Aşksız Gönüle Sahip Olan
XVII
Daha yakın gel, daha yakın; yüzün nurdan başka bir şey değil; kimdir
aşkınla mahmur olmayan?
Yok, yok; yanlış söyledim; canlar canını istemede beri gel de y
oktur, arda git de yok; o uzak değildir ki.
Güneşin ışığı nereye vurmadı ki; ay kimin kucağına doğdu da o
tanınmadı ki?
Düşüncedir düşünceye perde olan; bırak düşünceyi, o gizli değil
ki.
A sineklerin vehmine bile yaklaşmayan şeker; a balansından meydana
gelmeyen bal.
Senin ay gibi yüzün meydandayken, bundan böyle gam yiyen, gussaya
dalan kişinin özrü makbul olamaz.
Aşksız gönüle sahip olan, padişah bile olsa atlas kefene bürünmüş,
mezara gömülmüş ölüden başka bir şey değildir.
Her inkâr edenin düşünce parıltısı, kör değilse Tanrı azabını
görür elbet.
İhtiyar olsun, genç olsun, abıhayat içmiş kişiye ölüm kâr etmez;
kolay değildir onun ölümü.
(s. 272) Ay da Tanrı’ya perde olmak ister, gün de; fakat aşk
tanır, bilir ki o huri değildir.
A Şemseddin, Tebriz’in övüncüsün sen; fakat sırlarını söylemeye
izin yok.
Kaynak:
Cilt 5
Mevlânâ
Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar