.

  Bizim tarihimiz böyle her hangi bir başarı olmak sızın yok edildi.

  Şahsen bu milletin siyasi olarak yıkılacağını düşünüyorum.

  Ama kültürel olarak değil.

  Bunu bir Alman'da görebilirsin.

  O bir alman.

  Babası iltica etti.

  Ulus hakkında daha çok şey bilir.

  Almanya'da doğmuş olsa bile doğasından kurtulamayacağını söylüyorum.

  Sovyetler başarılı örneklerle cevap verdiler.

  Bir dansçı ayakları üzerinde doğru bir şekilde durmaya her zaman çalışır.

  Ne yani!

  Konuşmaya gerek yok.

  Bu diskleri çal.

  Tamam.

  Tamam.

  Listedeki sözde Alman'ı buldun mu?

  Gerçek hayatta Alman'ı bulmak istiyorum.

  Doğal bir insan için  kaderin değiştirilemez olduğuna  inanmıyorum.

  İnsanlar bunu ve durmaksızın keşfetmeyi anlayamıyor.

  Uzun zamandır insanların bundan nasıl kurtulması gerektiğini araştırıyorum.

  Mesele, kendimizin gerçek insanlık tarhinine sahip olup olmadığımız meselesidir.

  Savaşla mı oluyor?

  Belki de en basit yolu o.

  İnsanlık başlangıçının bir çıkış noktası olduğuna ikna olmuştum.

  En sonunda, ''Zaman ve Tarih'' basit ve özlü sözlerden oluşmaya başlamıştı  ama şu günlerde hayatla yüzleşmek zorundayız.

  Doğaya kaşı mücadelede insanlığın kendi  özgürlüğünü tekrar kazanması için  tanrının gücünden kurtulması mümkündür.

  Ne söylüyor biliyor musun?

  Şimdiye kadar güzel bir ulus vardı.

  Ama felaketlerden çok çekti.

  Parçalara ayrıldı.

  Bana ait olan Almanya ve Almanca  şimdi bir rüya.

  İnancım, aşkım ve bu ifadeler  

Kapa çeneni!

  Çeneni çalıştırmayı durdur!

  Gecagle Bana moral ver!

  30 Nisan 1944 Berlin, şimdi herhangi bir direniş olmaksızın alındı.

  Özel bir görevimiz var.

  Son özeti ver.

  Anlamadım.

  Senin için tekrar okuyorum.

  Benden tek başına ayrılıyorsun.

  Emir emirdir anlıyor musun?

  Biliyorum.

  Asteğmen Hegel, buraya gel!

  Parkeni çıkar!

  At onu.

  Yasak olduğunu unutma.

  Qith, buraya getir onu.

  Teşekkürler, Sasha Dikkat!

  Arabulucu geldi.

  Yersiz davranışta bulunmayn.

  Dikkat!

 , İki arabulucu geldi.

  Yersiz davranışta bulunmayn.

  Dikkat!

 , İki arabulucu geldi.

  Yersiz davranışta bulunmayn.

  Başla.

  Nasıl yani?

  Merhaba.

  Merhaba.

  Kim siniz?

  Arabulucuyuz.

  Ne istiyor sunuz?

  Arabulucuyuz.

  Kapıyı açın.

  Tıpkı Shakespeare'in romanlarında olduğu gibi.

  Bu istasyonun komutanıyım.

  General Gemey bizi buraya barış görüşmeleri için gönderdi.

  Hegel'in tercümanıyım.

  Umarım artık saklanmayacaksınız.

  Meclis başkanınızı tanıyoruz.

  Bütün resmi görevlilerle konuşmak ve tartışmak istiyoruz.

  Umarım beni anlamışsınızdır.

  Alman askeri eşsiz bir idare sistemine sahiptir.

  Sizin idare sisteminden farklıdır.

  Umarım bu durumu göz önünde bulundurursunuz.

  Üstlerim karargaha bilgi vermeye gitti.

  Kış geldikten sonra

Güzel bir akşam!

  Askerlik hayatım 1.  dünya savaşıyla başladı.

  Aslında bunun hakkında konuşmak bile gereksiz.

  Üstlerine söyle onlara ikramda bulunmak istiyorum.

  Sanırım onlarla konuşabiliriz.

  Evet konuşabiliriz.

  İyi bir düşünce.

  Şekerleme!

  Diğer subaylar, danışmaya gidip gitmeyeceğinizi soruyor.

  Kişisel olarak soruyor.

  Oraya gideceğiz.

  Bizi esir alacak mısınız?

  Ne?

  Güvenliğinizi ben garanti ediyorum.

  Anlıyorum.

  Güzel bir düşünce.

  Devam edin.

  Tamam.

  Ben Milet.

  Laherb.

  Size bilgi vermeye geldim.

  Ordumuz Berlin'i çoktan ele geçirdi.

  Berlin, Amerikalıların ve Sovyetlerin aldığı kısımlar olarak ikiye ayrıldı.

  Şimdi biz buradan sorumluyuz.

  Umarım barış için bizimle işbirliği yaparsınız.

  Barışın bizlere faydası çatışma olmamasıdır.

  Savaşın bizlere verdiği acıyı hepimiz görüyoruz.

  Umarım bizimle işbirliği yaparsınız ve bu da kalıcı bir barışa vesile olur.

  Burada pek çok kadın ve çocuğun olduğunu biliyoruz.

  Umarım bunları düşünürsünüz.

  Bunlarla ilgili maddeleri size bildireceğiz.

  Ciddiyetle ilgileneceğiz.

  Konuşulmamış bazı sorunlar var.

  Şartları size göndereceğiz.

  Size bilgi vermek için yakında tekrar gelinecek.

  Geri gelmenizden sonra bazı tedbirler alacağız.

  Güvenilirlik bizim için önemlidir.

  Niçin Amerikalılarla beraber gelmediniz?

  Biliyorsunuz ki onlarla bir araya gelebiliriz.

  Nasıl bir araya geleceğiz?

  Bu en temel sorudur.

  Nazi subayı mısınız?

  Öyle olsam da bir şey söylemem.

  Bizi kandırmaya geldiniz.

  Size zorlayıcı uygulamalar getirmedik.

  Mr.

  Captain Beyler, gerçekçi problemleri konuşmalıyız.

  Berlin hakkındaki haberleri kim doğrulayabilir?

  Şunu  onlara oku.

  1074 numaralı maddeye göre teslim olmak istiyorsanız .

  seri bir biçimde hasar görmeden ilhak olursunuz.

  Ne yaptın?

  Sokaklara gittiler.

  Sonra?

  Aşağı düştüler.

  Sonra emir eri yukarı tırmandı.

  Başka bir şey var mı?

  Komutan sovyet askerleriyle konuştu.

  Ne yaptılar?

  Biraz yiyecek verdiler.

  Ve?

  Anlatmaya devam et.

  Ne verdi?

  Neydi?

  Çukulataya benzer bir şey.

  Ne!

  çukulata gibi bir şey ha.

  Doğru.

  Harikasın.

  Başka bir şey?

  Hain!

  Teşekkürler asker.

  Bunu takmaya hak kazandın.

  Komutanına sadık olacağına yemin et.

  Yemin ederim.

  Tekrar et.

  Yemin ederim.

  Tamam asker.

  Şimdi gidebilirsin.

  O hepsinden daha iyi.

  Ne var?

  Ne yapıyorlar?

  Teslim olup olmamayı tartışıyorlar.

  Bir karara varılacak.

  Onlara kalmış bir şey.

  Resmi bir cevap verilmedi.

  Zaten teslim olunacak.

  Bir yıldan daha fazla zamandır buradayız.

  Bu bir azap.

  Başlangıçı ve sonu olmayan bir azap.

  Beni endişelendiren şey teslim olduktan sonra öldürüp öldürmeyecekleri.

  Bu bir alın yazısı ve kim inanır ki?

  Karar için teşekkürler.

  Bu çok basit ve karar için acele etsinler.

  Basit değil.

  Niçin değil?

  Kendiniz vereceksiniz.

  Tüm olasılıkları göz önünde bulundurarak karar vermek zorundayız.

  Şimdi kararımız için tam zamanı.

  Ve Bizim akıbetimiz üzerinde bir taahhütte bulunmanızı umuyorum.

  Anlıyor musun?

  Yakında karar vermek zorundayız.

  Kararımızı size bildireceğiz.

  Karagahınıza geri gidin.

  Tamam.

  Kararımız  onurlu askerler  bu son şansınızı kaçırmamalısınız.

  Bizi daha fazla oyalamayın yakında harekete geçeceğiz.

  Onları yolcu edin.

  Berlin öldü.

  Neredeyiz?

  Bu taraftan.

  Durun.

  Niçin?

  Özür dilerim.

  Bekleyin.

  Geri dönmek için bekliyoruz.

  Ona kolayca sor.

  Yakında geri dönülecek.

  Nerelisin?

 Hem Almanca hem de Rusça konuşabiliyorsun.

  Choheon'da doğdum.

  Gerçekten mi?

  Rusya'ya ne zaman gittin?

  Ne kadar oldu?

 Uzun zaman önce.

  Teslim olduktan sonra serbest bırakıldık.

  Başka ne yapabiliriz?

  Ne düşünüyor sun?

  Senin üstün mü?

  Evet.

  Beklettiğim için özür dilerim.

  Sanırım hazır olmalılar.

  Gözlerinizi bağlayacağız.

  Komutanlarımızın kesin emri.

  Niçin?

  Bir nedeni yok.

  Böyle bir oyunun kuralını anlamıyorum.

  Anlamamalısın.

  Şimdi Shakespeare'in bir tecrübesini yaşadık.

  Bu gideceğiniz yol.

  Choheon'da görüşürüz.

  Bu Tanrı için.

  Alman askerleri, çok az vaktiniz kaldı.

  Yalnızca bir saatiniz var.

  Saat 7'ye kadar.

  Alman askerleri, saat 7'ye geliyor.

  Yalnızca 4 dakika kaldı.

  Size elveda demek zorundayız.

  Savaşı kaybettikten sonra bu benim 2.

  umudum.

  1 Mayıs 1944 1 Mayıs Berlin'de düzensiz bir mücadele var.

  Savaş bizim için çoktan bitmişti.

  Kahretsin.

  Biraz su alacağım.

  Gel.

  Geri mi döndük?

  Ne var?

  Pasha'ya mı vardık?

  Hayır.

  Beni dışarıya çek.

  Eminim ki yakında olacağız.

  Kuş sesine benzer bir şey duydum.

  Rahatım.

  Sabah değil mi?

  Evet Sigara içiyor musun?

  Evet.

  Ateşin var mı?

  Kendimi çok iyi hissediyorum.

  Eğer varsa bir kaç paket çıkart.

  Al bakalım.

  Alman sigarası değil.

  Çok ağır.

  Asla fransız sigarası içmem.

  Çok ağır.

  Bu hangi sigara?

  Cocoashas.

  Yalnızca 2 ay sonra  Gözlerimi açabileceğim.

  Eve gittiğim zaman.

  Rusya'ya gittikten sonra  Ne olacak?

  Ne oldu?

  Dikkat!

  Alman arkadaşlar  bugünün programında  1 mayıs Müzikle eğleneceğiz.

  İçiniz!

  Lütfen!

  994,996 997,998,999 996,997 998,999 Teşekkürler Sbaddo.

  Herkes oturarak kutlama yapabilir.

  Ne bekliyor sunuz?

  Tüm subaylar gelsin.

  Tüm subaylar   faşistlere karşı savaşın sonuna geldik.

  Sizi takdir ediyorum.

  Oturun.

  Kutluyoruz  O halde   içiyoruz.

  Gel.

  Alman subayları bu benim asteğmenim Hegel.

 Choheon'dan Alman mısın?

  Evet.

  Soyadın Hegel mi?

  Evet.

  Marci'yi tanıyor musun Hegel?

  Evet o benim babam.

  Gerçekten mi?

  Elbette.

  Gerçekten mi Hegel?

  Evet.

  Beni tanıyabildin mi?

  Evinize gelmiştim.

  Annenle birlikteydin.

  Hatırlamıyorum.

  Bir kişiydi.

  Çabuk büyümüşsün.

  İç.

  Tost söyleyebilirsin.

  Tanrı annemi korusun.

  Gecagle, ne yapıyor sun?

  Tırmanıyorum , anne.

  Çünkü kendine dikkat etmedin.

  Binlerce kez tırmandığımı düşünüyorum.

  Çünkü asla çekinmiyorsun.

  8 yaşında sigaraya başladın.

  Sanırım katlanmak zorundasın.

  14 Yaşındaydın ve her şeyden korkuyordun.

 Hala bir korkaksın.

  Şimdi başlıyor.

  Bay Inow, sizinle konuşmak istiyorum.

  Ne hissettiğiğinizi anlıyorum.

  Ama burada politik konular hakkında konuşmayı ummuyoruz.

  Bağırarak   konuşmak iyi bir şey değil.

  Özellikle de gelecekle ilgili olarak.

  Çocukken nasıl konuşa biliyordum?

  Nasıl mı?

  Çocukken mi?

  Evet.

  Ben bir öğretmenim.

  Kiev'de bir okula öğretmen olarak gittim.

  Ne öğretmeni?

  Belki Endüstrileşme ,savaşın yıkımı ve ona benzer bir şey.

  Ders için metaryel bulmak kolaydı, anlıyor musun?

  Ama  Nasıl açıklasam?

  Bizim dilimiz iki kelime.

  Goethe ve Auchestwiz.

  Bunlar asla değişemeyen iyi şeyler.

  Siz daha iyi öğretirsiniz.

  2 Mayıs1944.

 Arabamız oraya ulaşmış olmalı.

  Ve oradan da Sbaddo'ya geri geldik.

  Şuna bir bak.

  Askerler tarafından pek çok kişi götürüldü.

  Askerler mi?

  Başka ne olabilir ki?

  Gençsin.

  Ben de öyleyim.

  Kaç yaşındasın?

  41.  Burada çalışan son nesil.

  Savaştan sonra ne yapmak istiyor sun?

  Sanırım bir okula gideceğim.

  Gerçekten mi?

  Öğretmenlik yapmayı planlıyorum.

  İyi fikir.

  Sıkı çalış.

  Planda şimdi ne var?

  Umarım daha fazla savaş olmaz.

  Umarım.

 Herkesin umduğu bu.

  Gel.

  Senin için bir araba soracağım.

  Dün geceden beri midemde bir ağrı var.

  Gidiyoruz.

  Her şey yolunda mı?

  Evet.

  Kazandın!

  Bana öde.

  Bu çok ilginç bir oyun değil.

  Yeterince şanslı değilsin.

  Kumarda kaybeden aşkta kazanır değil mi?

  Hiç Yanki gördün mü?

  Hala uzaktalar.

  Burada Yanki yok.

  Karısının ona vermeyeceğinden korkuyor çünkü hiç madalyası yok.

  Doğru.

  Yankilerle konuşmalıyız.

  Bir çanak daha.

 Başçavuş.

  Sıkıcı bir oyun.

  Eğer kazanırsak oynayacağım.

  Tamam mı asteğmen?

  Hayır hiç vaktim yok.

  Sbaddo'ya dönmek zorundayım.

  Otur lütfen.

  Hava saldısından beri bir haftadır buradayım.

  Bunlar kim?

  Dünden beri buradayız.

  Bu sabah Berlin'den yeni bir saldırı başladı.

  Kahretsin.

  Onları oraya götürmek zorundayız.

  Ne yapabilirler ki?

  T-34 84mm top, 400 beygir gücünde.

  En yüksek hızı saatte 34 km.

  Onlar sarhoş.

  Ateş etmeyin.

 Biz Rus askeriyiz.

  Geri çekilin çabuk.

  Herkes dikkatli olsun.

  Yat.

  Bu taraftan.

  Çabuk arabaya binin.

  Umarım yanlış bir şey olmaz şimdi.

  3 mayıs,1945 2 Mayısta yaklaşık 30 bin Alman askeri büyük bir aceleyle ve çok sayıda kayıp vererek bu sabah batıya hareket etti.

  Orada düşmannın 3 şubesi var.

  Ve sokak aralarına dağılmışlar.

  Çaldıkları Sovyet üniformalarını giyiyor ve Sovyet silahlarını kullanıyorlar.

  Askerler arasında   yüksek rütbeli Nazi subayları var.

  Acımaya gerek yok.

  Şimdi hareket zamanı.

  Onları teslim olmaya ikna etmek istiyor musunuz?

  Evet.

  Barınak istiyor musun?

  Evet.

  Sana yardım edemem yoldaş.

  Adamlarımız Almanlara karşı hazırlanıyor.

  Emirleri göz özünde tutarak hareket etmelisin.

  Zaiyatı azaltmak için hangi yöntem olursa olsun uygulamalısın.

  Bana öyle dişlerini gösterme.

  Almanlarda böyle bir karar alacak.

  Sizi ikna edecek değilim.

  Nasıl olsa ben karar verdim.

  Burada kalacağım.

  Burası barış yeri.

  Bugün hiç bir hareketlilik görmedim.

  Hiç düşman geldi mi?

  Evet.

  O hiç bir şey bilmez.

  Maceraya ne dersin?

  Beyaz bayrak çek.

  Çok pahalı olmalı.

  Bayrak yapmak için Beyaz bir örtüye ihtiyacımız var.

  Savaşmayacağız.

  Barış için gayret edeceğiz.

  Harika.

  Tamam sana verildi.

  Sorun yok.

  Teşekkürler.

  Burada ne yapıyor sunuz?

  Hiç bir şey.

  Onların annesi.

  Onlara dikkat et.

  Gel.

  Gel.

  Gecagle!

  Almanlar geliyor.

  Dikkat!

  Alman askerleri ve subayları!

  Niçin hala savaşı kaybettiğinize inanmıyor sunuz?

  Hitler çoktan öldü.

  Daha fazla direnemezsiniz.

  Çok korkuyorlar.

  Onlara basitçe söyle.

  Alman askerleri ayrılmayın.

  Sizin için en iyi şey buraya gelmek.

  Nereye gidiyor sunuz?

  Savaş bitti.

  Gittiler.

  Müzik çal.

  Tekrar ediyorum.

  Hepiniz beraber olacaksınız.

  Tekrar ediyorum.

  Hepiniz beraber olacaksınız.

  Dikkat.

  Karar zamanı.

  Karşı gelmek veya teslim olmak sonucunu kıyaslayın.

  İyi düşünün.

  Onu bırak.

  Oyuncak değil.

  Senin oynayacağın bir şey değil o.

  Öğle yemeği vakti.

  Gidelim.

  İyi fikir.

  Takviyeye gelin.

  Rapor.

 Emirleriniz neticesinde geldim.

  Tanklar ne yapıyor?

  Gidebilirsin.

  Dinlenin.

  Burada mı kalacaksın?

  Bütün kuvvetleriniz burada mı?

  Evet.

  Adın nedir?

  Lly.

  Lama Zorla orduya katıldım.

  Evini özlüyor musun?

  Nerelisin?

  Berlin ordusu yenildi.

  Niçin teslim olmuyor sunuz?

  Artık çok geç.

  Niçin teslim olmak istemediniz?

  İmkansız.

  Seçme şansım yok.

  Ama diğerleriye çalış.

  Aslında teslim olmayı istedim.

 Ama çok geç.

  Artık çok geç.

  Artık çok geç.

  Dikkat.

  Alman askerleri gelin.

  Şimdi teslim olan 100'den fazla asker var.

  Komutanınız kim?

  Bir subayla konuşmak istiyor.

  Yalnızım.

  Kaptan Rosmath Kaptan  Czigayo Kötü değil.

 Haydi.

  Diğerleri gelmeye cesaret edemiyor.

  Onlarla konuşmama izin verin.

  Buradasınız.

  Dikkat.

  Imey.

  Hama.

  Haydi.

  Gelin.

  Fazla ertelemeyin.

  Hepimiz buradayız.

 Haydi gelin.

  Rusya'ya geri döneceksin?

  Bizimle nasıl başa çıkacaklar?

  Yere yat.

  Biliyorsun.

  Ben yalnızca duydum.

 Teyit etmek istedim.

  Hazır mısın?

  Evet.

  Vakit kalmadı.

  Geldiler.

  Ateş etmeye hazır ol.

  Ateş ediyorlar.

  Silahlarımızı sakla.

  Almanlar saldırıyor Almanlar.

  Kahretsin!

  Almanların hayatlarını ihmal etmeyin.

  Bekle, seni piç.

  Hepiniz domuzsunuz!

  Hepiniz domuz  Seni unutmayacağım!

  Seni  Karınızı çocuklarınızı hiç düşündünüz mü?

  Ailenizi?

  Size ateş edemem!

  Kahretsin.

  Onlara ateş edecek bir kalbim yok.

  Niçin düşünmüyor sunuz?

  Bu kötü değil.

  Bunu yapabilirim.

  Hepsi geçti.

  Bir başka son.

  Bunu benim için evime postalar mısın?

  Elbette.

  Hiç kuşkun olmasın.

  Ben bir Almandım.

  19 yaşımda olduğum zaman 


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar