Syngué sabour, pierre de patience - Sabır Taşı (2012)
Afgan
yazar Atik Rahimi’nin yoğun olarak monolog konuşmalarının bulunduğu Sabır Taşı
(2008) romanı monolog kullanımı açısından başarılı bir örnek olmasının yanında,
aynı yazar tarafından yine başarılı bir şekilde 2012’de sinemaya uyarlanmıştır.
Sabır Taşı filminde komaya giren kocasının başında bekleyen ve bir süre sonra
her gün kendisini monolog konuşmalarıyla anlatan Man adlı bir kadını konu
edinir. Filminde komaya giren kocası bedenen varlığı ile oradadır. Kadın
kendisiyle konuşurken kelimeler durmadan akar ve konuştukça en derinlere inerek
içinde saklı tuttuğu her şeyi anlatır. Anlattıkça hem kendisi hem de bedenen
yanında olan kocası ile yüzleşir. Man toplumun olmasını istediği kimliği
oynamak zorunda kalmıştır. Bunun ağırlığını daha fazla taşıyamamaktadır.
Toplumun içinde var olmak için yaptığı şeyleri anlatır ona. Aslında onun
istediği kişi ne toplumun bildiği kadındı ne de toplumda var olmak için yaptığı
şeylerdi. O gerçek kendisi olarak yaşayamamasının verdiği bulantısına ağıt
yakıyordu
Ailem
beni zengin bir adamla evlendirdi, ama
herif tam bir hödüktü!
İki
yıl sonra kısır olduğumu fark ettik.
İşe
yaramazdım.
Kocam
beni ailesinin yanına gönderdi.
Onlara
hizmetçilik yapacaktım.
Babam
kısır olduğumu öğrendiğinde, her gece
bana tecavüz etti.
Bir
akşam, delirdim, artık katlanamıyordum.
Bütün
cesaretimi topladım, yatağımın altına
saklandım, ve kafasını kırıverdim.
Anında
geberdi şerefsiz.
Kaçtım.
Kendimi öldürmem gerektiğine inandım.
Ortadan kayboldum.
**
Çünkü
sen hayattaydın.
Çünkü
sen öldüğünde, kardeşlerinden biri
benimle evlenecekti.
Belki
de hepsi senin ölmeni istemişti.
Sonunda hepsi bana sahip
olabilecekti.
Kardeşlerinin gözü hep benim üstümdeydi.
Senin
olmadığın üç yıl boyunca, banyo yaptığım
zamanlarda, buğulu camların arasından
beni izlerlerdi.
Nefeslerini duyardım.
Mastürbasyon yaparlardı.
Ne
söylesem boş.
**
Sen
Müslüman mısın, değil misin?
Müslüman’ım, ne oldu ki?
Senin
yüzünden olduğum yerde taş olup kalacağım!
Küstah!
Babana
lanet olsun!
Müslümanlığın adını kirlettin!
Senin
gibi fahişelerin hepsi öldürüldü.
Gebertirim lan seni!
Lanet
olsun senin babana, rezil kahpe!
Fahişe!
Affet
beni.
Yeter
artık, git başka yerde dırdırlan!
Ee, ne
diyordum?
Ah,
evet!
Öyle
söylemekle iyi yapmışsın, yoksa sana tecavüz edebilirlerdi.
Gel
şöyle geçelim.
-
Aklıma o geldi.
- İyi
düşünmüşsün.
Asla
bir fahişenin ırzına geçmezler.
Neden
biliyor musun?
Çünkü o tür bir adam o pis aletini yüzlerce kez kullanılmış bir
deliğe sokmaz.
Ama bir bakireye tecavüz etmek,
işte bu onlar için gururdur.
Erkekliklerini gösterirler.
En
güçlü onlardır.
**
Zavallı, tam bir korkak oldu.
Çok
yalanlar söyledim.
İlk
gecemizde benden gelen kanın bekâret
kanı olduğunu sanmıştın.
Ama o
aybaşı kanamamdı.
Teyzemin tavsiyesi üzerine, bunu
senden sakladım.
Bakireydim ama kan çıkmaz diye
çok korkmuştum.
**
Allah, Muhammed'e anlatacaklarına söyler: "Gizli manasını bilseydim, iyiliğimi yapar, kötülüğe engel olurdum.”
Bir
gün peygamber efendimiz eşine şöyle der:
"Hatice, ben delirmek üzereyim.”
"Beni cin çarptı.”
"Taşlardan gelen sesler duyuyorum.”
"Geceleri yanıma bir canavar yaklaşıyor.”
Hatice bir sonra ki görüşte,
kendisine haber vermesini rica eder.
Ve
bir gün, Peygamber: "Hatice,
görüyorum" der.
O
zaman Hatice peçesini çıkarır ve
Muhammed sallallâhü aleyhi ve selleme sorar: "Hala görebiliyor
musun? " "Hayır, artık
görmüyorum.”
Hatice: "O gördüğün ne bir
canavar ne de bir cindi. O bir
melekti.”
"Cinlerin saçıma saygısı yoktur.”
Yoksa
gözden kaybolmazlardı " Bu hikâyede rahatsızlık veren ne?
Peygamber: "Gizli manasını bilseydim, iyiliğimi yapar, kötülüğe engel olurdum.”
diyor.
Ee
n'olmuş?
Şeytan
peygambere ulaşabilir mi sence?
Diğer
peygamberler gibi bizim peygamberimiz de,
Allah tarafından gönderilen bir insandı.
-
Hatice ne istiyormuş acaba?
-
Hatice mi?
O peygamberin
büyülenmiş hissetmesini istemiyordu.
Gözlerini açmak yanılsamalarını
düzeltmek istemiş.
Hatice'nin istediği, Muhammed
sallallâhü aleyhi ve sellem'in peygamberlik mertebesine ulaşmasıydı.
İşte
böyle, Hatice de peygamber olabilirdi.
**
Sabır
taşım benim!
Benim
için döndün!
Sabır
taşım kırıldı!
Seni
ben getirdim, ben kendim
Mucize yaratan bir peygamber
oldum.
Bir
peygamber oldum
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar