Print Friendly and PDF

Şeyh-i Şeyrani

Bunlarada Bakarsınız


Her nere baksam Canân görünür

Her nere baksam Canân görünür
Her zerrede bahri ummân görünür
Rûmî vahdet libas’ına bürünür
Gerçi surette insan görünür
Şeyh-i Şeyrani /Hacı Mustafa Rumî Farûkî

Neylerem (Kaside)

Maşukumun güldür teni ben gülzârı n’eylerem
Aşkın çölü makber bana başka mezarı n’eylerem
El çekmişem fanilere menzil olan viraneden
Lâhut eli menzil bana hâki diyarı n’eylerem
Mecnun gibi dağdan dağa gezmek ne layık aşıka
Gönlümde buldum yârimi kest ü güzarı n’eylerem
Bülbül niçin verdin gönül rengi solan bir goncaya
Solmaz benim nazlı gülüm fani baharı n’eylerem
Gündüzleri hasret çeker aşık şebi bayram sayar
Her saatim vuslat demi leyli neharı n’eylerem
Ağyar ile yok ülfetim bigânedir dünya bana
Canan ile vahdet gerek kesrette yari n’eylerem
Dil mutmain canan ile havf-ı reca bilmem nedir
Cananımın cananıyım dilde gubarı n’eylerem
Zahid bütün olsun senin Kevser behişt huri melek
Cananımın cananıyım başka şikârı n’eylerem
Tek hücreli evdir gönül sığmaz ona bin bir emel
Tek dilbere verdim gönül başka nigârı n’eylerem
Aşkınla inşa eyledim dostun köyüne hanemi
Esmâ-i hüsnâ çevresi taştan cidarı n’eylerem
Yandım tecelli nuruna Musa gibi hayretteyim
Tur u dilim sat paredir artık şirarı n’eylerem
Göçtüm diyar-ı dilbere dönmem dahi ben Şeyran’a
Uçtum ezel sahrasına yerde kararı n’eylerem
Çorumlu Şeyh-i Şeyrani /Hacı Mustafa Rumî Farûkî
Maşukumun (aşkımın) güldür teni ben gülizârı (gül yanaklıyı) neylerem
Aşkın çölü makber (mezar) bana başka mezarı neylerem
El çekmişem fanilere menzil (varılacak yer olan) olan viraneden
(yıkıntılardan)
Lâhut (en yüce âlem) eli menzil bana hâki (hikâye) diyarı neylerem
Mecnun gibi dağdan dağa gezmek ne layık aşıka
Gönlümde buldum yârimi geşt ü güzarı (gezip dolaşmayı) neylerem
Bülbül niçin verdin gönül rengi solan bir goncaya
Solmaz benim nazlı gülüm fani (gelip geçici) baharı neylerem
Gündüzleri hasret çeker aşık şebi (geceyi) bayram sayar
Her saatim vuslat demi (kavuşma anı) leyl ü neharı (gece ve gündüzü)
neylerem
Ağyar (başkaları) ile yok ülfetim (yakınlığım) bigânedir (yabancıdır)
dünya bana
Canan ile vahdet (birlik) gerek kesrette (çoklukta) yari neylerem
Dil mutmain (endişesi yok) cânan (sevgili) ile havf ve reca (korku ve ümit)
bilmem nedir
Cananımın cananıyım dilde gubârı neylerem
Zahid (sofi) bütün olsun senin Kevser (Cennet Irmağı), Behişt (Cennet),
Huri, Melek
Cananımın cananıyım başka şikârı (kıymetliyi) neylerem
Tek hücreli evdir gönül sığmaz ona bin bir emel (istek)
Tek dilbere verdim gönül başka nigârı (güzeli) neylerem
Aşkınla inşa eyledim dostun köyüne hanemi
Esmâ-i hüsnâ (Allah’ın güzel isimleri) çevresi taştan cidarı (duvarı)
neylerem
Yandım tecelli nuruna (Allah’ın nurunun görünmesine) Musa gibi
hayretteyim
Tur u dilim (gönlüm haddince) sadparedir (parçaparçadır) artık şirarı
(ateşi) neylerem
Göçtüm diyar-ı dilbere dönmem dahi ben Şeyran’a
Uçtum ezel (başlangıcı olmayan) sahrasına yerde kararı neylerem
Hacı Mustafa Rumî Efendi
Tevhid iden yanmaz dedin, sinemdeki kebap nedir?
Yanma yer ûkba ise, dünya'daki ikâb nedir?
Makberdeki suçluları ta’zib’ider isyan odu,
Ben suçluyum, lâkin sağım, ruhumdaki azab nedir?
Kudret senin, izzet senin, yolduk bizim, hiçlik bizim,
Nâçâr olan biz kullara sorgu nedir, cevap nedir?
Seçtiklerin olmuş nebi, sevdiklerin bütün veli,
Yol bilmeyen âmâ benim çeşmimdeki hicap nedir?
Şâh ettiğin âciz kulun keşânesi âbâd iken,
Allahım senin tahtın olan gönlümdeki gurab nedir?
Erdirdiğin âşıkların uyku nedir görmez gözü,
Ya benim gibi divanenin gönlündeki hûb (güzel) nedir?
Mest olmağı men eğledin, mestaneyi sevme dedin?
Bizim kerem yâraânını mest eyleyen şarab nedir?
Gökçek öğüdün bize, celb eyledin gönlü sana,
Göz görmüyor lâkin seni, örtündüğün nikâb (peçe) nedir?
Makberdeki varlık senin, mencideki varlık senin,
Senden öte bir nesne yok, şu gördüğüm serab nedir?
Her yerde sen hâzır iken, çeşmin bize nazır iken,
Dünya nedir, ikâb (şiddetli azap) nedir, mebde’ (başlangıç) nedir, meab (sığınılacak
yer) nedir?
Sormak yasak senden seni, soran mesûl biziz,
Kur’an bizim bürhânımız, ya sendeki kitap nedir?
Dünya değirmendir döner, biz danesi fermaneniz,
Döndükçe yer fanileri Ahmed bu asiyâb nedir?
Attın beni gökten yere Şiran’a git dön dediniz,
Gökten yere hicret nedir, şu aradığı hitab nedir?
Ahmed Şiranî1

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar