Yer Bile Sana Aşık olsun
Onlar
Gidince Yer Sarsılır
Urvetü’l Vüskâ
hazretlerinin râhatsızlandı. Serhend’de
olduğu gibi, Lahor ve Peşâver gibi yakın şehirlerde de böyle sesler duyuldu.
Oradakiler, Urvetü’l Vüskâ hazretlerinin râhatsızlığının bu hadde geldiğini
bilmiyorlardı. Bu sesi duyunca, o geceyi kayd etdiler. Bu hâdise her tarafa
yayılınca, o sesin târihi, vefat ile berâber olduğu anlaşıldı.
O gün büyük bir zelzele
oldu. Evin üstündeki şeyler yere döküldü. Sallanma, gürültü, tanıma sesleri
birbirine karışdı. Sanki kıyâmet kopuyordu. Şübbesiz ki, kıyametin habercisi
büyük bir hâdise idi. Çünkü âlemin ve âlemdekilerin kayyümu idiler. Vefatında
âlemin kıyâmında kırılmalar oldu.
O esnada temiz
kızlarından biri iki rek’at namaz kıldı. Namazı bitirince, bakdı ki, o
sallantıda namaz esnasında arkası kıbleye gelmiş. Zelzelenin te’sîrinden veya
üzüntü ve eleminin çokluğundan yönleri şaşırmış, doğuyu batıdan, kuzeyi
güneyden ayıramamış. Nitekim kıyâmet günü de böyle olacakdır.
Âyet-i kerîmede, insanları
serhoş olmuş görürsün” buyuruldu. Son sözlen selâm oldu. Ya’nî bir
müslümanın bir müslümandan veya müslümanlardan ayrılırken, Esselâmü aleyküm
dediği gibi, esselâmü aleyküm dediler. Peygamber efendimizin, meleklerin ve
evliyanın huzûrlarına kavuştular. Beyt:
Ne hoş
olur, o hâlimde yâr çıka gelse,
Yüzünü
görebilsem, can ona fedâ olsa.
Vefâtları, Rebı ül-evvel
ayının dokuzuncu günü oian Cumartesi öğle vaktinde vuku’ buldu. Hicri
binyetmişdokuz 1079 [m. 1668] senesi idi.
İnnâ lillahi...
Beyt:
Zannetme
ki, cânını beyhude yere verdi,
Cânândan
bir nûr gördü, ona canını verdi.
Canları yakan bu
hâdiseden sonra, bütün cihâna, o kadar belâ, âfet ve musibetler geldi ki,
anlatmağa kalkışırsak, çok uzun sürer. Sanki onların dünyâdan batışı ile gam ve
mihnet doğdu. Beyt:
Sen
gidince bahçeden, lâle yüzler diken oldu,
Nergis,
süsen ve gülün hepsi sarardı soldu.
Kaynak:Mektûbât-ı
Ma’sumiyye, trc: Süleyman Kuku, 2017, İstanbul, cilt 1, sh:59
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar