Print Friendly and PDF

AŞK YOLUNDA...Kınamayın beni Hakkı sevenler

Bunlarada Bakarsınız

 

Kimsede dostluk eseri gördüğümüz yok; dostlara ne oldu? Dostluk ne zaman bitti? Sevenlere ne oldu? (Hâfız)[1]

Yârî ender kes nemîbînîm, yârân râ çi şud?

Dûstî key âhir âmed? Dûstdârân râ çi şud?

Hâfız, gönlün halktan aşk derdini gizlese de, gözlerinin ağlaması boşuna değil. (Hâfız)[2]

Derd-i aşk erçi dil ez halk nihân mîdâred

Hâfız in dîde-i giryân-i tu bîçîzî nîst

Beni terkine bağlayacaksan, Allah aşkına, çabuk avla. Çünkü geç kalmak âfet getirir; bu yolun tâlibine ise zarar verir. (Hâfız)[3]

Be fitrâk er hemî bendî, hodâ râ, zûd saydem kun

Ki âfethâst der te’hîr u tâlib râ ziyân dâred

Mecnun’un devri geçti; şimdi bizim devrimiz. Zaten herkesin dünyada beş günlük bir nöbeti yok mu? (Hâfız)[4]

Dovr-i mecnûn guzeşt u novbet-i mâst

Herkesî penc rûz novbet-i ûst

Şirin’in dudağına duyduğu özlem yüzünden hâlâ Ferhad’ın gözlerinden akan kanlı yaşların içinden lâle bittiğini görürüm. (Hâfız) [5]

Zi hasret-i leb-i şîrîn henûz mîbînem

Ki lâle mîdemed ez hûn-i dîde-i ferhâd

Sakinin gayretiyle birazcık canım kaldı.

Halkla sohbetten geriye vefasızlık kaldı.

Dünkü bâdeden ancak bir kadeh kaldı.

Bilmem ki ömrümden geri daha ne kaldı? (Hayyâm)[6]

Ez men ramakî be sa’y-i sâkî mânde est.

Vez sohbet-i halk, bîvefâ’î mânde est.

Ez bâde-yi dûşîn kadehî bîş nemând.

Ez omr nedânem ki çi bâkî mânde est?

Beni terkine bağlayacaksan, Allah aşkına, çabuk avla. Çünkü geç kalmak âfet getirir; bu yolun tâlibine ise zarar verir. (Hâfız)[7]

Be fitrâk er hemî bendî, hodâ râ, zûd saydem kun

Ki âfethâst der te’hîr u tâlib râ ziyân dâred

Allah aşkına. [8]

Turâ be hodâ

Allah aşkına, bu nasıl duadır? dedi. (Gulistân)[9]

Goft ez behr-i hodây in çi duâst?

Sevgilim yolculuğa çıkmaya karar verdi. Dostlar, söyleyin Allah aşkına; ne yapacağım ben şimdi?

Şu yaralı gönlüm de onun elinde! (Hâfız)[10]

Dilberem azm-i sefer kerd u hodâ râ yârân

Çi kunem bâ dil-i mecrûh ki her dem bâ ûst

Hâfız gibi Kur’ân’ı on dört rivayet üzerinden ezbere okusan dahi, imdadına ancak aşkın koşar. (Hâfız)[11]

Aşket resed be feryâd er hod besân-i Hâfız

Kur’ân zi ber behânî der çârdeh rivâyet

Hâfız gibi Kur’ân’ı on dört rivayet üzerinden ezbere okusan dahi, imdadına ancak aşkın koşar. (Hâfız)[12]

Aşket resed be feryâd er hod besân-i Hâfız

Kur’ân zi ber behânî der çârdeh rivâyet

Hafız, sevgilinin zülüflerinin ucunun mis kokusu elinde olduğuna göre sus, yoksa seher yelinin haberi olur. (Hâfız)[13]

Hâfiz çu nâfe-i ser-i zulfeş be dest-i tust

Dem der keş erne bâd-i sabâ râ haber şeved

Puthânede sevgilinin hayali olduğuna göre Kabe’yi tavafa gitmek akılca yanlış, akıl dışı. (Evhad)[14]

Der butkede çun hiyâl-i ma’şûka-i mâst

Reften be tevâf-i ka’be ez akl hetâst

Başkaları için ramazan bayramı yarınsa, bizim için şu andır. Oruç tutanlar yeni doğan ayı görürler, bizse sevgilinin kaşını. (Gazelhâ-yi Sa’dî, s. 144)[15]

Dîgerân râ iyd eger ferdâst mâ râ in dem est

Rûzedârân mâh-i nov bînend ve mâ ebrû-yi dûst

Sevgilinin huzuruna girme iznini alamazsan, bari gözlerim için kapısından bir tutam toz getir. (Hâfız)[16]

Ve ger çunanki der an hazretet nebâşed bâr

Berâyi dîde biyâver gubârî ez der-i dûst

Sevgi dolu dilberler arasında iken Yârim bana şöyle dedi, şöyle etti denilir mi hiç? (Hâfız)[17]

Miyân-i mihribânân key tevân goft

Ki yâr-i mâ çunîn goft u çenân kerd

Sevgiliyle baş başa kalınan bu geceye kadir gecesi derler. Tanrım, böyle bir devlet hangi yıldızdan gelebilirki![18]

An şeb-i kadrî ki gûyend ehl-i halvet imşebest/ Yârab in te’sîr-i dovlet der kudâmîn kevkebest?

 

Kaynak: Prof. Dr. Mehmet KANAR, Farsça Dil Seti, Farsçanın Anahtarları,  Say Yayınları , İstanbul

 

KINAMA BENİ

Bir şeyh dedi bir fahişeye: Sarhoşsun sen.

Her lahza birinin tuzağına düşersin sen.

Dedi:

Ey şeyh, ne dersen, oyum ben.

Acaba göründüğün gibi misin sen? (Hayyâm) [19]

Şeyhî be zenî fâhişe goftâ: Mestî,

Her lahza be dâm-i digerî pâ bestî.

Goftâ: Şeyhâ, herançi gû'î, hestem.

Âyâ to çonanki mînomâ'î, hestî?

Her şeyin sahibi Tanrı mademki yarattı doğayı,

Ne sebeple verdi ona eksiği, kusuru?

İyi oldu madem, neydi yıkmaktaki zoru?

Çirkin olduysa bu mahluk, bu kimin kusuru? (Hayyâm)[20]

Dârende ço terkîb-i tebâyi’ ârâst,

Ez behr-i çi û fikendeş ender kem u kâst?

Ger nîk âmed, şikesten ez behr-i çi bûd?

Ver nîk neyâmed in suver, eyb kirâst?

Kaynak: Prof. Dr. Mehmet KANAR, Farsça Dil Seti, Farsçanın Anahtarları,  Say Yayınları , İstanbul


Celali-Feyzullah Çınar
Kınamayın beni hakkı sevenler
Rüzgar esmeyince dal uyanır mı
Külli boş değildir aşka düşenler
Katre düşmeyince sel uyanır mı

Bütün kainatın perverdigarı
Mevla her kuluna vermez bu kârı
Gün be gün artıyor bülbülün zarı
Goncasız gülşene gül yamanır mı

Buldu Celali'yi kırklar yediler
Öğretip erkanı hizmet verdiler
Haşre dek bu çarkı çevir dediler
Sormadım ki buna kul dayanır mı






[1]یاری اندر کس نمی بینیم ، یاران را چه شد؟
دوستی کی آخر آمد؟ دوستداران را چه شد؟
[2]درد عشق ارچه دل از خلق نهان می دارد
حافظ ای دیدهء گریان تو بی چیزی نیست
[3]به فتراک از همی بندی ، خدا را ، زود صیدم کن
که آفتهاست در تأخیر و طالب را زیان دارد
[4]دور مجنون گذشت و نوبت ماست
هرکسی پنج روز نوبت اوست
[5]ز حسرت لب شیرین هنوز می بینم
که لاله می دمد از خون دیدهء فرهاد
[6]از من رمقی بسعی ساقی مانده است
وز صحبت خلق بی وفائی مانده است
از بادهء دوشین بیش نماند
از عمر ندانم که چه باقی مانده است
[7]به فتراک از همی بندی ، خدا را ، زود صیدم کن
که آفتهاست در تأخیر و طالب را زیان دارد
[8]ترا به خدا
[9]گفت از بهر خدای این چه دعاست؟
[10]دلبرم عزم سفر کرد و خدا را یاران
چه کنم با دل مجروح که هر دم با اوست
[11]عشقت رسد بفریاد ار خود بسان حافظ
قرآن ز بر بخوانی در چارده روایت
[12]عشقت رسد بفریاد ار خود بسان حافظ
قرآن ز بر بخوانی در چارده روایت
[13]حافظ چو نافهء سر زلفش بدست توست
دم در کش ارنه باد صبا را خبر شود
[14]در بتکده چون خیال معشوقهء ماست
رفتن به طواف کعبه از عقل خطاست
[15]دیگران را عید اگر فرداست ما را این دم است
روزه داران ماه نو بینند و ما ابروی دوست
[16]وگر چنانکه در آن حضرتت نباشد بار
برای دیده بیاور غباری از در دوست
[17]میان مهربانان کی توان گفت
که یار ما چنین گفت و چنان کرد
[18]آن شب قدری که گویند اهل خلوت امشب است
یارب این تأثیر دولت در کدامین کوکب است؟
[19]شیخی به زنی فاحشه گفتا مستی
هر لحظه بدام دیگری پا بستی
گفتا شیخا هرآنچه گوئی هستم
آیا تو چنانکه می نمائی هستی؟
[20]دارنده چو ترکیب طبایع آراست
از بهر چه او فکندش اندر کم و کاست؟
گر نیک آمد، شکستن از بهر چه بود؟
ور نیک نیامد این صور، عیب کراست؟

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar