Kerimlerin Kasesinden Toprağa Da Nasib Vardır
Husûsi zevklerinizden ve
eshabınızın hâllerinin terakkilerinden bahseden mektûbunuzu okumak bize ma’nevî
lezzet verdi. Size lütfettikleri bu cinsten sırlar ve muâmeleler ve
sohbetinizin böyle tesiri, zamanın görülmemiş garîb hâdiselerindendir. Dünyayı
dolaşsalar, onun bir benzerine, bir örneğine bir başka yerde rastlamak çok zordur,
belki hiç yoktur.
“Ey Dâvud âilesi şükr
edin! Kullarımdan şükr eden azdır” [Sebe'- 13] Beyt:
Gayb
perdesi ardında bulunan seâdetler,
Bakalım
onları kimin koynuna dökecekler.
Lâkin örtülmesi lâzım
olan mukattıat sırları için: “Boğazımı keserler” buyuruldu. Bizim
Hazreti îşânımız ilk asırdan sonra onunla mümtâzdır. Bu ona âid özel bir
ni’mettir. Mısra’:
Ağzına
almazsan vallahi şarabın tadını bilemezsin.
İnşaallah bizim gibi
maksaddan uzaklar, “Kerîmlerin
kâsesinden toprağa da nasîb vardır” sözü gereğince nasîbsiz
kalmazlar ve bu âb-i hayâttan, bu dudağı susuzluktan çatlamış olanların ağzına
bir damla damlatırlar. Siz bu esrarın civârında olduğunuzdan ve onun etrafında
dolaştığınızdan ümidli olunuz. Bir şeyin etrafında dolaşan bir gün o şeye
[yere, kuyuya, koruya] düşer.
Melâhattan ve muhabbet-i
zâtiyeden ve diğerlerinden yazdıklarınızı okudum. Allahu teâlâ artırsın. Bundan
ilerisini yazmaya kalemin ve sâhibinin takati yoktur.
Vesselâm evvelen ve
âhıran.
Kaynak:Mektûbât-ı
Ma’sumiyye, trc: Süleyman Kuku, 2017, İstanbul, Cilt III, sh.479, 157. Mektup
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar