AŞIK SITKI BABA (PERVANE)
Yazan: HAYRETTİN
İVGİN
Emel Matbaacılık Sanayi Ankara, 1976
Emel Matbaacılık Sanayi Ankara, 1976
Sıtkı Baba 1863 yılında Tarsus’un Yenice
köyünde doğmuştur. Asıl adı A b i d i n'dir. Yoksul bir köylü ailesinin
çocuğudur. Küçük yaşlarda iken babası ölmüştür.
On iki yaşlarında Hacıbektaş kasabasına
gelerek Bektaşî Şeyhi Feyzullah E f e n d i’nin dergâhına girmiştir. (1875) O sıralarda
saz çalmakta ve şiir yazmakta olup mahlası Pervane’dir.
Pervaneyim yandım
bir hüsn-i mahe
Düştüm leyi ü nehar ah ile vahe
Yaşım on ikide geldim dergahe
Elhamdülillah can cane kavuştu.
Düştüm leyi ü nehar ah ile vahe
Yaşım on ikide geldim dergahe
Elhamdülillah can cane kavuştu.
Dergaha köyünü, annesini ve evini
terkederek geldiğini kendisi söylemektedir
Terkeyledîm
vatanımı, hanemi
Ah ü zare saldım garip anamı
Aşkın ateşiyle dertli sinemi
Dağlayı dağlayı geldim kapına.
Ah ü zare saldım garip anamı
Aşkın ateşiyle dertli sinemi
Dağlayı dağlayı geldim kapına.
Ozanımıza ilk okuma ve yazmayı köyündeki
hocası öğretmiştir. Dergaha geldikten sonra öğrenimini güçlü bir şekilde dergahta
sürdürmüştür.
1879’da Şeyh Feyzullah Efendi ölür. Onun
yerine oğlu Cemalettin Efendi irşat postuna geçerek şeyh olur. Cemalettin
Efendi babası öldüğünde 12 yaşlarındadır ve Pervane gibi o da «Cemâlî»
mahlasıyla şiir yazmaktadır. Pervane’ye «Sıtkı» mahlasını veren bu
Çelebi Cemalettin Efendi’dir. Sıtkı Baba, Hacıbektaş’da uzun yıllar Çelebi
Cemalettin’in sır kâtipliğini yapmıştır. Bu arada 1895 yıllarında evlenmiştir.
Kendi yaşamını şiirlerinden ve - bende
bulunan iki cönkten öğreniyoruz. 1897’de oğlu A l i Bakî doğmuştur. Ali Bakî
de kendi gibi ozandır. Cönkün, kenarlarına babası ile ilgili bir çok bilgiler
yazmıştır. Sıtkı Baba’nın eşî 1909 yılında ölmüştür. Sıtkı Baba da Ölene kadar
evlenmemiştir. Bakın Ali Bakî ne diyor :
Bin üç yüz on üçtü dünyaya geldim
On iki yaşımda ben öksüz kaldım
Yaşım on yedide bir mahlas aidim
Şûaradan Sıtkı Baba oğlıyam.
Sıtkı Baba Kurtuluş Savaşı’na da
katılmıştır. Yurdun çeşitli cephelerinde düşmanla savaşmıştır.
Bir gün ola hep
şehitler uyana
Ol vakit seyredin dökülen kana
Kılınç çekip bir uğurdan meydana
Birer birer çıkmamıza yakın mı.
Ol vakit seyredin dökülen kana
Kılınç çekip bir uğurdan meydana
Birer birer çıkmamıza yakın mı.
O, savaş
yıllarım «çile» olarak tanımlamakta ve Kurtuluş Savaşı sonunda yeni Türk
Devleti’nin kurulmasını «maksat yerini b u l d u » diye benimsenmektedir.
Kurtuluş Savaşı’nın bitiminde yine dergaha girmiştir.
Vakit tamam oldu
çileler doldu
Gel gezelim bizim elleri şimdi
Elhamdülillah maksat yerini buldu
Seslendi muhabbet telleri şimdi.
Gel gezelim bizim elleri şimdi
Elhamdülillah maksat yerini buldu
Seslendi muhabbet telleri şimdi.
1925'de tekkeler ve zaviyeler kapatılınca
Merzifon'un Harız köyüne yerleşmiş ve imamlık yapmaya başlamıştır. Yaşamının
son günlerini burada geçirmiştir. 1928 yılında 65 yaşında iken ölmüştür. Kabri
şimdi bu köydedir.
Sıtkı Baba bir Bektaşî ozanıdır. Bunu
şiirlerinde açıkça görüyoruz. Bektaşî olduğuna övünmektedir.
Ey zâhid sorarsan
mezhebimizden
Merdân-ı tarık-ı Bektaşîleriz
Bu bir nümunedir meşrebimizden
Yaran-ı tarık-ı Bektaşîleriz.
Merdân-ı tarık-ı Bektaşîleriz
Bu bir nümunedir meşrebimizden
Yaran-ı tarık-ı Bektaşîleriz.
Biliyoruz Aievî-Bektaşî halk edebiyatının
kaynağı Yunus Em r e’dir. Sıtkı Baba'da Yunus’un ve Alevî - Bektaşî edebiyatı
geleneğinin bütün izlerini görürüz. «Meydan, taIib, muhib, derviş, cem,
ayn-ıcem, mürşid, meşreb, hakikat, tarikat, marifet» gibi terim ve
sözcükler şiirlerinin yapısını oluşturmaktadır. Her Alevî - Bektaşî ozanlarında
olduğu gibi «Ehlibeyte sevgi», « H z. Ali hakkında övgü», «Hacı Bektaş’a
bağlılık» Sıtkı Baba’nın şiirlerinde de görülür. Şiirlerinde « z â h i d »e ve
«zahirler »e çatar.
İO
Sıtkı Baba, şiirlerinde çeşitli mahlaslar
kullanmıştır : Pervane, Kul Pervane, Fakir Pervane, Sıtkı, Sıtkıya, Sefil
Sıtkı.
«Pervane» mahlası ile yazdığı şiirler çocukluk
ve ilk gençlik yıllarına ait: şiirlerdir. «Sıtkı » mahlası ile yazılan şiirleri
olgunluk çağının şiirleridir. Biz bu kitapta Pervane ve Sıtkı adıyla yazdığı
şiirleri iki bölümde topladık.
**
Ben mürşidim diyen meydana gelsin
Mürşid kimdir andan nişan isterler
Men aref sırrını okusun bilsin
Destinde hüccet-i burhan isterler
*
Dört kapı, kırk makam, on iki erkân
On yedi tariki eylesün beyan
Küllü vâlî Hak yolunda tercüman
Çanım meydanda kurban isterler
*
limi ile amil gerektir kişi
Amil olmaz ise taklittir işi
Mukallit olanlar şeytanın işi
Bunca kavli sadık insan isterler
*
Mağrur olanlar boyun eğmez yola
Bu bir sırdır nasip olmaz her kula
Hünersiz kişiyi almazlar pula
Esrar anlar, ehl-i irfan isterler
*
Cahil olan ercemende giremez
Ehlibeytin süreğini süremez
Özü çürük zihni sağır yaramaz
Dili bülbül kalbi kûr’an isterler
*
Mürşid sanıp deman tutma şakiden
Hak kelâmı doğmaz her kör fakîhden
Özün helas edip yetmişikiden
Nefsini katletmiş merdan isterler
*
Arif olan sohbetinden tutulmaz
Usta meydanına hile katılmaz
Boncuk dükkanını açma satılmaz
Bu pazarda dürr ü mercan isterler
*
Hünkâr Hacı Bektaş Ali şahıdır
Yedullah Babanın Hakk nişanıdır
Mürşit olan mülkün Süleymanıdır
İns ü cinden ahd u peyman isterler
*
Sıtkı Al-Resule olagör asker
Şaraben tahurden içesin kevser
El-veled-i sırr-ı Nebiye mazhar
Kutb-ül akdap gibi Sultan isterler
**
Müminlerin yaşın
yaşın ağlatan
Ah senin dertlerin
İmam Hüseyin
Kerbelâ çölünde
kanın çağlatan
Ah senin dertlerin
İmam Hüseyin
*
Şehit düştü
imamların şahbazı
Bu imiş takdirde
yazılan yazı
Arşa çıktı Ehl-i
Beytin avazı
Ah senin dertlerin
İmam Hüseyin
*
İptida meydan-ı
Hûr Şehid açtı
Arştaki melekler
kanlı yaş saçtı
Yetmiş üç pehlivan
hep şehit düştü
Ah senin dertlerin
İmam Hüseyin
*
İmam Zeynel kaldı
Ali’den aslı
Şükür kesilmedi
Muhammed nesli
Yüz yiğirmi dört
bin peygamber yaslı
Ah senin dertlerin
İmam Hüseyin
*
Kana boyandı nesli
Peygamber
Elinde Zülfikâr
nerdedir Haydar
Ağladı Hazret-i
Fatıma, Kamber
Ah senin dertlerin
İmam Hüseyin
*
Lânet olsun ol
Yezid'in canına
Kasdeyledi
imamların canına
Hasret kala yâr-u
hanümanına
Ah senin dertlerin
İmam Hüseyin
*
Sefil SITKI şu
gönlümün zârı var
Kerbelâ'da Ehl-i
Beytin nuru var
On’iki ayda kan
ağlasam yeri var
Ah senin dertlerin İmam Hüseyin
**
Sanma zahid bizi dünyaperestiz
Hak perverdigare bağlı özümüz
Düşmanına düşman dostuna dostuz
Ahmed-î Muhtara bağlı özümüz
*
Şeriatta inan Muhammed Mehdi
İktida eyleyip kılarız cehdi
Girdik tarikata bozmayız ahdi
Sağlam bir ikrara bağlı özümüz
*
Kutb-ül aktab marifetin sultanı
Hakikat şehrinin adalet-kânı
Evlad-ı Resulden tuttuk demanı
Hazret-i Hünkara bağlı özümüz
*
Zahirde batunda görüp işiten
Kâhî bahar eden, kâhi kış eden
Şûla verip du-cihanı ışıtan
Ol gani saattare bağlı önümüz
*
Sıtkıya isteriz avni inayet
Habibinden himmet Hakdan hidayet
Sahib-i Zülfikar şah-i velâyet
Haydar-ı kerrare bağlı özümüz
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar