Yüzde 100 Düşünce Gücü
Evrenin en büyük gücüne sahip olduğunuzu
biliyor musunuz?
Bu güç düşüncedir.
Yaşamınızı yöneten şey aslında
düşünme biçiminizdir.
Düşünme biçiminiz sizi başarıdan başarıya ya da tam bir başarısızlığa
götürebilir; size sevgi ve mutluluk ya da yalnızlık ve sefil bir yaşam
verebilir.
1. Her şey düşünceyle başlar
Kendimiz için yarattığımız dünyadan hoşlanmıyorsak, hoşlanabileceğimiz yeni
olaylar başlatabilecek bir dünya yaratma hakkı bize verilmiştir. Düşünce hem
yönetici hem üreticidir. Hayatın erkek boyutu, hepimizin içindeki bilinçli ve
yönetici düşüncedir. Dişi boyutu ise bilinçaltından gelen alıcı ve yaratıcı
yollardır.
2. Kendini yönetmenin yolu
Bilinçaltı, bedenin yapıcısı olarak bilinir. Bedenin fonksiyonlarının
otomatik olarak yürümesini sağlar. Bilinç emirleri verir, bilinçaltı da
uygular. Bilinç; bilinçaltına direktifler verir. Bilinçaltı yalnızca emirler
alıp bunları mantıki kıyaslamayla ( kurala dayalı çıkarımla ) yargılayarak
yerine getirdiği için gönüllü hizmetkar adını alır. İnsanlar, gereksiz
sınırlamaları kabul ederek kendilerini hipnotize ederler. İnsanlar kendileri
için kurallar, yasalar koyuyorlar, sonrada bunların esiri olup mutsuz
oluyorlar.
3. İste ve sahip ol
Aklımızdan geçen şeyler ergeç ortaya çıkar. Bilinçli olarak düşünülen her
düşünce, bilinçaltını etkiler ve bu etki, düşüncedeki güç ve arzunun derecesine
bağlı olarak eyleme dönüşür. Bilinçli olarak yeni bir hayata başlamaya karar
versek de bilinçaltına yeni düşünce biçimimizi işlemedikçe o, bir hafta, bir
ay, bir yıl önce verdiğimiz emirleri yerine getirmeyi sürdürür.
4. Kendiniz olma cesaretini gösterin
İnsan kendisini küçümser ve sürekli başkalarıyla karşılaştırır. yalnız bir
insan dünyada ne yapabilir.? Çok şey. Büyük işler başarabilir. İnsan bilinçli
olarak düşünebildiği, güvenle beklediği ve mümkün olduğuna inandığı her şeyi
yapabilir. Evren sınır koymaz; biz inançlarımızla sınırlarız kendimizi. Bir
insan kendini arıyorsa kaybettiği yere bakmalıdır. Acaba hiç tanımış mıdır
kendisini? Hayatımıza hakim olmanın yolu bilincimizi kullanmaktan geçer.
Yönetimi yürüten bilinçtir. Deneyimlemek istediğimiz şeylerin kalıbını
hazırlayarak düşünce çeşitlerini seçiyoruz. Bilinç, hayatla nasıl ilişki
kuracağımıza karar verir, ifade yollarını seçer.
5. Amaçlara ulaşmak için 5 ilke
İnançla başlayıp başarıyla son bulan beş basamak şöyle sıralanabilir:
1. Kendiniz için ideal zihinsel imajı belirleyin.
2. Çaba göstermeden, yalnızca inanmak hiçbir işe yaramaz.
3. Düşüncelerinizi kendinize saklayın.
4. Esnek olun; gerekirse plan değişikliği yapın.
5. Gözlerinizi hedeften ayırmayın, işi yarı yolda bırakmayın.
6. Sınırsız fikir kaynağını kullanma
Hepimizin içinde, derinlerde yüzyılların bilgeliği yatar. Asla
tüketilemeyecek, sonsuz bir yaratıcı fikirler kaynağı saklıdır içimizde.
Yaratıcılığı geliştirmek için dört kural :
1. Düşüncelerinizi bir noktada yoğunlaştırın.
2. Derinlemesine düşünmek aceleye gelmez.
3. Fikirler geldiğinde hazır olun .
4. Şimdi fikirlerinizi kullanmaya hazırsınız.
7. Yaratıcı imgelemin gücü
Yaratıcı imgelemeyi anlayarak ve uygulayarak tüm hayatınızı yeniden
düzenleyebilirsiniz. Yaratıcı imgeleme sayesinde kişinin kendisiyle ve yaşadığı
dünya ile ilgili inancını, dolayısıyla bu inancın ürünlerini değiştirmek
mümkündür. Yaratıcı imgeleme ısrarla kullanılırsa, fikrin olduğu her yerde
başarı da vardır. Hepimiz mucit olamayız. Fakat yaratıcı imgeleme bir çok
yerde, hayatın basit şeylerinde de kullanılabilir.
8. Kendine güven nasıl oluşur
Hepimiz kendine güvenin gerekliliğini biliyoruz. Bugün bir çok kulüp,
dernek, birlik faaliyet göstermekte. Bunların hepsi bireyin güven duygusunu
geliştirmek ihtiyacından kaynaklanıyor. Kişinin kendine güvenini yitirmesine
neden olan korkulardan biri başarısızlık korkusudur. Her insan başarılı olmak
ister. Onaylanmama korkusu ise yalnızca çocuklara ait bir sorun değildir; her
yaşta insan bu korkuyu yaşayabilir. İşte, evde, okulda, nerede olursa olsun
yaptığımız her şeyde hayatı, ifade ettiğimizi ve bu hayatın sonsuz ve mükemmel
olduğunu anlamalıyız. İfade ettiğimiz bu hayat tüm hayatla birdir; bundan
dolayı insanla tanrı arasında veya insanla insan arasında ayrım yoktur.
9. İlk adım karar vermek
Bilinçaltı sürekli olarak bilinçten gelen emirleri yerine getirir.
Bilinçaltı, bilinç tarafından inanılan her emre yanıt verir. Kararsızlık
olursa, her dakika fikir değiştirilirse, bilinçaltı karmaşaya düşer. Kesin
kararlar vermeyi öğrenmeliyiz. İnsana seçme hakkı verilmiştir. Kullanıp
kullanmamak kendisine bağlıdır. Unuttuğumuz bir ismi hatırlamak için kendimizi
zorladıkça işimiz daha da güçleşir; bir an için rahatlayıp gevşersek birden
hatırlayıveririz. Karar verirken de aynı şey geçerlidir.
10. Kendini yönetme refah getirir
Her insanın kendine has bir refah, zenginlik ölçüsü vardır. Bu yüzden, para
kazanmak refah bilincinin yan ürünlerinden biri olmasına rağmen, refah sahibi
olmak ilahi büyük bir servete sahip olmak demek değildir. Gerçek refah içsel
hakimiyetle başlar ki bu yaşamın har alanında zenginlik getirir. Para pis bir
sözcük değildir. Kötü olan para değildir. Para zenginliğin kanıtıdır, takas
için kullandığımız semboldür. İhtiyaç duyduğumuz şeyleri takas etmek yerine
para kullanıyoruz. Demek ki para kötü dersek giyecekler, yiyecekler,
yaşadığımız ev de kötü demektir. Kötü olan parayı çok fazla sevmek onu tüm
iyiliklerin kaynağından önde tutmaktır. Ekonomik sistemi yermek kimseyi bir
yere ulaştırmaz. Neye direnirseniz o da size direnir. Fikir birliğine varırsak
hayata uyum sağlarız. Sevgi ve zenginlik birbirini tamamlar.
11. İşler kötü gittiğinde ne yapmalı
Hepimizin hayatında her şeyin kötüye gittiği zamanlar vardır; planlar ters
gider, umutla beklenen kararlar gerçekleşmez, hastalık ve kazalar günlük
hayatın akışını aksatır. Böyle zamanlarda hepimiz dayanacak bir şeyler ararız,
güvenebileceğimiz iç kaynaklar bulmaya çalışırız. İşler ters gittiğinde gerçeği
kanıtlama ve hayatımızdaki gücü gösterme fırsatına sahip oluruz. Var olan
koşullara neyin neden olduğu gerçekten önemli değil. Samanlık yanıyorsa yangını
neyin başlattığının ne önemi var. Sorulması gereken soru “yangını söndürmek
için ne yapmalıyım” olmalı. İnandığımız, kabullendiğimiz ve güvenle
beklediğimiz her şeye sahip oluruz. Bu hayat tarafından doldurulmak üzere
elimizde tuttuğumuz kalıptır. Bu büyük yaşam yasasını açıklamanın bir çok yolu
var. Bu ektiğini biçmek, neden-sonuç ve benzer benzerini çeker yasaları olarak
da adlandırılabilir.
12. Zamanın efendisi olun
Zaman insanların sonsuzluk ölçüsüdür. Şimdiye kadar zamanla ilgili doğal
olarak kabul ettiğimiz her şey insan düşüncesinin ürünüdür; görecelidir.
Bilinçaltının düşündüğümüz gibi bir zaman kavramı yoktur. Hayatımızı
yönetmesine izin verdiğimiz zaman programları kendi düşüncemizin ürünüdür.
Evrensel bilinçaltında zaman ve yer yoktur. Bilinçaltı geçmiş veya gelecek diye
bir şey bilmez. Hep şimdiki zamanda çalışır. Özne zihin denen bilinçaltı
tamamıyla bilince bağlıdır. Tek akıl vardır; o da düşüncenin evrensel havuzunun
bireysel kullanımıdır. Bilinçaltına emirler verirken, onun zaman ve yerden
habersiz olduğunu hatırlayalım. Onu koşullandıran bizleriz.
13. İyi bir bellek için dört ilke
1) dur-bak-dinle
2) öğrenme süreci fikirlerin birleştirilmesine bağlıdır.
3) sizin için çalışmasını istiyorsanız belleğinize güvenin.
4) kendini yönetme, kesin sonuçlar getiren kesin bir eylemdir.
Net bir belleğe yaklaşımımızda dikkatsiz hiçbir şey olmamalı. Bizi
etkileyen şeyler kolayca hatırlanır. Dikkat edersek, bilinçaltına kesin
direktif verirsek, hatırlamak istediğimiz her şeyi hatırlarız. İyi bellek
denen, çağırılmayı bekleyen bilgiyi hatırlama yeteneğine her yaşta sahip
olunabilir.
14. Sakinleştirici haplar almadan rahatlama
Bugün çoğu televizyon reklamı, rahatlama veya gerilimden kurtulma ile
ilgilidir. İnsan reklamlara inansa, gerilimden kaynaklanan başağrılarının ancak
ilaçlarla yok edilebilecek kaçınılmaz bir dert olduğu sonucuna varırdı.
İşyerinde yoğun bir günden sonra kendini tükenmiş hisseden bir çok insan bir
bara koşturur ya da birkaç kadeh içki içmek için aceleyle eve gider; bunun
kendilerini rahatlatacağını düşünürler. Fakat içki uyarıcıdır. Önce uyarır
sonra aptallaştırır. Hepimiz hayatın dış kenarında çok hızlı hareket etmenin
sonucu olan karmaşanın esaretine düşeriz sonra içimize dönmek, sakinleşmek ve
asla karmaşaya düşmeyen, acele içinde olamayan ve rahatsız olmayan iç huzurunu
yaşamak isteriz. Bu var oluşumuzun gerçeğidir. Onu anlamamızı bekler yalnızca.
15. Endişelenmeyi bırak, yaşamaya bak
Endişe, zihinden dolaşan ince bir korku akıntısıdır, ne kadar uzun süre
akarsa o kadar derin izler bırakır. Endişe her bakımdan bir sorun yaratıcıdır.
Endişenin üstesinden gelmenin ilk adımı,endişenin hiçbir şey kazandırmadığını,
sahibine zarar verdiğini en büyük arzularımızın gerçekleşmesine engel olduğunu,
uzun vadede hayatımıza olumsuz etkileri olacağını kabul etmektir. Bu gerçekleri
kabul ettik mi endişe alışkanlığından kurtulmanın gerekliliğini anlamaya
başlarız.
16. Korku sizi yenmesin siz korkunuzu yenin
Korku insanlığın bir numaralı düşmanıdır. Korku bir duygudur. Makul veya
akılcı değildir. Her zaman için korkulacak bir şey vardır ve bu şey hakkında
gerçek olmayan duygular geliştiririz. Düşmanınızın kim ya da ne olduğu hiç
önemli değil, onun en güçlü silahı sizin korkunuzdur. Bu düşmandan korkmaya
başladığınız an sizden güçlü duruma geçer. “korkaklar bin kez ölür” derler. Her
korku küçük bir ölümdür. Temelde her korku bir ölüm korkusudur. Ölümden
korkmaktan kurtulursak hayatla korkusuzca yüz yüze gelebiliriz. Ölüme “son
düşman” denir; aslında o yenmemiz gereken ilk düşmandır.
17. Evet, sigarayı bırakabilirsiniz
Yapıcı ve yıkıcı alışkanlıklar vardır. Bilinçaltı ince eleyip sık dokumaz.
Asla yargıda bulunmaz. Verdiğimiz emirleri harfi harfine yerine getirir. Biz
emirleri veririz, bilinçaltı yerine getirmek için çalışır. Evet sigarayı
bırakabilirsiniz; diğer herhangi bir alışkanlığınızı da yenebilirsiniz. Bu
tamamen bilinçaltına verdiğiniz direktiflere bağlıdır. Kişi sigaradan kurtulmak
istediğinde, bunun gerçekleşmesi için gerekli her şey yapılacaktır.
18. Uykusuzluk hastalığını yenebilirsiniz!
Herhangi bir şeye dikkati yöneltmenin zihni uyanık tuttuğu bulunmuş; çoğu
zaman uykun içinde geçerli bu. Uykunun mutlaka gerekli olmadığına, bedenimizin
uyumadan da ihtiyacı olan dinlenmeyi sağlayabileceğine ikna olursak bizi
uyumaktan alıkoyan endişenin hakkından gelebiliriz. Aklın kendini yönetme gücü
sayesinde, sonuç olarak bilinçaltının uyku fonksiyonuyla ilgilenmesini sağlayan
emirleri zihninize verebilirsiniz. Bir daha uyanık olarak yatakta yattığınızda
kendi kendinize şunları söyleyin. “şimdi uyuyacağım-tüm bedenim gevşemiş
durumda. Aklım dingin. Ben huzurluyum. Şimdi uykuya hazırım.”
19. Cesaretsizliğin çaresi
Hepimiz ara sıra cesaretimizi yitiririz. Hayatın gerekli bir parçası
olmamasına rağmen kimse ona karşı bağışıklı değildir. Cesaretini yitiren insan
yalnız olmadığını, herkesin şu yada bu şekilde düş kırıklığına uğradığını
anlamalıdır. Cesaretinizi yitirdiğinizi hissettiğiniz an, oturun ve önünüze bir
parça kağıt koyun. Özel bir probleminiz varsa tüm ayrıntılarıyla kağıdın bir
yüzüne yazın. Sonra, öbür yüzüne mümkün olan tüm çözümleri yazın. Sonra, başka
bir kağıt alın ve hayatınızdaki cesaret verici her şeyi yazın. Kazançlarınız,
arkadaşlarınız, yetenekleriniz v.s. Artık bitti deyinceye kadar yazın bunları
kağıda. Hayatınızdaki cesaret kırıcı şeylerin tümünü de kağıdın öbür yüzüne
yazın. Hepsini boşaltın. Bunu yaptıktan sonra, cesaret kırıcı şeyleri
sıraladığınız taraftakileri birer birer çizin ve “bununla işim bitti.
Hakkımdaki gerçek bu değil” deyin. Şimdi tüm dikkatinizi hayatınızdaki cesaret
verici şeylere yoğunlaştırın. Dikkatimizi verdiğimiz şeyler gelişir, büyür.
Dikkatimizi iyiye, olumluya ve doğruya yöneltirsek yaşadıklarımız bunlar olur.
20. Kendini iyi yönetmek sürekli huzurdur
Her erkeğin ve kadının amacı olan gerçek huzur bir sükunet halidir;
rahatsızlık endişe, sıkıntı ve heyecanlardan sıyrılmaktır; hayat ve
çevremizdekilerle uyum içinde olmaktır. Yaratıcı olmak için hayatla uzlaşmak
gerekir. Her durumda dayanabileceğimiz iyi bir şey bulalım. Eski düşman direnci
saf dışı etmenin en iyi yoludur bu. Her durumda olumlu karşılık vermeye
çalışın. İyiyi bulun. Eleştiri veya suçlamada bulunmayın.
Kendinizin farkına varın.
(Jack Ensign Addington – Yüzde Yüz Düşünce Gücü)
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar