Yeter Oğul Sus, Her Kuş Bütün Bir İnciri Yutabilir Mi?
61
Yürü,
can gözünü aç da âşıklara bir iyice bak: Onlar, gönül gibi alt-üst olmuş bir
topluluktur, can gibi başsız ayaksız bir topluluk.
Hepsi
de kazançsız çalışıp çabalamada. Hepsi de tencere gibi kaynayıp çoşmada. Hepsi
de perdesiz, örtüsüz; hepsinin de gönlü, onun hükmüne karşı bir siper halinde,
ne gelirse kabul etmiş.
780.
Gönülleri bahçeden de daha neşeli, gülden de; hattâ selviden de daha hür onlar;
akıldan da, fikirden de üstünler, âbıhayat- tan da temiz.
Kan
denizlerinin dalgalan üstünden geçip gitmişlerdir de o kan dalgalarından, o kan
köpürmesinden eteklerine bir zerre bile bulaşmamıştır, tertemizdir onlar.
Tiken
içindedir onlar, fakat gül gibi. Hapistedir onlar, fakat şarap gibi. Balçık
içindedir onlar, fakat gönül gibi. Gece içinde kalmışlardır, fakat seher gibi.
Zerreler
gibi havadadır onlar, güneş kaftandır onlara. Balçığa ayak basmışlardır, gönlün
tam içinden baş göstermişlerdir.
'
Sen de bir an olsun onların canlarına hemdem oldun, onların şarabını onların
kadehinden içtin ya, hoşsun, sarhoşsun, onların şarabile hayırdan da geçtin
artık, şer den de. ,
Yeter
oğul sus, her kuş bütün bir inciri yutabilir mi? Dudu kuşunun yiyeceği
şekerdir, karganınsa başka şey. [1]
[1] Cilt 1, Gazel, 61
Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan :
Abdülbâkiy GÖLPINARLI, İstanbul Remzi Kitabevî , Yükselen Matbaası İstanbul —
1957
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar