Üçüncü Dünya Ülkesi...La France
Doğu Batı Araştırmaları
18 Kasım 2022
1.
“La France – Üçüncü Dünya Ülkesi mi?”
Fransa parçalanıyor. Daha da kötüsü, dörtnala koşan
bir üçüncü dünyalaşmanın işaretlerini gösteriyor. Bir zamanlar medeniyetin ve
yaşama sanatının sembolü olan şehirlerimiz, karanlıklar içinde ve sokak
suçlarıyla boğuşuyor.
Bir Fransız marketi: “Hardal, kişi başına bir adetle
sınırlıdır". Hardal, Fransa'da milli baharat.
Elisabeth Levy
Causeur Dergisi, FRANSA – 12
Kasım 2022
"Fransa bölünüyor. Daha
da kötüsü, üçüncü dünyaya hızlı bir geçişin belirtilerini gösteriyor. Gıda ve
ilaç eksikliği, kamu hizmetlerinin bozulması, şehirlerin yıkımı, endüstriyel ve
siyasi bölünme, şiddet patlaması ve yasadışı göç… Yakında toplumumuzda
güçlülerden oluşan tek bir kast ve birçok talihsiz insan olacak. "C'est le
tiers monde!" (“La France is the Third World! / Fransa Üçüncü Dünya Ülkesi
mi!”) Bu cümleyi ister bistroda ister televizyonda gitgide daha sık duyuyoruz.
Artık birçok Fransız, ülkelerinin geri kalmışlık ya da bir Üçüncü Dünya ülkesi olma
sürecinde olduğu hissine kapılıyor.
Bu durgunluğun tüm
belirtilerini listelemek imkansız, çünkü çok fazla var.
Birincisi ve en dikkate
değer olanı, karayolu boyunca gerçek gecekondu mahallelerinin geri dönmesine
yol açan yasadışı göçmen haline gelen büyük sığınmacı akınıdır. Bölgelerin idaresi
ve ticaretin kontrolüne itiraz edecek etnik temelli rakip klanlar arasında şiddetli
savaşlar her an başlayabilir. Bir zamanlar medeniyet ve yaşama sanatının
sembolü olan şehirlerimiz, sokak suçlarından muzdarip. “İklim için mücadele”
adına sokaklar artık gece aydınlatmasından yoksun, karanlıklar içinde. Başka
bir ifade daha yaygınlaşıyor: “Bu ülkede hiçbir şey olmuyor!” Bu verimsizlik
öncelikle idareyi ve kamu hizmetlerini etkilemektedir. Bugün hem her şeye gücü
yeten hem de güçsüz bir devletin bir takım hastalıklarıyla kar karşıyayız. Tek
istisna, vergi makamlarıdır, vergi tahsilatı, en azından ortalama vergi
mükellefi için hala verimli bir şekilde çalışmaya devam etmektedir. Fransızların
eğitimi gittikçe kötüleşiyor, devlet tıbbı insanlar için gittikçe daha az
koruyucu oluyor. Fransız okul çocuklarının ve öğrencilerinin bilgi düzeyi ve
bilimsel araştırmalarımızın sonuçları düşmeye devam ediyor…
Birileri “Biz hala beşinci
dünya gücüyüz!” diye itiraz edebilir. İlk olarak, istatistikler açısından bunun
doğrulanması gerekir. Dünya Bankası'na göre Fransa'nın kişi başına GSYİH'si
2008'de 45.334 dolardan 2020'de 38.635 dolara (sabit fiyatlarla) düştü.
Ekonomimiz gerçek bir Üçüncü Dünya ülkesi ekonomisi haline geliyor - Fransızlar
tükettikleri maddi malların yalnızca %36'sını üretiyorlar. Katma değeri yüksek
malları ithal edip, sadece lüks mallarımızı ihraç ediyoruz ama bu, deneyimli büyük
bir milletin üretimi olamaz.
Macron'un “endüstriyel
egemenliğimizi yeniden tesis etme” vaatleri vardı, ancak şimdi eczaneler bazı
ilaçlarda “bir hastaya iki kutudan fazla vermemek” gibi yeni bir kuralla bunun lafta
kaldığının örneğini veriyor. Ve tüm bu ilaçlar Çin'de üretiliyor.
Son olarak, az gelişmiş
toplumların bir başka özelliğinin de Fransa'da uygulamada olduğu, orta sınıfın
yavaş yavaş ortadan kalktığını görmemizdir: Çok zengin ve çok fakir arasında bölünmüş
bir toplumumuz var. Ve bu insanlar artık aynı dünyada yaşamıyorlar, farklı
dünyalara aitler. Gerçek şu ki geleceğimizi belirleyen tüm göstergeler
kırmızıya boyanmıştır. Bu uzun soluklu çürümeden
kimin sorumlu olduğunu nasıl göreceğiz? (Causeur, 12 Kasım 22)
*
“La France – Az Gelişmiş Ülke mi?”
Doğu
Batı Araştırmaları’nın konuya ilişkin yorum-analiz ve öngörüsü:
1-
Fransa’nın kendi kendine yeterliliği kaybetmesi Fransa’daki Yüksek Finans’ın
yatırımlarını başka topraklara kaydırmasının sonucu mu?
-Yüksek
Finans yatırımlarını ve yoğunlaşmasını Avrupa ve ABD’den yeni coğrafyalara
kaydırmaya 1980’lerde başladı, Moğolistan’dan Yeni Zelanda’ya, Türkiye’den
Mozambik’e muhtelif coğrafyaları yeni yatırım sahası olarak belirledi. Paris,
Yüksek Finans’ın kaymasını önemsemedi hatta ”Sonunda geri dönmek zorunda
kalacaksınız” diye küçümsedi. Yatırım ve yoğunlaşma kaybı Fransa’da
yeterliliğin kaybıyla sonuçlandı. Paris tekrar kalan Yüksek Sermaye’yi kaybetme
riskiyle karşı karşıya, Zengezur Koridoru’nu tekrar kapatma çabası Paris’e
pahalıya mal olabilir. Nagorno Karabakh, Fransa’nın kaybını telafi
edemeyecektir.
2- “La France – Az Gelişmiş Ülke mi?” sorusuna muhatap
olmuş olmak, muhakkak yüzleşilecek durum ifadesi midir?
-La France davranış ve kararlarıyla kendisi
belirleyecek âkıbetini, rolünü düşürüp yükseltecek olan da kendisi, Ermenileri
bir süre daha kullanabilme arzusu Yukarı Karabağ yolunu kapatmaya evrilirse
–özellikle Pekin’de Başkanlık Sarayı’nda- nüfuz kaybına uğrayacağı kesindir,
Fransa şimdi, “Çin’le Ermenistan takas edilir mi” sorusuyla muhataptır.
3- Tayvan sorunu Yukarı Karabağ’la takasa değer mi?
-Muhtemelen Yukarı Karabağ, Tayvan’la takas edilmek
istenecektir, bu takasın Yukarı Karabağ’ı karşılaması sözkonusu olamaz, Yukarı
Karabağ yolu mevcuda alternatif yeni dünya yoludur.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar