Onlara Ölüler Demeyiniz
Peygamber
Efendimiz salla'llâhü aleyhi ve sellem
döneminde "Sahabilerin Rahibi" ünvanına erişen, Hz. Ali
kerrem'allahü veche radiyallâhü anhın Muaviye karşısındaki Muhalefetine destek
verip İmam Ali'nin uzun yıllar boyunca Özel Korumalığını yapan, Şam
Fetihlerinde Adra'yı Fetheden, Muaviye tarafından Şehit edildikten sonra yine
Şam kırsalı Adra'ya defnedilen bu kahraman.
Muaviye
ye Muhalefeti sonucu komutanı iken zindana atılan ona itaat etmeyi ölüme tercih
etti.
Cellat
onu öldürmeden önce son dileğini sorduğunda Benden önce oğlumu öldürün
diyebilecek kadar Demir Kişilikli "Zira oğlunun kendi ölümünden sonra
Muaviye ye itaat etmesini önlemek için böyle bir istekte bulunmuştu "
2013
yılında Terörist Işid o Mubarek Şahsın Kabrini eşeliyerek Mezarını tahrip edip
açtı.
Aradan
1400 yıl geçmesine rağmen Çürümeyen O ceset Muaviye Soylarına bir tokat
niteliğindeydi.
Mübarek bedeni çürümemiş! Ve mübarek yüzünde ki kan, sanki hala taze!
Sahabelerden Hücr İbni Üdey [Adiyy] ( radiya'llâhü anh)
“Güzel Hucr” olarak biliniyordu. Künyesi, Ebu
Abdurrahman ve Zuhrehâr (Kindî kabilesinin lideri) lakaplı Adiyy b. Hars b. Amr
b. Hucr’un oğludur. Bazıları baba silsilesinin şöyle olduğunu beyan
etmişlerdir: Adiyy b. Muaviye b.Cebele b. Adiyy b. Rabîa b. Muaviye. Bunların
her birisi “Kinde” kabilesinin büyüklerinden ve saygınlarından idiler. Kendisi
Resulullah’ın (salla'llâhü aleyhi ve sellem) sahabelerinden, İmam Ali (kerrem'allahü
veche radiyallâhü anh) ve İmam Hasan’ın (aleyhisselâm) ashabının büyüklerinden
ve Kûfe Müslümanlarının ileri gelenlerinden ve reislerindendi. O ve kardeşi
(Hani b. Adiyy) Peygamber’in huzuruna vardılar. El-İstiab adlı kitapta şöyle
yazmaktadır: “Hucr’un yaşı diğer yaşlı sahabelerden küçük olmasına rağmen fazıl
bir Peygamber sahabesiydi.”
Bunlara
benzer sözler, Usd’ul-Gabe adlı kitapta da yer almıştır. Hâkim, El-Müstedrek
adlı kitabında onun hakkında şöyle söylemiştir: “O, Muhammed’in (salla'llâhü
aleyhi ve sellem) zahit, dindar sahabelerinden birisi idi.” İbadetle ilgili
tavrı şöyleydi: Abdesti olmadığı zaman hemen abdest alırdı ve abdest aldığı
zaman da mutlaka namaz kılardı. Her gece ve gündüz 100 rekât namaz kılardı.
Onun zahitliği belirgin, duaları ise müstecap olurdu.
Güvenilir
kişilerin içinden en seçkini idi. Ahiretini dünyaya öyle bir şekilde tercih
etmişti ki, bu uğurda can vermeye dahi hazırdı. Ölmeye razıydı; ama inancından
vazgeçmeye asla! Bu, ayakların titrediği, arzuların erişemediği bir derecedir.
Şam ve Kadisiyye’yi fetheden orduda yer almıştı. Cemel Savaşı’nda da Hz.
Ali’nin safında yer almıştı. Sıffin Savaşı’nda Kinde kabilesinin, Nehrevan
Savaşı’nda ise ordunun sol kanadının komutanlığını üstlenmişti. O, Tedmür
denilen yerin batısında Dahhak b. Kays’ı yenen kahramandır. “Biz savaşın
çocuklarıyız. Onu bol mahsullü kılar sonra meyvelerini toplarız. O bizi
sınamıştır, biz de aynı şekilde onu sınamışızdır.” diyen kimsedir. Sonuç
itibarı ile İslâm’da silâhsız, savunmasız olarak öldürülen ilk kişi olmuştur.
Muaviye, onu ve onun dostlarından 6 kişiyi Hicrî 51 yılında Merc-i Azra denilen
yerde -ki bu yer Şam’ın 12 mil ötesinde Ğute isimli bir bölgedir- öldürdü. Onun
mezarı bu gün dahi bilinmekte ve mezarında bulunan kubbe oranın ne kadar
eskilere dayandığını göstermektedir. Mezarın yanında büyük bir cami
bulunmaktadır. Kendisiyle birlikte şehit edilen 6 dostu da aynı mezarda
gömülüdür. Ziyad b. Ebih de Kûfe’deki evini yıktırdı. Hucr’un Öldürülme sebebi
Hz. Ali’nin hakkında çirkin sözler sarf eden Muğiyre ve Ziyad’ın sözlerini
reddedip kabul etmeyen Hucr şöyle diyordu:
“Ben
şehadet ederim ki, yerdiğiniz ve hakkında çirkince sözler sarf ettiğiniz kişi
yerilmeğe değil, övülmeye lâyıktır. Hakkında övücü sözler sarf edilen ise,
yerilmeye daha müstahaktır.” Öyle ki, Hucr bu sözleri yüksek sesle söylediği
zaman halkın üçte ikisi onunla aynı fikri paylaşarak hep birlikte şöyle
diyorlardı:
“Allah’a
andolsun ki, Hucr doğru söylemiş ve ne güzel konuşmuştur!”
İmam ve namaz yolunda daha önceleri İslâm
fetihlerinde kılıcıyla cihat ettiği gibi, bu defa da diliyle cihada kalktı.
Onun suç dosyası Hz Ali’ye küfredenlere karşı gelmesi idi. Başka hiçbir şey
değil! Din ve namaz yolunda daha önceleri İslâm fetihlerinde kılıcıyla cihat
ettiği gibi, bu defa da diliyle cihada kalktı.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar