Print Friendly and PDF

Sus Kardeşim, Çok Söyleme

 


59

Bahar geldi, sevinç, neşe çağı erişti, kış geçti, katında bütün suçların, hataların yarlıgandığı Tanrı lûtfuyla tehlikeli mevsimi atlattık.

Rabbiniz size vahyetmede, gerçekten de suçunuzu yarlıgadık, elinizden çıkana tasalanmayın, razı olun, şüphe yok ki razılık, huyların en hayırlısıdır demede.

Gizlice, yapayalnız, biz onun lûtfunu biliriz diyen nice kişiler var, vazgeçin dâvadan, onun sırrını biz biliriz, duyulup bilinen şeyle uğraşmayın.

760. Ey genç, gizli şey sendedir, onu bilmiyenden isteme, gelip gidende arama; ortaya çıkan şeyden fayda gelmez zaten.

Aşağılık kişilere bak, niceleri hidayet nurunu gördüler, ay yarıldıktan sonra artık perdeleri kalkmaz onların.

' Ey rabbimiz, ey lütuf, ey kerem sahibi rab, sen de acımazsan kim acır bize? Doğru yola götürmek de elinde, kötü yola saptırmak da; bundan başkası zaten aldatma, aldanma.

Ey şevk, nerde arınıp esenleşme? Ne vaktedek kafiyeyle uğraşacaksın? Bendedir tertemiz huylar, ayrıca da kederleri, elemleri söndürür yok ederiz.

Sözüm dağıldıysa beni koruyan, görüp gözeten aşkım uzadı, yayıldı, aşk upuzun bir zaman bizim için, üstün padişah da aramızda.

Bu bir sır ki dile getirmek güç, bir kılıç ki parıldayışı pek fazla. Kuşluk güneşi gizlenemez, ancak büyücü büyü yaparsa o başka.

Ey gözümüzü bağlıyan büyücü, sihirlerimize ulaştın; artık bizi tıoş tut, yahut konakladığımız yeri hoş gör, biz uykusuzluk diyarında konakladık artık.    .

Ey Mûsâ'nın kavmi, biz de sizin gibi çölde kaldık, siz nasıl yol buldunuz da kurtuldunuz, gizlemeyin bizden, haber verin bunu bize.

*        Malımız, azığımız suya battıysa ne var? Menle selvâ bizim ya; rabbimiz halimizi düzene koydu,, yolculuk da güzelleşti bizş, konaklamak da.

*        Aşk bizi sevindirdikten sonra aldattı, uğradığımız zararı ser* lûtfunla gider, Peygamber, zarar vermek yoktur dedi.

770. Dediler ki: Hakkınızda ne yapacağımızı düşünürüz, kulaklarınızı açarız, dayandığınız direkleri yüceltiriz, siz insanların ışıklarısınız.

İşte size ulaşma merdivenleri, işte o merdivenin ebediliğe yükselen basamakları. Su varılacak yerden nimettendir bizi, konduğumuz yerde ağırla.

Yaşayış, gerçekten de sizin yaşayışınız, ölüm gerçekten de sizin ölümünüz. Ahiret de sizin, dünya da; işte bu, şükredenin elde ettiği mükâfat.

Sus kardeşim, çok söyleme, amma işin yoksa sözü çoğalt, uma dur; sürü sevgi yelinin estiği yerde, yok kaçıp sığınacak yer. [1]



[1] Cilt 1, Gazel, 59

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI, İstanbul Remzi Kitabevî , Yükselen Matbaası İstanbul — 1957

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar