Uzun Süren mahkeme kararıyla boşanan eşlerin durumlarındaki İhtilaf
Mahkeme yoluyla boşanan eşler, dinî hükümlere göre bir bâin talakla boşanmış olurlar.
Zira hâkimin boşaması bâin talak kabul edilmektedir (es-Saîdî, Hâşiyetü’l-adevî, II, 41).
Buna göre, mahkeme yoluyla boşanan bir kadının -eğer başka bir erkekle evlenmek niyeti varsa- önce iddetini tamamlaması gerekir (Şeyhîzâde, Mecme‘u’l-enhur, II, 142).
İddetini tamamlayan bu kadın dilerse bir başkası ile evlenebileceği gibi, eski eşinin de istemesi durumunda, yeniden nikâh kıymak suretiyle aile kurabilir.
Bu takdirde daha önce başka bir boşama olmamış ise, evliliği iki nikâh bağı ile devam eder.
İddet müddetinden uzun süren mahkeme sürecinde, erkeğin, “ben ayrılmak istiyorum.” deyip, üç sefer dilekçe ile durumunu mahkemeye sunsa, kadınında “peki” demesiyle boşanmaya itiraz etmese, ancak hakimin kararı bilinen ve bilinmeyen nedenlerden boşanmanın neticlenmesi uzasa;
Kadının meşru sebepler dairesinde başka bir erkekle hakiki manada ilişkiye girip evlenme durumu olsa dinen sakınca olur mu?
Boşama kişinin kesin kararına ve bu kararın yoruma açık olmayacak şekilde ifadesiyle gerçekleşir. “Boşanalım, ayrılalım, ben ayrılmak istiyorum.” gibi sözler temenniden ibarettir. Kadının bu tür temennilerine erkek “peki” diyerek olumlu mukabelede bulunsa bu sözlerle boşama meydana gelmez. Şu kadar var ki, olur olmaz şeylerden dolayı boşama konusunun gündeme getirilmesi doğru bir davranış değildir.
Erkeğin açılan boşanma davası için mahkemeye üç defa dilekçe verenin durumu, üç defa hanımını boşayan kimsenin, dinen hanımıyla bir araya gelmemesi durumuna benzer.
Mahkemeden önce veya sonra hanımını lafzen [boşadım] boşamamış ise, boşanmak için mahkemeye müracaat ettiği zaman, boşanma yetkisini hâkime verdiği yani onu vekil olarak tayin ettiği için, hâkim onu boşadığında bir talâk gider. Dinen de boşanmış sayılırlar. Kadın iddetini bekledikten sonra başkasıyla da evlenebilir.
Ama daha iki talâk hakkı vardır. Buna göre mahkemenin boşadığı eşler, tekrar evlenmek isterlerse buna kanunen bir sakınca olmadığı gibi dinen de bir mahzur yoktur. Ancak erkek ve kadının rızası şarttır. Ayrıca yeniden nikâh kıyılması ve kadına mehir verilmesi gerekir.
Bu durumda zaruri nedenler ile bir kadın geçim ve insani sebeplerle uzayan mahkeme sürecinde hakiki boşanma gerçekleşmemiş bahsiyle, başkasıyla ilişkiye girerse günahkar olur mu, da niyetler sahih ise olmayacağına hükmedilmelidir. Velevki bir aksi durum zuhur etse, kadının durumu hulle konusuna irca olduğundan ilk eşine helal olma durumu meydana gelse, ilk şüpheli durumdan daha temiz ve berrak olarak eşine helal olur. Eğer tekrar evlenmek isterlerse...
Bu meyanda boşanma mahkemelerinin aşırı uzun sürmesine engel olunması daha uygundur. Aile müessesi yıkılmasına engel olmak bu sorunların çıkış nedenlerini kaldırmak olmalıdır.
Ek Bilgiler
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar