PEYGAMBERİN SIFATLARINA SANSÜR: GÜLLERİN EFENDİSİ
Bazı kesimler, guruplar Peygamber salla'llâhü
aleyhi ve sellem Efendimiz’i anlatırken, bilerek veya bilmeyerek bir yanlışa
düşüyorlar. Bu yanlışa düşenler kullandıkları ifade ile Efendimiz’in diğer
vasıflarını gizlemiş oluyorlar.
İŞTE O İFADELER
Gazetelerde, radyolarda ve
televizyonlarda hep duyarsınız. Bunlar Peygamber Efendimiz’e: “Güllerin
Efendisi, Güllerin
gülü, Güller
Sultanı” gibi yakıştırmalar yaparlar. Peygamberimizi böyle anlatırlar.
Mesela bir gurubun
gazetesi, kutlu doğum kutlanan bir geceyi anlattığı haberinde: “Güllerin
efendisine sevgi gecesi” diyor. Tamam, Peygamberimizin teni gül kokardı ve buna bütün sahabe
şahitlik yapıyor ama bu terimlerin ısrarla, altını çiziyoruz ısrarla kullanılmasının
amacı nedir acaba?
Gül, nihayetinde mevsimlik,
günü dolduğu zaman solan, kokusunu yitiren bir çiçektir. Tutmaya çalışan
insanın eline batan dikenleri de cabası. Yani gül eğer Efendimizin ten kokusunu
barındırıyorsa sevilir ama Efendimiz’e bu yakıştırmayı yaparak diğer
sıfatlarını gizlemek bilinçli yapılan bir saptırmadır.
Peygamber Efendimiz
güllere, çiçeklere, gönderilen bir Peygamber midir? O “güllerin
Efendisi” tabiri ile ne kadar anlatılır? Yani Efendimiz eğer bir kelimede anlatılcaksa
bu “Gülerlin
efendisi” mi olmalıdır?
Niçin “Kâinatın
efendisi”, “Allah’ın resulü”, “Allah’ın
habibi, sevgilisi”, “Son Peygamber Hazreti Muhammed (salla'llâhü aleyhi ve sellem) “Cümle
Peygamberlerin sultanı” gibi ifadeler kullanılmıyor?
Bakın, Allah’ın ilk olarak
nurunu yarattığı Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi ve Selem)’e
Mevlid-i Şerif sahibi Süleyman Çelebi nasıl hitap ediyor:
Ey yarâdılmışların sultanı
sen, Sensin ol sultan-ı cümle enbiyâ, Nûr-i çeşm-i evliyâ-yü asfiyâ, Ey risâlet
tahtının sen hâtimi, Ey nübüvvet mührünün sen hâtemi.
GÜLLER DEĞİL BİZ MUHTACIZ
Allah’ın “sevgilim” diye hitab ettiği, bütün peygamberlerin istisnasız kendisine ümmet
olmak istediği o son peygamber Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi ve
Selem) Efendimiz’e güller, ağaçlar, kuşlar değil biz muhtacız. Onlar
kendilerine yüklenilen vazifeyi zaten yerine getiriyor ve nihayetinde sonları
toprak olacak.
Biz
muhtacız. Müslüman olmaktan, O’nun ümmeti olmaktan şeref duyduğumuz biz Müslümanlar
muhtacız ona. Hem de her an, her zaman. O’nun hayatının her safhasını,
emirlerinin her harfini uygulamaya bugün her zamankinden daha da muhtacız.
Ama gelin görün ki,
Müslümanlar Peygamberlerinden, hayatından, yaşadığı yerden ve dönemden, İslam’ı
bir sonraki nesle taşımak için çektiği sıkıntıdan habersiz ve gafiller. İnanın,
Peygamberimizin annesinin, babasının ismini, doğduğu yeri bilmeyenler var. Evet
var.
Bu insanlara sen
kalkıp “güllerin
efendisi” dersen, avam bir çiftçi kardeşimiz “bizim kapıdaki güllerin mi” diye sorabilir yani. Bilmiyor kardeşimiz ne yapsın?
Hülasa: “Güllerin
efendisi”“gülleri gülü” gibi tarifler Peygamberimize yapılan bir haksızlık ve büyük
yanlışlıktır. Altında oyunlar dönen kavramlardır. Dinler arası diyalog
çalışmalarına hizmet etmektedir. Bunlardan sakınmanızı ve o yüce Peygamberi
O’na layık olan şekli ile anlatmanızı tavsiye ediyoruz.
Kaynak: https://www.ihvanlar.net/2011/09/23/peygamberin-sifatlarina-sansur-gullerin-efendisi/
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar