Sen Sevgiliye Hizmet Etmedesin
53
* Gönül ateşi yalımlandı mı inananı da
sarar, inkâr edeni de. Mâna kuşu uçmıya başladı mı bütün sûretler uçar gider.
Dünya
baştan başa yıkılır, can tufana gark olur; eriyip su olan inciyi gene o su
kucaklar, meydana getirir.
Gizli
sır meydana çıkar, dünyanın şekilleri yıkılır, ansızıp öylesine bir dalga gelir
ki tâ yemyeşil gökkubbeye yücelir.
Gâh
kalem, kâğıt olur, gâh gâh da kendisinden geçer; can, iyiye de düşman olur, kötüye
de, her an hançer saplar durur.
Tanrı'ya
ulaşan her can, padişahın halvetine girer, yılanken balık olur da topraktan
kurtulur, denize dalar, Kevser'e kavuşur.
Mekândanken
mekânsızlık âlemine erer, o âlemde belirir; bundan sonra da nereye düşerse
miske düşmüş, ambere dönmüş bir hale gelir.
* Yokluk ta yoksulluk eder, fakat
yıldızlara kulavuz kesilir,- hakan, kapısının eşiğinde toprak olur, Sencer,
kapısının halkasını çalar.
Alev-alev
yanan güneşten gönle, her an şu yandaki ışığı bırak da gene can ışığın uyansın,
âlemi aydınlatsın diye bir ses gelmede.
700.
Sen sevgiliye hizmet etmedesin, ne diye gizliyorsun kendini? Ey altın, o
kuyumcunun vuruşlarını yedikten/onun eliyle dövüldükten sonra her an daha da
hoş de, daha da güzel bu de.
Gönül
ezel şarabîyle kendisinden geçmiş de güzel güzel bu gazeli söylemede; fakat bir
an soluğunu tutar susarsa bundan da güzel söz söylemiş olur. [1]
[1] Cilt 1, Gazel, 53
Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan :
Abdülbâkiy GÖLPINARLI, İstanbul Remzi Kitabevî , Yükselen Matbaası İstanbul —
1957
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar