Print Friendly and PDF

Senin Yüzünü Görmedikten Sonra Tut ki Yüzlerce Dünya Görmüşüm...Ne Çıkar?

 


LXXVI

Senin yüzünü görmedikten sonra tut ki yüzlerce dünya görmüşüm; ne çıkar? Senin sözün olmadıktan, senden bahsedilmedikten sonra tut ki sırrın da sırrını duymuşum; ne faydası var?

Seni ne Âdem rüyasında gördü, ne soyu sopu; güzelliğini kimlere sorayım, tut ki herkese sormuşum, kim anlatacak?

A gözlülerden bile gizli olan, seninle buluşmadıktan sonra tut ki cennette ebedîyim, hurilerle eşim, devlet yâr olmuş bana; ne anlarım bunlardan?

Her an senin şekerler gibi tatlı öfkeni görmedikten, ballar gibi tatlı nazını çekmedikten sonra tut ki mâna padişahlarına bile nazlanmışım, onlar bile nazımı çekiyorlar; ne fayda?

Ayrılık bulutu senin ay yüzünü örttükten sonra o bulut tut ki başıma inciler, mücevherler yağdırmış, ne kârım var?

Sarhoşlara mum da senin yüzün, sevgili de; yüzünü görmedikten sonra her yan yüz binlerce şarap küpüyle dolmuş, ne çıkar bundan?

Hızır, ben yokken senin yüzünü görürse ey vahlar olsun bana; fakat yüzünü görmezse tut ki her an abıhayat içiyor; ne faydası var?

Şu aşağılık büyücü karı, şu dünya, mademki yok olup gidecek bir gün; tahtını, bahtını, dünya hazinelerini bana bağışlamışlar say; ne olur ki yâni?

Ta önüne ön olmayan demde gerçeklerin canları senin yoluna dökülüp saçılmış; yüzünü görmedikten sonra tut ki bu saçıları ben toplamışım; elime ne geçer ki?

Şu can Mısır’ımın azizi, senin yüzünü görmedikten sonra tut ki iki günde bir şeker dudaklı bir Yusuf satın almış; ne çıkar bundan?

Derdimden, çakmaktaşıyla demirden her an bir kıvılcım çakıp durmada; o kıvılcım çakmazsa gök gürlemiş, şimşek çakmış, bana ne?

O deli divaneyi bir gececik şu zincire konuk et; senin saçlarına sarılmaz, onları dağıtmazsa tut ki kendisi darmadağın olmuş; ne işe yarar?

Senin aşkın yüzünden bütün dünya kötülüğümü söylese pervam yok; tut ki bir gerçek hakkında yüzlerce yalan söylenmiş, bir doğruya yüzlerce iftira edilmiş; n’olur yâni?

Ayrılığınla iki dünyada da en mazlum biri varsa o da benim; artık zalim, tut ki senin mazlumundan feryat ediyor; varsın etsin.

A Tebrizli Şems, mahallenin köpeklerinden söz açmazsam tut ki dünyadaki arslanları övmüşüm, ne çıkar bundan?

Kaynak: Cilt 3

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

 

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar