Print Friendly and PDF

TÜRKÇÜLÜĞE LÜZUM YOK MU?


Milletine inancını kaybeden idealsiz, mütereddi ve hasta ruhların alâmeti farikası nedir? Eğer başka bir maksadın propagandacısı değillerse size şunları söyleyecekler:
«—Şimdi bunların sırası mı?... Hülyalara kaptırmayalım... Biz çok küçük ve fakir bir milletiz. Aman, kimse kuşkulanmasın'.. Öyle Türkçülüğe filân lüzum yok.. Anasırı gücendiririz!»
Sizin ateşli coşkunluğunuza buz gibi bir ruhun duvarlarını çekerler ve ortaya koyduğunuz müspet delilleri aleyhimize şüphelerle, zanlarla, tereddütlerle çürütmeğe çalışırlar. Yanlış tarih bilgileri, coğrafya hataları, Türk düşmanlarının iftiraları, sahte istatistikler.. Her şey, her şey karşınıza çıkar. Bir dakika münakaşadan vazgeçip düşünürsünüz:
«— Biz, acaba kırk kişi ile Rumeli’ye geçen yiğitlerin çocukları değil miyiz?..
Tek başımıza Haçlı ordularına göğüs germedik mi?
Dünyanın en büyük imparatorluklarını yıkan, ve en büyük imparatorluklarını kuran kimlerdi?
Mete, Atillâ, Timoçin, Timur, Fâtih, Yavuz, Süleyman hep bizim tarihimizden çıkmadı mı?
Bir zamanlar Akdeniz, bizim denizimiz değil miydi?
İbni Sina'lar, Farabi’ler, Uluğbey’ler, Nevai’ler, Fuzuli’ler, Mimar Sinan'lar, Itri'ler bir efsane midir?
 Malazgirt, Kosova, Niğbolu, Mohaç, Kanije, hatta daha dünkü İnönü, Sakarya, 30 Ağustos da yalan mı?
Büyük bir Türk milleti ve bir Türk medeniyeti yok mudur?
Biz Anadolu’nun ortasına gökten zembille mi indik?..»
Hayır, bunları düşünmeğe lüzum yok. Bugün medeni şaşaası göz kamaştıran en ileri milletin de hayalini, hatırasını, ümidini, heyecanını, gururunu elinden alın, o da böyle düşünür. Bunda ne itidal, ne taassup, ne de Osmanlılık gayreti aramayın. Bu, ancak milli benliğini kaybetmiş, mütereddi ve hasta ruhların teşhisine yarayan marazi bir tezahürden başka bir şey değildir.           
Orhan Seyfi ORHON
13 Eylül 1941 Cumartesi
Çınaraltı Dergisi Sayı 6
Bazı kimselerden şunu duyuyorum :
—Türk değil miyiz? Türkçülüğe ne hacet?
İngilizler. İngilizcilik yapıyorlar mı?
Bunu, ileri gelen birisinin ağzından da işittim, İngilizlerin, İngilizcilik yapmaya ne ihtiyaçları var! İngiltere’nin o yemyeşil çimenleri bile İngiliz’dir. Orada güneş İngiliz tabiiyetindedir, kuşlar İngilizce öter. Golf pantalonuna:
—İngiliz değilsin! deseniz, golf topları kahkahalarla güler ve:
—        İşte İngiliz olmavan bir aptal daha? der.
İngiliz karakteri kadar gözle görülen şey bilir inisiniz? Rahmetli Borazan Tevfik İngilizce gülerdi. 200 bin İngiliz. 300 milyon Hintliyi işte bu kuvvetle tutuyor. Keşke biz, İngiltere’de temiz kan koşu atlarının İngiliz olduğu kadar Türk olabilseydik! Bir gün, Türkiye İngiltere’ye benzerse, hakikaten o zaman. Türkiye’de Türkçülüğe hacet kalmayacaktır. Çünkü en müfrit, en idealist Türkçülerin bile düşündüğü ve istediği Türkiye’yi karşımızda hazır bulacağız!
Orhan Seyfi ORHON
27 2.Teşrin (Kasım) 1943 Cumartesi
Çınaraltı Dergisi Sayı 114
Türkçülere yapılan iftiraların başında ırkçılık geliyor. Dikkat edin, dönüp dolaşıp şunu söylüyorlar:
—Irkçılık ediyorsunuz!
Fakat asıl bunu söyleyenler ırkçıdır. Onlar demek istiyorlar ki:
—Bizim ırkımızı karıştırmayın. Aramıza nifak sokuyorsunuz?
Türklerde hiç bir zaman ırk taassubu olmadığını söylemeye lüzum var mıdır?
Milli tesanütümüze girenlerin içeresinden bu düşüncele kimi ayırmışız?
Aile şeceresi tutmuyoruz. (Araplar gibi) Çünkü her Türk asildir. Bizim için birisi kendisine Türk dedi mi elverir, onu bizden savarız. Siz büyük adamlarımızın asıllarını bilir misiniz?
Ziya Gökalp acaba hangi ailedendi?
Ahmet Vefik Paşanı ecdadı kimdi?
Bunu biç düşünmeyiz. İsterse Ziya Gökalp’ın ailesi içinde Türk olmayanlar bulunsun: bir lâhza hatırımıza onun Türk olmamak ihtimali gelemez.
- Çünkü o bütün vicdaniyle, bütün irfanıyla, bütün gönlüyle Türklüğe bağlıdır. İsterse Ahmet Vefik paşanın ecdadı mühtedi olsun. O bütün benliğiyle Türk’tür. Tatavla’daki Rum isyanında sopasını kapıp tek başına palikaryaları dağıtan adam Türk’ten başka ne olabilir?
Bize ırkçılık yapıyorsunuz, diyenler, kendilerini milli tesanüdun dışında görenlerdir. Onlar ulak kabilelere, dillerini bilmedikleri ırklara vicdanların bağlı sapıyorlar. Hâlâ, bu duygu içlerinde! Kendilerini bizden ayırıyorlar.
Bize ırkçılık yapıyorsunuz?- derken:
—Bizim ırkımıza dokunmayın. Biz onunla öğüneceğiz Onun aleyhinde söz söyletemeyiz!
Demek istiyorlar. Her türlü milli haklarımıza sahip olarak aramızda yaşadıkları halde hala bunu unutmamaları şaşılacak şeydir. Fakat bundan daha şaşılacak bir şey varsa o da kendileri müfrit ırkıçılık yaparken, Türkçülüğü ırkçı düşüncelerine uygun bulmadıkları için bizi soysuzlaştırmaya çalışmak istemeleridir.
Orhan Seyfi ORHON
11 Aralık 1943 Cumartesi
Çınaraltı Dergisi Sayı 116

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar