Print Friendly and PDF

Kalbin Kırılmışı

Bunlarada Bakarsınız


Kalbin Kırılmışı

Modern anlayışta, yaralı bir kalbin kırılması, kişinin ölmesi anlamına gelir veya ‘kişinin bir parçası ölür’ ya da ‘içindeki bir şey ölür’: Bu,' bir çeşit, acı sonrası çöken huzurdur, her şeyin bittiğinin bilincinde olmanın getirdiği rahatlamadır. Bir anlamda George Bemard

Shaw’un dediği gibi, ‘Kalbin kırıldığında, bu, mutluluğun sonu, huzurun başlangıcıdır.’ Bu düşüne tarzına göre, kişinin ölmesi, olabilecek en kötü şey değildir: Oscar Wilde’ın, altın ve mücevherlerle kaplı heykelini, servetini fakirlere devretmekten sakınmayan Mutlu Prensi’nin kurşun bir kalbi vardır ve sonunda büyük bir üzüntüyle kırılacaktır. Kalp, prensin zenginliğini, cömertliğini dağıtan kırlangıcın bedeni ile beraber şehrin çöplüğüne atılmıştır. Tanrı tarafından şehirdeki en değerli iki şeyi getirilmesi istenen bir melek, onlara doğru alçalır ve prensi Tanrı’nın katına ulaştırırken, kuş da sonsuza dek Cennet’te şakır.

Kalp, dünyanın zalimliği yüzünden kırıldığında ortada pek bir sorun yoktur. Peki, ya cennete inanan bir âşık tarafından kırılırsa ne olur?

Kalbim

Sen bana atan bir kalp gönderdin,

Ben de senin kalbin niyetine aldım onu;

Ama yaralı olduğunu gördüğümde,

Kalbin benim olduğunu anladım,

Bana, benim olan bir şeyi yollaman

Güçlü bir kibirden doğan bir armağandır

Ve onu bana en kötü haliyle gönderdin

Bu kalp sana hiç lekesiz gelmişti,

Tamdı ve sıhhatliydi;

Ama sen onu bana geri gönderdiğinde

Ölümcül bir yarası vardı.

Yarabbim, bir kalbi böyle nasıl kullanırsın

İsyankâr bir davranış bu,

Kalbimi oklarla deldiğinden beri,

Bu sana büyük bir onur kazandırmış olmalı.

JOHN DONNE

Hayır bu bir açlık değil

Yemek, içmek veya uyumak ihtiyacı değil

Bu bana soluk bir yüze ve bitkinliğe mal oldu

Genç bir adamın aşkı düpedüz beni harcadı

Sabahın erken saatleriydi, gençliği gördüğümde

Bir atın üzerine binmiş yolda gidiyordu

Ne yanıma yaklaştı, ne benimle iki sözcük etti

Ve eve dönerken gözlerimden yaşlar boşandı

Yalnızlık Kuyusuna gittiğimde oturup ağladım

Dünyayı görüyor ama geleceğimi göremiyordum

Yanaklarım kehribarın gölgesiyle örtülmüştü

Paskalya’ dan önceki bir Pazar günü

O günün sonrasında sana aşkı verdim

Dizlerimin üstüne çökmüş

Hz. İsa’nın çarmıha gerilişini okurken

İki gözüm hiç durmaksızın sana aşkımı ilan ederken ...

Anam bana seninle konuşmamamı söyledi

Ne bugün, ne yarın, ne de Pazar

Bana bunu öğütlediğinde yanlış bir zaman seçti,

Tıpla, hırsızın arkasından kapıyı kilitlemek gibi

 Oh küçük ana, beni ona ver,

Bu dünyada neye sahipsen ona ver

Git kendin sadaka dilen

Ve beni aramak için ne Batı’ya ne de Doğu’ya git

Kalbim bir dağ eriği kadar,

Ya da demirciği ocağındaki kömür gibi kara

Ya da beyaz koridorlardaki potinin tabanı gibi

Şurası kesin ki, sen benim hayatımı ve sağlığımı harcadın

Benden batıyı, benden doğuyu esirgedin,

Geçmişimi ve geleceğimi elimden aldın

Benden ay’ı ve güneşi aldın,

Ve en büyük korkum odur ki, benden Tanrı’yı çaldın!

 

 

Cumha Chroidhe Chailin’den alınma olup, 1900 yılında Cork’ta, ezberden okunmuş bir şiirden not edilmiş ve Padraic Paerse tarafından çevrilmiştir.

Peki, bir teselli. sözkonusu mudur? Ünlü İngiliz şair W.H.Auden ’e göre, bu zor görünüyor:

Bülbüller hıçkırarak ağlıyorlar

Analarımızın meyve bahçeleri,

Ve çok uzun süre önce kırdığımız kalpler

Uzun süredir başka kalpleri kırmaktalar;

Gözyaşları değirmi, deniz derin;               ,

Yuvarlayın onları denize ve dalın uykuya.

 

(Kalbin KitabıLouisa Young)

 

THE BROKEN HEART.

by John Donne




He is stark mad, whoever says,

    That he hath been in love an hour,

Yet not that love so soon decays,

    But that it can ten in less space devour ;

Who will believe me, if I swear

That I have had the plague a year?

    Who would not laugh at me, if I should say

    I saw a flash of powder burn a day?


Ah, what a trifle is a heart,

    If once into love's hands it come !

All other griefs allow a part

    To other griefs, and ask themselves but some ;

They come to us, but us love draws ;

He swallows us and never chaws ;

    By him, as by chain'd shot, whole ranks do die ;

    He is the tyrant pike, our hearts the fry.


If 'twere not so, what did become

    Of my heart when I first saw thee?

I brought a heart into the room,

    But from the room I carried none with me.

If it had gone to thee, I know

Mine would have taught thine heart to show

    More pity unto me ; but Love, alas !

    At one first blow did shiver it as glass.


Yet nothing can to nothing fall,

    Nor any place be empty quite ;

Therefore I think my breast hath all

    Those pieces still, though they be not unite ;

And now, as broken glasses show

A hundred lesser faces, so

    My rags of heart can like, wish, and adore,

    But after one such love, can love no more.

***


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar