Acı Reçete (2013) Side Effects
106 dk
Yönetmen:
Steven Soderbergh
Senaryo:
Scott Z. Burns
Ülke:
ABD
Tür:
Suç, Dram, Gizem
Vizyon Tarihi:
26 Nisan 2013 (Türkiye)
Dil:
İngilizce, Fransızca
Müzik:
Thomas Newman
Nam-ı Diğer:
Side Effects | The Bitter Pill
Oyuncular
Rooney Mara
Carmen Pelaez
Marin Ireland
Channing Tatum
Polly Draper
Özet
“Acı Reçete”, Emily’nin (Rooney Mara) psikiyatristinin (Jude
Law) kendisine tedavisi için verdiği yeni bir ilacın hayatını nasıl
değiştirdiğini ve eşi ile hayatını ne yönde etkilediğini gerilim türünde
anlatan bir filmdir. Emily (Rooney Mara) ve Martin (Channing Tatum) New York’ta
başarılı ve yüksek standartlarda yaşayan bir çifttir. Bir gün borsa yolsuzluğu
yüzünden Martin hapse girer. Tabi bu arada yaşam standartları da haliyle düşer
ve Emily Manhattan’da ufak bir apartman dairesine taşınır.
Dört yıl boyunca kocasının hapisten çıkmasını bekler. Bu
sırada ağır depresyona girer. Emily’nin intihar girişiminden sonra yanına
danışman olarak psikiyatrist Jonathan Banks (Jude Law) getirilir. Emily terapi
görmeyi ve anti depresan ilaçlar almayı kabul eder. Emily verdiği bu karar ile
hem kendi hayatını hem de çevresindeki tüm insanların hayatını
etkileyebileceğinden haberi bile yoktur
Altyazı
Üç Ay Önce
Ön kapı!
İçindekini görmeden, bunu
içeri sokmanıza izin veremem.
Kuralları biliyorum.
Bir seferliğine idare
etmenizi istiyorum sadece.
İdare edemem.
Kuralların olmasının
nedeni bu zaten.
Kuralın nasıl
olduğunu biliyorum.
Sadece diyorum ki X-ray cihazınız yok mu burada?
X-ray cihazınız yok
mu yani?
Yok.
Kutuyu görmem lazım.
Buraya gelmeyi hiç
özlemeyeceğine eminim.
Ya da buradaki ortamı.
Senin için daha
uzaklara bile giderdim.
Bana, mâhkumları
topluma kazandırma ile ilgili bir broşür verdiler.
- Öyle mi?
- Evet.
Bir sosyal hizmet
görevlisi geldi.
Ne dedi peki?
Ağır ol.
Bunu yapabiliriz.
- Selam.
- Selam.
Yarın buraya
gelemeyeceğimi tekrar hatırlatmak istedim.
Doğru ya.
Yarın büyük gün!
Çok sevinçli
olmalısın.
Evet.
Ayrıca, heyecanlı ve
gergin
Size, her şey için teşekkür
etmek istiyorum.
Bana karşı çok
anlayışlıydınız.
Yok canım, benim
yaptığım öyle aman aman bir şey sayılmaz
Biliyorum ama 'bilgi sızdırma suçu' dediğinizde bunu cinayetle eş gören bir sürü insan var.
Siz böyle
davranmadınız.
Yani; her şey için
teşekkürler.
Ne giyeceğimi
bilemedim.
Yeni bir şeyler almak
istedim, ama güzel bir şey bulamadım.
Canım, çok güzel
görünüyorsun.
Bana böyle
görünüyorsan, ona nasıl görüneceksin kim bilir?
Anneciğim!
Haydi.
Fikirlerini
değiştirmeden önce hemen gidelim buradan.
Kusura bakma.
Bebeğim, içerideyken
tanıştığım şu yatırım uzmanını hatırlıyor musun?
Marshall Hellman.
- Stanford mezunu
olan mı?
- Evet.
Çok zeki biri.
Vergiyle alakalı bir
şeylerden içeri girmişti.
Yakında çıkar.
Dubai'de parası ve epey
sağlam bağlantıları var.
Bizi eski hâlimize
döndürebilirim Em.
Söz veriyorum.
Bunu yapabilirim.
Peki, bebeğim.
Teşekkürler.
Ne dediğini
anlamıyorum!
Sakin ol biraz!
Merhaba.
Ben Doktor Banks.
Bu herif bir şeyler
çeviriyor.
Beni dinle, sakin ol!
- Memur Bey.
- Bir şeyler
çeviriyor.
Bana yumruk savurdu.
Geri çekilin, bırakın
onunla ben konuşayım.
Taksinin birini zorla
durdurmaya çalışıyordu.
Anladınız mı?
Bana saldırdı!
Augustin?
Augustin.
Bir şeyi yok.
Ne diyor?
Sorun neymiş?
Taksiyi kullananın rahmetli
babası olduğunu görmüş.
Ne?
Babasının hayaletini
görmüş.
Taksi şöförüymüş.
- Haklıymışım yani,
kafayı yemiş.
- Hayır, üzüntüsünden
dolayı.
Üzüntüsü, beyninin
ona oyun oynamasına neden oluyor.
Hayaletler görüyor.
Haitili'ymiş.
Haitililer'de,
sevdikleri insanları öldükten sonra görmek
sık rastlanan bir şeydir.
Bize garip geliyor
ama onun için gayet normal bir şey bu.
Evet, sırada ne var?
8 numarada trafik
kazası var, kafa travması geçirmiş uzman
görüşüne ihtiyacı var.
- Çift vardiya mı var
bugün?
- Kimyayla
uğraşmaktan iyidir.
Bayan Taylor.
- Evet.
- Ben Doktor Banks.
Beyin sarsıntısı geçirmiş
olabileceğimi söylediler ama bu yüzden
burada kalmama gerek yok değil mi?
Bunun için tomografi
sonuçlarını beklememiz gerek.
Size sormak istediğim
bir iki soru var.
Başınız nasıl?
Acıyor.
Duvara çarpmanızdan
önce nasıldı?
Ne demek istiyorsunuz?
İşler nasıl gidiyordu
yani?
Genel olarak.
Niye buradasınız?
Ben psikiyatristim, Bayan
Taylor.
Normalde, biri, arabasıyla bir şeye çarptığında yolda fren izleri oluşur.
Önünüze çıkan bir
duvar da, fren yapıp, direksiyonu kırmak için
oldukça iyi bir sebep.
Ama siz durmayıp, düz
devam etmişsiniz.
Burada, görevlinin polise
söylediğine göre arabaya binmeden önce epey
üzgün olduğunuz yazıyor.
Zaten sigorta şirketi
frenleri kontrol etmek isteyecektir, ama
ben sadece sormak istiyorum.
Bu sabah kendinize
zarar vermek mi istediniz?
Hâlâ kendinize zarar
vermeyi denemek istiyor musunuz?
Emily.
Burada birkaç gün
daha kalmaya ne dersiniz?
Burada mı?
Hayır, burada kalamam.
Martin eve daha yeni
geldi, onun yanında olmam lazım.
- Martin kocanız mı?
- Evet, hapisten yeni
çıktı.
Orada olmalıyım,
ayrıca bir işim var.
Çalışmam gerek.
Kocam daha para
kazanmaya başlamadı.
- Siz evli misiniz?
- Evet.
Peki siz hapisten
yeni çıkmış, ya da uzun süre evden uzak
kaldıktan sonra eve dönmüş olsaydınız ve
karınız akıl hastanesinde olsaydı?
Dört yıldır
birbirimizi bekliyoruz.
Burada kalamam.
Bence bu sabah
kendinize zarar vermeye çalıştınız ve Hataydı.
Bir anlığına kendimi
kaybettim.
Söz veriyorum, bir
daha tekrarlanmayacak.
Muayenehaneniz var mı?
Muayenehanenizde sizinle
görüşmeye gelebilirim.
İstediğiniz sıklıkta
gelebilirim.
Haftada iki ya da üç
kere.
Daha önce bir kez
terapi görmüştüm, umutsuzluğu yenme
konusunda çok yardımı olduğunu hatırlıyorum.
Söz veriyorum.
Sadece eve gitmek
istiyorum artık.
Peki, hanımefendiyi
taburcu ediyoruz.
Ama kendisiyle bu
hafta muayenehanemde görüşmek istiyorum.
Öyle anlaştık.
Niye görüşeceksiniz
anlamadım ama.
Canım, sana pek belli
etmek istemedi herhalde.
İkimize söylemeye de
çekindi.
Önce bununla başlamak
istiyorum.
SSRI deniyor.
Beyindeki serotonin denen nörotransmitere etki
ediyor.
Tam olarak ne işe
yarıyor?
Esasen, beyninizin
size mutsuz olduğunuzu söylemesini durdurmaya yardım ediyor.
Birkaç hafta içinde,
kendisini daha iyi hissetmeye başlar.
Hayır, tabii.
Tabii ki.
Yumuşaktı, ilk başta
kesinlikle yumuşaktı ama ileride biraz
daha sertleştireceğiz.
Tabii, zaten
yaptığımız da bu.
Evet.
Dallas gruplarından
sonra tekrar bir araya gelmek enteresan olacak.
Emily?
İyi misin?
Emily?
Ne oldu?
Bunlar beni de hasta
ediyor.
Celexa daha iyi geliyor.
Çocukken resim
çizerdim.
Genelde insan
resimleri.
Öğretmenleri ve
sınıftaki çocukları.
Hoşlandığım oğlanları.
Bazen kedileri.
Yüzlerini mükemmel
çizmeye çalışırdım.
New York'a da bu
yüzden geldim.
Grafik tasarım işine
girmek istiyordum.
Martin'le
tanıştığımızda bu işin eğitimini alıyordum.
Nasıl tanıştınız?
Ben okuluma yardımcı
olmak için şehir merkezinde, bir barda çalışıyordum.
O da iş çıkışında
sürekli o bara geliyordu.
Ve sürekli en
çetrefilli içkilerden istiyordu.
Nasıl yapılacağını hiç
bilmediğim şeylerden.
Bir gece, barın
tepesine çıktı ve bana içkilerin nasıl
hazırlanacağını öğretmeyi teklif etti.
Bar kapanıncaya kadar
orada kaldı.
Sonra da bana çıkma
teklif etti.
Sen de kabul ettin.
Kim olduğunu ya da ne
iş yaptığını bilmiyordum.
Sadece Sadece takım elbiseli adamlardan biriydi.
Beni içkileri
hazırlarken izlemesi çok tedirgin ediyordu.
Sonra sanki resim
yapıyormuşum gibi bakmaya başladı bana.
Çok güzel bir
yelkenlisi vardı, beni ona bindirmeye götürdü.
Nasıl kayak
yapılacağını öğretti.
Ayaklarımı yerden
kesti.
Kışın Maui'deyken
evlenme teklif etti, baharda da evlendik.
Kaç yaşındaydın?
Beş yıl önceydi, yani
23 yaşındaydım.
Zaman çok hızlı
geçiyor.
Bundan kurtulabilecek
miyim acaba?
Daha önce de kendini bunalımda
hissettiğini söylemiştin.
O zaman bir uzmanla
görüşmüş müydün?
Evet.
Greenwich,
Connecticut'ta.
Victoria Siebert'la.
Ama oradan
taşındığımızda görüşmeyi kesmek zorunda kaldım.
Şehre geri dönmek
zorundaydım.
Psikolojik
geçmişinle ilgili Doktor Siebert'ten bilgi alabilir miyim?
Tabii, alabilirsiniz.
Dört yıl önce
görüşmüştük.
Dokuz aydan biraz
fazla sürdü.
Sadece insanların
desteğini değil her şeyini evini,
kocasını da kaybetmişti.
Bütün hayatı
gitmişti.
Sağlık sigortası
bile.
Bir iş bulabilmek
için şehre taşındı ve bir daha da kendisinden
haber alamadım.
Bu sefer erkek bir
hekimle görüşmesine sevindim.
Böylesi daha yararlı
olacak.
- Neden?
- Baba sevgisinden
mahrum büyümüş.
Sonra kocası da hapse
girince, kendini yeniden terk edilmiş hissetti.
Bu sefer farklı bir deneyim
yaşayacağını görmek beni sevindirdi.
İlaç tedavisi
denediğinizi söyledi.
Evet.
Wellbutrin, Prozac, Effexor.
Epey çabaladık.
Uyku ve mide
bulantısı problemi olduğunu hatırlıyorum.
Üşüme Ben, dayanıp dayanamayacağını görmek için Zoloft veriyorum.
Belki de şu yeni
ilaçlardan birini onun üzerinde deneyebilirsiniz.
Bazen yeni ürünler
hastalara güven verir.
Televiyondaki
reklamları görürler ve onlara inanırlar.
Benzer sorunları olan
bir hastam var.
Ona Ablixa veriyorum.
Hepiniz hoş geldiniz!
Geldiğiniz için
teşekkürler.
Birazdan sunumlara
başlayacağız, o yüzden herkes yerlerini
alsın lütfen.
Yanımda birkaç numune
olacaktı.
Dur bir bakayım.
Yokmuş, hepsini
dağıtmış olmalıyım.
İşte!
Ablixa kalemi vereyim.
O zamanlar bu ilaç
olsaydı, düşük yaptıktan sonra Emily'ye
verebilirdim.
- Düşük mü?
- Evet, kocası hapse
girdikten sonra.
Bana bundan
bahsetmemişti.
- Öyle mi?
- Evet.
- Kocası hapisten
çıkmadı mı daha?
- Bir hafta önce
çıktı.
Belki çıkması işlerin
düzelmesine yardımcı olur.
Carl'a ya da
Kayla'ya Hellman'dan bahsetme sakın.
Böylesi daha iyi
olur.
Ben hâlâ beni polise
verenin Carl olduğunu düşünüyorum.
Bu biletleri de, bize
muhtemelen olanlardan dolayı kendini
kötü hissettiği için verdi.
Zoloft
Umarım bu şeyler işe
yarar.
Bak, canın gelmek
istemiyorsa tek başıma da gidebilirim.
Bu insanlarla görüşmek
istemiyorsan, anlarım.
Tamam mı?
Ama benim artık sahalara
geri dönmem lazım.
Burada, böyle tek
başıma kalırsam daha kötü olacağım.
En azından, Doktor
Banks'in benden denememi istediği şeyi denemeliyim.
Carl?
Martin!
Tekrar hoş geldin.
- Nasılsınız efendim?
- Selam!
- Emily, seni
gördüğüme sevindim.
- Merhaba, ben de
öyle.
- Kayla, buradaki
güzel hanımı hatırladın mı?
- Merhaba.
Bizi davet ettiğiniz
için çok teşekkürler.
Kıyafetin çok güzel!
Bayıldım.
Harikaymış.
Teşekkürler.
Gelmenize çok
sevindik.
O şeref bize ait.
Tekrar teşekkürler.
Ben bara gidip bir
içki alacağım.
Bir şeyler isteyen
var mı?
Bu iyi bir fikir mi?
Evet, sorun yok.
Hemen dönerim.
Harika görünüyor!
İyi idare ediyor.
Yokluğum onun için
zor oldu, geri dönüşüm de zor olacak, herkes için.
Martin, sen yokken
keşke onunla daha fazla ilgilenebilseydim.
Gerçekten.
Hayır, sorun değil.
Önemli değil.
Olan oldu artık.
İyi akşamlar
hanımefendi.
Size ne verebilirim?
Votka ve maden suyu
lütfen.
- Buyurun.
Afiyet olsun.
- Teşekkürler.
Martin de bize şeyi
anlatıyordu Tatlım ne oldu?
Yapamıyorum.
Biliyorsun, geçen
sene ben de çok zor zamanlar geçirmiştim.
Vücudumda bir kitle vardı.
Hayatım kararmıştı,
bunalımdaydım ve doktorum Effexor diye bir ilaç
önerdi.
Çok yardımı olmuştu.
Martin'i çağırabilir
misin?
Tamam.
Özür dilerim.
Özür dilerim!
Yapamıyorum, özür
dilerim.
Sorun değil, sorun
değil.
Gel buraya.
Depresyon sizi bunaltıyor mu?
Doktorunuzdan ABLIXA'yı isteyin, ertesi gün elinizde olsun.
Bu kadar yaklaşmayın
hanımefendi!
Sağ olun.
Reçete yazabilen bir
kocaya sahip olmanın avantajları işte.
- Ne deniyordu bunun
adına?
- Beta bloker.
Bu yaptığım kötü bir
şey mi?
Herkes kullanıyor
onlardan.
Avukatlar,
müzisyenler.
Önemli işler için
mülakata girecek olan insanlar.
O haplar seni
olmadığın bir şey hâline getirmez.
Sadece, gerçekte
olduğun kişi olmana yardımcı olur.
Mülakata benimle
birlikte iki kişi daha girecek.
Merrill'den bir kadın
ve Citicorp'tan bir adam.
Ama Hazlitt benim
daha avantajlı olduğumu söylüyor.
Pardon D. Buna cevap vermem gerek.
Acil bir durum.
Bu kız çok çabalıyor.
- Doktor Banks,
sizinle hemen konuşmam lazım.
- Emily.
Evet.
Mesajını şimdi aldım.
Karımla birlikteydim.
Muayenehanenize
gittim ama orada değildiniz.
Ben de buraya geldim.
Gidip konuşamaz mıyız?
Eğer acilse, seni
kabul edebilirim.
Hayır.
Sadece şey Metroya binecektim ve Arabadayken olduğum gibi oldum sanki.
İşe gitmem gerek, sadece
beş dakikaya ihtiyacım var.
Sonrasında işe mi
gideceksin?
- Tamam, beş dakika.
- Tamam.
Kusura bakma.
Mülakattan çıkınca
ara beni.
Emily, bunun zor
olduğunu biliyorum.
Ama hissettiğin
umutsuzluk sadece bir semptom.
Bunu arkamızda
bırakmak zorundayız.
Psikoloğun biri bir
keresinde;
"Depresyon,
geleceğimizi inşa etmemizi engelleyen bir acizlik hâlidir." demiş.
Ama senin bir geleceğin var.
Evinde, Martin ile
birlikte.
Yeni bir iş kurmaya
çalışıyor.
Hapiste tanıştığı şu Hellman
denen adamla.
Peki sen bu konuda ne
hissediyorsun?
Bilmem.
Uğraşıyor en azından.
İşleri düzeltmek için
epey çabalıyor ve ben ona hiç yardımcı olamıyorum.
Ben de bir şeyler
için çabalıyorum.
Bugün Onu heyecanlandıracak bir şeyler almak için alışverişe
gittim.
Çabalıyorsun.
Zoloft'u daha fazla kullanamam.
Yapamam.
Başım dönüyor.
- Uyuyamıyorum.
Cinsel arzum kayboldu.
- Anladım.
Beraber çalıştığım şu
kadın, Julia Yeni bir ilaç kullandığını
ve ilacın ona çok yardımcı olduğunu söyledi.
Belki ben de
deneyebilirim dedim.
Taylor!
- Daha önce Ablixa kullandınız mı?
- Hayır.
İlacın bazı yan
etkileri olabilir.
Mide bulantısı, kas
yorgunluğu, uykusuzluk, iştah bozukluğu,
ağız kuruluğu, kaşınma gibi.
Nakit mi
ödeyeceksiniz?
New York Knicks'in
maçlarına biletler ve Cod Burnu'na yapılan
geziler vardı.
Çılgıncaydı.
Bir sene,
Warner-Lambert bizi Hawaii'ye götürmüştü.
Beş dakikalık bir
konuşma yaptım ve golf oynamaya gittim.
Pfizer'ın bütün bunlar
için kaç para ödemesi gerekiyor ki?
İki milyar mı?
Lily şu Zyprexa işini halletmek
için bile bir milyardan fazla para harcadı.
Bu konulardan
bahsetmek zorunda mıyız?
Öğle yemeğimi
mahvediyorsunuz.
Adını vermeyeceğim
bir temsilci; bana beyzbol maçı finallerine bilet vermişti.
Oğlum için imzalı bir
top almıştım.
Keşke beyzbol
sevdiğinizi bilseydim.
Bütün bunlar olurken
ben neredeydim?
İngiltere'de bir
yatılı okuldaydın muhtemelen.
En azından beş
dakikalığına iş konuşursak, siz doktorlara öğle yemeği ısmarlayarak ilaç yasasını da ihlal etmemiş oluruz.
Hazır.
Başla!
Yeni, kaygı giderici
ilacımız Delatrex için bir deneme süreci başlatıyoruz.
Ve bu konuda
görüşlerine başvurabileceğimiz doktorlar arıyoruz.
Çalışma, toplamda bir
yıl kadar sürecek.
İlgilenen var mı?
Ben yokum.
Yarışma için bir şey
üzerinde çalışıyorum.
Gizlilik anlaşması
imzaladım.
Madem öyle,
filetosunun parasını da kendi ödesin o zaman.
Ben de önümüzdeki
dönem ders vereceğim, biraz meşgulüm.
Peki siz Doktor
Banks, sizin de mi işleriniz yoğun?
Arkadaşlarımınki kadar
yoğun değil.
Ne yapmamı
istiyorsunuz?
Yaklaştın ama hayır.
30,000 mi?
50,000.
- Gerçekten mi?
- Evet.
Gerçekten.
Ne yapman gerekiyor
peki?
Birkaç toplantıya
katılmam, birkaç hasta bulmam ve verileri takip etmem.
- Daha meşgul
olacaksın yani.
- Evet.
Ama diğer tarafından
bakarsak, mesela bu gömleğin düğmeleri bir anda koparsa yeni bir tane alabilecek durumda olacağım.
Anladım.
Anne!
Evet canım!
Buradayız, tatlım.
Eşyaları
yerleştiriyoruz.
Kötü bir rüya gördüm.
Kıyamam.
Canım, çok şanslısın.
Jon'un rüyalarla
arası çok iyidir.
- Evet, öyledir.
- Sana yardım edecek.
Yatağına dön tatlım.
Uyuduğum zaman rüya görmek
zorunda mıyım?
Evet, hepimizin görmek zorunda olduğundan
neredeyse eminim.
Ama hepsi kötü olmak zorunda değil.
- Albert Einstein
var ya, hatırlıyor musun onu?
- Evet.
İzafiyet teorisini rüya
görürken bulmuş.
Paul McCartney de
bütün şarkılarını o şekilde yazmış.
Ben de, daha annenle
tanışmamışken onu rüyamda görmüştüm.
Sen rüyanda ne
göreceksin peki?
Bu ilacı yapan her
kimse çok zengin olacak!
Em!
Em!
Saat gecenin bir
yarısı.
Kıs şu müziğin sesini!
Em?
Birini mi bekliyoruz?
Em, beni duyuyor
musun?
Ne yapıyorsun?
İlaçları almayı
bırakamaz mı?
- Bunun başka bir
yolu yok mu - Olmaz!
Hayatta olmaz.
Nihayet
uyuyabiliyorum.
Enerjim var.
Sevişiyoruz.
Gerçekten birlikte
olduğumuzu hissediyorum.
Belki aynı etkiyi
veren başka şeyler de vardır.
Kesinlikle.
Başka SSRIlar ve
SNRIlar var.
Hayır.
Her şeyi denedim ben.
Sen bilmiyorsun
Martin.
Senin başına gelmedi
hiç.
Nasıl bir şey
olduğunu bilmiyorsun.
Tamam mı?
Her öğleden sonra
Sanki beynime zehirli bir sis yığını çöküyor ve beni felç ediyor gibi.
Tekrar başa
döneceksem, sanırım başka bir doktorla görüşmeliyim.
Bu şekilde
hissettiğiniz için üzgünüm.
Hayal kırıklığınızı
anlıyorum.
Ne yapacağız?
Bunun işe yaraması
için yapabileceğimiz şeyler var.
Ablixa'ya ek olarak kullanabileceğimiz
ilaçlar.
Bir tanesi, Ablixa
depresyonunuzu iyileştirirken
uyurgezerliğe engel olmak için mesela.
Bugün Otisville'e
gidiyorum.
Nihayet Hellman'la
görüşmemi kabul ettiler.
Houstan'da bir dükkan
açabileceğimizi düşünüyor.
Orada çok sağlam
bağlantıları var.
Greenwich'e geri
taşınacağız sanıyordum.
Eminim Houston'da da çok
iyi insanlarla tanışabiliriz.
Bana bu çalışmaya dahil
olmam için para ödüyorlar.
Ama eğer siz yer
almak istemezseniz, anlayışla karşılarım.
Delatrex dışında,
yazabileceğim başka ilaçlar da var.
İlaç tedavim ücretsiz
yani.
Bunu sigorta
şirketime falan bildirmem gerekmiyor mu?
Çalışmanın bir
parçası olmayı istediğiniz sürece ilaçlarınız ücretsiz.
Harika.
Bugün başlarız.
Emily, anlamıyorum.
Saat neredeyse 4:00
oldu.
Ne oldu?
Trene binmiştim, sonra
ineceğim durağı kaçırdım.
Martin taşınmayı
düşünüyor ben de gerçekten Evine git Emily.
Ama bir daha böyle
bir şey olamayacağını da unutma.
Benim için uygun
değil.
Selam.
Neler oluyor?
İşi Citicorp'tan
gelen adama verdiler.
Çok üzüldüm D.
Çok umutsuzum anasını
satayım.
Emily?
Hellman, Houston'a
bayılacağını söyledi.
Ne aldın bana?
Em?
Em?
Kahretsin.
Em?
Hep şu lanet ilaçlar
yüzünden.
Em.
Yine mi uykudasın?
Yapma!
Em, birilerine haber
ver.
Yardım et.
Birilerine haber ver.
Yardım et.
Size vurmuş muydu?
Tehdit mi etmişti?
Evde başka birisi var
mıydı?
Yemeğe başka kim
gelecekti?
Ne?
Ben uyuyordum, sonra
da
Uyandığımda onu gördüm.
Hareket Hareket etmiyordu.
Tüm hatırladığım Tüm hatırladığım bu.
Doktor Siebert.
Merhaba, rahatsız
ettiğim için özür dilerim.
Ben Jon Banks.
Konu Emily.
Bir olay olmuş.
Kapıda zorlama yok,
binanın güvenlik kamerasında da kimse görünmüyor.
- Bıçaktaki parmak
izleri de kadına ait.
- Avukatı nerede?
Avukatı yok ki.
Sürekli sizden
bahsedip durdu.
İkisinde de boğuşma
izi yok.
911'e de kendisi
aramış.
Dün gece kendisiyle bir
randevumuz vardı ama gelmedi.
- Onu en son ne zaman
gördünüz?
- Dört gün önce.
Nasıldı peki?
Masanın neden üç
kişilik hazırladığıyla ilgili bir fikriniz var mı Doktor Banks?
Kadın misafirle
ilgili bir şey hatırlamıyor.
Çocukları mı acaba?
Hayır, çocuğu yoktu.
Bu hapları
kullanıyormuş.
Depresyon için, değil
mi?
Reklamlarını
görmüştüm.
Daha önce size böyle
bir şeyden bahsetmiş miydi?
- Kendisiyle konuşmak
istiyorum, mümkünse.
- Hapiste
konuşursunuz artık.
Olay anında uyku
hâlinde olabilir.
- Ne?
- Uykusunda hareket
ediyor.
Bir şey
hatırlamamasının nedeni bu olabilir.
İlacın yan etkilerinden biri.
Daha önce de bu tarz olaylar yaşamıştı.
Uykusunda cinayet de işliyor ama.
Ayağı kalkın lütfen.
Arkanızı dönün.
O veya kocası size,
bu tarz bir şiddet eyleminde bulunabileceğini
düşünmenize neden olabilecek bir şey anlatmış mıydı?
Cevap vermeden ya da hasta-doktor mahremiyetiyle ilgili bir
şeyler söylemeden önce biraz da geleceği
düşünmenizi istiyorum.
Geleceği mi?
Bu iş iki şekilde olmuş
olabilir, öyle değil mi?
Yani, kadın ya katildir ya da ilaç tedevisinin kurbanıdır.
Hangisi olursa olsun,
açılacak davaların hedefi olacaksınız.
Her halükarda, biri
bedel ödeyecek.
O ya da siz.
Devler, daha önce
sizinle çalışmaktan epey memnun kalmış Doktor Banks.
Bu olayda da sizin
danışmanlık yapmanızı isterim.
Bu sefer durum farklı.
Öyle mi?
Artık ilaç falan
görmek istemiyorum.
Başka bir ilaç
kullanmamı istiyorlar.
Uyumama yardımcı
olacak başka bir hap.
Bunların neden olduğunu
anlamıyorum.
Bunu başka birinin
yapıp, suçu benim üzerime atmaya
çalışması mümkün mü?
Pek sanmıyorum.
Polis böyle bir
şeyden bahsetmedi.
Yanlış kişiyi
öldürdüm.
Elimden başka ne
gelir bilmiyorum.
Söylediklerinde
kararlı.
Jon.
Sürekli onların
peşlerinde dolanıp, onlara zarar
verebilecek şeyleri ellerinden almaya çalışamazsın.
Hastalarımızı haftada
birkaç kere, bir saatliğine görüyoruz.
- Kıza suçlamada
bulunacaklar sanırım.
- Ne ile
suçlayacaklar?
Hiçbir şey
hatırlamadığını söyledin.
Suç işleme niyeti
yokmuş.
Yapamazlar.
Arizona'da bir adam.
Karısını öldürüyor, cesedini
havuza atıyor ve kanlı kıyafetlerini
çıkarıp, arabasının bagajına koyuyor.
Ertesi sabah
uyandığında hiçbir şey hatırlamıyormuş.
Polisler onu
suçlayana kadar karısının öldüğünden bile haberi yokmuş.
Üstelik komşuları
adamı cesedi havuza atarken görmüş.
Geçen sene beraat
etmiş.
Kadının biri Sanibel
Adası'nda tatildelerken kocasının kafasına sert bir cisimle vurmuş.
Olay sırasında ikisi
de uykudaymış.
O da beraat etmiş.
Sana söylemeliyim,
benim bu davada danışmanlık yapmam istendi.
Ben de öyle olacağını
düşünüyordum.
Burada oldukça zor
bir durumdayım.
Umarım bunu takdir
edersin.
Öyle olduğunu
biliyorum ama eğer kız bu olaydan dolayı ceza alırsa senin açından iyi olmaz.
Bu, bütün sistemin
kötü görünmesine neden olur.
Sana kocasını
öldürmekten bahsetmiş miydi hiç?
Hayır, öyle olsaydı
ihbar ederdim.
Ailesinden biriyle
konuştun mu?
Martin'in annesiyle, beni
de o tuttu zaten.
Yardımına ihtiyacımız
var.
Konuşmak ister misin?
Hastalarımdan biri
tutuklandı.
- Kötü bir şeyden
dolayı mı?
- Evet.
Epey kötü bir şeyden.
Gerçekten yapmış mı
peki?
Suçlu mu?
Bu vakada, bu ikisi birbirinden çok ayrı şeyler.
Beni bir daha görmek
istememenden korkuyordum.
Martin'le yer
değiştirme şansım olsaydı bunu yapardım, inan bana.
Böyle bir şeyi
gerçekleştirebilecek biri için her şeyimi verirdim.
Bu işin nasıl
olduğunu anlayamıyorum.
Nasıl oldu?
Ben de bilmiyorum.
Bilmiyorum.
Benim yapacağım
bir şey değil bu.
Sanki Sanki böyle bir olay hiç olmamış gibi.
Ama anlamıyorum.
Televizyondaki
reklamları sen de gördün, insanlar iyileşiyorlardı.
Ben de iyileşiyordum
zaten, Doktor Banks bana çok yardımcı oluyordu.
Ama artık o yok ve oğlum da öldü.
Biliyorum.
Benim için bir şey
yapar mısın?
Ne?
Bir basın açıklaması
yapmak istiyorum.
İnsanlar başlarına neler
gelebileceğini öğrenmeli.
Martin'in anısı için.
Mutsuz olduğumuzda, bizi sağlığımıza kavuşturacaklarına
inandığımız için doktorlara gidiyoruz.
Ama ben sağlığıma kavuşmak yerine hayal bile
edemeyeceğim ızdıraplarla dolu bir
yolda buldum kendimi.
Sevdiklerimi de benimle beraber bu yola
sürükledim.
Tek istediğim; benden sonra başka insanların
bu hataya düşmemesi.
- Tekrar
hatırlatalım, bu mektubu yazan kişi sizin gelininiz.
- Evet.
- Cinayet
suçlamasıyla karşı karşıya kalan kişi?
- Evet.
Bunları yapmasına
neden olan bir ilaç yüzünden.
Aslında bu sabah, bu
trajik olayı tartışmak için Ablixa'yı üreten
şirket olan Sadler-Benelux'in
temsilcisini çağırmıştık fakat kendisi
programa çıkmayı kabul etmedi.
Neyse, yanımızda
Ablixa gibi antidepresanlar konusunda uzman olan Manhattanlı psikiyatristimiz Doktor Peter
Joubert var.
Birlikte bu
ilaçların yan etkilerinin tehlikelerini tartışacağız.
Peter, bu iş koca
bir gri alan gibi duruyor.
Josh, öyle zaten.
Bu yüzden İlaç
İdaresi, 2004'te antidepresanların
üzerinde uyarılar olan kutularda satılmasını istemişti.
Kabak mı yoksa
kuşkonmaz mı?
Çünkü bu ilaçlar, çocuklarda
ve ergenlerde intihar eğilimiyle
ilişkilendiriliyordu.
- Kabak mı kuşkonmaz
mı?
- Bilmiyorum.
İkisinden de.
Bu uyarılar
20'lerindeki genç yetişkinler için de geçerliydi.
Peter, doktorlar bu
olayların neresinde?
Onların
sorumlulukları neler?
İnsanların o doktora
soracak bir sürü sorusu olduğundan eminim.
Okul gezisi için
gerekli olan izin kağıdını ne yaptın?
Yanında mı?
Unuttun mu?
Heyecanlı mısın?
Ne?
- İşte orada!
Doktor Banks!
- Ünlü biri mi
- Emily Taylor ile ne zamandır görüşüyordunuz?
- Kiminle?
Emily Taylor'ın
kocanızın hastası olduğunu biliyor muydunuz?
- Çocuğu uzaklaştır
buradan.
- Neler oluyor?
Şu tarafa!
Şu fotoğrafa ne
diyorsunuz peki?
Bugünkü gazetenin ilk
sayfasını gördünüz mü?
- Hiç yorum
yapmıyorsunuz.
- Olmaz, şu anda
değil.
Bütün bunlarla ilgili
ne söyleyeceksiniz?
Hiçbir şey.
Kadın benim hastamdı.
Tüm söyleyebileceğim
bu.
Aranızda nasıl bir
ilişki vardı?
Aşağıda gazetecileri
gördüm.
Kameramanlar da vardı
galiba.
Sizin için mi
gelmişler?
Rahatsız olacaksanız,
arka tarafta başka bir çıkış daha var.
Karım buraya gelmemi
hiç istemedi.
Beni haberlerde
görmesinden endişelendim.
Bu aramızda sorun
yaratırdı.
Şu sarı saçlı olan
mıydı o?
Asansörde onu gördüm
galiba.
Gayet normal
gözüküyordu.
Sizin neyiniz olduğu konusuna
odaklanmak isterim.
O ne kullanıyordu?
Benim kullandığımdan
değil, değil mi?
Hayır, siz başka bir
şey kullanıyorsunuz.
Öyle olsa bana söylerdiniz değil mi?
Muayenehanenizin
gözden geçirilmesi dahilinde bütün
çizelgelerinizi ve kayıtlarınızı görmemiz gerekecek.
Şu anki ve eski
hastalarınızın.
Elbette.
Ne gerekiyorsa.
Üniversiteyi
İngiltere'de, Durham'da okumuşsunuz.
Neden burada, Amerika'da
çalışmayı tercih ettiniz?
Benim geldiğim yerde,
birisi psikiyatriste gider ya da ilaç kullanırsa insanlar, onun hasta olduğunu düşünürler.
Burada ise, o kişinin
iyileşmekte olduğunu düşünüyorlar.
Anladım.
İntihar
teşebbüsünden sonra Bayan Taylor ile ilk görüşen kişi sizmişsiniz.
Arabasını duvara
karşı sürmüştü.
Taburcu olmasına
mı karar verdiniz?
İntihar
teşebbüsünü bir hata olarak gördüğünü söyledi.
Ayrıca, sağlığına kavuşmak
istediğini de belirtti.
Kocası da onun evde
olmasını istiyordu.
Bunlara ek olarak; daha önce şiddet içeren davranışlarda
bulunmadığını da belirteyim.
Duvara karşı araba
sürmek şiddet içeren bir davranış değil mi?
Başka insanlar
için risk teşkil ettiğini düşünmüyordum.
Kendisi düzenli
olarak buraya, muayenehaneme gelirdi.
Önceki doktoruyla da
görüşmüştüm.
Doktor Siebert.
Ben de kendisiyle
konuştum.
Ayrıca birkaç vardiya
olarak hastanede de çalışıyormuşsunuz.
Bazen geceleri de.
Ve dediğinize göre;
ilaç kullanımı ile ilgili danışmanlık da yapıyorsunuz.
Epey fazla iş yükünüz
var.
Karım işini kaybetti.
Ve oğlumuz da, yani
üvey oğlum özel okula gidiyor.
Bir de yeni bir ev
aldım.
Yani; uzun
çalışma saatleri, daha fazla hasta yükü ve daha fazla stres.
Başka bir şey var mı?
- Eşinize sormak
istediğim sorular var.
- Tabii ki.
Bütün bu olanlar
yüzünden seni suçlayamazlar değil mi?
Hayır, öyle bir şey
olmayacak.
Beni suçlayamazlar.
Ben sadece
bilirkişiyim.
Hani şu, sürekli bir
şeyler çalıp duran
Ugandalı çocukta olduğu gibi.
Jüriye bazı şeyleri
açıklamak için bana ihtiyaçları var hepsi bu.
Yani duruşmadan sonra
bitecek.
Kesinlikle.
Üzgün görünüyordu,
çok üzgün.
Her gün.
- Nedenini söyledi mi?
- Hayır ama üzgündü
işte.
Bazen insanların
ayağı kayar.
Bazen atlarlar.
Dikkat etmemiz gerek.
Bu kadını
hatırlıyorum.
Tam çizgideydi.
Beni endişelendirdi.
Bizi insan yapan şey nedir?
Böceklerle mesela, aramızdaki en büyük fark
bizim bilinçli olmamızdır.
Ne düşündüğümüzün ve ne yaptığımızın farkında
olma durumudur.
Yani mesela acıktığımda,
bilinçli olarak bunun farkındayımdır.
Bu nedenle buzdolabına gidip, kendime bir
sandviç hazırlarım.
- Yani sandviçi hazırlama niyetindesinizdir.
- Evet.
Bir şeyi yapmaya niyetlenmek için bilinçli
olmak gerekir diyorsunuz.
İtiraz ediyorum sayın
yargıç.
Genel yargılarla
ilgili sorular soruyor, tıbbi değil.
Reddedildi.
Siz devam
edebilirsiniz.
Bilinçlilik, hareketlerimizin
içeriğini ve anlamını belirler.
Eğer bilinçli olmasaydık; işleyişimiz daha
çok hareketlerinin ne anlama geldiğini
düşünmeden içgüdüsel tepkiler veren bir
böceğe benzeyecekti.
Peki bu
Peki, bu hareketlerimizin anlamını belirleyen parçamız biz uykudayken de faal mi?
- Hayır.
- Hayır.
Bilinç olmadan ortada bir niyet
olduğunu nasıl kanıtlayabiliriz?
Kanıtlayamazsınız.
Bence kabul edecektir.
Ama hastaneden öyle bir haftada ya da bir ayda
çıkamayacak.
Epey uzun süre
kalacak.
Bu da anlaşmanın parçası.
Kabul etmek zorunda.
Sizce bu işe yarar mı?
Ona durumu açıklamaya
giderken Doktor Banks'i de yanımda götürebilirim.
Durumun şu şekilde
olmasını planladık: Cezai ehliyeti olmadığı konusunda hemfikiriz.
Tahliyesinden önce,
akıl hastanesinde ne kadar süre kalacağıyla ilgili ek bir sözleşme yaparız.
Suçlu değilim ama
yine de ceza mı alacağım?
Olay anında akıl
sağlığın yerinde olmadığı için hapis cezası almayacaksın.
Cinayetten dolayı
suçlu değilsin.
Bir süreliğine,
Wards Adası'ndaki Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne nakledileceksin.
- Orada kalmak
zorundayım ama.
- Evet, bir
süreliğine.
Gözlem altında
olacaksın.
Ben deli değilim.
Deli olmadığımı
biliyorsunuz.
Bence, sen koşulların ve
biyolojinin kurbanısın.
- Sizin görüşünüzü
dikkate almıyorlar mı?
- Ben sadece bir
doktorum.
Başka bir
psikiyatristin seni muayene etmesi faydalı olabilir.
Doktor Siebert'la
konuşalım.
Beni uzun süredir
tanıyor, benim için tanıklık edebilir.
Doktor Siebert'in
kayıtları savcılığa çoktan teslim edildi.
Ayrıca cinayet
sırasında onun hastası değildin.
Ama madem sadece koşulların ve
biyolojinin kurbanıyım o zaman bütün
suç Ablixa'nındır.
Ablixa'ya devam etmemi siz söylemiştiniz.
Eğer öyle olmasaydı, şu
anda bu durumda olmazdım.
Emily, bu anlaşmayı
kabul edersen psikiyatrist hazır olduğunu söylediğinde hemen tahliyen için başvurabiliriz.
Ya kabul etmezsem?
O zaman davaya devam
ederiz.
Ama ortada bir
ceset var ve cinayet aletinde de parmak izin.
Ayrıca seni olay
yerinde gördüler.
Bütün bunları
yaptığını inkar edemeyiz, o yüzden, belki
jüriyi beraate ikna ederiz ve bu işten
kurtulursun belki de kurtulamazsın,
bilemeyiz.
Peki siz ne
düşünüyorsunuz?
Bildiğim tek şey
şu: Akıl sağlığının yerinde olmadığı şeklindeki savunmalarda başarı ihtimali %1'dir ve onlar sana bu
şansı tanıyorlar.
Benimle dalga mı
geçiyorsunuz?
Buradakiler hiç kötü
bir sonuçla karşılaşmadı m?
Buradakiler ilaçların
hastalar üzerinde yan etkisi olduğunu görmedi mi?
Bu bilgisizliğin
inanılmaz.
Sorumluluk kabul
etmiyor musun?
Kızın vücudu ilaca
tepki verdi diye mi?
İlaç piyasaya daha
yeni sürüldü!
Benim seanslarımın
birkaçına da katılmıştı.
Buradaki çevrenin
bir parçası olmuştu.
Daha önce de
ilaçlarını almaktan korkan bir kaç hastam vardı.
Denetleme kurulu
burada.
Olay akşam
haberlerinde duyulacak.
Hem kızın avukatıyla
hem de savcıyla konuştum.
Durumu hallettik.
Akıl sağlığı
yerinde olmadığı için ceza almayacak.
Kızı hastanede
gözlem altında tutacaklar.
Bizle ilgisi
kalmayacak.
Her şey bitmiş
olacak.
Saçmalıyorsun Jon!
Bu olay üstüne
yapışıp kalacak!
Sonsuza kadar bu
olay karşına çıkacak.
Ayrıca senin arkanda
olursak, biz de aynı sona sahip olacağız.
Bu ne demek şimdi?
Kız suçlu değilse ben
neden suçlu oluyorum?
Mantıklı insanlar
olaya bu yönde bakacaktır ama maalesef
etrafta pek mantıklı insan göremiyoruz.
Anlıyor musun?
Bunu sormak zorunda
bile olmamalıydık.
Neler olacağını
anlaman lazımdı.
Ama görünen o ki bu senin
için oldukça zor!
Bu işi benim
batırdığımı mı düşünüyorsun?
Bilemiyorum.
Taylor isimli kızı bekleme
odasında görmüştüm.
Oldukça çekici bir
bayandı.
Yaralı bir kuş
gibiydi.
Hassas bir
dönemiydi.
Ona erkek bir
hastana davrandığından daha farklı davranmış olabilir misin?
Gene.
Öyle bir şey
olmadı.
Belki de biraz
geri planda kalmanın zamanı gelmiştir.
Hasta yükünü
azaltırız.
Düşük seviye
hastalarla ilgilenirsin.
Biraz kendi hayatına
odaklanırsın.
İnanamıyorum.
Elime bir mektup
ulaştı Jon.
Daha kimseyle
paylaşmadım ama ortaya çıkacağını düşünüyorum.
Ne tür bir mektup.
Alison Finn
hakkında.
Öğrenim gördüğüm
dönemdi.
Üniversite'de
poliklinik gibi bir yer vardı.
Onu belki üç kez
görmüşümdür.
Kız orada intihar
sırası denilen yerdeki diğer insanları
da görüp duruyordu.
Kız hem paranoyak
şizofreniydi hem de uyuşturucu
bağımlısıydı.
Oldukça hastaydı.
Nerede yaşadığını
biliyormuş.
Beni takip etmiş.
Mektup ‘ta kızı alıp,
Londra'ya götürdüğün yazıyor.
Asla.
Bunu neden yazmışlar?
Kızları intihara
teşebbüs etmiş ve arkasında bana ithaf
ettiği bir not bırakmış.
Böyle bir şey asla
olmadı.
Bak.
Hastalar ve
terapistleri arasında duygusal bir
transfer olması anormal bir durum değildir.
Sana arabada oral
seks mi yaptı?
Asla!
Bu sadece bir fantezi!
Depresyon enerjinizi
yok edebilir.
Zamanınızı boşa
harcatır.
Yıllar önce eşini aldatan
bir hastam vardı.
Her hafta buraya
sanki günah çıkarmaya gelir gibi geliyordu.
Ağlıyor ve pişmanlık
duyduğunu belirtiyordu.
Durmadı.
Sonra bir gün geldi
ve ilişkisini bitirdiğini söyledi.
Sanki birdenbire
aydınlanma yaşamış gibi sorununu çözmüştü.
6-7 ay sonra karısı
adamın başka eyalette bir ailesi daha
olduğunu öğrenmiş.
Adam ona yalan
söylüyormuş.
Ayrıca bana da
yalan söylemiş.
Çocukları beni
suçladı.
Karısı beni
suçladı.
Hatta hasta bile
suçu bana attı.
Zaman içinde ben
de kendimi suçladım.
Burada demeye çalıştığım şey,
bir kardiyolog kan sayesinde kalp
krizinin geleceğini görebilir.
Peki, söylenen şeyin yalan olduğunu kim
anlayabilir?
Veya geçmişi, üzüntüyü kim anlayabilir?
O makaleyi
yazdığından bahsetmemiştin.
Biz birbirimize
hastaların durumunu danışıyoruz, özgeçmiş göstermiyoruz.
Böyle bir şey
yapsam sence de bu işi biraz kişiselleştirmiş olmaz mıydım?
Bu benimle ve
Emily'le ilgiliydi.
Uykuda yürüme olayını
neden anlatmadın?
Sana mı anlatacaktım?
Sana anlatan kişi
oydu.
Sen de kıza Ablixa
vermeye devam ettin.
Bu kararı sen verdin
Jon.
Nereden biliyorsun?
Neyi?
İlacı bir kereden
fazla aldığını.
Bunu nereden
biliyorsun?
Kız senin hastanken
de o ilaçlardan alıyor muydu?
Biliyorum çünkü haberlerde
söylüyorlar.
Bu sayede biliyorum.
Herkes biliyor.
Herkes her şeyi
biliyor Jon.
Böyle miydi?
Bu hızda mıydı?
- Hayır, bundan daha
hızlı.
- Daha hızlıydı.
Evet, ayrıca emniyet
kemeri de takılıydı.
Emniyet kemerini mi
takıyordu?
Emin misin?
Evet, gözlerimle
gördüm!
Yüksek standartlarda yaşarken
bir bakıyorsun hapishane ‘deki kocanı
ziyaret edip, Japon eriştesi yemek zorunda kalıyorsun.
Böyle bir durumda kim
depresyona girmez ki?
Daha sonrasında
olanlarsa Tanrım, çok trajik bir durum.
Benim de depresyona
girdiğim zamanlar oldu, o yüzden anlayabiliyorum.
Bunu duyduğuma
üzüldüm.
"Her öğlen saat
3:00 civarında zehirli bir sis perdesi "zihnimde
beliriyor ve felç olmuş gibi hissediyordum.
"
"Zehirli bir sis perdesi mi"?
- Bana değil, William
Styron'a ait.
- Evet, William
Styron.
- Darkness
Visible.
- Darkness
Visible.
Benim de yazmak için
niyetlendiğim zamanlar oldu ama Bir
gelişme kat edebildi mi?
Ona göz kulak
oluyorum.
Pardon Julia siz
misiniz?
Julia?
Julia siz misiniz?
Rahatsız ettiğim için
özür dilerim.
Julia siz misiniz?
- Hayır.
Julia?
Siz Julia mısınız?
- Hayır, adım Joan.
- Julia.
- Burada Siz Julia mısınız?
- Hayır, ben Susan.
Bir şey mi oldu?
Arkadaşıyla konuşmak
istiyordum, adı Julia.
Julia mı?
Burada o isimde bir çalışanımız
olduğunu sanmıyorum.
Öyle mi?
Şuna bak.
Hava yastıkları ve
emniyet kemerleri hakkında her şeyi biliyormuş.
Lanet olası reklamlar
kızın çalıştığı ofisin lobisinde devamlı dönüyor.
- Neredeydin?
- Ne?
Beni okuldan almayı
unuttun.
Buradaydım.
Bununla uğraşıyordum.
Tatlım odana git.
Ödevlerini yap.
Birazdan geliyorum.
Özür dilerim.
Ne bunlar?
Delatrex
ilacıyla mı alakalı?
Hayır, bak kızın
ofisine gittim.
Ablixa alan
Julia diye bir kız yok.
Neden bahsediyorsun?
Neden Julia diye
birini uydursun ki?
Bilmem.
Hasta değil mi?
Hasta insanların
bir şeyler uydurabileceğini sanırdım.
Yani daha iyisin.
Evet çok daha iyi.
Burada koşu bandında
koşuyorum böylece serotonin'i daha
çabuk kana karıştırıp, formda kalabilirim.
Kendini " zehirli bir sis
perdesinin" arkasında hissetmiyor musun?
Hayır.
Hayır, artık değil.
Bu laf aklıma takıldı
kaldı.
Aklına nereden geldi?
Aslında bilemiyorum.
Sanırım sadece
Sanırım
geçmişte de böyle hissediyordum.
Belki bir yerlerde okumuş
veya duymuşumdur.
Martin'le beraber
tekne kullanırken hep sis çökerdi.
Eminim depresyondaki birçok
insan bu şekilde hissetmiştir.
Önemli olan tek şey o sis perdesinin artık
kalkmış olması.
Ve gerçekten yakında buradan çıkacakmış gibi
hissediyorum.
Üzgünüm, gitmem lazım.
Şehirde bir toplantım
var.
Belki de gelecek
sefer daha uzun kalırsın?
Burada başka
ziyaretçim yok ve hevesle gelmesini beklediğim
tek an da bu.
Arkadaşın Julia vardı?
Julia mı?
Evet.
Reklam ajansından.
Julia.
Hayır, Julia'la birlikte
Bar’da çalışmıştık.
Olaylar olduktan
sonra ondan haber almadım.
Hatta insanların
çoğundan haber almadım.
İyi misin?
Bütün hayatının
elinden kayıp değişmesinin nasıl olduğunu biliyorum.
Buradaki tek fark,
sen yanlış bir şey yapmadın ama Martin yaptı.
İşte seni buraya
çağırma nedenim.
Taylor davasının da
içinde olduğu makaleye olan yoğun ilgiden…
ve etik kurallar gibi şeylerden dolayı sana söylemek istediğim şey Bu çalışmadan çıkmanı istemek durumundayım.
Bunun fazla olduğunu
biliyorum ama sana şu an bir ödeme yapamayız.
Anonim olarak devam
edebilirim.
Hala çalışmaya devam
edebilirim.
Gerçekten üzgünüm.
Bu konuda kendimi çok
kötü hissediyorum.
Belki tüm bunlar
bittiğinde başka bir çalışmada bizle birlikte olursun.
Pekâlâ, o zaman.
İşlerin boka sardığı
Sadler-Benelux'e rağmen %30 yükselişteyiz.
Ne?
Wall Street’teki
adamlar Ablixa'da yaşadığımız şeyden
dolayı nakit akışına devam ettiler.
Bu, bizim çok işimize
yaradı.
Hisselerin düşeceğine bahse
girebileceğin gibi yükselişe geçeceğine
de bahse girebilirsin.
9/11'den bir kaç gün önce havayolu şirketlerinin hisselerinde
inanılmaz bir yükseliş olmuştu.
Kimse nedenini bilmiyor.
Gizemini tamamen koruyor.
Ama Amerikan Hava Yolları hisseleri uçaklar
çarptıktan sonra %40 oranında düştü ve
insanlar acayip para kazandı.
Ve bu yasal bir şey değil.
Bir şeyin yasal olmadığını düşünmekle o şeyin olması için yasaları çiğnemek aynı
şey değil.
Jon, içerden bilgi
alıp hisselerle oynamak nedir biliyorum.
Finans işinde
çalışmıştım.
Eminim biliyorsundur
ama bak.
Gördün mü?
Martin Taylor
öldükten sonra Sadler-Benelux'da ne
olduğuna bir bak.
Düşmüş.
Hem de oldukça.
Azilyle ise yükselmiş.
Hem de fazlasıyla.
Bunu o yaptı.
Bunun olmasını o
sağladı, anladın mı?
Anlıyor musun?
Ablixa onun fikriydi!
Talimatları yazan
sendin.
Sen yazdın.
Bugün iş buldum.
Tam zamanlı iş teklif
ettiler.
Sabah sana mesaj
bırakmıştım.
Duymadım.
Hastane ‘de olduğum için
telefonum kapalıydı.
Bu ve danışmanlık
parasıyla birlikte sonunda Delatrex işi olmadı.
Bitti.
Kovuldum.
Ne?
- Ne zaman?
- Bugün.
Bu yüzden Emily'le
olan bu durumu halletmem gerekiyor.
Başka bir Alison Finn
olayına izin vermeyip bununla savaşacağım.
Emily veya Alison
hakkında bir şey duymak istemiyorum.
Ama bu durum artık mantıklı
gelmeye başladı!
Hayır, mantıklı değil!
Bütün gün burada
oturup, bununla uğraşıyor olman hiç de mantıklı değil!
Dava kapandı.
Fotoğrafçılar gitti,
ortakların gitti, Delatrex
olayı bitti.
Bu işle hala uğraşan
bir tek sen kaldın.
Ben sadece neler
olduğunu anlamak istiyorum.
Tedavi ettiğin kadın
kocasını öldürdü.
Olan şey bu.
Sana zaten gerçeği
anlattım.
Bu sayede bunu
kanıtlayabileceğiz.
Nasıl olacak?
Gerçek ruh halini ortaya
koyacak.
Sodyum amital bir kişinin psikolojisini incelememize yardımcı oluyor.
Çekingenliği engelliyor.
Bir deneme videosu
çekip, hâkime bunu göstereceğiz.
İlaçlar hakkında
nasıl hissettiğimi biliyorsun.
Emily, buradan
çıkabilmenin en hızlı yolu bu.
Bendeki etkileri ne
olacak?
Başlarda
kendini sersemlemiş hissedeceksin.
Ondan sonra da
kendini rahatlamış ve sakin hissedeceksin.
Bir kaç dakika
sonra, uykun gelecek ve muhtemelen uyuyacaksın.
Bunlar olurken sen ne
yapacaksın?
Sorular soracağım.
Sen de
yanıtlayacaksın.
Olan şeyler hakkında nasıl
hissediyorsan onları söyleyeceksin.
İlk başta bana
gelme nedenin neydi?
Gelme nedenim
yaşadığım depresyondan kurtulmak ve
kocamla bir hayat kurmak istememdi.
İşte bu test bize
bunu gösterecek.
Ya başka bir şey
söylersem?
Ne demek istiyorsun?
Ya durumumu daha kötü
kılan bir şey söylersem?
Hoşuna gitmeyen
bir şey söylersen videoyu ortadan kaldırırım.
Kaç yaşındasın Emily?
Yirmi sekiz.
Şu an neredeyiz?
Ward Adası, Adli
Psikiyatri Merkezi.
New York eyaletinin
başkenti neresidir?
Albany.
Neden burada olduğunu
biliyor musun?
Çünkü kocam öldü.
Nasıl öldü?
Onu bıçakladığımı
söylüyorlar ama hatırlamıyorum.
Onun ölmesini mi
istedin?
Onu bilerek mi
öldürdün?
Hayır.
Üçümüzün birlikte
tekneyle buralardan uzaklaşmasını istemiştim.
Üçünüz mü?
Madeleine de var.
Ona ne oldu?
O gitti çünkü
üzgündüm.
Daha fazla üzgün
bir insanın içinde yaşamaya devam etmek istemedi.
O bana çok destek
oldu ama onu benden aldılar.
Ona bir kız evlat
vermek istemiştim.
Onu öldürdün.
Ona kızgın mıydın?
Ondan nefret mi
ediyordun?
Hayır.
Onu asla incitmem.
Onun her şeyini
seviyordum.
Kokusunu, ellerini.
Onun hakkındaki her
şeyi seviyordum.
Bunu para yüzünden mi
yaptın?
Onun yaptığı gibi?
Emily.
Onun her şeyini
seviyordum.
Emily, beni duyuyor
musun?
Hatırlayamıyorum.
İfadesinde bunu
söyledi.
Hatırlayamıyor.
Yalan söylüyor.
Kızın uykuya dalmış olması
neyi kanıtlıyor?
Bunu yok etmen lazım.
Zavallı kadına
işkence ediyorsun.
Bu tuz.
Ona tuzlu su
verdim.
Ne?
İlaç
kullanmadım.
O zaman neden
kendinden geçti?
Tuzlu su almışken böyle bir
performans gösteremezsin.
Hastaneyi ara.
Kan tahlili iste.
Kızın sisteminde amital bulamayacaklar.
Bunca zamandır yalan söylüyordu.
Bunu yok et.
Hayır.
Hastaneyi ara.
- Kan tahlili iste.
- Hayatta olmaz.
Onu yakaladık.
Tutuklayın.
Hayatımı geri
istiyorum!
Bu sizi yok etmeden
siz onu yok edin.
Arabanın güvenlik özelliklerini
biliyordu.
Bunu bana veya bir
başkasına söylemek istemezsiniz.
- Sadler - Benelux
hisseleri de düştü.
- Dr. Banks susun.
Kes!
Artık çok geç!
Bu işten milyonlarca
dolar kazanıldı!
Hayır!
Bizimle birlikte çalışabilirdin.
Senden bunu rica
ettim.
Hüküm verildi.
Burada çevirdiğin
olay neyse artık bunun için çok geç.
Tüm bu şeylere yeni
baştan başlayamayız.
Bu ülkede çifte
yargılama yasası var.
Banka hesaplarını
kontrol edin.
Ettik.
Her zaman ederiz.
Bir şey çıkmadı.
Sağlık sigortası yok,
hisse senedi yok, Martin'den kalma bir miras yok.
O, depresyonda değil.
Sen de bunu
anlayamadın ve birisi öldü.
Ben de o cinayeti
yakalayamadım ve birisi hapse girmedi.
İkimiz de başarısız
olduk.
Bu çevirdiğin dümen
işte bunu kanıtlıyor.
Eğer bu bir şey
kanıtlıyorsa o da bir şey
bilmediğimizdir.
Sen de suçlu
olmayan bir kadına yalan söyleyerek
kadının sırtına büyük bir yük bindirmiş oldun.
Bu konuda sen nasıl hissediyorsun
bilemem ama bu konunun seninle benim aramda
kalmasını tercih ederim.
Asla buraya gelmedin.
Sadece bir
kereliğine gel ve onu bir gör.
Lütfen.
Depresyonda değil.
Aslında bunu
kanıtlayabilirim.
Onu neden şimdi
muayene etmeliyim?
Beni bu yüzden mi
görmek istedin?
Lanet olsun Jon!
Sonunda bunu kendi
başıma çözdüm.
Sadece onu görmeye
gel.
Bir şeylere takılıp
kalmışsın Jon.
Bence seni oradan
kurtaracak birine ihtiyacın var.
İyi birini
önerebilirim.
Hala onu görmeye mi
gidiyorsun?
Ben danışmanım.
Bu davadaki uzman
benim.
Buna son vermen lazım.
Bunun sonlanmasına
izin vermelisin.
Ward Adası'ndan
uzaklaşıp, davadan istifa etmelisin.
- Uzaklaş.
- Bunu yapamam.
O zaman bu iş senin
yakanı bırakmaz.
- Benimle gelip, onu
görmeyecek misin?
- Hayır.
- Başka bir şey
sorabilir miyim?
- Ne?
Biraz Adderall lazım.
Ufak bir doz, 20
miligram.
- Beni bu yüzden
çağırdın değil mi?
- Odaklanmakta zorluk çekiyorum Gene.
O ilaç da bunun için var.
Bir şeylere
odaklanmak istiyorsan onu bir daha
görmemeye odaklan.
D, söylediğin şeyi
düşünüyordum.
Bak, haklısın.
Artık bunu geride
bırakmanın zamanı geldi.
Şimdi Ward adasına
doğru gidiyorum.
Onu bir daha
görmeyeceğim.
Emily'i görmeye
gitmişsin.
Doğru söyledin,
gittim.
Önce beni
arayabilirdin.
Beni o aradı.
Oldukça üzgündü.
Hali hazırda duygusal
olarak acı içerisinde olan bir kadını böylesi
bir oyuna alet etmek hiş iyi değildi.
Ne düşündüğünü
anlayamıyorum.
Onun ruh halini
ortaya çıkarmaya çalışıyorum böylece
onun için olabilecek en iyi tedaviyi oluşturabilirim.
Tedavi mi?
Suçsuz olduğu
hükmü verilen bir kadına amital
vererek, etkisindeyken onunla konuştun.
Umarım bir şeyler
öğrenmişsindir.
Öğrendim.
Aslında çok fazla
şey öğrendim.
Bence daha fazla
gözetim altında tutulmalı.
Ayrıca daha fazla
ilaç almaya da ihtiyacı var.
Ben Bridge
caddesindeki Dr.Siebert.
Manhattan'a bir zarf göndermek
istiyorum.
Ufaklık nerede?
S..tir!
Polise gitmiyorum ya
da bu durumda kim giderse gitsin.
Ben sadece buradan
çekip gidiyorum.
Ne?
Bekle!
Dur!
Durayım mı?
Bunun yeniden olması
için mi durayım?
Başka bir Alison veya
Emily olayı?
Anladın mı?
Tamam, bunlar her
şeyi kanıtlıyor.
Bunları o çekmiş.
Bunlar bir
arkadaşımın kocası tarafından yollandı.
Hayır, bu doğru değil.
Bizden uzak dur.
Dur!
Dierdre!
Dierdre.
Dierdre, bekle bir
dakika.
- Hayır Jon.
- Bekle bir dakika.
Okunmamış iki
mesajınız var.
İlk mesaj.
Dr.Banks'in evi mi?
Ben Tıbbi yönetim
gözlem kurulundan Jeffery Childs.
Alison Finn'le
alakalı bazı sorularım olacaktı.
Beni tekrar
arayabilir Silindi.
Ben Dr. Siebert.
Eminim Emily Taylor
davasıyla ilgili gönderdiğim son
notları almışsındır.
O konuda sana
katıldığım bazı noktalar var.
Herkesin
hastasını istediği şekilde… tedavi
etmesi kendi çıkarınadır.
Belki bir kahve
içmek için buluşabiliriz?
Teşekkürler.
Kaydedildi.
Başka yeni mesaj yok.
Silinen mesajları
kontrol et.
1 ve 9'a basın.
Bu ulusal basında
yayınlanabilir.
" Psikologlar hastaları
düzüyor ve kocalarını öldürmeleri için
onları manipüle ediyor."
Oldukça ilgi çekici.
Böyle bir şeyin
doktorluk hayatına son vereceğini söyleyebilirim.
Ama dur.
Eminim artık ortada
ne bir doktorluk hayatın ne karın ne de
çocuğun kalmıştır.
Peki, daha ne
kaybedebilirsin?
Martha bunları ihmal
sonucu ölüme sebebiyet verme olarak kullanabilir.
Hükümet hala
lisansını elinden almadı mı?
Hastalarıma her
zaman "Gelecekteki
davranışlarımızı belirleyen en iyi şey nedir?" diye sorarım.
Cevabı
"Geçmişteki davranışlarımız.
" Artık başka hastan olmayacak. Ortak olduğun
kişinin bir deli olmasının tek kötü yanı
onun her zaman deli olarak kalacak olmasıdır.
Bilirsin, baba
problemi yaşayan ufak kızları tedavi etmek çok zordur.
İyi denemeydi Jon.
Ama bunu yemiyorum.
O lanet parayı
harcamaya başla.
Çünkü onu senden geri
almak için gelecekler.
Neden bahsediyorsun?
Gidip, ona
sorabilirsin.
Seni görmeye devam etmek
istediği söyledi.
Bana her şeyi anlattı.
Her şeyi mi?
Hayır, esas ben sana
her şeyi anlatacağım.
Kaybedecek bir şeyin olmasa
burada olmazdın.
O hali hazırda
"suçlu değil" hükmünü aldı.
Öte yandan sen S..ktir git!
Onu hemen oradan çıkartacaksın,
duydun mu?
Bunu yap, bundan
sonra herhangi birimizden bir daha haber almayacaksın.
Hayatına geri
dönüp, zengin beyazların problemlerini
dinliyormuş gibi yapmaya devam edebilirsin.
Jon, o kız şu andan
itibaren iyileşti.
Dâhinin tekisin!
Son zamanlarda
oldukça tahrik edici bir tutum sergiliyor.
En iyisi
ziyaretçilerini yasaklamamız olur.
Bana haber vermeden
telefon görüşmesi yapmasını da yasaklamalıyız.
Ayrıca ilaçlarını
içmemekte diretiyor.
Görevlilere karşı saldırgan
bir tutum içinde.
Durumu daha da kötüye
gidiyor.
Ben de bundan
korkuyordum.
O ağız koruması.
Dişlerini sıkıp,
dilini parçalamaktan koruyor.
Beş saniye sürüyor.
Onu kontrollü bir
şekilde felç eden ilaç vermelerine rağmen
ayak bileğine turnike yapıyorlar, gördün mü?
Kadının felç
geçirdiğinden emin olmak için yapıyorlar.
Ayağına dikkatle bak.
Bu tarz bir uygulama
bir çok depresyon vakasını tedavi etmekte çok etkili oldu.
Bu uygulamada
ilaçlardaki yan etkilerinin hiç birisi yok.
Böyle bir şey normal
bir insana ne yapardı hiç bir fikrim yok.
Sana ayrıca başka bir
test de yapmak istiyorum.
Bir kişilik testi.
Sadece evet-hayır
bazlı sorulardan oluşuyor.
Kayıtlı ilk mesaj.
Ben Dr. Siebert.
Emily Taylor
davasıyla ilgili gönderdiğim son
notları almışsındır.
Çok göze çarpıcı bir
veri olmaz belki ama sonuçlar heyetin dikkatini
çekebilir.
Herkesin hastasını
istediği şekilde tedavi etme yöntemi kendi çıkarınadır.
Ellerinde
bakabilecekleri bir veri olması hoşlarına gider.
Bekle.
Ne diyor?
Kim?
Bence artık benim
doktorum olmamalısın.
Bu davadan istifa
etmen gerekiyor.
Victoria bu iş için
bana çok fazla para ödedi.
Sanırım ödemeyi senin
payından yaptı.
Şok tedavisi onun fikriydi.
Bu tedavi hafızaya zarar veriyor.
Bazı şeyleri
unutmaya başlaman hepimizin yararına olur.
Tedaviniz için hazır mısınız
Bayan Taylor?
Tedaviyi yarına
aldırdım.
Telefonu kullanmam
lazım.
Sıradaki sensin.
Hemen avukatımı
aramam lazım.
Daha uzun sürecek mi?
Daha uzun sürecek mi?
Telefonu kullanmam
lazım.
Daha uzun sürecek mi?
Bunun bir limiti yok
mu?
Birini aramam lazım.
Psikoloğum benimle
kafa buluyor.
Telefonu bana bırakır
mısın?
Üzgünüm Bayan Taylor
ama telefon etme yasağınız var.
Kim koydu?
Dr.Banks mi?
O artık benim
doktorum değil.
Bana saldırdı.
Adam hasta.
Bayan Taylor lütfen
uzaklaşın.
Telefonu bırak.
Telefonu bırak!
Bayan Taylor,
sakinleşmeniz gerekiyor.
Bana Dr.Siebert'i
gönderin!
Bu saçmalık!
Burada bile olmamam
gerekiyor!
Ben hasta değilim!
Bana Dr.Siebert'i
gönderin!
Hayır!
Sakinleş!
Sakinleş!
Olmaz, istemiyorum!
İstemiyorum!
Dr. Siebert mi?
Ben Dr.Banks.
Son yaptığımız
konuşmayı düşünüyordum.
Evet.
Bu konu hakkında bir
fikrim var.
Belki de gerçekten
dâhiyimdir.
Merhabalar!
İçeride konuşmasak
iyi olur, değil mi?
Ne konuda konuşacağız?
Bu hafta Jüri’nin
önüne çıkmak istiyor.
Ne söyleyecekmiş.
Bu değişir.
Önceki aşağılık
psikoloğu hakkında uzun bir nutuk çekebilir.
Sermaye piyasası
kurulunun incelemesini isteyip.
Bütün hikâyeyi
anlatır.
Böyle bir şey kesin
ulusal basında yer alırdı, değil mi?
- Senin bundan ne
çıkarın olacak?
- Bilmiyorum.
Belki akıl sağlığı.
Dediğim bu değişir.
Hayır.
Hayır.
Hayır.
Seninle bu son
konuşmam.
Tamam mı?
Onun salınmasını
sağlayacaksın ve sonra tekrar birer yabancı olacağız.
Tabii ki, eğer başka hastaların
olsun istiyorsan.
Hayır.
Görevliler bana
zorluklar yaşadığını söylediler.
Bu yüzden buna
yardımcı olacak bazı ilaçlar ekledim.
Eğer sana gerçekleri
anlatırsam, bu ilaçları almayabilir miyim?
Eğer daha fazla
ilaç alırsam gerçekleri anlatacak halim kalmayacak.
İstediğin her
şeyin olduğu ve buna hayatım dediğin
bir şeye sahip olduğunu hayal et.
Bu hayata kendini
kaptırdığında birden kaybediyorsun ve
birdenbire geleceğini tahmin etmek daha
zor oluyor.
Buna depresyon
demiyor, değil mi?
Ben de bunu aşmak
için Dr.Siebert'e gittim.
Çocukluğum hakkında
konuştuk.
Anne ve baba
sorunlarım hakkında konuştuk.
Martin için neler
hissettiğim anlattım.
O da bana kendi kocasıyla olan
evliliğinin fikir evliliği dışında
başka bir şey olmadığından bahsetti.
Bir süre sonra
fikirleri de uyuşmamaya başlamış.
Bir süre sonra adam
onu genç bir model için terk etmiş.
O da fazla bir süre
yalnız ve tek başına kalmış.
Sanırım her zaman kadınlardan
hoşlanmış ama bu zamana kadar benim
gibi birini bulamamış.
O bana nasıl depresyona girebileceğimi
öğretti.
Hangi ilaç hangi yan etkiye sahip bunu
söyledi.
Hangi semptomlar hangi teşhise
yol açar bunu gösterdi.
Ben de ona
Martin'den öğrendiğim hisselerdeki
oynamaları ve değişimleri öğrettim.
Hisse satışları onun
adına yapıldı.
Böylece Martin'i
affettim.
Her hafta sonu onu
ziyarete gidip onu beklediğim söyledim.
Siz doktorlar kandırmaya
ne diyordunuz?
"Hasta rolü yapma"?
Çok tuhaf bir laf.
Kızlar kandırma
olayını erken yaşlarda öğrenirler.
Muhtemelen
erkeklerin yalan söylemeye başladığı yaşlarda.
İşlerin bizim
için iyi gitmesini istediğimi herkese göstermemiz gerekiyordu.
Kocamı ne kadar
sevdiğimi.
Ne kadar derin
bir depresyon geçirdiğimi.
Onu öldürmeye ne
zaman karar verdiniz?
Böyle bir kararı
bir kerede veremezsin.
Bunu defalarca
düşünürsün dönüp hayatına baktığında olduğun yeri ve kimin buna neden olduğunu
görürsün.
Hepsi onu
gösteriyordu.
Tüm problemlerin
ve hayal kırıklarının her birinin nedeni oydu.
Böylece onun yok
olmasının hayatını daha iyi yapacağını
düşünüyorsun.
Eğer sen
duruşmadan sonra olması gerektiği gibi ortadan
kaybolmuş olsaydın her şey sorunsuz
gidecekti.
Neden ben?
Alison Finn yüzünden
mi?
Bu sadece bir
rastlandıydı.
Uygun bir dikkat
dağıtma hamlesiydi.
Senin olman
gerekmiyordu.
Elindeki talimat
kâğıdıyla kaldığım odaya giren sen veya bir başkası olabilirdi.
Özellikle seni hedef
seçmedik, bir hedef için etrafa bakıyorduk.
Bir yerlerde sevinç gözyaşları ve
nefret gözyaşları arasında farklılıklar
olduğunu okumuştum.
Bu doğru mu?
Bu kimyayla
ilgili ama sadece gözyaşına bakıp hangisi
olduğunu söyleyemezsin.
Alo?
Alo, yardıma ihtiyacım
var.
Sanırım Kocamın kanaması var ve sanırım Sanırım o bıçaklandı ve öldü.
O öldü.
Sanırım öldü.
O öldü!
Birilerini
göndermeniz lazım!
Lütfen!
Hiç Paxil almadın, değil
mi?
Hayır.
Ya da Zoloft.
Hayır.
Sadece Ablixa.
Benim bir işime
yaramadı.
Sana ne zaman ödeme
yapmaya başladı.
Bir gün ona sırtını
döneceğini biliyordu aynı kocan
Martin'e yaptığın gibi.
Geçmişteki davranışların geleceğin
aynasıdır.
Senin hakkında böyle düşünüyordu.
Peki, ikiniz beni
daha ne kadar burada tutmayı planlıyorsunuz?
Neden senin
salıverilmene izin verelim ki?
Belki daha iyi bir
anlaşma yapabiliriz.
Kendisinin alı
konulup, tedavi altına alınmasıyla yaptığım
çalışma sonucunda vardığım kanı Emily
Taylor tıbbi anlamda akıl hastası veya tehlikeli biri değildir.
Yapmış olduğum belli tedaviler
neticesinde o, ne kendisi için ne de
başkaları için bir tehlike arz etmemektedir.
Fikrime göre, kendisi
bir sonraki rehabilitasyon aşamasına
geçerek tedavisine sürekli gözetim altında
tutularak devam edile bilinir.
Kendisinin tekrar
tehlikeli bir akli duruma gelmesi çok düşük olasılıktır.
Kendisinin tekrar alıkonulacağı
durumları bildiren bir belgeyi mahkemeye
sundum.
Siz Bayan Taylor,
salıverilme şartlarınızı ihlal ettiğinizde
tekrar kapalı bir yerde gözetime alınacağınızı anlıyor musunuz?
Evet, Sayın Hâkim.
Ona günde 20 kez
mesaj atıyorum.
Zach, önünde bir yol belirmeye
başladı, değil mi?
Herkes beni terk
ediyor.
Bu bir yol değil, bu
gerçek.
Bunun senin evlatlık olmanla
ne alakası var?
Bence başlangıç
nedeni bu.
Şimdi tekrar oluyor.
Biliyorsunuz
başkaları beni terk ettiğinde korktum ve
şimdi ben başkalarını terk ediyorum.
Kusura bakmayın Dr.
Siebert.
Sanırım biri sizi
görmek istiyor.
Özür dilerim Zach, bu
acil bir mesele.
Gelecek sefere bu
konuya devam ederiz.
Banks'a bir şey
söylemedin, değil mi?
Elbette söylemedim.
Beni çıkarması için
ona ne kadar ödedin?
Önemli değil.
Sen dışarıdasın.
Halledildi.
Bana fazla seçenek
bırakmadın.
Paranın geri
kalanıyla ne yaptın?
İki hesap açtırdım.
Benimki Dubai'de,
seninki Grand Cayman adalarında.
Tanrım.
Ona başka bir şey söylemediğine
emin misin?
Evet, eminim.
Ortada SPK
kurallarını ihlal etme var.
Cinayetle sonuçlanan
komplo var.
Tamamen savunmasız
durumdayım.
Evet, öylesin.
Çok hassas bir
durumdayım.
Tanrım, seni
özlemişim.
Bana nasıl üzgün bir kız
olacağımı öğrettin.
Şimdi öyle mi
görünüyorum?
İlk seferimizi
hatırlıyor musun?
Evet.
Sana nasıl zevkler
yaşattığı mı?
Evet.
Tekrar yaşamak ister
misin?
Evet.
Bu da ne?
Bana fazla seçenek
bırakmadın.
Tanrım.
Dr.Siebert,
tutuklusunuz.
Adam öldürme ve
sahtekârlık suçlarından suçlu
bulundunuz.
Sanırım şimdi geldi.
Evet, burada, geldi.
Teşekkürler.
Buradayım.
İyileştim.
Geç kaldın.
Ne kadar kalmam
gerekiyor?
Sana bazı ilaçlar
vereceğim.
Ne?
Bu Torazin.
Yıllardır piyasada olan
bir sakinleştirici.
Sen içerdeyken
etrafta zombi gibi oradan oraya giden insanlar vardı ya?
İşte onlar Torazin alıyordu.
Bu Depakote.
İçinde bulunduğun ruh
halini sakinleştirecek ama saçların
dökülebilir öyle bir yan etkisi var.
Ne bu şimdi?
Anlaşmamızın bir
parçası olarak sana idrar tahlili veriyorum
böylece ilaçlarını alıp almadığını anlayabilirim.
Yarın tekrar
görüşürüz, tamam mı?
Geç kalmamaya çalış.
Kızgın insanlar
genelde geç kalırlar.
Bu saçmalık!
Kızgın gibisin.
Mahkeme kararını
okumadın mı?
Salıverilme
şartlarına uyman lazım.
Evet, geldim işte.
Eğer senin tehlike
arz ettiğine inanırsam o kurallar
gereği seni tekrar akıl hastanesine gönderebilirim.
Eğer bunu yapmazsam, yasaları
ihlal etmiş olurum.
Siebert'i yakalamana
yardım ettim.
Ben iş birliği yapan
bir tanığım.
- " Hiç uyum
göstermiyor.
" - Ona karşı tanıklık yaptım ve şimdi özgürüm.
"Şiddet geçmişi
var.
" - Bu özgür olmak değil, bu boktan bir durum!
- "Tehlikeli.
" Sanırım yeni bir tanıya ihtiyacın var.
Neye dayanarak?
Ne yaptım?
" Etrafta
devamlı sadece benim gördüğüm eşyalar
ve yaratıklar var." sorusuna dayanarak
sen de bunu "Evet" olarak işaretlemişsin.
- Onu sen
doldurmuşsun!
- Şizofreni
bozukluğu var.
Sanırım seni tekrar göndermemiz
gerekiyor.
Bayan Taylor!
Emily Taylor!
Bayan Taylor, durun!
Merkez, burada bir
330-20 durumu var.
Hayır, yalan söylüyor!
Yalan söylüyor!
Ben hasta değilim,
hasta değilim!
Bana inanın ben hasta
değilim!
Hasta olan o!
Sadece parayı istiyor!
Hayır, ben hasta
değilim, bana inanın!
Beni oraya
göndermeyin, oraya gitmek istemiyorum.
Oraya dönmek
istemiyorum.
Oraya dönmek
istemiyorum.
Bugün nasılsın Emily?
Daha iyiyim.
Çok daha iyi.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar