Bu Âlemin Merdiveni “Ben” Ve “Biz” Lafzıdır
شیخی به زنی فاحشه گفتا: مستی.
هر لحظه به دام دگری پابستی؛
گفتا؛ شیخا، هر آنچه گویی هستم،
آیا تو چنانکه مینمایی هستی؟
Şeyhin
biri, fahişeye demiş: “Her gün birinin
Kucağındasın,
sarhoşsun oldum bittim.”
Kadın,
“doğru” demiş, şeyhe, “ben böyleyim,
Peki ama
sen, şu göründüğün gibi misin?”
“Hayyam”
– Selamun aleyküm. Bir
bakışıyla toprağı altına dönüştürenler, bazı vakitler bize de göz ucuyla bir
nazar eder mi?
– Aleyküm selam.
– Bizi ne zaman yoğurup
şekillendireceksiniz, Mirza can? Diyorum ki, eğer size zahmet olmayacaksa,
bizim de şu ağzımıza, dilimize bir iğne saplasanız. Çünkü, amelimiz
sözlerimizle uyuşmuyor ama insanlar bizi bir balon gibi şişiriyor.
– “Bu alemin merdiveni
“ben” ve “biz” lafıdır.
Netice ise, merdivenden
yere çakılıştır!”
– Maşallah.
– İnsan ne kadar yükseğe
çıkarsa, yere düştüğünde sesi daha çok çıkar. Salik, rint (gönül eri) olmalı ki
şöhret rüzgârına yenik düşmesin. Böylece eğer bir gün şöhret balonu patlarsa,
fazla gürültü çıkarmaz.
– Doğru söyledin Mirza.
Şöhretin şerri, faydasından fazladır.
– Tabi, bir faydası varsa.
Her şeyin bir bedeli vardır. Güzelliğin bedeli yalnızlıktır. Servetin bedeli,
hesabını vermektir. Şöhretin bedeli ise rüsvaylık, göz önünde olmaktır. El
öpmek için insanın önünde iki büklüm olan bu millet, ok yayına benzer. İnsanın
önünde ne kadar çok eğilirse, ondan gelecek ok, daha zehirli ve öldürücüdür.
[../..]
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar