Print Friendly and PDF

Terk Eyle

Tedbîrini terk eyle takdîr Hudâ’nındır

Sen yoksun o benlikler hep vehm ü gümânındır

Birden bire bul aşkı bu tuhfe bulanındır

Devrân olalı devrân erbâb‐ı safânındır

Âşıkda keder neyler gam halk‐ı cihânındır

Koyma kadehi elden söz pîr‐i mugânındır

 

Meyhâneyi seyretdim uşşâka metâf olmuş

Teklîf ü tekellüfden sükkânı muâf olmuş

Bir neş’e gelip meclis bî-havf u hilâf olmuş

Gam sohbeti yâd olmaz meşrebleri sâf olmuş

Âşıkda keder neyler gam halk‐ı cihânındır

Koyma kadehi elden söz pîr‐i mugânındır

 

Ey dil sen o dildâre lâyık mı değilsin ya

Da'vâ-yı muhabbetde sâdık mı değilsin ya

Özrü nedir Azrâ’nın Vâmık mı değilsin ya

Bu gâm ne gezer sende âşık mı değilsin ya

Âşıkda keder neyler gam halk‐ı cihânındır

Koyma kadehi elden söz pîr‐i mugânındır

 

Mahzûn idi bir gün dil meyhâne‐i ma'nâda

İnkâra döşenmişdim efkâr düşüp yâda

Bir pîr gelip nâgâh pend etdi 'alelâde

Al destine bir bâde derd u gamı ver bâda

Âşıkda keder neyler gam halk‐ı cihânındır

Koyma kadehi elden söz pîr‐i mugânındır

 

Bir bâde çek efzûn kap meclisde zeber‐dest ol

Atma ayağın taşra meyhânede pâ‐best ol

Alçağa akar sular pây‐i huma düş mest ol

Pür-cûş olayım dersen Gâlib gibi sermest ol

Âşıkda keder neyler gam halk‐ı cihânındır

Koyma kadehi elden söz pîr‐i mugânındır


1.           Tedbîrini terket; takdir Tanrı’nındır. Sen yoksun; o benlikler, hep vehmindir; zannındır. Birden bire aşkı bul, bu armağan, bulanındır. Devran, devran olalı, temiz kişilerin, İlâhî zevk sahiplerinindir.

Âşıkta keder neyler? Gam, dünya balkınındır; feyiz ve neşe kadehini elinden bırakma, söz pîri mugânındır

2.           Meyhaneyi seyrettim; âşıkların, çevresinde dönüp durdukları yer olmuş; orada oturanlar tekliften de affedilmişler, tekellüften de. Bir neşe gelmiş; mecliste ne korku kalmış, ne aykırılık; gama dâir sohbet yapılmıyor, gamın bulanıklığı anılmıyor; (çünkü) hepsinin de meşrebi tertemiz bir hâle gelmiş.

Âşıkta keder neyler? Gam, dünya balkınındır; kadehi elden bırakma; söz pîri mugânındır.

3.           Ey gönül, sen o gönül alana lâyık mı değilsin; yoksa sevgi dâvâsında gerçek mi değilsin? Azrâ’nın özrü nedir; sen Vâmık mı değilsin. Sende bu gam ne gezer; yoksa âşık mı değilsin?

Âşıkta keder neyler? Gam, dünya balkınındır; kadehi elden bırakma; söz pîri mugânındır.

4.           Bir gün gönlü, mânâ meyhanesinde mahzundu; hatıra fikirler düşmüştü de inkâra döşenmiştim. Bir pîr, ansızın geldi de alelâde öğüt verdi; eline bir şarap kadehi al, derdi de yele ver gitsin, gamı da dedi.

Âşıkta keder neyler? Gam, dünya balkınındır; kadehi elden bırakma; söz pîri mugânındır.

5.           Bir kadeh şarap çek, içtikçe iç; mecliste yücel; sözün üstün olsun, yürüsün. Ayağını dışarıya atma; meyhanede ayak dire. Sular alçağa akar; sen de küpün ayak ucuna düş; alçal. Coşup köpüreyim dersen Galib gibi sarhoş ol.

Âşıkta keder neyler? Gam, dünya balkınındır; kadehi elden bırakma; söz pîri mugânındır.

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar