Print Friendly and PDF

Sanat Yapmak İçin Romanın İçine Etmek

 

“Fellini beni tamamen memnun ediyor.
O gerçek bir sinema hayvanı."  
 Luchino Visconti

Roma İmparatorluğu’nda “kültürel ve sosyal bir erdem” ya da “erdem benzeri” veya “kadim Roma erdemlerinin bütünleyici ögesi” olarak ortaya çıkan urbanitas’a karşı, Petronius’un satirik, komik ve gerçekçi bakış açısını tamamen yansıtan Satyricon’u..

Ve Roma için söylenmiş söz… “ İsa'dan önce” Fellini'den sonraki Roma”

Fellini Satyricon (1969) da bu.

Romayı medeniyetten çıkarıp LSD psychedelic inde olmadık hallere dönüştüren Fellini…

Meslekte tanınmanın doruklarına ulaşmış bir yönetmen ne yapabilir? Kimsenin yapmaya cesaret edemediği şeyleri… riskli bir denemesi... olan bu film.

Konu yok, karakter yok, ahlaki ders yok, güneş ışığı bile yok. Ziyafetler, cinsel zevkler, ölümler, mitler, karmaşık ritüeller, kalın renklerin, anlaşılmaz dillerin, garip müziğin saçma bir kaleydoskopunda karıştırılmış. Antik Romadaki cinsel devrim  - ve neredeyse tüm kahramanlar eşcinsel aşkı aramanın peşinde – Sanki bugün için hayal gücünü zorlamak. Şeytanın bile bulunmaktan kaçtığı bir ortam. Roma tanrıları bile, bu filmden sonra   Roma'yı terk etmişlerdir.

  Roma için “ İsa'dan önce” Fellini'den sonra -   sloganı bir kez daha sanatçının iç dünyasındaki sonu gelemez fantazyasını açığa vuruyor. Fantastik görüntüler bazen halüsinojenik sanrılar gibi görünüyor ve bu tesadüf olamaz   Bu nedenle yönetmen LSD kullandığını kendi de itiraf etmiştir.  

İzleyen ne kadar okumuş biri olsa   film için  ilginç olmayan, anlaşılmaz, oldukça ağır ve bir tür kokuşmuşluk, çok renkli boşluk izlenimi vermekte…

Antik Roma için,   Amerikalı film yapımcıları, Roma uygarlığın büyüklüğünü, görkemli sahneler inşa ederek ve birinci derecedeki yıldızları ana rollere davet ederek, güzellikleri ve karizmalarıyla izleyiciyi kendine çekiyorken,  Fellinide sapıklığın zirvesinde bir Roma çiziyor  olması    bir tezat oluşturuyor. Yahut Fellini bu filmle Roma nasıl yıkıldı demeye de getirmiş olabilir mi?. Fellini'nin  çamurda boğulan eski toplumun ahlaksızlıklarının özürlü karakterleri yüzeye çıkardığını ve olumsuz niteliklerini abarttığını,  bir şekilde göstermek mi istedi, meçhul…

Güç, para, ihanet, uyuşturucu ve alkol. Ahlaksızlık, cinsel zevkler, acımasızlık ve çok daha fazlası, yok yok…Bazıları  Federico Fellini'nin bu filminde bize   "bugünün" gerçek resmidir...diyorlar! Dünya bunlara bir o kadar batmış durumda,  kendimiz farkına varmıyoruz, bu yüzden kendimizi daha da kötüleştiriyoruz. Dikkat edelim mi?

Düşüncesi ne olursa olsun Fellini için anlatının ahenkli tutarlılığı esas değildir ve bu nedenle ekranda gerçekleşen eylemler ile mantıksal bir süreklilik arasında bir ilişki olmayınca zihinlerde kalan İşte fuhuş ve ahlaksızlık batağında Roma başka fikir bırakmıyor. Evet batmanın nedenleri arasında ahlaksızlık ve fuhuş var ama Romayı yıkan diğer nedenler unutulmamalı...Entrikalar, hırslar...

 Sanat yapmak insanın iç dünyasındaki her şeyi dışa savurması, uluorta kazuratını boşaltmak, insanlık için bir değer olmamalı.

Dünya da  ahlak, sevgi değerlerini, eğitimin ve dostluğun gücünü de göstermeyi unutmamalıyız.

Not: Filme bakın sonra bu tezi inceleyin Petronius’un Satyricon u ile Fellini Satyricon (1969) birbirine ne kadar benziyor ki…

 

Petronius’un Satyrica’sı Üzerine

Yazan: Dr. C. Cengiz Çevik

A.   Satyrica’nın Tarihi ve Fiziksel Yapısı

Tacitus’un Annales 16.17-20’de kısaca betimlediği kadarıyla önce Bithynia’da proconsul, daha sonra İ.S. 62’de ise consul olan ancak imparator Nero’nun keyiften sorumlu bakanlığını ve eğlence eksperliğini yapmasıyla ünlenen Titus Petronius Niger Arbiter (kısaca Petronius) kaleme aldığı roman türündeki bir eserle Latin edebiyatının bu yazın türündeki en önemli temsilcilerinden biri olmuştur: Roma’nın önemli tarih yazarları Petronius’un kaleme aldığı Satyrica başlıklı bu eserden hiç bahsetmemiştir, ne yazarın yaşamından bahseden Tacitus, ne de ondan az da olsa bahseden Plutarchus ve Yaşlı Plinius.[1] İmparator Nero döneminde, bizzat imparator için kaleme alındığından, ihtimaldir ki, çok az (belki de sadece bir tane) kopyasının basılması, eserin Eskiçağ’da pek bilinmemesini sağlamış olabilir.[2]

Eserin başlığı olarak Satyrica (“Satyricon libri” yani “Satyrica kitapları”) ismi kabul edilmiştir.[3] Satyrica “Satirlerin öyküleri” olarak Türkçeleştirilebilir.[4] Günümüze fragmanlar şeklinde ulaşan bu eserin 14., Cena Trimalchionis (“Trimalchio’nun Yemeği”) başlığıyla bilinen ve elimizdeki metnin üçte birini oluşturan kısmın yer aldığı 15. ve son kırk bölümü ihtiva eden 16. kitabına sahibiz. J. P. Sullivan’ın yorumuna göre eserin orijinal metni dört kitaptan oluşmakta olup dört yüz bin sözcük içermektedir[5] ancak bunun tartışmaya açık bir yorum olduğunu da söylemek gerekir. Peki, eserin geri kalan kısmı niçin elimize ulaşmadı? Bu konuyla ilgili olarak farklı değerlendirmeler yapılabilir, örneğin elimize ulaşmayan diğer kitaplar okuyucular ya da eseri kopyalayıp çoğaltanlar tarafından beğenilmemiş, aşırı ahlaksız bulunmuş ya da (okunmaya değmeyecek ölçüde) yeterince ahlaksız bulunmamış olabilir.[6]

Metnin fiziksel yapısının tarihine baktığımızda, 12. yy.’da Salisbury’li John’un, Satyrica’nın elimizdekinden daha fazla kitabına sahip olduğunu görüyoruz, ayrıca Cena Trimalchionis bölümü Dublin ve Cambridge’te de biliniyordu. On beşinci yüzyılda ise Poggio gibi elyazması toplayıcıları Cena’nın tek kopyasını keşfedip sonra yeniden kaybetmiştir.[7]

Satyrica’nın elimizdeki bölümlerine (ve onların bulunduğu elyazmalarına) baktığımızda -yukarıda genel hatlarıyla sunduğumuz bilgilerin de ışığında- Petronius’un, eserin sonuna doğru belli bir konu ve hikâye bütünlüğü sağlamaya giriştiği ve -yukarıda da dediğimiz gibi- sadece bu bölümlerin okuyanlarda ve kopyalayanlarda ilgi uyandırdığı söylenebilir. Metni taşıyan dört elyazması grubunun içeriğini şu şekilde özetleyebiliriz: (1) L adı verilen elyazması grubu daha müstehcen yazıları içermekle birlikte, buradaki fragmanlar çoğu kere konudan bağımsızdır. (2) O adı verilen elyazması grubu daha kısa ancak hikaye örgüsüne daha bağlı olan diyalog ve şiirlerden oluşmaktadır. (3) H adlı verilen tek bir elyazmasında Cena Trimalchionis başlıklı bölüm (26-78 bölümler) bulunur. (4) Farklı yazarlara ait kısa edebî metinlerden oluşur.[8] G. Schmeling’in de bildirdiği gibi, birçok editör ve filolog sayesinde (örneğin Konrad Müller 1961-1995 yılları arasında eserin günümüzdeki en son çatısını oluşturmuştur), bu denli eksik ve karmaşık yapıda günümüze ulaşan Satyrica’nın ilgili bölümleri belli bir düzene sokulmuş ve en nihayetinde metin bütünlük içinde okunabilir olmuştur ancak unutmamalı ki, eserin elimizdeki düzeni ve sırası ile yazarı Petronius’un belirlediği düzen ve sıranın aynı olup olmadığı bilinmemektedir.[9] 141 bölümden oluşan fragmanlar şeklindeki bu esere, kimisinin Petronius’a, kimisinin ise başkalarına ait olduğu düşünülen 50 fragman daha eklenir.[10]


B.   İçerik Bakımından Satyrica


Yukarıda da söylediğimiz gibi, elimizde 24 kitaptan oluşan eserin 14. ve 16. kitabının bir kısmıyla 15. kitabının tamamı bulunmaktadır. Eser elimizdeki bu haliyle 9 kısımdan oluşmaktadır: (1-6 bölümler arası) Retorik / eğitimin çöküşü üzerine bir tartışma; (7-11) Fragmanlar halinde üçlü aşk çekişmesi; (12-15) Çalınan pelerinler ve altın paralar; (16-26) Priapus rahibesi olan Quartilla ile cinsel ilişki; (26-78) Trimalchio’nun yemeği; (79-99) Şair Eumolpus’un Ascyltus yerine aşk üçlüsüne dahil olması; (100-115) Lichas’ın gemisi ve gemi kazası (Güney İtalya); (116-124) Croton’a yolculuk, Eumolpus’un destanı; (125-141) Eserin kahramanlarının miraskovalayıcıları (captatores) tarafından rahatsız edilmesi.

Eserde anlatılan hikâyenin temelinde çalışmadan sadece çalan, zenginliğe ve zenginlere dalkavukluk yapan, düzenbazlığa bulaşan ve cinselliği ticarete dökmüş Encolpius ile arkadaşlarının yaşadıkları yatar. Bu karakterler toplum tarafından itilmiş olmasına rağmen kötücül ya da günahkâr olarak resmedilmez, anakronik bir tespit yaparsak, hepsi daha çok, “Damon Runyon türü” başarısız hırsızlar gibidir.[11] Eserdeki herbir sahne ve bölüm okuyucuya bir edebî türü ya da temayı hatırlatmak için yazılmış gibidir, örneğin 12-15. bölümler Yeni Komedi’nin bir örneğidir; 16-26 Priapea nesiri ya da Parthların Romalı memurların çantalarında bulup da şaşırdıkları türden (Plutarchus, Crassus 32) kısa hikâyeler gibidir; 126 vd. Odysseus-Circe ilişkisini anımsatırken, 80 iki homoseksüel erkek kardeş arasındaki kavgayı, Eteocles ile Polynices’in kavgasını andırarak anlatır. Cena Trimalchionis başlıklı bölümde ise anlatıcı olarak Encolpius Trimalchio ile arkadaşlarının gösterişli ve ahlaken sorunlu yaşamını gözler önüne sererken, okuyucular Platon’un Symposium’unu, Horatius’un Cena Nasidieni’sini (Satira 2.8) ve benzer nitelikli diğer yapıtları anımsayabilir.[12]

Satyrica Agamemnon ile Encolpius’un eğitimin kötü durumu üzerine yaptığı tartışmayla açılır (1-6), fragmanlar halinde olan bu bölümden sonra Encolpius ve dostu Ascyltus oğlan Giton’a kimin sahip olacağı konusunda tartışmaya girişir (7.11). Bu aşk üçgeninin hikâyesi parasız kalıp çalmış oldukları pelerini satmak zorunda kaldıkları başka bir hikâyeye doğru evrilir (12-15). Yeni Komedi’yi anımsatan bir sahnede Ascyltus pelerini sahibine teslim edip altın paralar taşıyan bir tunik alır. Eserin devamında Priapus rahibesi olan Quartilla’nın tehditlerini, kopardığı yaygarayı, döktüğü gözyaşları ve süründüğü kokuları okuruz, rahibe Encolpius’u, Priapus ritüellerine karşı saygısızlık yaptığı (günah işlediği) yönünde suçlar (16-26). Agamemnon aşk üçlüsünü zengin Trimalchio’nun ziyafetine davet eder ve bu gösterişli ziyafet uzun bir şekilde anlatılır. Trimalchio tatsız eğlencelerle, akrobatlarla, şarkıcılarla, yiyecek ve içeceklerle misafirlerine aşırılığın türlü örneklerinin sergilendiği bir gece geçirtmeye çalışır (26-78). Altıncı sahne (79-99) Ascyltus’un yerini alan şair Eumolpus’u tanıtır, karakterler Puteoli yakınlarından güneydeki Croton’a hareket eder, Eumolpus da zengin bir adamın oğlunu nasıl sömürdüğünü anlatır. Encolpiıus, Giton ve Eumolpus bir gemiyle Puteoli’den ayrılır, geminin kaptanı ise geçmişte Encolpius tarafından soyulmuş ve eşi yine onun tarafından taciz edilmiş biridir (100-115). Eumolpus gemide “Ephesus’un Dulu” hikâyesini anlatır, bir fırtına çıkar ve gemi enkaza döner. Bir sonraki bölümde, Croton’a varana dek, Eumolpus Caesar ile Pompeius arasındaki iç savaşın kısa destanını anlatır arkadaşlarına (116-124). Karakterlerin parasız bir şekilde Croton’da geçirdikleri vakit eserin son konusunu oluşturur (125-141).


[1] G. Schmeling, “Petronius and the Satyrica”, Ed. by H. Hofmann, Routledge (Taylor and Francis Group), London and New York, 2005, s.19.


[2] K. F. C. Rose, The Date and Author of the Satyricon, E. J.Brill 1971, s.41.


[3] K. Müller (ed.), Petronius – Satyrica, Artemis, Munich 1983, s.491-2.


[4] G. Schmeling, A.e.


[5] J. P. Sullivan, The Satyricon of Petronius: A Literary Study, Faber and Faber, London 1968, s.36.


[6] G. Schmeling, A.e., s.20.


[7] G. Schmeling, A.e.


[8] G. Schmeling, A.e.


[9] G. Schmeling, A.e.


[10] G. Schmeling, A.e.


[11] G. Schmeling, A.e., s.21.


[12] G. Schmeling, A.e.


Fellini Satyricon (1969)

128 dk

Yönetmen:Federico Fellini

Senaryo:Petronius, Federico Fellini, Bernardino Zapponi

Ülke:İtalya

Tür:Dram, Fantastik, Tarihi

Vizyon Tarihi:03 Eylül 1969 (İtalya)

Dil:İtalyanca, Latin

Müzik:Tod Dockstader, İlhan Mimaroğlu, Nino Rota

Nam-ı Diğer:Satyricon | Fellini Satyricon

Oyuncular

Martin PPotter

Hiram Keller

Max Born

Salvo Randone

Mario Romagnoli

Tüm Kadro

Özet

Petronius'un Hristiyanlık öncesi Roma'daki hayatı tasvir eden, yarım kalmış klasik metinlerinden yola çıkan Satyricon, efsane yönetmen Federico Fellini'nin belki de en anarşik eseri.

 

Tam olarak bir hikaye örgüsü ya da anlatımcı kaygılardan uzak bu filmde Romalıların pek ahlakçı olmayan, hedonist ama çok renkli hayatlarına Encolpius isimli bir öğrenci ve ardaşı Ascyltus'un gözünden bakıyoruz. Belki de filmin tek dayanak noktası olan ikilinin seks, din, eğlence üzerine tartışmalarına ve kelimenin tam anlamıyla tuhaf -bizarre- bir takım durumlara düşmelerine şahit oluyoruz.

Fellini'nin antik Roma'ya yaptığı bu fantastik yolculuk, kuşkusuz izleyene hoşça vakit geçirtmenin ötesinde ödüller de barındırıyor. Bunun dozu ise seyircinin kendi donanmışlığıyla ölçülecek!

Altyazı

SATYRICON

Dünya, ne beni cehennem çukuruna çekmek için, ne de   denizin öfkesiyle beni içine çekmesi için yönetilmedi.

 Ben kanundan kaçtım ve arenadan firar ettim.

 Ellerini sadece bu sona kadar kana buladım   ülkemden yoksun bırakılarak   sürgün edildim, terk edildim.

 Ve kim beni yalnız kaldığım için ayıplayabilir ki?

 Tüm ahlaksızlıkları bünyesinde barındıran   kendi itirafları ile sürgüne gönderilmesi gereken birisi.

 Ascyltus!

 Özgürlüğünü kazanan genç bir adam ve şimdi onu korur, fahişeliğe doğru.

 Kendi gençliğini kumarda kaybeden biri.

 Bir erkek olarak ilerleme kaydedebileceği zaman bile kendini kadın olarak satan biri.

 Ve o o...pu Giton?

 Virile Toga gününde kadınların kıyafetlerini giydi.

 Onun annesi zaten onu erkek gibi davranmaması için ikna etmişti.

 Hapishanede o bir o...puydu,   en köklü arkadaşlıkları bile terk etmeye eğilimi olan bir fahişe.

 Onun adına utanın!

 O rezil birisi!

 Ve şimdi, kendi kollarında birbirlerine sarılarak   tüm geceyi birlikte geçiriyorlar ve   bana gülüyorlar.

 Ama yemin ederim ki bu böyle bitmeyecek.

 Seni sevdim, Giton, ve hâlâ seviyorum.

 Seni diğerleri ile paylaşamam, çünkü sen benim bir parçamsın.

 Sen benimsin, sen benim ruhumsun.

 Benim ruhum sana ait.

 Sen güneşsin, sen denizsin, sen tanrılarsın.

 Şanlı Ascyltus, kendi avı ile kaçtı.

 Her ne olursa olsun seni bulmak zorundayım   yoksa ben erkek değilim.

 Ascyltus!

 Encolpius bana bakıyor.

 İntikamını almak istiyor.

 Onun küçük arkadaşını entrikalar ile elinden aldım.

 Ama o kandırılmayı hak etti.

  arka sokak katili   avlanan bir kuş gibi, parıldayan her şeyi çalmaya hazır.

 Uyurken, şarapla sarhoşken, Giton'u onun altından aldım ve   en tatlı geceleri onunla birlikte geçirdim.

 Arkadaşlık koşullar uygun olduğu sürece sürebilir.

 Ben böyle düşünüyorum.

 İlk önce çocuk, benim onun çiçeği olmadığıma ikna etmeye çalıştı.

 Belki de uyumak istedi.

 Ama ben kılıcımı çektim ve ona  "Eğer sen Lucretia isen, Tarquin'ini buldun.”

 dedim.

 Bugün ünlü bir oyuncu.

 Kim bilmez ki onu?

 onu satın almak için teklif edilen.

 Para açısından bakacak olursak küçük kölemi geri verdim.

 Ardından, ben şehirde gezinirken, nazik yaşlıca bir adam   bana yaklaştı ve beni hamamlara götürdü.

 Karanlık bir köşede bana dokunmaya başladı.

 Bunda çok ısrarlıydı.

 Ama ben Encolpius'un geldiğini gördüm, öfkeden mora dönmüş bir şekilde.

 Ya kendimi savunmak zorunda kalacaktım ya da kaçmak.

 Beni mi arıyordun, Encolpius?

 İşte buradayım.

 Giton nerede?

 Sana Giton nerede dedim!

 - Seni öldüreceğim, seni o...pu!

 - Onu sattım.

 - Giton nerede?

 - Onu Vernacchio'ya sattım, şu oyuncuya.

 Alkış, alkış, alkış.

 Ve bununla hata yapan kolumu cezalandıracağım.

 Kim bizden daha da şanslı?

 Kutsal Sezar'ın yeni mucizesini görmeye gidiyoruz.

 Gel!

 Sezar, onun yüce ruhu ile   ve Eros, binlerce çekici yönü ile, dünyaya geldiler.

 Vernacchio  Seni herkesin önünde alenen suçluyorum.

 Performansına bir son vermelisin.

 Ah, bir efendimiz var!

 Şimdi bir efendimiz de var!

 O çocuk benim.

 Onu bana geri vermek zorundasın.

 Sen saygısız mısın?

 Senatör müsün?

 Hadi ayağa kalk, benim yakışıklı genç adamım.

 Vernacchio'nun evi herkese açıktır.

 Hadi gel  Bekle.

 Öncelikle ailemle tanışmanı istiyorum   ve kölelerimle   köpeğe dikkat et!

 Giton, çabuk, hadi gidelim.

 Ama o güzel biri.

 Ve o kasları!

 Bana 35 dinara mâl oldu.

 Yavru bir domuz onunla aynı ağırlığa sahip olmasına rağmen bana daha pahalıya mâl oldu!

 Dinle, Vernacchio  Ünlü bir aktör olduğunu biliyorum   ve daha henüz senin pek çok yeteneğini gördüm   ama tekrar ediyorum, çocuk benim.

 Onu sana satan piçin, bunu yapmaya yetkisi yoktu.

 Sana yüksek mahkemeye başvurup vurmayacağını soruyorum.

 Bu işe yaramaz.

 Giton benimle birlikte ayrılacak.

 Oğlanı 40 çeyrek dinara alacağım.

 Benden 45 çeyrek!

 Ben 60 veririm.

 Efendim, bu oğlan bir eşten daha fazlasıdır.

 Ve hangi özgür vatandaş eşini satar?

 O temiz ve akıllı biri.

 Her zaman ateşi parlatmaya gelirim eve.

 Ve onu yüce tiyatro sanatı için eğitiyorum.

 Kadın rollerini ne kadar başarılı bir şekilde oynadığını göreceksiniz  Menelaus'un Helen'i, sadık Penelope, Cornelia.

 Bu kadar hazinenin bir ücreti yok!

 Sana bu adam için ne ödediysen onu vereceğim ve daha fazlası yok!

 Gilton benimle birlikte ayrılıyor.

 Hayır, asla!

 Vernacchio, davranışların, çekilmez olmaya başlıyor.

 Seni zaten bir kere Sezar hakkında yaptığın şakalar yüzünden cezalandırdık   ama sen başını belaya sokmaya devam ediyorsun.

 Bırakın genç adam kölesine sahip olsun   yoksa yarın tiyatronu yakıp yerle bir edeceğim.

 Bu doğru değil, Vernacchio.

 Dikkat et, Vernacchio, kibirliliğin yüzünden yorulduk.

 Lütfen, efendim, size yalvarıyorum, lütfen tiyatromu yıkmayın.

 Size yalvarıyorum!

 Vernacchio uysaldır, Vernacchio itaatkârdır  Sezar bile bilir bunu!

 Bakın kim burada.

 Calpurnia, nerede yaşıyoruz?

 Ne demek istiyorsun, nerede?

 İşte, benim güzel oğlanlarım.

 İşte burada.

 Hadi, gidelim ve küçük kız kardeşleri görelim.

 Hadi çabuk!

 Buraya gel, hadi ama!

 Bugün senin için şanslı bir gün.

 Doğurgan bir gelin mi istedin?

 Bu karaciğerin kırmızımsı kahverengi tonu   bu kadının hamile olduğunu söylüyor.

 Dur bakalım, "Mavi Gözlü".

 Bunu daha önce hiç duydun mu benden?

 Her yerde.

 Sen çok ünlüsün.

 Giton  İşte, benim eski arkadaşım   bu da ne?

 İkiniz için bir çadır mı?

 Dinle, Ascyltus, bundan böyle sadece arkadaş olmak çok zor.

 Yani, bırak paylaştığımız malımızı bölelim   ve sen de daha şanslı ol.

 Kendi bölünmüş yolumuzda ilerleyeceğiz.

 Sen hâlâ eğitim görüyorsun  Ben de.

 Biz tüm şehrin gülen stoku olmaya başlıyoruz.

 Neden bugün biz efendiyle konuşurken kaçtın?

 Başka ne yapabilirdim ki?

 Açlıktan ölüyordum.

 Planlarının üzerinde durmanı istemiyorum   seninle yarışmak ta istemiyorum, ben kendi yolumda gideceğim.

 Güzel, o zaman işlerimizi ayıralım.

 Bu benim, bu da senin.

 Ayna  Benim.

 O benim!

 Ve şimdi, gel oğlanı ayıralım!

 Ascyltus, şaka yapıyor olmalısın.

 Bırakalım o karar versin.

 Seninle.

 Ganymede  Narcissus  Apollo, genç erkeklerin gölgesini birer çiçeğe dönüştüren kişi.

 Tüm mitler bize, rakipsiz evliliklerin   aşklarından bahseder.

 Ama ben kalbimin derinliklerine acımasız bir ziyaretçi aldım.

 Ben şairim.”

Neden bu kadar fakir giyiniyorsun?

" diye sorabilirsin.

 Tam olarak nedeni şu ki   sanat aşkı kimseyi zengin yapmaz.

 Neden bilmiyorum, ama yoksulluk daima üstün yeteneğin kız kardeşidir.

 Benim adım Eumolpus.

 Bu galeride gördüğünüz şaheserler, enerji yoksunluğumuzu doğrular nitelikte.

 Bugün kimse bu şekilde nasıl boyanacağını bilemez.

 O zaman bu kötü duruma ne getirdi?

 Parayı arzulamak!

 Bir zamanlar, insanların idealleri birer erdemdi, saf, katıksız ve basit.

 İşte bu yüzden liberal sanatlar ilgi çekiyor.

 Eudoxus bir dağın tepesinde, gezegenlerin hareketlerini inceleyerek yaşlandı.

 Lysippus tüm hayatı boyunca aynı modeli çizmeye devam etti   ve açlıktan öldü.

 Ama biz, içiciliğimiz ve fahişeliklerimizle   bu şaheserlerin varlığından bile bihaberiz.

 Peki diyalektik tartışmaya ne dersin?

 Astronomiye ne oldu?

 Ya bizim tek rehberimiz felsefe nerede?

 Apelles ve Phydias'ın altın kâseler   üzerine yaptığı güzellikleri gördükten sonra   resim sanatının ölmesine hiç şaşırmadım.

 Şu şapşal Yunanlar!

 Onun toprakları her şeyi veriyor: Yün, limon, baharatlar: Tavuğun sütünü mü arıyorsun?

 O buna sahip olacaktır: Bundan önce nasıldı?

 İnan bana, ondan bir parça ekmek bile alamazsın: Şimdi kendisinin bile ne kadar olduğunu bilmediği kadar zengin biri o.

 Ve kendisinin bir şair olduğunu düşünüyor.

 Ama onun dizelerinde bir damla bile şairlik yok.

 Ve o piçin beni nasıl çağırdığını biliyor musun?

 "İş arkadaşı", "Kardeş"  "Ruh ikizi", diyor.

 Onun masasında en iyi sandalyeye sahibim.

 Onun diğer ziyaretçilere sunmadığı şarabından içerim.

 Sen işkenceden kaçtın çünkü sen bir Romalısın   ama benim kendi kölelerimden dayak yiyeceksin!

 Senin ağzın bir lağım çukuru!

 Kırbaçlanacaksın ve kemiklerin kırılacak, seni köpek!

 Zaten senin o pezevenk oğlunun kemiklerinin daha önce kırdım.

 Seni hapishaneye attıracağım!

 Senin asılman gerek!

 Unut gitsin, Venüs bile şaşıydı!

 Eumolpus, sen de geldin, kardeşim.

 Senin kişiliğin beni duygulandırıyor   çünkü sen de benim gibisin.

 - Çok naziksin.

 - Yetenekli adam.

 Biz şairler gerçek arkadaşlıklara sahibizdir.

 Ve siz ikiniz de kimsiniz?

 Şarabı denemelisin.

 Onurluca yap.

 Balık yüzmek zorundadır ama   Tanrılara şükürler olsun ki bir şey satın almak zorunda değilim.

 Tüm bu lezzetli şeyler benim kendi memleketimden geliyor   adı her neyse.

 Terracina ile Taranto arasında bir yerlerde olduğunu söylüyorlar.

 Sicilya'yı geçmek zorundayım   çünkü Afrika'ya bir seyahat yapmak istiyorum.

 Yürüyerek mi, at sırtında mı yoksa denizden mi olup olmayacağı önemli değil  Tıpkı "Amaçsız Ulysses" gibi olan şehrimi   asla terk etmek istemedim.

 Alıntımı beğendin mi?

 Yemek masasında bile bu klasikler tam otururdu.

 Bu tıraş ettiğim ilk sakaldır.

 Ben on dördümdeyken tamamıyla büyüdüm.

 Ve bunlar da benim mallarımı koruyan   koruyucu tanrılarım.

 Mükemmel İş, Mükemmel Memnuniyet ve Mükemmel Kâr   tanrıları memnun edebilir.

 - Hangi birliktensin sen?

 - Kırkıncı.

 Burada mı doğdun yoksa seni satın mı aldım?

 İkisi de değil.

 Pansa kendi isteğiyle beni sana verdi.

 Bunu iyi pişir.

 Eğer yapmazsan, seni genel birliğe göndereceğim.

 Kavgaya tutuşmuş bir zengin ve bir fakir adam vardı.

 Fakir adam ne?

 Bu iyi olanı!

 Ben avlanmaya gidiyorum.

 Günışığı yavaş yavaş kayboluyor.

 Göz açıp kapayıncaya kadar, gece olacak  Yataktan akşam yemeğine gitmekten daha güzel bir şey yoktur.

 Çok soğuk olmuş ki bu hamam beni iyice ısıtıyor.

 İnsanlar, sineklerden bile değersizdirler, çok daha değersiz.

 Onların kesinlikle karşı oldukları şeyler vardır   en azından, bir kabarcığın direnebileceği kadar.”

Bugün burada, yarın başka yerde" der benekli domuzu olan çiftçi.

 Elleri altına kavuşur, saçları bir kargadan bile siyahtır.

 70 yaşından da büyüktür ve hâlâ büyümeye devam ediyor.

 Köpeği bile onun etrafında güvende değildi.

 Ne?

 Zaten pişirdin mi bunu?

 Bağırsaklarını bile temizlemeden mi?

 Ve sen bana bunu bu şekilde getiriyorsun öyle mi?

 Mutfaktan çağırarak!

 Sen bunun tümünü  Bağırsaklarını çıkarmadan pişirdin, öyle mi?

 Acıyın, efendim, acıyın bana!

 Onu bağlayın ve kırbaçlayın!

 Bir hata yaptım.

 Lütfen beni bağışlayın!

 Bağışlayın onu, bağışlayın onu!

 Ne için bekliyorsun, seni zavallı?

 Bağırsaklarını çıkart, şimdi!

 Ne muhteşem!

 Ardıçkuşları, dolgun tavuklar, katı kuşlar!

 Sosis ipleri  Tüyleri yolunmuş güvercinler  Salyangozlar, karaciğerler, jambon, sakatat  Komik olan nedir?

 Efendimin aşırılığını beğenmiyor musunuz?

 Sen zengin misin?

 Bundan daha iyi ziyafetler verdin mi?

 Dangalak, hergele, serseri.

 Gülmeye cüret mi ediyorsun?

 Sen düşüncesiz misin?

 Bu beni imparator'un oğlu yapacaktı!

 Baban sana keçi aldı mı?

 Gülüyordum çünkü komikti.

 Kendi sidiğinden bile değersizsin  ve kokuyorsun!

 Özgürlüğünü satın aldın mı?

 Ben özgürüm.

 20 ağız ve bir köpek besliyorum.

 Karımın özgürlüğünü satın aldım   ve şimdi hiç kimse adamın ellerini kadının memelerinden söküp alamaz.

 Ama sen ne yapıyorsun?

 - Eğer ona cevap verirsen, sadece  - Sadece suda osurmuş olacaksın  Bu kadar saçmalık yeter, Hermeros.

 Biraz sabırlı ol.

 Çocuk henüz genç ve kanı kaynıyor.

 Sen de genç bir tavukken, onun gibi böbürlenirdin.

 Bize biraz Homer oku!

 Başla hemen!

 Yemek yerken Yunanca duymaktan hoşlanırım.

 Eumolpus, kardeş şair, hikâyeyi anladın mı?

 Diomedes ve Ganymede kardeşken   Helen onların kız kardeşiydi.

 Agamemnon onu kaçırdı   ve Ajax deliye döndü.

 Eumolpus, otur ve birkaç bardak daha devir.

 Sizi uyuz köpekler!

 Bir köle kadar bile değerin yok!

 Özgürlüğünün 20'de birini ne zaman ödedin?

 Lağım o...puları!

 Göt yalayıcılar!

 Bok yiyiciler!

 Eumolpus, rahatla.

 Biz şairlerin zor zamanları vardır  Yazdığım birkaç dizeyi dinle  

"Beklemediğin şeyler Kader tarafından sana geri döner.

 Ve yükseklerdeki şans Bizi adım adım iyileştirir.

 Saki, zaman kaybetmez.

 Gel ve bize biraz daha şarap sun.”

 

Yeni Horus.

 Aramızda yeni bir Horus var.

 Git ve dans et.

 Beni sinirlendirme  Git ve dans et!

 26 Temmuzda, Kyme'nin Trimalchio'nun arazisinde  30 erkek ve 40 kadın, aynı günde   doğmuşlar, köle Eusebio, efendimizi aşağıladığı için çarmıha gerilmiş  36 buzağı doğmuş  Aynı gün, Trimalcho'nun Pompeili meyve bahçesinde yangın çıkmış.

 - Çiftçinin evindeki ateşler  - Ne?

 Ben ne zaman Pompei'den meyve bahçesi satın aldım?

 Şarap ve sıcak su.

 Üzgünüm ama geciktik.

 Şimdiye Scissa'nın evinde olmalıydık.

 Kölelerinden biri öldü ve içkinin yarısı   zavallı oğlanın kemiklerine dökülmesi gerekiyordu.

 Sadece sen kaçırıyordun.

 Kan pudingi, ciğerler   sıcak ballı İspanyol böreği, her bir kişi için bir salyangoz,    ve ana yemek olarak, kaz yumurtasıyla birlikte ayı.

 Karım o tabaktan çok fazla yedi   ta ki kusana kadar.

 Eğer ayılar insanları yiyebiliyorlarsa   neden insanlar da onları yiyemesinler?

 Hey, neler oluyor burada?

 Senin kafanı keseceğim!

 Zenginlik içinde büyüyüp şişmanlamayabilir miyim?

 Eğer eve gittiğimizde senin kulaklarını kesmezsem.

 Bu ses nasıl olabilir, Aruspicius?

 Bu ses açıkça   değişimin işaretidir.

 Bu hafta sonu herhangi birini bekliyor muydun?

 Bir daha dene.

 Senin için seviniyorum; bu kulağa hoş geliyor.

 Hayatımı neşelendiren ve ve ben mutlu eden   iyi eğitim görmüş genç oğlan.

 Gel buraya.

 Benimle oturmak istemez misin, yaşlı amcanın yanına?

 Daha önce hiç bu kadar sevimli bir yaratık gördün mü?

 Gözümün önünde bu şekilde davranmana inanamıyorum!

 Lanet olası!

 Seni köle pazarında satın aldım   seni insana çevirdim!

 Sen neden bahsediyorsun?

 Beni satın mı aldın?

 Habinnas, onun heykelini benim Mausoleum'umdan dışarı çıkart  Diğer yandan, öldüğümüz zaman bile hâlâ birlikte olacağız.

 Seni balta!

 Sen yaşlı ve çirkinsin  Al bunu!

 Ona saray yaptım, ama dinle onu!

 Bir kurbağa gibi şişti!

 Ama senin dilini ısıracağım.

 Çocuğu seviyorum çünkü o çok zeki, sevimli diye değil.

 10 bölümü hazırladı, kitabı birinci ağızdan okuyabilir,  ve kendisine bir koltuk aldı.

 Neden ağlıyorsun hâlâ, seni çirkin acuze!

 Unutma ki tüm bu lüks yaşantıyı bana borçlusun!

 Efendimin aşırı hareketlerine 14 yıldır katlanıyorum.

 Bunun nesi kötü?

 Efendi kuralları verir!

 Metresini de eğlendirdim!

 Tanrılar benim imparatorun mirasını paylaşmamama karar verdi.

 5 gemi inşa ettim ve içlerini domuz yağı, parfüm ve köleler ile doldurdum.

 Bu benim geleceğimi başlattı: Dokunduğum her şey altına dönüştü.

 Bir hamam böceğiydim ama şimdi bir kralım.

 Hayat bu.

 Stichus, define giysilerimi, merhemi hazırla ve   kemiklerimi yıkamak için şarap getir.

 Hayat bir gölge gibi geçer.

 Er ya da geç ölüm hepimize gelecek.

 Ben de şiiri düşünüyordum.

 Dinle  "Sahnede dansçılar pandomim sergiler.

 Aktör babayı canlandırır, bir diğeri oğlunu, Üçüncü oyuncu zengin adamı oynar ama er ya da geç oyun biter.

 Sahte yüzler kaybolur, gerçek olanlar geri döner." Bir şaire ve şiire göre nasıl buldun?

 Gerçeği söylemem gerekirse   onları Lucretius'dan çaldın.

 - Neden bahsediyorsun sen, seni serseri!

 - "Sahte yüzler kaybolur   gerçek olanlar geri döner!

" Bu Lucretius, bu Lucretius!

 Yeter!

 Bu dizeler bana ait, seni dilenci!

 Şair olan benim, sen değil.

 Sen dizeler yazmadın, onları çaldın!

 Saçmalık  Onu fırına atın.

 Seni serseri!

 Seni besledim  Seni sefaletin için çekip çıkardım.

 Burada şair olan benim!

 Bu nankör herifi fırına atın!

 Seni tüm o insanların önünde gülünç duruma sokacağım.

 Onu artık görmek istemiyorum, o köpeği   o zehirli yılanı!

 O kötü şans!

 Ben filozofum!

 Palyaço, hırsız!

 Bırak gideyim!

 Yalnız birkaç imparator   benimki ile kıyaslanabilecek düzeyde bir mauseliuma sahip oldu.

 Apenna bir sanat şaheseri yaratıyor  Yaklaşık 40 metre yüksekliğindeki bir alınlığa sahip olacak ve   tümüyle mermerle kaplanacak.

 Duvarlarda, Trimalchio'nun tüm yaşamı  Onun gemileri, açılmış yelkenleri,   ve onun en sevdiği köpeği olacak.

 Onun mezar taşında yazanları dinle: "Burada Gaius Pompeius Trimalchio yatar.

 Hiçbir yerden gelmiş dindar, güçlü ve sadık bir koruyucu.

 30 milyon Roma sikkesi bıraktı ve asla filozofu dinlemedi.

 Ve senin için de aynısı olur!

 Cenaze törenimde bir ziyaretçi gibi davran.

 Ye, iç ve beni hatırla.

 Müzisyenleri çağır ve onların sevimli bir şeyler çalmasını sağla.

 Elveda  Elveda  İşte.

 Ben bir ölüyüm.

 Gaius Pompeius Trimalchio  Mecenas  Mecenas  Mükemmel bir adam artık ölü.

 En iyi arkadaşımı kaybettim.

 Neden onunla birlikte ölmedim ki?

 Sana bir hediye vermek isterim  Saf altından bir bilezik.

 Bak, o bana bunu verdi  Bu altın!

 Bak, o bana bunu verdi  Ve benim!

 Beni unutuyorsun!

 Lütfen bana biraz küpe ver!

 İşte bu!

 Kimseye hiçbirşey vermiyorum!

 Bugüne kadar hiçbir kimse,  ölüm krallığının hepimizin bildiği   yaşam krallığı gibi   olup olmadığını söyleyemedi.

 Ve Ephesus'un Başhemşiresi hikâyesini kim bilmez ki?

 Bir zamanlar çok güzel genç bir kadın vardı   oldukça erdemli.

 Birdenbire dul kalmış bir kadın.

 Yunan geleneklerine göre, insan vücudu   bir mahzene yerleştirilmişti.

 Fakat dürüst ve vefalı dul kadın erkeğin tarafını terk edemezdi.

 Geceler boyu nöbet tuttu ve ağladı   ve açlıktan ölmeyi diledi.

 Herkes gitti.

 Sadece kadın orada kaldı.

 Mezardan çok uzakta değil.

 Hırsız asılarak ölüme mahkûm edildi.

 Ve yakışıklı asker adamı korumaya devam ediyordu.

 Neden kendini açlıktan öldürmek istedin?

 Ne tür bir şey seni canlı canlı mezara gömebilir?

 Bir şeyler iç.

 Hadi, iç.

 Yaşamalısın.

 Yapabildiğin sürece yaşamın tatlarının keyfini çıkar.

 Bu ceset seni bunu yapmış olmaya ikna etmiş olsa gerek.

 Cesur ol  İç  Onlar asılmış olan adamı çaldılar!

 Seninle birlikteyken, hırsızın ailesi onu aldı götürdü.

 Çekeceğim cezayı biliyorum   korkunç bir ölüm.

 Neden bunun için bekleyeyim ki?

 Ellerim tarafından öldürülmeyi tercih ederim.

 Hayır, tatlım  Yaşamımdaki iki erkeği birden kaybetmek   önce birini, sonra diğerini.

 Yaşayan birini kaybetmektense   ölü eşini asmak çok daha iyidir.”

Yaşayan birini kaybetmektense   ölü eşini asmak çok daha iyidir.”

 Şairler ölebilir, Encolpius.

 Ama şiir hatırlandığı sürece bunun bir önemi yoktur.

 Dostum, Buradaki son dakikalarımın yoldaşı..”

Şair Eumolpus'u biliyordum"   diyebileceksin.

 Ne diyebilirim?

 Eğer Trimalchio kadar zengin olsaydım, sana bir arazi ya da gemi bırakırdım.

 Ama sana sadece sahip olduğumu bırakabilirim.

 Sana bir şiir bırakıyorum.

 Sana mevsimleri bırakıyorum   özellikle de ilkbahar ve yazı 

Sana rüzgârı, güneşi bırakıyorum  Denizi bırakıyorum, iyi denizi

Dünya da iyidir  Dağlar, akarsular, nehirler  Ve heybetli ve parlak hareket eden   büyük bulutları.

 Onlara bakacaksın   ve belki de sahip olduğumuz kısa arkadaşlığı hatırlayacaksın.

 Ve sana ağaçları bırakıyorum   ve onların çevik olgunluklarını  Aşk, gözyaşları, neşe   yıldızlar, Encolpius.

 Sana sesler, şarkılar ve gürültüler bırakıyorum  İnsan sesi, tüm sesler içindeki en ahenkli müzik.

 Seni bırakıyorum  Seni hâlâ gözlerimin ardında görüyorum, Giton   utanılacak güçsüzlük  Seni hâlâ seviyorum, beni terk etsen bile.

 Bir şey söyleyemiyor musun?

 Beni bir başka aşkla bıraktın.

 Ben bu denli bir hakareti hak ettim mi?

 Tutsak arkadaşlarım, beni; bizim, Tarantum'un korkunç Lichas'ı  tarafından esir alındığımız hakkında beni bilgilendirdiler.

 O ve onun arkadaşı Tryphaena   değerli nesneler için denizlere baktılar   Sezar'ın kendi adasındaki yalnız yaşantısına küçük bir zevk katabilmek için.

 Başından beri zalim imparator'un küçük oyuncakları gibi   ona hizmet ettiğimizi biliyorduk.

 Yani, işte buradayım, henüz talih kuşu konmadı.

 Çok yakında: Evet, hâlâ çok fazla sevdiğim oğlandan ayrıyım.

 Asker ceketini seviyorum.

 Denememe izin ver.

 Ver onu bana  Ver onu bana  O çok güzel  Ayırın onu.

 Ah, tatlı güzel şey  Gel  Bana gel  Gel bana.

 Evet, gel bana 

Senin genç bedenin   ah, evet, çok yumuşak.

 Ah, gözlerin  Tüm bu hazineler Sezar'a gitmesi için hazırlandı   ama en değerli olanı benim.

 Kurban'ın kan rengi bize mutluluk ve sevinç getirecek.

 Tanrılar bu birlikteliğe olumlu yaklaşıyorlar.

 Lichas, seyisinin ellerini al.

 Unutma, ona daima sadık olmak zorundasın.

 Ve sen, seyis  Geçmişindeki genç oğlanlara karşı olan ilgini kesinlikle unutman gerekiyor.

 Bir koca özgürlük almaz.

 Sen tüm benliğini daima eşine adamalısın.

 Tüm iyi dileklerimin sizinle olması dileği ile.

 Venüs, evliliklerin denizde olmasından yanadır.

 Dini kelimeleri söyle.

 Mutluluk!

 Mutluluk!

 Ve tanrılar ona göründüler ve dediler ki  "Eğer eşit kader istiyorsan   hayatının yarısını yeraltında yaşayacaksın   diğer yarısını da cennetin altın koltuklarında.

 Ama bizim önümüzdeki uzun gelecek henüz kaybolmuş değil.

 Temmuz'un ilk sadık gününe çok yaklaştık.

 Taunia'nın uzak kıyısında, Sezar'ın en beğendiği ikamet yeri olan bir ada var.

 Bir sabah göründüler, donanmalı gemilerle.

 Tyran öldü!

 Masum genç kuzu bizimle birlikte gidiyor.

 Neler oluyor burada?

 Bu gemi senin değil bundan böyle, Lichas!

 Sezar öldü.

 Yeni Sezar ise yolda.

 Sizin imparatorunuzu suda bir domuz gibi boğduk.

 Sizi dönek köpekler!

 Bu adamı istiyorum   ve bu çocuğu   ve bu adamı da özgür olması için.

 Ve seni   ve bu çocuğu   ve tüm siz kadınları özgür yapmak için.

 Teşekkür ederim, efendim, teşekkür ederim.

 Calidias  Tirias  Hadi gidin.

 Eminim ki zapt kararnamesi yarın gelecektir.

 Ama biz burada olmayacağız artık.

 Benim dünyam, kutsal dünyam.

 Tanrılar senin yolculuğunu korusun.

 Elveda, efendim.

 Gittiğimiz yerin buradan daha iyi olduğunu söylediler   ama sen söyleyene kadar inanmam.

 Daha mı iyi?

 Gel ve bana hoşçakal de.

 Bu küçük koruyu ne kadar sevdiğini hatırladın mı?

 Vagon doğruca bunun içerisine doğru gidecek.

 - Yarın.

 - Elbette.

 Yorgunsun.

 Biraz şarap iç ve biraz da bana koy.

 Bunu yapma  Biliyorum öyle ya da böyle yapacaksın ama   yalvarırım yapma bunu.

 Bir keresinde, Afrika'da   bir aslan çadırıma girdi   ve bir köpek gibi etrafı koklamaya başladı   ve ardından gitti.

 Gitmeden önce, çocuklar yemek istemedi.

 Ama daha sonra biraz meyve yediler.

 Yol güvenli.

 Hava kararmadan önce oraya   güvenli bir şekilde varacaklar.

 Sahiplerin ataları.

 Emrim, çok fazla nöbetçi askerdir.

 Encolpius!

 Encolpius!

 Köle kışlasında.

 Kim ağlıyor?

 Kim var burada?

 Ascyltus!

 Tabii ki.

 Nereye kaçtı o?

 Ascyltus, şair ne derdi?

 "Benim için olduğu gibi, her zaman   anın tadını çıkardım   tıpkı son gündoğumu gibi.”

 Güzel!

 Yokuş yukarı çıkan yaşlı bir at gibi yorgun düşmüştüm.

 Elma şarabı!

 Sen nasılsın?

 Mechin, hasta ve   mutsuz metreslerimiz   hakkında konuş.

 Onun her zaman erkeğe ihtiyacı vardır.

 Daima bir kurt kadından daha fazla açtır.

 Koca umut verir.

 Ama o ne yapabilir?

 O kadının erkeklere ihtiyacı var  Daima yeni birine.

 Mechin, bir metres olarak iyi olduğunu söyle.

 Ah, onu mutlu et!

 Cömert koca  Hediyelerini ver.

 Metresim!

 Benim çok güzel metresim!

 Yarın   metreslerimizi falcılık merkezine götüreceğiz.

 Çocukların tanrısı Hermaphrodite'yi biliyorsun, değil mi?

 O küçük bir kız, ama erkek de aynı zamanda.

 Pek çok sihir yap.

 Veba tedavisi geçirmiş insanlar.

 Geleceğimizi gör.

 Ceres'in eski tapınağının orada.

 Bir zamanlar bu şehir onu çok kötü cezalandırmıştı.

 Bir tavuk kümesine çevirmişti.

 Herkes tavuklar gibiydi.

 O benim metresimi iyileştirebilir.

 Gitmek ister misin?

 Efendi iyidir  Sana hediyeler verir, git hadi!

 Aphrodite'nin çocuğu   ve Hermes  Hermaphrodite.

 Sana yalvarırım, kahramanım.

 O benim tek çocuğum.

 Onun ölmesine izin verme  O çok hasta ve zavallı bir çocuk.

 O çok hastaydı onu buraya getiremedim  Ama sen onu koruyabilirsin.

 İşaret et.

 Bana yapacağını söyle 

Oğlun koruma altında  Gidebilirsin  Kahraman!

 Merkür ve Venüs tanrılarının oğlu  Yaşlı adam onu kendisi için korur.

 Tavuklar, kuzular, domuzlar  Neden o çok şanslı?

 Bu yanlış  Tüm bunlardan kendine yarar sağlaması çok yanlış bir şey.

 Quadragesino Savaşı'nın bahtsız kahramanı için hürmetlerimi iletirim.

 Tanrıların favorisi.

 Uyuyorlar.

 Şimdi.

 Yaşlı adam!

 Bu yoldan aşağı gidelim.

 Buradan gitmeyi deneyelim.

 O iyi değil.

 Onun ağzı kurumuş.

 İçecek bir şeyler istiyor.

ona içecek bir şeyler ver.

 Ve yiyecek bir şeyler de.

 Ascyltus   bu daima boştur.

 Gitmeye devam edelim.

 Güneş onu öldürüyor.

 Güneş!

 Bir damla bile su kalmadı!

 Kahramanım  Sorun nedir, kahramanım?

 O öldü!

 Ölmesine izin verdin!

 Siz ikiniz onun ölmesine izin verdiniz!

 Seni öldüreceğim!

 Siz ikinizi öldüreceğim!

 Ascyltus!

 Ascyltus!

 Ascyltus!

 Encolpius  Encolpius  Encolpius  Sen de kimsin?

 Kim olduğunu söyle!

 Kimsin sen?

 Nerede saklanıyorsun?

 Dışarı çık ve yüzünü göster!

 Kim olduğunu söyle bana!

 Neden benim yerime bir gladyatör olarak savaşmıyorsun?

 Ben öğrenciyim!

 Sinirini benden çıkarma!

 Beni esirge!

 Neden benim üzerimde bu oyunu oynadıklarını bilmiyorum  Bu savaş için yeterli değilim.

 Ben Theseus değilim, senin için değerli.

 Sevgili Minotaur  Eğer beni esirgersen, seni seveceğim.

 Yalvarırım, Encolpius'a acı.

 Beni biliyorsun, değil mi?

 Benim yetersizliğimi affet.

 Prokonsül, bunu duydun mu?

 Bu korkaklık değil  Bu eğitimli genç bir adamın aklı başında sözleri.

 Onu öldürmeyeceğim.

 Onu yargılayıp yargılamamak sana kalmış.

 Bana soracak olursan, sana bir arkadaşlığın başlangıç işaretlerini söylerim bugün.

 Sen şiir öğrendin, genç adam.

 Bana söylediler.

 Pek tabi, dövüşteki yeteneğini de gösterdin.

 Kalem üzerinde daha yetenekli olmalısın  En azından ben öyle umuyorum.

 Ama yabancı, sakın gülüşünün seni küçük duruma düşürmesine izin verme.

 Tanrı Mirth'in festivalinin bugün başladığının farkında olmak zorundasın.

 Ve hepimiz biliyoruz ki, yabacı bir yerde   oynanan şakadan daha iyi bir başlangıç yapamazsın.

 İyi bir şakaydı, değil mi?

 Ama o güzel kadın bir gerçek   şaka değil!

 Onu kazandın, Encolpius!

 Git ve Ariadne ile yüzleş.

 En azından onu yalayabilirsin!

 Hadi git, Encolpius  git ve onu mutlu et!

 Hey, ne yapıyorsun sen?

 Senin ölmüş olman gerekirdi.

 Bekle, nazik ol  Sinirlenme hemen.

 Göreceksin ki bunu yapabilirim.

 Ne yapıyorsun sen?

 İğrençsin!

 - Sen hepimize kötü şans getireceksin.

 - Bir kere daha denememe izin ver.

 Benden uzaklaş, benden uzaklaş!

 Seni ezik küçük solucan!

 Bu dönek bir güneşti!

 Ascyltus   kılıcım körleşmiş!

 Bak, Encolpius  Senin arkadaşın burada.

 Lüks, zenginlik, güzel kadınlar 

Son horozun ötüşüne kadar tatlı bir son akşam yemeği 

Donuk bir kalp ve zihnin güçsüzlüğü 

Ahlaksızlık hiçbir zaman reddedilmedi daima kabul edildi

 Kısa zamanda tüm bu mutluluk beni hastalandırdı

  Ve bunlar da sonuçları.

 Sen, meteliksiz olmayan tek sen değilsin, biraz oldukça sakatlanan arkadaşım 

Seni gördüm, biliyorsun.

 Bir ineğin üzerinde boğulmuş bir fare gibi göründün gözüme.

 Ama o çok güzel bir inekti   tümüyle etli.

 Daha fazla içki yok.

 Ne oldu sana böyle?

 Priapus sana kızgın  Bu apaçık ortada.

 O kinci bir Tanrı.

 Önce seni bir kütük kadar sert yaptı   daha sonra da bir hamur kadar yumuşak.

 Ama çareler vardır.

 Senin Eumolpius'un   seni iyileştirecektir.

 Ben burada güçlüyüm.

 Hiçbir kapı kapanmaz bana.

 Eros beni korur ve daima bana arkadaşlığının dayanıklılığını verir.

 Dolandırıcılığım ve karaborsacılığım beni bu şehrin efendisi yaptı.

 Eğer dans edecekmiş gibi hissediyorsam, bu yarım saat içinde hazır olur.

 İlk önce, seni Zevklerin Bahçesi'ne götüreceğim.

 Çok fazla pozisyon ve   ve kesinlikle daha fazla uygun.

 Erkek günlük işleri yapar.

 Sanırım bunların hepsinden yoruldum.

 Yaşım ilerlemiş olmasına rağmen bu yaş benim unutmamı sağladı.

 Kimse onun aldığı ve verdiği sevgiyi hatırlayamaz, genç olanları bile.

 Sen, örneğin, kimin senin dudaklarını öptüğünü hatırlıyor musun?

 Dinle, benim burada arkadaşım var   sadece ikimizin arasında   ki onun asası bir işe yaramaz.

 Senin de anlayacağın üzere o bundan gurur duyardı.

 Şimdi uyu, tamam mı?

 Uyu.

 Diğer gecenin rüyasını hatırlıyor musun?

 Senin için iyi bir rüya değil.

 İyi olacağına söz verirsen   Eleutheria'yı arayacağım.

 Ben buradayım.

 O ayyaş yılan balığını unut artık.

 Encolpius, bir yılan.

 O benim tarafımdan   sıkıştırıldı!

 Ben çare istiyorum!

 Benim çaremi bul!

 Elveda, Encolpius  Bekliyor olacağım.

 Benim için mi?

 Nerede?

 Gemi, köleleri ve değerli malları Afrika'ya taşıyor.

  yarın gece yarısı yola çıkacak.

 Neye ihtiyacın olduğunu biliyorum.

 Oenothea Cadısı'na.

 Oenothea?

 Çok güçlü bir cadı   tüm şehrin metresi.

 Suyun içine taş yapabilir.

 Yıldızları yokedebilir.

 Eski bir hikâye.

 Çok eskiden Oneothea, genç ve güzeldi.

 Onun şehrinde çok güçlü bir sihirbaz vardı,    ona âşık olan.

 Oenothea  Gel buraya  Güzelliğine ihtiyacım var.

 Ama sihirbaz yaşlı ve çirkindi.

 Oenothea'nın ne yaptığını biliyor musun?

 Ona dedi ki: "Bu gece gel, boşum   senin için, böylece evime gelebilirsin.”

 Ama yaşlı adam kadının evine gittiğinde   adam onu şu şekilde bağladı: Ama sihirbaz ondan ve herkesten öcünü aldı.

 Tüm kasabayı ateşe verdi.

 Böylece herkes sihirbaza yalvarmaya geldi.”

Ateşi geri çek.

 Bu gece daha fazlasını göremezsiniz.

 Daha fazla pişiremezsiniz" Ve sihirbaz dedi ki: "Ateş  Oenothea'nın kıyafetlerinin altında.

 O ateş gizlidir.

 Gidin ve bakın ona.

 Bulacaksınız.”

 Nerede peki şimdi bu kadın?

 Kimse Oenothea'nın nerede olduğunu bilmiyor.

 Bakmalısın.

 Birçoğu büyük bataklığın ardında olduğunu söyler.

 Ascyltus   korkmadın mı?

 Ben mi?

 Neden korkmadım mı?

 Oenothea'nın geleceğini mi düşünüyorsun?

 Ya peki gelmezse?

 Gelecek, göreceksin.

 Bunun için gelecek.

 Encolpius  Encolpius!

 Ah, yüce anne, rezilliğimi görebiliyor musun?

 Sanık seninle yüzleşiyor  Hainliğin suçlusu sanık   ve katil   ve tapınağı kötüye kullanıyor   ve şimdi de silahsız bir asker.

 Tüm bu belayı kimin benim başıma açtığını bilmiyorum.

 Sadece bilmiyorum  Bana ne olduğunu anlayamıyorum.

 Yapmak zorundayım, zorundayım, zorundayım!

 Zorundayım!

 Başarmak zorundayım!

 Başarmak zorundayım!

 Encolpius   hadi gidelim.

 Ascyltus, yüce tanrılar beni iyileştirdiler.

 Merkür bana gücümü geri verdi.

 Elveda, Oenothea, cömert ana.

 Şimdi mutluyuz artık.

 Kayıp zaman için yapmak istiyorum.

 Gençlik çiçeği yakında solacaktır.

 Koş, Ascyltus, koş!

 Gemiye bineceğiz   ve uzaklara gideceğiz.

 Ayrıca, ayaklarımızın altındaki toprak çok sıcak   ayrıca Yeni Sezar, kanun dışı kişiler üzerinde çok sert.

 Bu gece ayrılıyoruz.

 Ascyltus!

 Ascyltus!

 Ascyltus.

 Ascyltus  Neşen nerede şimdi  Ve kibirin?

 Şimdi sen balıkların ve vahşi canavarların merhameti altındasın   sen, savaşçı masumiyetinle övünen sen.

 Gelin, savaşçılar, kendinizi rüyalarla doldurun.

 Yüce tanrılar   hedefinden ne kadar uzakta olabilir ki?

 Gemi köleleri ve değerli malları Afrika'ya taşıyordu   bu gece yola çıkmayacağız.

 Efendimiz öldü.

 Güçlü bir istek bıraktı, efendim.

 Dinle  "Benim geleceğimde kendini fayda sahibi diye tanımlayan herkes   özgür olanlar dışında, ardımda bıraktığım   benim vücudumu parçalara ayıran   ve beni herkesin önünde yiyenlerin bulunduğu   servete sahip olacaklar.

 Arkadaşlarımı benim davetimi geri çevirmemeleri konusunda zorlayacağım   ama aynı hırsla benim ruhumu cennete gönderenler gibi   beni yoketmek için.

 Bu mümkün değil   bir şaka olmalı.

 Neden?

 Bazı kültürlerde, aile üyelerinin, onların   etlerini yemesi bir gelenektir.

 Aslında, onların durumunda hasta olmak büyük bir suçtur   çünkü bu onların bedenlerinin tadını kötü yapar.

 Midemin geri çevirmesi konusunda endişelenmiyorum.

 Benim emirlerimi izleyecektir.

 Eğer bir saatliğine mide bulantısına dönse bile   zenginlerin bolluğuna sahip olacağım.

 Apaçık ortada olan birkaç örnek var.

 Segutines, Hannibal tarafından dört bir yandan çevrildiğinde   insan eti yemişti ve   hiç miras beklememişti.

 Ve Scipio Numanzia'yı fethettiğinde   çocuklarının kemirilmiş vücutlarını kollarında tutan anneler buldular.

 Bana soracak olursan ben buna razı olmaya hazırım.

 - Bizimle geliyor musun?

 - Evet.

 Hadi gidelim.

 Hava güzel.

 Bulutlar parçalanıyor.

 Onlarla kalmaya karar verdim.

 Bu gece seyahati başlatacağız.

 Ekiptekilerden birisiydim.

 Bilinmeyen limanları arıyorduk.

 İlk olarak Kelisha, Rectis adını duydum.

 Ada uzun ve güzel kokulu çimenlerle örtülüydü.

 Bana geçmişten bahseden genç bir Yunan ile tanıştım.

 

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar