Print Friendly and PDF

Güzel sözler


Hz. Ömer (radiyallâhü anh) dedi ki: “Âlimin kayması ile âlem kayar.”
Hz. Ali (kerremallâhü aleyhi vecheh) dünya ve âhireti üç misalle kıyaslamış ve şöyle demiştir: “Onlar, terazinin iki kefesi, doğu ve batı ve iki kuma gibidirler. Birini razı etsen, diğerini kızdırırsın”.
Vehb b. Münebbih dedi ki: “Kötü ahlaklı insan kırılmış saksı gibidir. Ne onarılır ne de çamur olur.
Denildi ki: “İhtiyarın eğitimi zor, kurdun terbiyesi ise azaptır.”
Hakîmlerden birisi dedi ki: “Mümini lanet etmek, onu öldürmek sayılır.”
Yine: “Günler ok, insanlar hedeftir. Zaman her gün sana okunu atar.”
Seleften birisi dedi ki: “Nimet vahşidir, onu şükürle kendinize alıştırın.”

eş-Şâfi‘î’nin şiirdeki mahareti, bazı fetvalarında da kendini göstermektedir. Bu hususta şu iki örneğe yer vermek yerinde olacaktır:
eş-Şâfi‘î’ye soruldu: Bir kimsenin bir beyit dolayısıyla (karşılığında) evlenmesi caiz midir?
Dedi ki: Beyit şöyle ise evet:
يُرِيدُ الْمَرءُ أن يُعْطَى مناه  وَيَأبى الله إِلا مَا أرَادَا
Kişi arzularının verilmesini ister. Allah da ancak istediğini kabul eder.
Dîvânü’ş-Şâfi‘î:
Şâfiî böyle bir eser telif etmiş değildir. Ancak Arap dili ve şiirinde mahir olduğundan çeşitli vesilelerle söylediği şiir ve hikmetli sözleri şiir, lugat, tarih, tabakat ve terâcim başta olmak üzere çeşitli eserlerde dağınık olarak yer almıştır. Bunları ilk defa Ahmed el-Acemî, Netîcetü’l-efkâr fîmâ yü‘zâ ile‘l-İmâm eş-Şâfi‘î min eş‘âr adlı eserinde toplamıştır (Dâru’l-kütübi’l-Mısriyye, Edeb, nr. 1418). Daha sonra Muhammed Mustafa eş-Şâzelî, bu eseri esas alıp el-Cevherü’n-nefîs fî eş‘âri Muhammed b.İdrîs adıyla bir kitap telif etmiştir. (Kahire 1321). Ardından Muhammed İbrâhim Heybe klasik literatürden toplayıp oluşturduğunu söylediği Dîvânü’ş-Şâfi‘î’yi neşretmiş (Kahire 1329), bunu da aynı veya benzer isimlerle pek çok eser takip etmiştir ( Dîvânü’ş-Şâfi‘î, nşr. Zühdî Yeken, Beyrut 1961; nşr. Abdülazîz Seyyidülehl, Kahire 1966; der. Muhammed ‘Afîf ez-Zu‘bî, Beyrut 1974; Muhammed Zerzûr, Beyrut 1984; nşr. Muhammed Abdülmün’im Hafâcî, Riyad 1986, Beyrut 1990; Dîvânü’l- İmâm eşŞâfi‘î ev el-Cevherü’n-nefîs fî şi‘ri’l-İmâm Muhammed b. İdrîs, haz. Muhammed İbrâhim Selîm, Kahire 1988)



دَعِ الأيامَ تفعلُ ما تشاءُ   وطِبْ نفسًا إذا حكمَ القَضاءُ
ولا تَجْزَعْ لِحادثةِ الليالِي   فما لِحوادثِ الدنيا بقاءُ
وكنْ رَجُلا على الأهوالِ جَلْدًا    وشِيمَتُك السماحةُ والوفاءُ
وإنْ كثُرتْ عُيوبُك في البَرايا   وسَرَّك أنْ يكونَ لها غِطاءُ
تَستَّرْ بالسخاء فكلُّ عيبٍ   يُغَطِّيهِ كما قيل السخاءُ
ولا تُرِ لِلْأعادي قطُّ ذُلًّا   فإنَّ شَماتَة الاعدا بلاءُ
ولا تَرْجُ السماحةَ مِن بخيلٍ   فما في النار لِلظَّمْآنِ ماءُ
ورِزْقُكَ ليس يُنْقِصُهُ التأَنِّي   وليس يَزيدُ في الرزقِ العَناءُ
ولا حزنٌ يدومُ ولا سرورٌ   ولا بُؤْسٌ عليك ولا رَخاءُ
إذا ما كنتَ ذا قلبٍ قَنوعٍ   فأنت ومالِكُ الدنيا سواءُ
ومَن نَزَلَتْ بسَاحَتِه المنايا   فلا أرضٌ تَقيهِ ولا سماءُ
وأرضُ الله واسعةٌ ولكنْ   إذا نزل القَضا ضاقَ الفضاءُ
دَعِ الأيامَ تَغْدِر كلَّ حينٍ    فما يُغْني عن الموتِ الدواءُ

Bırak günleri dilediğini yapsın. Kaza hükmettiğin de için rahat olsun.
Gecelerin musibetinden tasalanma. Zira dünyadaki felaketler baki değildir.
Korkulara ve musibetlere karşı metin bir adam ol. Ahlakın cömertlik, hoşgörü ve vefakârlık olduğu halde.
Mahlûkat içinde kusurların çoğaldıysa ve onlar için bir örtünün bulunması seni sevindirirse.
Cömertlik örtüsüne bürün. Zira dendiği gibi her aybı cömertlik örter.
Düşmanlara karşı asla zillet gösterme. Düşmanların kötü durumla alay etmesi beladır.
Cimriden cömertlik umma. Susamışa ateşte su yoktur.
Temkinli hareket rızkını azaltamaz. Yorgunluk da, rızkını artıramaz.
Ne hüzün daimidir ne sevinç, ne fakirlik sendedir ne de zenginlik.
Sen kanaatkâr bir kalbe sahipsen sen de dünyaya sahip olan da birsiniz.
Kime ecel gelirse ne yer korur onu ne de gök.
Allah’ın arzı geniştir, fakat kaza inince feza dar gelir.
Bırak günleri her zaman vefasızlık etsin. Çünkü ilacın ölüme faydası yoktur.

İmam Şafii
ما شِئْتَ كان، وإن لم أَشَأْ   وما شِئْتُ إنْ لم تشأْ لمْ يَكن
خَلَقْتَ العِبادَ لِمَا قد علِمتَ   ففي العلمِ يَجري الفَتى والْمُسِنْ
فمِنْهُمْ شَقِي، ومِنهم سعيدٌ   ومِنهم قَبيحٌ، ومِنهم حَسَنْ
على ذا، مَنَنْتَ، وهذا خَذَلْتَ  وذاك أَعَنتَ وذا لم تُعِنْ
Dilemesem de dilediğin şey olur. Dilediğim şeyi sen dilemezsen olmaz.
Bildiğin şey dolasıyla kulları yarattın,  ilminde akıp gider genç ve yaşlı.
Onlardan kimi mutsuz, kimi mutlu, kimi çirkin, kimi güzel.
Ona ihsan ettin, bunu yalnız bıraktın. Ona yardım ettin, buna yardım etmedin.
(Ne diyebiliriz ki)
İmam Şafii

يريد المرءُ أنْ يُعْطَى مُناهُ  ويَأْبَى اللهُ إلا ما أرادا
يقول المرءُ فائِدَتي ومالي  وتَقْوَى اللهِ أَفضَلُ ما اسْتَفادا
Kişi, arzularının verilmesini ister. Allah da ancak istediğini kabul eder.
Kişi, faydam ve malım der. Hâlbuki, takva  faydalandığı şeylerin en faziletlisidir.
İmam Şafii
ما شِئْتَ كان، وإن لم أَشَأْ   وما شِئْتُ إنْ لم تشأْ لمْ يَكن
خَلَقْتَ العِبادَ لِمَا قد علِمتَ   ففي العلمِ يَجري الفَتى والْمُسِنْ
فمِنْهُمْ شَقِي، ومِنهم سعيدٌ   ومِنهم قَبيحٌ، ومِنهم حَسَنْ
على ذا، مَنَنْتَ، وهذا خَذَلْتَ  وذاك أَعَنتَ وذا لم تُعِنْ
Dilemesem de dilediğin şey olur. Dilediğim şeyi sen dilemezsen olmaz.
Bildiğin şey dolasıyla kulları yarattın,  ilminde akıp gider genç ve yaşlı.
Onlardan kimi mutsuz, kimi mutlu, kimi çirkin, kimi güzel.
Ona ihsan ettin, bunu yalnız bıraktın. Ona yardım ettin, buna yardım etmedin.
(Ne diyebiliriz ki)
İmam Şafii

إذا الْمَرْءُ لا يرْعاكَ إلا تكَلُّفًا   فدَعْهُ ولا تُكْثِرْ عليه التَّأَسُّفَا
ففي الناس أبْدالٌ وفي الترْك راحةٌ   وفي القلب صبرٌ للحبيب ولوْ جَفَا
فما كلُّ مَنْ تَهْواهُ يهواك قلبُهُ   ولا كلُّ مَنْ صافيْتَهُ لك قد صفَا
إذا لم يكنْ صَفْوُ الوِدادِ طبيعةً   فلا خيرَ في خِلٍّ يَجِيءُ تكلُّفَا
ولا خيرَ في خِلٍّ يَخون خليلَه   ويلْقاهُ مِنْ بعدِ المودةِ بالجَفا
ويُنكِر عَيْشًا قد تقادَمَ عهْدُهُ   ويُظْهِرُ سِرًّا كان بِالأمسِ قد خَفَا
سلامٌ على الدنيا إذا لم يكنْ بِها   صديقٌ صَدُوقٌ صادِقُ الوعدِ مُنْصِفَا
Bir kimse yapmacık bir şekilde seni gözettiği zaman, bırak onu ve ona çok üzülme.
İnsanlar içinde bedeller ve terk etmede rahatlık vardır. Cefa gösterse de kalpte sevgiliye karşı sabır vardır.
Her hoşlandığının kalbi senden hoşlanmaz ve her içten davrandığın sana içten davranmaz.
Sevgide samimiyet, doğal olmadığı zaman, yapmacık bir şekilde gelen dostta hayır yoktur.
Dostuna hainlik eden ve muhabbetten sonra onu cefayla karşılayan dostta hayır yoktur.
O, çok zaman önce olan bir yaşamı inkâr eder ve düne ait gizlediği sırrı açıklar.
Selam olsun dünyaya! İçinde samimi, sözüne sadık, insaflı bir dost olmadığı zaman
İmam Şafii
أُحِبُّ من الإخوان كُلَّ مُواتي  وكُلَّ غَضيض الطَّرْفِ عن عَثَراتي
يُوَافقني في كل أمرٍ أريده   ويحفَظُني حيًّا وبعدَ مَماتي
فَمَن لي بهذا؟ ليت أنِّي أَصَبْتُهُ   لَقاسمتُهُ ما لي مِنَ الحسناتِ
تَصَّفحتُ إخواني فكان أَقَلّهم   على كثرةِ الإخوان أَهلُ ثِقاتِي
Yakın arkadaşlardan bana her nazik davrananı ve sürçmelerimi her alttan alanı severim.
O, istediğim her işte benimle uyuşur. Beni yaşarken ve ölümümden sonra korur, savunur.
Bu hususta benim kimim var? Keşke ona rastlasaydım. Bana ait ne hasenât varsa paylaşırdım.
Yakın arkadaşlarımı inceledim çok olmalarına rağmen onların çok azı, güvenebileceğim kişilerdi
İmam Şafii

كُنْ ساكِنًا في ذا الزمانِ بِسَيْرِهِ   وعَنِ الوَرى كُنْ راهِبا في دَيْرِهِ
وَاغْسِلْ يديْكَ من الزمان وأهلِه   واحْذَرْ مَوَدَّتَهم تَنَلْ مِنْ خيرِهِ
إنِّي اطَّلَعْتُ فلم أجد لي صاحبًا   أصْحبهُ في الدهر ولا في غيرِهِ
فتركتُ أسفَلَهم لكَثرةِ شرِّه    وتركتُ أعلاهُمْ لقلَّةِ خيرِهِ
Zamanın seyrinde sakin ol. Halk hususunda onun manastırında râhip ol.
Ellerini yıka zamandan ve ehlinden. Sevgilerinden sakın, hayrını elde edersin.
Aradım, fakat ne zamanda ne de ondan gayrısında arkadaşlık edeceğim bir arkadaş bulabildim.
Onların en alçağını şerrinin çokluğundan, en üstününü ise hayrının azlığından bıraktım
İmam Şafii
إنِّي صَحِبْتُ الناسَ ما لهم عَدَدُ وكنتُ أَحْسَبُ أنِّي قد مَلَأْتُ يدي
لَمَّا بَلَوْتُ أخِلَّائي وجدتُهم كالدهرِ في الغَدْر لم يُبْقُوا على أحَدِ
إنْ غِبْتُ عنهم فشرُّ الناس يشْتُمُني وإنْ مرِضتُ فخيرُ الناس لم يَعُدِ
وإنْ رأَوني بخيرٍ ساءَهم فَرَحي وإنْ رأوني بِشَرٍّ سَرَّهم نَكَدِي
Kuşkusuz insanlarla arkadaşlık ettim ve onların haddi hesabı yoktur. Ben zannediyordum ki elimi doldurdum.
Arkadaşlarımı denediğim zaman, onları vefasızlıkta felek gibi gördüm. Hiç kimseyi kurtarmadılar.
Onlara görünmesem insanların en şerlisi bana küfreder. Hasta olsam insanların en hayırlısı beni ziyaret etmez.
Beni iyi görseler sevincim onları üzer. Beni kötü görseler sıkıntım, çilem onları sevindirir
İmam Şafii



Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar